SON DAKİKA
Hava Durumu

#Cumhuriyet Halk Partisi

Porsuk Haber Ajansı - Cumhuriyet Halk Partisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhuriyet Halk Partisi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yapay Gündem Yaratma Çabalarına Prim Vermeyeceğiz! Haber

Yapay Gündem Yaratma Çabalarına Prim Vermeyeceğiz!

Cumhuriyet Halk Partisi'nin 81 İl Başkanı ortak bir açıklama yaparak parti içerisinde yaşanan tartışmalarla ilgili Genel Başkan Özgür Özel'e destek verdi.  CHP Eskişehir İl Başkanı Av.Talat Yalaz'ın da destek verdiği basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; "Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi 47 yıl sonra 31 Mart 2024 tarihinde yapılan seçimlerde halkımızın büyük desteği ile birinci parti oldu. Rekor kırarak 413 belediye başkanlığı kazandı, katılımlarla bu sayı da artmaya devam ediyor. Türkiye haritası milli takımımızın renkleri ile kaplandı. CHP kazandı, Türkiye İttifakı kazandı. Seçim sonrasında düzenli olarak yapılan anketlerde CHP birinci parti olma konumunu istikrarlı olarak sürdürüyor. Sekiz aydır birinci partiyiz. Milyonların umudu, CHP iktidarı. CHP varsa çare var sözü umudu temsil ediyor. Örgütler, belediyeler ve Sayın Genel Başkanımız birlik ve beraberlik içerisinde iktidar hedefi ile çalışıyor. Türkiye ise tarihinin en ağır ekonomik ve siyasi krizlerinden bir tanesini yaşıyor. Sokağın gündemi açlık sınırının altında kalan ücretler, yoksulluk, işsizlik. Göç ve sayıları her geçen gün artan göçmenler ve yarattıkları sorunlar, giderek kaygı verici boyutlara ulaşmış durumda. İktidarın başarısız uygulamaları ve yetersiz tedbirleri neticesinde bebek ve çocuklarımızı koruyamıyoruz. Kadın cinayetleri durdurulamıyor. Can dostlarımızı koruyamıyoruz. CHP’li belediyeler, iktidarın çaresiz bıraktığı milyonların sorunlarına dönük sosyal destek çalışmaları ile bir yandan krizin etkilerini hafifletirken, diğer yandan CHP’ye güven duyulmasını sağlıyor. CHP iktidarının öncü projeleri belediyeler tarafından uygulanıyor. Tam da bu günlerde, adaletsiz iktidar belediye başkanlarımıza dönük itibarsızlaştırma girişimlerine yandaş basın yayın kuruluşlarını da dahil ederek bir saldırı kampanyası başlattı. Esenyurt kayyum ataması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri başta olmak üzere baskı ve tehditler ile yıldırma girişimleri hız kazandı. Yılmayacağız, en sert cevabı kararlı şekilde vereceğiz. Seçmen iradesini gasp etme girişimlerine de, kişiliklerine ve hizmetlerine dönük saldırılara da en güçlü karşı duruşu halk ile birlikte göstereceğiz. Önümüzde önemli bir görev var. CHP’nin birinci parti olma konumunu, kararsız oyları da alarak en az % 51 düzeyine çıkarmak, Atatürk’ün partisini iktidar yapmak. Bu amaç doğrultusunda üyesinden ilçe, il başkanına ve genel başkanına hepimiz birlik ve beraberlik içerisinde takım ruhu ile çalışıyoruz, bıkmadan usanmadan 24 saat çalışmaya devam edeceğiz. İktidar olana kadar toplumun her kesimi ile yan yana örgütlü mücadeleyi sürdüreceğiz. Erken seçim artık halkın çoğunluğunun talebi olmuştur, kaçınılamaz hale gelmiştir. Sandık halkın önüne gelene kadar seçim talebinin peşini bırakmayacağız. CHP demokratik bir partidir. Üye ve yöneticilerin, PM/MYK üyelerinin, milletvekillerinin ve belediye başkanlarının öneri ve taleplerini dile getireceği parti içi platformlara sahiptir. Her üye parti içi kanalları kullanarak, Tüzük ile güvenceye alınmış haklarını kullanabilir. Sokağın gündemi olmayan ve iktidar yürüyüşümüze hizmet etmeyen hiçbir konuyu parti içerisinde ve sosyal medya da gündem yapmayacağız. CHP örgütlerine ve Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e inanıyoruz, güveniyoruz. 81 ilde 973 ilçede Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının ayak sesleri duyulurken, Kurultay çağrısının gündemimizde olmadığını, kişisel ikbal için yapay gündem yaratma çabalarına prim vermeyeceğimizi ilan ediyoruz. Genel Başkanımızın yaptığı çağrıya uygun olarak unvan ve görevi ne olursa olsun tüm partilileri halkın gerçek gündemi için mücadeleye, birlik ve beraberlik içerisinde CHP iktidarı için çalışmaya davet ediyoruz."

