Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 Eylül Pazar günü Edirne’nin Büyükdöllük Köyünde ayçiçeği hasat törenine katıldı.
Başkan Bayraktar hasat töreninde yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;
“Tarımsal üretimde önemli bir yeri olan ayçiçeğinde hasadın yoğunlaşması nedeniyle güzide şehrimiz Edirne’mizden hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Bilindiği gibi hasat, çiftçimizin bir yıl boyunca sarf ettiği emeğin, alın terinin ve harcadığı paranın karşılığıdır.
İyi bir mahsul ve fiyat elde edildiğinde, çiftçimizin sofrasında bereket, hanesinde bayram olur. Kötü bir mahsul ve beklentinin altında fiyatta ise çiftçimiz büyük bir sıkıntıya girer. Yani mahsul de fiyat da önemlidir.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, biz de ürün hasatlarına katılmayı önemsiyoruz. Çiftçimizin sevincinde de sıkıntısında da yanında olduk olmaya da devam edeceğiz.
Geçtiğimiz üretim sezonunda, çiftçimiz bir taraftan afetlerle mücadele etti, diğer taraftan da artan girdi masraflarının yükünü çekti. Gecesini gündüzüne katarak çalıştı ama tarlasından, bahçesinden beklediği geliri maalesef elde edemedi.
Edirne ülke ekonomisi içinde önemli yeri olan illerimizden biri olup ayçiçeği üretiminde zirvede olan ilimizdir. Toplam yağlık ayçiçeği üretiminin yüzde 13’ü Edirne’de üretiliyor. Son 5 yılda üretimimiz yüzde 13 arttı. 2022 yılında 2 milyon 550 bin tona yükselerek rekor bir üretim gerçekleşti. 2023 yılında 2,2 milyon tona inen ayçiçeği üretimimizin 2024 yılında yüzde 9 artarak 2,4 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor. Bu üretimi çiftçiler bin bir emekle, tüm zorluklara rağmen sağlıyor.
Üreticilerin emeklerinin karşılığını alması gerek. Ayçiçeği üretimimizin devam etmesi, üretimin artarak dışa bağımlılığımızın azalması için üreticilerin yeterli geliri elde etmesi, kısacası üreticilerimizin emeğinin karşılığını alması gerek. Ama 2022 yılında üretim rekoru kıran üreticilerimiz ne yazık ki, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda emeğinin karşılığını alamamaktadır.
Trakya Birlik ayçiçeği ön alım fiyatını açıkladı. Yüzde 44 yağ için 20 lira fiyat açıklandı. Ancak bu rakam üreticinin yeterli gelir sağlayacağı, emeklerinin karşılığı olacak seviyede değildir. Açıklanan fiyat üzülerek ifade ediyorum, maliyet seviyesinde kalmıştır. Yağ oranı düşük olduğu için üreticilerimiz 20 liranın altında bir fiyatla ürünlerini satmak zorunda kalacaklar ve mağdur olacaklardır.
Üreticilerimiz yüksek girdi fiyatlarıyla üretimlerini devam ettiriyor. Buna rağmen üreticilerimiz ektiği ürünlerde yeterli geliri elde edemiyor. Ürünü tarlasında kalıyor. Ürününü elinden çıkarmak zorunda olduğu için yok pahasına satıyor, hatta bazı ürünlerde ürününü hiç hasat dahi edemiyor.
Trakya’da 2 yıldır kuraklık etkili oluyor. Bu yıl yine ayçiçeği üretiminin yoğun olduğu illerde bahar aylarında çiftçilerimiz beklediği yağışı alamadı. Yaz aylarında sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşti. Haziran ayı son 53 yılın en sıcak haziran ayı oldu. Bu yıl artan aşırı sıcaklıklar çoğu üründe olduğu gibi ayçiçeğinde de verimde azalmaya neden oldu. Bu nedenle çiftçilerimiz ayçiçeğinde beklediği verimi alamıyor. Hatta bazı verimi düşük arazilerde üreticiler ürün ekmeyip, tarlasını nadasa bıraktı.
Edirne ilinin Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ortalama ayçiçeği verimi 200 kilogramdır. Ancak bu sene üreticiler dekara ortalama 100-150 kilo alabilmektedir. Verimde yüzde 25-50 arasında azalma olduğunu görüyoruz. Verim düşük olduğu için üreticinin ürününden sağlayacağı gelir de düşük olacak. Bölgedeki gelir kaybının telafisi için kuraklık desteği verilmesi fevkalade önemlidir.
Geçtiğimiz günlerde 2024 yılı destekleri açıklandı. Yağlık ayçiçeği için prim destek miktarı artırıldı. Bu önemli bir adım. Ton başına bölge için bin 500 lira olan prim desteği 2 bin 250 liraya yükseldi. Ancak kuraklık nedeniyle verimdeki kayıp dikkate alındığında, alınacak prim destek miktarı da düşük olacak. Bu noktada gelir kaybının önlenmesi ve üretimin devam etmesi için kuraklık desteği verilmesi gerekiyor.
