MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir düzenlediği basın toplantısında ülke gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İl Başkanı Candemir Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasının ardından yaşanan süreçle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Candemir yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
"1 Ekim 2024 tarihinde TBMM yeni dönem açılışı ile başlayan süreçle alakalı bilgilendirme toplantımıza hoş geldiniz.
Bildiğiniz gibi 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişi akşamı, millet iradesinin doğal refleksiyle adına Cumhur ittifakı denilen milli duruş yükümlülüğüne sahip bir ittifak kuruldu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli’nin imza attığı protokol metninde de "Cumhur İttifakı" sadece bir seçim ittifakı olmayıp, Türkiye'ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında, millî ve ahlâkî bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir.” cümlesi yer almaktadır. AK Parti ve MHP birlikteliğinden oluşan Cumhur ittifakının bu ülkede her kesim tarafından kabul edilen en büyük başarısı terörle mücadele kararlılığıdır. Sadece Türkiye sınırlarında değil, Irak ve Suriye üzerinde de Cumhur ittifakı kurulduğu günden beri aralıksız terörle mücadele operasyonlarını sürdürüyor. “Fırat Kalkanı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe-Kilit” gibi operasyonlarda binlerce terör örgütü mensubu öldürüldü.
ABD “Afrin operasyonu istikrara yarar sağlamaz”,
dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Afrin'in içine girilmesini doğru bulmuyorum”,
İyi Parti "Afrin savaş senaryolarına tamamen karşıdır.”,
HDP “Afrin ve Suriye genelindeki savaş ve işgal politikalarına son verilsin” diyordu.
ABD ve onun çizgisinde hizalanan bu partiler Afrin konusunda bu mücadeleyi önleyici duruşu sergilerken, terör örgütü PKK’yı Suriye’de ezme kararlılığı gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan “Güney sınırımızı terör örgütünden arındırma operasyonunu Afrin’le devam ettireceğiz", MHP Lideri Devlet Bahçeli de “Ya Afrin yıkılsın ya da teröristler yakılsın. Ya istiklal ya ölüm ya zafer ya da son nefere, son nefese kadar şehadet.” haykırışıyla desteklerini göstermişti. Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli’nin son 1 ay içinde attığı adımlar, yaptığı uyarılar, bulunduğu çağrılar Türkiye’nin ana gündemindedir.
Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli, tavizsiz terörle mücadeleden, şehitlerimizden, gazilerimizden ve Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünden yana olan bir duruşun sahibidir. Türkiye’de herhalde bu duruşu inkâr edecek yahut yok sayacak kimse yoktur.
Türkiye, Irak ve Suriye sınırları içerisinde gerçekleşen terörle mücadeleyi desteklemekte, terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık eden DEM’li Belediyelere kayyum atanmasında ve o Belediye Başkanlarının tutuklanmasında, PKK’lı terörist Selahattin Demirtaş gibi terör eylemlerinde aktif rol almış sözde siyasilerin cezalandırılmasında zerre siyasi merhamet göstermeyen, taviz vermeyen bir partinin lideridir Devlet Bahçeli! Bilge Liderimiz sayın Devlet Bahçeli, son iki haftadır MHP Grup Toplantısında tarihi konuşmalar yaptı.
Türkiye’de terör örgütü PKK’yı bitirmek ve Türkiye, Irak, İran ve Suriye üzerinde terör faaliyeti sürdüren terör örgütü PKK’yı parçalamak, birbirlerinden bağını koparmak olarak görebiliriz. Sağduyulu düşünen, vizyonu olan herkes bu ana omurga halindeki amacı zaten hissetmektedir. Gelin Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin son iki hafta içinde yapmış olduğu, “terörü bitirme” odaklı açıklamalarını tekrar hatırlayalım. “Türkiye Cumhuriyeti’nin terörle müzakeresi, görüşmesi, anlaşma yolları araması, yeni süreçlerin imal çabası, sadece ve sadece terör örgütünün değirmenine su taşımak demektir.” “Bölücü terörün kökü kazınmalı, Türk ve Türkiye Yüzyılında bin yıllık kardeşlik pekişmelidir.” “Terör örgütünün taleplerine boyun eğmek, yeni saldırıların ve hain emellerin teşvik edilmesinden ve özendirilmesinden başka hiçbir şeye yaramaz. Devlet terör örgütüyle pazarlığa tutuşmaz, müzakere etmez, sonuna kadar, kıran kırana mücadele eder.” “Kürt kökenli kardeşlerimin, bölücü terör örgütüyle hiçbir ortaklığı, benzerliği, yakınlığı, irtibatı ve ilişkisi yoktur.” “Terör çıkmazına saplanarak Türkiye’ye ihanet eden her kademedeki PKK militanları için yegâne çıkış yolu, 1 - Terör eylemlerine koşulsuz olarak derhal son vermek, 2- Silahlarıyla dağdan inip Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olmak, 3- Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmek olacaktır.” (15 Ekim 2024) “Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine değil, ortak aklı çalıştırmaya, dürüst ve samimi adımlara, dış dayatmalara kapalı durmaya, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı vardır ve olmalıdır. Türkiye’nin sorunu Kürtler değil, bölücü terör örgütüdür.” “Bölücü terör örgütü PKK’nın silahlı eylemleri başarısızlığa mahkûmdur. Terörle hiçbir yere varılmaz, varılamaz, varılamayacaktır. Türkiye bölücü teröre asla rıza göstermeyecek, müzakere ve mütareke dayatmaları işe yaramayacaktır.” “Terörün belini kırmak her şart ve durumda görevimizdir.” “Türkiye Cumhuriyeti devleti, bölücü terör örgütünü emelleriyle birlikte imha etmeye muktedirdir.” Bu açıklamaların içinde teröristbaşı ve terör örgütünün hedeflerini kutsayan, onların bölücü amaçlarına yol açan ve taviz veren, Türk devletinin terörle mücadele kararlılığını sekteye uğratan bir cümle bulamazsınız. Tüm bunları yaparken kurduğu milli oyun terör örgütü PKK’yı hem Türkiye hem de komşu ülkeler üzerinde yok etme düşüncesi taşımaktadır. Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli geçtiğimiz hafta bu hedefi için “Türkiye’ye getirilirken, “her türlü hizmete hazırım” diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin.” açıklamasını yapmıştı.