Mecliste Bütçe Görüşmelerinde Emeklinin Adı Bile Geçmiyor Haber

Mecliste Bütçe Görüşmelerinde Emeklinin Adı Bile Geçmiyor

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Av. Talat Yalaz, Tüm Emeklilerin Sendikası tarafından gerçekleştirilen''Açlığa ve Sefalete Hayır'' eylemine destek verdi.  SGK İl Binası önünde yapılan basın açıklamasında konuşan İl Başkanı Yalaz şu ifadelere yer verdi; ''Değerli emekliler, Bugün mecliste bütçe görüşmeleri başladı, emeklinin adı bile geçmiyor. Emekliye tatmin edici bir maaş verileceği kamuoyu gündeminde dahi konuşulmuyor. Erdoğan göreve çay simit hesabı yaparak gelmişti, popülist hareketlerle sempati toplamıştı. Bugün kendisini gene çay simit hesabı yapmaya davet ediyoruz. Ejder Meyveli smoothienin ne olduğunu o bilir ama emekli bilmez. Memleketi öyle bir duruma getirdiler ki emekliler artık yoksul olmamayı dahil düşünemiyor, yoksulluk sınırının altında maaşı kabul ediyor, yeter ki aç kalmayalım diyor. Açlık sınırının otuz binlere dayandığı ülkemizde emeklilerimiz, açlık sınırına tekabül eden bir maaşı dahi kabul eder bir duruma geldi. 31 Mart'ta emekliler gereken cevabı verdiler ama kendilerini saraya kapatanlar, halkın sorunlarına kulaklarını tıkayanlar hala emekliyi duymamaya devam ediyor. İtibardan değil emekten ve emeklinin hakkından tasarruf olmaz. Bu zalim ve merhametsiz iktidar, emeklilere ya açlıktan öl ya da elinde bastonunla git fabrikada çalış diyor. Bugün emekli olup da yeniden iş için başvuranların sayısındaki oran cumhuriyet tarihimizdeki en yüksek hale geldi. İktidarı siyasete değil emeklilerimiz merhamete davet ediyoruz. Emeklilerimizin haklı mücadelelerinde her zaman yanında olduğumuzu bir kez daha buradan hatırlatıyoruz!''

CHP İl ve İlçe Başkanlarından Başkan Konakçı'ya Tam Destek Haber

CHP İl ve İlçe Başkanlarından Başkan Konakçı'ya Tam Destek

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Talat Yalaz ve İlçe Başkanları her ay düzenlenen ilçe başkanları toplantısını Çifteler ilçesinde gerçekleştirdi. CHP Çifteler İlçe Başkanlığında yapılan toplantı ile ilgili bilgi veren İl Başkanı Talat Yalaz şu ifadeleri kullandı; ''7 Ekim Pazartesi Günü CHP Eskişehir İl ve İlçe Başkanları olarak Çifteler İlçemizde, İlçe Örgütümüzün ev sahipliğinde İlçe Başkanlarımızla bir araya geldik. Her ay düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz eşgüdüm İlçe Başkanları toplantılarını, aylık periyodik olarak her seferinde farklı farklı olmak üzere tüm ilçelerimizde gerçekleştirmeye başladık. Her ay farklı bir ilçede toplantılarımızı gerçekleştirip, ilçelerimizin durumlarını hep birlikte görmek, ölçmek ve çözümlerimizi hep birlikte üretmek, kısacası koordineli çalışarak mutlak sonuçlara ulaşmak ve her ilçemizde yurttaşlarımızla birebir ilgilenmekte kararlıyız. Düzenlediğimiz ilçe başkanları toplantılarında ilçe ilçe, mahalle mahalle üye sayılarımızdaki artışı gözlemliyor ve başlattığımız üye kampanyalarına hemşehrilerimizin yoğun ilgi göstermesinden büyük bir mutluluk duyuyoruz. Her geçen gün daha da çoğalan fertlerimize Cumhuriyet Halk Partisi ailemize katıldıkları için teşekkür ediyoruz. Çifteler ilçemizde düzenlediğimiz toplantımızda ülkemiz, kentimiz ve ilçelerimiz için üzerimize düşen yapmamız gereken sorumluluklarımızı tartışıp bilgi ve fikir alışverişinde bulunduk. Türkiye’nin birinci partisi olmanın verdiği heyecan ve gurur ile sorumluluklarımızın da bilinciyle erken veyahut zamanında yapılacak ilk genel seçim için çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz. Kimseyi ötekileştirmeyip, kutuplaştırmadan, halkımız için halkımız ile birlikte “ne ezen ne ezilen; insanca hakça bir düzen!” şiarıyla hareket ediyoruz! Yurttaşlarımıza halkın iktidarının sözünü veriyoruz!'' dedi. Toplantının ardından İl Başkanı Talat Yalaz ve İlçe Başkanları Çifteler Belediye Başkanı Zehra Konakçı'ya yönelik olarak yapılan saldırıye ortak açıklama ile tepki gösterdi. İl ve İlçe Başkanlarının ortak imzası ile yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; ''27 Eylül 2024 Cuma günü, Çifteler Belediye Başkanımız Sayın Zehra Konakcı’ya bir sosyal medya platformu üzerinden, “kadın kimliği” esas alınarak, çeşitli hakaretlerde bulunan Vatan Partisi Çifteler İlçe Başkanı ve Çifteler Cumhuriyet Meydanında çay bahçesi işletmeciliği yapan Mesut Tuna’yı kınıyor, kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu yineliyoruz. Yargı sürecinin takipçisi olacağımızı duyuruyoruz. Belediye Başkanımız Sayın Konakcı’nın, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerinde verdiği seçim vaatlerinden birisi olan “Çifteler Cumhuriyet Meydanının yenilenmesi” konusunda çalışmalara başlaması üzerine, önceki dönemlerde kendisine verilen ancak Çifteler Belediyemiz ile sözleşmesi bulunmayan, işletme ruhsatına dahi sahip olunmayan çay bahçesi için Mesut Tuna’ya daha önce defalarca “işletmeyi boşaltması” yönünde ikazlarda bulunulmasına rağmen kendisinden olumlu manada hiçbir dönüt alınmamıştır. Son ikazın üzerine bahse konu şahısın sosyal medyadan yaptığı hakaretleri kınıyor, CHP Eskişehir İl ve İlçe Başkanları olarak, Zehra Konakcı Başkanımızın yanında olduğumuzu yineliyoruz.''

