SON DAKİKA
Hava Durumu

#Destekleme

Porsuk Haber Ajansı - Destekleme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Destekleme haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

1.9 Milyar TL Tarımsal Destekleme Ödemesi Yapılacak Haber

1.9 Milyar TL Tarımsal Destekleme Ödemesi Yapılacak

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 1 milyar 962 milyon 46 bin lira tarımsal destekleme ödemesini çiftçilerin hesaplarına aktaracaklarını bildirdi. Yumaklı, sosyal medya hesabından, çiftçilere yapılacak tarımsal destekleme ödemelerine ilişkin açıklamada bulundu. Bakan Yumaklı yaptığı paylaşımda; “1 milyar 962 milyon 46 bin TL tarımsal destekleme ödemesini çiftçilerimizin hesaplarına aktarıyoruz. Hayırlı ve bereketli olsun" ifadelerini kullandı. Destekleme ödemesi ilişkin detaylar şu şekilde; Çiğ Süt desteği kapsamında 1 milyar 148 milyon 843 bin 109 TL, Bitkisel Ürün Sigortası desteği kapsamında 600 milyon TL, Hayvan Hastalıkları Tazminatı desteği kapsamında 110 milyon 424 bin 58 TL, Kırsal Kalkınma Yatırım desteği kapsamında 86 milyon 872 bin 475 TL, Hububat-Baklagil ve Dane Mısır desteği kapsamında 14 milyon 442 bin 653 TL, Sertifikalı Tohum Kullanım desteği kapsamında 1 milyon 292 bin 825 TL, Hayvan Gen Kaynakları desteği kapsamında 170 bin 880 TL. Çiğ süt desteği aşağıda yer alan takvime göre; diğer destekler tek parça olarak 20 Eylül 2024 tarihinde çiftçilerin hesaplarına aktarılacak. Çiğ süt desteği için: T.C. kimlik numarasının son hanesi 0-2-4 ve vergi kimlik numarasının son hanesi 0-1-2-3-4-5-7-9 olanlar için 20 Eylül 2024 (bugün) saat 18.00'den sonra, kimlik ve vergi kimlik numarasının son hanesi 6-8 olanlar için 27 Eylül 2024 saat 18.00'den sonra hesaplara yatırılacak.

