SON DAKİKA
Hava Durumu

#Gıda

Porsuk Haber Ajansı - Gıda haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gıda haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

AB'de Yürütülen Gıda Güvenliği Kampanyasına Türkiye'de Katıldı Haber

AB'de Yürütülen Gıda Güvenliği Kampanyasına Türkiye'de Katıldı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Avrupa Birliği (AB) kurumu olan Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından gıda güvenliği konusunda farkındalığı artırmak amacıyla uygulanan "Safe2Eat" kampanyasına bu yıl Türkiye'nin de katıldığını belirtti. Bakan Yumaklı, "Safe2Eat" kampanyasının gıda güvenliği konusunda farkındalığı artırmak amacıyla EFSA tarafından 2020'den bu yana devam ettiğini söyledi. Aday ülkelere açılan kampanyaya bu yıl Türkiye'nin de katıldığı bilgisini veren Yumaklı, toplam 23 ülkede yürütülecek iletişim kampanyasının, Avrupa genelindeki tüketicilerin güvenilir gıda tercihleri yapmasını teşvik etmeyi, bilimsel bilgilere dayalı doğru uygulamaları yaygınlaştırmayı ve gıda güvenliği konularında kamuoyunu bilinçlendirmeyi amaçladığını bildirdi. Bakan Yumaklı, kampanyaya dahil olan ülkelerin gıda güvenliğiyle ilgili bilimsel verileri AB vatandaşlarıyla paylaşarak tüketicilerin gıda seçiminde bilinçli kararlar almalarına yardımcı olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Biz de Türkiye olarak kampanya kapsamında gıda güvenliği konusunda vatandaşlarımızın farkındalığını artırmak amacıyla belirli temalara odaklanarak, tüketicilere yönelik bilgilendirme çalışmaları yürüteceğiz. Ülke olarak 6 ana tema belirlemiş durumdayız. Kampanya süresince işleyeceğimiz bu ana konular arasında gıda kaynaklı hastalıklar, gıdaların güvenilir yöntemlerle hazırlanması, katkı maddeleri, etiket okuma alışkanlıkları, gıda alerjenleri ve israfı önleme yer alıyor." GIDA ETİKETİ OKUMA ALIŞKANLIĞI TEŞVİK EDİLECEK Seçilen ana temalar doğrultusunda, tüketicilere gıdalarda kullanılan katkı maddeleri hakkında doğru bilgiler sağlanarak, bilinç oluşturulacağını vurgulayan Yumaklı, vatandaşların doğru gıda seçimleri yapabilmesi için gıda etiketlerini okuma alışkanlığının teşvik edileceğini anlattı. Bakan Yumaklı, alerjik reaksiyon riskleri ve gıdalardaki alerjen içeriklere ilişkin farkındalığın artırılacağını, yumurta, tavuk ve diğer yaygın gıda kaynaklı hastalık etkenlerine karşı bilinçlendirme çalışmaları yürütüleceğini dile getirdi. Gıdaların güvenli saklanması, hazırlanması ve pişirilmesi konusunda doğru uygulamaların yaygınlaştırılacağını belirten Yumaklı, bu faaliyetlerin yerine getirilebilmesi için de etkin bir iletişim kampanyası yürütüleceğini kaydetti. Bakan Yumaklı, bu kapsamda Bakanlık bünyesindeki Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğüne ait sosyal medya hesapları ile "https://guvenilirgida.tarimorman.gov.tr/" internet sitesinde kampanyaya ilişkin görsel ve içeriklerin düzenli olarak paylaşılacağını, marketler, restoranlar ve gıda sektörü paydaşlarıyla işbirlikleri de geliştirilerek kampanyanın daha geniş bir kitleye ulaşmasının sağlanacağını sözlerine ekledi.