Başkan Ünlüce CHP 20.Olağanüstü Kurultayına Katıldı Haber

Başkan Ünlüce CHP 20.Olağanüstü Kurultayına Katıldı

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 20. Olağanüstü Kurultayı bugün Ankara Ticaret Odası Congresium Salonu’nda başladı. 3 gün sürecek kurultaya Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce de katıldı. Tüzük değişikliği yapmak ve program değişikliği çalışmalarını başlatmak üzere gerçekleştirilen Olağanüstü Kurultay bugün başladı ve 9 Eylül’e kadar çalışmalarına Ankara’da devam edecek. Kurultay toplantısına Eskişehir’den de Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, önceki dönem Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, CHP İl Başkanı Talat Yalaz ve çok sayıda siyasi isim katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kurultay salonuna eski genel başkanlar Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Hikmet Çetin ile birlikte geldi. Kurultayın divan başkanlığına CHP Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek oybirliği ile seçildi. Toplantı ile ilgili sosyal medya hesaplarından bir değerlendirme de bulunan Başkan Ayşe Ünlüce, “Partimizin temel ilkeleri olan demokrasi, özgürlük ve adaletin ışığında, gençlerimizin ve kadınlarımızın siyasete daha aktif katılımını teşvik edecek yeni düzenlemeler üzerinde kurultaya katkı sunacağız. Kurultayda alınacak kararlar ile daha kapsayıcı ve daha güçlü bir parti oluşturarak iktidar yolunda var gücümüzle çalışacağız. Bu süreçte, yalnızca delegelerimizin değil, tüm üyelerimizin katkı ve destekleriyle partimizi geleceğe hazırlamak için kararlıyız. Kurultayımızın partimiz başta olmak üzere tüm ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, katkı sunan herkese şimdiden teşekkür ediyorum.” dedi. Kurultayda Özgür Özel’in konuşmasından önce CHP yönetiminin göreve geldiği 10 ayda yaptıklarını anlatan bir sinevizyon gösterildi. Daha sonra Özgür Özel, gündemi değerlendiren bir konuşma yaptı. Toplantı Özgür Özel’in açıklamalarından sonra basına kapalı olarak gerçekleştirildi.

Pazar Etiketlerinde ‘Bir Yemeklik’ Dönemi Haber

Pazar Etiketlerinde ‘Bir Yemeklik’ Dönemi

Sebze ve meyve fiyatlarındaki pahalılık nedeniyle vatandaş tezgahlara yaklaşamazken, satış yapamayan esnaf çareyi etiket değiştirmekte arıyor. Sebze ve meyve fiyatlarının vatandaşın alım gücünün üzerine çıkmasının ardından ürünlerin kilogram fiyatını pahalılıktan yazamayan esnaf ‘yarım kilogram’ etiketlerinin ardından şimdi de ‘bir yemeklik’ etiketlerine geçti. Eskişehir’de Salı Pazarı’nı ziyaret eden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’e dert yanan esnaf, “Etikete kilogram fiyatını yazdığında müşteri kaçıyor. Bamyaya kilogram fiyatı 100 lira, 150 lira yazdığında müşteri kaçıyor. Biz de ‘bir yemeklik (200 gram), tam yemeklik (335 gram)’ etiketlerini koyduk. Bir yemeklik bir kişilik 30 lira, tam yemeklik 2-3 kişilik 50 lira. Karpuzun en bol olduğu ağustos ayında hala dilimle karpuz satıyoruz. Vatandaş onun da pazarlığını yapıyor. Çünkü vatandaşın alım gücü sıfır. Pazarda durum maalesef içler acısı” dedi. Pazara çıkan vatandaşlar ise, “Aldığımız maaşlara göre pazar pahalı. Ben kaç lira ile pazara geleceğim? 500 lira yeter mi? Yetmiyor! Pazar çantamı doldurmam için en az 1500 lira cebimde para olması lazım! Hayat pahalılığı aldı başını gitti! Artık bunun önüne geçilmesi lazım! İnsanlar çok zor durumda!” diye isyan etti. PAZARDA DURUM İÇLER ACISI Eskişehir’in Ertuğrulgazi Mahallesi’nde kurulan Salı Pazarı’nda pazarcı esnafı ve alışverişe çıkan vatandaş CHP Milletvekili Utku Çakırözer’e dert yandı. Çakırözer, partisinin mahalle temsilcileri ile mahallede kurulan semt pazarında pazarcı esnafı ile alışverişe çıkan vatandaşları dinledi. Vatandaş pazardaki pahalılıktan dert yanarken, pazarcı esnafı “pazarda durum içler acısı” dedi. ETİKETLERDE ‘BİR YEMEKLİK’ DÖNEMİ… Tezgahlara artık pahalılıktan kilogram etiketlerini koyamadıklarını söyleyen esnaf, “Artık kilogram fiyatlarını yazamıyoruz! Çünkü etikette 100 – 150 lira yazdığını gören kaçıyor. En pahalı bamya. Bamyaya ‘bir yemeklik (200 gram), tam yemeklik (335 gram)’ etiketlerini koyduk! Maalesef pazarda durum içler acısı. Vatandaş alamıyor, biz de satamıyoruz. Üretici de satamıyor. Şu anda kimse kazanmıyor. Kazanan yok” dedi. “500 LİRA YETMİYOR! PAZARDAN, MARKETTEN SOĞUDUK” Pazar alışverişine çıkan vatandaşlar ise pahalılık karşısında pazardan, marketten soğuduklarını dile getirirken, “Aldığımız maaşlara göre pazar pahalı. Artık pazardan, marketten soğuduk.  Evde 4 kişiyiz. Soruyorum ben kaç lira ile pazara geleceğim?  500 lira yeter mi?  500 lira yetmiyor pazara çıkmak için. Pazar çantasını doldurmak için en az 1500 lira, 2 bin lira paramız olması lazım. Hayat, pahalılık aldı başını gitti, önüne geçilsin artık! Azar azar üzüm ve bamya aldım yanına bir şey daha alsam 300 lira tutacak!  Çok zor durumda insanlar” diye konuştu. Pazara çıkan bir başka vatandaş ise, “Çoğu haberi abartıyorlar diyorlar. Her şey çok pahalı. Gelsinler de görsünler, 50 liradan aşağıya meyve yok. Her yer yoksulluk” diye sitem etti. “VATANDAŞ DİLİM KARPUZUN PAZARLIĞINI YAPIYOR” Pazarda karpuz kavun satan esnaf Aydın Kocaoğlu ise, karpuzun en bol olduğu ağustos ayında bile vatandaşların karpuz alamadığını söyledi. Kocaoğlu pazarın durumunu şöyle anlattı: “15 yıl önce 1 tır karpuz sattığımı bilirim. Şimdi 500, 600 kilogram karpuzu anca satabiliyoruz. Çünkü vatandaş artık karpuz yiyemiyor. Alabilirse yarım, çeyrek yiyor. Çeyrek karpuz 15 ile 20 lira arasında. Vatandaş gelip onun da pazarlığını yapıyor. Çünkü vatandaşın alım gücü sıfır. Ağustos ayı bitti, karpuzun en bol olduğu dönemde hala dilimle satılıyor karpuz. Kavunun kilosu 8 lira yüzüne bakan yok. Döndür, döndürebilirsen. Emekli 10 bin lira, 12 bin 500 lira maaşla nasıl döndürecek! Millet alırken de satarken de on kere düşünüyor.” “SÖZ VERDİLER, SES YOK! TEK DERTLERİ ANAYASA’YI DEĞİŞTİRMEK” Esnaf İbrahim Tepekaya ise iktidarın seçim dönemi Bağ-Kur’lulara prim eşitleme sözünü verdiğini ama bir adım atılmadığını söyleyerek, esnafa mağduriyet yaşatıldığını belirtti. Tepekaya, “Ben esnafım 7600 prim günüm var. Seçim vaadinde Bağ-Kur prim sayısının 9 binden 7200’e düşürüleceğini söylediler. Bir yıl fazladan yatırmıştım, hala yatırıyorum ses seda yok. Onunla ilgili konuşan da yok. Tek dertleri Anayasa’yı değiştirmek. Bağ-Kur yatırıyoruz, arabanın muayenesini yatırıyoruz, egzoz muayenesi yaptırıyoruz kazandıklarımız hep masraflara gidiyor” dedi. “PAHALILIĞIN SORUMLUSU ÜLKEYİ YÖNETEMEYENLER ” Pazarda esnaf ve vatandaşı dinleyen CHP’li Çakırözer de, “Artık pazarcı etiketlere kilogram yazamıyor! Bamyaya 150 lira yazdığında insanlar alamıyor. O yüzden bir yemeklik, tam yemeklik etiketler çıkmış. Bir yemeklik 1 kişilik için. Tam yemeklik 4 kişi için. O da 335 gram 50 lira. İnsanlar artık 1 kilogram, yarım kilogram diyemediği için yemeklik diyor. Tarlada üretici mağdur, pazarda esnaf mağdur, fiyatlardan tezgâha yaklaşamayan alım gücü düşen vatandaş mağdur. Bu pahalılığın, yoksulluğun, geçim sıkıntısının sorumlusu ülkeyi yönetemeyen bu iktidardır!” diye konuştu.

