SON DAKİKA
Hava Durumu

#Dünya Gıda Günü

Porsuk Haber Ajansı - Dünya Gıda Günü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dünya Gıda Günü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Başkan Yavaş: ''Üreticiden Tüketiciye Ağ Kuracağız'' Haber

Başkan Yavaş: ''Üreticiden Tüketiciye Ağ Kuracağız''

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında düzenlenen “Yerel Yönetimlerde Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Tarım” başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı. Gıdaya erişimin önemine dikkat çekerek, yerel yönetimlerin tarım politikalarındaki rolünü vurgulayan Yavaş, “İlkokulda bize öğretilen en önemli şey, kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olduğumuzdu. Hemen tarım teşviklerine başladık ve Ankara’da 37-38 bin çiftçiyle temasa geçtik. Tohum yardımı yaptık, alım garantisi verdik. Sonra tüccar daha pahalı fiyat verdi, belediye alacak diye. Bu şekilde başladığımız hikâye büyük bir başarıyla devam ediyor” dedi.  Ankara Büyükşehir Belediyesi, CHP Tarım ve Ormancılık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı işbirliğiyle “Yerel Yönetimlerde Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Tarım” başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı. Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ev sahipliğinde ABB Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, milletvekilleri ve belediye bürokratları katıldı. Sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği alanında yeni projelerin geliştirilmesinin amaçlandığı konferansın açılış konuşmasını yapan Mansur Yavaş, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün 1945 yılında kuruluşunu anmak amacıyla kutlanan Dünya Gıda Günü’nün 2024 temasının, “Gıda Hakkı” olarak belirlendiğini söyleyerek, “Bu temayla gıdaya erişimin önemi vurgulanarak, daha iyi bir yaşam ve gelecek için farkındalık yaratılması hedefleniyor” diye konuştu. “ÇİFTÇİYE ALIM GARANTİSİ VERDİK” 2019’da göreve geldiklerinde Ankara’daki tarım arazilerinin yüzde 97’sinin atıl durumda olduğunu tespit ettiklerini belirten Yavaş, tarım politikalarındaki olumsuz gelişmeler ve köy okullarının kapatılması gibi nedenlerle insanların tarımı bıraktığını söyledi. Yavaş, “Bu insanlar çok iyi yaptıkları tarım üretmeyi bırakıp, geldiler kentlere asgari ücretle çocuklarına iş aramaya başladılar. Dolayısıyla biz de birçok tarım ürününü dışardan ithal etmeye başladık. Oysa ilkokulda bize öğretilen en önemli şey dünyada kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olarak ülkemizden bahsederdik. Dolayısıyla hemen tarım teşviklerine başladık ve Ankara’da yaşayan 37-38 bin Tarım Bakanlığı’nın sistemine kayıtlı çiftçiyle temasa geçerek, bunların içerisinde 17 biniyle direkt temasa geçtik. Bunlara tohum yardımı yapmaya başladık ve alım garantisi verdik. Alım garantisiyle ürettiler. Daha sonra tüccar bunlara daha pahalı fiyat verdi belediye alacak diye. Dolayısıyla bu şekilde başladığımız hikâye büyük bir başarı ile devam ediyor” dedi. “ÜRETİCİDEN TÜKETİCİYE AĞ KURACAĞIZ” Ankara Büyükşehir Belediyesinin uydu destekli KIRBİS sistemiyle çiftçilerin üretim faaliyetlerini takip ettiğini belirten Yavaş, belediyenin 50 milyon sebze fidesi dağıttığını ve bu sayede pazarlardaki domates ve biber arzının yüzde 80’ini karşıladıklarını ifade etti. Yavaş, üretici ve tüketiciyi doğrudan buluşturacak bir ağ kurma hedefinden de söz ederek şunları söyledi: “CHP’li belediyeler olarak, üreticiden tüketiciye direkt intikal edecek şekilde bu ağı da kuracağız. Ankara’da biz sadece