SON DAKİKA
Hava Durumu

#Chp Genel Başkanı

Porsuk Haber Ajansı - Chp Genel Başkanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp Genel Başkanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’nin Tek Tescilli Jeoparkı İçin Tanıtım Atağı Haber

Türkiye’nin Tek Tescilli Jeoparkı İçin Tanıtım Atağı

Manisa’nın doğal, kültürel ve tarihi güzelliklerini turizme kazandırmak amacıyla önemli adımlar atan Manisa Büyükşehir Belediyesi, Kula-Salihli UNESCO Küresel Jeoparkı Ziyaretçi Merkezi’ni tüm detaylarıyla tanıtan programını CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla gerçekleştirdi. Programda konuşan Genel Başkan Özgür Özel, Jeopark’ın yeterince tanıtılırsa Türkiye’ye en çok döviz getiren, ziyaret edilen, turist çeken yerlerden bir tanesi haline geleceğini belirtti. Manisa’da tüm CHP’li belediye başkanlarının memnuniyet anketlerinde oylarını artırdığını belirten Özel, oranın Türkiye’de yüzde 58 olduğunu, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in ise yüzde 65 ile Türkiye’nin en başarılı üç belediye başkanı arasında yer aldığını söyledi. UNESCO Jeoparklar Ağı denetiminden geçen Türkiye’deki ilk jeopark olma özelliğine sahip Kula-Salihli UNESCO Küresel Jeoparkı’nın Ziyaretçi Merkezi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katıldığı programla tanıtıldı. Programa, Özel’in yanı sıra Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper, CHP Manisa Milletvekilleri Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bekir Başevirgen, Selma Aliye Kavaf, ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, CHP Manisa il örgütü ve çok sayıda vatandaş katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Jeopark’ın yeterince tanıtılırsa Türkiye'ye en çok döviz getiren, ziyaret edilen, turist çeken yerlerden bir tanesi haline geleceğini belirterek, “Türkiye'de bir tane var. Dünyada jeopark turizmine ilgi çok yüksek. Buraların meraklısının ekonomik düzeyi de çok yüksek. Ben bu sabah Kula'da çarşıda bir esnaflarımızla kısa bir sohbet etme imkanı buldum. ‘Kula'ya yapılacak en büyük iyilik, burayı tanıtmak’ diyorlar. Bizi ayakta tutan, buraya gelen gidenler, bundan sonra gelip gidenler olacak diyorlar. 2 bin 600 yıl önce hocamızın söylediğine göre faaliyette olan bir volkan arkamızda. Onun püskürttüğü lavlar, daha sonra onun verimli bir tarım arazisine dönüşmüş olması, buralarda tarım açısından çok kıymetliydi bugüne kadar. Bundan sonra bu jeoparkın alacağı ziyaretler, yerli, yabancı ziyaretçiler Kula'mıza da Salihli'mize de çok önemli ve çok geliştirilebilir bir imkan yaratıyor turizm açısından” diye konuştu. Mesir Festivali İçin Uluslararası Tanıtım Çalışması Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in dünyanın en eski festivallerinden biri olan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nin tanıtımı için de uluslararası bir tanıtım çalışması yaptığını söyleyen Özgür Özel, “En eski halk ilacı, tıbbi değeri var, tarihi değeri var, mistik değeri var, kültürel değeri var ve hak ettiğinin çok altında turist geliyor. İspanya'da boğalar kovalıyor insanları, milyonlar gidip oraya milyarlar bırakıyor. Burada yüz binlerce kişinin ellerini şifaya açtığı 41 çeşit Manisa’da yetişen Spil Dağı’nda endemik yetişen bitkisel ürün, baharattan mütevellit mucizevi bir karışım. Ama dünyaya anlatmamışız. Ben bana gelen bütün büyükelçilere mesir macunu verip götürüyorum. Dünyanın neresine gitsem mesir macunu hediye ediyorum. Almanya Büyükelçimiz teşekkür etti. ‘En zor gün hiç konuşamayacağım bir yerde bütün gün toplantıyı mesir macunu kurtardı’ dedi. Şu anda yurt dışının Türkiye’deki kıymetli temsilcilerinin arasında da mesir macunu son derece popüler. Burada mesir festivallerinde çok önemli yurt dışından yapıları burada ağırlayabileceğimiz dünya fitoterapi kongrelerini, bitkilerle tedavi kongrelerini, eczacılık kongrelerini, tıp kongrelerini yapabileceğimiz, dünyadaki sosyal demokratların, siyasi akrabalarımızın önemli toplantılarını, Mesir Haftası’nda gelip buralarda yapabileceğimiz, misafir edebileceğimiz bir takım işleri bir an önce hayata geçiriyoruz. Geçirmek durumundayız” diye konuştu. “Deyimlerin Çıktığı Yer Burası” Özel, Manisa'ya gelen bir turistin yarım saat veya bir saat mesafede birçok tarihi, doğal ve kültürel hazineleri keşfedebileceğini söyleyerek, “Hem dünyanın ilk parasının basıldığı Lidyalıların bıraktığı Sarp harabelerini görmesi, hem gelip bu jeoparkı gezmesi, yine bir saat içinde ulaştığı Kral Mezarlarını görmesi, yine bir saat içinde ulaşabileceği yerlerde İncil'de adı geçen yedi kiliseden üçünü ziyaret edebilmesi gibi olanakların olduğu muhteşem bir yer burası. Ben her zaman söylüyorum herkesin çokça kullandığı deyimlerin, sözlerin ortaya çıktığı yerler burası. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul'un fethinden iki yıl önce tahta giderken babasının vefatını öğrenip duasını edip atın sırtına binip de ‘Beni seven arkamdan gelsin’ dediği yer burası. Bugün hocalarla konuşuyoruz. Eskiden kalmış tümülüsler kimininki büyük, kimininki küçük. Büyük olanlar tanınmış kişilerin. Çünkü cenazeye daha çok kişi gelmiş. Her gelen de toprak getirmiş, koymuş. ‘Toprağın bol olsun’ lafının söylendiği topraklar buralar. Manisa’yı geldikçe yaşadıkça tecrübe ettikçe bir daha bir daha gelmenin hatta buralara yerleşmenin, buralardaki o havayı yaşamanın, Fatih Sultan Mehmet'in, Osmanlı'nın tarihine meraklı olanların da heyecanlanacağı bir yer burası. Volkanik yapılara meraklı olanların da ziyaret edeceği yer burası. Dünyanın ilk parasının basıldığı yer burası. Bunları anlatmak lazım” dedi. “Algı Yaratmaya Ne Zaman, Ne Para Harcıyoruz” Manisa’da 2004 yılında yüzde 6 oy aldıkları yerel seçimlerde 2024 yılında yüzde 60 oy aldıklarını belirten Özgür Özel, “Ferdi Zeyrek Başkanımla yüzde 60 aldık. Biz onurlu, özgüveni yüksek ama kibri olmayan, tevazu sahibi bir siyaset izliyoruz Manisa’da yıllardır. Nasıl yapıyoruz biliyor musunuz? Olduğumuz gibi siyaset yapıyoruz. Neysek öyle davranıyoruz. Ben de il başkanım da ilçe başkanlarım da CHP’nin bütün üyeleri, şimdi de seçilmiş bütün belediye başkanları.  Biz neysek oyuz. Öyle siyaset yapıyoruz. Algı yaratmaya, şunu yapmaya, bunu yapmaya ne zaman ne para harcıyoruz. Zaman içinde bu samimiyet, bu gerçeklik, bu kendi gibi olma hali hemşerilerimizin her biri tarafından gün be gün takip edildi. Yüzde 6’lardan 60’lara o şekilde hep birlikte gelindi” şeklinde konuştu. Ferdi Zeyrek En Başarılı Üç Belediye Başkanı Arasında Manisa’da dün gerçekleştirdikleri toplantıda memnuniyet anketlerini değerlendirdiklerini ifade eden Özel, “Türkiye’de yüzde 58 olan CHP’li belediyelerden memnuniyet oranı. Manisa’da yüzde 65 ile Ferdi Zeyrek Türkiye’nin en başarılı üçüncü belediye başkanı oldu. Manisa’daki belediyelerimizden seçildiği günden geride olan bir tane belediyemiz yok hamdolsun. Bugün seçim olsa en az oyunu artıran, 4 puan artırmış. Toplamda bugün seçim olsa yüzde 58 ile aldığımız Manisa’da yüzde 66’lar görünüyor. ‘Bu pazar günü milletvekili seçimi olsa’ sorusunun Manisa’daki cevabı son seçimlerin 16-17 puan ilerisinde. Yani bugün 4 milletvekiliyiz. Yapılan anketler, Manisa’nın sonuçları 5 milletvekilinin geldiğini, 6’ncısının kapıda olduğunu gösteriyor. CHP iktidara yürüyor. Bundan sonra da memlekete emek vermeye devam edeceğiz. Kibirsiz, halkın içinde, sizin gibi yaşayan, sizinle birlikte olan kadrolarımız, bu memleketi kardeşçe, hemşeri olarak sarmaya, sarmalamaya, sizinle birlikte olmaya devam edecek. Biz de imkan oldukça memleketimizdeki bu etkinliklere, bu çalışmalara katkı sağlamaya çalışacağız. Ben Manisa’nın bir evladı olmaktan, siyasi hayatı boyunca en dar yerlerden en gür yerlere giderken hep aynı yolu yürüdüğümüz sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Çıktığımız yolda çok önemli bir noktaya geldik. Kula’ya hizmet edeceğiz. Kula’nın yüzünü güldüreceğiz. Manisa’nın yüzünü güldüreceğiz ve geçen seçimde bize oy vermeyen yüzde 42, ‘Ya Özgür Bey’in partisi, bu genç kadrolarla, bu başarılı kadrolarla, bu liyakatli kadrolarla bak ne güzel yönetiyor Manisa’yı’ diyor. İşte sizin sayenizde, ‘Yönetsinler artık Türkiye’yi’ diyecekler. Buna katkı sağlayan tüm belediye başkanlarıma, tüm örgütüme teşekkür ediyorum” dedi. Tanıtım Atağı Katılımcılara hitap eden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, “Manisa'mızın sadece bugün değil yarınlarını düşünebilmek için ve bu değerli ortaya çıkartabilmek için başta Kula-Salihli Jeoparkı ama bunun haricinde de Kula’dan başlayıp da Manisa’nın her köşesinde oluşturduğumuz gerçekten bacasız fabrikalarımız var. Bizim en büyük görevlerimizden bir tanesi bunları yarınlarımıza aktarmaktır” diye konuştu. “Yarınlarımıza Taşımak En Büyük Hedefimiz” Jeoparklar Belediye Birliği Başkanı olduğunu da belirten Zeyrek, “Salihli ve Kula belediye başkanlarımızla birlikte el ele vererek bizim Jeoparkımızı daha da geliştirmek amacımız. İnsan ayak izleri vardı, bunları da artık koruma altına alarak yarınlarımıza aktarmak gibi bir hedefimiz var ve bu hedef doğrultusunda artık Manisa’nın da ta mitolojik dönemden başlayarak Osmanlı dönemine ve Cumhuriyetin ilk dönemlerine ait olan 3 bin tane koruma altına alınmış olan eserimizi bugünlerimizden, yarınlarımıza taşımak ve bunların sayısını arttırarak korumak bizim en büyük hedefimiz. Bu hedeflerle birlikte Manisa'nın artık hak ettiği turist sayısına ulaşmasını ve önemli bir gelir kapısı olan turizmin hem esnafımıza hem de şehrimize değer katmasını sağlamayı hedefliyoruz. Bu nedenle bugün bu tesiste birlikte olmak gerçekten çok mutluluk verici. Burada olduğu gibi Manisa’mızda daha birçok noktada böyle tesisler kuracak yabancı ve yerli turistlerimizi şehrimize davet edeceğiz” dedi. “Jeoparkımızın Tanıtılması Açısından Çok Önemli” Manisa’nın varlar ve yoklar içinde gidip gelen bir şehir olduğunu vurgulayan Başkan Zeyrek, “Manisa’mızı böyle değerleri var ama çok az sayıda turist ağırlıyoruz. Bu yok olan turizmi Manisa’mıza kazandırmak için böyle yerlerin gerçekten çok önemi var. Akademisyenlerimizle, bilim insanlarımız ile birlikte bu değerleri korumak için çalışıyoruz. Sağ olsun bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan Türkiye’nin umudu, Manisa’nın gururu olan Sayın Genel Başkanımız bugün yine bizlerleydi. Onun burada olması ulusal mecrada da Jeoparkımızın tanıtılması açısından çok önemli. Kendilerine ben bir kez daha teşekkürü bir borç biliyorum” diye konuştu. Program Kula-Salihli UNESCO Küresel Jeoparkı Ziyaretçi Merkezi’nin gezilmesi ile son buldu.

