Belediye Başkanları Dirençlilik Kongresinde Bir Araya Geldi

TBB öncülüğünde afetlere ve tehlikelere karşı dirençliliği artırmayı hedefleyen 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi Ankara’da başladı.

Haber Giriş Tarihi: 17.12.2024 07:06
Haber Güncellenme Tarihi: 17.12.2024 07:06
www.porsukhaberajansi.com

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) öncülüğünde, “Sürdürülebilir Güçlü Gelecek” temasıyla düzenlenen 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi başladı.

Ankara’daki TBB binasında gerçekleşen Kongreye TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu video mesajla katıldı. İmamoğlu mesajında “Sürdürülebilir gelecek yaratmak istiyorsak, yönetimlerimizi katılımcı bir anlayışla daha demokratik bir temelde biçimlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.” dedi.

Üç gün boyunca devam edecek kongrenin açılışına;  Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er,  Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı, Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, Akçadağ Belediye Başkanı Hasan Ulutaş, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, Gölbaşı Belediye Başkanı İskender Yıldırım, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın yanı sıra yerel yöneticiler, bürokratlar, sivil toplum temsilcileri,  bilim insanları ve yurttaşlar katıldı.

TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu ile Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı, BM Afet Riskini Azaltma Temsilcisi Kamal Kishore’nin video mesajla katıldığı kongre açılışında;  Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı (JİCA) Türkiye Ofisi Başkanı Watanabe Daisuke, TBB Genel Sekreteri ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Suat Yıldız, ODTÜ- Kongre Düzenleme Kurulu Akademik Başkanı Meltem Şenol Balaban birer konuşma yaptı.

İmamoğlu: “Sürdürülebilir gelecek için yönetimlerimizi demokratik bir temelde biçimlendirmeliyiz”

Toplantıya katılamadığı için üzgün olduğunu ifade eden İmamoğlu, kongreyi “ortak akılla çözümler üretebilmek ve deneyimleri paylaşmak için bir fırsat olarak” niteledi. Bu yıl kongrenin temasının “Sürdürülebilir Güçlü Gelecek” olarak belirlendiğini hatırlatan İmamoğlu,  “Son yıllarda iklim değişikliği, doğal afetler, salgınlar ve ekonomik krizler gibi küresel zorlukların yerel düzeydeki etkilerini derinden hissettik. Bu zorluklar şehirlerimizi ciddi şekilde etkiledi. Bu krizlerle başa çıkmanın ancak iş birliği ve dayanışma ile mümkün olduğunu hep birlikte gördük.” dedi.

 İmamoğlu,  kongrenin ortak çözümler için faydalı olacağını düşündüğünü vurgulayarak, “Sürdürülebilir gelecek yaratmak istiyorsak, yönetimlerimizi katılımcı bir anlayışla daha demokratik bir temelde biçimlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi’nin faydalı çıktılar sunmasını temenni ediyor, her birinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Kishore: “Ulusal ve yerel liderler ön alıcı tedbirlere öncelik vermelidir.”

Toplantıya video mesajla katılan BM Genel Sekreter Yardımcısı, BM Afet Riskini Azaltma Temsilcisi Kamal Kishore, kırsal alanlardan şehirlere göç eden insan sayısında istikrarlı bir artışa dikkat çekerek, “Şu anda dünya nüfusunun yaklaşık %56'sı şehirlerde yaşamaktadır. Bu eğilimin devam etmesi ve 2050 yılına kadar kent nüfusunun mevcut miktarının iki katından fazla artması beklenmektedir.” dedi. “Şehirleri korumak için ulusal ve yerel liderler afet riskini azaltacak ön alıcı tedbirlere öncelik vermelidir.” diyen Kishore, kırılganlıkların azaltılmasının, maruziyetin azaltılması ve direncin artırılması anlamına geldiğini, böylece doğal bir tehlike meydana geldiğinde can ve mal kaybının en az düzeyde tutulabileceğini söyledi.