Yeni Tarım Destekleme Modeli de Şirketlerin İşine Yarayacak Haber

Yeni Tarım Destekleme Modeli de Şirketlerin İşine Yarayacak

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan SARIBAL, mevcut ve yeni modelde tarım desteklerini değerlendirdi. Sarıbal yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Tarımsal üretimde doğal koşullara bağımlılık düzeyi yüksek olup; üretim mevsimlik faktörlere göre değişiklik göstermekte ve belirsizlikler artmaktadır. Bu nedenle ülkemiz insanlarını doyuran çiftçilerimizin desteklenmesi zorunludur; çünkü çiftçiler hem tohum, gübre, ilaç ve mazot gibi girdileri satın alırken hem de ürünlerini satarken piyasa şartları nedeniyle binbir zorlukla karşılaşmaktadır. 2000 yılından sonra IMF-Dünya Bankası dayatmalarıyla uygulanan politikalar sonucu tarım şöyle çökertildi: • Tarımsal girdi üreten ve dağıtımını yapan KİT’ler IMF-Dünya Bankası dayatmalarıyla satıldıkları için çiftçiler girdi desteğinden mahrum bırakıldı. • Kanuna göre  gereği çiftçiye ödenmesi gereken desteklerin Gayrisafi Yurtiçi Hasıladaki (GSYH) payı en az yüzde 1 olarak belirlenmiş, ancak uygulamada bu miktar hiçbir zaman yüzde 0,6’yı (binde 6’yı) geçmemiş, son yıllarda ise yüzde 0,3’lere kadar geriletilmiştir. • Destekler zamanında açıklanmadığı gibi zamanında da ödenmemiştir. • 2024’de tarım destekleri 91,5 milyar TL’de kalırken, çiftçinin banka borçları 715 milyar TL’ye ulaşmıştır. • 2024 yılında tarıma verilecek destek 91,6 milyar TL iken iç ve dış borç faizlerine 1,3 trilyon TL ödenecektir. Tarıma yapılan desteğin yaklaşık 14 katı rantiyeye faiz olarak ödenmektedir. • Mazot fiyatlarının yüksekliği ve aracıların çokluğu nedeniyle çiftçinin eline geçen fiyatlar ile tüketicinin ödediği fiyatlar arasında uçurumlar meydana geldi • Girdi fiyatlarındaki fahiş artışlardan dolayı tarımda üretim yapılamaz duruma gelindi. Bu nedenle üreticiler ürünlerini toplamadan tarlada ve/veya bahçede bırakmaya başladılar. • Çiftçi örgütleri tasfiye edildiği veya zayıflatıldığı için daha fazla sömürüye uğradılar. • 2000 sonrasında yaklaşık 3,5 milyon üretici kitlesi üretimden koptu. 30 milyon dekar tarım arazisinin ekilmesinden vaz geçildi. • Tarım girdilerinin yanı sıra tarım ürünlerinde de net ithalatçı hale gelinmiştir. 2024 YILINDA BİTKİSEL ÜRETİM DESTEKLERİ 24 Ağustos tarihli Resmi Gazete’de 2024 Yılında Yapılacak Bitkisel Üretime Yönelik Desteklemelere ilişkin karar yayınladı. Fındıkta alan bazlı destek 11 yıldır değiştirilmedi. Fındık alan bazlı gelir desteği 2014 yılından bu yana dekara 170 TL olarak uygulanıyor. Küçük aile işletmesi desteği 2024 yılında da 2023’te olduğu gibi dekara 200 TL olarak ödenecek. Son bir yılda Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) bir önceki yıla göre yüzde 62, mazot fiyatları yüzde 60 ve gübre fiyatları yüzde 50 oranında artmasına rağmen toplam mazot ve gübre desteğindeki artış bunun çok altında kaldı. Artış oranları arpa, buğday, çavdar, tritikale, yulafta yüzde 24, mercimek ve nohutta yüzde 27, fındık, kuru soğan, yaş çay, zeytin,  şeker pancarı ve kütlü pamukta yüzde 29, patateste yüzde 35 oldu. Yağ ve yem bitkilerinde de enflasyonun altında artış yapıldı. Bu karşılık patateste toplam mazot ve gübre desteği yüzde 28 düşürüldü. Fark ödeme desteklerine gelince; bu yıl kütlü pamuk desteği 2023 yılıyla aynı kaldı. Fark ödemesi desteği 8 yıldır artırılmayan aspir, çeltik, dane mısır, soya ve  zeytinyağında enflasyonun üzerinde artış yapıldı, ancak bu