CHP Genel Başkanı Özel: ''Sefalet Ücretini Reddediyoruz!'' Haber

CHP Genel Başkanı Özel: ''Sefalet Ücretini Reddediyoruz!''

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Yurttaş Birliği tarafından başta asgari ücret olmak üzere toplumsal sorunlara karşı Ankara’da gerçekleştirilen Yurttaş Sesleniyor, Haklarımızı Alacağız Mitingi’ne katıldı. Ankara Tandoğan Meydanı'nda düzenlenen mitinge Eskişehir'den de yoğun katılım yaşandı. CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, İlçe Başkanları, İl ve İlçe Yöneticileri, Kadın ve Gençlik Kolları Başkan ve Yönetimleri ile partililer katılım sağladı. Genel Başkan Özgür Özel, burada yaptığı konuşmada, “Ankaramızın bu kışında, bu soğuk havasında, sizin hatrınıza Ankara’nın kışa bir gün ara verdiği, müsaade ettiği bu güzel meydanda, alın teriyle hayat mücadelesi verip hakkı yenilince ‘Artık susmayacağım’ diyenler, ‘Hakkımı aramaya gidiyorum, hakkımı alacağım’ diyenler hepiniz hoş geldiniz. Beyaz, mavi, gri yakalı emekçiler… Market personelleri, apartman görevlileri, temizlik işçileri, AVM’lerde çalışan tezgahtarlar, kasiyerler, güvenlik görevlisi kardeşlerim hepiniz hoş geldiniz. Günü siftahsız kapatan esnafımız, gün boyu iş arayıp eve boynu bükük dönen gençlerimiz, adalet arayanlar, eşitlik talep edenler, insanca bir yaşam isteyenler, evinizde oturup üzülmek, şikayet etmek yerine birleşip sesinizi duyurmak için buraya geldiniz. Hoş geldiniz” ifadesini kullandı. Özel, şunları söyledi: “ASGARİ ÜCRETİN İLANIYLA SEL OLUP BU MEYDANI DOLDURDULAR” “Bugün ülkeyi yöneten iktidar sizlerin yaşadığı zorlukları yarattı ama sizlerle ilgilenmiyor, sesinizi duymuyor. Sıkıntıları biliyor, bilmezden geliyor. Dertlerinize ne çare arıyor, ne çare üretiyor. Bunun için hiç şüphe yok ki bir ses yükseltmek lazımdı. Bunun için hepimiz sesimizi yükseltmeye, mücadeleyi yükseltmeye hazırdık. İşte böyle bir atmosferde, Yurttaş Birlikteliği ile hep beraber, önce 66’ydı ve sonra 69 ama asgari ücret ilanından sonra yağmur gibi tüm Türkiye’den katılımlarla bir sel oldular ve bu meydanı doldurdular. Yurttaş Birlikteliği’ne, bu alana katkı sağlayan konfederasyonlara, sendikalara, derneklere, vakıflara, bugün burada kim varsa onların temsilcilerine ve onlara güç vermeye, bu meydandan güç almaya gelen her birinize yürekten teşekkür ediyorum.” “YETKİNİN GERÇEK SAHİBİNE, MİLLETE GİTME ZAMANIDIR” “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni 1920’de kurmuş partinin genel başkanı olarak, hiç şüphe yok ki Meclis’i çok önemsiyorum. Tüm milletvekillerimiz, tüm partimiz çok önemsiyor. Biz Meclis zemininde sizin, emeklilerin, emekçilerin, esnafların, çiftçilerin, emeklilikte yaşa takılanların, vergide adalet diye isyan edenlerin sesini duyurmak isteyen herkesin sesini o Meclis’e taşıyoruz. Konuşuyoruz, anlatıyoruz. Ama gördük ki o Meclis’te söylenenlere rağmen birileri bildiğini okumaya devam ediyor. O Meclis ki gücünü halktan alır, o Meclis ki gücünü milletten alır. O zaman yetkinin gerçek sahibine gitmenin, millete gitmenin zamanıdır. Biz TBMM’de asgari ücret ilanından sonraki oturuma katılmadık. Dedik ki, ‘Madem beklentide yanıt yok. O zaman biz de burada yokuz.’ Ama bir başka meclise geldik, bugün burası gerçek bir meclistir. Güçlü demokrasilerde, millet vekaletini siyasetçilere verip beş yıl boyunca bir kenara çekilmez. Kendisiyle ilgili her konuda söz sahibi olmak ister. Siyasileri takip eder, tenkit eder, uyarır, gerekirse yetkiyi geri alır. Eğer iktidar, milyonlarca insanın sesini duymamakta inat ediyorsa; oy alırken yılda dört kere ayarlama yaparız dediği asgari ücretliyi bir yıl boyunca bir kuruş vermeden yoksulluğa mahkum ediyorsa; dünyanın en fedakar insanları olan bu millet için, bu devlet için, göz nuru akıtmış, dirsek çürütmüş emeklilerini sefalete mahkum ediyorsa; esnafı duymuyor, çiftçinin sorunlarını görmüyorsa o zaman gerçek Meclis burasıdır, meydanlardır, sizlerle birlikte olmaktır.” “ERDOĞAN, SALON SİYASETÇİSİ OLMA, MEYDANLARDAN KORKMA” “Tayyip Bey birazdan bir salonda kürsüye çıkacak. Kendi atadıklarına, il başkanına, ilçe başkanlarına, kendi mahalle delegelerine, kendi üyelerine kendini alkışlatacak. Buradan bir kez daha sesleniyorum: Sayın Erdoğan, salon siyasetçisi olma. Meydanlardan korkma. Çık dışarı. Gel buraya... Erdoğan, salonda kendini alkışlatan Erdoğan, ‘Gördünüz mü zafer kazandım Suriye’de?’ diye ‘Suriye’ye sevinin. Açlığı, yoksulluğu, işsizliği, güvencesizliği görmeyin, hissetmeyin’ diyen Erdoğan, bu meydan yoksullarla, bu meydan hakkını yediklerinle dolu ve sana sesleniyorlar. Çık oradan gel buraya, hesap ver, hesap ver, hesap ver… Bak Bursa’da, Balıkesir’de il kongrelerinde sana ‘Şam’ın Fatih’i’ diye bağırıyorlarmış. Şam’ı fethetmek, başka ülkenin toprağına göz dikmek, şehrine plaka koymak, başka işler... Sen fethedeceksen, bu emeklinin, emekçinin gönlünü fethet. Ama yapamazsın, çünkü onların gönlünden de düştün, gözünden de düştün. Sana orada ‘Fetih, fetih’ diye bağıranlara bakma. Bak bu meydanda yüz binler sana ‘İstifa, istifa’ diye sesleniyor.” “GEÇİM YOKSA SEÇİM VAR” “Eğer bir ülkede, başkentte, başkentin en önemli meydanına yüz binler sel olup akmışsa, hakkını arıyorsa, ülkeyi yönetene ‘İstifa’ diye sesleniyorsa, sandıktan kaçamazsın, seçimden kaçamazsın. Milyonlara söz verdin ama geçinemiyorlar. Geçim yoksa, seçim var. Erdoğan Ankara’da, başkentte milyonlar sana boş tencere gösteriyorlar. Milyonlar senden seçim istiyor, sandık istiyorlar. Bu iktidar döneminde bütün kurumlar ve kurallar yerle yeksan oldu. Her şey bir kişinin iki dudağının arasına sıkıştı. Milyonlarca emekçinin hayatını etkileyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu bile mevcut antidemokratik yapısıyla bile dışlandı, emrivakilere zorlandı. Son komisyon toplantısı işçilerden kaçırıldı. Hükümet işverenle bir araya gelip, bir akşam vakti apar topar asgari ücreti AK Parti’nin grup toplantısına yetiştirdiler. 