Kırsal Kalkınma Kooperatiflerinden, Kadın Kooperatiflerinden, yerel ürünlerden 1 milyar liralık alım yaptık, şu anda Türkiye’nin her yerinden, özellikle deprem bölgesinde kurulan kooperatiflerden teklifler geliyor, bunu da Başkent Marketler yoluyla Ankara halkına ulaştırıyoruz.” Stratejik ürünlere özellikle desteklerinin devam ettiğini bildiren Yavaş, “15 bin ton buğday, 3 bin ton arpa tohumluğu, 450 bin dönüm arazinin ekilişini sağladık. Ekmeksek ne olur, Ukrayna’ya mahkûm oluyoruz veya savaş oluyor ve yine başkasının eline bakıyoruz. Stratejik bir ürün olduğu için bu desteklerimiz aynen devam ediyor. En önemlisi giderlerden biri de mazottu. Şu ana kadar 242 milyon lira mazot yardımı yaptık. Ücretsiz toprak analizi yapıyoruz, biz yapıyoruz, gezici bir şekilde bu analizleri yapıyoruz” diye konuştu. “ÜRETİCİLERE YAPTIĞIMIZ DESTEKLER 1 MİLYAR LİRAYI AŞTI” Yavaş, belediye olarak 2 milyon 400 bin adet bakteri gübresi üreterek üreticilerin kullanımına sunduklarını, Ankara Keçisi dağıtımları yaptıklarını ve 3 bin ücretsiz suni tohumlama gerçekleştirdiklerini belirtti. Türkiye’nin en büyük Tarım Kampüsü ve Rekreasyon Alanı olan BAKAP projesi ile geleceğe kalıcı bir miras bırakmayı hedeflediklerini ifade eden Yavaş, tüm vatandaşları bu projeye davet etti. Yavaş, tarımsal desteklerin bununla sınırlı kalmadığını belirterek, “3 bin ton mısır silajını, 5 bin balya kaba yemi, 2 bin torba arpa kırmasını, 45 ton saman balyasını küçük aile işletmelerine ulaştırdık. Ankara genelinde tam 103 bin dönümü sulamaya açtık. 29 Ekim’de 2 yeni modern sulama tesisini açıyoruz. 36 tane gölet temizlendi. 19 tane de yeni gölet yaptık. Ankara’nın dağlarına, tepelerine ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimize 10 bin oluk dağıttık” diye konuştu. Arıcılık ve balıkçılığa yönelik desteklerin de sürdüğünü ifade eden Yavaş, üreticilere yaptıkları desteklerin 1 milyar lirayı aştığını açıkladı. ÖZEL: “KENDİNİZE YETECEK TARIMINIZ YOKSA AÇSINIZ, SEFİLSİNİZ” CHP Genel Başkanı Özgür Özel de konuşmasında şunları kaydetti: “Ankara’da hem Ankara Büyükşehir Belediyesinin hem de on dört Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu hizmetler, destekler, üretimler, katkılar her türlü övgünün üzerinde. Gıda güvenliği gıda erişim garantisi iki önemli kavram. İstediğiniz kadar dolarınız altınınız olsun eğer kendinize yetecek tarımınız yoksa açsınız, sefilsiniz demektir. BAKAP projesi çok çarpıcı bir proje. BAKAP projesiyle çiftlik yapıldı. Orada arıcılık, tarım, eğitim, üretim ve Ar-Ge yapılıyor. Ayrıca tarım turizmi yapılıyor. Çocuklarıyla birlikte aileler geliyor tarımı yakından görüyor. Biz kendi kendine yeten ülke ve tarımda olmak için yeniden adımlar atmalıyız. Mansur Başkan çiftçiye alım garantisi verdiği için üretici ürünü almak isteyene fiyatı kendisi ödüyor. Bu yüzden kooperatifleşme ve yerel yönetimlerin alım garantili ekim projeleri son derece kıymetli. Büyükşehir Belediyesinin kendi gübresini üretip çiftçiye dağıtan projesini önemsediğimizi söylemek isteriz.” CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem ise “Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak kırsal kalkınmaya yönelik toplu çalışmalar yapmanın sözünü veriyoruz. Yerel yönetimlerimiz de bu doğrultuda önemi çalışmalar yürütmektedir. CHP’li belediyelerimiz kırsal kalkınmayı teşvik ederek halkımızın gıda güvenliğine katkıda bulunmaktadır. Bu vesileyle halkımıza tarımsal üretimde, kırsal kalkınmada katkı sağlayan tüm belediye başkanlarımıza şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