Özel: ''Tarım Türkiye’de Stratejik ve Hayati Bir Sektör'' Haber

Özel: ''Tarım Türkiye’de Stratejik ve Hayati Bir Sektör''

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, yurdun dört bir yanında gerçekleştirdiği mitinglere, Gaziantep’te fıstık mitingi ile devam etti. Mitinge katılan on binlerce yurttaşı selamlayarak konuşmasına başlayan Özel, “Alnının terini fıstık tarlasında, biber tarlasında, alnının telini bağlarda toprağa damlatan, o topraktan bereket fışkırtan, o bereketle çoluğunun çocuğunun rızkını arayan, yüreğinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisinden başka bir şey olmayan güzel Gaziantep’in yiğit, mert, çalışkan insanları hepiniz hoş geldiniz. Burada sadece Gaziantep’ten değil Şanlıurfa'dan, Adıyaman’dan, Adana’dan, Osmaniye’den, Kilis’ten ve bölgemizin dört bir yanından bugüne kadar seslenip de haykırıp da sesini duyuramayanlar sesleri ulaşsa da sözlerine değer verilmeyenler bugün buraya, bundan sonrasını konuşmaya, bundan sonra ne olacaksa onu burada hep beraber haykırmaya geldiler. Hoş geldiniz, şeref verdiniz” dedi. Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü: “TARIM SEKTÖRÜ HAYATİ BİR SEKTÖR” “Tarım Türkiye’de stratejik ve bir o kadar da hayati bir sektör. Toprak vatanımız, tarım ekmeğimiz. Yıllarca bir tarım ülkesi olmakla, kendi kendine yeten az sayıda ülkeden biri olmakla övündük. Maalesef şu anda ithalata muhtaç olan, çiftçisi yok sayılan, kendi çiftçisine vermediği, aktarmadığı kaynakları yabancı ülkelere aktaran bir ülke konumuna geldik. 2003 yılında bu memlekette 2 milyon 800 bin çiftçi vardı. O günden bugüne nüfusumuz 20 milyon arttı. Beklerseniz ki çiftçi sayımız da 500 bin, 1 milyon artsın ama bugün 2 milyon 300 bin çiftçimiz var. 20 milyon nüfus artmış yarım milyon çiftçi kayıp. Ne oldu? Onlar yok oldular, iflas ettiler. Topraklarından koptular. Büyükşehirlerin gecekondularında büyük şehirlerde iş arayarak bulabildilerse bir asgari ücretle geçinmeye çalışarak yoksa gündelik işlerde çoluğunun çocuğunun ekmeğinin peşine koştular. Oysa böylesine bir tarım ülkesinde çiftçilerin çocuklarının da çiftçi olmasını, herkesin toprak sahibi olmak istemesini, geçimin oradan sağlanmasını beklersiniz. Yarım milyon çiftçi kayıp. Türkiye’de resmi rakamlar gösteriyor ki çiftçilerin yaş ortalaması 58’e dayanmış. Bu 20 yıl önce 30’lu yaşlardaydı. Yani bu iktidar çiftçiyi toprağından kopardı. Sadece belli bir yaşın üstündekiler gidip de başka yerde ekmek arayamayacaklar, mecburen çalışıyor. Ancak gençlerin hepsinin gönlü başka yerlerde. Bugün çiftçilik yapan 4 gençten 3 tanesi ‘Gelecek sene iş bulursam bir büyükşehre giderim’ diyorsa işte sorun buradadır.” “ÇARENİN ADI CUMHURİYET HALK PARTİSİ’DİR” “Lütfen bu meydanları bu Türkiye’nin dört bir yanında kendiliğinden ürünlerini yola dökenleri, sütünü dökenleri, fıstığını dökenleri, karpuzu yere vuranları, çayı yakanları, fındığı dökenleri görün. Bu tepkiyi görün. Bu tepki siyasi değil insani bir tepkidir, vicdani bir tepkidir. Tayyip Bey, Devlet Bey her fırsatta bir beka sorunu icat etmeye çalışıyorsunuz ya, ‘Efendim, o beka sorunudur, bu beka sorunudur.’ Siz gelmeden önce kendi kendine yetebilen bir ülke bugün buğdayı dahi ithal ediyorsa, bugün yem süt paritesi bırakın bir buçuğu, 0.9’lara gelmiş, canım süt veren inekler bıçak altına gidiyorsa, bugün fıstık üreticisi bırakın geçinmeyi, borçlarını ödeyemiyor, hacizle karşı karşıya kalıyorsa bu siyasi değildir, vicdani bir tepkidir, insani bir tepkidir. Yerel seçimlerden bu yana üreticilerin haykırışları, isyanları hep kulağımızda. Ben onları duyuyorum ama birileri duymuyor. Ben onları duyduğum gibi onların yanına gidiyorum, onları dinliyorum. Sorunu duyduğum gibi nasıl çözüleceğini anlatmaya çalışıyorum. ‘Sesimizi duyurun.’ Geçmişte çok söyledim, ‘Sizi duyuruyorum, sesinizi duyurmaya geldim’ diye. Yine sesimizi duyuracağım ama bu sefer sesinizi bu iktidara onun küçük ortağına değil, sesinizi bütün Türkiye’ye duyuracağız. Çünkü artık bu hükümetin bu ülkeye verecek hiçbir şeyi yoktur. Bu ülkede Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı yorgundur, tükenmiştir, çare üretememektedir. Derdinizin çaresi bu iktidarda değil, bu iktidarı değiştirmektedir. Elbette üzgünsünüz, kızgınsınız, umutsuzsunuz ama üzülmeyin. Elbette var bir çaresi, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi’dir.” “ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE MAĞDUR” “Bugün buradan başka meydanlarda duyduklarımızı da söyleyip yalnız olmadığınızı hatırlatmaya geldim. Rize, Tayyip Bey’in memleketi. 