SON DAKİKA
Hava Durumu

#Afet

Porsuk Haber Ajansı - Afet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Afet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Doğal Afetler Tarımsal Üretimi Tehdit Ediyor! Haber

Doğal Afetler Tarımsal Üretimi Tehdit Ediyor!

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sektöründe yaşanan doğal afetler ve alınması gereken önlemleri yaptığı basın açıklamasıyla değerlendirdi. İlkbahar yağışlarının kritik eşik olduğuna dikkat çeken Bayraktar, tarımsal kuraklık riskinin kapıda olduğunu söyledi. Şubat ayı sonunda yaşanan don afetinin etkilerinin gün yüzüne çıkmaya başladığını belirten Şemsi Bayraktar, “Çiftçilerimizin zararlarının karşılanması ve banka kredilerinin faizsiz olarak ertelenmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’na resmi yazılarımızı ilettik” dedi. Bayraktar açıklamasına şu şekilde devam etti; “Tarımsal üretimi tehdit eden birçok unsur olsa da, üretimimize en çok zarar veren, doğal afetler oluyor. Bu afetlerin en başında ise kuraklık yer alıyor. Ülkemiz, 2008, 2014 ve 2021 yıllarında ciddi kuraklıklarla karşı karşıya kaldı, bu durum hem üreticilerimizin gelirlerini hem de gıda arzını tehdit etti. Daha da endişe verici olan ise doğal afetlerin sayısındaki artıştır. 2011 yılında 324 olan doğal afet sayısı, 2024 yılı itibarıyla yaklaşık 4 katına çıkarak 1257’ye ulaştı.” “Son 24 yılın en düşük ocak ayı yağışı görüldü” “2024-2025 tarımsal üretim sezonu başladı, kışlık tahıllar ve bazı baklagillerin ekimi yapıldı. Ancak sezonun daha başında olmamıza rağmen yağışların yetersiz olması, bazı bölgelerimizde kuraklık riskini gündeme getiriyor. Ocak ayında Türkiye genelinde yağışlar, mevsim normallerine göre yüzde 62, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 69 azaldı. 2025 yılı Ocak ayında ise son 24 yılın en düşük yağışı kaydedildi. Bölgesel olarak incelediğimizde durum daha da çarpıcıdır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yağışlar, mevsim normallerine göre yüzde 94 azaldı. Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 88, Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 76, İç Anadolu Bölgesi’nde yüzde 70, Karadeniz Bölgesi’nde yüzde 36, Ege Bölgesi’nde yüzde 32 ve Marmara Bölgesi’nde yüzde 20 oranında azalma görüldü. Ayrıca, tarım yılının başladığı 1 Ekim 2024’ten 29 Ocak 2025’e kadar olan süreçte, yağışlar normaline göre yüzde 28, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 40 azaldı. Tarımsal kuraklık riskini artıran bir diğer faktör ise sıcaklıklardır. Ocak ayı sıcaklık normali 2,9 santigrat derece olmasına rağmen, 2025 yılı Ocak ayında ortalama sıcaklık 5,5 santigrat dereceye yükseldi ve mevsim normallerinin 2,6 derece üzerinde seyretti. Bazı barajlarımızda da su seviyesinin halen yeterli olmadığı gözleniyor, bu durum üreticilerimiz için önemli riskler oluşturuyor. Sulama imkânlarının azalması, ekili alanlarda verim düşüklüğüne neden olabilir.” “İlkbahar aylarında yeteri kadar yağış gelmezse tarımsal kuraklık ile karşı karşıya kalınma ihtimali var” “Şu an içinde bulunduğumuz meteorolojik kuraklık, tarımsal