9 milyon asgari ücretli, maaşı asgari ücrete bağlı olan milyonlar büyük bir hayal kırıklığı ve öfke içindeler. Çünkü 22 bin 104 liralık ücret, asgari ücret değildir; bir sefalet ücretidir. Biz bu ücreti reddediyoruz. Bu antidemokratik uygulamadan sonra 50 yıldır komisyon masasında oturan işçiler, o masadan bir daha oturmamak üzere kalktılar. Türk-İş masadan tamamen çekildi. DİSK ve Hak-İş de aynı görüşte. Bu komisyon, bu iktidar döneminde tamamen meşruiyetini yitirdi. Bu adaletsizliğe, bu haksızlığa karşı ortak bir söylemde bulunan, karşı çıkan, isyan eden üç konfederasyonu da bugün buraya verdikleri katkı için ve bundan sonraki onurlu mücadeleleri için tebrik ediyorum. Yürekten mücadelelerinde destek veriyorum.” “ASGARİ ÜCRETLİ ZAM BEKLERKEN TARİHTE İLK KEZ CEBİNDEN 2 BİN LİRASINI ALDILAR” “Açıklanan asgari ücret, 2024 başında eleştirdiğimiz 17 bin 2 liralık ücretin de çok gerisindedir. 11 ayda 17 bin lira bütün alım gücünü yitirmiş, 7 bin liranın üzerinde erimiş, 10 bin liranın 1 Ocak’taki satın alma gücünün gerisine düşmüştür. Bu iktidar, 7 bin lira zayıflayan asgari ücrete 5 bin lira zam yaparak, asgari ücretli zam beklerken tarihte ilk kez cebinden 2 bin lirasını çekip almıştır. Asgari ücret, dünyanın dört bir yanında emekçilerin ilk başta bir yıllık kıdem boyunca aldıkları, sonra hızla uzaklaştıkları bir ücrettir. Ama maalesef bu ülkede asgari ücret artık temel ücret olmuştur. Yıllar önce; çalışanların yüzde 28-30’u asgari ücret alırken, bunu eleştiriyor, geriletilmesini vaat ediyorlardı. 22 yıllık AKP iktidarında asgari ücret bir canavar gibi her geçen gün daha fazla emekçiyi yutmuştur. Bugün ücretlilerin yüzde 57’sinin aldığı bir temel ücrete dönüşmüştür. Buradan, Tandoğan’dan bir kez daha kayda geçirmek isterim ki Avrupa Birliği’nde ücretlilerin sadece yüzde 9’u, örneğin Almanya’da ücretlilerin sadece yüzde 6’sı asgari ücret almakta, geri kalanı bunun üzerinde ve çok üzerinde maaşlar almaktadır. Hal böyle olunca asgari ücretlinin milli gelirden aldığı pay, OECD ülkelerinde yüzde 55 ve Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 60-70 arasındayken, bu meydanın; ücretlilerin milli gelirden aldıkları pay sadece yüzde 25’tir.” “AND OLSUN Kİ BİZ KAZANACAĞIZ” “Almanya’da sosyal demokratlar yüzde 70’e itiraz edip, ‘Bütün varlığın yüzde 70’ini hepimiz, yüzde 30’unu nasıl zenginler alır?’ derken, Türkiye’de yüzde 25’ini bütün ahali, yüzde 75’ini zengin mahallenin çocukları tüketmektedir. Bu haksızlığa isyan ediyorum. 100 liralık milli gelirin her 4 lirasının 3 lirasını milli gelirin zenginlere veren, patronlara veren, yandaş müteahhitlerine veren, yarattığı yeni zenginlere veren ama hepimizi açlığa terk eden bu mesele, dünyadaki eşitsizliklere benzer ama dünyada hiçbir gelişmiş ülkede ya da Türkiye’ye emsal hiçbir ülkede olmayan bir eşitsizlik bu topraklarda vardır. Buna itirazı en üst perdeden yapmak, bugünkü iktidarı koruduğunda kolladığı kesimlerin zenginler olduğunu görmek, bu iktidar değişmeden bu değişim - paylaşım hikayesinin değişmeyeceğini bilmek, onların patronların tarafında, bizlerin ise hep beraber halkın tarafında olduğunu bilmek mücadelenin en büyüğüdür, en onurlusudur. Tarafımız burasıdır. Sayın Erdoğan biz bu meydandayız, sen saraydasın. Biz sokaktayız, sen sırça köşklerdesin. Biz yoksulun, garibanın yanında kol kola onunla mücadelenin içindeyiz, sen bu sömürü düzenini sürdürmenin peşindesin. Ama sana and olsun ki biz kazanacağız, biz kazanacağız.” “TÜİK ENFLASYON HESABINI ERDOĞAN’I ÜZMEMEK ÜZERİNE KURAR” “Bu sene asgari ücret tartışmaları başladığında net tavrımızı koyduk. Dediler ki ‘TÜİK yüzde 50 çıkarıyor enflasyonu.’ TÜİK, Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumunun baş harflerinden oluşan bir kurum. Onun verdiği rakam, senin cebinden para çalan bir rakamdır. Çünkü TÜİK enflasyon hesabını Tayyip Erdoğan’ı üzmemek üzerine kurar. Bu sene hesapladı, kitapladı, yüzde 47 enflasyon buldu. Biz baktık, asgari ücretlinin enflasyonu nedir diye. Asgari ücretli maaşını alınca ne yapar? Kira verir. Ne yapar? Elektrik, su, telefon faturalarını öder. Ne yapar? Mutfak masraflarını görür. Eğer imkan kalsa belki çocuğuna bir çorap, bir önlük, bir kapşonlu alır. Asgari ücretli kendi kararını kendi verebilen, parasını özgürce harcayabilen değil, paranın nereye gideceği maaş gelmeden belli olan insandır. Biz bu asgari ücretlinin enflasyonuna baktık, bir yılda tam yüzde 80. Fazlası mümkün, aşağısı mümkün değil. Öyle ya, kira belli, beyaz peynir belli, zeytin belli, ayçiçek yağı belli, telefona gelen zam belli, elektrik faturası belli. TÜİK nasıl yapıyorsa bu hesabı yüzde 47’ye getiriyor. Döndük baktık, bunu eleştirirken de şöyle söyledim. Yıllardır biliriz ki TÜİK’in sepeti, asgari ücretlinin sepeti değildir. Dedim ki geçenlerde ‘Ey TÜİK bu asgari ücretliye yüzde 50 hesaplamışsın, ne yapacak, pinpon topu mu yiyecek?’ Bu TÜİK yememiş içmemiş, size yedirmiyor içirmiyor, kendi de yememiş içmemiş, açıklama yapmış. Diyor ki, ‘Hesap sepetimizde pinpon topu yok.’ Sordum arkadaşlara ‘Birkaç sene öncesine kadar vardı, çıkardılar’ dediler. Dedim ‘Aferin.’ Ne varmış? Pinpon topu yok diye övünüyor ya futbol topu varmış, davlumbaz varmış, otel ücretleri varmış. TÜİK bak, buradaki emekliler parayı ne lüks otellere, ne senin hesapladığın şans oyunlarına, ne davlumbaza, ne futbol topuna, buradaki emekliler, buradaki emekçiler aldıkları maaşı ancak borçlara, kredi kartı borçlarına, eşe dosta yapılan borçlara ödüyorlar.” “ASGARİ ÜCRETLİYİ İNİM İNİM İNLETTİLER” “Bak karşıdan boş tencere çalıyorlar, boş tencere çalıyorlar. TÜİK’in yüzde 50’si yeterince cebinizden para çalmıyormuş gibi bir de tuttular dediler ki ‘Biz gerçekleşen enflasyona göre zam vermeyelim, hedeflediğimiz enflasyona göre verelim.’ Yani diyor ki ‘Ben ekonomiyi yönetemedim, enflasyonu düşüremedim, hayat pahalılığını gideremedim ama beceriksizliğimin faturasını ben ödemeyeyim, Tandoğan Meydanı ödesin. Emekliler ödesin, emekçiler ödesin.’ Bunu duyduğumuz gün, hesabı kitabı yaptık yüzde 78 asgari ücretlinin enflasyonunu hesaba kattık ve dedik ki, ‘Asgari ücret olmalıdır 30, bunun altında yokuz’ dedik. Ama maalesef bizim bütün uyarılarımıza rağmen, zammı asgari ücretlinin enflasyonuna göre değil, TÜİK‘in enflasyonuna göre bile değil, kendi hesapladıkları ve beceremedikleri hedef enflasyona göre verdiler. Öyle olunca da asgari ücretliyi 22 bin 104 liralık bir sefalet ücretine mahkum ettiler. Şimdi bütün emekliler aynı endişede. Biliyorsunuz, geçen sene ocak ayında 10 bin lira verdi, enflasyon yüzde 65’lerdeydi. Temmuzda sadece yüzde 25 zam verdi. Ve 12 bin 500 liralık yapmış olduğu zamla hem emekliyi hem de 17 bin liralık asgari ücretle asgari ücretliyi bir yıl boyunca inim inim inlettiler. Canlarına okudular, canlarını çıkardılar. O gün ‘Emekliye bir asgari ücret ver’ diyorduk, 10 bin lirayı 12 bin 500 lira yaptın, ‘30 milyarı zor buldum, 66 milyar param yok’ diyordu. Bir gördük ki, geçen sene tam 660 milyar lira emekliye asgari ücret vermek için lazım olan paranın on katını, zengin müteahhitlerin, ödemeleri gereken kurumlar vergisini affederek vazgeçmişler. Yani emekli Memduh Amca’nın, emekli Sakine Teyze’nin, emekli Ayşe Ablamın, Hanife Yengemin, Mehmet Kardeşimin maaşını asgari ücret yapmak için lazım olan paranın 10 katını emekli Mehmet’e vermeyen Mehmet Cengiz’e vermiş, Kadir Abime vermeyen Kalyon İnşaat’a vermiş.” “CHP’NİN TARAFI TANDOĞAN MEYDANI, ERDOĞAN’IN TARAFI ZENGİNLERİN SOFRASI” “Artık kaçacak yerleri yoktur. Artık her şey gün gibi ortadadır. Siyaset tarafını belli etme ve siyaset taraf olma sanatıdır. İşte Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarafı Tandoğan Meydanı’dır. Recep Tayyip Erdoğan’ın tarafı zenginlerin sofrasıdır. Ayrıca bu sene bütçe yaparken 701 milyar lira vazgeçilecek, bir daha söylüyorum vazgeçilecek kurumlar vergisi tutarı 701 milyar lira. Bunu buldular, bütçeye koydular. Ama emekliye vermek için parayı bütçeye koymadılar, emekçilerin hakkını vermek için lazım olanı bütçeye koymadılar. Ürünü tarlada kalan çiftçiye vermeleri gereken desteklemeyi bütçeye koymadılar. Ama Kur Korumalı Mevduat’a ödenecek trilyonları, zenginlere çekilecek peşkeşleri baştan bulup bütçeye koydular. O zaman Tandoğan sizi görmeyen, sizi düşünmeyen, sizin için kaynak bulmayan, bütçeye koymayan bu iktidara hep birlikte sesleniyoruz. Buradan sonra bu bütçeyle geçim olmaz. Geçim yoksa, seçim var. Geçim yoksa, seçim var. Geçim yoksa, seçim var. Buradan kaçmaları mümkün değildir. Ve seçim olduğunda hiç öyle kaynak derdiniz yok. Erdoğan parayı kime verdiyse, para oradadır, o kaynak oradadır. Aynı paradır, para vardır, sadece verileceği yer değişecektir. Kalyon İnşaat’a değil, emekli Kadir Abi’ye gidecektir, Mehmet Cengiz’e değil asgari ücretli Mehmet Kardeşime gidecektir.” “EN CILIZ KALABALIK, YALNIZLIKTAN İYİDİR” “Buradan içimizdeki asgari ücretli kardeşlerime, asgari ücretli emekçi kardeşlerime el sallıyorum. Buradan sendikalı olmayan herkese sesleniyorum. En kötü sendika, sendikasızlıktan iyidir. En kötü örgütlenme, örgütsüzlükten iyidir. En cılız kalabalık, yalnızlıktan iyidir. Örgütlenin, örgütlenin, örgütlenin… Hepinizi sendikalı olmaya, sendikal mücadele ile hak aramaya davet ediyorum. Türkiye tarihinde, sendikalar tarihinde ömür vermiş, can vermiş tüm büyüklerimizi saygıyla, minnetle anıyor, bütün emekçi kardeşlerimi sendikalaşmaya davet ediyorum. İstifaya davet ettiğiniz hükümet, asgari ücreti sendikalarla konuşuyor. Oysa sendikalı işçide asgari ücret söz konusu olmaz. Toplu İş Sözleşmesi, asgari ücretin üzerinde bağıtlanır, üzerinde imzalanır. Ama 1970’lerde işçilerin yüzde 75’i, dört işçiden üçü sendikalıyken bugün maalesef bu rakam fiilen yüzde 14,75 durumundadır. Bu, resmi ve gerçek rakamdır. Ancak yarısı kamuda çalışan işçilere ait. Yani özel sektör sendikalı işçilerin yüzde 7’sidir. Türkiye’de işçilerin yüzde 14,5’i sendikalıyken, grevli ve toplu sözleşme hakkından yararlanan sadece yüzde 9’dur. Bunun da yarısı özel sektördür. Yani Türkiye’de 100 işçiden sadece 4,5 tanesi grevli ve toplu sözleşmeli sendika hakkına sahipken, grevli toplu sözleşme yapabiliyorken, yüzde 95’i bu haktan mahrumdur. İşte bizim esas sorunumuz, bu iktidarın esas hoşuna giden de budur. Buradan bir kez daha işçilere sendikalara üye olmaları çağrısında bulunurken, sendikalara da üretimden gelen güçlerini kullanma bu iktidara bu yılı dar etmeye davet ediyorum.” “İLK GÜNDEN ASGARİ ÜCRETTE 2 BİN LİRA KAYIP VAR” “Sözün sonuna gelirken, dün bir kez daha Sayın Erdoğan çıkmış şöyle söylüyor: ‘Biz asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik.’ Erdoğan, hangi enflasyona ezdirmediniz? TÜİK’in enflasyonu dahi yüzde 50, verdiğiniz zam yüzde 30. Diyorlar ki, ‘Asgari ücrete zam yaparsak enflasyon artar.’ Bu koca bir yalan. Koca 2024 yılı boyunca asgari ücrete bir kuruş zam yapmadın, yine yüzde 50 enflasyon yaptın. O da senin kendi hesabına göre… Bakın 2002 yılında bu iktidar geldiğinde, bir asgari ücret yedi çeyrek altın alıyordu. Hesap ortada: Asgari ücret 184 liraydı, çeyrek altın 27 liraydı ve yedi çeyrek altın alıyordu. Geçen sene ocak ayında verdiği 17 bin 2 lira asgari ücret beş çeyrek altın alıyordu ve o verdiği asgari ücret, bu ay aralık ayında ancak üç çeyrek altın alabiliyor. Yani AKP iktidarı boyunca yedi çeyrek altından üç çeyrek altına gerilemiş durumdayız. İlan edilen asgari ücret; 22 bin lira, ocak ayının sonunda alınacak. O zaman kim bilir altın kaç lira olacak? Ama hiç değişmese bugün verdiği maaş, bugünkü altın fiyatıyla 4,5 çeyrek altın. Geçen seneki beğenmediğimiz 17 bin lira, beş çeyrek altın alıyorken bugün verdiği asgari ücret, şimdiki altın fiyatıyla bile 4,5’ta. Şimdiden, bir ay öncesinden yarım çeyrek altın cebinizden çekip alınmış. Yani 2 bin 500 lira. Aynen demin söylediğim gibi... 7 bin lira alımda kayıp, 5 bin lira zam, 2 bin lira ilk günden kayıp var. Bir yıl boyunca da bunu sürdürmeye çalışacaklar.” “NİYE ALTIN HESABI YAPIYORSUN?’ DİYENE DAHA KÖTÜ HESAP ORTADA…” “Erdoğan, çeyrek altın hesabına kızıyor, ‘Altınla mı hesaplanıyor? Altın mı yiyorlar?’ diyor. Yiyemiyorlar ama bir dönüp bakmak lazım… Ocak 2024’te verilen 17 bin 2 lira, kilosu 300 lira olan dana kıymadan 57 kilo alıyordu. Bugün verdiği para, 37 kilo dana kıyma alabiliyor. Dana kıymanın kilosu 590 lira. Bunu söylediğimde itiraz eden de oluyor. 650 lira diyen var, 700 lira diyen var. Geçen sene 57 kilo dana kıyma, bugün 37 kilo dana kıyma. Yani ‘Altın mı yiyorlar?’ diyene, ‘Niye altın hesabı yapıyorsun?’ diyene çok daha kötü dana kıyma hesabı ortada. Ayrıca Ocak 2024’te 17 bin lira, bin 700 tane simit alırken bugün verdiği asgari ücret, bin 470 tane simit alıyor. Biz asgari ücrete yüzde 76-77 zamla 30 bin lira önerirken bile utandık, yüzümüz kızardı. ‘Evet, makuliyeti kaçırmayalım ama 30 bin lira ile geçim mi olur?’ dedik ama Erdoğan 22 bin lirayı sizlere layık gördü. Cumhuriyet Halk Partisi olarak sadece asgari ücrete zammı değil, küçük esnafı bu artıştan koruyacak 8 bin lira işçi başına desteği, KOBİ’leri bu artıştan koruyacak 5 bin lira işçi başına desteği de birlikte önermiştik. Ama iktidar at gözlüğü takmış, öyle bakıyor. Sadece zengine bakıyor, sadece parası olana bakıyor. Garibana, işsize, çalışana, emekliye, öğrenciye hayatı dar ediyor. Bu nedenle de halkın karşısına çıkamıyor.” “ARTIK GÖLGE ETME, SANDIĞA GEL, HESAP VER” “Buradan Tandoğan Meydanı’na soruyorum: Erdoğan çarşıya çıkabiliyor mu? Pazara gidebiliyor mu? Sokakta yürüyebiliyor mu? Orada asgari ücreti savunabiliyor mu? Emekliye gelip de ‘Geçinebiliyor musun?’ diye sorabiliyor mu? Ama ne diyor, ‘Şam’ı fethettim’ diyor. Erdoğan, Şam’ı fethetmeyi bırak, yurda dön. Emeklinin ve emekçinin fethedebiliyorsan gönlünü fethet. Ama sen o gönülden çoktan düştün, vatandaşın gözünden çoktan düştün. Erdoğan kendi Türkiye sınırlarında ama aklı maalesef Suriye’de. Artık Türkiye’nin gerçeklerine dönmesi lazım ama ‘Dön’ diyemiyorum. Bu sorunlara çözüm bulması lazım. Asla ona ‘Bunları çöz’ demiyorum. Çünkü o, bu meydandan taraf olmadığını gösterdi. Ona ‘Kendine gel’ demiyorum. Çünkü kendisi o tarafta olduğunu gösterdi. Ona sadece ‘Yoldan çekil, önümüzden çekil. Bu emeklinin, bu asgari ücretlinin hayatını karartıyorsun, artık gölge etme ve çekil. Artık buraya gel, sandığa gel, karşımıza gel, bu millete hesap ver’ diyorum.” “ERDOĞAN SORUNLARI ÇÖZEMEYECEK” “Erdoğan’a ‘Sorunu çöz’ demiyoruz. Çözmüyor, çözemiyor, çözemeyecek. Ama çözüm burada, çözüm meydanda, çözüm hak aramakta. Çözüm hakkımızı hep beraber almakta. Millet burada, işçi burada, emekli burada, esnaf burada, memur burada. Ve bu meydandan Türkiye’ye sesleniyoruz, böyle olursa, Tandoğan‘lar dolarsa, şehirlerde miting meydanları dolarsa, 10 binler 100 binlere, 100 binler milyonlara çıkarsa, sizin hakkınızı yiyenler orada oturamayacaklar. Bundan sonra meydan meydan dolmaya, hep birlikte taşmaya, hakkımızı almaya var mıyız? Var mısınız? Tayyip Bey ‘Muhalefetin sırtında küfe yok’ diyor. Doğru. Millet maalesef o onurlu küfeyi taşıma yükünü sana verdi. Ama yapamadın, yapmadın, milleti yük gördün. Onların sorununu çözmedin. Oy alırken onlara gittin, seçimden sonra sırtını döndün. Öyle olunca artık bu milletin senden bir umudu kalmamıştır. Ama biz hem Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tek başımıza değil bütün muhalefeti hep birlikte kucaklayarak, biz bu küfeyi sırtlanmaya ve bu sorunu çözmeye, işte bu yüzleri güldürmeye varız. Erdoğan’ı göndermeye, halkın iktidarını kurmaya var mısınız? Var mısınız? Hep beraber başaracağız, söz veriyorum, başaracağız.” “HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ” “Sizler buradaki 10 binleri görüyor musunuz? Bir kuvvetli alkış yapalım, meydanlara sığmayanlara. Hep beraber hakkımızı almaya, hak yiyenleri yollamaya, hakkımızın vereceklere omuz vermeye var mısınız? Hep birlikte başaracağız. Meydan Tandoğan, bu tarafta meydanlara sığmayanları görüyor musunuz? Onlara da yürekten bir alkış yapalım. Yürekten bir alkış. Değerli tertip komitesi, ‘Yurttaş sesleniyor, hakkımızı alacağız’ dediniz, sesinizi duyanları, 100 binler olanları, bu meydanları dolduranları görüyor musunuz? Bu komite 2025 yılının büyük mücadelesinin ilk fişeğini ateşleyen komitedir. Hepsine yürekten teşekkür ediyoruz. Bundan sonra asla yalnız yürümeyeceğiz, her zaman evden çıkarken bir komşuyu, işçi servisinde bir emekçiyi, sendikada bir yoldaşı, kahvede bir arkadaşı, tarlada bir komşuyu ikna edeceğiz. Gelirken onlarla birlikte geleceğiz. Sel olup akacağız, bu haksız rejimi değiştireceğiz, mutlaka sandığı getireceğiz, mutlaka bu iktidarı göndereceğiz.” “100 BİNLER BÜTÇEYE ‘HAYIR’ DİYOR” “Kendisine açıkça söylemiştim. ‘Eğer bu sesi duyarsan geçim olur’ demiştim. Duymadı, geçim olmadı. 2025 yılı geçim yılı olmayacağı şimdiden belli. 2025’te bu emekli maaşıyla, bu asgari ücretle, yüzde 12-16 zam yapacakları emekli, memur emeklisinin, işçi emeklisinin maaşlarıyla 12 bin 500 lirayı yapmayı düşündükleri 14 bin lirayla 2025’te geçim olur mu, geçim olur mu? ‘Geçinemem’ diyenler, hükümetin bu bütçesine ‘hayır’ oyu verenler elini kaldırsın. Erdoğan sen bütçeyi Bahçeli ile geçirdin, ama bak 100 binler bu bütçeye ‘hayır’ diyor, ‘hayır’ diyor, ‘hayır’ diyor. İşte bu güzel evler halkın iktidarına kalkacak. Bu güzel eller halkın iktidarını kuracak. Bu güzel eller hakkını söke söke alacak. Hepinizi saygıyla selamlıyorum, kendinizi coşkuyla alkışlayın. Türkiye’nin kurtuluşu bu alkıştadır. Duyun bu sesi. Bu alkış, bir iktidarı gönderen, halkın iktidarını kuran alkıştır. Daha yüksek, daha, daha, daha. Hep birlikte iktidara, iktidara, iktidara. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.” dedi.