 “Çoklu dayanışmayla dirençliliğin geliştirilmesi iki ülke için de önem kazandı”

JICA Türkiye Ofisi Başkanı Watanabe Daisuke konuşmasında, afetlere dirençliliğin Japonya ve Türkiye’nin uluslararası dayanışmasının önemli ayaklarından biri olduğu söyledi. JICA olarak uzun süredir bu konuyla ilgili çalıştıklarının belirten Daisuke, JICA ile Türkiye arasındaki iş birliğinin 1959 yılında başladığını anımsattı. Türkiye’nin Japonya’daki afet risk yönetimi konusundaki çalışmalara katıldığını ifade eden Daisuke, “Sadece Japon tarafı açısından değil, çoklu dayanışmayla dirençliliğin geliştirilmesi, özellikle iki ülkenin yaşadığı deprem felaketlerinden sonra önem kazanmıştır.” dedi.

Yıldız: “Şehirler yalnızca çevresel değil, ekonomik ve toplumsal tehlikelere karşı da hazırlıklı olmalı”

TBB Genel Sekreteri Suat Yıldız, konuşmasında şehirlerin, yalnızca çevresel değil aynı zamanda olası ekonomik ve toplumsal tehlikelere karşı da etkin şekilde hazırlıklı olması gereğine vurgu yaptı.  Belediyelerin yerel kamusal hizmetlerin asli sorumlu kurumları olduğunun altını çizen Yıldız, bu sorumlulukların, belediyeleri toplumsal ve kentsel dirençliliğin sağlanmasında en kritik aktörlerden biri haline getirdiğini kaydetti.

Türkiye’nin afet riskiyle karşı karşıya bir ülke olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Türkiye, sel, yangın, heyelan gibi pek çok afet riski ile karşı karşıya olan bir ülke. Ayrıca nüfusumuzun yüzde 70’i deprem tehlikesi altında olan bölgelerde yaşıyor.  Ülkemizde, 1930’dan bugüne büyüklüğü 7 ve üzerinde olan 15 deprem meydana geldi ve bu depremlerde maalesef yüzbinlerce vatandaşımız hayatını kaybetti.” dedi.

“TBB olarak, depremin ülkemizde meydana getirdiği ve getirebileceği hasarların önüne geçebilmek, dirençliliği artırmak adına belediyelerimize tüm desteğimizi vermeye hazırız” diyen Yıldız, TBB tarafından yayımlanan “6 Şubat Afet Bölgesi Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Gelişim Önerileri Raporu”na, “Depremzede Belediyeler Komisyonu” “Afet Risk Yönetimi ve Dayanıklılık Komisyonu” çalışmalarına değindi. Yıldız, kongrenin çevresel, toplumsal ve kentsel dirençliliği arttırma noktasında ortaya koyacağı çıktıları çok dikkatli şekilde analiz edeceklerini de sözlerine ekledi.

Afetlere ve tehlikelere karşı dirençliliği artırmayı hedefleyen 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi Türkiye Belediyeler Birliği ev sahipliğinde Ankara’da başladı. Kongrenin ilk gününde açılış konuşmaların ardından, afet yaşamış ya da yaşaması olası belediyelerin başkanları iki ayrı oturumda bir araya geldi.

“Sürdürülebilir Dirençli Gelecek” başlığıyla düzenlenen ilk oturumun moderatörlüğünü TBB Genel Sekreteri Suat Yıldız üstlendi. Oturumda, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem konu ile ilgili görüşlerini açıkladı.  