artış çiftçinin önceki yıllara ilişkin kayıplarını karşılaması mümkün değil. Diğer ürünlerde de enflasyonun oldukça altında kalan artışlar yapıldı. PLANLI ÜRETİM MODELİNDE DESTEKLER 29 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de ise 2025-2027 dönemini kapsayan 3 yıllık bitkisel üretim destekleri açıklandı. Yeni destekleme modelinde mazot ve gübre desteği 2025 üretim yılından itibariyle tamamen kaldırılıyor. Ayrıca fındıkta 11 yıldır dekar başına 170 lira olarak ödenen alan bazlı destek de kaldırıldı. Üretim planlaması kapsamındaki ürünlere ilave destek verilecek. Yeni destekleme modelinde dekar başına destek ödemesi yapılacak; 2025 yılı için dekar başına 244 liralık bir katsayı belirlendi. Temel destek ve planlı üretim gibi destekler bu katsayı ile çarpılarak ödenecek. Planlama kapsamına alınan ürünler şunlardır: 1.Kategori: aspir, mercimek, dane mısır, nohut, patates, kuru soğan ve birinci grup yem bitkileri. Bu ürünlere temel desteğe ilave olarak 244 TL/da destek verilecek. 2. Kategori: arpa, buğday ve ikinci grup yem bitkileri. Bu ürünlere temel desteğe ilave olarak dekara 317 TL/da destek verilecek. 3. Kategori: yağlık ayçiçeği, kolza (kanola), kuru fasulye ve soya. Bu ürünlere temel desteğe ilave olarak dekara 366 TL/da destek verilecek. 4. Kategori: Bu kategoride yer alan kütlü pamuk için temel desteğe ilave olarak dekara 549 TL/da destek verilecek. Tarım ve Orman Bakanlığı planlama kapsamına alınan ürünlere ilişkin bazı tablolar yayımladı. Bu tablolarda 2024 ve 2025 yıllarında verilecek destekler kıyaslanarak desteklerin artacağı belirtiliyor. Tarım destekleri büyük oranda bir sonraki yılın bütçesinden ödeniyor. Bu durumda yeni modele göre destekler 2026 yılı bütçesinden verilecek. Bu nedenle iki yıl sonra ödenecek desteklerin tabii ki daha yüksek olması gerekir. Önemli olan bu desteklerin fiyatları fahiş şekilde artan girdilerin ne kadarını karşılayacağıdır. Yeni modelde göründüğü kadarıyla sadece patates, soğan ve bakliyat üreticileri avantajlı durumdadır. Başta çay ve fındık olmak üzere zeytin, pamuk, buğday ve çeltik üreticileri ise kaybedecekler arasındadır. HAYVANSAL ÜRETİM DESTEKLERİ Öte yandan uygulanan yanlış politikalar nedeniyle son yıllarda hayvan varlığında ciddi bir azalma yaşanıyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye'nin büyük ve küçükbaş hayvan varlığı, son iki yılda düşüşe geçti. 2021'de 75,6 milyon baş olan hayvan varlığı, 2023'te 68,9 milyon başa düştü; son iki yılda büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı 6 milyon 609 bin baş azaldı. Hayvancılık destekleri 26 Temmuz 2024 tarihli Resmi Gazete’de açıklandı. Karara göre hayvan başına destekler kaldırıldı; dana, malak, kuzu ve oğlak başına destek sistemine geçildi. Ancak getirilen sistemin ülkemizi hayvancılıkta ithalat bağımlılığından kurtarması mümkün değildir IMF önerileri ile uygulanan politikalar nedeniyle özellikle ithalata bağımlı olduğumuz gübre, ilaç, mazot, tohum, hayvan yemi gibi tarımsal girdi fiyatlarındaki artışlar devam etmektedir. Verilen destekler girdi fiyatlarının çok altında kalmakta, buna karşılık çiftçinin elindeki ürünlerin fiyatları maliyetin altında açıklanmaktadır. Hatta bazı ürünlerde çiftçinin eline geçen fiyatlar önceki yılın altında dahi kalmaktadır. Ürününden para kazanamayan ve emeğinin karşılığını alamayan çiftçilerin üretimden çekilmekten başka çareleri kalmamaktadır. Bunun bir başka yansıması ise gıda enflasyonundaki tırmanmadır."  

