SON DAKİKA
Hava Durumu

#Chp Milletvekili

Porsuk Haber Ajansı - Chp Milletvekili haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Chp Milletvekili haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çakırözer Mısır Tarlasından Seslendi: ''Alın Teri Düşmanlığından Vazgeçin'' Haber

Çakırözer Mısır Tarlasından Seslendi: ''Alın Teri Düşmanlığından Vazgeçin''

Ağustos ayında Eskişehir’de düzenlenen Tarım Çalıştayına telefonla bağlanan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, çiftçilerin “Ukrayna’dan mısır geliyor! Bu çiftçinin ayağına kurşun sıkmaktır” isyanına, “mutlaka bakacağım” cevabını vermişti. Aradan geçen 2 ayın sonunda yayınlanan Cumhurbaşkanı kararnamesi ile yurt dışından 1 milyon ton mısır ithalatı yapılacağı açıklandı. Karara tepki gösteren Eskişehirli çiftçiler mısır tarlasından Bakan Yumaklı’ya isyan etti! Çiftçiler, “Yine ortada kaldık. Ağlıyoruz, sesimizi çıkarıyoruz bu sefer de hain ilan ediliyoruz. Biz ekmeğimizin, emeğimizin peşindeyiz. Bir gecede çiftçinin cebinden yüzbinlerce lira çaldılar. Biz kazandığımızı bu ülkede harcayan insanlarız. Ama Rusya çiftçisi, Ukrayna çiftçisi buraya dağıtmıyor. Biz gideceğiz sanayiye, tohumcuya, gübreye vereceğiz. Onlar da kazanacak” dedi. Karardan vazgeçilmesi çağrısında bulunan mısır üreticileri “İthalat kararından vazgeçilmeli! Ya da müdahale fiyatı açıklanarak TMO en az 10 liradan mısır alımı yapmalı” dedi. Mısır tarlasında çiftçilere destek veren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise, “Bu iktidar göz göre göre Türk çiftçisine ihanet etti. Bunun adı çiftçi düşmanlığıdır, alın teri düşmanlığıdır” dedi. 2 AY ÖNCE TARIM BAKANINA DERT YANDILAR Geçtiğimiz hafta yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile mısır ithalatına yüzde 130 olan gümrük vergisi yüzde 5’e düşürüldü. Karar ile yılbaşına kadar yurt dışından 1 milyon ton mısır ithalatı yapılacak. Eskişehir’de henüz mısır hasadına başlamayan çiftçiler mısır tarlasında CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’e dert yandı. Ağustos ayında şehirde düzenlenen Tarım Çalıştayına telefonla bağlanan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya “yurt dışından mısır ithalatı yapılmaması” talebini aktardıklarını ileten çiftçiler, açıklanan ithalat kararına isyan etti. “TARIM BAKANI VERDİĞİ SÖZÜ TUTSUN” Eskişehir’de ağustos ayında düzenlenen tarım çalıştayına telefonla bağlanan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya çiftçiler, “Ukrayna’dan Bursa Gemlik Limanı’na mısır geliyor. Bu biz çiftçilerin ayağına kurşun sıkmak. Neden geliyor? Bize niye destek vermiyorsunuz? Köyler boşalıyor Sayın Bakanım” diye isyan etmiş, Bakan Yumaklı’dan yurt dışından mısır gelmemesi için destek istemişti. Bakan Yumaklı Eskişehirli çiftçilere “Gemlik konusuna da mutlaka bakacağım'' cevabını vermişti. Çiftçiler Çalıştay sonrasında Ankara’da Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı ile görüşme gerçekleştirerek taleplerini aktarmıştı. Çiftçiler Bakan Yumaklı ile buluşmasında da, Bakan Yumaklı’nın kendilerine, “Eğer mısır fiyatları aşağıya doğru giderse fiyat açıklayacağım ve mısır üreticimi ezdirmeyeceğim” dediğini aktardı. Çiftçiler, “Biz Bakanımızdan verdiği sözü tutmasını bekliyoruz” dedi. “BİR GECEDE CEBİMİZDEN 200 BİN LİRA ÇALDIRLAR” CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Genç Rençberler ile Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Burhan Çelikoğlu ve mısır üreticisi çiftçilerle Eskişehir’in Yassıhöyük Mahallesi’nde mısır tarlasından alınan ithalat kararına isyan etti. Açıklanan ithalat kararı sonrası mısır hasadı yapmaktan vazgeçtiklerini açıklayan çiftçi Mert Çorallı ise şunları söyledi: “Bir gece uyandığımda sabah kalktığımda ithalat kararıyla birlikte 200 bin lira benim cebimden çalındı. Bir gecede! Köyümüzden, çiftçimizden çalınan para bir gecede yurt dışındaki çiftçilerin cebine gitti. Biz bu fiyatlarla biçim yaparsak borçlarımızı kapatamayız. Daha çok kötü duruma düşeriz. Bir an önce bu ithalat kararından vazgeçilmesini istiyoruz. Böyle devam ederse biz bir daha ki seneye ekmeyeceğiz. Bunun başka bir açıklaması yok.” “ÜRETEREK BATIYORUZ” Aynı zamanda çerezlik çekirdek üretimi yaptığını da aktaran çiftçi Çorallı, bu yılki çekirdek fiyatlarının geçen yılki fiyatların çok altında satmak zorunda kaldığını anlattı. Çorallı, “Geçen sene tonunu 35 bin liraya satmıştım çekirdeğin. Bugün 26 bin liraya fabrikaya verdim. 600 dekar bir arazim var. Bu araziyi işlemek için yaklaşık 5 milyon lira girdi maliyeti var. Ben bu 5 milyon lirayı tarlaya harcamasaydım altın, dolar alsaydım hiçbir şekilde üretim yapmasaydım en azından kazancım olurdu. Üreterek batıyoruz, rezil oluyoruz” dedi. “TÜRK ÇİFTÇİSİ KAYBETTİ, RUSYA’NIN ÇİFTÇİSİ KAZANDI” İthalat kararı alınmadan bir gün önce biz mısırı 9 bin 800 liradan borsaya verdiklerini söyleyen çiftçi Burak Koşan, “Mısırımızı biçtik, akşam borsada sıraya girdik sabah 8 bin lira fiyatla uyandık. Rus çiftçisi de, Ukrayna çiftçisi de sabah uyandığında daha zengin uyandı” dedi. “KAZANDIĞIMIZI ÜLKEMİZ İÇİN HARCIYORUZ” “Böyle giderse bizim tarlalarımıza çökecekler” diyen çiftçi Gürkan Çetin, “2 sene önce yulaf fiyatı 6 liraydı, bu yıl 5,5 liraya sattık. 2 sene önce arpa fiyatı 8 liraydı, bu sene 7 liradan aldılar. 2 sene önce buğday fiyatı 9 liraydı devlete en son 8 liradan sattık. 2 yıl öncesine göre fiyatlar aynı hatta daha da altında ama masraflar minimum 3, 4 katı arttı. Biz kazandığımızı bu ülkede harcayan insanlarız. Ama Ukrayna çiftçisi buraya harcamıyor. Biz kazanırsak Devlet daha karlı çıkacak! Biz gideceğiz sanayiye, tohumcuya, gübreciye vereceğiz. Onlar da kazanacak. İşçi de kazanacak” dedi. “EMEĞİMİZİN, EKMEĞİMİZİN PEŞİNDEYİZ” Çiftçiler, sadece mısırda değil bütün mahsullerinde emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyleyerek, “Mısır var, çekirdek var, domates var, pancar, patates bu yıl hepsi zararda. Mısırdan yüzümüz gülmek üzereydi ki ağzımızdan emziği çektiler. Yine ortalıkta kaldık. Ağlıyoruz, sesimizi çıkarıyoruz bu sefer de hain ilan ediliyoruz. Biz reklam peşinde değiliz, ekmeğimizin, emeğimizin peşindeyiz” diye isyan etti. “ÇİFTÇİ DÜŞMANLIĞINDAN VAZGEÇİN, KARARNAMEYİ İPTAL EDİN” Mısır tarlasında çiftçileri dinleyen CHP’li Çakırözer de alınan ithalat kararından derhal vazgeçilmesi çağrısında bulundu. Çakırözer şunları söyledi: “İki gün önce bir gece yarısı kararnamesiyle 1 milyon ton mısır ithalatına karar verildi. Kimseye sormadan! Mısır daha tarlada duruyor! Üretici hasadını yapıp gidip tarlada satmaya hazırlanırken çıkarılan kararname çiftçimize ihanetten başka bir şey değildir. 20 gün, 1 ay sonra bu kararname çıksa belki de Anadolu çiftçimize zararı olmayacak! Bundan birkaç hafta önce arkadaşlarımız Tarım Bakanına gitti. Tarım Bakanına ithalat yapmayın dediler. Bakan çiftçiye söz vermesine rağmen maalesef yine bir gece yarısı kararnamesiyle Anadolu çiftçisine darbe vuruldu. Bir gecede her birinin cebinden milyonlar resmen çalındı. Rusya’dan, Ukrayna’dan 1 milyon ton mısır ithal edildiğinde çiftçinin cebinden 8 milyar lira çalındı. Elin çiftçisine, aracı firmaya, tekellere aktarıldı. Bunun adı düpedüz emek hırsızlığıdır, alın teri hırsızlığıdır. Bunun adı düşmanlıktır, tarım düşmanlığıdır. Çiftçi düşmanlığıdır. Alın teri düşmanlığıdır. Bunun adı darbeden başka bir şey değil. Göz göre göre Türk çiftçisine ihanet ettiler. Çağrımız bundan bir an önce vazgeçin. Kararnameyi iptal edin! Ayrıca çıkıp çiftçimizin elindeki mısıra fiyat vermeleri lazım. Çiftçimiz mısıra en az 10 lira fiyat istiyor. Bizim de talebimiz budur. Şu anda büyük bir darbe var. Herkesin derdi geçim derdi! Buna herkesin saygı göstermesi lazım. İyi günde fiyatlar yüksek yüzümüz gülüyor derken, kötü günde gelip ‘popülizm yapıyorsun’ demek doğru değildir. İnsanlar burada derdi olduğu için konuşuyor. Kulak verilmesi lazım.” “EN AZ 10 LİRA MISIR FİYATI AÇIKLANMALI” Tarım Bakanının mısır alım fiyatı aşağıya düştüğünde müdahale fiyatı açıklayarak fiyatı tekrar yukarı çekeceklerinin sözünü verdiğini söyleyen Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Burhan Çelikoğlu ise TMO’nun en az 10 lira mısır alım fiyatı açıklaması gerektiğini söyledi. Çelikoğlu, “Çiftçinin kara gün dostu olan TMO en azından 10 lira fiyat açıklayarak, müdahale alımı yaparak kapsısına giden çiftçinin hiçbirini boş çevirmeden ürünlerini almalı. O zaman esnaf TMO’ya uymak zorunda kalır. 3 gün önceki fiyatlara dönmek zorunda kalır” diye konuştu.