Fiyatlar açıklanırken, Trakya Birlik, Karadeniz Birlik, Çukobirlik ve Konya Şeker Fabrikaları üreticilerin maliyetlerini göz önünde bulundurulmalı. Trakya Birlik’in açıkladığı avans fiyatını yukarı çekmesini, üreticiye daha fazla sahip çıkmalarını bekliyoruz. Bunu beklemekte çiftçimizin hakkıdır. Bunlar bizim çiftçi kuruluşlarımızdır. İdari ve mali yönden güçlü olmaları ve hükümet tarafından desteklenmeleri için de Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak gayret göstereceğiz.
Alım fiyatının yükseltilmesi üreticilerimizi hem motive edecek, hem de gelir kaybını azaltacaktır. Ancak bu yeterli gelmeyecektir. Verim düşüklüğünün telafi edilmesi için mutlaka kuraklık desteği de verilmelidir. Bu desteğin verilmesini bekliyoruz.
Birçok üründe yaşadığımız gibi ayçiçeğinde de üreticilerimiz yeterli kazancı sağlayamazken, tüketiciler de yüksek fiyattan Ayçiçek yağını tüketmektedir. Ayçiçek yağı ülkemizde en fazla tüketilen bitkisel yağ. Ayçiçek yağının girmediği ev yok diyebiliriz. Yaptığımız fiyat çalışmalarında, yağ fiyatlarında son yıllarda önemli artışlar olduğunu görüyoruz.
2024 yılı Ocak ayında ayçiçeği yağı litre fiyatı 58 lira iken Temmuz ayında yüzde 14 buçuk oranında artarak, litre fiyatı 66 buçuk liraya yükseldi. 2024 yılı Haziran ayında son bir yılda yüzde 47 artış oldu. Halkımızın en çok tükettiği yağ olan ayçiçeği yağında görülen bu fiyat artışını kontrol edebilmek ve dışa bağımlılığımızı azaltmak için ayçiçeği üretimimizi artırmamız şarttır. Üretim olmadan tüketim olmaz.
Ayçiçeği üretimini geçmiş yıllara göre artırdık. Ancak ayçiçeğinde tüm çabalara rağmen üretim yeteri kadar artırılamıyor, dışa bağımlılığımız devam ediyor. 2022/2023 döneminde kişi başı tüketim 56 buçuk kilogram ile son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Artan nüfusa paralel kişi başı tüketim de yıllar itibariyle artış gösteriyor. Tüketimdeki bu artış nedeniyle 2015 yılında yüzde 79 olan yeterlilik oranımız yüzde 51’e geriledi.
Ayçiçeği üretimimizin ülke ihtiyacını karşılamada yetersiz kalması nedeniyle söz konusu üretim açığı ithalat yoluyla karşılanıyor. Ayçiçeği tüketimimizin yüzde 49’unu ithalatla karşılıyoruz. Bu kabul edilemez.
Ülkemiz ayçiçeğinde başlıca ithalatçı ülkeler arasında yer alıyor. Ayçiçeği tohumu, yağı ve küspesi için toplam ödediğimiz döviz 2023 yılında 2 milyar 67 milyon dolar oldu. Son 5 yılda ayçiçeği tohumu, yağı ve küspesi için ödediğimiz bedel yüzde 117 oranında arttı. 2024 yılı 6 aylık verilerine göre 992 milyon 107 bin dolar değerinde ithalat yapıldığı görülüyor.
Ayçiçeğinde uygulanan vergi oranları yerli üretimi korumalıdır. Düşük vergi ile ithalat yapılmasına izin verilmemelidir. Ülke içi üretimin korunması ve artırılması için ayçiçeği ve ürünlerinde gümrük vergi oranları yıl boyunca yüksek tutulmalıdır.
Ayçiçeğinde dışa bağımlılığımızı azaltmak için üretimi artırmaktan başka çaremiz yok. Ülkemizde ayçiçeği üretimini artırmak ve halkın temel tüketim maddesinde ithalata bağımlılığı azaltmak için çiftçilerimiz üretmek istemektedir. Yeter ki çiftçilerimiz ürettiği ayçiçeğinden yeterli geliri elde edebilsin.
Üreticilerimize yeterli fiyat ve kuraklık desteği verilmezse üreticimiz ayçiçeği üretiminden uzaklaşır. Üretimden uzaklaşan üreticilerimizi bir daha üretime döndüremeyiz. Son pişmanlık fayda etmez, üreticimizin kıymetini bilelim.
Ayçiçeğinde yaşanan sorunların yanı sıra Edirne ilimizin tarımsal sorunlarına da kısaca değinmek istiyorum.
