Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayeti davasına ilişkin süreci takip eden gazetecilerin hedef gösterilmesi ve tehdit edilmesi gündemdeki yerini korurken, TBMM’deki 9. Yargı Paketi görüşmelerinde gazetecileri ve basın özgürlüğünü koruyacak bir düzenlemenin bulunmamasına CHP’den tepki geldi.
Görüşmelerde söz alan CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Bu pakette basın ve ifade özgürlüğünü, gazetecilerin can güvenliğini koruyacak bir düzenleme neden yok? Tarihi hedef gösterilen ve tehdit edilen gazetecilerin karanlık odaklarca katledilmesiyle dolu olan Türkiye'de gazetecilerin hedef gösterilmesi, hedef gösterenler hakkında herhangi bir adli işlem başlatılmaması kaygı ve endişe verici. Bu pakette Türkiye'de basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü koruyacak, özgürlüklerin önünü açacak bir düzenleme bulunmamasını kabul etmiyoruz!” dedi. Çakırözer, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararlarına rağmen haberlere getirilen erişim engellemelerinin de devam ettiğine dikkat çekerek, “Mahkeme ekim ayına kadar süre verdi ama hala bir adım atılmadı. Gerçekleri anlatan, belgeli haberlere erişim engeli getirilmeye devam ediyor. Türkiye’nin hafızası yok ediliyor” dedi.
MUHALEFETTEN TEPKİ: “BU PAKETTE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOK”
Kadınlara yönelik soyadı düzenlemesini de içeren 39 maddelik 9. Yargı Paketi TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Görüşmelerde söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Türkiye’de son dönemde gazetecilerin haber ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle tehdit edilmesi ve hedef gösterilmesini gündeme getirerek, Yargı Paketi’nde basın ve ifade özgürlüğü ile gazetecilerin can güvenliğini koruyacak bir düzenlemenin bulunmamasını eleştirdi.
GAZETECİLER TEHDİT EDİLİYOR, KİMSE GÖRMÜYOR
Türkiye’de her türlü zorluğa rağmen halkın gerçekleri öğrenmesi için mücadele veren gazetecilerin baskı, engelleme ve tehditlerle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Çakırözer, şunları söyledi: “Ülkemizde gazetecilerin özellikle son dönemde karşı karşıya kaldığı tehdit ve hedef göstermeler endişe verici noktaya ulaşmış durumda. Gerçeği ortaya çıkarmak, cinayetlerin, yolsuzluklarının ardındaki kirli ilişkileri kamuoyuna duyurmak için görevini yapan gazeteciler siyasetçiler tarafından hedef gösteriliyor, açıkça tehdit ediliyor. Gazetecilerin fotoğrafları yayınlanarak içinde ‘kurşun’ kelimesi kullanılan paylaşımlar yapılıyor. Bu durum Türkiye'de hem basın özgürlüğünü hem de gazetecilik mesleğini ve gazetecilerin can güvenliğini tehlike altına atmakta. Gazetecilerin görevi yurttaşların haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına hizmet etmektir. Siyasi cinayetlerin gerçek yüzünün araştırılması ve bu araştırmaların
kamuoyuyla paylaşılması da gazetecilik görevinin gereklerinden biridir. Tarihi hedef gösterilen ve tehdit edilen gazetecilerin karanlık odaklarca katledilmesiyle dolu olan Türkiye'de gazetecilerin hedef gösterilmesi, hedef gösterenler hakkında herhangi bir adli işlem başlatılmaması kaygı ve endişe vericidir. İşte bu nedenle bu pakette Türkiye'de basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü daha da koruyacak, özgürlüklerin önünü açacak bir madde bulunmamasını kabul etmiyoruz.”
AYM’NİN İHLAL KARARINA RAĞMEN ENGELLEMELER SÜRÜYOR
Çakırözer görüşmelerde Anayasa Mahkemesi’nin haberlere erişim engelleri konusunda verdiği hak ihlalleri kararlarını da hatırlatarak, mahkemenin ihlal kararlarına rağmen Türkiye’de yolsuzlukları, rüşveti, istismarı anlatan gerçek, belgeli haberlere erişim engellemelerinin devam etmesini de eleştirdi. Çakırözer, “Anayasa Mahkemesi önce 2021 yılında, daha sonra 2023 yılında erişim engelleri için ihlal kararları verdi. Meclisimize bu ekim ayına kadar süre tanıdı, düzenleme yapılması için. Ama bu pakette de gördüğümüz gibi bugüne kadar ‘Biz bu ihlal kararını nasıl ortadan kaldırırız?’ konusunda bir adım atılmadı! Aksine haberlere erişim engelli getirilmeye devam ediliyor” diye konuştu.
“ORTAK HAFIZAMIZ ERİŞİM ENGELLERİYLE YOK EDİLİYOR”
“Erişim engelleri için hep ‘kişisel saygınlığımız, itibarımız zedelendiği için’ diye başvuruluyor ama baktığınızda halkın bilinmesi, duyulması istenmeyen her şey erişime engelleniyor” diyen Çakırözer, şunları söyledi: “İşte sadece geçtiğimiz ay erişime engellenen haberler; “İstanbul'da görevli bir savcının cinsel istismar davası erişme engelli, inşa ettiği binalar Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan müteahhidi yurt dışına kaçıran bürokratın haberi erişime engelli, Adana Adliyesinde görev yapan hâkimin rüşvet, uyuşturucu gibi suçlarına ilişkin müfettiş raporu erişme engelli, afetleri çocuk yaşta evliliklerin yasaklanmasına bağlayan profesörle ilgili haber erişime engelli, CHP'den Namık Tan'ın, Demokrat Partiden Cemal Enginyurt'un yurt dışı çıkış harcına ve ÖTV'ye yapılacak zamla ilgili sosyal medyadan verdikleri tepkiler” ve bir yıla baktığınızda daha yüzlerce haber erişime engelli. Bu ülkenin ortak hafızası erişim engelleriyle yok ediliyor. Geçmişte polisin yürüttüğü önemli operasyonları, önemli yargılamaları bugün Google’a yazdığınızda bulamıyorsunuz! Hafıza tamamen yok edilmiş durumda. Anayasa Mahkemesi diyor ki: ‘Bunlar basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün ihlalidir.’ Ama ‘AYM'nin iptal kararının gereğini yapalım’ diye getirdiğiniz torbada her birimizin, 86 milyonun ifade özgürlüğünü korumaya yönelik ihlal kararlarının gereği yapılmamakta!”
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KORUMAK HEPİMİZİN ÖNCELİĞİ OLMALI
Basın ve ifade özgürlüğünün korunmasına yönelik düzenlemelerin Meclis’e getirilmesi için çağrıda bulunan Çakırözer, “Türkiye'de demokrasimizi düzelteceksek bu önümüze yamalı bohça gibi gelen torba kanunlarla olmaz! Daha derli toplu bir düzenle yapılması gerekmektedir. Gazetecilerin tehdit edilmekte olduğunu, gazetecilerin hayatlarının tehlikede olduğu hususunu bir kez daha dikkatinize getirmek istiyorum. İktidar, muhalefet hepimiz Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün korunması konusunun üzerine titremeli ve bir an önce bunun için adım atmalıyız” dedi.