Gürer: “Hayvancılıkta Süreç Doğru Yönetilemiyor” Haber

Gürer: “Hayvancılıkta Süreç Doğru Yönetilemiyor”

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Bilgehan Güney’i ile birliğe ait işletmede hayvancılıkta son durumu konuştu. Ömer Fethi Gürer, birliğe ait ahırda yaptığı açıklamada, artan maliyetler ve düşük ürün fiyatlarının hayvancılığın sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini vurguladı.  Gürer, özellikle süt fiyatlarının mevcut maliyetleri karşılamaktan uzak olduğunu belirtti ve yem fiyatlarının sübvanse edilmemesi durumunda hayvancılık sektörünün ciddi bir krize sürükleneceğini ifade etti.  CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yem fiyatları koşuyor. Süt fiyatı baskılanıyor. Süt inekleri için tehlike çanları çalıyor” dedi. DAMIZLIK BİRLİĞİ BAŞKANI BİLGEHAN GÜNEY, “HAYVANCILIKTA SORUN YOK DENEMEZ” Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Bilgehan Güney de bölgede hayvancılık yapanların karşılaştığı zorlukları dile getirdi. Ömer Fethi Gürer'in üretici sorunlarına olan duyarlılığından dolayı teşekkür eden Güney, İç Anadolu Bölgesi'nin hayvancılık açısından kritik bir bölge olduğunu belirterek şunları söyledi: "Bu bölgedeki vatandaşların çoğu geçimini hayvancılıkla sağlıyor. Ancak şu anda süt fiyatları çiftçiyi kurtarmıyor. Ulusal Süt Konseyi’nin 14 lira 65 kuruş olarak açıkladığı fiyat uygulanmıyor. Belli firmalar, üreticinin sütünü 12 liraya alıyor. Yem fiyatları ise 50 kg süt yem 560 ila 600 TL arasında değişiyor. Bu şartlar altında hayvancılıkla uğraşan çiftçiler zarar ediyor. Biz Damızlık Birliği olarak çiftçilerimizi desteklemek için gebe düve getiriyoruz ve bu hayvanları cüzi fiyatlarla satmaya çalışıyoruz. Amacımız hayvancılığa yönlendirmek ve teşvik etmek. Ancak şu an bir durgunluk var, çünkü talep yok. Sütün para etmemesi ve maliyetlerin yüksek olması yüzünden hayvanlarımız elde kalıyor." Güney, daha önce her ayın 30'unda 60 gebe düve getirdiklerini ve kısa sürede bu hayvanların tamamının satıldığını belirterek, " 2- 3 tır 6 aylık, 7 aylık düve getiriyoruz. Vatandaşla biz bunları 30 gün içinde tüketiyorduk, şu anda bakın 60 tane getirdik, 2 aydır inanın tıkandık. Çünkü talep yok. Talep olmamasının sebebi de sütün para etmemesi, maliyetlerin yüksek olması. Çiftçiler bu şartlarda hayvan alamıyor." dedi. "SÜT FİYATLARI ÜRETİCİYİ KURTARMIYOR" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ziyareti sırasında, Ulusal Süt Konseyi’nin süt fiyatlarını 14 lira 65 kuruş olarak açıklamasına rağmen, bölgedeki üreticilerin sütlerini 12 liradan satması sorun yarattığı belirtti. Farklı ilçe ve köy ,kasaba da sorunu ahırda, işletmede yerinde gözlendiğini ve giderek sıkıntılı sürecin derinleştiğini söyledi. Gürer, " Üreticiler hem süt hem et için hayvan yetiştiriyorlar ama süt fiyatları üreticiyi kurtarmıyor. Ulusal Süt Konseyi’nin 14 lira 65 kuruş olarak açıkladığı fiyat, bölgemizde küçük aile işletmelerinde 12 lira civarında şekilleniyor. Bu durumda üretici gerçek anlamda mağdur oluyor." dedi. Süt üretiminde maliyetlerin hızla arttığını ifade eden Ömer Fethi Gürer, "Süt üreticisinin, hayvancılığı sürdürebilmesi için 1 litre süt satıp 1,5 kg yem alabilmesi gerekiyor. Ancak şu anki şartlarda, 1 litre süt satıldığında üretici yalnızca 790 gram yem alabiliyor. 50 kg’lık yemin fiyatı ise 600 liraya kadar çıkmış durumda. Böyle giderse hayvancılığın sürdürülebilmesi mümkün değil." diyerek bu durumun acilen düzeltilmesi gerektiğine dikkat çekti. Gürer, üretici ile konuştuğumuzda çözüm olarak süt fiyatının maliyetler dikkate alınarak en az 17 lira olması gerektiğini söylüyorlar “ dedi. GÜRER: "TÜKETİCİ SÜTE ULAŞAMIYOR, ÜRETİCİ PARA KAZANAMIYOR" CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiğ  süt fiyatları ile ilgili yaşanan çelişkiye de dikkat çekti: "En çok şikayet aldığımız konulardan biri de bu: 'Siz diyorsunuz ki süt para etmiyor, ama biz markette sütü 40 liradan alıyoruz' diyorlar. Böyle olunca tüketici süte erişemiyor, üretici ise para kazanamıyor. Sanayici sütü düşük fiyattan alıyor, üretici emeğinin karşılığını alamıyor. Bu durum talep düşüşüne ve hayvancılığın gerilemesine yol açıyor. Raftaki ürün fiyatı artıyor, hem besici hem süt inekçiliği yapan hem de tüketici aynı anda mağdur oluyor." Dedi. CHP Niğde Milletvekili Ö.Fethi Gürer ayrıca tarımın siyaset üstü olduğunu ve hayvancılıkta yaşanan daralmanın daha geniş çapta sorunlara yol açacağını belirtti: "Hayvancılığın gerilemesi, tüketicinin proteine erişiminde de sorunlar yaratacak. Süt fiyatları ve maliyetlerle ilgili her sorun, et ve süt ürünlerine de yansıyacak. Bu da peynir ve et gibi ürünlerin fiyatlarında da artışa neden olacak." dedi. "YEM FİYATLARI SÜBVANSE EDİLMELİ, YERLİ ÜRETİM ARTIRILMALI" CHP Niğde Mv Ömer Fethi Gürer, hayvancılığın sürdürülebilirliği için yapılması gerekenlere de değindi.Gürer: " Bu konuda yapılması gereken; destekler artırılmalı ve yem sübvanse edilerek yem fiyatlarında gerekli düşüş sağlanmalı. İthal yem yerine yerli yemle soruna çözüm üretilmeli. Yurt dışına bağımlı olursak döviz oynadıkça yem fiyatı da artacak. Şimdi döviz sabit ama yem fiyatı yine artıyor. Böyle olunca hayvancılık yapanlar ellerindeki hayvanları kesime gönderiyor. Bir süre fazla hayvan kesime gidince etin fiyatı düşecek ama süreç içinde et fiyatı da yükselecek. Şu anda kesimhanelerde kesim yapılmıyor. Bu nedenle yapılması gereken, hayvancılıkta doğru bir politika uygulanıp yem fiyatlarının sübvanse edilmesidir. Eğer yem fiyatı düşmezse hayvancılığın geleceği sorunlu, çünkü bu hayvanların giderlerinin yüzde yetmişi yem masrafına dayanıyor. Bunun yanında ahır gideri, veteriner gideri, aşısı gibi masraflar da hayvancılıkta önemli maliyet kalemleri. Niğde bölgesinde 1 ila 10 hayvanı olan küçük işletmeler, çiftçilik yapıp karma yemini kendi üretmiyorsa hayvancılığı sürdüremiyor ve ahırları boşalmış durumda." dedi. BİLGEHAN GÜNEY: "ET PİYASASI DÜŞTÜ, AMA ÜRETİM SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL" Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Bilgehan Güney, et piyasasında da sorunlar yaşandığını belirtti. "Son dönemde et fiyatları bir buçuk, iki aydır sabit kaldı. Eğer et fiyatı yükselseydi, inanın üreticiler ellerindeki hayvanlarını kestirecekti. İyi ki et piyasası düştü, denge sağlandı yoksa hayvan kalmayacaktı. Çünkü üretmek çok zor. Gördüğünüz hayvanlar gebe düveler. Bu hayvanların bu pozisyona gelmesi 25-30 ay sürüyor. Bu hayvanlar iki buçuk ay sonra doğum yapacak. Biz bunları getiriyoruz, Damızlık Birliği olarak, bu işe hevesli olanlarla hayvancılığı teşvik ediyoruz. Bizim işimiz bu. Ancak gördüğünüz gibi hayvanlar satışı bekliyor, çünkü talep yok. Talep olmamasının sebebi de sütün para etmemesi. Daha önce gebe ineklere talep vardı, şimdi talep durdu. Buna mutlaka çözüm üretilmeli.” dedi. Güney, çiftçilerin yaşadığı krizin hayvancılık sektörüne de yansıdığını belirterek, “Türkiye genelinde domates, karpuz, kavun, patates ve olmazsa olmazlarımızdan mısır silajı fiyatları düştü. Mısır silajı tarlada 1000-1100 TL. Yonca'yı tarlada alırsak 4.500 TL, yerinden alırsak 7.000 TL. Arpayı tarladan biçip kaldırırsak kilo başına iki, iki buçuk liraya mal ediyorsun. Dışarıdan alınacak olsa 6,5-7 lira. Çiftçi mağdur, üretici mağdur. Buna hızlıca el atılması lazım, içimiz kan ağlıyor.” dedi.  "BİR SAKIZ 35 LİRA, SÜT 12 LİRA: BU ADALET Mİ?" Bilgehan Güney, "Geçen gün İzmir’e düve almak için gittim. Bir benzin istasyonunda durdum, bir sakız almak istedim. Sakızın fiyatı 35 lira. Yanımdaki veteriner arkadaşa dedim ki, 'Bir sakız 35 lira, bizim süt 12 lira. Bir sakız alabilmek için 3,5 litre süt satmamız gerekiyor. Bu adalet mi?' Bu durum gerçekten utanç verici" dedi.