kuraklık için de ciddi bir uyarıdır Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde tarımsal kuraklık riski ortaya çıkmıştır. Bu bölge, ülkemiz için stratejik öneme sahip bir tarımsal üretim merkezidir. Ülkemizdeki buğday üretiminin yüzde 22’si, arpa üretiminin ise yüzde 13’ü burada gerçekleştiriliyor. Böylesine kritik bir bölgede yaşanacak kuraklık, çiftçilerimizin gelirlerini büyük ölçüde düşürecek ve ülkemizin gıda arz güvenliğini tehdit edecektir. Sadece Güneydoğu Anadolu değil, ülkemizin diğer bölgelerinde de yer yer kuraklık riski gözlemleniyor. Üstelik yağışlardaki düzensizlik ve yüksek sıcaklıklar, yalnızca kuraklık değil, aynı zamanda bitki hastalıklarının artmasına ve zararlıların çoğalmasına da sebep oluyor. Bundan sonraki süreçte, ilkbahar yağışları kritik bir eşik olarak karşımızda duruyor. Eğer bu aylarda da yeterli yağış gelmezse, tarımsal kuraklık ile karşı karşıya kalma ihtimalimiz oldukça yüksektir. “Yaşadığımız don olayları tarımsal üretimi etkiledi” “Tarımsal üretimi etkileyen tek doğal afet elbette kuraklık değildir. 23 Şubat gecesi başlayan ve sonraki günlerde de devam eden don afeti, Adana, Mersin ve Hatay başta olmak üzere birçok ilimizde üreticilerimize zarar verdi. Şeftali, nektarin, kayısı, erik, patates, soğan, karpuz, muz, avokado, narenciye ve birçok sebze ürünü bu don afetinden etkilendi. Bölgedeki Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, çiftçilerimiz don zararı ile ilgili beyanlarını il, ilçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine ilettiler. Yetkililerin yerinde tespit çalışmaları devam ediyor ve bu tespitlerin bir an önce tamamlanması gerekiyor. Don afetinden zarar gören bölgemiz, ülkemiz tarımsal üretimi açısından kritik öneme sahiptir. Üstelik bundan yalnızca iki yıl önce, yine Şubat ayında, bu bölge büyük bir deprem felaketi yaşadı. Depremin yaraları tam olarak sarılmadan yaşanan bu afet, çiftçilerimiz için yeni bir darbe oldu. Şubat ayı üretici-market fiyat çalışmamızda, don afetinin fiyatlara etkisini de net bir şekilde gördük. Narenciye, patates, kabak ve patlıcan fiyatları don sebebiyle yükseldi. Önümüzdeki günlerde, don zararına dair tespitler tamamlandığında fiyatlardaki bu yükseliş daha da belirgin hale gelecektir. Özellikle narenciye başta olmak üzere çok yıllık bitkiler, sadece bu yılın ürünleri açısından değil, ağaçların kendisi açısından da büyük zarar gördü. Ağaçların kuruma noktasına gelmesi nedeniyle, derin budama yapılması gerekecektir, bu da çiftçilerimiz için büyük bir maliyet anlamına geliyor. Birliğimiz, yaşanan bu afetin ardından çiftçilerimizin zararlarının karşılanması ve banka kredilerinin faizsiz olarak ertelenmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’na resmi yazılarını iletti. Yaşadığımız doğal afetler, tarımsal üretimin önündeki en büyük engellerden biri olarak karşımızdadır. Bu yüzden üreticilerimizi desteklemek, doğal afetlere karşı önlemleri artırmak ve tarımsal sürdürülebilirliği sağlamak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Unutmayalım ki çiftçimizin emeği, yarınımızın bereketidir.”