“Marmara’da olası bir deprem 50 milyon civarında nüfusu etkileyecek”

Oturumda ilk sözü alan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, dirençli kentler oluşturulması için hem yerel hem de merkezi yönetimin ortak hareket etmesi gerektiğine dikkat çekti. Yapılacak çalışmaları; deprem öncesi ve deprem sonrası olarak ikiye ayıran Bozbey, şunları söyledi: “Depremi afet olarak adlandırıyoruz. Ancak depremi afete dönüştürmemek önemli. Eğer bu konuda hazırlıklarımızı yaparsak önümüzdeki sürece bakış açılarımızı, projelerimizi buna göre değerlendirirsek, o zaman deprem afete dönüşmez. Depremin afete dönüşmesi tamamen bizlerin yapmış olduğu uygulama eksikliklerinden kaynaklıdır. Hem Bursa için hem de Marmara Bölgesi için bütünsel anlamda düşünmemiz gerekiyor. Bugün Marmara’da olası bir deprem 30 milyon nüfusu değil, yaklaşık 50 milyon civarında nüfusu etkileyecek. Ekonominin yüzde 70’inin oluştuğu bir bölge olarak değerlendirirsek ekonomimiz de ne kadar etkileyecek onu düşünmemiz, ona göre hareket etmemiz lazım. Bunu yaparken sadece belediyelerin elini taşın altına koyması değil, hem yerel yönetimlerin hem genel yönetimin ortaklaştırarak bu projeleri yaşama geçirmesi lazım.”  

“Dirençli kent yaratamazsanız, sürdürülebilir kalkınmayı da yapamazsınız”

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da Türkiye’nin deprem gerçeğini anımsattı ve her an teyakkuzda olunması gerektiğini söyledi. Afetlere karşı tedbir alınmadığını belirten Karalar, 6 Şubat depremlerini işaret ederek şöyle konuştu: “Depremin maliyetinin 150 milyon dolar olduğu söyleniyor. Oysa bu 150 milyon doları, dirençli bir kent oluşturma noktasında harcasaydık, ne bu kadar mal kaybı olacaktı, ne bu kadar da can kaybı olacaktı. Bunun değişebilmesi gerekiyor. Sürdürülebilir dirençli gelecek, hem şehir için hem bugünkü neslin yaşaması için hem de bizden sonraki nesil için çok önemli. Eğer siz dirençli kent yaratamazsanız, sürdürülebilir kalkınmayı da yapamazsınız.” Göç sorununa da ayrı bir parantez açan Karalar, “Küresel iklim, susuzluk, açlık, savaşlar, huzursuzluk, maddi imkansızlık göçe zorluyor. En çok göçten etkilenenler de bizim gibi kentler sıkıntıyı çekiyor. Çok göç alınca bir kent ister istemez oradaki konut fiyatları, arsa fiyatları artıyor. Göç eden kişinin ekonomik şartları olmadığı için güvenli binalar daha pahalı olduğu için güvensiz binaları tercih ediyor. Bu bir tehlike. “ ifadelerini kullandı.  

“Orman yangınlarında yetki Orman Bakanlığında”

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise şehrin her yıl karşı karşıya kaldığı yangın tehlikesini anlattı. Orman yangınları ile mücadelede yetkinin belediyeler değil, Tarım ve Orman Bakanlığında olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Yaklaşık orman varlığımızın yüzde 10’unu kaybettik Muğla bölgesinde. Muğla Türkiye’deki orman varlığı en yüksek 3 ilden bir tanesidir. Ama Muğla yine Akdeniz’deki konumu dolayıyla aynı zamanda da iklim krizinden en fazla etkilenen iller arasında yer almaktadır. Büyükşehir belediyelerinde orman yangınlarında bir görev ve yetki sahibi değildir. Orman yangınlarına Orman bakanlığı müdahale eder. Çünkü bizim belediyelerimizdeki personelin böyle bir eğitimi yok. Orman yangınlarının önlenmesi, yetki ve sorumluluğu veya yangın olmadan önce alınacak tedbirler, bunların hepsi Orman Bakanlığına ait.”  