Çiftçilerin Banka Borçları 2027 Yılına Kadar Ertelenmelidir Haber

Çiftçilerin Banka Borçları 2027 Yılına Kadar Ertelenmelidir

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2024 yılında çiftçilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, üreticilerin borçlarını ödeyemez hale geldiğini vurguladı. Gürer, “Bu yıl üretici, ürettiği her üründen zarar etti. Bazı üreticiler diyor ki, 'En azından bir ürün para kazandırsaydı, birden fazla çeşit ürün yetiştirdik, en azından dengelerdik.' Ama bankaya kredi borçları var, Tarım Kredi Kooperatiflerine borçları var. Eğer bunlar yapılandırılmazsa ve borçlar ertelenmezse, bu yıl çoğu çiftçinin tarlasına haciz gelecek. Büyük bir sıkıntı var.  Sebze ürünlerinde dahi sorunlar katladı.” diyerek, üreticilerin içinde bulunduğu durumu özetledi. ÇİFTÇİLERİN BORCU BİR AYDA 15 MİLYAR TL ARTTI Çiftçilerin kredi borç yükünün her geçen gün daha da ağırlaştığını belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çiftçilerin bankalara olan toplam borçları, son verilere göre 714 milyar 981 milyon 699 bin TL'ye ulaşmış durumda. Bu borç miktarına ek olarak, ödenemeyen ve takibe alınan borç tutarı da 2 milyar 821 milyon 838 bin TL seviyesine çıktı. Sadece bir ay içinde çiftçilerin toplam borcu 15 milyar 107 milyon TL artarken, takipteki borç tutarında da 225 milyon TL'lik bir artış yaşandı. Bu rakamlar, çiftçilerin ekonomik açıdan içinde bulunduğu zor durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Artan üretim maliyetleri, düşük ürün fiyatları ve finansal desteklerin yetersizliği nedeniyle borçlarını ödeyemeyen çiftçiler, ciddi bir çıkmazla karşı karşıya. Borçların yapılandırılması ve faizlerin silinmesi gibi önlemler alınmadığı takdirde, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ciddi tehdit altında kalabilir.” diye konuştu. HAYVANCILIK DA KURTARMADI Çiftçi İbrahim Ayhan yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle dile getirdi: "Biz ürettiğimiz sebze, meyvenin dışında hayvancılık da yapıyoruz. Zarar falan edersek diye 5-6 farklı ürün ektik; birinden zarar edersek, birinden karşılayalım. Altı ürün ektik, altısından da zarar ettik. Bari hayvanlarımızı satalım, sütümüz var, onu değerlendirelim. Bu şekilde kredilerimizi ya da borçlarımızı ödeyelim. Bu sefer de et para etmiyor; eti düşük kesiyorlar, süt de para etmiyor. Sütün parasını da 2-3 ay sonra veriyorlar, bazılarına da çek veriyorlar. O şekilde de döndüremiyoruz. Kredi kartlarımızı ödeyemiyoruz. Kredi kartlarımızı aylık ödemek zorundayız. Ulusal Süt Konseyi’nin verdiği 14 lira 65 kuruşluk fiyat uygulanmıyor. Çiftçilikten kazanamadık, hayvancılıktan da kazanamıyoruz." Ayhan, sözlerine şu şekilde devam etti: "Daha önceki yıllarda da başımıza geldi, yine zarar ettik ama hayvanlarımız vardı. Hayvanlarımız değerliydi, sattık, Ziraat Bankası'na borcumuzu ödedik, tekrar hayvan aldık ve yine çiftçilik yapmaya çalıştık. Ama şimdi onu başaramıyoruz. Hiçbir ürünümüz para etmiyor. Yani en azından bir ürün para etsin; insan üzülüyor.” DESTEKLER VE HİBE SORUNLARI Çiftçiler ayrıca, devlet desteklerinin adil dağıtılmadığına ve gerçek kişilere ulaşmadığına da dikkat çekti: "Bunu birçok kez dile getirdik. İlçe tarıma da söylüyoruz, il tarıma da söylüyoruz. Ben bu 140 dönüm tarlayı kiraladım. Ama ÇKS'sini kullanamıyorum. Zaten tarla sahibi vermiyor. Bana ait diyor. Hem benden kira alıyor hem de devletin verdiği desteği alıyor. Şimdi kayıt dışı bir sürü tarla var, yıllardır hiç ürün ekilmiyor, 20 yıldır, 30 yıldır ekilmiyor. Adam benimle beraber gidiyor, destek alıyor. Benimle beraber gidiyor, hibeye yazılıyor. Bunu ben mi kontrol edeceğim? Bunu il tarımın kontrol etmesi lazım.” "ÇİFTÇİYİ AYAĞA KALDIRACAK CAN SUYU GEREK" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin mali açıdan çıkmaza girdiğini belirterek, “Çiftçilik ve hayvancılık yapanın sorunları gerçekten bu yıla kadar hiç bu kadar ağırlaşmamıştı. Her üretici dertli. Kimisi korktuğundan konuşmuyor; kimisi konuşuyor, çaresizlikten dert yanıyor. Bu anlamda Bakanlığın, Cumhurbaşkanının sorunları görmesi lazım. Mutlak suretle çiftçinin borçları ertelenmeli. Bunun için kanun teklifi verdim: Çiftçinin borçları 2027 yılına kadar ertelensin, faizler silinsin. Aksi taktirde çiftçinin üretim yaptığı aracını el koyarsanız, bu çiftçi nasıl borcunu ödeyecek de ayakta kalacak?” şeklinde konuştu. Gürer, ayrıca sigorta primlerini ödeyemedikleri için çiftçilerin sosyal güvencelerinden mahrum kaldığını belirterek, "Şu anda Ziraat odalarında 5 milyon kayıtlı üye varken, yalnız bunun 2 milyon 300 bini üretimin içinde olan ÇKS’li çiftçiler olarak görülüyor. Önümüzdeki dönemde bu sayı daha da düşecek. Ayrıca, sigorta primlerini ödeyemedikleri için sigorta primi ödeyen çiftçi sayısı da 450.000 ile 500.000 civarında kalmış durumda. Yetkilileri buradan bir kez daha uyaralım: Çiftçinin sesini duyun, çiftçinin bu yıl uğradığı zararı mutlak suretle sahiplenin ve çiftçilere önümüzdeki yılda ekim yapmanın yolunu açın.” diye konuştu. "ZİRAAT BANKASI TARIMIN YANINDA DEĞİL" Başka bir çiftçi ise, borçlarını ödeyemediği için Ziraat Bankası tarafından haciz işlemi başlatıldığını belirterek, “Bankadan 1 milyonu TL’nin üstünde kredi çektim. Şu anda ödeyecek durumum da yok. Traktörüme haciz geldi. Bu nasıl ödenecek, bilmiyorum. Bankalara olan borçlarımızın ertelenmesini istiyorum. Başka da bir şey istemiyorum.” dedi. Çiftçi İbrahim Ayhan ise borçlarını ödeyemediği için varlıklarını satmaya çalıştıklarını belirterek, "Çiftçilerin borçlarını ödemeleri mümkün değil. Şu an öyle bir kötü durumdalar ki, çiftçi kendi malını satıp ödemeye çalışıyor. Onu da satamıyor. Geçen yıl 2 milyona aldığı traktörü 700 bin liraya dahi satamıyor; alıcı yok. Çiftçi traktörünü de satamıyor. Neyini satsın? Tarlalarını yok fiyatına satıyor. Yani alıcı gelse bile geçen seneki fiyatın üçte bir fiyatını verip zor durumda bırakıp, o şekilde almaya çalışıyor. Yani çiftçi nasıl ödeyecek, bilmiyorum ki. Tamam, tarlayı satalım, traktörü satalım, yağmurlama borularımızı satalım, bütün tarım aletlerimizi satalım. Ama satamıyorsun, yok, alıcı da yok." diyerek düştüğü çaresizliği anlattı.  "ZİRAAT BANKASI ÇİFTÇİNİN TARLASINI SATIYOR" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçinin yaşadığı bu duruma Ziraat Bankası’nın yanlış politikalarının neden olduğunu söyledi: “Ziraat Bankası çiftçi kuruluşu olmadan Türkiye'de tarımın sorunları ortadan kalkmaz. Ama Ziraat Bankası şu anda kredi kullandığı için borçlanan çiftçinin arazisini satmanın peşinde. Bu yanlış bir yol. Çiftçi bu yıl büyük darbe yedi. Çoğu seneye ekim yapmayacağım diyor. Bir de tarladan, traktörden, ekipmandan olursa, önümüzdeki yıl çiftçi nasıl ayağa kalkacak? Onun için çiftçiye destek verilmeli ve borçları ertelenmeli.”