Bitkisel Üretim Planlamasına Suyu Merkeze Koyduk Haber

Bitkisel Üretim Planlamasına Suyu Merkeze Koyduk

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bitkisel üretim planlamasına ilişkin "Tarımda Yeni Dönem: Üretim Planlaması ve Yeni Destekleme Modeli" konulu basın toplantısı düzenledi. Yumaklı burada yaptığı konuşmasında son dönemde iklim değişikliği, nüfus artışları, doğal afetler, göç, gıda milliyetçiliği, jeopolitik riskler ve daha birçok konunun tarımsal üretimi riskli hale getirdiğini söyledi. Bu etkilere toprak ve suyun azalması ile kirlenmesinin eklenmesiyle ne kadar büyük bir riskle karşı karşıya kalındığını gördüklerine işaret eden Yumaklı, "Bakanlık olarak bu risklere; sürdürülebilir, verimli, kaliteli, kayıtlı ve yatırım yapılan bir sektörle üretim gücümüzle cevap vermiş olacağız." diye konuştu. Bakan Yumaklı, gelecek nesiller, üretim gücü ve gıda arz güvenliği için önemli olan bitkisel üretim planlamasının eylül itibarıyla hayata geçirildiğini, hayvansal ve su ürünleri üretiminde de 1 Ocak itibarıyla yürürlüğe girdiğini anımsattı. Dünyada 4,4 trilyon dolarlık tarımsal hasılanın bulunduğu bilgisini paylaşan Yumaklı, Türkiye'nin 68,5 milyar dolarla Avrupa'da birinci sırada, dünyada da ilk 10 içerisinde yer alan bir tarımsal üretim hasılasına sahip olduğunu bildirdi. "BİTKİSEL ÜRETİM PLANLAMASINDA SUYU MERKEZE KOYDUK" Yumaklı, ülkenin su stresi altında olan bir ülke olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: "Kişi başına düşen 1313 metreküplük bir potansiyelle su stresi altına olan bir ülkeyiz. Eğer hiçbir aksiyon almazsak, 2030 yılında 1000 metreküpün altına düşme riskimiz var ve bu bizim su fakiri bir ülke kategorisine girmemizi gerektirecek bir sonucu doğuracak. Dünyanın tarımsal üretimde önemli ülkeleri iklim değişikliği, gıda güvenliği, tarladan sofraya kadar stratejiler, sürdürülebilirlik, etkin toprak, etkin su yönetimi ve geliştirilmiş çiftlik uygulamaları dahil olmak üzere birçok konuda yeni normal dediğimiz etkenlere cevap vermeye çalışıyor." Bitkisel üretim planlamasına çalışırken suyu merkeze koyduklarına işaret eden Yumaklı, tarımsal üretim planlamasının bundaki sonraki dönemlerinin kendileri için en önemli girdisinin su olduğunun altını çizdi. "TARIMSAL DESTEKLERİ SADELEŞTİRDİK" Bakan Yumaklı, yeni uygulamalara önceki destekleme modeliyle cevap vermelerinin mümkün olmadığına değinerek, "Verilen tarımsal kredileri tamamen üretim planlamasına odakladık. Hibe programları, sözleşmeli üretim, kayıtlılık, tarım sayımı, işlenmeyen arazilerin tarımsal üretime kazandırılması gibi konuları araçlar olarak üretim planlamasının en önemli başlıkları olarak ortaya koyduk ve uyguladık." diye konuştu. Önceki destekleme modelinde alt başlıklarıyla birlikte 165 kalemde destekleme verdiklerini anımsatan Yumaklı, 2022'de 129 milyon ton, 2023'te de 137 milyon tonluk üretimde tarımsal desteklerin yönlendirici etkisinin olduğunu aktardı. Yumaklı, tarımsal desteklerin sadeleştirilmesi konusunda herkesin mutabık kaldığını ifade ederek, "Bunu sadece bitkisel üretimi planlarken yapmadık. Hayvansal üretim başlığı ile su ürünleri başlığını da planlarken oradaki destekleri sadeleştirmiş olduk." dedi. Ülkede yaklaşık 24 milyon hektar ekilebilir tarımsal arazi bulunduğuna dikkati çeken Yumaklı, bu arazilerin 3,8 milyon hektarının çok yıllıklı bitki denilen dikili meyvelerden ve diğer bitkilerden oluşan kısım için kullanıldığı bilgisini paylaştı. Bakan Yumaklı, 20,2 milyon hektarın da geriye kalan ürünlerin üretilmesi için kullanıldığına işaret ederek, şunları söyledi: "Üretim planlamasına başlarken, Türkiye'de yaklaşık 206 başlıkta geniş bir yelpazede üretim yapıldığını göz önüne alarak stratejik ürünlerden başlamayı hedefledik. 