19 lira çayın maliyeti, 17 lira verdi fiyatı. Rizeliler isyandadır. Tekirdağ Hayrabolu’da buğday mitingi yaptık. Ancak isyan Konya’da da vardır, Osmaniye’de de vardır, Çukurova’da da vardır. Türkiye’nin dört bir yanında vardır. Geçen sene 8 lira 25 kuruş olan buğdaya bu sene 9 lira 25 kuruş fiyat vermişler, buğday üreticisinin adeta canına okumuşlardır. Giresun’a Fındık Mitingine gittim, ziraat odaları hesap kitap yapmışlar, ‘165 lira olmazsa fındık asla borçlar ödenmez’ dediler. Gittiğim gün fiyat açıkladılar, 135 lira verdiler. Orada da, ‘40 gün vade. Yok çeri, yok çöpü’ dediler. Bugün 135 lirayı arıyor fındık üreticisi, 115 liradan fındık işlem görmektedir. Burdur’a gittim, Burdur’da fasulye tarlasına girdim. Aynı bugün, fıstık bahçesine gittiğim gibi. Fasulye tarlasında şunu gördüm, taze fasulyenin kilosu 8 lira. Sordum, şaşırdım. Eşim son pazara çıktığında ‘100 lira’ diyordu. İstanbul’da 120 lira, Muğla’da 140 lira. Burdur’da 80 lira. Şurada tarlada fasulye 8 lira, burada pazarda 80 lira. Buradan buraya gelene kadar bir ürün 10 kat zamlanıyorsa bunu ne nakliyeyle, ne genel giderlerle ne başka bir şeyle asla izah edemeyiz. Üretici mağdur hakkını alamıyor, tüketici mağdur, o fiyatlara yiyemiyor. Arada birileri 72 lira para kazanıyor. Bu fıstıkta da böyle, çayda da böyle, fındıkta da böyle, fasulye de de böyle, üzüm de de böyle. Demek ki sorun nerede? Demek ki sorun sistemde, demek ki sorun iktidarda.” “ÇARE BU İKTİDARI DEĞİŞTİRMEKTEDİR” “Çare iktidara ricada bulunmakta değil, bu iktidarı değiştirmektedir, bu iktidarı değiştirmekte. Burası, bu bölge, sizler başta Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman bu bölge Türkiye’deki fıstık üretiminin dörtte üçünü, Antep fıstığı üretiminin yüzde 75’ini gerçekleştiriyor. Dünyadaki toplam üretimin yüzde 12’sini yapıyorsunuz. Ancak fıstık üretirken bu zorluğa sizler katlanıyorsunuz, fıstık üretmek zor iş emek ister, alın teri ister sabır ister. Bir fıstık bahçesinde bugün gittim, çıkışta gözleri de görmeyen bir amcam yolumu kesti. Dedi ki, ‘Tam verim için, tam 15-20 yıl bekliyorsun. Fıstık ağacı verime gelsin diye. Çocuğuna bakar gibi bakıyorsun. Bazen onun ilacından önce ağacın ilacını alıyorsun. Bazen kendin aç kalıyorsun, ağacı gübresiz bırakmıyorsun. Ama maalesef bu emeğin karşılığını almak için 20 yıl bekliyorsun. Sonra bir var yılı oluyor, bir yok yılı oluyor. Bu kadar emeğin, bu kadar masrafın sonunda çiftçi rahat etmek, rahat nefes almak istiyor. Ama bugün fıstık üreticisinin nefesini kesenler var. Bugün fıstık üreticisinin cebine göz dikenler var. Bugün Ziraat Odası başkanlarımla konuştum, üreticilerle konuştum. Fıstıkla ilgili kim varsa konuştum. Diyorlar ki, ‘Geçen sene fıstığın kilosu 110 liraydı. Ablam bana traktörün üstünden fıstık verdi. Bu fıstık, boz fıstık doğru mu? Bunun fiyatı geçen sene 110 liraydı. Doğru mu? Şimdi o günden bugüne kadar bütün her şeyin fiyatı iki kata, üç kata çıktı. Ben şimdi söyleyeyim, öyle yalan dolan yok. Sahte konuşmalar yok. İşte fıstık burada, işte millet televizyonlarının başında. Geçen sene gübrenin çuvalı bin 600 lirayken bu sene 3 bin liraya çıktı. Doğru mu? Geçen sene ilaç 340 lirayken bu sene 600 liraya çıktı. Doğru mu? Mazot 24 liradan 45 liraya çıktı. Doğru mu? Sulama maliyeti üç kat arttı. Doğru mu? Geçen yıl markette 350 liraya satılan fıstık, şimdi markette 600 liraya satılıyor. Doğru mu? Peki bütün masraflar iki üç kat artmış. Bu mübarek ürünün, bu sizlerin geçiminin ana maddesi, bu ürünün fiyatı geçen sene 115 lira da bu sene niye 90 lira, niye 95 lira? Bu akılla vicdanla, mantıkla izah edilebilir mi?” “YAZIKLAR OLSUN BU DÜZENE” “Buradan bu ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz. Bir avuç tüccarı korumayı bırakın, bir avuç tüccarı, aracıyı zengin etmeyi bırakın. Bu