SON DAKİKA
Hava Durumu

#Fındık

Porsuk Haber Ajansı - Fındık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fındık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Fındıkta Sermaye Kazandı, 400 Bin Üretici Kaybetti! Haber

Fındıkta Sermaye Kazandı, 400 Bin Üretici Kaybetti!

CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal, Meclis’te yaptığı basın toplantısında 2024 yılı fındık ihracat verilerini değerlendirdi, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Türkiye’de 2024 yılında fındık üretiminin 717 bin tona yükseldiğini, 123 ülkeye 323 bin ton iç fındık ihracatı gerçekleştirildiğini kaydeden Milletvekili Sarıbal, 2.6 milyar dolar döviz geliri elde edildiğini belirtti. Sarıbal, “Kazanan uluslararası şirketler ve iktidarın sermaye baronları oldu. 400 bin fındık üreticisi tekellere teslim edildi” dedi. Fındığın Türkiye’nin en önemli ihracat kalemlerinden biri olmasına rağmen, fiyat belirleme süreçlerinde büyük şirketlerin ve uluslararası sermayenin etkisinin arttığını belirten Sarıbal, “2024 yılındaki rekor ihracat değeri üreticiye yansımadı. Türkiye, uzun yıllardır dünya fındık üretiminde lider konumda olmasına rağmen son yıllarda pazar payında düşüş yaşanıyor. 90’lı yıllarda dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 80-82’sini karşılayan Türkiye’nin payı, son 10 yılda yüzde 65 seviyelerine geriledi. 400 bini aşkın üreticinin geçimini sağladığı fındıkta üretim alanı 2023 yılı itibariyle 7,5 milyon dekar. En fazla üretim alanına sahip il 2,3 milyon dekar ile Ordu. 2023 yılında toplam fındık üretimi 650 bin ton olarak gerçekleşti. Ordu ili 200 bin ton ile ilk sırada yer alıyor. TÜİK verilerine göre üretim 2024 yılı itibariyle 717 bin tona yükseldi. 2024 yılında toplam 123 ülkeye 323 bin ton/iç fındık ihracatı gerçekleştirilerek 2.6 milyar dolar döviz geliri elde edildi. Fındık ve mamulleri ihracatı 2023 yılına göre miktar bazında yüzde 14, değer bazında ise yüzde 41 artış gösterdi. Yıllık bazda değerlendirildiğinde değer bazında 2015 yılındaki 2.8 milyar doların ardından en yüksek ikinci ihracat rakamlarına ulaşıldı. İhracatın yüzde 46’sı Almanya ve İtalya’ya yapıldı” diye konuştu. ÇİFTÇİ TASFİYE EDİLDİ Balsu Gıda’nın halka arz edilmesi üzerinden fındık üretiminde tekelleşmeyi gündeme getiren Sarıbal, “Fındıkta en fazla ihracat yapan ilk 6 şirketin payı yüzde 60’ı aşıyor. Türkiye’de üretilen fındığın yaklaşık yüzde 60’ı direkt ve dolaylı olarak Ferrero’ya gidiyor. Ferrero üreticiden fındık almıyor; tedarikçi tüccar kullanıyor. Ferrero değerli tarım adı altında sürdürdüğü programla 100 bin hektar alanda 50 bin fındık üreticisine ulaştı. Hedefi küçük çiftçileri tasfiye ederek kendine bağlı büyük işletmeler oluşturmak. Ferrero’nun halen 10 bin üreticiyle sözleşmesi bulunuyor. AKP’nin kurucularından ve Erdoğan’ın eski danışmanlarından Cüneyd Zapsu’ya ait Balsu Gıda İtalyan Ferrero’dan sonra fındık piyasasının ikinci büyük aktörü olarak karşımıza çıkıyor. Balsu Gıda şirketi, 2018’de Şili’de fındık dikimine başladı ve 160 hektarlık arazide 70 bin fındık fidanı dikimi gerçekleştirdi. Balsu 12-14 Şubat 2025 tarihlerinde halka arz yöntemiyle piyasadan 4.9 milyar TL topladı. Böylelikle 19.5 milyar TL şirket değeri ile Türkiye’deki en büyük halka açık ilk fındık şirketi haline geldi. Halka arzdan elde edilen fonlar Şili ve ABD pazarlarına açılmak için kullanılacak; böylelikle yerli ve milli Balsu küresel arenada daha güçlü bir oyuncu haline gelecek” dedi. TMO GIDA TEKELLERİNİN ÇIKARINI KORUYOR TMO’nun sürekli gıda tekellerinin çıkarlarına uygun karar aldığını, fiyat belirlemelerinin maliyetin altında kaldığını, şirketlerin çıkarlarına hizmet eden politikaların tarım sektörünü bitme noktasına getirdiğini ifade eden Sarıbal, “Fındıkta fiyat sezon başında110 liradan başlamış, bir ara 135 lirayı görmüştü. Üretici 150 lira beklerken fiyatlar halen kilo başına120-130 liradan seyrediyor. Bunda TMO’nun, 29 Ocak tarihinde elindeki fındığı satışa çıkarmasının büyük payı var. Bu kararın ardından serbest piyasada fiyatlarda sert bir düşüş yaşandı. 2022 ürünü fındık 125 liradan satışa sunulunca bir günde adeta kapışılırcasına 23 bin ton fındık satıldı. Oysa TMO’nun fındık satışının zamanlaması hiç uygun değildi. Serbest piyasada fiyatlar yükselirken TMO düşük fiyata fındık satarak hem üreticiye hem ülkeye zarar verdi. Tarım politikalarının ana hedefi, çiftçilerin sürdürülebilir şekilde üretime devam etmelerini sağlamak olmalıdır. Bunun için; üreticiyi destekleyen politikalar geliştirilmeli, küçük ve orta ölçekli çiftçilerin rekabet gücü artırılmalıdır. Kooperatifleşme teşvik edilmeli, üreticilerin pazarlama gücü artırılarak tekelci şirketlere bağımlılığı azaltılmalıdır. Tarımsal girdi maliyetleri düşürülmeli, sübvansiyonlar etkin hale getirilmelidir” diye konuştu. SARAY’DA KAYNAYAN KAZANLAR, MİLLETİN TENCERESİNİ BOŞALTTI! CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, iktidarın Türkiye’nin sosyal yapısını zayıflattığını ve halkın geçim sıkıntısını derinleştirdiğini belirtirken, “Gençlerimiz umutsuz, maddi imkansızlıklar ve psikolojik sorunlar nedeniyle evlenemiyor. Evlenseler bile boşanıyorlar. TÜİK verileri de bu durumu doğruluyor. 2025 yılı aile yılı ilan edildi ancak boşanmalarda Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı. 187 bin çift boşandı, aile kurumu yıkıldı” dedi. Hükümetin sosyal devlet anlayışını yok ettiğini ve yoksulluğu yönetemez hale geldiğini belirten Sarıbal, “Şubat ayının ilk iki haftasında 3,2 milyar TL’lik tüketici kredisi borcu, 3,6 milyar TL’lik kredi kartı borcu yasal takibe düştü. 2025 yılına üç haneli kira enflasyonu ile başladık. Kiralarda yıllık artış yüzde 100,6. Asgari ücretli bir vatandaş maaşının tamamını kiraya verse bile ev bulamıyor. 2021’de 159 TL olan pirzola, 2025’te 1615 TL! Kırmızı et fiyatları 2015’ten bu yana 16 kat arttı, 2021’den beri ise 8 katına çıktı. Saray’da kaynayan kazanlar, milletin tenceresini boşalttı! Saray’da yaşayanlar et fiyatlarını dert etmez, çünkü onlar bin odalı sofralarında bin çeşit yemek yiyorlar. Ama milyonlarca insan ucuz et kuyruğunda, geçim sıkıntısında” diyerek tepkisini dile getirdi. İPTAL KARARI ULUDAĞ’IN RANTA AÇILMASINI ENGELLEMEZ CHP grubu olarak “Uludağ Alan Başkanlığı'nın Kurulmasına İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi”ne karşı açtıkları iptal davasındaki Anayasa Mahkemesi kararını da değerlendiren Sarıbal “Mahkeme, başkanlığın bazı yetkilerini Anayasa’ya aykırı buldu ve iptal etti. Doğal sit alanları, tabiat varlıkları ve korunması gereken taşınmaz kültürel varlıkların tespitine ilişkin yetkiler Uludağ Alan Başkanlığı’ndan alındı. Ancak, başkanlığın görev ve yetkileri ile kamulaştırmaya ilişkin maddeler iptal edilmedi. ‘İmar Planı Yapma’ yetkisi iptal edilmemiştir. Bunun, Uludağ’ı rant projelerine açmak için bir hamle olduğunu biliyoruz. Uludağ’ı rant projelerine açmak için hukuku, kanunları eğip büküyorlar. Uludağ, sadece Bursa için değil, Türkiye için de eşsiz bir doğal mirastır. Su kaynakları, ekosistem ve bölgedeki biyolojik çeşitlilik hala risk altındadır. Uludağ’ı korumak için mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Kahverengi Kokarca Ekonomik Tehdit Haline Geldi Haber