13 stratejik ürün, hububat, baklagil, yağlı tohumlar ve diğer dediğimiz patates ve soğan. Neden bu stratejik ürünleri seçtik? Çünkü bu ürünler ülkemizdeki 20,2 milyon hektarın 15,6 milyon hektarında ekilen ürünler. Üretim planlamasının düğmesine bastığımızda, yaklaşık yüzde 77'si oranında ekilen ürünleri planlamaya almış olduk. Gıda arz güvenliğimiz için önemliydi, stratejik önemliydi, insan ve hayvan beslenmesi önemliydi ve sanayimizin ham madde temini önemliydi. Artı bir dediğimiz de yem bitkileri. 13 artı 1 ürünle 1 Eylül 2024 itibarıyla üretim planlamasına Türkiye'deki toprakların yüzde 77'sinde üretilen ürünleri planlama kapsamına almış olduk." Hububatta 2027 planlama dönemi sonuna kadar yüzde 13'lük bir artış öngördüklerini bildiren Yumaklı, 35 milyon tondan 39,5 milyon tona çıkılacağını belirtti. Baklagillerde de yüzde 17'lik bir artış planladıklarını anlatan Yumaklı, yağlı tohumlarda da yüzde 22'lik bir artışı sağlamış olacaklarına dikkati çekti. DESTEKLERDEKİ "İLK"LER Destekleri açıklarken bu planlama sürecinde birçok ilki de gerçekleştirdiklerine işaret eden Bakan Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Destekler ilk kez üretim döneminden önce açıklandı. 3 yıl boyunca geçerli olacak üretim destekleri yine bu süreçte açıklanmış oldu. Stratejik ürünlere ilave planlama desteği yine ilk kez bu modelde gerçekleştirilmiş olacak. Destek tutarlarının girdi maliyetleri baz alınarak belirlenmesi ve değişime göre güncellenmesi bu modelde söz konusu olacak. Su kısıtı olan bölgelerde kademeli üretime dahil olan ürünlere de ilave destek olacak. Kamu tarafından geliştirilen yerli ve milli tohumlara da ilave destek vermiş olacağız. Bitkisel üretim planlamasında yer alan üreticilerimiz, hangi havzada, hangi ürünü ekerse nasıl bir destek alacağını bugünden itibaren önümüzdeki 3 yıl boyunca biliyor oldu. İleriye doğru, üçer yıllık periyotlarda açıklamış olacağız." Yumaklı, bitkisel üretim destekleme modelinin temel destek, planlama desteği ve üretim geliştirme desteği olarak 3 ana başlığa indirildiğini söyledi. Temel desteğin, planlama dışı ürünlerin dışındaki ürünlere ve planlamaya dahil olup belirlenen havzalarda üretilen ürünlere başka kıstas aramadan, kullanılan mazotun yarısını, gübrenin de yüzde 25'ini vermek üzere tasarlandığını bildiren Yumaklı, "Türkiye'de üretim yapan bütün üreticiler, temel desteği alacak, sadece planlama grubu ürünleri için bir farklılık var. Onların belirlenen havzalarda üretilmesini istiyoruz." dedi. Yumaklı, ikinci grupta ise 13 stratejik ürün ve yem bitkisinin, paydaşlarıyla birlikte yaklaşık 2 yıllık çalışmayla belirlenmiş olan havzalarda üretilmesi durumunda temel destek kadar bir desteğin de kendilerine verileceğini bildirerek, "Yani bu durumda mazotun yüzde 50'si daha ilave olmuş olacak, tamamını almış olacaklar. Gübrelerin de yüzde 50'sini almış olacaklar. Bizler stratejik ürünleri belirlenen havzalarda ürettiğimiz zaman hem suyumuzu hem toprağımızı korurken hem de bu ürünlerin ekonomik karşılığını daha iyi alınmasını sağlamış olacağız." diye konuştu. "ÜRETİLMESİ DOĞRU BULUNMAYAN ÜRÜNLERE DESTEK VERMEYECEĞİZ" Su kısıtı olan yerlerde de belirlenen şekilde üretim yapılırsa, gübrenin de geri kalan yüzde 50'sini vermek suretiyle o ürün için kullanılan gübre ve mazot desteğinin