insanların emeğine göz dikmeyi bırakın. Fıstık üreticisini karınca gibi görüp ona tepeden bakıp onu ezmeyi bırakın, karıncanın kardeşi var o da Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Derdi sen çekeceksin, donu tepene sen yiyeceksin, yağmurda sen ıslanacaksın, rüzgarda sen titreyeceksin, çırpmayı sen yapacaksın, parayı başkası kazanacak. Yok öyle. Ama yazıklar olsun bu düzene, yazıklar olsun. Şimdi Tarım Bakanı; orada burada abuk subuk telefon konuşmaları yapmayı bırak, şundan haberin var mı? Geçen sene dört kilo fıstık satıp bir işçi yevmiyesi ödeniyordu. Bu sene 10 kilo fıstık satıp bir işçi yevmiyesi ödeniyor. Doğru mu? Buradan bir kez daha soruyorum, bütün Türkiye duysun. Geçen sene bir kilo fıstık dört litre mazot alıyordu. Bu sene iki litre mazot alıyor. Doğru mu? Böyle hesap olmaz olsun. Onun için burdayım, onun için sesinizi Tarım Bakanına, Devlet Beye. Tayyip Beye duyurmak için değil, duymuyorlar. Onlar garibanın, yoksulluğun, işçinin sesini değil onlar zenginlerin, yandaşların, varsılların gününü gün edenlerin sesini duyuyorlar. Sizin sesinizi biz duyuyoruz biz sizi çaresiz bırakmayacağız. Fıstık üreticisinin vardır bir çaresi. Onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi.” “SON DEĞİL İLK CUMHURBAŞKANI’NIN PEŞİNDEYİZ” “Yarın iktidarda olursak yapacaklarımı söyleyeceğim. Yani evet sorun var biliyoruz ve bu sorunu eleştiriyoruz. Öyle bir parti değiliz biz. Cumhuriyet Halk Partisi kuru kuruya eleştiren, her şeyi eleştiren, sadece eleştiren bir parti değildir. Cumhuriyet Halk Partisi bir sorun varsa sorunu gören, çözümü bilen, çözüm yollarını söyleyen partidir. Yarın iktidar olduğumuzda Toprak Mahsulleri Ofisi derhal nasıl Fiskobirlik kapandı veya Fiskobirlik o işlevini kaybetti TMO fındık alıyorsa, nasıl Manisa’da kuru üzüm alıyorsa, nasıl hububat alıyorsa TMO, Gaziantep’te, Siirt’te, Şanlıurfa’da, Adıyaman’da, Antep fıstığını almak durumundadır. TMO fıstık alacak. Fıstıkta derhal taban fiyat uygulamasına geçeceğiz, desteklemeler artırılacak, bir yıl sonra değil sezon öncesinde destekleme ödemeleri yapılacak. Eskiden Güneydoğu Birlik vardı doğru mu? Güneydoğu Birlik, AK Parti geldi 2002; 2004’te beline kazmayı vurdu. 2006’da ensesine bir tane daha vurdu, 2022’de tamamen kapattı. Bugünkü sıkıntı Güneydoğu Birliğin olmaması, onun piyasayı düzenleyici bir fiyat bir taban fiyat ilan etmemesi, Onun alım yaparak sizi diğer alım yapan belli tüccarların eline mahkum etmemesinden kaynaklanıyordu. Bu yüzden yeniden üretici birliklerini açmak, kooperatifleri açmak, sizleri bir ve bir arada tutmak, sizleri bu piyasanın ana aktörü yapmak boynumuzun borcudur. Artan sıcaklıklar fıstıkta verimi düşürüyor. Bugün gösterdiler, eskiden yüzde 5 boş çıkardı diyorlar. Şimdi yüzde 20, 25’e çıktı. Sulama zaruri hale geldi, fıstığın sınanabilmesi için gerekli projelerin hızla başlatılması lazımdır. Fıstığa katma değer kazandırmak fıstığın ihracatını artırmak, katma değerli ürünler olarak büyük gelir elde edecek şekilde fıstığı ihraç etmenin yollarını bulmak gerekmektedir. Üreticilerin, fıstık üreticilerinin banka borçları çoktur. Bankaya borcu alanlar bir elini kaldırsın. Bu borçların faizleri tamamen silinmeli, anapara yıllara bölünmelidir. Bunun başka yolu yoktur. Köylere icra araçları gelmekte, sarı taksilerden icra memurları inmekte, köylü milletin efendisi iken perişan hale getirilmektedir. Buradan açıkça söylüyorum, köylüye Çukurova’da ‘Al ananı da git’ diyen son cumhurbaşkanının değil, ‘Köylü milletimizin efendisidir’ diyen ilk cumhurbaşkanının peşindeyiz. İlk cumhurbaşkanının.” “SAHTE GÜNDEMİNİ PEŞİNE TAKILMAYACAĞIM” “Yine bu bölgede sadece fıstık değil kırmızı biber üreticileri de feryat ediyor. Onları da gördüm, onları da duydum. Geçen sene İslahiye’de tarlada 130 TL olan biber bu yıl 60 TL’ye alınıyor, alıcı bulamıyor. Bütün masraflar biraz önce konuştuğumuz gibi iki kat artmasına rağmen İslahiye yarı fiyatına kırmızı biber satmak zorunda kalıyor. Bu sorunun en önemli sebeplerinden bir tanesi de yurt dışından kırmızı biber ithalatına izin veren, bizim üreticimizi düşünmeyen anlayıştır. Bunun için Gaziantep’in fıstık üreticisinin, kırmızı