Kahverengi Kokarca Ekonomik Tehdit Haline Geldi

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kahverengi kokarcanın fındık ve diğer tarımsal ürünlere verdiği zararları ve yapılması gerekenleri yaptığı basın açıklamasıyla değerlendirdi.  “Dünya fındık üretiminden aldığımız pay giderek azalsa da ülkemiz dünya fındık üretiminin yüzde 64’ünü gerçekleştirerek hala liderliğini sürdürüyor” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü;  “Fındık ürününde dünyada tekel konumundayız. Ürettiğimiz fındığın yüzde 85’ini ihraç ederek küresel fındık ihracatının yüzde 50’sini karşılıyoruz. Bu durum ülkemizi dünya fındık üretiminde ve ihracatında ilk sıralara taşıyor. Ancak üreticilerimizin çilesi bitmiyor. Kahverengi kokarca zararlısı stratejik öneme sahip fındıkta son yılların en önemli sorunu haline geldi. 2017 yılında Gürcistan’dan yayılarak Borçka ilçesinde görülen kahverengi kokarca zararlısı bugün tüm Karadeniz bölgesinde tarımsal üretimi tehdit ediyor. Yeşil aksama sahip 300’den fazla ürüne zarar veren bu zararlı geçim kaynağı fındık olan çiftçilerimizin gelirini doğrudan etkilemeye başladı. Dünyada muadili olmayan ve küresel pazarda eşsiz bir konuma sahip olan Türk fındığının geleceği bu zararlının kontrol altına alınmaması halinde tehlikeye girecektir. Bu durumdan sadece üreticilerimiz değil sanayicilerimiz, ihracatçılarımız kısacası ülke ekonomimiz etkilenecek, ağır bir bedel ödeyecektir.” “Kahverengi kokarcanın verdiği zarar üreticilerimizi mağdur ediyor. Piyasada üretici fiyatları aşağı çekildi” “2017 yılından buyana Tarım ve Orman Bakanlığımız, Birliğimiz ve Odalarımız başta olmak üzere diğer sektör temsilcileri tarafından her türlü uyarı yapılıyor olmasına rağmen tehlikenin ciddiyeti tam anlamıyla kavranmadı ve ülkemiz büyük bir felaket ile karşı karşıya kaldı. Geçen yıl kahverengi kokarcanın fındığa verdiği zarar yüzde 25’i buldu. Verimin yanında randımanı da düşürdüğü için giderek artan zararın boyutları üreticilerimizi mağdur ediyor. Bu zararlının neden olduğu kayıplar nedeniyle bu yıl randımanda yüzde 30-35 oranında düşüşün yanı sıra küflü ve çürük oranlarında da yüzde 40’a varan oranda artış oldu. Bu kayıplar nedeniyle pek çok üreticimiz fındığını satamadı. Tedbir alınmadığında kahverengi kokarcanın vereceği zararın yüzde 50 ila 75 arasında olacağı tahmin ediliyor. Bu durum 2 milyar doların üzerinde ihracat geliri sağlayan fındık sektöründe telafisi imkansız zararlara yol açabilir. Rekolte düşük olmasına rağmen kokarca zararlısı bahane edilerek fındık alım fiyatları düşürülüyor. Piyasada teşekkül eden fiyatlar Toprak Mahsulleri Ofisinin açıkladığı fındık fiyatının çok altındadır.”  “Kahverengi kokarca ekonomik tehdit haline geldi” “Kahverengi kokarca yalnızca tarımsal üretimi değil, aynı zamanda Türk tarımının ekonomik istikrarını da tehdit eder hale geldi. Nisan ayında kışladıkları yerden çıkarak yayılan bu zararlı karanfil oluşumundan başlayarak fındığa zarar veriyor, çürümeye ve dökülmelere neden oluyor. Hasat aşamasına kadar yaptığı zararlar ile fındıkta iç çürüklüğüne, tadında acımaya, küflenmeye ve depolamada firenin artmasına kadar pek çok ekonomik kayba neden oluyor. Giderek yayılan bu istilacı tür yok edilmediği takdirde önümüzdeki yıllarda ülkemiz geneline yayılarak fındık ve diğer tarımsal ürünlere daha fazla zarar verecektir. Turunçgil uzun antenli böceği ve kahverengi kokarcanın neden olduğu zararın telafisi amacıyla üreticilerimize tazminat ödenmesi amacıyla 2019 yılında Bakanlık nezdinde talepte bulunduk. Talebimiz dikkate alınarak turunçgil uzun antenli böceği için Bitki Karantinası Tazminat Desteği çiftçilerimize sağlandı. Kahverengi kokarca için de bahçe ilaç desteği ve feromon tuzak desteği verilmelidir. Kahverengi kokarca zararlısına karşı Tarım ve Orman Bakanlığı, Birliğimizin de dâhil olduğu 2023-2025 yıllarını kapsayan Kahverengi Kokarca Eylem Planı hazırlayarak uygulamaya koydu. Eylem planı kapsamında zararlıyla mücadele için Tarım ve