SON DAKİKA
Hava Durumu

#Et

Porsuk Haber Ajansı - Et haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Et haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Et Gramla Satılıyor, 200 TL 1 Kilo Tavuk Kanat Etmiyor Haber

Et Gramla Satılıyor, 200 TL 1 Kilo Tavuk Kanat Etmiyor

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer son günlerde yeniden artan et fiyatlarını Kasap İsmail Güçlü, ile konuştu. Gürer, "Ramazan öncesi durgun görünen fiyatlar, son günlerde Türkiye genelinde arttı. Vatandaş artık eti gramla alıyor" dedi. Güçlü ise, "1 kilo kuşbaşı, bir günlük yevmiyeye eşit. İnsanlar artık 400-500 TL'lik et alabiliyor" ifadelerini kullandı. NAKLİYE, ELEKTRİK, KİRA... HEPSİ FİYATLARI YÜKSELTİYOR CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, et fiyatlarındaki artışın arkasındaki nedenleri besiciler ve kasaplarla görüştüğünü belirtti. Gürer, “Girdi maliyetlerindeki artış et fiyatlarına yansıdı. Kasap arkadaşlarla konuştuğumda, 'Nakliye gideri var, elektrik gideri var, kira gideri var, işçiliği var' diyorlar. Kendilerine göre haklılar. Hayvancılık yapanlar da 'Yem fiyatları sürekli artıyor' diye şikayet ediyor. Dövizdeki oynaklık, yem fiyatlarını da yükseltiyor. Vatandaşta, ‘Gelirimiz düşüyor. Zamlar karşısında dayanacak hal kalmadı’ diyor” dedi. Kasap İsmail Güçlü ise üreticinin en büyük sorununun yem fiyatları olduğunu vurgulayarak, "Kur yükseldikçe yem fiyatları artıyor. Tonajlı sipariş gelince canlı hayvanın fiyatı da anında yükseliyor. Böylece vatandaşın alım gücü düşüyor" dedi. ET VE SÜT KURUMU'NUN HAYVANLARI PİYASAYA DAĞILMIYOR Gürer, Et ve Süt Kurumu'nun piyasaya sattığı hayvanların fiyatları düşürmediğine dikkat çekerek, "Et ve Süt Kurumu’nun getirdiği hayvanlar piyasaya verildiğinde, piyasa neden düşmüyor?" diye sordu. Kasap Güçlü, Et ve Süt Kurumu tarafından etlerin piyasaya dağıtılmadığını belirterek, "Et ve Süt Kurumu’ndan gelen hayvanların hiçbiri piyasaya dağılmıyor zaten. Göstermelik belli bir miktar, belli vatandaşa veriliyor. Kuyruk oluşuyor, 50-100 kişilik. O etler stoklarla sınırlı; bir kilo, iki kilo veriliyor. Hiçbiri esnafa gitmiyor. Belli başlı firmalar, insanlar alıp çıkıyor." diye konuştu. PİRZOLA LÜKS OLDU, 1 KİLO KUŞBAŞI BİR GÜNLÜK YEVMİYE Kasap İsmail Güçlü, son bir haftadaki fiyat artışlarına değinerek, "Niğde’de Dana yağsız kıyma 600 lira, az yağlısı 500 lira. Kuzu-dana karışık 650 lira. Dananın kesim fiyatı bir hafta önce 375-390 liraydı, şimdi 435 lira. Pirzola 800 liraya çıktı, pirzola artık bayağı lüks oldu. Biftek 750 lira, dana kıyma 500 liraya yükseldi. Kuzu kuşbaşı 575 liradan 700 liraya çıktı. Yani 1 kilo kuşbaşı, bir günlük yevmiyeye eşit. Çorbalık kemiğin kilosu 100 lira. Eskiden 100 liraya 1 kilo et alınırdı, şimdi 1 kilo kemik alınabiliyor." CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ramazan başına göre %20-25'lik bir artış olduğunu belirterek, "Vatandaş artık eti kilo ile değil, gramla alıyor" ifadesini kullandı. TAVUK DA ARTIK UCUZ DEĞİL, TAVUK KANAT 200 LİRADAN FAZLA Kasap Güçlü, kırmızı et fiyatlarındaki artışın tavuğa da yansıdığını belirtti. İsmail Güçlü, "Kırmızı ete zam gelince tavuğa talep artıyor, bu sefer ona da zam geliyor. Şu anda tavuğun kilosu 125 lira, daha önce 100 liraydı. Kanat ise 200 liradan fazla. Türkiye'nin en büyük banknotu (200 TL), 1 kilo tavuk kanat etmiyor." dedi. ÇÖZÜM YERLİ ÜRETİM VE MERA HAYVANCILIĞI Kasap İsmail Güçlü, "Dışarıdan hayvan getirmek çözüm değil. Kendi üretimimizi yapmalı, mera hayvancılığına dönmeliyiz" diyerek sürecin nasıl iyileştirilebileceğini anlattı: "Büyükbaş hayvanlar kapalı beside 1 yıl besleniyor. Üretici sabah 5’te kalkıp yemini veriyor, suyunu veriyor, altını temizliyor. Büyük emek var. Ama artık kâr marjı da kalmadı. Kışın onlarca üreticinin koyunu, kuzusu öldü. Devlet belli bir düzenleme yaparsa, fiyatlar düşer." Gürer’in "Vatandaş ucuz eti ne zaman yiyecek?" sorusuna ise Güçlü’nün yanıtı net oldu: "Üretim zincirini kendimiz karşılarsak fiyatlar düşer. Mücadele ederlerse olur." TÜRKİYE'DE ET TÜKETİMİ UKRAYNA'NIN DA GERİSİNDE Türkiye'de kişi başı et tüketimi, OECD ve Avrupa Birliği ortalamalarının oldukça gerisinde kalırken, savaşın gölgesindeki Ukrayna'nın bile altında seyrediyor. Buna rağmen, et fiyatlarındaki artışın önüne geçilemiyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, " Ülkemizde kişi başına düşen et ortalaması, OECD ve Avrupa Birliği ortalamasının gerisinde kalırken, savaştaki Ukrayna’nın dahi altında yer alıyoruz. Buna rağmen, et tüketimi düşük seviyelerde olmasına karşın fiyatlar artmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu. HAYVANCILIK POLİTİKALARINDAKİ YANLIŞLAR İTHALATLA SORUNLARI DERİNLEŞTİRDİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvan ithalatının Türkiye'nin et ve hayvancılık sorunlarını çözmek yerine derinleştirdiğini ifade etti. "İlk et ve hayvan ithalatı 2010 yılında başladı. Her Bakan, üç yılda ithalatın sona ereceğini söyledi ancak 2010-2025 yılları arasında toplamda 10 milyon ithal hayvan getirildi ve yaklaşık 12 milyar dolar yurt dışına aktarıldı" dedi. Mevcut büyükbaş hayvan varlığının yarıdan fazlasının ithal olduğunu belirten Gürer, "İthalat çözüm olmadı, yanlış hayvan politikaları ithalatçı lobiyi zenginleştirdi" ifadelerini kullandı. Türkiye'de et fiyatlarının yükselişine dikkat çeken CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, "2010 yılında kilosu 12 lira olan et, bugün raflarda 800 lirayı buldu. Ahır giderleri düşmeden, yem fiyatları durmadan, küçük aile tipi hayvancılığı yapanlar korunup desteklenmeden bu sorunlar çözülemez. İktidar süreci yönetemediği için et tüketmek dahi soruna dönüştü" dedi. Kasap İsmail Güçlü ise vatandaşın alım gücündeki düşüşe dikkat çekerek, "Vatandaşın alım gücü düştükçe et lüks hale geliyor. Üretici de, tüketici de mağdur" ifadeleriyle durumu özetledi. 2025 YILININ İLK İKİ AYINDA 485 MİLYON DOLARLIK CANLI HAYVAN VE ET İTHALATI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2025 yılının Ocak ve Şubat aylarında gerçekleştirilen ithalat verileri, hayvancılık sektöründeki dışa bağımlılığımızı gözler önüne serdi. Ocak ayında 41 bin 591 ton ağırlığında, 136 bin 50 baş büyükbaş hayvan ithal edilirken, bu ithalat için 214 milyon 150 bin dolar ödendi. Şubat ayında ise 28 bin 746 ton ağırlığında, 102 bin 98 baş büyükbaş hayvan ithalatı gerçekleştirildi ve maliyeti 154 milyon 364 bin dolar oldu. Aynı dönemde, 12 bin 393 ton kemikli ve kemiksiz et ithalatı için toplamda 81 milyon 314 bin dolar ödeme yapıldı. Ocak ayında 7 bin ton et ithalatına 46 milyon dolar, Şubat ayında ise 5.282 ton karkas et ve 47 ton kemiksiz et ithalatına 35 milyon 314 bin dolar harcandı. Böylelikle yılın ilk iki ayında toplamda et ve canlı hayvan için 485 milyon 142 bin dolar ithalat gideri oluştu.” dedi.