Başkan Yavaş: Haber

Başkan Yavaş: "Amaç Üzüm Yemek Değil Bağcıyı Dövmek"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i BAKAP’ta ağırlayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Bu tesis yüzlerce yıl sonrasına miras kalacak. Bana ‘En büyük eseriniz nedir’ diye sorsalar, burayı söylerim” dedi. Gazetecilerin SGK borçları ile ilgili sorularını cevaplayan Yavaş, yüzde 50 teminatı karşılayacak şekilde bir ödeme yaptıklarını belirtti ve şunları söyledi: “Şimdi haczin hemen kaldırılması lazım. Ama kaldıracaklar mı, kabul edecekler mi bilmiyorum... Amaçları parayı tahsil etmek mi, üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?” Özgür Özel: “Atatürk'ün yazılı vasiyetine rağmen Ankara'yı yıllarca yöneten anlayış, Atatürk Orman Çiftliği'ne sahip çıkmadı. Burada görüyoruz ki Atatürk'ün vasiyetine uygun Atatürk Orman Çiftliği'nin, ona yapılan ihanetin, ona saplanan hançerin bu tarafta bir telafisi oluyor” dedi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile birlikte Türkiye’nin en büyük tarım kampüsü ve rekreasyon alanı olan BAKAP’ı ziyaret etti. “ÇORAK BİR ARAZİYİ ÜRETİM VE EĞİTİM MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRDÜK” ABB Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Ahmet Mekin Tüzün’ün sunum eşliğinde bilgiler verdiği proje hakkında konuşan Başkan Mansur Yavaş, projenin hem Ankaralılara hem de ülke tarımına büyük katkı sağlayacağını vurgulayarak şunları söyledi: “Çorak bir araziyi dönüştürerek hem üretim hem de eğitim merkezi olarak kullanılacak büyük bir tesisi hayata geçirdik. Bu tesis yüzlerce yıl sonrasına miras olarak kalacak. Atatürk Orman Çiftliği projesini örnek aldık. Bana, ‘en büyük eserin nedir?’ diye sorsalar ben burayı söylerim. İnsanlar burada hem üretecek hem de üretmeyi öğrenecek.” Projeye şimdiye kadar yaklaşık olarak 1 milyar lira harcandığını ifade eden Yavaş, tesisin ikinci aşamasının bu dönem içerisinde tamamlanmasının hedeflendiğini belirterek “Yapılan yollar, binalar bir gün unutulur ama bu tesis asla unutulmaz. Türkiye’ye örnek bir üretim merkezi kazandırdık” dedi. ÖZEL: “ÖRNEK BİR PROJE" Açıklamasında BAKAP Tarım Kampüsü ve Rekreasyon Alanı’nın örnek bir proje olduğunu vurgulayan Özgür Özel ise “Önce AR-GE, ardından eğitim ve üretim var burada… Ayrıca da tarım turizmi var. Küçücük çocuklar arıcılığı öğreniyorlar, fide yetiştirmeyi öğreniyorlar, toprakla temas ediyorlar. Çiftçilere destek veriliyor ve bundan sonra iyi tarım uygulamaları için çok önemli çalışmalar yapılıyor. Ortaya çıkan üretim de bir sosyal belediyecilik anlayışı için de hem ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor ve gıda güvenliği açısından da belediyenin burada bir referans uygulaması olmuş oluyor” dedi. Özel şöyle devam etti: “Atatürk'ün yazılı vasiyetine rağmen Ankara'yı yıllarca yöneten anlayış, Atatürk Orman Çiftliği'ne sahip çıkmadı. İtirazlara, mahkeme kararlarına rağmen Atatürk Orman Çiftliği'nin yapılaştırdığı bir süreci yaşadık. Burada görüyoruz ki Atatürk'ün vasiyetine uygun Atatürk Orman Çiftliği'nin, ona yapılan ihanetin, ona saplanan hançerin bu tarafta bir telafisi oluyor.” YAVAŞ: “AMAÇ ÜZÜM YEMEK DEĞİL, BAĞCIYI DÖVMEK” ABB Başkanı Mansur Yavaş, otobüslerle yapılan BAKAP gezisinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yavaş, “SGK alacaklarına karşılık SGK'ye teklif sunduğunuzu ve 'size teminat gösterelim dediğinizi ve kabul edilmediğini' açıkladınız. SGK borcu yüzünden belediyelere haciz uygulamasını nasıl değerlendirirsiniz" ve "SGK borçları nedeniyle icraatlarınızda bir sorun olacak mı?" sorularına şöyle cevap verdi: “3 aydır tekliflerimizi sunduk, sunulan tekliflerimizi hep geri çevirdiler. 80-90 gayrimenkulü teminat olarak gönderdik. ‘Değerlendirmesini de siz yapın’ dediler. Değerlendirmesini biz resmi kuruluşlara yaptırdık. 2 milyarlık bir teminat hazırladık, bu da yüzde 50’yi karşılıyor. Zaten 1 milyar da daha önce ödemiştik. Şimdi hacizin hemen kaldırılması lazım. Şimdi haczin hemen kaldırılması lazım. Ama kaldıracaklar mı, kabul edecekler mi bilmiyorum. İşin enteransan daha önceki basın toplantılarında söylediğimiz 1 milyara yakın da Çevre Bakanlığından alacağımız var. 'Onu size devredelim' diyoruz onu da kabul etmiyorlar. Yani nakit parayı da kabul etmiyorlar. Amaçları parayı tahsil etmek mi üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi...Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Biraz önce sordular 'açıklanıyor' diye, ben söyleyeyim açıklayamazlar. Eğer açıklayabilecek olsalardı o 90 milyarlık listeyi açıklayabilecek olsalardı büyük bir keyifle açıklarlardı. 3 aydır bizde 'açıklayın' diyoruz açıklamıyorlar. Açıklamadıklarına göre bu şekilde açıklamış oluyorlar.  “AİLELER BU HÜKÜMET YÜZÜNDEN MAĞDUR” Belediye bütçesi, yoksulların ve mağdurların hizmetine ayrılmıştır. Ne personelin maaşı ödenmez kalır ne de sosyal yardımlar kesilir. Biz bu kış vatandaşlarımızı üşütmemeye devam edeceğiz. 200 bin aileye protein desteğini sürdüreceğiz. Önceliğimiz onlar, yani hükümetin mağdur ettiği bu aileler. Onların yüzünden mağdurlar. 22 yıldır ülkeyi yönetip hala Ankara’da 200 bin yakın destek alan aile varsa herhalde bizim kusurumuz değil, o ailelerin de kusuru değil. Dolayısıyla en fazla önümüzdeki yıllarda planladığımız 2-3 tane kavşağı birer yıl erteleriz ama şu yapacağımız hizmetlerin hiçbirisinden geri kalmayız. Kreşi de yaparız, sütü de dağıtırız, konseri de yaparız! Çünkü bizim konsere harcadığımız para, bütün bütçemizin binde 6’sı. Öyle abartılan bir rakam ortada yok. Ama görüyoruz ki kendi yakınlarına baktığımızda, kendi adaylarının ya 600 dairesi var ya 600 milyon liralık villası var. Önce o taraflara bir bakmalarını tavsiye ederim.”