Gürer: “Üretici Kan Ağlıyor, İktidar Seyrediyor” Haber

Gürer: “Üretici Kan Ağlıyor, İktidar Seyrediyor”

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’de buğday, arpa, patates, lahana, fasulye, karpuz, kavun ve biber üreticileri  ile görüşmelerde  bulundu. Ziyareti sırasında Gürer, üreticilerin içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekerek, iktidarın bu sorunlara duyarsız kalmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. ÜRÜNLER TARLADA ZİYAN OLDU Ö.Fethi Gürer, Kırmızı biber de dahi tarlada tüccar beklediğini belirtti. Biber üreticisi, “Geçen yıl 22 ile 25 lira arasında olan biber, bu yıl 8 ile 10 lira arasında gidiyor. Şu anda ortalama maliyetim 22 ile 28 lira arasında değişiyor ve kesinlikle zarar ediyoruz” diyerek, bu şartlarda para kazanmanın imkansız olduğunu vurguladı. Üretici, günlük su maliyetlerinden, gübre ve işçi giderlerine kadar her kalemde maliyetlerin 0 ‘ün üzerinde arttığını, ancak buna rağmen ürünlerinin hale gönderildiğinde satılmadığını dile getirdi. “Bu ürünü toplayıp toptancı haline gönderiyoruz, ancak halden yeterli talep gelmiyor, satılmıyor diyorlar. Bizim bir pazarımız olmadığı için fiyat, geçen yılın üçte biri olduğu halde biber tarlada kalıyor. Hatta toplattığım biberi bile satamadım. Biberde de sorun var; karpuzumuz tamamen tarlada kaldı. Hal gönderdim, 1 liradan fiyat biçmişler. O da bırakın maliyetini işçilik ve nakliyeyi bile karşılamaz. Diğerlerini göndermedim.” diyerek, durumu özetledi. "BU ŞARTLARDA TARIM YAPMAYI DÜŞÜNMÜYORUM" Çiftçi, 2019 yılında Cumhurbaşkanı’nın "Ekilmeyen bir metre yer kalmasın" çağrısına uyarak üretime başladığını, ancak bu yıl yaşadığı zorluklar nedeniyle tarımdan soğuduğunu belirtti. “Seneye büyük ihtimalle bu işi yapmayı düşünmüyorum” diyen üretici, “Ekonomiye katkıda bulunabilir miyim?” düşüncesiyle başladığı bu işten tamamen vazgeçme noktasına geldiğini ifade etti. GÜRER: "PEKİ, BU İŞİ KİM YAPACAK?" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin tarımdan vazgeçme eğiliminde olduğuna dikkat çekerek, “Kiminle konuştuysam, 'Gelecek yıl çiftçilik yapmayacağız' diyorlar. Peki, bu işi kim yapacak?” diye sordu. Biber üreticisi ise bu soruya, “Onu büyüklerimiz daha iyi bilir ama beni kurtarmıyor” cevabını verdi. Üretici, ailesinin geçimini sağlamak için verdiği mücadelenin sonucunda borçlanmış durumda olduğunu, bankadan kullandıkları kredilerin ödenememesi halinde hacizle karşı karşıya kalacaklarını belirtti. BORÇLAR ERTELENMELİ, ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ Biber üreticisi, yaşadıkları finansal sıkıntıları aşabilmek için borçların ertelenmesi gerektiğini vurguladı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise, bu konuda kanun teklifi verdiklerini, ancak siyasi iktidarın bu sorunu ciddiye alarak bir çözüm üretmesi gerektiğini söyledi. “Bütün biberimiz tarlada kaldı” diyen üretici, işçi maliyetlerinin, nakliye giderlerinin ve mazot fiyatlarının sürekli arttığını, bu şartlarda üretim yapmanın imkansız hale geldiğini belirtti. Üretici, “Geçen yıla göre ürünlerimiz %30 civarında değer kazanması gerekirken %30-%40 civarında eksiye geçtik” ifadeleriyle zararlarının boyutunu anlattı. “ÜRETİCİ KAN AĞLIYOR” CHP’ li  Vekil Ömer Fethi Gürer, Çukurkuyu’da karpuzun, kavunun, biberin ve domatesin tarlada kaldığını, üreticilerin ekonomik anlamda büyük bir daralma yaşadığını ifade etti. Üreticilerin kredilerini dahi ödeyemeyecek durumda olduğunu belirten Gürer, iktidarın bölge üreticisinin bu duruma duyarsız kalmaması gerektiğini söyledi. Gürer, “Üreticimiz diyor ki, 'üretime katkım olsun, tarıma katkım olsun diye bu işe başladım, ama en iyi şekilde değer bulacak ürün bile değer bulmuyor.'” sözleriyle, tarımın içinde bulunduğu çıkmazı gözler önüne serdi. ÜRETİCİ: "FARKLI ÜRÜNLER DENEDİM AMA HEPSİ ZARARDA" Üretici, ürün çeşitlendirmesi yaparak kavun, karpuz, biber ve buğday yetiştirdiğini, ancak hiçbir ürününde değer artışı yaşanmadığını, aksine hepsinde zarar ettiğini belirtti. “Diyelim ki biri para etti, yani değer artışı oldu, onu oradan karşılarım. Farklı ürünler denedim ama hepsi birden zararda” diyen üretici, bu şartlarda tarım yapmanın artık mümkün olmadığını ifade etti.