Mobil Halk Et İle Hizmet Ağı Genişliyor Haber

Mobil Halk Et İle Hizmet Ağı Genişliyor

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in Antalyalıları uygun fiyatlı, sağlıklı ve kaliteli etle buluşturmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Halk Et’ projesi hizmet ağını  genişletiyor. Haftanın 7 günü, 7 ilçede vatandaşın ayağına giden Halk Et Mobil Satış Tırı, yeni mobil araçlarıyla Antalya’nın tüm ilçelerinde hizmet vermeye başlayacak.  Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılında başlattığı Halk Et Projesi, vatandaşların büyük beğenisini topluyor. Açıldığı ilk günden itibaren Antalyalıların yoğun ilgi gösterdiği Halk Et, satış mağazaları ve mobil tır ile vatandaşları uygun fiyatlı, sağlıklı ve kaliteli etle buluşturuyor. Yerel üreticilerden alınarak ANET'in kendi mezbahasında kesilerek, veteriner gözetiminde işlenen etler hijyenik, modern bir ortamda güvenle tüketiciye ulaştırılıyor.  HAFTANIN 7 GÜNÜ İLÇELERDE ANET Halk Et Satış Mağazaları’nda vatandaşlar uygun fiyatlı kaliteli et alma imkanı bulurken, Halk Et Mobil Satış Tırı ile bu hizmet Antalya’nın ilçelerinde yaşayan vatandaşların ayağına hizmeti götürülüyor. Halk Et Mobil Satış Tırı, pazartesi günü Kemer, salı günü Elmalı, çarşamba Korkuteli, perşembe Demre, cuma Kumluca, cumartesi Finike ve pazar günleri de Kaş ilçesinde vatandaşlara hizmet veriyor. Haftanın 7 günü kesintisiz hizmet veren Halk Et Mobil Satış Tırı gittiği her ilçede yoğun ilgi görüyor.  19 İLÇEMİZLE HALK ET’İ BULUŞTURACAĞIZ Kemer ilçesinde Halk Et Mobil Tır’ında çalışmaları yerinde inceleyen ANET A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Cengiz, Halk Et Mobil Tırı uygulamasının yeni mobil araçlarla hizmet ağının genişletileceği müjdesini verdi. Nuri Cengiz, “2019 yılında başlatılan projemiz  kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Muhittin Başkanımızın en önemli sosyal projelerinden biri olan Halk Et Mobil Satış Tırımız haftanın yedi günü 7 ilçemizde hizmet veriyor. Vatandaşlarımız mobil satış tarımızdan çok memnun. Dört sabit mağazamızın yanında, yeni mobil araçlar takviye yaparak Halk Et’i Antalya’mızın 19 ilçesine ulaştıracağız” dedi.  ÖNCELİĞİMİZ HALKIMIZ Halk Et projesine ilişkin yapılan çalışmaları aktaran Nuri Cengiz, “Halkımıza sağlıklı ve kaliteli etle buluştururken, diğer taraftan da üreticimizi desteklemek amacıyla yerel işletmelerden temin ettiğimiz hayvanların etlerini vatandaşımıza sunuyoruz. Hem yerelden kalkınmayı destekliyoruz hem de halk sağlığını önceliyoruz. Daha çok yaygınlaşacak mobil hizmetlerimizle de halkımızı kaliteli eti uygun fiyatla buluşturmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Hepimizin Sonu Hayvanları Kesime Yollamak! Haber

Hepimizin Sonu Hayvanları Kesime Yollamak!