Çocuklara ve Öğretmenlere Afet Farkındalık Eğitimi Haber

Çocuklara ve Öğretmenlere Afet Farkındalık Eğitimi

Odunpazarı Belediyesi, toplumun her kesimini afetlere karşı bilinçlendirme çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi (OBAK) tarafından kreş ve okullarda görev yapan öğretmenlere yönelik “Afet Farkındalık Eğitimi” düzenlenirken, minik öğrenciler de acil durumlarda nasıl hareket etmeleri gerektiğini hem teorik hem de uygulamalı olarak öğrendi. Eğitim programı kapsamında, Odunpazarı Belediyesi’ne bağlı 9 tam zamanlı kreş ve Odunpazarı bölgesinde bulunan 4 kreş olmak üzere toplam 13 eğitim kurumunda afet farkındalık çalışmaları yürütüldü. Program süresince 79 öğretmene afet anında kriz yönetimi, öğrencilere nasıl rehberlik edileceği ve tahliye prosedürleri aktarılırken, 680 öğrenciye de temel afet bilgileri, doğru davranış biçimleri ve güvenli tahliye süreçleri öğretildi. Eğitimlerin en dikkat çekici kısmı ise, gerçekçi senaryolarla gerçekleştirilen tahliye tatbikatları oldu. Çocuklar, uzman eğitmenler eşliğinde deprem ve yangın gibi olası afet durumlarında nasıl hareket etmeleri gerektiğini deneyimleyerek öğrendi. Eğitmenler, çocuklara panik yapmadan güvenli noktalara ulaşmaları gerektiğini anlatırken, uygulamalı tatbikatlar sayesinde edinilen bilgilerin kalıcı hale gelmesi sağlandı. GÜVENLİ BİR GELECEK İÇİN EĞİTİM ŞART Odunpazarı Belediyesi, afetlere hazırlıklı bir toplum yaratma misyonuyla hareket ederek, afet farkındalık eğitimlerini yaygınlaştırmayı ve daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Odunpazarı Belediyesi yetkilileri, “Afet bilincini erken yaşlarda oluşturmak, olası felaketler karşısında daha az zarar görmek adına büyük önem taşıyor. Bu eğitimlerle, çocuklarımızı ve öğretmenlerimizi bilinçlendirerek daha güvenli bir gelecek inşa etmeye katkı sunuyoruz” dedi.

Büyükşehir'in Arama Kurtarma Ekibine Uygulamalı Eğitim Haber

Büyükşehir'in Arama Kurtarma Ekibine Uygulamalı Eğitim

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu arama kurtarma ekibi eğitim ve tatbikat çalışmalarına başladı. Olası afetlere karşı her an hazır olmak için eğitim Arama Kurtarma ekibine Eskişehir İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) tarafından uygulamalı eğitim verildi. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı bünyesinde kurulan arama kurtarma ekibine yönelik eğitimler başladı. Eskişehir başta olmak üzere olası afetlere karşı her an hazır olmaları için arama kurtarma ekibine Eskişehir İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) tarafından teorik, tatbiki, bilgi ve becerileri ile fiziki kabiliyetlerini artırıcı eğitimler verildi. Konu ile ilgili bilgi veren Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı Müdahale Şube Müdürü Ali Öztürk, “İtfaiye yönetmeliğinde de belirtildiği üzere Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce’nin talimatları doğrultusunda İtfaiye Daire Başkanlığımız nezdinde kurduğumuz afetlerde arama kurtarma ekibinin eğitim faaliyetlerini gerçekleştirmekteyiz. İtfaiyecilik mesleği kapsamında değerlendirecek olursak her itfaiyeci doğal bir arama kurtarma statüsüne sahiptir. Bu kapsamda mevcut olan ekibimize arama kurtarma eğitimleriyle kapasitesini artırmayı planlıyoruz. İlerleyen süreçlerde ekibimize katacağımız yeni personel ile ekibimizin nicel ve nitel kapsamında güçlenmesini sağlayacağız. Bu kapsamda başta ilimiz Eskişehir olmak üzere tüm illerde meydana gelebilecek afetlere daha kapsamlı daha güçlü ve daha donanımlı bir arama kurtarma ekibi sağlamayı planlamaktayız.” dedi. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı bünyesinde kurulan arama kurtarma ekibinin eğitimleri önümüzdeki günlerde de devam edecek.