biber üreticisinin ve Gaziantep’in üzüm üreticisinin sorunlarının çözümü onlardan yana iktidarın işbaşına gelmesinden başka çare görülmemektedir. Çiftçi yok sayılarak millet açlığa itiliyor. Bugün Türkiye’nin her tarafında çiftçiler ayaktadır. Bugün Türkiye’de tarım krizi vardır. Fiyatlar çiftçi için ucuz, tüketici için pahalıdır. Tarlada 10 TL olan ürün markette 100 liradır. Ama Tayyip Erdoğan, ‘Çiftçilerin sıkıntısı yok’ diyor. Bizi de çiftçilerin sorunlarını istismar etmekle suçluyor. Rahatsız oluyor. ‘Bunları konuşmayın’ diyor. Onun yerine kavga çıkarmak, tartışma yapmak, polemik yapmak ve gündemi saptırmak istiyor. Allah eksikliklerini göstermesin, kendilerine hükümetten görmeyen, muhalif olduğunu söyleyen bazıları da onların peşine takılıp olur olmaz gündemlerle başka şeyler konuşmak istiyor. Buradan hem Erdoğan’ı hem sayın Bahçeli'yi hem kendini muhalefetten görüp milletin derdini görmeyen sığ siyasi kavgalar isteyenleri uyarıyorum. Vallahi de yapmayacağım billahi de yapmayacağım. Sizin sahte gündeminizin peşine takılıp Antepli fıstıkçıyı yalnız bırakmayacağım.” “BEN MİLLETİN YANINDAYIM” “Benim derdim 12 bin 500 TL’ye geçinmek zorunda olan emeklidir. Benim derdim maaşına zam yapılmayıp enflasyona ezdirilen emekçidir. Benim derdim Rize'deki çaycı, Manisa’daki üzümcü, Antep’teki fıstıkçıdır. Çukurova‘daki pamukçu, Konya’daki buğday üreticisini, Tekirdağ’daki ayçiçeği üreticisini bırakıp sizin peşinize düşene yazıklar olsun. Ben milletin yanındayım. Bir de çıkmışlar efendim, ‘Gelin, Anayasa yapalım.’ Önce milletin anası ağlıyor, anası ağlıyor. Bu milletin sesini duy ondan sonra gel. Milletin sesini duymayanlar, mutfaktaki yangını söndürmeyenler, emekliye hakkını vermeyenler, fıstık üreticisini sömürenlerle ne konuşacak kelimemiz, yürüyecek yolumuz, yapılacak Anayasamız vardır. Bizim yolumuz Antepli fıstık üreticisinin, biber üreticisinin mutfağına evine çoluğunun çocuğunun ekmeğine giden yoldur. Benim yoldaşım sizlersiniz, sizinle birlikteyim.” “BİRBİRLERİNİ TEHDİT EDİYORLAR” “Bugün iktidar partisinin ve ortağının derdi birbirine hareket çekmek. Tavır yapmak. 17/25 diye bir tane takvim bulmuş, arkadan gösteriyor. Onu tehdit ediyor. Öbürü kararname çıkarırken öbürünü tehdit ediyor. Dostlar alışverişte görsün, birbirlerini yiyorlar. Ama milleti açlığa, yoksulluğa, sefalete, işsizliği terk ediyorlar. O yüzden kendinden başkasını düşünmeyenlere inat halkın partisi Cumhuriyet Halk Partisi diyor ki üzülmeyin, enseyi karartmayın, sakın korkmayın, hepinizin yanındayız. Vardır bunun bir çaresi, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi. Bugün burada yerel seçimlerden sonra ilk kez Gaziantep’teyim. Bir olan belediyemizi üçe çıkardık. Karkamış Belediye Başkanımızı Nizip’e yollarken, Karkamış’ı yeniden kazandık. Ayrıca 1920’deki büyük işgale direnişten alan, anacığının başındaki örtü indirilmeye çalışılırken Fransız askerine direnen, dipçiklerle öldürülen Mehmet Kamil’den adını alan bu Cumhuriyet kentini bu Cumhuriyet ilçesi Şehitkamil’i kazandık. Hepinize teşekkür ediyorum. 1989’da Büyükşehir olan Gaziantep’i iki dönem SHP, bir dönem CHP’den 15 yıl boyunca Celal Doğan yönetmişti. Bu büyükşehri Cumhuriyet Halk Partili bu büyükşehri sosyal demokrat bir belediye başkanının yönetmesi geçen seçimlerde içten bile değildi. Ama bu seferlik olmadı. Çok açık söylüyorum, kusur sizde değil bizdedir. Ve biz hep beraber bu kenti, adında gazi olan bu kenti cumhuriyet için çok önemli bu kenti büyük şehirleri ile ve tüm ilçeleri ile birlikte ilk seçimlerde kazanmaya and içiyoruz. Söz veriyoruz.” “HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ” “Her ne kadar seçimleri, seçim sonuçlarını Gaziantep için yeterli görmesem de Şehitkamil için bütün örgütümüzün şahsında Hasan Hurşit Yıldırım İlçe Başkanımıza, Karkamış’taki örgütümüzün şahsında Metin Göğebakan‘ı, Nizip örgütümüz adına Mehmet Murat Alagöz’ü tebrik ediyor, Nizip’te Ali Doğan’ın, Karkamış‘ta Mustafa Güzel’in, Şehitkamil‘de Umut Yılmaz’ın bundan sonra halk için bu güzel şehrin güzel insanları için var güçleriyle çalışacaklarına yürekten inanıyor, başarılar diliyor, genel başkanları olarak her daim arkalarında