Orman Bakanlığı ve bölgedeki Ziraat Odaları başta olmak üzere Karadeniz bölgesindeki borsalar, üniversiteler fındıkla alakalı kurum ve kuruluşlar seferber oldu. Bölgedeki Ziraat Odalarımız, Tarım ve Orman il/ilçe müdürlükleri ile koordineli bir şekilde yayılım alanlarını belirlemek için 3 bin 500’e yakın feromon tuzak dağıtıldı. Bu tuzaklar belirli aralıklarla kontrol edilerek zararlının yayılımı kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Son olarak Tarım ve Orman Bakanlığı mücadele için faydalı böcek olan samuray arısının üretimini gerçekleştirerek doğaya salınımını sağladı. Bugüne kadar 35 ilde 207 bin 286 samuray arısı üretimi yapılarak salım yapıldı. Samuray arısı üretimi artırılarak daha fazla alana salımı yapılmalıdır.”   “Çiftçilerimiz ilaç fiyatlarının yüksekliği nedeniyle mücadele edemiyor” “Tarımsal üretimde kullanılan girdilerdeki yüksek artışlar üreticilerimizi zorlarken bir de kahverengi kokarca ile mücadelenin eklenmesi fındık üretiminin sürdürülebilirliğinin önünde engel oluşturuyor. Bölge genelinde coğrafi şartların zor olmasının yanı sıra ilaç fiyatlarının yüksekliği üreticilerimizin kendi imkânlarıyla ilaçlı mücadele yapmasına engel oluyor. Zararlı ile mücadelede ilaç temini ve uygulanmasında diğer kurumların yanında belediyelerin de maddi ve ekipman desteği çok önemlidir.”   “Kahverengi kokarca sadece fındıkta değil 300’den fazla üründe zarar yapıyor” “Sadece Karadeniz bölgesinde değil ülkemizin birçok bölgesinde meyve, sebze üretimini tehdit eden, 300’den fazla bitki türüne zarar veren kahverengi kokarca, başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, Trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan ve benzeri ürünlere hatta orman ağaçlarında da zarara yol açıyor. Bu zararlı ile mücadelede tüm kurum ve kuruluşlar gereken desteği vererek bu problemin çözümüne katkı sağlamalıdır. Zararlı ile mücadelede yaşanan diğer bir sıkıntı ise bölgedeki fındık bahçe sahiplerinin bir kısmının başka illerde yaşamakta olup hasattan hasada bölgeye gelmesidir. Bu durum zararlının tarım alanları dışında boş mesken, ahır ve benzeri yerlerde toplu olarak kışlaması nedeniyle bu alanlarda yapılacak topyekün ilaçlı mücadelede zaafiyete yol açıyor. Mücadelede bu husus da gözden kaçırılmamalıdır.”   “Kahverengi kokarca yok olana kadar bu mücadele devam etmeli” “Kahverengi kokarca ile mücadelede üreticilere yapılan bilinçlendirme çalışmaları bu zararlı yok olana kadar tüm kurum ve kuruluşlar tarafından kesintisiz sürdürülmelidir. Bu konuda İl ve ilçe Ziraat Odalarımız yıl boyunca bilgilendirme faaliyetlerini devam ettirmektedir. Sadece üreticilerimiz değil bölge insanımız da evinde, deposunda, samanlığında ve benzeri yerlerde bu zararlıyı gördüklerinde imha etmelidir. Nisan ayına kadar evlerde, depolarda, samanlıklarda kışlayan bu zararlı havaların ısınmasıyla birlikte tarımsal alanlara yayılarak önümüzdeki sezon da üretimi tehdit edecektir. Bu sebeple özelikle kış aylarında köylerde boş bırakılan bu mekânlar kontrol edilmeli, bu zararlı böcek ile karşılaşılması halinde Tarım ve Orman il/ ilçe Müdürlükleri veya Belediyelerle irtibata geçilerek imha edilmeleri sağlanmalıdır. Kahverengi kokarcanın hareketli olduğu Nisan ayı sonu ve Mayıs ayında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ruhsatlandırdığı ruhsatlı bitki koruma ürünleri ile tarımsal alanlarda ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Kimyasal mücadelenin yanında çevreye zarar vermemek adına biyolojik mücadele daha da önem kazanıyor. Bu nedenle biyolojik ve biyoteknik mücadelede Bakanlık daha fazla inisiyatif almalıdır. Kokarcadan zarar gören üreticilerimizin Ziraat Bankalarına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları faizsiz veya çok düşük faizle uzun vadede ödenmesi sağlanmalı, yeniden kredi kullanabilmelerinin önü açılmalıdır. İlgili kurum ve kuruluşların çiftçilerimizle el ele vererek bu zararlıya karşı mücadelesinin başarıya ulaşması en büyük dileğimizdir.”

