Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi tarafından sağlık sisteminde yaşanan sorunlar ve yenidoğan çetesi ile ilgili bir açıklama yapıldı.
SES Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Adına SES Şube Genel Sekreteri Engin Yıldız tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;
"Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan fezlekede, Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince hazırlanan uzman görüşü raporunda, yenidoğan ünitelerindeki 12 bebeğin hayatını kaybetmesine neden olan tıbbı eksikliklerin yer aldığı iddianame sağlık sisteminin piyasalaştırılması ve giderek artan özel hastanelerin denetimsizliğini ortaya çıkarmıştır. Maddi kazanç için mafyatik ilişkilerle çıkarlarını güvence altına aldıklarını düşünen bu kişiler çürümüş sağlık sisteminin tüm boşluklarını kullanarak onlarca bebeğin yaşam hakkına saldırmış ve 12 bebeğin ölümüne neden olmuştur.
Ülke tarihinde böylesi bir sağlık skandalı yaşanmamıştır. Normal bir ülkede iktidar değiştirebilecek sansasyon bir olay karşı karşıya kalınmıştır. Bunun nedeni sağlık politikalarındaki piyasacı tutumdur. Sağlığın piyasalaştırılıp ticarileştirilmesiyle beraber sağlıkta nitelik ve güven düşmüştür. Yenidoğan ünitelerindeki 12 bebeğin hayatını kaybetmesiyle ortaya çıkan skandal ise sağlık sisteminin çürümüş, yozlaşmış ifadesidir.
Tam da bu yüzden; kamu ve üniversite hastanelerinin içini boşaltarak, itibarsızlaştırarak nerdeyse her köşede özel hastanelerin açılmasını teşvik eden Bakanlık politikalarının ne yazık ki geldiği noktayı önden gördük ve uyarılarda bulunduk. Yaşanan bu vahim durumun buzdağının üstü olması ihtimali kaygılarımızı daha da arttırmaktadır.
Şimdiki Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun bu olayların yaşandığı zamanlarda İstanbul İl Sağlık müdürü olarak görev yapmakta olduğunu hatırlatmak isteriz. Bu kirli ilişkilerin, bağlantıların 12 bebeğin ölümüne yol açmadan neden tespit edilemediğini, denetimlerin neden yapılmadığını, yapıldıysa neden fark edilmediğinisormak isteriz? Bu durum tüm özel hastanelerin acilen mercek altına alınmasını gerektirmektedir. SGK, bütün özel hastaneler ile anlaşmaları iptal etmeli. Bir daha da hiç bir özel hastane ile anlaşma yapmamalıdır.
Özel hastane sahipleri ya da şirketler hastanelerini Sağlık Bakanlığına devretmek isterse ederi üzerinden alınmalıdır. Bu kurumlarda etik ilkelere ve meslek kurallarına uygun çalışan emekçiler Sağlık Bakanlığında çalışan emsalleri gibi ücretlendirme ve kadrolu istihdam ile Bakanlık personeli hâline getirilmelidir.
Sağlık haktır! Yaşam hakkına yönelik tehditlerin sağlık kuruluşları ve çalışanlardan gelmesi kesinlikle kabul edilemez! Bakanlığı uyarıyoruz; Gözü dönmüş, etik değerlerini kaybetmiş bir güruhun para hırsıyla yaşamlara kast etmesi; piyasacı, metalaşmış sağlık sisteminin sonucudur ve sizin de bu durumda payınız vardır. Yargılama sürecinde sonuç ne olursa olsun bu kişiler kamu vicdanında da hüküm giyeceklerdir! Halkın sağlık hakkı için mücadele eden, türlü tehdit ve zorbalıklara rağmen iyi hekimlik değerlerinden vaz geçmeyen, ebelik ve hemşirelik gibi doğumdan ölüme yaşatmanın sorumluluğu ve yeminine sadık kalan, sağlık hizmetlerinin her aşamasında görev alarak aynı sorumlulukla çalışmaya devam eden sağlık emekçilerinin sayısı bu yozlaşmış, etik değerlerini kaybetmişlerden çok daha fazladır.
Sağlık özelleştirilemez, ticarileştirilemez ve metalaştırılamaz! Ticarileştirilmesi ve devam ettirilmesi durumunda özel hastanelerde çıkan skandalların benzerleri ile karşılaşılacaktır. Sağlık piyasalaştırılamayacak, ticarileştirilemeyecek kadar ciddi bir iştir. Buna karşın sağlık ücretsiz, nitelikli, anadilde, erişilebilir ve kamusal olmalıdır."