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, besicilerin sorunlarını dinledi. Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatını 17 lira 15 kuruş açıklamasına rağmen, sütü en fazla 12-13 liradan satabilen besiciler, yem fiyatları artarken düşen süt fiyatları karşısında sürekli zarar eder noktaya geldi. Çiftliklerini kapatma aşamasında olan besiciler, Başevirgen’e dert yandı. Artık nakit para akışının olmadığını söyleyen bir besici, “Yemi alıyoruz, karşılığında süt veriyoruz. Para alışverişi 2 yıldan beri tamamen kalktı. Hayvanlarda da şu an bir para döngüsü yok. Tamamen kredi üzerine dönüyor. Bizden sonrası artık yok. Bu bölgede üretim tamamen bitecek. Hepimizin sonu hayvanları kesime yollamak” dedi. Bir diğer besici ise, “Bu işi en fazla yapabileceğimiz 5 sene bilemedin 10 sene daha, ondan sonra Allah kerim. Yapma şansım yok” sözleriyle besiciliği bırakacağını ifade etti. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa’da besicileri ziyaret ederek sorunlarını dinledi. Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatını 17 lira 15 kuruş olarak açıklamasına rağmen sütü 12-13 liradan satabilen besicilerin kazandıkları giderlerini karşılamaz hale geldi. Yem fiyatları artarken, süt fiyatlarının düşmesiyle sürekli zarar eden besicilerin süt hayvanlarını kesime göndermekten başka çareleri kalmadı. “MASRAFLARI BANKALARDAN KREDİ KULLANARAK KARŞILIYORUZ” Başevirgen’e dert yanan bir besici, “Devletin belirlediği rakam 17 lira 15 kuruş ama şu anda 12 buçuk liradan süt veriyoruz. Ayın birine kadar 12 buçuk liraydı ama şu anda fiyat belli değil. Hiç kimse bir şey açıklamıyor. Geçen yıl 480 liraya yemin çuvalını alıyorduk Nisan ayına kadar 14,5 liraya süt satıyorduk. Ondan sonra süt fiyatını 12,5 liraya düşürdüler, yem oldu 700 lira. Masrafları bankalardan kredi kullanarak karşılıyoruz, ayakta durmaya çalışıyoruz. 2 milyon lira yem için kredi aldım. O da 3 ayda bitti” dedi. “YEMİ ALIYORUZ, KARŞILIĞINDA SÜT VERİYORUZ. PARA ALIŞVERİŞİ 2 YILDAN BERİ TAMAMEN KALKTI” Verdikleri sütün karşısında para talep edemediklerine dikkat çeken bir diğer besici ise para talep etmeleri durumunda sütü almamakla tehdit edildiklerini belirtti. Besici, “Şu anda 17 lira 15 kuruştan süt satan besici yok. Bana son gelen süt alım fiyatı 12 liraydı. Yemi alıyoruz, karşılığında süt veriyoruz. Para alışverişi 2 yıldan beri tamamen kalktı. Hayvanlarda da şu an bir para döngüsü yok. Tamamen kredi üzerine dönüyor. Ziraat Bankası’ndan da kredi kullanamıyoruz. Özel bankalardan aldığımız kredilerle dönüyor. Ziraat Bankası gecikmelerden dolayı kredi vermiyor. Bu ortamda malın karşılığında para alamıyorsan gecikmeye düşmemen de mümkün değil” ifadelerini kullandı. Şartların zorlaştığından dolayı birçok kişinin devam edemediğini söyleyen besici, “Besi hayvanından daha çok süt hayvanı kesiliyor. Şu anda mükemmel derecede süt hayvanı kesiliyor. Kimsenin devam etme şansı kalmıyor. 6 ay 1 yıl sonrasında devam edemiyor. Hep zarar ederek ne kadar devam edebilirsin ki? Şu an da zaten her şeyi ithal ediyoruz ama herhalde daha da yüksek oranlarda ithal edeceğiz. Birçoğu hayvancılığı bırakıp büyük şehirlere göç ediyor. Bizden sonrası artık yok. Bu bölgede üretim tamamen bitecek. Hepimizin sonu hayvanları kesime yollamak” diye konuştu. “35 YILDIR BU İŞİ YAPIYORUM, BU KADAR ZOR BİR DÖNEMİ HİÇ GÖRMEDİM” Yem fiyatlarının yüksekliğinden şikayet eden bir diğer besici ise, “Satılacak 6-7 tane hayvanım var. Başka çıkar yolumuz yok. Masrafları çıkartamıyorum. Yıllarımızı döktük ama karşılığı yok. Kahvede bir bardak çay olmuş 7,5 lira, su 10 lira, sütün fiyatı ise 12 lira. 35 yıldır bu işi yapıyorum, bu kadar zor bir dönemi hiç görmedim. Bu sene bıçak kemiğe dayandı desem yeridir. Bu işi en fazla yapabileceğimiz 5 sene bilemedin 10 sene daha, ondan sonra Allah kerim. Yapma şansım yok” sözleriyle Başevirgen’e dert yandı. “KAZANMAK İÇİN SÜT FİYATININ 20 LİRA OLMASI LAZIM” Süt fiyatlarının düşüklüğünden, yem fiyatlarının ise çok artmasından şikayet eden besiciler ise Başevirgen’e sorunlarını şu sözlerle aktardı: “Sütü 14,5 liraya verdiğimiz zamanlar 520 liraya süt yemi alıyorduk. Sütü 12,5 liraya düşürdüler, süt yemi 650-730 lira arasında oldu. Arpa yemini bile 480 liraya alıyoruz, çok çılgın bir rakam. Bunun sonunda zamanla ufak çiftlikler kapanacak. Üç sene önce hayvancılığı daha da geliştireyim, sütü artırayım diyordum. Ama 2 sene sonra bütün fikirlerim değişti. Zaman artık aile ticareti oldu. Kazanmak için süt fiyatının 20 lira olması lazım. Geçtiğimiz yıl süt hayvanları kesime gidiyordu, yine aynısı olacak. Adam bakamayınca ne yapacak mecbur kestirecek. Yem geçen yıl 470 liraydı şimdi kalitesine göre 680, 730 liraya yem alanlar var. Sütü Haziran ayında 14,5 liraya verdim. Sütü 13,5 lira yaptılar, 13 yaptılar, en son 12,5 lira yaptılar. Yem fiyatı arttı süt fiyatı geriye geldi.”

İktidar Hayvancılığı İthalat Girdabına Hapsetti! Haber

İktidar Hayvancılığı İthalat Girdabına Hapsetti!

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal hayvansal üretimde yaşanan sorunlarla ilgili açıklama yaptı. İktidarın ithalat politikalarıyla üreticiyi iflasa sürükleyerek Türkiye’yi süt ve et krizine mahkum ettiğini vurgulayan Milletvekili Sarıbal, “Hayvancılığın sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip olan meralar bilinçsizce yok edildi. Üretim maliyetlerinin yüzde 70’i yem girdilerinden oluşurken, yem ithalatı patladı. Hayvancılık tekelleşti, küçük üretici yok edildi. Süt üreticileri anaç hayvanlarını kesime gönderdi, özellikle son iki yılda 1 milyondan fazla anaç hayvan kesildi. Türkiye’nin hayvan varlığı 2 yılda 4,4 milyon baş azaldı. Geldiğimiz durumda üretici satamıyor, tüketici pahalılıktan et ve süt alamıyor. İktidarın ithalat politikası hayvancılığı içinden çıkılamaz bir girdaba hapsetti” dedi. 2024’TE 1 MİLYAR 133 MİLYON DOLAR ÖDENDİ Küçük ve orta ölçekli hayvancılık işletmelerinin bitme noktasına getirildiğini vurgulayan Milletvekili Sarıbal, yem, enerji, ilaç, nakliye gibi maliyetlerinin sürekli arttığını, bu durumun hem üreticiye hem de tüketiciye olumsuz yansıdığını dile getirdi. Hayvan yetiştiriciliğinde büyük şirketlerin piyasanın büyük bir kısmını kontrol ettiğine dikkati çeken Sarıbal, “Bu tekelci yapı, üreticilerin fiyat belirlemede etkisiz kalmasına yol açmaktadır. Et ve Süt Kurumu, Ramazan ayı öncesinde 40 bin baş canlı hayvan ithal edecek, piyasaya karkas et sürülecek. Nisan 2010’dan bu yana canlı hayvan ve karkas et ithalatını sürdüren iktidar, son 15 yılda 12 milyar dolarlık ithalat yapmış olmasına rağmen ne et fiyatlarını düşürebildi ne de yerli üretimi koruyabildi. Talimatla ekonomiyi yönetmeye çalıştıkları gibi, talimatla et fiyatlarını düşürmeye çalışıyorlar. TÜİK tarafından açıklanan Hayvansal Üretim İstatistiklerine göre, 2023 yılında Türkiye’nin toplam hayvan varlığının önceki yıla göre 4,4 milyon baş azaldığını kaydeden Sarıbal, 2024 yılının Ocak-Kasım döneminde; 372 bin baş canlı hayvan ithalatına 644 milyon dolar dolar, 75 bin ton kırmızı et ithalatına 489 milyon dolar olmak üzere toplam 1 milyar 133 milyon dolar ödendi. Bunun adı ihanet değil de nedir” diye konuştu. KARMA YEM HAM MADDELERİNİN YÜZDE 45’İ İTHAL Hayvancılık sektöründe üretim maliyetlerinin yaklaşık yüzde 70’inin yem girdilerinden oluştuğunu vurgulayan Sarıbal, “Doğalçayır ve meraların azalması, ülke hayvancılığı açısından ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Meraların günümüzde ciddi bir azalma göstermesi, tarım politikalarında yanlış planlamaların ve bilinçsiz arazi kullanımının bir sonucudur. Mera ağırlıklı besleme olmadan, yem bitkisi üretimi ve fabrika yemine bağımlı bir sistemin uzun vadede sürdürülebilirliği zor. Nüfus artışı, köyden kente göç ve gelişen ekonomik koşullar hayvansal gıdaya olan talebi artırmakta; bu durum karma yem üretimine de yansımaktadır. Ancak karma yem üretiminde kullanılan yağlı tohum ve küspeleri ile bazı tahıllar ve yan ürünleri gibi ham maddelerin ithal edilmesi zorunludur. 2023 yılında üretilen yaklaşık 28 milyon tonluk karma yemin yaklaşık yüzde 45’i zorunlu olarak ithalat yoluyla tedarik edilmiştir” ifadelerini kullandı. SON İKİ YILDA 1 MİLYONDAN FAZLA ANAÇ HAYVAN KESİLDİ Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ sütte referans fiyatını litre başına 17 lira 15 kuruş olarak belirlediğini hatırlatan Sarıbal, AKP iktidarının süt fiyatlarını gıda enflasyonun önlenmesinde bir araç olarak kullandığını, üreticilerin sütünü maliyetinin altında bir fiyattan satma zorunluluğu getirdiğine dikkati çekti, “Bu durumda süt üreticileri anaç hayvanlarını kesime gönderirken  özellikle son iki yılda 1 milyondan fazla anaç hayvan kesime gitmiştir. Bunun yanı sıra ithalat politikası yerli hayvan varlığında düşüşe neden olmaktadır. TÜİK tarafından açıklanan Hayvansal Üretim İstatistiklerine göre, 2023 yılında Türkiye’nin toplam hayvan varlığı önceki yıla göre 4,4 milyon baş azalmıştır. Çiğ süt fiyatları baskılanarak gıda enflasyonu düşürülemez. Çiğ süt fiyatlarını düşük tutma politikalarından vazgeçilmeli, yem fiyatları sübvanse edilmelidir” dedi.