Çiftçinin Borcu Son 20 Yılda 132 Kat Arttı Haber

Çiftçinin Borcu Son 20 Yılda 132 Kat Arttı

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarının tarım politikalarının çiftçileri ciddi bir çıkmaza sürüklediğini ve 2024 yılının çiftçiler için adeta kara bir yıl haline geldiğini vurguladı. Gürer, çiftçilerin son 20 yıl içinde bankalara olan borçlarının 132 kat arttığını belirterek, bu yıl kuraklık, düşük alım fiyatları ve plansızlık nedeniyle tarlada kalan ürünlerin yarattığı sorunlara dikkat çekti. Ayrıca, AKP iktidarının çeşitli vergi aflarıyla bir avuç şirkete yıllardır sağladığı ayrıcalıkları bu yıl çiftçilere de göstermesi gerektiğini ifade eden Gürer, çiftçiler için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunduğu iki ayrı kanun teklifine de açıklamasında yer verdi. ÇİFTÇİ BORÇ BATAĞINDA! 20 YILDA BORÇ 132 KAT, TAKİPTEKİ BORÇ 11 KAT ARTTI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, son 20 yılda çiftçinin borç yükünün hızla artığını belirterek, “2004 Aralık ayında çiftçinin toplam borcu 5.279.889.000 TL iken, 2024 Haziran ayında bu borç miktarı 699.873.975.000 TL'ye ulaşmıştır. Bu durum, çiftçinin borçlarının yaklaşık 132 kat arttığını göstermektedir.” dedi. Gürer, “Aynı dönemde döviz kuru dikkate alındığında, çiftçinin borcu 2004 yılında 3.907.326.667 USD iken, 2024 yılında 20.628.344.934 USD’ye yükselmiştir. Bu, çiftçinin borcunun ABD doları cinsinden yaklaşık %428 oranında arttığını göstermektedir. Çiftçinin borç yükü döviz bazında da önemli ölçüde artmıştır.” şeklinde konuştu. Çiftçilerin bankalara zamanında ödeyemediği ve bankalar tarafından takibe alınan kredi borçlarında da artış yaşandığını belirten Gürer, “ 2004 yılında 210.741.000 TL olan takipteki borç miktarı, 2024 Haziran ayında 2.596.753.000 TL’ye ulaşmıştır. Bu, takipteki borçların yaklaşık 11 kat arttığını göstermektedir.” diye konuştu. 2024 YILI ÇİFTÇİNİN KARA YILI OLDU AKP iktidarının uyguladığı yanlış, plansız ve öngörüsüz tarım politikalarının sonucunda 2024 yılının çiftçiler için kara bir yıl olduğunu belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "2024 yılı, AKP iktidarının tarım politikalarının çiftçiler üzerinde olumsuz etkilerini en ağır şekilde hissettirdiği bir kara yıl olarak kayıtlara geçmiştir. Kuraklık ve sulama suyu yetersizliği, lahana ve pancar gibi tarla ürünlerinin yanmasına yol açmıştır. Üretim maliyetlerinin altına düşen ürün fiyatları, özellikle domates, yazlık patates, karpuz ve kavun gibi ürünlerin hasat edilmeden tarlada kalmasına neden olmuş; bu durum ciddi bir israf kaynağı yaratmıştır. Ayrıca buğday, arpa, çay ve fındık gibi stratejik tarım ürünlerinde açıklanan düşük alım fiyatları, çiftçileri ekonomik bir çıkmazın içine sürüklemiştir. Hayvancılıkla uğraşan üreticiler ise maliyetlerini karşılamayan çiğ süt fiyatları nedeniyle süt ineklerini kesime göndererek üretimden kopma noktasına gelmiştir. Mazot, gübre ve enerji maliyetlerindeki artışlar, çiftçilerin üzerindeki baskıyı daha da artırarak tarımsal faaliyetlerini sürdürmelerini neredeyse imkânsız hale getirmiştir. Bu zorlu koşullar altında birçok çiftçi, arazilerini ipotek ederek kredi kullanmak zorunda kalmış ve üretimin içinde kalmaya çalışmıştır. Ancak, ürünlerinin değer bulmaması ve kuraklık gibi olumsuzluklar nedeniyle zarar eden üreticiler, finansal açıdan batma noktasına ve arazilerini kaybetme noktasına gelmiştir." şeklinde konuştu. ZENGİNE AF VAR, ÇİFTÇİYE BORÇ ERTELEME YOK  Türkiye’de 1923-2002 yılları arasında toplamda 26 af yasası çıkarılmışken, AKP iktidarının 2002-2024 yılları arasında 14 vergi affı yasası çıkardığını belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer,  “Bu af yasaları genellikle büyük şirketlere yönelik yapılmaktadır. Ülkemizin gıda güvenliğini sağlayan ve üretimin temel taşı olan çiftçilerimize bir avuç şirkete gösterilen ayrıcalık gösterilmemektedir. Çiftçilerimiz, yüksek faiz oranları ve dalgalanan ekonomik koşullar altında giderek artan borç yüküyle karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle değişken faiz uygulamaları nedeniyle çiftçilerin mali durumunu daha da zorlaştırmakta ve borçlarını ödeme güçlüğü çekmelerine yol açmaktadır. Kredi faizlerindeki artışlar, çiftçilerin zaten sınırlı olan gelirlerini daha da eritmekte, onları borç batağına sürüklemekte ve tarımsal üretimde sürdürülebilirliği tehlikeye atmaktadır. Bu bağlamda, büyük şirketlere 14 kez vergi affı getiren AKP iktidarı çiftçilerimizin borç faizlerini bir kereye mahsus silmeli ve borç taksitlerini 2027 ocak ayında ödenmeye başlayacak şekilde ertelemelidir. AKP iktidarının geçmişte sıkça başvurduğu vergi affı yasalarının bir benzerinin, tarım sektöründe zor günler geçiren çiftçilerimiz için de uygulanması elzemdir.  GÜRER’DEN ÇİFTÇİYE CAN SİMİDİ: İKİ KANUN TEKLİFİ TBMM’DE CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin mali zorluklardan kurtulması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne iki ayrı kanun teklifi sundu. İlk teklifte, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve diğer kamu bankaları ile Tarım Kredi Kooperatiflerinden alınan tarımsal kredilere tahakkuk ettirilen faizlerin Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinden karşılanması ve ana para borçlarının Ocak 2027’ye kadar ertelenmesi öngörülüyor. Ayrıca, bu kredilere ilişkin başlatılan idari ve kanuni takip işlemlerinin durdurulması da teklifin önemli bir parçasını oluşturuyor. Gürer’in sunduğu diğer kanun teklifi ise, tarımsal üretimin yanı sıra esnaf ve sanatkârların da desteklenmesini hedefliyor. Teklif, Tarım Kredi Kooperatifleri veya Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperatifi aracılığıyla kamu sermayeli bankalardan kullanılan kredilerde değişken faiz uygulamasının kaldırılmasını içeriyor. Gürer, bu kredilere ilişkin borçların, kredinin verildiği tarihte geçerli olan faiz oranı üzerinden sabitlenerek ödenmesini öneriyor. Bu adımlar, çiftçilerin ve esnafın borç yükünü hafifletmeyi ve üretimin sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçlıyor.