Fındık Hasadında Reform Haber

Fındık Hasadında Reform

Ordu’nun tarım ekonomisinin belkemiği olan fındığın hasadı için geliştirilen “Fındık Dalda Aklın İşçide Kalmasın” projesi kapsamında fındık işçileri bahçeye girdi. Hem bahçe sahipleri hem de işçilerin yüzü güldü. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler öncülüğünde fındık ürünü için birçok proje geliştiren ve uygulayan Büyükşehir Belediyesi hasat sezonunda “Fındık Dalda Aklın İşçide Kalmasın” projesiyle üreticilerle işçileri bir araya getiriyor. Özellikle proje yerli işçi bulma sorunu yaşayan üreticiler ve fındık toplayarak ekonomik gelir elde etmek isteyen Ordulular için kolaylık sağlıyor. Oluşturulan bu platformda bir araya gelen işçi ve üreticiler mağdur olmazken milyonlarca lira Ordu ekonomisinde kalıyor. 5’İNCİ YILINDA REKOR KATILIM Başlayan hasat dönemi ile 5’incisi gerçekleştiren proje bu yılda oldukça rağbet gördü. 2 bin 815 bahçe sahibi ile 8 bin 844 işçi bu proje sayesinde buluşturularak fındık hasadına başlandı. Proje kapsamında Selin Kılıç öncülüğünde Bayadı Mahallesi’nde bulunan Altun Tosun adlı üreticinin bahçesine giden ekip bu yılın hasadını gerçekleştirdi. Projeye bahçe sahibi olarak katılan Altun Tosun öncesinde işçi bulmakta zorlandıklarını ifade ederek bu proje ile işlerinin kolaylaştığını söyledi. Üretici Altun Tosun konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Projeden çok memnunum. Fındık hasadında işçi bulma konusunda oldukça zorlanıyorduk. Özellikle yerli üreticimiz kazansın diye de böyle bir yola girdim. Bu platforma katılmak için başvurumu yaptım. Öncelikle Büyükşehir Belediye Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Hem üreticilerimize hem de işçilerimize yardımcı olduğu için Allah razı olsun.” İŞÇİLER DE MEMNUN Projede ekip kurarak fındık toplama işi yapan Selin Kılıç, bahçe sahipleri ile işçileri bir araya getirmenin süreci hızlandırdığını ve fındıkların dalda kalmadan toplanmasını sağladığını belirtti. Kılıç, proje ile ilgili olarak şunları ifade etti: “Bu proje ile bahçe sahipleri ile ortak bir buluşma sağlıyoruz. Bu şekilde süreç daha hızlı ilerliyor. Fındıkta dalda kalmamış oluyor. Bu projeden oldukça memnunuz.” BAŞKAN GÜLER’E TEŞEKKÜR “Fındık Dalda Aklın İşçide Kalmasın” projesi ile fındık toplama işi yapan vatandaşlarda oldukça memnun olduklarını dile getirdiler. Büyükşehir Belediyesinin öncülüğünde hayata geçirilen bu projenin oldukça güvenli olduğunu ifade eden işçiler Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’e teşekkür ettiler.