Geçtiğimiz salı günü de siyasi ironi temelinde “Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.” çağrısında bulundu. Bu çağrısı içinde de “Ne Kandil ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın.” cümlesiyle birbirine bağlı görünen terör unsurları içinde çok ince bir ayrım yapmıştır.
Bu ayrımı Türkiye ve bölge üzerinde ABD ve İsrail taşeronluğu yapan Kandil ve ezeli Türkiye düşmanı Yunanlılar anlamıştır. Türk düşmanı Yunanlı araştırmacı Nikos Michailidis "Umarım Kürtler bu faşist teröristin sahte "kardeşlik" çağrılarına kulak asmaz. Bölgemiz tarihi anlar yaşıyor. Türk devleti artık kimseyi kandırmaz. Büyük Kürdistan geliyor… Bahçelinin çağrısının amacı, PKK’yı lağvedip Kürtlerin önünü alıp, büyük Kürdistan’ı durdurmaya çalışıyor." diyerek,
Kandil’in sözde üst düzey yöneticisi Helin Ümit, “Türkiye'de soykırımcı siyasetin mimarı olanlardan bir tanesi Devlet Bahçeli. Gidip Dem Parti ile böyle meclisin açılışında tokalaşmaları normal bir durum değil. Herkes anlamak istiyor, anlam vermek için de bir tartışma yürüyor Türkiye'de. Hareketimizin yönetiminden açıklamalar oldu. Şimdiye kadar açığa çıkan tablo şöyledir, bir özel savaş oyunuyla daha karşı karşıyayız. Ben şunu söyleyebilirim, Devlet Bahçeli'nin bu girişiminden çok hayırlı sonuçlar beklemek gaflet olur. Öncelikle onu söylemek istiyorum. MHP'nin grup toplantısında Önder “Apo silahları bırakma çağrısı yapsın” dedi. Yani gerçekten derler ya günahını bile karşılıksız vermeyecek bir kişiliktir Devlet Bahçeli. Onu öyle bilmek, tanımak lazım. Böyle hiç Devlet Bahçeli'nin güzellemesine de girişmemek gerekiyor.” diyerek,
KONGRA-GEL’in eşbaşkanı Remzi Kartal, “Bu tür çağrıları büyük bir teşekkürle ve memnuniyetle karşılamak tek kelimeyle gaflettir” açıklamasını yaparak telaşlarını göstermiştir. Çünkü onlarda biliyor ki, bu çağrı; terörle mücadelede tavizsiz olan ve Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü her bedeli ödeyerek koruyacaklarını bildikleri MHP Lideri Devlet Bahçeli’den geliyor. Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli’nin her iki konuşmasını baştan sona hiç atlamadan okuyan herkes görecek ki, temel gaye terör örgütü PKK’nın varlığını Türkiye’de bitirmek ve bölgede parçalamaktır.
Bugüne kadar Türk milletine kurulan tuzakları ve oyunları bozan, terör örgütlerinin Türkiye üzerindeki hesaplarını deşifre eden, hangi adımı atarsa atsın belli bir zaman sonra haklılığı tescillenen yine odur. Siyasi menfaatleri için terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla iş birliği ve ittifak yapanlar, “Devlet aklını” anlamamış gibi rol yapıyorlar. Oysa yerel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde beraber hareket ettikleri Kandil çok iyi anlamış… Dostlarına kulak verirlerse Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli’yi çok net anlayacaklardır. Devlet Bahçeli elini zamanında uzatır, yumruğunu da zamanında sıkar."