tamamını vermiş olacaklarını belirten Yumaklı, "Geçtiğimiz iki yılda bu iki girdinin ayni olarak verilmesi sistemini getirmiştik ama maalesef orada hiç istemediğimiz sonuçlar oluştu ve biz bunları çiftçilerimizden ve üreticilerimizden gelen talep sonucunda nakdi ödemeye çevirdik." ifadesini kullandı. Yumaklı, şunları kaydetti: "Önceki dönem, 185 lira mazot ve gübre desteği verilen buğdaya, yeni dönemde 634 lira mazot ve gübre temel desteği verilecek. Mazot ve gübrenin bir daha çiftçilerimize ödenmeyeceği yolunda bir tezvirat yaptılar, bunun doğru olmadığını da belirtmek istiyorum. Eğer su kısıtı olan bir havzada üretiliyorsa, bizim mutabık kaldığımız şekliyle üretimini tespit ettiğimiz ürünler için de ilave 342 liralık bir destek vereceğiz. Ayçiçeğinde 206 liralık mazot ve gübre desteği veriyorduk, bu rakam 732 liraya çıkıyor. Su kısıtı olan bölgede üretildiği zaman 293 liralık ilave bir destek almış olacak. Planlama dışındaki ürünlerin de tamamı 138 lira ödeniyordu, bunlar da 244 liralık temel destek almış olacak." Konya'nın Kulu ilçesinde üretilen ürünler üzerinden örnek veren Bakan Yumaklı, buğday, arpa, nohut, mercimek, ayçiçeği ve aspir ürünlerinin burada ekildiği takdirde bu ürünlerin hem temel destek hem planlama desteği hem de su kısıtı desteği alacaklarını bildirdi. Bakan Yumaklı, planlama dışındaki ürünlerin üretilmesi halinde sadece temel destek alacağını bildirerek, "Planlamaya dahil olan ürünlerin içerisinde olup da bu alanda üretilmesi doğru bulunmayan soya, patates, kanola, pamuk gibi ürünleri burada bir üreticimiz üretmek istedi, o zaman bu ürüne hiçbir destek vermeyeceğiz. Bunun Tarım Kanunu'nda yapılan değişikliklerle çok farklı yaptırımları da var. Bütün odak noktamız, ürünlerin planlamaya dahil olduğu şekliyle planlanan havzalarda, belirlenen şartlarda üretilmesini sağlamak." diye konuştu. ​Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bitkisel üretim planlaması ve yeni destekleme modeli çerçevesinde belirlenen 13 stratejik ürünün kapsamının genişletilip genişletilmeyeceğinin sorulması üzerine Yumaklı, "Üretim planlaması çerçevesinde belirlenen 13 ürün o dönem içerisinde değişmeyecek. Dönem sonunda sistemin daha işler halini, gelişmesine dair şartların oluştuğunu gördüğümüzde ürün halkasını genişleteceğiz. Bunların içerisine ülkemiz için önemli ürünleri dahil edeceğiz." ifadelerini kullandı. Üretim planlamasının ürün fiyatlarına etkisinin ne olacağının sorulması üzerine Yumaklı, üretim planlamasının Orta Vadeli Program'a destek olacağını söyledi. "BİR ÜRÜNÜ 1 BİRİME ALIP 10 BİRİME SATAMAZSINIZ" Gıda fiyatlarına ilişkin bir soru üzerine Yumaklı, üreticilerin, üretim noktasında üzerine düşeni yaptığına işaret ederek, "Fahiş fiyat var. Bir gün içerisinde etiketlerin birkaç kez değiştiği zamanlar oldu. Bununla ilgili fahiş fiyat yasal düzenlemesi oluşturuldu. Burada Ticaret Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz. Belli oranda kırılmaya başlandı. Bir ürünü 1 birime alıp 10 birime satamazsınız, buna kimsenin hakkı yok." değerlendirmesinde bulundu. Yumaklı, şeker pancarı, fındık ve çay gibi ürünlerin üretim planlamasına alınmadığını, söz konusu ürünlerin üretiminin kendi kanunları çerçevesinde devam edeceğini söyledi. Bakan Yumaklı, çiğ süte ilişkin soruyu yanıtlarken de üretilen fazla çiğ sütün Et ve Süt Kurumu tarafından alındığını belirtti. Yumaklı, çiftçiden süt alımı yapan bazı sanayicilerin soğutma bedelini ödemek istemediğini ve bu işletmelerle ilgili inceleme başlatıldığını bildirdi.