Meryem Ana Nöbetine Özgür Özel’den Destek Haber

Meryem Ana Nöbetine Özgür Özel’den Destek

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Meryem Ana Evi nöbetinin 5. gününde Efes Selçuk’a geldi. Efes Selçuk halkının ve belediye emekçilerinin nöbetine destek olan Özgür Özel; “Burada hem belediye başkanımız hem ilçe örgütümüz birlikte büyük bir mücadele veriyor. Biz sonuna kadar arkalarındayız. İşçilerimizin arkasındayız, Meryem Ana Evi mücadelemizin arkasındayız. Selçuk Belediyesi’nin arkasındayız, İzmir Büyükşehir Belediyemizin arkasındayız, milletimizin arkasındayız” dedi. Efes Selçuk’ta Meryem Ana Evi nöbeti devam ederken Efes Selçuk halkının mücadelesine bir destek de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’den geldi.  Genel Başkan Özgür Özel ile birlikte CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Genel Başkan Yardımcıları, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve partililer de nöbete destek verdi. Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel tarafından karşılanan CHP Genel Başkanı Özgür Özel nöbet alanına kurulan barikatların önünde basın mensuplarına açıklama yaptı. BELEDİYELERİMİZ MİLLETİN GÖNLÜNE GİRDİ 31 Mart Yerel Seçimlerinin ardından Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin halkın memnuniyetini kazandıran hizmetler ürettiğini belirten Özel; “CHP’li belediyelerin neredeyse tamamı yaptıkları hizmetle milletin gönlüne girmişler ve seçildiği yerden çok ilerdeler. Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediyelerinin yaptığı işlerden en çok çocuğa dokunan, işte kreş tartışması buradan çıkıyor. Kadına dokunan ve yoksulluğa dokunan kent lokantaları gibi aşevleri gibi ya da verilen sosyal yardım kartlarıyla sağ elin verdiğiniz sol el görmeden yapılan doğru işler bu ekonomik krizde vatandaşın gönlüne dokunmuş.  Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy vereni de vermeyeni de memnun etmiş” dedi. AK PARTİ ALSAYDI PROTOKOL UZATILACAKTI Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerin özellikle sosyal destek projelerinden halkın duyduğu memnuniyet sebebi ile merkezi yönetim tarafından engellemelerle karşılaştığını belirten Özel, Meryem Ana Evi otopark gelirlerine el konulmak istenmesini Türkiye genelinde CHP’li belediyelerin önüne konulan engellerden biri olarak nitelendirerek; “Meryem Ana Evi’ndeki otopark Selçuk Belediyesi tarafından işletiliyor. Bakanlık AK Parti döneminde bunu protokole bağlayıp AK Parti’nin görev süresiyle sınırlayıp kazanamazsak ellerinden alırız diye bir uyanıklığa yeltendiler. Eğer belediyeyi bu seçimlerde AK Parti alsaydı biten protokol uzatılacaktı. Almayınca biten protokolü uzatmayarak, Selçuk’un öz değeri olan buradaki otoparka el koydular. Bu otopark gelirleri belediye gelirlerinin yüzde 60’ını oluşturuyor. Şimdi bu parayı biz alalım dediler. Bakanlığın bu paraya ihtiyacı yok ama esas yapması gereken işlerin yerine CHP’li belediyenin hizmet parasına çöküyor ki, Selçuk Belediyesi hizmet yapamasın, maaş ödeyemesin. Bugün emekçilerin; “Meryem Ana’ya dokunma, ekmeğimle oynama” dediği budur” diye konuştu. BU YAPILAN İŞ HAZIMSIZLIKTIR, HAKSIZLIKTIR Meryem Ana Evi otopark mücadelesinde Efes Selçuk halkının yanında olduklarını belirten Özgür Özel; “Biz yıllarca seçim kaybettik biz yenilmenin adabını da biliriz. Kazandığımızda onurumuzla ve kimseyi rencide etmeden döndük işimize baktık. O günden sonra hiçbirimiz partimiz utandıracak bir kibre kapılmadık. Ama siz kaybetmeyi bilmiyorsunuz. Kaybetmeyi bilmeyen bir daha kazanamaz. Kaybedince de millete saygılı olacaksın. Engel olmayacaksın, el koymayacaksın. Burada hem belediye başkanımız, hem ilçe örgütümüz birlikte büyük bir mücadele veriyor. Biz sonuna kadar arkalarındayız. Bu yapılan iş hazımsızlıktır, haksızlıktır, seçmen iradesini tanımamaktır. Bütün Türkiye’de yaptıklarının Selçuk’taki küçük örneğidir. Bırakın hizmet edelim. Biz, işçilerimizin arkasındayız, Meryem Ana Evi mücadelemizin arkasındayız. Selçuk Belediyesi’nin arkasındayız, İzmir Büyükşehir Belediyemizin arkasındayız, milletimizin arkasındayız” dedi.

Antalya Tropikal Meyve Üretiminde Marka Olacak Haber

Antalya Tropikal Meyve Üretiminde Marka Olacak

Gazipaşa Belediyesi’nin 14. Çekirdeksiz Nar ve Tropikal Meyve Festivali’nde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya’yı tropikal meyve üretiminde bir marka haline getirmek için çaba göstermeye, daha geniş pazarlara ulaşması için destek vermeye devam edeceklerini söyledi. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Antalya’nın Alanya ve Gazipaşa ilçelerini ziyaret etti. Özel, Alanya Belediyesi, CHP Alanya İlçe Başkanlığı, Alanya Kalesi ve Gazipaşa Belediyesi’ni ziyaret ederken, 14. Çekirdeksiz Nar ve Tropikal Meyve Festivali’nin de açılışını gerçekleştirdi. CHP Genel Başkanı Özel’e programında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhitin Böcek de eşlik etti. Başkan Böcek, 14. Çekirdeksiz Nar ve Tropikal Meyve Festivali’nin açılışında yaptığı konuşmada, Gazipaşa’nın 50’nin üzerinde tropikal meyve üretimiyle Türkiye’nin gururu olduğunu söyledi YERELDEN KALKINMA DESTEKLERİ Yüksek maliyetler altında ezilen üreticinin hayatını kolaylaştırmak, dertlerine derman olmak için var güçleriyle çalıştıklarını dile getiren Başkan Böcek, şunları kaydetti: “Yerelden kalkınma hedefiyle üreticimize akıllı tarım uygulamaları, 25 adet kapalı devre sulama sistemi, yüzde 85’i aşan enerji desteği sağlıyoruz. Bunun yanı sıra, fide, fidan ve tohum desteğinden, ipek böcekçiliğinin yaygınlaştırılmasına, biyolojik mücadeleden çiftçi eğitimlerine, arı otu tohumundan kovan desteğine, veterinerlik hizmetlerinden yem desteğine, süt tankından hamur yoğurma makinesi desteğine kadar her daim üreticimizin yanında yer alıyor, gelirinin artmasına büyük destek sağlıyoruz. Ayrıca kadın kooperatiflerinin üretim tesisleri ve satış alanlarını da destekliyoruz. Antalya Gastronomi Festivalimizin 3’üncüsünün açılışını bu yıl tropikal ürün hasadıyla Alanya’da yaptık. Gastronominin, coğrafi işaretli ürünlerimizin arttırılması ve tanıtımı konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”  ANTALYA MARKA HALİNE GELECEK Nar festivalinin Antalya’nın tropikal ürünlerini, tarımsal potansiyelini dünya çapında tanıtmaya önemli katkı sağladığını da anlatan Başkan Muhittin Böcek, “Antalya’yı tropikal meyve üretiminde bir marka haline getirmek için çaba göstermeye, daha geniş pazarlara ulaşması için destek vermeye devam edeceğiz” dedi.  