Gürer: “Et Sorununun İthalatla Çözülmeyeceğini İktidar Görmelidir” Haber

Gürer: “Et Sorununun İthalatla Çözülmeyeceğini İktidar Görmelidir”

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarları döneminde tarımın her alanının sorunlu kılındığını söyledi. Gürer, “2010 yılında başlayan canlı hayvan ve aralıklı olarak da devam eden et ithalatı ile 2024 yılına kadar yurt dışına akıtılan 11 milyar 357 milyon 207 dolar ile hayvancılıkta sorunları çözerdik. Bakanlık, ette Ramazan ayı öncesi fahiş fiyat oluşmasın diye 40 bin hayvan edileceğini duyurdu. Her ithalat hayvancılığı daha da sorunlu kılıyor. 14 yılda 10 milyon baş hayvan ithal edildi de et ucuzladı mı? 12 lira kilosu olan et, kesimhanede 400 TL, kasapta 600 TL’yi aştı. Çözüm, küçük aile tipi işletmelerde boşalan ahırları yeniden sisteme katmak. Hayvancılığı dahi yandaşa gelir kapısı kılan bir anlayış var.” dedi. BESİCİNİN YANINDAYIZ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Sık sık hayvancılık yapanları ziyaret ediyorum. Niğde’nin Çiftlik ilçesinde, ‘Bu iş bitti’ diyen çok hayvan sahibi dinledim. Niğde’nin Altunhisar ilçesinde küçükbaş hayvancılık yapan üretici Çağlar Bayazıt ile ağılında görüştüm. 8 nüfusla koyun yetiştiriyorlar. Et için hayvancılık yapıyorlar ama çok dertliler.” diye konuştu. KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİNE UYGUN CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılığın artan maliyetleri karşısında üreticilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Gürer, “Ülkemizde hayvancılıkta sorunlar yaşanıyor. Hayvancılığın en önemli giderlerinden biri yem. Büyükbaş hayvanlar 12 ay kapalı ortamda beslenmek durumunda olduğu için daha çok giderleri var. Ülkemize en uygun olanın küçükbaş hayvan olduğu, daha çok koyunculuğun geliştirilmesi gerektiği sıkça dile getiriliyor. Bu yolla et açığının da ortadan kalkacağı belirtiliyor.Yem hammaddesi dışa bağlıyız o nedenle mera hayvancılığını geliştirerek maliyetleri düşünebiliriz Her ne kadar mera alanlarımız 1940’larda 44 milyon hektar olsa da günümüzde 14 milyon hektara gerilese de ıslah ederek bu meralarla dahi hayvancılığı geliştirebiliriz  .”dedi. “YEM FİYATLARINA YETİŞEMİYORUZ” Küçükbaş hayvan yetiştiricisi Çağlar Bayazıt ise artan maliyetlerin sektörü nasıl çıkmaza sürüklediğini şu sözlerle anlattı: “Çocukluğumdan beri küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile uğraşıyorum. Yem maliyetlerinin önüne geçemiyoruz. Geçen sene 500 lira olan yem bu yıl 750-800 lira. Baş edemiyoruz. Yem fiyatları uçuk, saman fiyatları uçuk. Meralarımız da kısıtlı; meralarda ot yok, yağış da az bu sene. Hayvan sayımızı azalttık, 150-200 hayvan kadar azalttık. Çünkü maliyetlerin önüne geçemedik.” Bayazıt, ayrıca kredi borçlarının yükü altında ezildiklerini belirterek, “Banka faizlerinin önüne geçemiyoruz. Çoğunluğumuz bankadan kredi kullanıyoruz. Kredi faizleri yüksek. Özel bankadan alıyoruz, %60 faiz. Ziraat Bankası’ndan almak istiyoruz ama Ziraat da çok zor veriyor. Kredi almakta zorlanıyoruz. Şu an banka borcuyla bu işi yapıyoruz. Yani fiyatlar sürekli artıyor. Ete 5 lira zam geliyorsa yeme 20 lira zam geliyor.” dedi. HAYVANCILIK YAPAN DA KALMADI Üretici Bayazıt, “Hayvancılığın sürdürülebilirliği geçmişe göre ciddi anlamda sorunlu. Çoban da biziz, her işiyle biz ilgileniyoruz. Burası bir aile işletmesi zaten. Çoban tutsak bu maliyetlerin içinden hiç çıkamayız. Bir çobanın aylığı olmuş 50 bin lira. Bu gidişle bu işin sürdürülebilirliği zor. Bu bölgede zaten küçükbaş yapan da kalmadı. Eskiden daha fazlaydı, şimdi azaldı.” diye konuştu. Gürer ise “Yıllardır küçükbaş hayvancılıkla uğraşanlar para kazanamadığını söylüyorlar. Yani küçükbaş hayvancılık, büyük fazla hayvanı olan işletmeler için getirisi olan bir konumda olabilir ama küçük aile tipi işletmeleri dediğimiz yerlerde sorun var”dedi. “PARA KAZANMA DEVRİ BİTTİ” Üreticilerin yaşadığı sorunları anlatan Çağlar Bayazıt, küçükbaş hayvancılığın sürdürülebilirliğinin giderek zorlaştığını belirterek, “Samanı, silajı yemin yarısını biz yetiştiriyoruz. Geri kalanının tamamını dışarıdan alıyoruz. Şu an saman hemen hemen 4-4,5 lira. Küçükbaş hayvancılık yapanlar para kazanmıyor. Bitti bu iş; para kazanma devri bitti. Kredi alırken araç, tarla, araba, evi ipotek veriyoruz. Ama ipoteğe karşı dolgun bir kredi de alamıyoruz. Hayvancılığı bırakıp çok sayıda icralık olan var. Kredilerin faizleri nedeniyle bu işi bırakıyorlar.” dedi. “ARACILAR KAZANIYOR, ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ KAYBEDİYOR” Bayazıt, et fiyatlarının düşük, yem fiyatlarının ise yüksek olduğu bir ortamda üreticinin para kazanamadığını ifade etti: “Tüccar gelip benden 5 liraya alıyorsa, kasapta 10 lira. Mezbahane kesim fiyatı şu an 420 lira. Raf fiyatı 650’nin üzerinde. O zaman da besici bu işten para kazanamıyor ama vatandaş da pahalı et yiyor. Arada aracılar kazanıyor. Yetkililerden beklentimiz, yem maliyetlerini düşürmeleri, kredi verilmesini kolaylaştırmaları, faizlerin düşürülmesini sağlamaları. Bize destek olsalar bu işi severek yaparız. Ama öyle olmazsa bir iki seneye herkes bu işi bırakacak.” “GEÇMİŞTE SEVEREK YAPIYORDUK, ARTIK ZORLA DEVAM EDİYORUZ” Son yıllarda hayvancılığın sürdürülemez hale geldiğini vurgulayan Bayazıt, “600’e yakın hayvanım var. Bunlardan 500-550 kadar yavrulayacak. Yetkililerden beklentimiz, hayvancılık yapanlara biraz destek olmaları; yem maliyetlerini düşürmeleri, kredi verilmesinin kolaylaşmasını sağlamaları, faizlerin düşürülmesini istiyoruz.Bize destek olsalar bu işi biz severek yaparız. Ama öyle olmazsa bir iki seneye herkes bu işi bırakacak. Buralarda doğduk, buralarda büyüdük. Çocukluğumuzdan beri bu işi yapıyoruz. Ailemiz 8 nüfuslu; 8’imiz de bu işle uğraşıyoruz. Yeter ki para kazanalım, severek yaparız. Para kazanmazsak ne yapacağız? Satıp bitirip gideceğiz. Bundan 5-6 yıl önce hayvancılık çok iyiydi, para kazanıyorduk, severek yapıyorduk. Son 5-6 yıldır bir tat almıyoruz. Sene seneyi aratıyor; gelir-gider dengemiz geçmişe göre çok düştü.” şeklinde konuştu. BAKANLIK FAHİŞ FİYATA ÇÖZÜMÜ İTHALATTA DEĞİL, YERLİ ÜRETİMDE ARAMALIDIR CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım Orman Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığının Ramazan sürecinde et sorunu yaşanmaması için 40 bin baş hayvan ithal edileceği açıklamasını, "Hayvancılıkta sorunu çözemeyen iktidarın düştüğü durumun görülmesi adına ibret vericidir." diyerek eleştirdi. Gürer, “Ülkemizde hayvan varlığında Avrupa birincisiyiz diye türkü söyleyenler, Ramazan ayı için hayvan ithal edecek duruma düştüklerini itiraf ediyorlar.” dedi. Gürer, “Bakanlık açıklamasında bir skandal ifade de, fahiş fiyat artışlarının önüne geçmek amacıyla 40.000 canlı hayvan tedarik edileceği belirtilmesidir. Bakanlık, raftaki ette fahiş fiyat olabildiğini de bu yolla kabullenmektedir. Ayrıca karkas etler, uygun fiyattan PERDER üyesi marketlere, Tarım Kredi Kooperatifi marketlerine, yemek firmalarına ve et sanayicilerine ulaştırılacaktır. Böylelikle her Ramazan ayı öncesinde sebepsiz yere yapılan fahiş fiyat artışlarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.” ifadesine dikkat çekerek, “Et ve Süt Kurumu ithal ettiği hayvanı ikinci bir el ile satışa sunarak fiyatına yansıtacaktır. Doğrudan Et ve Süt Kurumu, vatandaşa sürekli talebi karşılayacak doğrudan et satımı yapıp daha uygun fiyatla et ulaşımı sağlamalıdır. Son iki yılda yalnızca 1 milyon 200 bin baş büyükbaş ithalatı et sorununa çözüm oldu mu da 40 bin hayvan çözüm olsun? Hayvancılıkta yerli ve yerel desteklerle ve doğru bir planlama ile hem et ucuz tüketilir, hem ithalat yerine yerli besici desteklenir. Gittiğimiz ahır ve ağıllarda, 'Hayvancılığı bırakmayı düşünüyoruz.' diye dert yanıyorlar. Çözüm, ithal üründe değil, yerli besicide aranmalıdır.” ifadelerini kullandı.