Et Gramla Satılıyor, 200 TL 1 Kilo Tavuk Kanat Etmiyor Haber

Et Gramla Satılıyor, 200 TL 1 Kilo Tavuk Kanat Etmiyor

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer son günlerde yeniden artan et fiyatlarını Kasap İsmail Güçlü, ile konuştu. Gürer, "Ramazan öncesi durgun görünen fiyatlar, son günlerde Türkiye genelinde arttı. Vatandaş artık eti gramla alıyor" dedi. Güçlü ise, "1 kilo kuşbaşı, bir günlük yevmiyeye eşit. İnsanlar artık 400-500 TL'lik et alabiliyor" ifadelerini kullandı. NAKLİYE, ELEKTRİK, KİRA... HEPSİ FİYATLARI YÜKSELTİYOR CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, et fiyatlarındaki artışın arkasındaki nedenleri besiciler ve kasaplarla görüştüğünü belirtti. Gürer, “Girdi maliyetlerindeki artış et fiyatlarına yansıdı. Kasap arkadaşlarla konuştuğumda, 'Nakliye gideri var, elektrik gideri var, kira gideri var, işçiliği var' diyorlar. Kendilerine göre haklılar. Hayvancılık yapanlar da 'Yem fiyatları sürekli artıyor' diye şikayet ediyor. Dövizdeki oynaklık, yem fiyatlarını da yükseltiyor. Vatandaşta, ‘Gelirimiz düşüyor. Zamlar karşısında dayanacak hal kalmadı’ diyor” dedi. Kasap İsmail Güçlü ise üreticinin en büyük sorununun yem fiyatları olduğunu vurgulayarak, "Kur yükseldikçe yem fiyatları artıyor. Tonajlı sipariş gelince canlı hayvanın fiyatı da anında yükseliyor. Böylece vatandaşın alım gücü düşüyor" dedi. ET VE SÜT KURUMU'NUN HAYVANLARI PİYASAYA DAĞILMIYOR Gürer, Et ve Süt Kurumu'nun piyasaya sattığı hayvanların fiyatları düşürmediğine dikkat çekerek, "Et ve Süt Kurumu’nun getirdiği hayvanlar piyasaya verildiğinde, piyasa neden düşmüyor?" diye sordu. Kasap Güçlü, Et ve Süt Kurumu tarafından etlerin piyasaya dağıtılmadığını belirterek, "Et ve Süt Kurumu’ndan gelen hayvanların hiçbiri piyasaya dağılmıyor zaten. Göstermelik belli bir miktar, belli vatandaşa veriliyor. Kuyruk oluşuyor, 50-100 kişilik. O etler stoklarla sınırlı; bir kilo, iki kilo veriliyor. Hiçbiri esnafa gitmiyor. Belli başlı firmalar, insanlar alıp çıkıyor." diye konuştu. PİRZOLA LÜKS OLDU, 1 KİLO KUŞBAŞI BİR GÜNLÜK YEVMİYE Kasap İsmail Güçlü, son bir haftadaki fiyat artışlarına değinerek, "Niğde’de Dana yağsız kıyma 600 lira, az yağlısı 500 lira. Kuzu-dana karışık 650 lira. Dananın kesim fiyatı bir hafta önce 375-390 liraydı, şimdi 435 lira. Pirzola 800 liraya çıktı, pirzola artık bayağı lüks oldu. Biftek 750 lira, dana kıyma 500 liraya yükseldi. Kuzu kuşbaşı 575 liradan 700 liraya çıktı. Yani 1 kilo kuşbaşı, bir günlük yevmiyeye eşit. Çorbalık kemiğin kilosu 100 lira. Eskiden 100 liraya 1 kilo et alınırdı, şimdi 1 kilo kemik alınabiliyor." CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ramazan başına göre %20-25'lik bir artış olduğunu belirterek, "Vatandaş artık eti kilo ile değil, gramla alıyor" ifadesini kullandı. TAVUK DA ARTIK UCUZ DEĞİL, TAVUK KANAT 200 LİRADAN FAZLA Kasap Güçlü, kırmızı et fiyatlarındaki artışın tavuğa da yansıdığını belirtti. İsmail Güçlü, "Kırmızı ete zam gelince tavuğa talep artıyor, bu sefer ona da zam geliyor. Şu anda tavuğun kilosu 125 lira, daha önce 100 liraydı. Kanat ise 200 liradan fazla. Türkiye'nin en büyük banknotu (200 TL), 1 kilo tavuk kanat etmiyor." dedi. ÇÖZÜM YERLİ ÜRETİM VE MERA HAYVANCILIĞI Kasap İsmail Güçlü, "Dışarıdan hayvan getirmek çözüm değil. Kendi üretimimizi yapmalı, mera