Üretici Kavunu Yetiştirdi, Borca Yetişemedi Haber

Üretici Kavunu Yetiştirdi, Borca Yetişemedi

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, kavun üreticilerinin yaşadığı zorlukları Niğde’de tarla tarla gezerek üreticiden dinledi. Niğde ilinin tarımda önemli bir üretim merkezi olduğunu belirten Gürer, buğday, arpa, patates, domates, karpuz, fasulye, kavun, kırmızı biber başta olmak üzere bu yıl ekilen dikilen üründen çiftçi para kazanmadı” dedi Ömer Fethi Gürer, “Üreticilerin bu yıl kavunun para etmemesi nedeniyle tarlada kalması sonucu büyük zarar ettiklerini belirtiyorlar. Kavun toplanmazsa birkaç güne kadar hem fire hem zayiatı oluşacak. Ürün tarlada kalmış durumda.” diye konuştu. Artan maliyetler ve düşük fiyatlar nedeniyle 1 milyon TL zarar ettiğini belirten kavun üreticisi Hacı Koç, "Zararımız büyük, borçlarımızı nasıl ödeyeceğiz?" derken, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin borçlarının 2027 yılına kadar ertelenmesi ve faizlerinin silinmesi için TBMM Başkanlığına kanun teklifi sunduğunu açıkladı. KAVUN DA ZARAR ETTİRDİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Dünyada kavun üretiminde Türkiye ilk sıralarda yer alıyor ve kavun üretimi de Türkiye'de 1 milyon 600 bin tona kadar çıktı. Birçok yerde kavun satın alamayan çok sayıda vatandaş var; çünkü tarladan ürün gittiği zaman fiyatlar katlanıyor. Ama bu yıl, karpuz gibi kavun da önemli ölçüde tarlada kaldı ve üretim yapanlara para kazandırmadı. Tarımda planlama olmadığından, bu yıl kavundan ve karpuzdan para kazanamayan çiftçiler, gelecek yıl daha az ekecek ve bu kez de fiyatlar artacak." dedi. KAVUN ÜRETİCİSİ HACI KOÇ: "ZARARIMIZ BÜYÜK, BORÇLARIMIZI NASIL ÖDEYECEĞİZ?" Kavun üreticisi Hacı Koç ise yaşadıkları mali sıkıntıları şu sözlerle dile getirdi: "Bu yıl kavundan para kazanmayı bırakın, çok ciddi zarar ettik. Şu an kavunda dönüm maliyetimiz 20.000 lirayı geçiyor, karpuzda ise 25.000 lirayı buluyor. Fideyi 14 TL'ye aldık, dönüme 700 fide atıyoruz. Sadece fide maliyetini bile karşılayamadık, mazotu falan hiç söylemiyorum. Şu an ben 30 dönüm kavun, 25 dönüm karpuz ektim ve 1 milyon TL zararım var. Kaça sattım derseniz, dönüm başına 10.000 liraya sattım. Çukurkuyu'da çok kişi kavun ekti; bunların içinde belki de en şanslı olan biziz, çünkü hiç kavun satamayanlar var. Tarlada kavunlar olduğu gibi duruyor. Tüccar diyor ki, 'Satamıyorum.' Yan tarafta Bayat köyü var; 78 dönüm kavunu 58.000 liraya vermişler. Milletin durumu çok kötü, girdi maliyetlerimiz arttı. Şimdi biz bu borçlarımızı nasıl ödeyeceğiz?" TRAKTÖR VE TARLALAR SATIŞA ÇIKACAK Kavun üreticisi Hacı Koç, çiftçilerin yaşadığı borç krizini anlatırken durumun ciddiyetine dikkat çekti. "Biz bu paraları ödeyeceğiz; bunların karşılığında çek verdik. 9. ayda bu borçlar ödenecek. Bankadan da kredi aldık, bankaya da özel şahıslara da borcumuz var. Özel bankalara da borcumuz var. Ödeyemediğimizde traktör satılırsa traktörü satacağız, tarla satılırsa tarlayı satacağız." dedi. Hacı Koç, kendilerine sürekli ekim yapmaları söylendiğini belirterek, "Bize 'ekim yapın' dediler, ektik. Dağa taşa ekin dediler, ektik. İnandık. Bütün çiftçilerin durumu içler acısı. Ben bu sene, eğer bankalar çiftçinin borcunu faizsiz erteleme yapmazlarsa, çiftçinin çıkar yolu yok." ifadelerini kullandı. GÜRER: "ÇİFTÇİLERİN BORÇLARI 2027 YILINA KADAR ERTELENMELİ" Çiftçilerin yaşadığı finansal zorluklara çözüm bulmak amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kanun teklifi sunduğunu belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Çiftçilerin borçlarının 2027 yılına kadar ertelenmesi ve faizlerinin silinmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına kanun teklifini sundum. Çünkü gittiğim her yerde görüyorum; kavun, karpuz, domates, patlıcan ürünleri tarlada kalıyor. İlginç olan şu ki, kavun da dünyanın önemli üretici ülkelerinden biriyiz, ama hâlâ kavun yiyememiş olan çok sayıda yurttaşımız var. Üstelik kavunun tarlada kilosunun 70 kuruşa kadar düştüğü yerde" şeklinde konuştu. KAVUN ÜRETİCİSİNİN ALIN TERİNE DEĞER VERİLMİYOR Kavun üreticisi Hacı Koç ise ürünlerini düşük fiyatlara satmak zorunda kaldıklarını ifade etti: "Dönüm başına 7-8 ton kavun alınıyor, ama biz bunu 70 kuruşa veriyoruz. Bu nasıl oluyor da pazarda markette fiyatı katlanıyor? Bir yerlerde haksız kazanç var, ama bilmiyorum. Kazanmayan çiftçi, pahalı alan vatandaş; bundan aracı mı kazanıyor, tüccar mı? Tüccar da diyor ki, 'Zarar ediyorum.'" ÇİFTÇİ ÇÖZÜM BULAMADI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kavunun işlenerek de değerlendirilmesinin mümkün olduğunu belirtirken, nakliye fiyatlarının ve yol giderlerinin de ürün fiyatını etkilediğini vurguladı. Hacı Koç, işlenen ürünlerde de eskisini gibi  kazanç sağlanamadığını belirterek, "Bundan mesela parfüm yapıyorlar, meyve suyu fabrikaları meyve suyu yapıyor. Bunun her şeyi oluyor ama şu an işçiliğini kurtarmıyor. Biz bunu fabrikaya gönderdiğimizde cebimizden para vermemiz gerekiyor. Tarlada kalsın, daha iyi. Kilosunu 2 TL'ye alalım dediler ama kırıcı istiyor, 50 kuruşu zaten kırıcıya gidiyor. Nakliyesi var, biz nereden ne kazanacağız? Bir de fire düşüyorlar. Bazen de red geliyor fabrikadan. Şimdi oraya gitti mi adam diyor, 'Kavun iyi değilmiş.' Red geliyor fabrikadan; fabrika sana açıklama da yapmıyor, niye red verdiğini de söylemiyor. Ölü fiyatına almak istiyor, bir şekilde sıkıştırıyor bizi; yarıya düşürüyor ya da %50 fire koyuyor. Bunu burada çöpe döksen, çöp de para." diye konuştu. ÜRETİCİ, ZARARINA SATIŞ YAPMAKTAN BIKTI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, üreticilerin yaşadığı bu zorlukların acilen çözülmesi gerektiğini belirterek, "Üreticimiz diyor ki, tarlada bu ürünü toplamanın bir maliyeti var, bunun nakliyesi var. Götürdüğümüzde fabrikaya verelim; bırakın yiyecek olarak tüketilmeyi, farklı amaçlarla kullanılsın. Ama bu kez de oraya gittiğimizde zorluk çıkarılıyor. Zorluk sonrası çöpe dökecek olsak, ondan bile para alıyorlar. O zaman tarlada bırakıyoruz, hayvan yemi oluyor diyorlar." dedi. Hacı Koç ise yaşadıkları sıkıntıyı şöyle özetledi: "Bunu yaşayan arkadaşlarımız var. Geçen bir yere götürdüler, çöpe dökmek istediler, çöpten bile para istediler, nakliye hariç." KAVUN ÜRETİCİSİNİN DURUMU İYİ DEĞİL Üretim maliyetlerinin çiftçileri zor durumda bıraktığını belirten Ömer Fethi Gürer, "Kavunu yetiştirirken sulama gideri var, elektriği kullanarak su temin ediyorlar. Bunun yanında ilaç, gübre, mazot gibi temel girdiler var.” diye konuştu. Üretici Hacı Koç, “Ayrıca fide kullanıyoruz, fidenin tanesi 14 TL, dönümüne 700 fide dikiyoruz, bu da yaklaşık 10.000 lira fide masrafına tekabül ediyor." dedi.

Aman Bu Fasulye Kaynamaz Oldu! Haber

Aman Bu Fasulye Kaynamaz Oldu!