İthalat Patladı, Et Fiyatları Uçtu! Haber

İthalat Patladı, Et Fiyatları Uçtu!

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye'nin tarım sektöründe yaşanan ciddi sorunlara dikkat çekmek amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) bir basın toplantısı düzenledi. Gürer, hükümetin tarım politikalarını eleştirerek, sektördeki ekonomik daralma ve üretim kayıplarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Ömer Fethi Gürer,tarım ve hayvancılık politikalarına yönelik eleştirilerde bulundu. Hem üreticilerin karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekti hem de Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın açıklamalarını değerlendirdi. BAKANLARIN 3 YILLIK HEDEFLERİ HEP AYNI AMA İTHALAT DEVAM EDİYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın Devlet Su İşleri'nde düzenlenen 2024 yılı değerlendirme ve 2025 yılı hedefler toplantısındaki açıklamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gürer, “Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Suriye'nin üretim ihtiyaçlarını tespit ederek destek olacaklarını ve 14 kişilik bir ekiple çalışmalarda bulunduklarını belirtti. Ayrıca eylem planı hazırladıklarını duyurdu. Tarımsal üretim konusunda, hem bitkisel üretimde hem de hayvansal üretimde ihtiyaçları tespit ederek mutlaka onların yanında olacaklarını ifade etti. Bakan, daha önceki bakanlar gibi Türkiye'deki hayvancılıkla ilgili sorunlar için 3 yıllık bir süre istedi. 3 yılın sonunda Türkiye'nin hayvan ithal etmeyeceğini belirtti. Ancak daha önceki süreçte de bakanlar benzer açıklamalar yapmış, fakat o süreler geldiğinde hayvan ithalatı devam etmiştir. Türkiye, 2010 yılından beri hayvan ithalatını durmadan sürdürmektedir.” dedi. BAKANLAR GİTTİ, İTHALAT DEVAM ETTİ CHP Milletvekili  Ömer Fethi Gürer, “Bakanlar, görevlerine geldiklerinde genelde 3 yıllık bir hedef açıklıyorlar. Ancak bakanların görev süreleri uzun olmuyor; bakanlar gidiyor, ithalat devam ediyor. Son iki yılda 1 milyon 200 bin baş hayvan ithal edildi. Canlı hayvan, et ve yem ithalatı bu iktidar döneminde adeta patladı. 2010-2024 yılları arasında, 11 milyar 357 milyon 207 bin dolar canlı hayvan ve et ithalatına ödeme yapıldı. İthalat başladığında etin kilosu 12 lirayken, karkas etin kilosu bugün kesimhanelerde 400 liraya, rafta ise bunun iki katına ulaştı. Bu yönde söylenenlerin gerçekleşmesi, uygulanan politikaların doğru seçilmesi ve oluşturulması ile alakalıdır. Bu anlamda yeterli olunmadığı geçmiş örneklerle görülmektedir. Bu sefer de yapılan açıklamada 3 yıllık hedef kondu. Bu hedefin tutturulması önemli.” diye konuştu.  GEÇMİŞTEKİ DENEYİMLERDE OLUMSUZ SONUÇLAR VARDI Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın daha önce Sudan, Nijer ve Venezuela ile tarım alanında anlaşmalar yaparak, TİGEM'i bu konuda yetkilendirdiğini ancak bu süreçlerin de beklenen başarıyı sağlayamadığını vurguladı.  Ömer Fethi Gürer, “Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, başka bir açıklamada İran ile tarımsal ilişkilerin geliştirileceğini söyledi. İran ile ilgili tarımsal ilişkiler 2016 yılında gelişmeye başlamıştı. Ancak, bu yeterli olmadı ki yeni bir süreç başlatılacağını belirtti. Gerçi Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bundan önceki deneyimlerinde de olumsuz sonuçlar görülmüştü. Örneğin, Sudan , Nijer ve Venezuela ile tarım konusunda anlaşmalar yapılmış, TİGEM bu konuda yetkili kılınmıştı. Ancak Sudan'da yapılan anlaşma iptal edilerek Sudan'dan geri dönülmek zorunda kalınmış, yapılan masraflar da yanımıza kâr kalmıştır. Keza, önceki bakanların Nijer ve Venezuela sevgisi, bu bakan için şimdilik yok. Komşu ülkelerle bu konuda çalışmalar yürütüleceği belirtiliyor. İran ve Suriye'nin tarım politikalarını birlikte oluşturma girişimi, Türkiye'nin sorunlarının görmezden gelinmesine neden olmamalıdır.” Dedi.  2025 YILI ZOR GEÇECEK CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2025 yılının zor geçeceğini belirterek, “2025 yılının da 2024 yılı gibi zor geçeceği anlaşılıyor. Dünyada son aylarda emtia fiyatlarında önemli artışlar yaşanıyor. Ülkemiz yem ve gübrede dışa bağımlıdır. Bu nedenle, yurt dışındaki yem ve gübre fiyatlarındaki artış, ülkemizdeki yem ve gübre fiyatlarına aynen yansımaktadır ve yansıyacaktır. Son bir ayda özellikle gübre fiyatı ciddi anlamda arttı. Geçtiğimiz yılın son aylarında başlayan bu fiyat artışı devam ederse, çiftçilerin gübreyi yeterli ölçüde kullanabilmeleri olası değildir.” şeklinde konuştu. "FAHİŞ GEÇİŞ ÜCRETLERİ ÜRÜN FİYATLARINI ARTTIRIYOR" Gürer, Ankara-Niğde arasında bir otomobilin geçiş ücretinin 420 liradan 590 liraya çıktığını, gidiş gelişin ise 1.180 lirayı bulduğunu belirtti. 