hayvancılığına dönmeliyiz" diyerek sürecin nasıl iyileştirilebileceğini anlattı: "Büyükbaş hayvanlar kapalı beside 1 yıl besleniyor. Üretici sabah 5’te kalkıp yemini veriyor, suyunu veriyor, altını temizliyor. Büyük emek var. Ama artık kâr marjı da kalmadı. Kışın onlarca üreticinin koyunu, kuzusu öldü. Devlet belli bir düzenleme yaparsa, fiyatlar düşer." Gürer’in "Vatandaş ucuz eti ne zaman yiyecek?" sorusuna ise Güçlü’nün yanıtı net oldu: "Üretim zincirini kendimiz karşılarsak fiyatlar düşer. Mücadele ederlerse olur." TÜRKİYE'DE ET TÜKETİMİ UKRAYNA'NIN DA GERİSİNDE Türkiye'de kişi başı et tüketimi, OECD ve Avrupa Birliği ortalamalarının oldukça gerisinde kalırken, savaşın gölgesindeki Ukrayna'nın bile altında seyrediyor. Buna rağmen, et fiyatlarındaki artışın önüne geçilemiyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, " Ülkemizde kişi başına düşen et ortalaması, OECD ve Avrupa Birliği ortalamasının gerisinde kalırken, savaştaki Ukrayna’nın dahi altında yer alıyoruz. Buna rağmen, et tüketimi düşük seviyelerde olmasına karşın fiyatlar artmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu. HAYVANCILIK POLİTİKALARINDAKİ YANLIŞLAR İTHALATLA SORUNLARI DERİNLEŞTİRDİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvan ithalatının Türkiye'nin et ve hayvancılık sorunlarını çözmek yerine derinleştirdiğini ifade etti. "İlk et ve hayvan ithalatı 2010 yılında başladı. Her Bakan, üç yılda ithalatın sona ereceğini söyledi ancak 2010-2025 yılları arasında toplamda 10 milyon ithal hayvan getirildi ve yaklaşık 12 milyar dolar yurt dışına aktarıldı" dedi. Mevcut büyükbaş hayvan varlığının yarıdan fazlasının ithal olduğunu belirten Gürer, "İthalat çözüm olmadı, yanlış hayvan politikaları ithalatçı lobiyi zenginleştirdi" ifadelerini kullandı. Türkiye'de et fiyatlarının yükselişine dikkat çeken CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, "2010 yılında kilosu 12 lira olan et, bugün raflarda 800 lirayı buldu. Ahır giderleri düşmeden, yem fiyatları durmadan, küçük aile tipi hayvancılığı yapanlar korunup desteklenmeden bu sorunlar çözülemez. İktidar süreci yönetemediği için et tüketmek dahi soruna dönüştü" dedi. Kasap İsmail Güçlü ise vatandaşın alım gücündeki düşüşe dikkat çekerek, "Vatandaşın alım gücü düştükçe et lüks hale geliyor. Üretici de, tüketici de mağdur" ifadeleriyle durumu özetledi. 2025 YILININ İLK İKİ AYINDA 485 MİLYON DOLARLIK CANLI HAYVAN VE ET İTHALATI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2025 yılının Ocak ve Şubat aylarında gerçekleştirilen ithalat verileri, hayvancılık sektöründeki dışa bağımlılığımızı gözler önüne serdi. Ocak ayında 41 bin 591 ton ağırlığında, 136 bin 50 baş büyükbaş hayvan ithal edilirken, bu ithalat için 214 milyon 150 bin dolar ödendi. Şubat ayında ise 28 bin 746 ton ağırlığında, 102 bin 98 baş büyükbaş hayvan ithalatı gerçekleştirildi ve maliyeti 154 milyon 364 bin dolar oldu. Aynı dönemde, 12 bin 393 ton kemikli ve kemiksiz et ithalatı için toplamda 81 milyon 314 bin dolar ödeme yapıldı. Ocak ayında 7 bin ton et ithalatına 46 milyon dolar, Şubat ayında ise 5.282 ton karkas et ve 47 ton kemiksiz et ithalatına 35 milyon 314 bin dolar harcandı. Böylelikle yılın ilk iki ayında toplamda et ve canlı hayvan için 485 milyon 142 bin dolar ithalat gideri oluştu.” dedi.