Başka Bir Firma Fındık Fiyatı Açıklamayacak Haber

Başka Bir Firma Fındık Fiyatı Açıklamayacak

Ordu Büyükşehir Belediye Meclisi Ağustos Ayı Olağan Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Büyükşehir Belediyesi Başkan Dr. Mehmet Hilmi Güler, Ordu’da yapımı devam eden ve planlanan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler Başkanlığında Ordu Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri ve basın mensupları katıldı. Ağustos Ayı Meclis Toplantısı’nı yerinde takip etmek isteyen Ordu Sosyal Bilimler Lisesi 12. sınıf öğrencisi Bahar Güney açtı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan Güney, Ordu’ya yapılan çalışmalarla ilgili Başkan Güler’e teşekkür etti. “BAŞKA BİR FİRMA FINDIK FİYATI AÇIKLAMAYACAK” Gündem maddelerine geçmeden önce fındık sezonun tüm üreticilere hayırlı olmasını dileyen Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler fındık hakkında açıklamalarda bulundu. Özellikle fındık fiyatı ile ilgili Rekabet Kuruluna başvurarak açılan hukuk savaşının gerekçeli karar ile kazandıklarının altını çizen Başkan Güler açıklamasında şu sözlere yer verdi: “Ordu’muz fındık sezonuna başladı. Allah bol kazançlar nasip etsin. Burada bir hukuk savaşı verdik. Fındığın 200 yıllık makus tarihini kıran bir kararı sizlerinde desteğiyle kazandık. Rekabet Kurulunda yaptığımız çalışmalarla bir hukuk savaşını kazandık. Bu müjdeyi de sizlere vermek istiyorum, gerekçeli kararda yayınlandı. Bir fiyat açıklandıktan sonra hepinizin bildiği bir firma başka bir düşük fiyat açıklayamayacak. Bunu taahhüt etti. Ayrıca birkaç konu daha var. Biz bunları da Rekabet Kuruluna bırakıyoruz. Fındığın önündeki engel kalkmış oldu. İlk defa da tarihinde fiyat 4 dolar oldu. İnşallah bundan sonra sizlerin de katkılarıyla bu çalışmalar bambaşka bir noktaya geçecek. Çünkü en fazla etkilenen Ordu ve Giresun. Ordu ve Giresun’un kaderi büyük ölçüde bu çalışmalara bağlı. Fındık kanunu diye bir kanun var. Bunda çoğumuz maalesef gerekli ilgiyi göstermediğimiz için fındık üretimi başka illere de kaymış bulunuyor. Halbuki bunlar hep izinle oluyor. Mesela Perşembe’de çay diktiler ve söktürdüler. Ama bizim fındık 42 vilayette işleniyor. Bu yanlış bir politika. Bunu Tarım Bakanımız, parlamenterler ile görüşüyoruz.” “AKTİF KARBONDAN LİSANLI DEPOYA PEK ÇOK ÇALIŞMAMIZ VAR” Fındığa alternatif ürünler için ve fındığa yön verecek diğer çalışmaların da üzerinde durduklarını ifade eden Başkan Güler, “Yine fındık ürünlerinin ele alınması son derece önemli. Bunlarla ilgili çalışmalarımız var. Aktif karbonundan çikolata üretimine kadar. Aktif karbon fabrikamızın binası bitti. Yine bahçelerimizde karma yem üretimini başlattık. Bu da bir devrim. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu gibi fındık piyasası düzenleme kurulu olmasının da yararı olabilir. Bunu da yeni bir fındık tasarısı ile bizler hazırlayacağız. Lisanslı depo son derece önemli. Bununla ilgili yerimiz hazır. Şirketi kurduk. 20 bin tonluk lisanslı depoyu Ordu’da kuruyoruz” şeklinde konuştu. “ALDIĞIMIZ TEDBİRLERLE SELİ YÖNETTİK” Geçtiğimiz günlerde Ordu’da etkili olan yağış ile birlikte metrekareye 120 kg yağış düştüğünü söyleyen Başkan Güler, selin önlemeyeceğini ama yönetilebileceğini söyledi. Bu yağışlarda da alınan tedbirlerle seli yönettiklerini ifade eden Başkan Güler, “Şehrimize 120 kg yağmur yağdı. Çok şükür aldığımız tedbirle seli yönetiyoruz. Seli önleyemeyiz ama yönetebiliriz” dedi. “ULAŞIM MASTER PLANI HAZIRLIYORUZ” Ulaşım konusuna da değinen Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Ordu’nun ulaşım master planının hazırlanarak eski alışkanlıkların geride bırakılacağını söyledi. Başkan Güler konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Ulaşım konusunda bir sürü minibüs ve taksimiz var. Ünye’de 3 hat var. Fatsa’nın 4 hattı var. Bunları elden geçirmemiz lazım. Bazı yerler hala eski alışkınlıkları ile gidiyor. Ulaşım master planı ile çok iyi bir uzman ile çalışıyoruz. Ordu’da 14 tane kavşak yaptık. Kendi kavşaklarımızı ihalesiz kendimiz yapıyoruz. İlçelerimizin en merkezi yerlerine akıllı kavşaklar yapacağız.” “ORDU ÇITAYI YÜKSELTİYOR” Ordu Büyükşehir Belediyesinin başarıları ve diğer gelişmeler hakkında da açıklamalarda bulunan Başkan Güler konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “DAVET Merkezimizde ticaret yapmak isteyen kişiler yeni bir dükkan açmadan buradan yararlanabiliyordu. Burada şu an 16 tane aktif firmamız var. 6 tanesi de orayı kullandı, orada kanatlandı ve kendi şirketlerini kurdular. Yine burada 16 STK orayı kullanılıyor. ORYAZ şirketimiz yaptığı çalışmalarla HAVELSAN’ın çözüm ortağı oldu. HAVELSAN Savunma Sanayi Yatırımlarını ORYAZ’ı da davet etti. Ordu çitayı yükseltiyor. Fatsa’da mozaik heykelenin bulunuşu Ordu için dönüm noktası olacak. Ordu’da tarih fışkırıyor. Karadeniz arkeolojik zenginlikleriyle de atağa kalktı.”

Fındık Hasadı Başladı Haber

Fındık Hasadı Başladı

Türkiye’nin önemli ihracat ürünleri arasında yer alan ve Karadeniz Bölgesinin en önemli geçim kaynağı olan fındığın hasadı başladı. Üretiminden piyasasına kadar fındığın takipçisi olan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, sezonun ilk fındık hasadında da üreticileri yalnız bırakmadı. Ordu’da bu yıl sahil kesimlerinde fındık toplama tarihi 5 Ağustos olarak açıklanmasının ardından üreticiler bugün itibari ile bahçeye girdi. Sabahın erken saatlerinde bahçelere giren fındık üreticileri sezonun ilk hasatına başladı. Üreticilere Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ile birlikte Ordu Valisi Muammer Erol, Ordu Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, Ordu İl Müftüsü İsmail Çiçek, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan ve Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça eşlik etti. Eskipazar Mahallesi’nde Nedim Uzunçakmak adlı üreticinin fındık bahçesinde hasat dualar eşliğinde başladı. Başkan Güler, beline sepeti takarak daldan fındık topladı. “YENİ FINDIK SEZONUMUZ HAYIRLI OLSUN” Üretimi, hasadı, piyasası ve katma değerli ürünler ile fındığın 200 yıllık makus tarihini değiştirmek için var gücüyle çalışan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, sezonun ilk hasat gününde fındık ile ilgili önemli mesajlar verdi. Başkan Güler şöyle konuştu: “Allah’a şükürler olsun tekrar fındık sezonuna kavuştuk. İlk hasadımızın mutluluğunu yaşıyoruz. Fındık bizim için son derece önemli. Bunun emeğinin değerlendirilmesi, katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülmesi ve fındık politikası tekrar canlı bir şekilde ele alınacak. Fındık kanununa uygun olarak bu tarımın yapılması en önemli hedeflerimizden bir tanesi. Piyasanın serbestleşmesi de son derece önemli. Serbest piyasa demek başı boşluk demek değil, bu noktada Büyükşehir Belediyesi olarak Tarım Bakanlığımız olarak hükümetimiz olarak yoğun bir şekilde devreye giriyoruz. İnşallah çok daha pozitif bir ortama doğru gideceğiz. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Fındık hem dünya piyasasında hem Karadeniz’de hem de Türkiye’de gerçek değerini bulacak. Bundan dolayı da Cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza teşekkür ediyorum. Yeni fındık sezonumuz hayırlı olsun.”