275 kilometrelik otoyolun fiyatının çok yüksek olduğunu ifade eden Gürer, aynı durumun kamyonlar için de geçerli olduğunu söyledi. Küçük bir kamyonun tek yön için 835, büyük kamyonun ise 1.035 liraya çıkarken, tırların geçiş ücreti 1.245 liraya yükseldi. Bu artışın, Adana'dan İstanbul'a kadar farklı güzergahları kullanacak olan araçlar için de geçerli olduğunu vurgulayan Gürer, yüksek geçiş ücretlerinin doğal olarak ürün fiyatlarında ciddi maliyet artışlarına yol açtığını belirtti. "GİRDİ MALİYETLERİ ÇİFTÇİYİ ZORLUYOR" Ömer Fethi Gürer, girdi maliyetlerinin sürekli arttığını ve bunun da çiftçilerin üretim yapabilmesini zorlaştırdığını ifade etti. Gürer"Gübre, tohum, tarım ilaçları, işçilik, tarla kirası, mazot, nakliye, elektrik, su, araç ekipman ve diğer giderlerdeki artış, çiftçilerin üretim yapabilmesini zorluyor," diye konuştu.Gürer, bu maliyet artışlarının tarımsal üretimi tehdit ettiğini vurguladı. "KURAKLIK, REKOLTEYİ OLUMSUZ ETKİLİYOR" CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer, kuraklığın bu yılki tarım üretimini tehdit ettiğini belirtti. Birçok bölgede beklenen mevsim yağışlarının gerçekleşmediğini söyleyen Gürer, kuru tarım alanlarında rekolte kaybının kaçınılmaz olduğunu ifade etti. "Geçtiğimiz yıl hububat üretiminde yaşanan 3 milyon 200 bin tonluk düşüş, bu yıl da devam etme olasılığı yüksek," dedi. Bu durumun Türkiye'nin dışa bağımlılığını daha da artıracağına dikkat çeken Gürer, gıda fiyatlarının bu yıl da düşmek yerine artış göstereceğini öngördü. "SULAMA SORUNU VE SU KAYNAKLARI" Türkiye'nin sulama sorununun devam ettiğine de değinen Gürer, kuraklık nedeniyle su kaynaklarının hızla azaldığını belirtti. "Modern sulama yöntemleri yerine hala salma sulama yapılıyor. Yağmurlama ve damlama sulama sistemlerinin geliştirilmesi gerekiyor." dedi. İç Anadolu'da yeraltı sularının çekilmesi sonucu obruk oluşumlarının devam ettiğini ve göller ile derelerin kuruduğunu ifade eden Gürer, su konusunda Türkiye'nin hala etkin projeler geliştiremediğini belirtti. "TARIM POLİTİKALARI 2025 İÇİN RİSK OLUŞTURUYOR" Ömer Fethi Gürer,2025 yılının tarım sektörü için de zor geçeceğini belirterek, kuraklık, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve diğer olumsuz faktörlerin üretim kayıplarına ve fiyat artışlarına yol açacağını söyledi. "Emeklinin, asgari ücretlinin, dar gelirlinin rafta istediği ürünleri alabileceği fiyatların oluşması, bu yıl da hayal görünüyor." dedi. "TARIMDA SÜBVANSİYON UYGULAMALARI GEREKİYOR" CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, Tarım ve Orman Bakanı'nın Suriye'deki üretim ihtiyaçlarını tespit ederken, Türkiye'nin mevcut durumunu daha kapsamlı bir şekilde ele alması gerektiğini belirtti. "Gübre ve yem gibi temel girdilerde sübvansiyon uygulanmalıdır. %50'sini Bakanlık, %50'sini çiftçi ve besici karşılamalıdır," önerisinde bulunan Gürer, ayrıca akaryakıt ve tarım kesimiyle ilgili özel düzenlemeler yapılması gerektiğini ifade etti. Akaryakıtta tarım kesimi için verilen mazotta ÖTV ve KDV'nin kaldırılmasını talep etti. "Çiftçiye destek verirken üç katı vergi alınıyor." dedi. "GİRDİ MALİYETLERİNİN ARTIŞI VE DENETİM SORUNLARI" Ömer Fethi Gürer, pestisit ve aflatoksin gibi sağlık sorunlarının yanı sıra girdi maliyetlerindeki artışın da dikkate alınması gerektiğini belirtti. "Türkiye'nin ithal ettiği ürünlerin yeterince kontrol edilip edilmediği kamuoyuyla paylaşılmalıdır," diyerek, tarımda daha sıkı denetimlerin ve sürdürülebilir politikaların önemine vurgu yaptı.

Millet Et ve Tavuk Yiyemiyor, Yoksulluk Artıyor! Haber

Millet Et ve Tavuk Yiyemiyor, Yoksulluk Artıyor!

CHP Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılına ilişkin Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistiklerini değerlendirdi. Adem, yoksulluğun artışını ve vatandaşların temel gıda ürünlerine dahi erişememesini belirterek, iktidarı milletin sefaletini görmezden gelmekle suçladı. “TÜİK bile itiraf etmek zorunda kaldı; vatandaş eti bırakın, ekmeğe muhtaç hale getirildi” ifadelerini kullanan Adem, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:  “TÜİK’in açıkladığı 2024 Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik buhranı tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Yoksulluk oranı yüzde 13,6’ya yükseldi ve bu, yalnızca TÜİK’in makyajlanmış rakamlarına yansıyan gerçeklik. Daha çarpıcı olan ise, TÜİK verilerine göre medyan gelirin yüzde 60’ının altında gelire sahip 16 milyon 739 bin vatandaşımızın yoksul olduğunun kabul edilmesidir. Dahası, fertlerin yüzde 39,3’ü iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını karşılayamıyor. Gelirin yüzde 60’ının altında kalan hanelerde bu oran yüzde 68,4’e yükseliyor. Yani, neredeyse her 10 kişiden 7’si ete hasret! Siz ithal eti eşinize dostunuza pay ederken, vatandaşın evinde çorba kaynamaz hale geldi. Daha da vahimi, yüzde 15,1’i evinin ısınma ihtiyacını bile karşılayamadığını söylüyor. Kışı nasıl geçirecek bu insanlar? TÜİK’in açıkladığı verilere göre, vatandaşın yüzde 26,8’i beklenmedik harcamalarını karşılayacak durumda değil. İnsanlar, bırakın lüksü, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Ekmek fiyatları almış başını giderken, yoksulluğun en yüksek olduğu iller arasında Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir ve Kırşehir’in yer alması tesadüf mü? Hayır, bu, uyguladığınız ekonomik politikaların iflasının açık kanıtıdır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri bile artık örtbas edemediği bu yoksulluk tablosunu, ekonomik güven endeksi gibi makyajlanmış rakamlarla gizlemeye çalışıyorsunuz. Ancak şunu bilin ki, gerçekler gizlenemez: İnsanlar eti bırakın, ekmek bulamıyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, yoksulluğu bitirmek, halkımızı insanca yaşam koşullarına kavuşturmak ve tarım politikalarından ekonomiye uzanan geniş kapsamlı reformlarla bu karanlık tabloyu ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Milletimize sözümüzdür: Türkiye’yi bu sefalet düzeninden kurtaracağız!” 