Hayvansal üretimde girdilerin hızla artmasına karşı üreticiden alınan süt ve et fiyatlarının aynı oranda artmaması üreticilerin üretimden çekilmesine neden olmaktadır. Ülkemizde yıllardır uygulanan süt yem paritesi (1 litre süt/ 1,5 kg yem) uygulanmalı ve süt fiyatı ona göre belirlenmelidir. Sütün değerinde satılması dişi hayvan varlığının artmasını ve et probleminin kendiliğinden çözülmesini sağlayacaktır.
Sanayicimize buradan sesleniyorum. Fiyatları aşağı düşürerek kendi ayağınıza sıkmayın. Kaynağı kurutmayın. Üreticimize vefa borcunuz var. Süt hayvanları kesime gidiyor, önümüzdeki dönemde süt arar hale geleceksiniz. Süt ürünleri fiyatları yükselecek, tüketicimize de yazık olacaktır. Biran önce herkesi aklıselim hareket etmeye davet ediyorum. Sonra pişmanlıklar fayda etmez.
Bölgemizde bulunan Meriç, Tunca, Arda, Sakarya gibi büyük su kaynaklarının değerlendirilip baraj, bent, sulama kanalı gibi projeler yapılmalı, atıl durumda olan alt yapılar tamamlanmalıdır. Kuraklığın etkisini bir nebze azaltmak için Edirne’de ayçiçeği üretiminde sulu tarıma geçilmesi gereklidir. Bunun için bölgede yapımı devam eden ve yarım kalan baraj ve göletlerin biran önce tamamlanarak çiftçilerimizin topraklarını suyla buluşturması hem ülke ekonomisine hem de bölge çiftçilerimize önemli katkı sağlayacaktır.
Diğer taraftan üreticilerimizin en büyük girdi maliyetlerinden olan sulama ücretlerinin makul seviyelerde tutulması için geçtiğimiz yıl ilk defa su ücretlerini devletimiz yüzde 50 oranında desteklemiştir. Tarımsal sulama amaçlı su kullanım hizmet bedelinin desteklenmesine ilişkin uygulama tebliğinin her yıl destekleme kapsamına alınmalıdır.
Buradan Maliye Bakanımıza sesleniyorum. Süt fiyatlarını, et fiyatlarını, meyve, sebze, hububat, ayçiçeği, çeltik, mısır, pamuk ve diğer ürünlerin fiyatlarını baskılayarak enflasyonu önleyemezsiniz. Böyle yaparsanız önümüzdeki dönem gıda fiyatlarını patlatırsınız tüketicilerimizi bu ürünlere ulaşamaz hale getirirsiniz.
Yoksulluk içerisinde yaşayan çiftçilerimize fiyat vermeyerek ücretli kesime, memura, işçiye, emekliye yeterli zam yapmayarak enflasyonu düşürmeye çalışırsanız toplumda huzuru yok edersiniz. İnsanlarımızı daha fazla mutsuz edersiniz.
Enflasyonu önlemek istiyorsanız kayıt dışı yollarla servetlerini katlayan lüks yaşantılarını çekinmeden sergileyen, vergisini ödemeyen bu kesimleri servet beyanı getirmek suretiyle yakalayıp vergilendirin.
Ülkede vergi adaleti sağladığınızda hem enflasyonu önler hem de toplumu sıkıntıya sokmaz, huzurunu bozmazsınız. Orta direk bu ülkenin emniyet sibobudur, güvenliğidir, huzurudur. Orta direği kaybedersek ülkeyi kutuplaştırırız ve ülkemize telafisi imkansız zararlar veririz. Orta direği kaybetmeyin.
Kırsalımız yaşlanıyor. Yaş ortalaması 58’e yükseldi ve gençlerimizi kırsalda tutamıyoruz. Çiftçilerimizin ödedikleri prim gün sayısında adalet sağlanmasını istiyoruz. Çiftçilerimiz diğer sigortalılar gibi prim gün sayısının 7200 güne indirilmesini bekliyor. Gençlerimiz primlerinin devlet tarafından ödenmesini talep ediyor.
Ankara’da gerçekleştirdiğimiz Türkiye Ziraat Odaları Birliği Danışma Kurulu Toplantısı’nda bu talepleri Sayın Cumhurbaşkanımızın, Tarım ve Orman Bakanı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın huzurunda Oda Başkanlarımızla birlikte dile getirdik. Kırsalda istihdamı koruyabilmek için son derece önem arz eden bu sorunun çözülmesini bekliyoruz.
Çiftçilerimizin bankalara olan kredi borçları 700 milyar lirayı buldu. Kuraklık başta olmak üzere doğal afetlerle boğuşan maliyetleri artmasına rağmen ürünlerini değer fiyattan pazarlamakta son derece zorluk çeken üreticilerimizin banka borçlarının faizsiz olarak uzun vadeli yapılandırılmasını bekliyoruz. Destekleme bütçesinin çiftçilerimizin üretimde kalmasını sağlayacak oranda artırılmasını bekliyoruz.
Birlikte gerçekleştireceğimiz hasadın hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum. Sevgilerimle ve saygılarımla selamlıyorum.”