FAO'dan İzmir Ticaret Borsası'na Ödül Haber

FAO'dan İzmir Ticaret Borsası'na Ödül

İzmir Ticaret Borsası (İTB), üretimden tüketime kadar olan her safhada yürüttüğü çalışmalar kapsamında, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim’de verilen Dünya Gıda Günü Ödülüne layık görüldü. FAO’dan ödülle ilgili yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “İzmir Ticaret Borsası, temel borsacılık hizmetlerinin yanı sıra gerçekleştirmiş olduğu yerel ve ulusal projeler ile tarım sektörüne ilham veren çalışmalara imza atmaktadır. Yapılan çalışmalardan biri olan İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM) bu alandaki iyi örneklerden biridir. İTTM, ihtiyaç duyulan teknolojik uygulamaların geliştirilmesine imkân sağlayacak ve üreticiler ile tarımsal teknoloji alanında faaliyet gösteren girişimcileri bir araya getirecektir. Ayrıca, tarım sektörü için bilgi ve iletişim teknolojileri tabanlı ürün ve hizmet geliştirme olanakları ile deneme alanları sunacaktır. Burada söz ettiğimiz İTTM örneğinde olduğu gibi, tarım sektörünün sürdürülebilirliği ve rekabet edebilirliği adına tedarik zincirinin tüm aşamalarında sektöre öncülük eden katkılarından dolayı 2024 Yılı Dünya Gıda Günü Ödülüne İzmir Ticaret Borsası layık görülmüştür.” Ankara'da, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı’nın ev sahipliğinde, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO), “Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda hakkı” mesajıyla kutlanan ve Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Demir Şarman ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık’ın da yer aldığı etkinliğe, Borsamızı temsilen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Korkmaz ile Genel Sekreter Dr. Erçin Güdücü katıldı. 2024 yılı Dünya Gıda Günü Ödülü, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı ve FAO Türkiye Temsili Yardımcısı Ayşegül Selışık tarafından İTB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Korkmaz’a takdim edildi.