ÇKS'ye Kayıtlı Tüm Üreticiler Destek Alacak Haber

ÇKS'ye Kayıtlı Tüm Üreticiler Destek Alacak

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bitkisel üretimde yeni destekleme modelinin hayata geçirildiğini belirterek, "İlk defa bitkisel üretim destekleri 3 yıllık ve üretim döneminden önce açıklandı. Destek kalemlerinde sadeleştirmeye gidildi, bitkisel üretim yapan Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı tüm üreticiler destek alacak." ifadelerini kullandı. "2025-2027 Yıllarında Yapılacak Bitkisel Üretime Yönelik Desteklemeler ile Diğer Bazı Tarımsal Desteklemelere İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı", Resmî Gazete'de yayımlandı. Bakan Yumaklı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, düzenlemeyle tarımda yeni bir dönemin başladığını bildirdi. Birçok ilki barındıran bitkisel üretimde yeni destekleme modelinin hayata geçirildiğini vurgulayan Yumaklı, Cumhurbaşkanı Kararı ile hayvancılık ve su ürünlerinde olduğu gibi bitkisel üretimde de artık üretim planlamasının en önemli ayağını uygulamaya aldıklarını kaydetti. Yeni destekleme modeline ilişkin detayları paylaşan Yumaklı, şu değerlendirmede bulundu: "İlk defa bitkisel üretim destekleri 3 yıllık açıklandı. İlk defa destek ödemeleri üretim döneminden önce açıklandı. Destek kalemlerinde sadeleştirmeye gidildi. Bitkisel üretim yapan ÇKS'ye kayıtlı tüm üreticiler destek alacak. Üretim planlaması kapsamındaki stratejik ürünlere ilave destek verilecek. Su kısıtı olan havzalarda münavebeye uygun üretime ilave destek sağlanacak. Kamu kuruluşları tarafından ıslah edilen milli tohumla üretim yapan ilave destek alacak. Destek tutarları girdi maliyetlerindeki değişikliklere göre her yıl güncellenecek. Yine bu kararla birlikte çiftçilerimiz üretime karar vermeden önce, hangi havzada, hangi ürüne, ne kadar destek alacağını bilmiş olacak. Böylece çiftçilerimizi, planlı üretime yönlendirecek ve plansız üretimin getirdiği birtakım olumsuzlukların da önüne geçmiş olacağız." VERİM VE KALİTENİN ARTIRILMASI AMAÇLANIYOR Cumhurbaşkanı Kararı ile tarımsal üretimin ve gıda arz güvencesinin sürdürülebilirliğinin sağlanması, üretim planlamasına katkı sağlaması, verim ve kalitenin artırılması, tarımsal üretimde çevreci yaklaşımların benimsenmesi ve uygulanan politikaların etkinliğinin artırılması amaçlanıyor. Bu kapsamda, ülke ihtiyacının yurt içi üretimle karşılanabilmesi için verim ve kalitenin artırılması, kayıtların güncel tutulması ile üretim sürecinde yaşanan maliyet artışları ve fiyat istikrarsızlıkları gibi olumsuz koşullardan üreticilerin korunması hedefleniyor. Bu amaç ve hedefler doğrultusunda geçmiş yıllarda uygulanan destekleme programları daha etkin bir yapıya kavuşturularak, ilk defa 2025-2027 yıllarını kapsayacak şekilde 3 yıllık yeni bir destekleme programı oluşturuldu. Tarımsal destekler ilk defa üretim döneminden önce açıklandı. Destekler daha sade ve etkin hale getirildi. Üreticiler için gelecek yılların öngörülebilir olması için destek kararı, ilk defa 3 yıllık olarak hazırlandı, birim destek katsayı değeri ve destekleme tutarı her yıl yeniden belirlenecek. Bitkisel üretimin desteklenmesi programıyla çiftçilere temel destek, planlı üretim desteği ve üretimi geliştirme destekleri verilecek. TEMEL DESTEKLER Üretim maliyetine göre ürünler kategorilere ayrıldı. Her kategori için destek katsayısı belirlendi. 2025 üretim yılı için destek katsayı değeri dekarda 244 lira oldu. Temel, planlı üretim ve üretimi geliştirme destekleme tutarı, destek katsayı değeriyle destek katsayısının çarpımı sonucu elde ediliyor. Temel destekle tüm ürünler için mazot maliyetinin yüzde 50'si ve gübre maliyetinin yüzde 25'i karşılanacak. İkinci kategoride yer alan arpa, buğday üreten çiftçiler dekara 317,2 lira, üçüncü kategoride yer alan ayçiçeği, fındık, soya, kuru fasulye, çay üreten çiftçiler dekara 366 lira, dördüncü kategoride yer alan pamuk ve çeltik üreten çiftçiler dekara 549 lira temel destek alacak. PLANLI ÜRETİM DESTEĞİ Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu tarafından arpa, aspir, ayçiçeği (yağlık), buğday, kolza (kanola), fasulye (kuru), mercimek, mısır (dane), nohut, pamuk (kütlü), patates, soğan (kuru), soya ve yem bitkileri planlı üretim kapsamında yer alan ürünler listesine alındı. Planlama kapsamındaki ürünleri havzasında üreten çiftçilere temel desteğe ilave destek ödemesi yapılacak. Planlı üretim kapsamında üretim yapan üreticilere temel desteğe ilave destek verilecek. Bu üreticilerin mazot maliyetinin yüzde 100'ü ve gübre maliyetinin yüzde 50'si karşılanacak. Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu tarafından süt havzası olarak belirlenen illerde (Amasya, Bingöl, Bitlis, Çorum, Elâzığ, Erzincan, Erzurum, Muş, Tokat ve Tunceli) yem bitkisi üreten çiftçilere destek katsayısının yüzde 50'si kadar ilave planlı üretim desteği verilecek. Yer altı sularının yetersiz seviyede ve su kısıtı olduğunun bakanlıkça tespit edildiği havzalarda yer alan sulu tarım arazilerinde ilgili üretim yılında arpa, buğday, aspir, fiğ, mercimek, nohut, yem bezelyesi, ayçiçeği (yağlık) üreten çiftçilere ürünün bulunduğu kategoriye göre hesaplanan tutar üzerinden ilave yer altı su kısıtı desteği ödenecek. Yer altı su kısıtının bulunduğu yerlerde planlı üretime uygun üretim yapan üreticilerin mazot ve gübre maliyetinin yüzde 100'ü karşılanacak. ÜRETİMİ GELİŞTİRME DESTEĞİ Verim ve kaliteyi artırmak için sertifikalı tohum kullanım, sertifikalı/standart fidan kullanım, organik tarım, iyi tarım uygulamaları, katı organik-organomineral gübre destekleri verilmeye devam edilecek. Karar kapsamındaki diğer destekler de belli oldu. Biyolojik ve biyoteknik mücadele desteği kapsamında 2025 yılında örtü altı paket destek tutarı dekarda 2 bin 550 liradan yüzde 50 artırılarak 3 bin 825 liraya, açıkta paket destek tutarı dekara 870 liradan 1305 liraya çıkarıldı. Lisanslı depolarda muhafaza edilen ürünler için kira desteği, Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenen kira ücret tarifesinin yüzde 75'i olarak ödenecek. Çiftlik Muhasebe Veri Ağı (ÇMVA) sistemine katılım primi desteği, bu sisteme dahil işletmeler için yüzde 50 artırılarak 1500 liraya yükseltildi. Tarımsal yayım ve danışmanlık desteği yüzde 104 artırılarak 294 bin liraya çıkarıldı. 2025-2027 dönemi bitkisel üretim planlaması havza ürün deseni listesinin de yer aldığı Cumhurbaşkanı Kararı'nın bazı maddeleri 1 Ocak 2025'ten, bazıları da 1 Mayıs 2025'ten itibaren yürürlüğe girecek.