Et Fiyatlarının Geldiği Noktayı İthalat Politikaları Belirliyor Haber

Et Fiyatlarının Geldiği Noktayı İthalat Politikaları Belirliyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Et ve Süt Kurumu (ESK) ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın temel gıda fiyatlarındaki artışlara ilişkin yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Erhan Adem, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın fahiş fiyat artışlarına karşı denetim ve yaptırımlarla ilgili açıklamasını ibretle izliyoruz. Esnafı ve üreticiyi tehdit ederek piyasa düzenini sağlamayı düşünenler, önce aynaya bakmalıdır. Et ve Süt Kurumu’nun ithalat bağımlılığıyla yürüttüğü plansız politikalar yüzünden Türkiye’de artık bırakın eti, yoksulun sofrasındaki ciğer bile lüks tüketim haline gelmiştir. Adana Kasaplar Odası Başkanı’nın bugün yaptığı açıklamalar, et fiyatlarının nasıl bir çıkmaza sürüklendiğini açıkça gözler önüne sermektedir. Şu anda ciğerin kilosu 750 TL’dir. Şubat veya mart aylarında bin lirayı geçeceği ifade edilmektedir. Kasapların ve üreticilerin uyardığı bu durum, Türkiye’nin gıda güvenliğinin ne kadar büyük bir risk altında olduğunun göstergesidir. Et ve Süt Kurumu’nun 15 Ocak’a kadar 15 bin kesimlik hayvan temin edileceğini ve bunların PERDER üyesi marketlere, kasaplara, et sanayicisine dağıtılacağı iddia edilmektedir. Yetkililer, TİGEM çiftliklerinde daha önce ithal edilmiş 5 bin civarında kesimlik hayvan bulunduğunu, geri kalan 10 bin hayvan ise şu an itibariyle ortada olmadığını ifade etmekteler. Bu durumda şunu sormak gerekiyor: Geri kalan hayvanlar nerede? Tarım Bakanlığı olmayan eti, hayvanı varmış gibi göstererek kimi kandırmaya çalışıyor? ESK’nın 6 bin 800 başlık kasaplık hayvan ithal edildiği ve bu hayvanların daha yurda gelmeden firmalara satıldığı iddiası ortadayken, asıl denetim Tarım ve Ticaret Bakanlıklarından başlamalıdır. Tarım Bakanlığı, esnafı ve üreticiyi tehdit edeceğine, önce kendi ithalat bağımlılığı politikalarının bu ülkeyi ne hale getirdiğini görmelidir. Bakanlık yetkililerine soruyoruz: Ya ithal edilen bu gemiler karaya oturursa? Ya hayvanlar zamanında temin edilemezse? İthalat politikalarınız yüzünden tarımı bitirip ülkeyi tamamen dışa bağımlı hale getirdiniz. Et fiyatlarının bugün geldiği noktayı ithalat politikaları belirliyor. Bunun vebali sizin omuzlarınızdadır. Etin kilosunun 1.200 TL’ye ulaşacağı uyarıları yapılırken, bırakın eti, artık ciğer bile sofralardan kalkıyor. Milletin yoksul sofrası sizin plansız ve halktan kopuk politikalarınız yüzünden yok oldu. Sayın Bakan’a ve hükümete sesleniyoruz: Denetim yapacaksanız, önce kendi kurumlarınızı denetleyin. Milleti kandırmayı bırakın, halkın gıda güvenliğini ve geçim hakkını ciddiye alın. Plansız ithalat politikalarınızı ve üreticiyi yok eden uygulamalarınızı bir kenara bırakın. Tarımı ithalat bağımlılığından kurtarmadan fiyat artışlarının önüne geçemezsiniz. CHP olarak üreticimizin, esnafımızın ve halkımızın hakkını savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin üretim gücünü tekrar ayağa kaldırmak, vatandaşlarımızı adil ve erişilebilir gıda fiyatlarına kavuşturmak için mücadelemiz sürecektir.”