Başkan Yavaş: ''Üreticiden Tüketiciye Ağ Kuracağız'' Haber

Başkan Yavaş: ''Üreticiden Tüketiciye Ağ Kuracağız''

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında düzenlenen “Yerel Yönetimlerde Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Tarım” başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı. Gıdaya erişimin önemine dikkat çekerek, yerel yönetimlerin tarım politikalarındaki rolünü vurgulayan Yavaş, “İlkokulda bize öğretilen en önemli şey, kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olduğumuzdu. Hemen tarım teşviklerine başladık ve Ankara’da 37-38 bin çiftçiyle temasa geçtik. Tohum yardımı yaptık, alım garantisi verdik. Sonra tüccar daha pahalı fiyat verdi, belediye alacak diye. Bu şekilde başladığımız hikâye büyük bir başarıyla devam ediyor” dedi.  Ankara Büyükşehir Belediyesi, CHP Tarım ve Ormancılık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı işbirliğiyle “Yerel Yönetimlerde Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Tarım” başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı. Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ev sahipliğinde ABB Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, milletvekilleri ve belediye bürokratları katıldı. Sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği alanında yeni projelerin geliştirilmesinin amaçlandığı konferansın açılış konuşmasını yapan Mansur Yavaş, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün 1945 yılında kuruluşunu anmak amacıyla kutlanan Dünya Gıda Günü’nün 2024 temasının, “Gıda Hakkı” olarak belirlendiğini söyleyerek, “Bu temayla gıdaya erişimin önemi vurgulanarak, daha iyi bir yaşam ve gelecek için farkındalık yaratılması hedefleniyor” diye konuştu. “ÇİFTÇİYE ALIM GARANTİSİ VERDİK” 2019’da göreve geldiklerinde Ankara’daki tarım arazilerinin yüzde 97’sinin atıl durumda olduğunu tespit ettiklerini belirten Yavaş, tarım politikalarındaki olumsuz gelişmeler ve köy okullarının kapatılması gibi nedenlerle insanların tarımı bıraktığını söyledi. Yavaş, “Bu insanlar çok iyi yaptıkları tarım üretmeyi bırakıp, geldiler kentlere asgari ücretle çocuklarına iş aramaya başladılar. Dolayısıyla biz de birçok tarım ürününü dışardan ithal etmeye başladık. Oysa ilkokulda bize öğretilen en önemli şey dünyada kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olarak ülkemizden bahsederdik. Dolayısıyla hemen tarım teşviklerine başladık ve Ankara’da yaşayan 37-38 bin Tarım Bakanlığı’nın sistemine kayıtlı çiftçiyle temasa geçerek, bunların içerisinde 17 biniyle direkt temasa geçtik. Bunlara tohum yardımı yapmaya başladık ve alım garantisi verdik. Alım garantisiyle ürettiler. Daha sonra tüccar bunlara daha pahalı fiyat verdi belediye alacak diye. Dolayısıyla bu şekilde başladığımız hikâye büyük bir başarı ile devam ediyor” dedi. “ÜRETİCİDEN TÜKETİCİYE AĞ KURACAĞIZ” Ankara Büyükşehir Belediyesinin uydu destekli KIRBİS sistemiyle çiftçilerin üretim faaliyetlerini takip ettiğini belirten Yavaş, belediyenin 50 milyon sebze fidesi dağıttığını ve bu sayede pazarlardaki domates ve biber arzının yüzde 80’ini karşıladıklarını ifade etti. Yavaş, üretici ve tüketiciyi doğrudan buluşturacak bir ağ kurma hedefinden de söz ederek şunları söyledi: “CHP’li belediyeler olarak, üreticiden tüketiciye direkt intikal edecek şekilde bu ağı da kuracağız. Ankara’da biz sadece Kırsal Kalkınma Kooperatiflerinden, Kadın Kooperatiflerinden, yerel ürünlerden 1 milyar liralık alım yaptık, şu anda Türkiye’nin her yerinden, özellikle deprem bölgesinde kurulan kooperatiflerden teklifler geliyor, bunu da Başkent Marketler yoluyla Ankara halkına ulaştırıyoruz.” Stratejik ürünlere özellikle desteklerinin devam ettiğini bildiren Yavaş, “15 bin ton buğday, 3 bin ton arpa tohumluğu, 450 bin dönüm arazinin ekilişini sağladık. Ekmeksek ne olur, Ukrayna’ya mahkûm oluyoruz veya savaş oluyor ve yine başkasının eline bakıyoruz. Stratejik bir ürün olduğu için bu desteklerimiz aynen devam ediyor. En önemlisi giderlerden biri de mazottu. Şu ana kadar 242 milyon lira mazot yardımı yaptık. Ücretsiz toprak analizi yapıyoruz, biz yapıyoruz, gezici bir şekilde bu analizleri yapıyoruz” diye konuştu. “ÜRETİCİLERE YAPTIĞIMIZ DESTEKLER 1 MİLYAR LİRAYI AŞTI” Yavaş, belediye olarak 2 milyon 400 bin adet bakteri gübresi üreterek üreticilerin kullanımına sunduklarını, Ankara Keçisi dağıtımları yaptıklarını ve 3 bin ücretsiz suni tohumlama gerçekleştirdiklerini belirtti. Türkiye’nin en büyük Tarım Kampüsü ve Rekreasyon Alanı olan BAKAP projesi ile geleceğe kalıcı bir miras bırakmayı hedeflediklerini ifade eden Yavaş, tüm vatandaşları bu projeye davet etti. Yavaş, tarımsal desteklerin bununla sınırlı kalmadığını belirterek, “3 bin ton mısır silajını, 5 bin balya kaba yemi, 2 bin torba arpa kırmasını, 45 ton saman balyasını küçük aile işletmelerine ulaştırdık. Ankara genelinde tam 103 bin dönümü sulamaya açtık. 29 Ekim’de 2 yeni modern sulama tesisini açıyoruz. 36 tane gölet temizlendi. 19 tane de yeni gölet yaptık. Ankara’nın dağlarına, tepelerine ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimize 10 bin oluk dağıttık” diye konuştu. Arıcılık ve balıkçılığa yönelik desteklerin de sürdüğünü ifade eden Yavaş, üreticilere yaptıkları desteklerin 1 milyar lirayı aştığını açıkladı. ÖZEL: “KENDİNİZE YETECEK TARIMINIZ YOKSA AÇSINIZ, SEFİLSİNİZ” CHP Genel Başkanı Özgür Özel de konuşmasında şunları kaydetti: “Ankara’da hem Ankara Büyükşehir Belediyesinin hem de on dört Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu hizmetler, destekler, üretimler, katkılar her türlü övgünün üzerinde. Gıda güvenliği gıda erişim garantisi iki önemli kavram. İstediğiniz kadar dolarınız altınınız olsun eğer kendinize yetecek tarımınız yoksa açsınız, sefilsiniz demektir. BAKAP projesi çok çarpıcı bir proje. BAKAP projesiyle çiftlik yapıldı. Orada arıcılık, tarım, eğitim, üretim ve Ar-Ge yapılıyor. Ayrıca tarım turizmi yapılıyor. Çocuklarıyla birlikte aileler geliyor tarımı yakından görüyor. Biz kendi kendine yeten ülke ve tarımda olmak için yeniden adımlar atmalıyız. Mansur Başkan çiftçiye alım garantisi verdiği için üretici ürünü almak isteyene fiyatı kendisi ödüyor. Bu yüzden kooperatifleşme ve yerel yönetimlerin alım garantili ekim projeleri son derece kıymetli. Büyükşehir Belediyesinin kendi gübresini üretip çiftçiye dağıtan projesini önemsediğimizi söylemek isteriz.” CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem ise “Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak kırsal kalkınmaya yönelik toplu çalışmalar yapmanın sözünü veriyoruz. Yerel yönetimlerimiz de bu doğrultuda önemi çalışmalar yürütmektedir. CHP’li belediyelerimiz kırsal kalkınmayı teşvik ederek halkımızın gıda güvenliğine katkıda bulunmaktadır. Bu vesileyle halkımıza tarımsal üretimde, kırsal kalkınmada katkı sağlayan tüm belediye başkanlarımıza şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.