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde'de başlayan fasulye hasadı sırasında çiftçilerin yaşadığı sıkıntıları üretimde ilk sıralarda yer alan Niğde-Merkez’e bağlı Ovacık köyünde yerinde inceledi. Gürer, hasadın başladığını ancak çiftçilerin yüzünün gülmediğini belirtti. “Çiftçi mutsuz, çünkü geçen yılın altında bir fiyatla ürününü satmak zorunda kalıyor” diyen Gürer, çiftçilerin bu durumda borçlarını dahi ödemesinin zor olduğunu vurguladı. "MALİYETLER KATLANIRKEN ÜRÜN FİYATLARI GERİYE GİDİYOR" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TÜİK verilerine göre 2023 yılında 240 bin ton olan kuru fasulye üretiminin 2024 yılında 270 bin ton olacağının tahmin edildiğini belirtti. Niğde'nin fasulye üretiminde Türkiye'de ilk üç il arasında yer aldığını ifade eden Gürer, geçtiğimiz yıl iklim değişikliğinin olumsuz etkisiyle Niğde'de ürün kaybı yaşandığını, ancak bu yıl rekolte artışı beklendiğini vurguladı. Gürer, Merkez köylerde bu yıl 123 bin 650 dekar alanda yaklaşık 42 bin ton rekolte beklendiğini ve geçen yıl dekar başına 225 kilogram civarında fasulye hasadı yapılırken, bu yıl dekar başına 300 ile 350 kilogram arasında ürün alınmasının beklendiğini söyledi. Gürer, ürün artışına rağmen tarlada hasat yapan kuru fasulye üreticilerinin, bu yıl geçen yılki fiyata dahi fasulye satamadıklarını ve zarar ettiklerini dile getirdi. Tarlada, ithalatta ve markette kuru fasulye fiyatları arasında büyük bir fark olduğunu belirten Gürer, Türküde de söylendiği gibi, "Aman bu fasulye kaynamaz oldu, çocuklar açlıktan oynamaz oldu," durumunun yaşandığını ifade ederek, tarlada fasulyenin fiyatı geçen yılın altına düşerken market raflarında fiyatın 2-3 kat arttığını belirtti. Kuru fasulye üreticisi çiftçi İsmail Çetinkaya, geçen yıl tarlada hasat ettikleri ürünü tüccara kilosunu 45 TL verdikleri kuru fasulye fiyatının bu yıl 35 TL'ye düştüğünü belirterek, “Bütün maliyetler artarken, çiftçinin ürünü geri geri gidiyor. Bu durumu Tarım ve Orman Bakanlığı’nın duyması lazım; çiftçinin hali perişan.” dedi. Aynı köyden fasulye üreticisi İrfan Uğus ise, “Bu sene fasulye fiyatı çok düşük gidiyor, geçen seneki fiyattan daha düşük. Masraflar 0 katladı; işçisi olsun, mazotu olsun, gübresi olsun, hiç para bırakmıyor. Zarar ediyoruz. Şu anda alım fiyatı 36-38 lira. Tarım Kredi Kooperatifi'nin açıkladığı fiyat bu, serbest piyasada 38-40 lira arasında satılıyor. Kuru fasulye üreticileri de mutsuz, herkes zararda. Gelecek yıl fasulye üretmemiz mümkün değil. Halk bu fiyatın 5 katına fasulyeyi alıp tüketecek, çünkü kimse ekmeyecek. Gübre, tohum, icar hepsi arttı. Bugün işçinin yevmiyesi 1000 TL.” diye konuştu. YÜKSELEN MALİYETLER VE DÜŞEN DESTEKLER ÇİFTÇİYİ ZORLUYOR Üretici çiftçi İrfan Uğus, geçen yıl ödediği elektrik faturasının 20 bin lira olduğunu, bu yıl ise aynı yere 75 bin lira ödediğini belirtti. “Geçen yıl 20 bin lira ödediğim yere, bu sene aylık 75 bin lira ödedim. İcar kirası 1000 liraydı, bu sene 5000 liraya çıktı. İşçilik üçe katladı. Mazot giderlerimiz ve tüm giderlerimiz arttı, beş kuruş para kalmıyor. Zarar ediyoruz. Kuru fasulyenin destekleri de yetersiz, 4 senedir aynı,” dedi. Bir diğer çiftçi Salim Başaran da, “Elektriğe %38-40 arası zam geldi. Elektrikten muzdaribiz. 500 liralık ilaç 1500 lira oldu.” diyerek maliyetlerdeki artışın altını çizdi. "ÇİFTÇİ ZARAR EDİYOR, TÜKETİCİ PAHALIYA ALIYOR" CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, fasulye hasadı devam ederken fiyatların düşüklüğüne ve çiftçinin zararına dikkat çekti. “Ne ekerse eksin, bu yıl çiftçi zarar ediyor. Önümüzdeki yıl bu tarlalar ne olacak?” sorusunu soran Gürer, çiftçilerin bu şartlar altında tarım yapmasının mümkün olmadığını ifade etti. Fasulye üreticisi Salim Başaran, “İşçilik yevmiyesi 400 liraydı, 800- 1000 lira oldu. El ele de baş başta kazancımız yok.” dedi. Gürer, fasulye hasadının başlamasına rağmen üreticinin memnun olmadığını belirtti. “Türkiye'nin en kaliteli fasulyelerinden biri de Niğde'de yetişiyor. Kalitesi yüksek, bu yıl verim yüksek alındı ama fasulye üreticimiz fiyattan memnun değil. Yarın vatandaş bir pilav, bir kuru fasulye yemek olarak tüketeyim dediği zaman, o da yiyemeyecek. Çünkü raftaki fiyat tarlaya göre rafta 3 kat artıyor. Bu işte bir tuhaflık var. Üretende düşen fiyat market rafında düşmüyor. İthal fasulye dahi ülkemize geliyor ancak vatandaş markette fiyat nedeni ile kuru fasulye almakta dahi zorlanıyor ” diyerek, fasulyenin tarladan raflara gelene kadar fiyatının üç katına çıktığını söyledi. İTHALATÇILAR VE MARKETLER KAZANIYOR Fasulye üreticisi İrfan Uğus, “Raftaki fiyat en az 3 kat artıyor. Yeni seneye de hiç yiyemeyecek vatandaş. %50 ekim azalacak.” diyerek gelecek yıl fasulye üretiminde ciddi bir düşüş olacağını vurguladı. Gürer, “Eken kazanmıyor, tüketen pahalı ürün alıyor. Arada kim kazanıyor bu işten?” diye sorarken, Uğus, “Arada marketler kazanıyor,” cevabını verdi. Gürer, “Bir de ithalatçılar kazanıyor. Türkiye, fasulyede bile ithalatçı bir duruma düştü. 2023 yılındaki nüfusumuza göre üretimimiz, 2002 yılındaki üretimin gerisinde kaldı. Bu yıl çiftçi ekim yaptı, ama bu sefer de çiftçi ürününü geçen yılın altındaki fiyatla satıyor.” diye ekledi. Çiftçi İsmail Çetinkaya, geçen yıl kuru fasulyenin 44 TL'ye kadar satıldığını ancak bu yıl en yüksek fiyatın 38-40 TL olduğunu belirtti. “1 yıl öncesine göre fiyat düştü; giderlerimiz 0, %200 katladı ama bizim ürünümüzün fiyatı düştü.” diye konuştu. TARIMDA PLANLI ÜRETİME  CHP’li Gürer, “Tarımda planlı üretime geçilmeye ve öngörülebilir bir yeni düzenleme yaşama geçirmeye çalışıyorlar. Ama bu yıl ürün bol oldu. Bol olduğu yerde fiyat düştü ya da ürün tüccarın eline bırakıldığı için Tarım Kredi Kooperatifi, Toprak Mahsulleri Ofisi gibi çiftçinin yanındaki kuruluşlar, çiftçinin yanında olmadı, alımda ayak diredi. Böylece ürünün fiyatı düşüyor, girdi maliyetleri artıyor. Bunun da raftaki fiyata olumlu bir yansıması olmuyor; yani tüketen pahalı alıyor, üreten ucuza satıyor ve çiftçimiz bu ürünleri bundan sonra bu şartlarda ekmeme noktasına geliyor.” dedi. Gürer, çiftçinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Fasulye üreticisi İrfan Uğus, “Yarın barbunya da açıklanacak; o da düşük fiyat olacak. Türkiye'nin %75 barbunya üretimi Ovacık köyümüzden karşılanıyor. Yarın barbunyada da problem olacak, fiyat açıklandığı zaman.” diyerek, sadece fasulye değil, barbunya gibi diğer tarım ürünlerinde de benzer sorunların yaşanacağını belirtti.