Fındık Alım Fiyatı Belli Oldu Haber

Fındık Alım Fiyatı Belli Oldu

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 2024/2025 dönemi kabuklu fındık alım fiyatlarını belirledi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Belirlenen fiyatlar, fındık üreticilerinin depolama ve finansman ihtiyaçlarının karşılanması ile pazarlama kaynaklı yaşanabilecek sıkıntıların giderilmesi amacıyla, hasat dönemi öncesinde aşağıdaki gibi kararlaştırılmıştır. 2024/2025 sezonu kabuklu fındık alım fiyatları; %50 sağlam iç fındık esasına göre; Levant kalite için 130 TL/KgGiresun kalite için 132 TL/Kg, olarak belirlenmiştir. Bakanlığımızın üreticilere vereceği alan bazlı destek, mazot ve gübre desteği ile birlikte düşünüldüğünde ise levant kalite için ortalama fiyat 133 TL/Kg, Giresun kalite için ise 135 TL/Kg olacaktır. Ayrıca yüksek randımanlı fındığa (50 randımanın üzerindeki her +1 randıman için) 1,30 TL/Kg ilave fiyat verilecektir. TMO; fındık alımları konusunda her türlü teknik altyapı, depolama, personel ve finansman hazırlıklarını tamamlamıştır. Üreticilerimiz 12 Ağustos'tan itibaren TMO iş yerleri ile www.tmo.gov.tr adresi ve e-devlet üzerinden randevularını alabilecektir. Kabuklu fındık alımlarına 19 Ağustos'ta başlanacak olup, alımlar önceki yıllarda olduğu gibi randevulu yapılacaktır. Üreticilerimizin TMO'ya ürün teslim ederken rutubetten dolayı sıkıntı yaşamamaları için ürünlerini kurutmaya azami özen göstermeleri gerekmektedir. Yeni hasat sezonu ve kabuklu fındık alım fiyatları üreticilerimize hayırlı olsun."