Sanayi Üretimimiz En Zor Şartlarda Bile Devam Edebilmeli Haber

Sanayi Üretimimiz En Zor Şartlarda Bile Devam Edebilmeli

Eskişehir Sanayi Odası (ESO), Eskişehir’in sanayi ekosistemini daha dirençli ve sürdürülebilir hale getirmek amacıyla hayata geçirilen yeni bir eylem planı ve strateji belgesini kamuoyuna sundu. Eskişehir Teknik Üniversitesi ile işbirliği içerisinde hazırlanan Eskişehir Sanayi Ekosistemi Dirençlilik Strateji ve Eylem Planı, Eskişehir sanayisinin doğal afetler ve iklim değişikliği gibi küresel tehditlere karşı dayanıklılığını artırmayı hedefliyor. Hazırlanan eylem planı ile ilgili açıklama yapan Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, sanayi ekosistemimizin afetlere karşı daha dirençli hale gelmesinin hem ekonomik sürdürülebilirliğimiz hem de toplumsal refahımız için çok kritik olduğunu belirtti. "Topluma dönük bir sanayi odası vizyonumuzla hazırladığımız bu rapor, sadece sanayi tesislerimizin değil, aynı zamanda yarattığımız 100.000’i aşkın istihdam ve beraberindeki sanayi ekosistemi olarak karşı karşıya olduğumuz riskleri daha iyi anlamak, ve bu risklere karşı etkili çözümler geliştirmek amacıyla oluşturduğumuz bir rehber niteliğindedir. Ülkemizin son yıllarda yaşadığı Kahramanmaraş depremleri, sel felaketleri, orman yangınları ve en son Ocak 2025’te Bolu’da yaşanan elim otel yangını gibi olaylar, afetlere hazırlıksız yakalanan bir sanayi ekosisteminin sadece ekonomik değil, kentsel ve toplumsal bir çöküşe de sürüklenebileceğini göstermiştir. Bu nedenle, tüm üyelerimizi ve paydaşlarımızı bu eylem planını benimsemeye ve uygulamaya davet ediyoruz" diye ekledi. Eskişehir Sanayi Odası, bu çalışma ile yalnızca fiziksel yapıları güçlendirmeyi değil, aynı zamanda toplumun afetlere karşı hazırlıklı olmasını sağlamak için kapsamlı bir yol haritası oluşturuyor. Raporda öne çıkan stratejik hedefler arasında lojistik altyapının iyileştirilmesi, yapı sağlığı izleme sistemlerinin kurulması, sanayi yapılarının dayanıklılığının desteklenmesi, eğitim ve farkındalığın artırılması gibi konular yer alıyor. Eskişehir Sanayisinin Geleceğini Belirsizliklerine Karşı Korumalıyız Eskişehir Sanayi Odası ve Eskişehir Teknik Üniversitesi iş birliğiyle hazırlanan sanayi ekosisteminin dirençliliği raporunun kentin geleceği için gerekli tedbir ve önlemleri ortaya koyduğunu belirten Başkan Kesikbaş, “Ancak bu rapor, sadece teknik detaylar ve stratejik planlardan ibaret değildir. Aynı zamanda, Eskişehir’in kalbi olan sanayi ekosisteminin karşı karşıya kalabileceği büyük risklere dikkat çeken bir uyarıdır. Bir afetin şehre neler yaşatabileceğini göz önünde bulundurmak zorundayız. Sessizliğe gömülmüş fabrikalar, işsiz kalan binlerce insan, kapanan üretim hatlarını hayal edin. Yıkılan sadece binalar değil, insanların yıllarca inşa ettiği emek, hayaller ve güvenli yarınlardır. Bu rapor, böylesine yıkıcı bir senaryonun önüne geçmek için atılacak adımları belirliyor. Sanayi ekosistemimizin dayanıklılığını artırmak, Eskişehir’in yarınlarına yapılacak en büyük yatırımdır” dedi. Hedefimiz, Daha Dirençli ve Daha Güvenli Bir Eskişehir Sanayisi ESO Başkanı Kesikbaş, “Raporun hazırlanması aşamasında kurulan iş birliği, bölgedeki paydaşların katılımını sağlayarak beraberinde toplumsal dayanışmayı güçlendirmektedir. Yakın zamanda ülkemizde yaşadığımız büyük felaketler, bu tür olaylar yaşanmadan önce alınması gereken tedbirlerin ne denli önemli olduğunu bize gösterdi. Nitekim ülke olarak yaşadığımız bu hazin afetlerin etkilerini hala hissetmekteyiz. Eskişehir Sanayi Odası, bu eylem planının uygulanmasının, Eskişehir’in sanayi ekosistemine ve toplumuna önemli katkılar sağlayacağını düşünüyor. Bu süreçte ESO olarak, üyelerimiz ve çalışanlarımızla birlikte sanayinin geleceğini dayanıklı ve sürdürülebilir kılmak için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Hedefimiz, daha dirençli ve daha güvenli bir Eskişehir sanayisini hep birlikte inşa etmek” açıklamasında bulundu. Geleceğin Dayanıklı Sanayi Ekosistemi için Üniversite ve Sanayi Ortaklığı Şart Toplantıda yer alan Eskişehir Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Özcan da sanayi ekosisteminin afetlere karşı dayanıklılığını artırmayı amaçlayan bu önemli strateji ve eylem planına akademik destek sağlamaktan gurur duyduklarını belirtti. “Sadece sanayi yapılarının fiziksel dayanıklılığını değil, aynı zamanda toplumsal bilinci artırmayı hedefliyoruz. Üniversite – sanayi işbirliğinin çok güzel bir örneğini teşkil eden bu proje, bilimsel bilgi ve teknik uzmanlıkla sanayi ekosisteminin sürdürülebilirliğine katkıda bulunacaktır. Tüm paydaşlarımızın katılımıyla, geleceğin dayanıklı sanayi ekosistemini inşa ederek, Eskişehir’e sürdürülebilir ve kalıcı değerler katacağımıza olan inancımız tamdır” ifadelerine yer verdi. Prof. Dr. Adnan Özcan ayrıca, afet yönetimi alanında yapılacak çalışmaların uzun vadeli etkilerine dikkat çekerek, bu stratejinin hem bölgesel hem de ulusal kalkınmaya katkı sağlayacağını vurguladı. Üniversite olarak, teknolojik gelişmeleri sanayi ile buluşturarak ülkemizin sanayi altyapısının güçlenmesine katkıda bulunacaklarını belirtti. Açılış konuşmalarının ardından “Eskişehir Sanayi Ekosistemi Dirençlilik Strateji ve Eylem Planı” Prof.Dr. Alper Çabuk, Doç.Dr. Muammer Tün ve Dr.Öğr.Üyesi Onur Kaplan tarafından yapılan sunumla katılımcılara aktarıldı.