Tarımsal Desteklemeler Tam Bir Fiyasko Haber

Tarımsal Desteklemeler Tam Bir Fiyasko

Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Ediz Ün, Cumhurbaşkanı Kararı ile Resmî Gazete'de yayımlanan "2024 Yılında Yapılacak Bitkisel Üretime Yönelik Desteklemeler ve Diğer Bazı Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar"ı sert bir dille eleştirerek, "Türk Lirası bazında bir artış gibi görünse de tam anlamıyla bir fiyasko" değerlendirmesinde bulundu. Tarımsal destekleme kararının çok geç açıklandığına dikkat çeken Ün, “AKP, artık gelenek haline getirdiği bir yöntemi sürdürerek, tarımsal desteklemeleri yine bir üretim sezonunun sonunda açıkladı. Doğru olan, üretim sezonu başlamadan önce çiftçinin ne kadar mazot, gübre, prim desteği alacağını bilerek üretim yapmasıdır. Destekler hem geç açıklanıyor hem de ödemeler yapılana kadar bu destekler eriyip pul oluyor. Üretim sezonu başında desteklerin ödenmesi durumunda, çiftçimiz bu kadar yüksek girdi maliyetleri altında ezilmezdi ve nakit sıkıntısı çektiği için banka banka dolaşıp yüksek faizle kredi çekmek zorunda kalmazdı” dedi. Ün, birçok bitkisel ürün grubunda mazot ve gübre desteğinin artmadığını belirterek, “Geçen yıl buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için dekar başına 1,94 dolar destek veriliyordu, bu yıl da aynı oranda destek verildi. Oysa 2015 yılında bu destek 2,43 dolar, 2022 yılında ise 2,78 dolardı. Yine yağlı tohumlarda gübre desteği 2015 yılında 3,03 dolarken, şimdi dekara 1,94 dolar gübre desteği alınıyor. Gübre desteğinde durum böyleyken, mazot desteği de çiftçi aleyhine işliyor. 2022 yılında verilen destekle buğday üreticisi 4,5 litre mazot alabilirken, şimdi 3,8 litre mazot alabiliyor. Ayçiçeğinde ise 5,3 litre mazot alınabilirken, şimdi ancak 4,5 litre mazot alınabiliyor. Verilen tüm mazot destekleri 2022 yılından daha kötü durumda. Toplamda mazot ve gübre destekleri önceki yıllardan daha da gerilemiş durumda. AKP, çiftçimize bu yıl zarar ettiniz ve ben de sizin daha çok zarar etmeniz için destekleri azalttım diyor. Bu kararla çiftçiye 'sen ekme, ben ithal ederim' mesajı veriliyor” dedi. Mazot ve gübre desteğinin yetersizliğinin yanı sıra, ödenen fark prim desteklerinin de azaldığını vurgulayan Ün, "Özellikle burada bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Memleketim Edirne ve diğer illerimizde, yağlık ayçiçeği üreticileri kuraklık riskiyle büyük zararlar yaşadılar. Son açıklanan karar, bu durumu daha da kötüleştirdi. Bakınız, 2008 yılında ton başına 162 dolar fark prim desteği alan ayçiçeği üreticileri, Cumhurbaşkanlığı sistemine kadar ortalama 140 dolar destek alıyordu. Ancak bu destek 2018 yılında 83 dolar, 2019 ve 2020 yıllarında 71 dolar, 2021 yılında 56 dolar, 2022 ve 2023 yıllarında 42 dolar, bu yıl ise sadece 71 dolar oldu. Cumhurbaşkanlığı Sistemi, çiftçiyi batıran bir sistemdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aldığı ithalat kararlarıyla bunu sürekli kanıtlamaktadır. Türk çiftçisi yerine yabancı şirketleri tercih ediyor” dedi. Bu yıl kuraklık tehlikesiyle karşılaşan yağlık ayçiçeği üreticilerine verilen 2,25 liralık primin yetersiz olduğunu ifade eden Ün, “Bu yıl tarlasında ürün olan çiftçilere verilmesi gereken desteğin en az 5 lira olması gerekiyordu. Üstelik bu kararda, kuraklıktan zarar gören çiftçilerimize ilave bir destek de yok. Ayçiçeği üreticileri sahipsiz bırakıldı. AKP ne buğday ne de ayçiçeği üreticisini korumuştur. Aslında, üreten hiçbir çiftçiye destek vermeyerek onları cezalandırmıştır” dedi. AKP’nin Tarım Kanunu'na uymadığını belirten Ün, “Bugün çiftçimiz, artan maliyetler altında ezilirken, Tarım Kanunu'na göre verilmesi gereken 412 milyar lira destek verilmeliydi. Ancak verilen destek, olması gerekenin beşte biri kadar. Bugün kanuna uyulsaydı, çiftçimiz 5 kat daha fazla destek alacaktı. Üretime verilmeyen bu destek, bize gıda enflasyonu olarak geri dönüyor. Çiftçimizin kazanmadığı, tüketicimizin alamadığı bu ucube sistem, tüm sorunların asıl sebebidir. Tüm veriler gösteriyor ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, çiftçiyi batıran bir sistemdir. Biraz olsun ülkelerini ve vatandaşlarını düşünseler, çiftçimizi desteklerdi," dedi. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, çiftçilerin hiçbir üründe zarar etmeyeceğini vurgulayan Edirne Milletvekili Ediz Ün, “Biz artık 'geçim değil, seçim var' diyoruz. Artık ne çiftçimizin ne de vatandaşlarımızın dayanacak gücü kalmadı. İktidarımızda, çiftçimizin zarar ettiği her üründe anında müdahale edeceğiz. Kanunda yazan desteği vereceğiz. Küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı sulama altyapı yatırımlarını tamamlayarak geleceğimizin gıdasını güvence altına alacağız. Çiftçimizin borçlarını gelirine göre ödenebilir hale getireceğiz. Gençler ve kadınları üretime dahil ederek üretimde devamlılığı sağlayacağız. Herkes rahat olsun. Öyle bir değişim olacak ki ülkemiz, ithalat bağımlılığından kurtulmuş ve dünyanın sayılı tarım gücü ülkelerinden biri haline gelecek” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.