CHP'li Sarıbal: Fındık Üreticileri Emeğinin Karşılığını Almalıdır Haber

CHP'li Sarıbal: Fındık Üreticileri Emeğinin Karşılığını Almalıdır

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, fındıkta sorunlar ve üreticilerin fiyat beklentilerini değerlendirdi. CHP'li Sarıbal yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; Fındık üreticileri emeğinin karşılığını almalıdır ''Bademden sonra dünyada en çok yetiştirilen sert kabuklu meyve olan fındıkta üretim alanlarının yüzde 70’i Türkiye’de bulunmaktadır. Ülkemiz dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 65’ini gerçekleştirmekte; Türkiye’yi İtalya, ABD ve Azerbaycan izlemektedir. Türkiye dünya fındık ihracatında da yüzde 56’lık payla lider konumdadır. Türkiye’yi ihracatta; ABD, İtalya ve Gürcistan takip etmektedir. Dünyada en büyük fındık ithalatçısı ülkeler ise İtalya, Almanya, Fransa, Rusya, Belçika ve İsviçre’dir. Fındığın yaklaşık yüzde 90’ı Avrupa ülkeleri tarafından tüketilmekte ve büyük ölçüde çikolata ve şekerleme sanayiinde kullanılmaktadır. Türkiye’nin fındık üretim sorunlarının başında verim düşüklüğü gelmekte; verim ABD’de dekar başına verim 285 kg iken Türkiye’de 93 kg dolayındadır. Dikim alanlarının doğal ekolojisinden uzaklaşmasında, verim ve maliyet farklılıklarının önemli rolü olmuştur. Günümüzde toplam 723 bin hektar olan fındık dikim alanlarının yüzde 73’ü (531 bin hektarı) 1. Standart bölge olarak adlandırılan Orta ve Doğu Karadeniz bölgelerinde bulunmaktadır. Özellikle Sakarya, Düzce ve Zonguldak illerinde yoğunlaşan yeni dikim alanları, fındığın gerçek ekolojisi olarak tanımlanan 1. Standart bölgedeki daha yaşlı fındık bahçelerine göre 2 kat daha fazla verim sağlamaktadır. Avrupa Birliği; İtalya, İspanya, Yunanistan, Fransa ve Portekiz gibi üye ülkelerde yaptığı desteklerle fındık üretimini artırmaya çalışmaktadır. Almanya ayrıca Arjantin, Azerbaycan, Gürcistan gibi ülkelerde fındık üretimini sağladığı desteklerle teşvik etmekte ve Türkiye’nin piyasadaki üstünlüğünü kırmaya çalışmaktadır. 2006 yılında Fiskobirlik’i etkisizleştirmek amacıyla Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) fındık alım görevi verilmiş, üç yıl sonra “Yeni Fındık Stratejisi” uygulamaya konularak, bu kapsamda fındık üreticilerine alan bazlı gelir desteği uygulaması başlatılmıştır. 2012 yılı için dekar başına 150 TL, 2013 yılı  için 160 TL ve 2014 yılı için 170 TL olan alan bazlı gelir desteği, 2023 yılında da 170 TL olarak uygulanmaya devam edilmiştir. Yani söz konusu destek 11 yıldır değiştirilmemiştir. Sadece son üç yılın enflasyon verilerine, akaryakıt ve gübre fiyatlarına, işçi ücretlerindeki değişime bile baktığımızda hiç değişmeyen 170 TL’lik bu desteğin artık bir anlamının kalmadığı görülecektir. 2014 yılında döviz karşılığı 77 dolar olan bu desteğin 2023 yılında değeri 7 dolara düşmüştür. Türkiye’nin son üç yıllık ihracatı ortalama 310 bin ton iç fındık karşılığı yaklaşık 2 milyar dolardır. Fındık ihracatında ilk üç firmanın ikisi yabancı sermayelidir. 2023 yılının ihracat şampiyonu 378 milyon $ ile İtalyan Ferrero olup, ikinci sırada Balsu Gıda, üçüncü ise Singapur sermayeli Olam Gıda gelmektedir. Fındık giderek tekelci şirketlerin kontrolüne girmektedir Dünyanın en büyük dört çikolata üreticisinden biri olan İtalyan şirketi Ferrero, 2014 yılında Türkiye’nin ihracat şampiyonu olan Oltan Gıda’yı satın almış ve şirketin adını “Ferrero Fındık” olarak değiştirmiştir. Ferrero 10 yıldır değerli tarım adı altında sürdürdüğü programla 100 bin hektar alanda (tüm fındık alanlarının yüzde 14’ü) 50 bin fındık üreticisine (tüm üreticilerin yüzde 23’ü) ulaşmıştır. Şirketin hedefi Karadeniz’de fındık üreten küçük çiftçileri tasfiye ederek kendine bağlı büyük işletmeler oluşturmaktır. Ferrero’nun halen 10 bin üreticiyle sözleşmesinin bulunduğu belirtilmektedir. Kamunun tarım politikasının serbest piyasaya dayalı olması nedeniyle şirketlerin dediği olmaktadır. TMO alım fiyatını şirketlerin istediği şekilde maliyetin altında açıklamanın yanı sıra  yeterince fındık almamakta; böylelikle üreticiyi şirketlerin kucağına atmaktadır. 2023 yılında maliyeti kg başına 70 TL olarak kabuklu fındık alım fiyatları; TMO tarafından Giresun kalite için 84 TL, ve Sivri kalite için 80 TL olarak açıklanmıştır. Ancak TMO’nun alım miktarı pazarlanan fındığın yüzde 1’ini geçmemiştir. Her yıl yinelenen rekoltenin yüksek gösterilerek fındık fiyatının baskılanması oyunu bu yıl da devam etmektedir. Uluslararası Sert Kabuklu Meyveler Konseyi Türkiye’nin 2024 ürünü fındık üretim tahminini 785 bin ton olarak açıkladı. 2023-2024 sezonundan devreden 135 bin ton stokla birlikte toplam kabuklu fındık arzının 920 bin ton olacağı belirtildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre 2024 yılı fındık rekoltesi 718 bin ton olacak. Bu arada TÜİK üretimi 650 bin olarak tahmin etmiş olup; ancak Kahverengi Kokarca, kozalak akarı, külleme ve olası kuraklık zararları dikkate alındığında rekoltenin bu miktarı bile bulması mümkün gözükmemektedir. Fındık rekoltesi üzerinden fiyatın baskılanmasına son verilmelidir. Dünya üretimin yüzde 65’ini gerçekleştirdiğimiz fındık fiyatının belirlenmesi şirketlerin insafına bırakılmamalıdır. Bu konuda öneriler şöyle sıralanabilir: 1)     Fındık üreticilerinin örgütlenmeleri teşvik edilmeli, Fiskobirlik üreticilerin doğrudan yönetimine katılacağı bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. 2)     Mevsimlik fındık işçileri emeğinin karşılığını alabilmeli, insana yakışır barınma ve çalışma koşulları sağlanmalıdır. 3)     Fındık fiyatı tek başına şirketler tarafından değil, fındık üreticileri ve  şirketler arasında pazarlıkla belirlenmelidir. 4)     2018 yılından beri 170 TL/dekar olarak uygulanan alan bazlı destek günümüz koşullarına göre revize edilmelidir. 5)     Birçok kuruluş tarafından üretim maliyeti 120 TL/kg olarak hesaplanan fındığın taban alım fiyatı dizginlenemeyen enflasyon şartları dikkate alınarak en az 160 TL olarak açıklanmalıdır.