Domates Üreticileri Ekonomik Çöküş Yaşıyor Haber

Domates Üreticileri Ekonomik Çöküş Yaşıyor

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde'nin Bor ilçesine bağlı Çukurkuyu kasabasında domates üreticilerinin yaşadığı sorunları yerinde inceledi. Domates üreticileri, karşılaştıkları zorlukları Gürer’e ayrıntılı bir şekilde aktararak, “Domates için bu yıl tam bir hüsran yaşadık. Ürün halen tarlada” dediler. Ömer Fethi Gürer’de, “ Türkiye'nin domates üretiminde dünyanın önde gelen ülkelerinden olduğunu ve bu yıl bir milyon ton üretim artışı tahmin edilirken süreci iktidarın yönetemediğini belirterek, “Domateste heder oldu”dedi. ÜRETİCİLER DOMATESİ TARLADA BIRAKMAK ZORUNDA KALIYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2024 yılında TÜİK’e göre domates üretiminin 14,5 milyon ton olacağı tahmin edilmiştir. Bu yıl üretimin geçen yıla göre 1 milyon ton arttığını belirtilmektedir. Yemelik ve salçalık domates olarak Türkiye üretici ülkeler içinde dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. Son yıllarda üretimi artan salçalık domatesi sanayide işleyip yurt dışına ihraçta etmekteydi. Geçtiğimiz yıl  yurt dışı pazarı genişletmek ve çeşitlendirmek yerine yurt içi fiyat artışı dikkate alınarak  ihracatla ilgili sınırlama getirildi. Bu süreçte sanayiciler önemli ölçüde domatesi salça olarak yurt dışına gönderemediler. Pazara farklı ülkelerde yöneldi. Yurt içinde Sözleşmeli üretim yapan fabrikalar dikim öncesi açıkladıkları fiyatı geriye çektiler. Bu durum fiyatların baskılanması ile üreticiyi olumsuz etkiledi. Artan girdi maliyetlerine karşın geçen yılın altında fiyat oluşunca çiftçi işçilik maliyetini dahi karşılayamaz duruma geldi. Bölgelere göre üretim olgunlaştıkça sorun derinleşti ve Çukurkuyu kasabası gibi Niğde'nin en çok domates üretilen bölgelerinde, domateslerin büyük bir bölümü tarlada kaldı." dedi. ÜRETİCİLER ZORLU KOŞULLARLA MÜCADELE EDİYOR Domates üreticisi Vahit Durukan, tüccarların domates almaya gelmediğini ve bu durumun kendilerini büyük bir mali sıkıntıya soktuğunu ifade etti. Durukan, "Tüccarlar domatesi almaya gelmiyor. Domatesin dönüm başına maliyeti en az 25 bin lira. İşçiler burada, tarlalar burada, ama salça fabrikaları domatesi 2 lira 30 kuruşa alacaklarını açıkladı. Nakliye masrafı bize ait, artı bunun yüzde yirmi fire payı da var. İşçilik de bize ait. Bu durumda bize hiçbir şey kalmıyor, hatta üstüne salça fabrikalarına borçlu kalıyoruz." şeklinde konuştu. Ayrıca, kredi kullanarak ekim yaptıklarını ve borçlarını ödeyemediklerini belirtti. Domates üreticisi Vahit Durukan, işçi bulmanın ve işçi yevmiyelerinin de büyük bir sorun olduğunu anlattı: "Sabahtan beri seçerek iki kamyon mal yükledik, ama işçiler üç kez kaçtı. Üç kez yeni işçi tuttum, çünkü yevmiye düşük bulunuyor. Şu an için bir işçinin günlük yevmiyesi 700 lira. Bir işçi 28 kasa domates topluyor.” dedi. TARLADA ÜRETİMDE FARKLI SORUNLAR VAR" CHP’li Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin farklı illerinde de domates üretiminde yaşanan sorunların üreticiyi isyan ettirdiğini belirtti. "Türkiye'nin farklı illerinde domates, Niğde’ye göre daha önce yetişir. Bu nedenle oralarda büyük bir tepki oluştu. Aynı durum şu anda Niğde bölgesinde de yaşanıyor. Şu an Niğde’de de tüccarlar domatese para vermiyor. Doğal olarak çiftçinin topladığı domatesler işçiliği karşılamayınca sıkıntı yaşıyorlar. Pazarda ve markette ise tarladaki ürünün fiyatı katlamış durumda. Vatandaş aldığı ürünün fiyatından, üretici girdi maliyetlerinden, pazarcı ise nakliye, işçilik, işgaliyle poşet giderlerinden dert yanıyor." dedi. TARIM KREDİ KOOPERATİFİ ÇİFTÇİYİ MAĞDUR EDİYOR Bir diğer domates üreticisi, Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla yapılan sözleşmelerin uygulanmadığından ve kooperatifin üreticilere gereken desteği sağlamadığından yakınarak, "Tarım Kredi Kooperatifi’nin en çok üyesi Çukurkuyu'dadır. Her sene sözleşme yapıyoruz, ancak kooperatif sözleşmelerin dışına çıkıyor. Örneğin, bir liraya sözleşme yaptığımızda, piyasa düştüğünde piyasanın altında mal almaya çalışıyorlar. Tarım Kredi Kooperatifi çiftçiyi ciddi şekilde mağdur ediyor. Çiftçinin yanında olması gerekirken yanında olmuyor. Tarım Kredi Kooperatifi, çiftçiyi destekleyen bir politika ile alım yapmıyor, hatta piyasadan daha kötü davranıyor. Biz istiyoruz ki sözleşmemizi yapalım, gübremizi ve bütün ihtiyaçlarımızı oradan alalım ve borcumuzu mahsuplaşarak ödeyelim. Ancak Tarım Kredi Kooperatifi her sene verdiği sözleri yerine getirmiyor, sözleşmelere de uymuyor. 'Alamıyoruz, işleyemiyoruz, yerimiz yok, satamıyoruz,' diye sürekli bahaneler üretiyorlar. Adı var, kendi yok; Tarım Kredi Kooperatifi şu anda çiftçinin dostu değil.” şeklinde konuştu. ÜRETİCİLER MALİ AÇIDAN ÇIKMAZDALAR Domates üreticisi, kredi kullanarak domates ekimi yaptığını ve dönüm başına 20-25 lira masraf yaptığını belirtti. Ancak tüccarların alım yapmadığını ve ellerindeki domateslerin tarlada kaldığını ifade eden üretici, "Çiftçilik bitmiş durumda, çiftçi boğuldu. Ne yapacağız? Seneye ne olacağı belli değil, yapacak bir şey yok," dedi. Diğer üreticiler de borçları ve mali sıkıntılar hakkında şu bilgileri verdi: "Yaklaşık 1 milyon lira kredi kullandık, ödeyebildiğimizi ödeyeceğiz. Ne yapalım? Haciz gelecek, traktörümüzü bağlatacağız." Domates üreticisi Vahit Durukan, domatesin yetiştirilmesi sırasında kullanılan suyun maliyetinin arttığını ve diğer maliyetlerin de yükseldiğini belirterek, "Bir domates yetiştirilirken yaklaşık 148 litre su kullanılıyor. Su gideri de arttı; sulama saati 300 lira. Bir saat su 300 lira, geçen sene 130 lira olan sulama saati 0'ün üstünde arttı. Tohumda, ilaçta ve gübrede de artış var." diye konuştu

İthalat Politikası Çiftçiyi Bitiriyor Haber

İthalat Politikası Çiftçiyi Bitiriyor

Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Ediz Ün, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan dış ticaret istatistikleri üzerinden tarım ithalatını eleştirdi. Ün, Türkiye'nin her yıl bitkisel ve hayvansal tarım ithalatına milyarlarca dolar harcadığını vurgulayarak, ''Ülkemizde çiftçilerimizin para kazanamamasının ana nedeni, ithalata dayalı bir tarım politikasının izlenmesidir. AKP iktidarı döneminde Türkiye, tarımda hiçbir zaman ihracatçı bir ülke olamamıştır. Ülkemizin döviz kaynakları, AKP tarafından yabancı şirketlere ve çiftçilere adeta peşkeş çekilmiştir. Çiftçilerin bugün eylem yapmasının temel nedeni, her yıl ortalama 13 milyar doların ithalata harcanmasıdır. Sadece bu yılın ilk yedi ayında, tarım ürünleri ithalatına 6,7 milyar dolar, yani 214 milyar lira ödenmiştir. Bu rakam, çiftçiye verilen desteğin tam 2,3 katıdır ve yıl sonuna kadar bu farkın üç katına çıkması muhtemeldir'' dedi. Ün, AKP iktidarı boyunca tarım ürünleri ithalatına 160 milyar dolar ödendiğini belirterek, ''Türkiye gibi tarımsal üretim potansiyeli yüksek bir ülkede, 160 milyar dolar dövizin yurt dışına gitmesi kabul edilemez. Eğer bu para zamanında tarımsal altyapı yatırımlarına harcansaydı, bugün döviz ödeyen bir ülke yerine döviz kazanan bir ülke olurduk. Buğdaydan arpaya, mısırdan çeltiğe, ayçiçeğinden pamuğa kadar birçok tarımsal ürünü ithal etmek zorunda kalmazdık. 160 milyar doların bugünkü karşılığı 5,5 trilyon liradır. Bu kadar büyük bir meblağ, bugün çiftçilerimizin tüm giderlerini karşılayacak düzeydedir. Ancak bu ithalata dayalı politika, Türkiye'yi gıda enflasyonunda dünya sıralamasında dördüncü, Avrupa ve OECD ülkeleri arasında ise birinci sıraya taşıdı.'' ifadelerini kullandı. Ün, tarımda ithalata dayalı politikalardan derhal vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayarak, ''Küresel ısınma ve iklim değişikliği, günümüzün en büyük problemlerinden biridir. Bu sorunlarla başa çıkabilmek için su kaynaklarımızı koruyacak ve afetlere karşı önleyici tedbirleri hayata geçirecek altyapı yatırımlarını acilen yapmalıyız. AKP, ithalat politikasını sürdürürse, ülkemizin gıda güvenliği ve bağımsızlığı ciddi bir tehlike altına girecektir. İthalatı azaltmanın tek yolu, çiftçinin üretmesini sağlamak ve ürettiği ürünlerin değer kaybetmesini önlemektir. Bu konuda çözüm sunabilecek tek parti şu anda Cumhuriyet Halk Partisidir. İktidarımızda, üretenin kazandığı, vatandaşlarımızın sofrasında etinden sütüne kadar temel gıda ihtiyaçlarını karşılayabileceği üretime dayalı bir model oluşturacağız'' dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.