“Biz sele karşı direnmeye çalışıyoruz”

Oturumda Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem de seller ile mücadele başlığına değindi. Erdem, “Dirençli kentler yaratmaktan ziyade biz sele karşı, aşırı yağışa karşı direnmeye çalışıyoruz. Bugüne kadar yapılan bütün alt yapılar Zonguldak’ta yeterli olmuyor. Şehir sahilden hemen yukarıya dağlara zirve yapmış. Düzlük hiçbir alanımız yok. Yağan yağmurun şiddeti oldukça fazla ve bu suyu kendi haline bırakmamanız lazım ve suyu bir an önce alt yapıya ulaştırmanız lazım. Bu zaman zaman mümkün olmuyor. Bu çok büyük ekonomik kayba uğratıyor bizi.” İfadelerini kullandı.  

İlçe Belediye Başkanları İkinci Oturumda Konuştu

 Kongrede “Dirençli Kentler için Demokratik Yönetişim” adlı ikinci oturumun moderatörlüğünü TBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Şengül Altan Arslan yaptı.  Oturuma, Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, Akçadağ Belediye Başkanı Hasan Ulutaş, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, Gölbaşı Belediye Başkanı İskender Yıldırım ve Argüden Yönetişim Akademisi Yönetim Kurulu üyesi Dr. İnan İzci katıldı.  

“En büyük sorunlardan biri kurumlar arasındaki ilişki kopukluğu”

Şengül Arslan, TBB’nin yürüttüğü çalışmalara ilişkin bilgi verirken, TBB Deprem Bölgesi Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı “6 Şubat Afet Bölgesi Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Gelişim Önerileri Raporu”na işaret etti. Komisyon olarak yıkımın en fazla olduğu 4 ile saha ziyareti gerçekleştirdiklerini anlatan Arslan, “Ziyaretlerde özellikle gördüğümüz bir şey var; afet sonrasındaki toplanma sürecine baktığımızda en büyük sorunlardan birinin kurumlar arasındaki ilişkinin kopukluğun hızlı müdahale ve etkin iyileşme süreçlerini olumsuz etkilemesiydi.” dedi.  

“Samandağ hep depremzedeymiş”

Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay konuşmasında, sorunların deprem sonrasında değil, deprem öncesinde de var olduğunu anlattı. “Samandağ hep depremzedeymiş. Hala yıkım ve yapım aynı anda devam ediyor. Deprem zamanında yerel yönetimler bir şey yapamadı” ifadelerini kullandı.  

“Ne yapacağımızı tariflersek dirençli kentleri oluşturabiliriz”

Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu ise oturumda “Biz yerel yönetimlerde ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve kimin için yapacağımızı iyi tariflersek ancak dirençli kentleri oluşturabiliriz.” dedi.  

“İlçemizde gönüllü kent konseyi kuracağız”

Akçadağ Belediye Başkanı Hasan Ulutaş, deprem sonrası ilçede yürüttükleri ve yürütecekleri çalışmaları anlattı. Ulutaş, vatandaş ile sık sık bir araya geldiklerini, katılımcılık ve kapsayıcılık ilkesi kapsamında ilçede gönüllü kent konseyi kuracaklarını belirtti.  

 “Deprem bölgesindeki belediyelerin geliri yok”

Gölbaşı Belediye Başkanı İskender Yıldırım ise ilçenin sorunlarının başını kalıcı konutların çektiğini, listenin ikinci sırasında ise ekonominin yer aldığını söyledi. Yıldırım, “Deprem bölgesindeki belediyelerin geliri yok, ekonomik olarak batmış durumda.” diye konuştu.  

“Türkiye’de öncelikle afeti doğru tariflememiz gerekiyor”

Oturumda son olarak Argüden Yönetişim Akademisi Yönetim Kurulu üyesi Dr. İnan İzci söz aldı. Demokratik yönetişimin önemine dikkat çeken İzci, “İmarı veren de AFAD’ı kuran da belediyeyi var eden de devlet. Devletin var olma ana çerçevesi de Anayasa. Burada da devletin birinci görevi vatandaşın yaşam hakkını korumaktır. Afet, dayanıklılık gibi konular da bir yaşam hakkından geçiyor. Türkiye’de öncelikle afet denilen meseleyi doğru tariflememiz gerekiyor.” dedi.