olduğumu ifade ediyorum. Şehitkamil’de geçtiğimiz günlerde ayağımı da kırmışım, televizyonda bakarken bir gördüm ki belediyenin bir dondurma karavanı var. Mahalle mahalle geziyor. İşte orada gördüm onu şimdi. O değil mi başkan? Çeksin orayı, pembe dondurma karavanı. Mahalle mahalle geziyor, yoksul çocuklara ücretsiz dondurma dağıtıyor. O gözlerindeki ışığı gördüm, o yüzlerdeki gülümsemeyi gördüm. Ve dedim ki iyi ki Cumhuriyet Halk Partisi var, iyi ki onun gencecik bir belediye başkanı Umut var, iyi ki gelecek için Umut var. Kent lokantaları açıyoruz, hızla artacak. Bugün kreşi açtım, devamı gelecek. Görülmedik 40 bin ton asfalt döktük, arkası durmadan devam edecek. 20 bin ihtiyaç sahibine koştuk, asla yalnız kalmayacaklar. Okullarında takdir teşekkür alanlara bisiklet hediye ettik, devam edecek. Ve buradan bütün Türkiye’ye söylüyorum ki bu zengin sevenler yerine yoksulu gözetenler, rantçılar yerine halkçılar ve bu milleti ayırıp bölüp kutuplaştırıp seçim kazanmak yerine bu milleti birleştirenler eninde sonunda başaracaklar, kazanacaklar. Biz kazanacağız, siz kazanacaksınız, Türkiye kazanacak. Onun için de diyorum ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin ittifakı en büyük, en güçlü ittifaktır. Bu ittifak renklerini karşınızdaki ay yıldızlı al bayraktan alır. Bu ittifak, bu ülkeyi seven herkesin ittifakıdır. Bu ittifak, sosyal demokratların olduğu kadar milliyetçi demokratların, muhafazakar demokratların, Kürt demokratların, sol demokratların, bu ülkede yaşayan ve kendini demokrat olarak gören herkesin ittifakıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak buradan bir kez daha sesleniyoruz, Türkiye’nin bütün demokratları birleşin, yan yana durun, başınızda emeğinize sömüren alın terimizi sömüren sizin hakkınızı başkalarına yediren bu iktidardan kurtulun. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi olarak Türkiye ittifakında hep birlikte başaracağız.” “KİMSEYİ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ” “Bugün Türkiye’nin dört bir tarafında yollara dökülen bütün çiftçilere sesleniyorum. Bundan sonra derdimiz sadece kendimize ait bir dert değildir. Bundan sonra fıstık üreticisi Mehmet abi, fındık bahçesindeki Zeynep ablanın, buğday üreticisi Mustafa kardeşimin, emekli Refika teyzemin asgari ücretli Musa kardeşimin, iş bulamayan Rabia kardeşimin can yoldaşıdır. Hep birlikte hepimizin derdini birlikte sahipleneceğiz. Hep birlikte sesimizi yükseltecek, hep birlikte mücadele edecek hep birlikte kazanacağız. Kimseyi arkada bırakmayacağız. Kimseyi yalnız bırakmayacağız. Buradan bütün Türkiye’ye, örneğin Rize’ye, Tekirdağ’a, Konya’ya, Kayseri’ye, Manisa’ya, Antalya’ya, Artvin’e, Urfa’ya sesimizi duyurmaya var mısınız? Bundan sonra birlikte, hep beraber halkın iktidarını kurana kadar mücadeleye var mıyız? Hep birlikte çalışmaya, hep birlikte kazanmaya, hep birlikte hakça bölüşmeye var mıyız? İşte bizim gücümüz burada. Bundan sonra Tayyip Bey’e ses duyurmaya çalışmak yok. Duymuyor. Duymadı, duymayacak. Biz gücümüzü kendimizden, biz gücümüzü fıstık bahçesine damlattığımız alın terinden, biz gücümüzü namusuyla çalıştırıp yetiştirdiğimiz çocuklarımızın geleceğinden, biz gücümüzü fabrikalardan, tarlalardan, biz gücümüzü sokaklardan ve halktan alıyoruz. Gücünüzü kullanmaya var mısınız? Mücadeleye var mısınız? Kazanmaya hazır mıyız? Hep beraber kazanacağız. Hep beraber kazanacağız. Biz kazanacağız, biz başaracağız. Bu meydandan Türkiye’nin bütün emekçilerine güçlü bir alkış istiyorum. Güçlü bir alkış. bütün emekçilere, emeklilere bir alkış. Bu ülkenin çiftçilerine bir alkış. Bütün mağdur ve mazlumlara bir alkış. Gaziantep’ten bu gazi kentten bütün Türkiye’ye söz veriyoruz. Bunlar duymadılar, duymuyorlar, duymayacaklar. Bu maaşlarla, bu fiyatlarla, bu yönetimle geçim olmuyor. Demek ki seçim olacak o seçimi biz kazanacağız, siz kazanacaksınız, Türkiye kazanacak. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ayaklarınıza, yüreklerinize sağlık. Evlatlarımıza, büyüklerimize sağlık. Hepinizi yürekten selamlıyorum. Hep birlikte başaracağız, hep beraber biz başaracağız. Sağ olun, var olun.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.