Çiftçilerimizin Üretimde Kalmasını Sağlamalıyız Haber

Çiftçilerimizin Üretimde Kalmasını Sağlamalıyız

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde Konya’da katıldığı mısır hasat töreninde Konya Ziraat Odası Başkanlarıyla birlikte basın açıklaması yaptı. Bayraktar’ın konuşması şu şekilde;                    “Mısır, kullanım alanının oldukça fazla olması ve bitkisinin her parçasının ayrı bir ekonomik değere sahip olması nedeniyle stratejik ürünler arasında yer alıyor. Ülkemizde 75 ilde mısır üretimi yapılıyor. Üretimde önde gelen illerimiz sırasıyla Konya, Şanlıurfa, Adana, Mardin ve Karaman’dır. Mısır üretiminin yüzde 58,1’ini bu illerimiz gerçekleştiriyor.” “Geçen yıl fiyattan umduğunu bulamayan mısır üreticilerimiz bu yıl ekim alanlarını azalttı” “Mısır, toplam tahıl üretiminden yüzde 22,5 oranında pay alıyor. Mısır üretimimiz 2023 yılında ilk kez rekor bir üretimle 9 milyon tona ulaştı. Son yıllarda ekim alanlarındaki artışın yanında verimdeki artış mısır üretiminin önemli düzeyde artmasına neden oldu.  Son 5 yılda mısır üretimi yüzde 57,9 oranında arttı. Ancak geçen yıl fiyattan umduğunu bulamayan üreticilerimiz bu yıl mısırda ekim alanlarını azalttı. Türkiye İstatistik Kurumu birinci tahmin verilerine göre de 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,6 azalışla 8 milyon 500 bin ton üretim bekleniyor. Mısır üreticilerimiz, başta tarımsal sulamada kullanılan elektrik olmak üzere girdi fiyatlarının yüksekliğiyle artan maliyetlerin yükünü kaldıramıyor. Bunun yanı sıra bu yıl, aşırı sıcaklar ve kuraklık nedeniyle de mısır rekoltesinde azalma oldu. Adana, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da mısır hasadı bitti. Bu illerdeki Ziraat Odalarımızdan mısır veriminde ortalama yüzde 20-30 oranında azalma olduğu bilgisini aldık. Hasadın devam ettiği Konya, Şanlıurfa, Mardin, Karaman, Eskişehir ve Aksaray gibi mısır üretiminin yoğun yapıldığı illerde de kuraklık ve aşırı sıcaklıkların verimi etkilediğini görüyoruz. Konya mısır üretiminde yüzde 22,7 payla birinci sırada bulunuyor. İlçeler arasında farklılık göstermekle birlikte il genelinde mısır veriminde yüzde 10-30 arasında kayıp mevcuttur.” “Hasat dönemlerinde gümrük vergi oranı düşürülmemelidir” “Mısır alım fiyatı 2022 yılında Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından ton başına 5 bin 700 lira olarak açıklanmıştı. 2023 yılında ise alım fiyatları sadece yüzde 5,3 artışla 6 bin lira olarak açıklandı. Yüksek girdi fiyatları ve artan enflasyon rakamları ortada iken açıklanan bu fiyat maliyetin altında kaldı. Toprak Mahsulleri Ofisi bu sene mısır alım fiyatı açıklamadı. Serbest piyasada mısır fiyatları geçen hafta ton başına 7 bin lira ile 9 bin 500 lira arasında değişiyordu. Konya’da ise fiyatlar geçen hafta 9 bin 700 liraya kadar çıktı. Bu fiyat üreticilerimizin yüzünü güldürdü. Ancak 10 Ekim tarihinde Resmi Gazete ‘de yayımlanan karar ile yılsonuna kadar 1 milyon ton mısır ithalatı için gümrük vergisi yüzde 130’dan yüzde 5’e indirildi. Alınan bu karar sonrasında 4-5 günde mısır fiyatları Konya’da ton başına 7 bin 700 liraya kadar geriledi. Üreticilerimiz fiyatın daha da düşmesinden endişe ediyor. Ben buradan soruyorum. Üretici fiyatları biraz yükseldiğinde acele hareket edilerek ithalat kapıları açılıyor ve fiyatlara müdahale ediliyor. Üretici fiyatları düştüğünde niçin acele hareket edilerek fiyatlara müdahale edilmiyor ve üreticilerimizin mağduriyeti önlenmiyor. Patateste, soğanda, domateste, biberde, kabakta, karpuzda ve bunun gibi birçok üründe fiyatlar düştüğünde serbest piyasa ekonomisi denilerek müdahale edilmiyor. Mısır fiyatları yükseldiğinde bu serbest piyasa ekonomisi olmuyor mu da müdahale ediliyor. Bu çifte standarttan vazgeçilmelidir. Çiftçilerimize hasatta ürün fiyatı belirsizliği yaşatılmamalıdır. Hasat dönemlerinde gümrük vergi oranları düşürülmemelidir. Üreticilerimizin yeterli gelir elde etmesi için gerekli tedbirlerin alınması elzemdir.” “Mısır üretiminin artırılması gerekiyor” “Ülkemizde mısırın kullanım alanı oldukça geniştir. Buna rağmen mısır en fazla hayvan yemi olarak kullanılıyor. 