Bilinçli Tepebaşı Türkiye’ye Örnek Olacak Haber

Bilinçli Tepebaşı Türkiye’ye Örnek Olacak

Tepebaşı Belediyesi, olası doğal afet konusunda ilçede yaşayan vatandaşlara yönelik düzenlediği eğitimlerle bu konularda bilinçli bir Tepebaşı’nın inşası için çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Tepebaşı Belediyesi, gerek çevre gerek sürdürülebilirlik gerekse de olası doğal afetler anında nasıl hareket edileceği konusunda vatandaşlarını bilgilendirmeye yönelik hayata geçirdiği projelerle Türkiye’ye örnek oluyor. Tepebaşı Belediyesi Afet İşleri Müdürlüğüne bağlı Tepebaşı Arama Kurtarma (TAK) Ekibi, “Afet Farkındalık Eğitimi” sertifika programına başladı. Pilot bölge olarak seçilen Hacı Seyit ve Işıklar Mahallesi sakinlerine yönelik “Afet Farkındalık Eğitimi” verdi. Eğitimin ardından Tepebaşı Belediyesi Vecihi Hürkuş Havacılık ve Teknoloji Parkı’nda sertifika töreni düzenlendi. Sertifika törenine Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç’ın yanı sıra Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcısı Suat Yalnızoğlu, Hacı Seyit Mahalle Muhtarı Didem Erçakar, Işıklar Mahalle Muhtarı Ramize Nurgül Laçin ve mahalle sakinleri katıldı. Burada bir konuşma yapan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, “Mahallelerimizde kriz anında toplumu sürükleyebilecek, liderlik edecek mahallesi hakkında bilinçli vatandaşlar yetiştirmeyi hedefliyoruz. Olası bir afet anında profesyonel ekipler ve ilgili kurumlar olay yerine gelene kadar mahallesi hakkında eğitim almış vatandaşlarımız, altın saatler olarak adlandırılan o ilk dakikalarda birçok vatandaşımızın hayatta kalmasını sağlayabilir. Kentlilik bilinci çok önemli, mahallesine hakim, çadır alanlarını, toplanma yerlerini bilen, ilk yardım malzemelerini kullanabilen bu duyarlı vatandaşlarımız sayesinde olası bir afet anında yaralarımızın daha hızlı sarılacağına inanıyorum. Hedefimiz her mahallede en az 30 vatandaşımıza bu eğitimleri vermek. Böylelikle merkez mahallelerimizde en az bin 500 kişilik bir afet gönüllüsü ekibi ile daha dirençli bir Tepebaşı’nı inşa edeceğiz” dedi. Sertifika programı, katılımcılara belgelerinin verilmesi ve toplu fotoğraf çekinilmesinin ardından sona erdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.