Emekli ve Asgari Ücretlinin Geliri Et Tüketmeye Yetmiyor! Haber

Emekli ve Asgari Ücretlinin Geliri Et Tüketmeye Yetmiyor!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi  Ömer Fethi Gürer, düzenlediği basın toplantısında kırmızı ve beyaz et fiyatlarındaki artışa dair önemli açıklamalarda bulundu ve iktidarın tarım ve hayvancılık politikalarını eleştirdi. Gürer, sorunun çözümünün ithalat değil, yerli üreticiyi desteklemekten geçtiğini söyledi. Gürer,“Fiyat artışları yıl sonuna doğru tekrar yükselmeye başladı. Siyasi iktidar, ithalatla hayvan ve et getirerek bu sorunu çözeceğini düşünüyor. Ancak yapılan ithalata rağmen et fiyatlarındaki artışların önüne geçilemiyor. İthalatın artarak devam edeceği bir yılın bizi beklediği açık. Ancak çözüm ithalatta değil, yerli üretimde. Besicilere destek verilmeli ve başta yem olmak üzere maliyet artırıcı unsurlarla mücadele edilmelidir. Maalesef, dışarıdan hayvan ithalatı yaparak bu sorunun üstesinden gelmeye çalışıyorlar."dedi. KESİMHANE FİYATLARI İLE RAFTAKİ ÜRÜN FİYATLARI ARASINDAKİ FARK  Ömer Fethi Gürer, kırmızı et fiyatlarındaki artışa dikkat çekerken, Kasım ayı sonu itibarıyla kesimhanelerdeki fiyatların ve raftaki ürün fiyatlarının arasındaki farkın giderek açıldığını ifade etti: “Kasım ayının son haftasında kesimhanelerde dana eti 347 lira, kuzu eti ise 437 lira olarak kesiliyordu. Bu ay ise; dana eti 348 lira, kuzu eti ise 437 lira civarından işlem görmeye devam ediyor. Ancak rafta satılan et fiyatları, kesimhane fiyatlarının çok üzerinde. Örneğin, dana kuşbaşı rafta 650 lira, kuzu kuşbaşı ise 700 liranın altına inmiyor. Hatta bazı bölgelerde bu fiyatlar daha da artmış durumda. Bu da özellikle dar gelirli vatandaşların et ve et ürünleri tüketmesini daha da zorlaştırıyor.” YEM FİYATLARINDAKİ YÜKSEK ARTIŞ ET FİYATLARINI ETKİLİYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, fiyat artışlarının en büyük nedenlerinden birinin yem fiyatlarındaki artış olduğunu vurguladı. 2011 ile 2022 yılları arasında yem fiyatlarının %963 arttığını belirten Gürer, "Son iki yılda ise bu artış daha da hızlandı. Şu an 50 kilogramlık besi yemi 700 lira civarında. Bir buzağıya 1000 lira destek verilmesine rağmen, o parayla bir besicinin 50 kilogramlık yemi alması neredeyse imkansız hale geldi. Bu da besicileri büyük bir maliyet yükü altına sokuyor." İTHALATIN FİYAT ARTIŞLARINA KATKISI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yem ithalatının da fiyat artışlarına önemli katkı sağladığını belirterek, "Yem ürünlerinde de fiyatlar dalgalanma gösterse de yaklaşık 10 milyon ton ithalat yapıldığını biliyoruz. İthal yemler de fiyat artışlarının önemli sebeplerinden biri. İthalata dayalı çözüm aramak yerine, yerli üretimi artırarak bu sorunu çözmeliyiz" dedi. TAVUK ETİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ, DAR GELİRLİLERİN SOFRASINI ZORLUYOR CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, son dönemde tavuk eti fiyatlarındaki artışı ve bu artışın dar gelirliler ve emekliler üzerindeki etkisini gündeme taşıdı. Özellikle kırmızı et alamayan vatandaşlar için tavuk etinin bir umut kaynağı olduğunu belirten Gürer, son fiyat artışlarının, tavuk etini de almayı zorlaştırdığını ifade etti. TAVUK ETİ ÜRETİMİNDE TÜRKİYE’NİN ÖNEMİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Türkiye, tavuk eti üretiminde yaklaşık 2 milyon 400 bin tonla önemli bir üretim kapasitesine sahip. Japonya, Irak, Fas gibi birçok ülkeye kanatlı eti ve ürünleri ihraç ederek önemli bir pazar payına sahip. Ancak geçmişte özellikle kırsalda her evde tavuk beslenirken, bu gelenek yerini tavuk çiftlikleriyle yapılan ticari üretime bırakmış durumda.” dedi. OCAK AYINDAN BUGÜNE TAVUK ETİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ocak ayından bu yana tavuk eti fiyatlarında ciddi artışlar yaşandı. Gürer, bu artışları şu şekilde sıraladı: Tüm tavuk: Ocak ayında kilogramı 65 TL iken, bugün 98 TL’ye yükseldi (%50 artış).Fileto tavuk: Ocak ayında 169 TL iken, bugün 226 TL’ye çıktı (%33 artış).But pirzola: Ocak ayında 99,50 TL iken, bugün 168 TL oldu (%66 artış).Kalçalı but: Ocak ayında 59 TL iken, bugün 89 TL’ye ulaştı (%50 artış).Kanat: Ocak ayında 139 TL iken, bugün 221 TL’ye çıktı (%58 artış). Bu fiyat artışları, özellikle dar gelirli ve sabit gelirli vatandaşların tavuk etini sofrasına almasını giderek zorlaştırıyor.” Diye konuştu. EMEKLİ VE ASGARİ ÜCRETLİLERİN ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR “Artan fiyatlar, emekliler ve asgari ücretliler için büyük bir zorluk oluşturuyor” diyen Gürer, Ocak ayında emekli maaşıyla 192 kilogram tavuk alabilen bir emeklinin, bugün aynı maaşla sadece 127 kilogram tavuk alabildiğini belirtti. “Emeklinin sofrasından 65 kilogram tavuk eksildi,” diyen  Ömer Fethi Gürer, aynı durumun asgari ücretliler için de geçerli olduğunu ifade etti. Ocak ayında asgari ücretle 261 kilogram tavuk alabilen bir vatandaşın, bugün yalnızca 173 kilogram tavuk alabildiğini ve 98 kilogram tavuk eksildiğini vurguladı. YÜKSEK YEM FİYATLARI VE ÜRETİCİ GİDERLERİ . CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Tavuk çiftliklerinde yem fiyatlarındaki artış ve diğer giderlerin yükselmesi, üreticiyi zor durumda bırakıyor Tavuk eti fiyatlarına bu maliyet artışları yansıyor. Üreticiler açısından yem fiyatları ve ağır çiftlik giderleri, üretim maliyetlerine ciddi şekilde etki ediyor. Bu da sorunları daha da derinleştiriyor." dedi. TARIM ÜRÜNLERİ ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ  Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi’nde, 2024 Kasım ayında kümes hayvanları ve yumurtalarda %28,49’luk bir artış görüldü. Gürer, bu artışların gıda fiyatlarını dengelemek ve üretim maliyetlerini düşürmek adına yeterli adımlar atılmadığını ifade etti. SİYASİ İKTİDARIN PLANLAMA EKSİKLİĞİ Gürer, “Bu durum, sabit gelirle yaşayan vatandaşların temel gıda ürünlerini tüketmesini  zorlaştırıyor. Üretici mutlu değil, besicilik yapan mutlu değil, rafta ürünü alamayan vatandaş da dertli. Sorunları çözmesi gereken siyasi iktidarın ise bu konuda yeterli öngörüye ve planlamaya sahip olmadığı anlaşılıyor,” diyerek, fiyat artışlarının çözülmesi için acil adımlar atılması gerektiğini vurguladı. ÜRETİM PLANLAMASIZLIĞI  CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, fiyat artışlarının önlenmesi için yapılan ithalat ve ihracat düzenlemelerinin sorunları çözmeye yetmediğini belirtti. “Eğer piyasada fiyat artışı varsa, ya ihracatı kısmakla ya da ithalat yaparak bu durumu dengeleyeceklerini düşünüyorlar. Oysa üretimi doğru planlamadan, üretimle ilgili sorunları ortadan kaldırmadan ve süreci öngörülebilir bir yönetim anlayışına taşımadan bu işler çözülemez,” dedi. Gürer, kağıt üzerinde anlatılanların, sokaktaki, raftaki veya tarladaki gerçeklerle örtüşmediğini vurguladı. TEMEL GIDA ÜRÜNLERİNDE İTHALATÇIYIZ Gürer, geçtiğimiz günlerde Tarım Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde, Tarım Bakanı'nın Türkiye’yi ihracatçı bir ülke olarak tanımladığını ancak temel gıda ürünlerinde ithalatçı bir ülke olduğumuzu gizlediğini belirtti. “Sayın Bakan, Türkiye'nin tarım ürünleri ihracatında başarılı olduğunu ifade ederken, ülkemizin  temel gıda ürünlerinde ithalatçı konumda olduğunu belirtmedi.” dedi. SERBEST PİYASA EKONOMİSİ VE ÇÖZÜMSÜZLÜK CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, serbest piyasa ekonomisinin “serbest soygun ekonomisi”ne dönüştüğünü ve bunun vatandaşların hayatını zorlaştırdığını söyledi. “Bu yaklaşım, milyonlarca insanın et tüketiminden uzak kalmasına yol açarken, protein eksikliğine bağlı yeni sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olacaktır.” şeklinde konuştu. ÜRETİM GİRDİ MALİYETLERİ VE ET FİYATLARI Besicilerin karşılaştığı girdi maliyetlerindeki artışın, et fiyatlarına doğrudan yansıdığını belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Besicinin girdi fiyatları arttı, bu da et fiyatlarını yükseltti. Ancak kesime giden etin fiyatı, rafta daha da artıyor." dedi. Bu durumun özellikle dar gelirli vatandaşların ete erişimini zorlaştırdığını ifade etti. TAVUK ETİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ  Tavuk eti fiyatlarındaki artışın, yumurta fiyatlarındaki artışları takip ettiğini belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Gıda ürünleri üreticiden çıktığında fiyatları artıyor, üretim girdi maliyetleri yükseliyor. Ancak vatandaşın gelirinde hiçbir iyileşme olmuyor. Bu artışların, özellikle emekli ve asgari ücretliler için tavuk etini ulaşılmaz hale getirdiğini belirtti. GİRDİ MALİYETLERİNİ DÜŞÜRMEK VE ARACILIK SİSTEMİNİ DÜZENLEMEK CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iktidarın bir an önce tarım ve hayvancılıkta üretim girdi maliyetlerini düşürmesi gerektiğini vurguladı. “Aracılık sistemini düzenlemeli ve sürekli artan fiyatları dengelemek için acil tedbirler almalıdır. Tavuk eti dahi, artık emeklinin ve asgari ücretlinin almakta zorlanacağı bir noktaya geliyor.” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.