2022/23 sezonunda mısır üretiminin yüzde 94,3’ü yem sanayiinde kullanıldı. Son yıllarda mısır üretimimiz artmış olsa da tüketimi karşılamaya yetmiyor. Mısırda yeterlilik oranımız yüzde 85,8’dir. Yani ihtiyacımızın yüzde 14,2’sini ithalat yoluyla karşılamak zorunda kalıyoruz. Ancak ithalatın ihtiyaç kadar yapılması önemlidir. 2023 yılında 1 milyon 896 bin ton olarak gerçekleştirilen ithalata 560 milyon dolar ödendi. 2024 yılı ilk 8 ayda ise 2 milyon 637 bin ton ithalat yapıldı. 2024 yılı 8 aylık dönemde toplam ithal edilen mısırın yüzde 43,2’si Ukrayna’dan, yüzde 42,3’ü ise Rusya Federasyonu’ndan gerçekleştirildi. Hayvancılıkta en temel girdilerden olan mısırda üretimin daha fazla artırılması gerekiyor. Yüksek girdi fiyatları nedeniyle maliyetleri artan üreticilerimizin zarar etmesine müsaade edilmemelidir. Bu kapsamda mısır üretimine verilen prim desteğinin önemi büyüktür. Dane mısır desteği 2017 yılından itibaren 6 yıl boyunca ton başına 30 lira olarak ödendi. 2024 yılında ise destek miktarı ton başına 100 liraya çıkarıldı. Prim miktarı, piyasa fiyatları ve üretim maliyetlerine göre belirlenerek her yıl güncellenmelidir.” “Gıda en temel ihtiyaçtır ve mutlaka karşılanmalıdır” “Diğer taraftan bugün Dünya Gıda Günü. Her insanın sağlıklı, sürdürülebilir ve ulaşılabilir gıda en temel ihtiyacıdır ve mutlaka karşılanmalıdır. Gıda insanlık tarihi boyunca stratejik öneme sahip oldu. Gıda güvencesi de her ülkenin en önemli konularından biridir. Sağlıklı beslenmede en kritik nokta gıdaya ekonomik erişimin sağlanmasıdır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verileri, 3,1 milyardan fazla insanın yani dünya nüfusunun yüzde 42’sinin sağlıklı beslenemediğini ortaya koyuyor. Dünyada 783 milyon insan yetersiz besleniyor, açlık yaşıyor. Yani dünyadaki her on kişiden biri açlıkla karşı karşıyadır. Açlık yaşayan insanların yarısından fazlası Afrika’da bulunuyor.” “Gıdayı israf edecek lüksümüz yok” “Üretilen gıdanın dengeli dağıtılması, gıdada kayıp ve israfın en aza indirilmesi gerekiyor. Dünya çapında tüketicilere sunulan tüm gıdanın yüzde 17’si olan yaklaşık 1 milyar ton gıda çöpe atılıyor. Çöpe atılan gıda aynı zamanda su kaynaklarının da kaybı demektir. Gıda israfının önlenmesi sürdürülebilir bir gelecek için kritik önem taşıyor. Ülkemizde günde 12 milyon ekmeğin çöpe gitmesi ve dünyada üretilen gıdanın yüzde 30’unun henüz rafa çıkmadan kayba uğraması büyük bir sorundur. Gıdayı israf edecek lüksümüz yok. Bu bilinçle hareket etmeli, gıda tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmeli, ihtiyacımız kadar gıda temin etmeliyiz. Sağlıklı beslenmeyi sağlayabilmek için her ülke kendi yasal düzenlemeleri çerçevesinde hem iç hem de dış piyasalara uygun kalite ve standartlarda gıda üretimi yapıyor. Ülkemizde de yasal mevzuatlarımız çerçevesinde gıda üretimi yapıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı ulusal düzeyde gıda kontrolleri yapıyor. Yapılan denetimlerin sıklaşması ve caydırıcı cezaların uygulanması büyük önem taşıyor. Yapılan denetimler neticesinde tespit edilen taklit ve tağşişli ürünler ile insan sağlığını tehlikeye sokan ürünler kamuoyuyla paylaşılmaya devam edilmelidir.” “Gıdanın temeli tarımsal üretimdir” “Gıdanın temeli tarımsal üretimdir. Bu nedenle, ülkemizin tarımsal alt yapıları tamamlanmalı, tarım toprakları ve su kaynakları en iyi şekilde korunmalı ve değerlendirilmelidir. Üreticilerimizin alın teri dökerek elde ettikleri ürünler değerini bulmalı ve üreticilerimizin refah seviyesi yükseltilmelidir. Üreterek sofralarımızda hiçbir gıdayı eksik etmeyen çiftçilerimize vefalı olmalıyız. Sabah, öğle, akşam sofralarımızda yediğimiz gıdalarda bir eksilme olmasını istemiyorsak çiftçilerimizin üretimde kalmasını sağlamalıyız. Özellikle gençlerimize sağlayacağımız desteklerle onları muhakkak surette tarımda tutmalıyız Ülkenin gıda güvencesini göçmenlerle sağlayamayız. Gıda güvencesinin sağlandığı, israfın bittiği, açlık sorunun olmadığı bir Türkiye ve Dünya dileğiyle 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nü kutluyorum.”