Hasadı Yaklaşan Fındık Rekoltesinde Düşüş Bekleniyor Haber

Hasadı Yaklaşan Fındık Rekoltesinde Düşüş Bekleniyor

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, hasadı yaklaşan fındık ve çiftçilerimizin beklentisini yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi. “Fındıkta hasat zamanı geldi. Karadeniz Bölgesi’nde üretici, sanayici, tüccar, ihracatçı, esnaf, manav tüm Karadeniz insanı fındık alım fiyatının açıklanmasını bekliyor” diyen Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü; “Sıcaklık, kahverengi kokarca ve mantar hastalıkları nedeniyle rekoltede düşüş bekliyoruz” “Küresel iklim değişikliği nedeniyle yaşadığımız kuraklık ve hava sıcaklıklarındaki ani değişimler, diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi fındığı da olumsuz etkiledi. Muhtelif yerlerde güneş yanığı görülüyor. Kahverengi kokarca gibi istilacı türlerin yanı sıra mantar hastalıklarının neden olduğu zararlar da fındıkta verimi etkiledi. Fındıkta dökülmeler var. İstilacı türler ve mantar hastalıkları ile mücadelede belirli bir seviyeye gelinse de aşırı sıcaklarla birlikte bu yıl fındık rekoltesinde düşüş bekleniyor. Bu yıl bu kayıplarla birlikte fındık üretiminin 700 bin tonun altında gerçeklemesini bekliyoruz.” Türk fındığı artık bir “Dünya Ürünü” “Dünya fındık üretiminin yüzde 64’ünü ülkemiz gerçekleştiriyor. En yakın üretici ülke olan İtalya ile aramızda 7,7 kat üretim farkı var. Biz fındığı üretmezsek dünya çikolata sektörü durma noktasına gelir. Çünkü çikolatada başka ürünler denenebilir ama fındığın özellikle de Türk fındığının verdiği tat ve aroma yakalanamaz. Ülkemizin en çok fındık ihraç ettiği iki ülke Almanya ve İtalya’dır. Fındığı ülkemizden ithal eden bu iki ülke, işleyip tüm dünyaya pazarlıyor. Ülkemizin kazandığı gelirin kat kat fazlasını kazanıyorlar. Fakat bu ülkelerde fındığın kaç lira olduğu ya da olacağı konuşulmuyor, üretilen katma değerli ürünlerin tüm dünyaya daha fazla nasıl satılabileceği konuşuluyor. Ülkemiz fındık üretiminin yüzde 80-85’ini ihraç ediyor. Üretim ile ihracat arasındaki ilişkiye baktığımızda birbirine paralel seyrettiği görülüyor. Çok ürettiğimiz yıl çok, az ürettiğimiz yıl ise az ihracat gerçekleştiriyoruz ama bu ihracat oranını hep koruyoruz. Bu ihracatın üzerine ortalama 110 bin ton iç piyasa tüketimini de koyduğumuzda hemen hemen ürettiğimiz kadar fındığı tükettiğimiz görülüyor. Elimizde stok olarak fındık kalmıyor. Bu durum Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) stok istatistiklerinden de net şekilde görülüyor.” “Üreticiler, artan maliyetler nedeniyle tatmin edici bir taban fiyat açıklanmasını bekliyor” “Bilindiği gibi tarımsal üretimin en önemli gider kalemleri, mazot, gübre, ilaç ve işçilik ücretleridir. Son bir yılda mazot fiyatlarında yüzde 109, gübre fiyatlarında yüzde 37, tarım ilacı fiyatlarında yüzde 67 artışlar oldu. Fındık üretiminde en önemli maliyet unsuru olan işçilik ücretleri, sadece son bir yılda 2,5 kat arttı. Üreticilerimiz, artan maliyetler nedeniyle tatmin edici bir taban fiyat açıklanmasını bekliyor. Toprak Mahsulleri Ofisi fındık alım fiyatını belirlerken artan girdi maliyetleri, enflasyon oranı ve üreticilerimizin kârını da göz önüne almalıdır. Ziraat Odalarımızın bölgede açıkladığı fiyat beklentilerini karşılamalıdır.” “Toprak Mahsulleri Ofisi en kısa sürede fiyat ve alım politikasını açıklamalıdır” “Toprak Mahsulleri Ofisi 2024 fındık alım fiyatını ve alım politikasını zaman kaybetmeden açıklamalıdır. Hasat öncesi fındık alım fiyatının açıklanması üreticilerimiz ve tüm paydaşlar için olduğu kadar ülkemiz içinde önemlidir. Fiyat ne kadar erken açıklanırsa üreticisinden ihracatçısına, sanayicisinden manavına kadar tüm kesimler geleceğe yönelik ekonomik planlarını o kadar sağlıklı yapabilecektir. Bazı zamanlarda serbest piyasada oluşan fiyatlar Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıklamış olduğu fiyatın gerisinde kaldı. Kararlı bir alım politikası oluşturulamazsa faturayı üreticilerimiz öder. Pek çok fındık üreticisinin fiyat yükselecek diye, fındığını 5-6 ay bekletme gibi bir lüksü yoktur. Fındıktan elde ettiği gelirle geçinmeye çalışan yüzbinlerce üreticimiz var. Bu sebepten Toprak Mahsulleri Ofisi alımlarda hızlı davranmalı, kota uygulamamalı, tüm ürünü alacağını beyan etmeli ve ürün bedellerini en geç bir hafta içerisinde üreticilerimizin hesabına aktarmalıdır.” “Fındıkta alan bazlı destek 10 yıldır değişmiyor” “Fındıkta üretim maliyetlerini düşürmek ve üreticilerin gelir seviyelerini korumak adına fındık üreticilerine; 2009 yılından bu yana fındık üreticilerimize alan bazlı gelir desteği veriliyor. 2009 ile 2012 yılları arası dekara 150 lira, 2013 yılında dekara 160 lira, 2014 yılında yükseltilerek dekara 170 lira olarak ödendi. Aradan geçen 10 yıllık süre içerisinde ödenen destek miktarı artırılmadı ve 2023 yılında yine dekara 170 lira olarak açıklandı. Üreticilerimiz verilen desteği yıl içerisinde bahçesinde yaptığı kültürel işlemlerde kullanarak, desteği devletin fındık üreticilerinin yanında olduğunun göstergesi ve güvencesi olarak kabul etmektedir. Ancak, bugünün koşullarında artık bu destek yetersiz kalarak anlamını yitirdi. Ülkemizin yaşadığı ekonomik sıkıntılar karşısında fındık üreticilerimiz devletin kendilerine sahip çıkılmasını, fındık alan bazlı destek miktarının günün şartlarına uygun olarak artırılmasını bekliyor.” “Türk fındığının geleceği bahçelerin yenilenmesine bağlıdır” “Fındıkta iklim değişikliğinin etkileri de ayrı bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca hasat tarihlerinde öne kaymalar yaşanıyor. İklim değişikliğinden kaynaklı hastalık ve zararlılarda yaşanacak değişiklik ve artışlar da verim üzerinde ciddi etkiye sahip oluyor. Ülkemiz bir an önce verimi artırmaya yönelik çözüm odaklı uygulamaları hayata geçirmelidir. Ekonomik ömrünü tamamlamış bahçelerin sökülerek yerlerine yeni bahçeler oluşturulmalıdır. Çay ürününde uygulanan yenileme tazminatına benzer bir destekleme modeli fındık ürünü için geliştirilerek uygulamaya konulmalıdır.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.