Sürdürülebilir Gıda Sistemleri ile Daha İyi Bir Gelecek Haber

Sürdürülebilir Gıda Sistemleri ile Daha İyi Bir Gelecek

Reis Gıda tarafından Dünya Gıda Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı. Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; ''Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından bu yılki Dünya Gıda Günü teması, "Daha İyi Bir Yaşam ve Gelecek İçin Gıdaya Erişim Hakkı" olarak belirlendi. Tüm insanların yeterli, besleyici ve güvenli gıdaya erişiminin bir hak olduğuna dikkat çeken bu tema, sürdürülebilir gıda sistemlerinin önemini gözler önüne seriyor. Gıda güvencesi, tüm insanların ihtiyaç duyduğu besleyici gıdaya sürdürülebilir bir şekilde erişimini ifade eder ve dünya nüfusunun büyük bir kısmı için bu erişim her geçen gün daha zor hale gelmektedir. Eşit Paylaşım ve İsrafın Önlenmesi Gıda güvencesi, insanların ihtiyaç duyduğu besleyici gıdaya sürdürülebilir bir şekilde her zaman erişebilmesi anlamına gelir. Ancak bugün dünya genelinde milyonlarca insan, yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşmakta zorlanıyor. Açlık, yoksulluk ve göçlerin kökeninde de bu eşitsizlik yatıyor. Eğer dünya nüfusu gelişmiş ülkelerdeki tüketim alışkanlıklarını benimserse, mevcut kaynaklarımızı aşan bir talep ortaya çıkacak ve bir dünyadan fazlasına ihtiyacımız olacak.” dedi. Yorgun, gıda israfının ciddi boyutlarına da vurgu yaparak, bugünkü tüketim alışkanlıklarının sürdürülebilir olmadığını belirtti. “Aslında her gün başkalarının hakkına düşen gıdayı tüketiyoruz; 'komşusu açken tok yatan bizden değildir' anlayışını unutmadan, paylaşmanın ve adaletin önemini yeniden hatırlamalıyız. Gerçekte, dünyada gıdaya erişim büyük bir eşitsizlik içinde ve yediğimiz her lokmanın küresel sonuçlarını genellikle göz ardı ediyoruz. Her gece yaklaşık 1 milyar insan aç yatarken, bu adaletsizlik dünyayı giderek daha yaşanmaz bir hale getiriyor.” dedi. Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, bu özel gün vesilesiyle yaptığı açıklamada şunları ifade etti: “Gıdaya erişim, yalnızca bugünün değil, geleceğin de en kritik meselelerinden biridir. Güvenli gıdaya erişim, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) kapsamında özellikle Açlığı Sonlandırma ve Sağlıklı Bireyler başlıklarında kritik bir öneme sahiptir. Güvenli gıdaya erişim, aynı zamanda sürdürülebilir tarım uygulamaları, gıda üretkenliğinin artırılması, ekosistemlerin korunması, gıda israfının önlenmesi ve gıdanın adil bir şekilde dağıtılması ile gezegenimizin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıyor. Reis Gıda olarak, hem yerel üreticilerimizi destekleyen hem de toplumumuzda farkındalık oluşturan projelerle bu mücadelede ön saflarda yer alıyoruz. Paylaşmaya Niyetliyiz kampanyamız ve ‘İsraf Etmeyelim, Yaşama Eşitleyelim” projemizle, toplumda sürdürülebilirlik ve paylaşım kültürünü güçlendirmeye devam ediyoruz.” T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı ile Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2020 yılında başlattığı “Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık” projesine, gıda israfını azaltmak ve sürdürülebilir gıda tüketimi konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla hayata geçirilmiştir. Bu proje, ülke genelinde tüketicilerden üreticilere kadar geniş bir kitleye hitap ederek, gıdanın üretiminden tüketimine kadar her aşamada israfın önlenmesi ve gıda güvenliğinin sağlanması için stratejik adımlar atılmasını hedeflemektedir. Reis Gıda da bu önemli seferberliğe katılarak, toplumda gıda israfına karşı farkındalık yaratma çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. Daha İyi Bir Gelecek İçin Sürdürülebilir Gıda ve Eşit Paylaşım! Reis Gıda, herkesin besleyici ve güvenli gıdaya ulaşma hakkını savunarak, toplumun tüm kesimlerinde sürdürülebilirlik bilincini artırmaya devam ediyor.'' dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.