Ramazan Ayında 200 Bin Gıda Denetimi yapıldı Haber

Ramazan Ayında 200 Bin Gıda Denetimi yapıldı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ramazan ayında 8 bin 500'den fazla görevliyle 200 bin gıda denetimi gerçekleştirildiğini ve bu kontrollerde uygunsuzluk tespit edilen 3 bin 961 işletmeye toplam 366 milyon 454 bin lira idari para cezası uygulandığını bildirdi. Yumaklı, yaptığı açıklamada, tüm vatandaşların Ramazan Bayramı'nı kutladı. Ramazan ayı nedeniyle yıl boyunca devam eden rutin gıda denetimlerine ek olarak gıda işletmelerine dönük kontrolleri sıklaştırdıklarını belirten Yumaklı, göreve geldiği günden bu yana gıda güvenilirliği konusuna ayrı bir önem verdiğini vurguladı. Bakan Yumaklı, 8 bin 500'ün üzerindeki görevliyle yılda ortalama 1 milyon 300 bin denetim gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, “Bu denetimler sonucu vatandaşlığımızın sağlığıyla oynayanların gözünün yaşına bakmıyoruz. Rutin denetimlerimizin yanında dönemsel olarak sektörel denetimlerimiz de sürüyor. Ramazan ayı boyunca yani 1 Mart'tan bugüne kadar yaklaşık 200 bin denetim yaptık. Denetimlerimiz sonucu 3 bin 961 işletmeye toplamda 366 milyon 454 bin lira idari para cezası uygulandı. Bunlardan 125 işletme hakkında da savcılıklara suç duyurusunda bulunduk." ifadelerini kullandı. BAYRAM İÇİN DENETİM SEFERBERLİĞİ Son olarak Ramazan Bayramı öncesinde, bayramda sık tüketilen şekerleme, çikolata, unlu mamuller gibi ürünlere yönelik eş zamanlı yoğun denetim seferberliği başlattıklarının altını çizen Yumaklı, denetimlerin bayram boyunca da devam edeceğini söyledi. Yumaklı, gıda sahtekarlarının gözünün yaşına bakmadan cezalarını keserken, vatandaşların sağlığını gözeterek olması gerektiği gibi üretim ve satış yapan işletmelere de teşekkür ederek şunları kaydetti: “Bir çağrıyı da siz değerli vatandaşlarımıza yapmak istiyorum. Herhangi bir usulsüzlük, uygunsuzluk tespit ettiğinizde, Alo 174 Gıda Hattı'na veya Bakanlığımızın diğer iletişim kanallarına lütfen bildirin. Her zaman söylediğim gibi en iyi denetçi tüketicinin kendisidir."

Başkan Küpeli: Haber

Başkan Küpeli: "Eskişehir'e Marka İşletmeler Yakışır"

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli, Macro Center’in 126. şubesinin açılış törenine katıldı. Açılışa belediye başkan yardımcıları, iş dünyasının önde gelen temsilcileri ve çok sayıda davetli de katıldı. Törende konuşan Başkan Nadir Küpeli, Eskişehir’in sürekli gelişen ve yatırımcılar için cazibe merkezi haline gelen bir şehir olduğunu belirterek, “Şehrimizin ekonomik dinamizmine katkı sağlayan her yatırım bizim için büyük önem taşıyor. Eskişehir, sadece sanayi ve üretim alanında değil, aynı zamanda perakende ve hizmet sektöründe de hızla büyüyor. Macro Center gibi modern ve yenilikçi işletmelerin şehrimize kazandırılması, Eskişehir’in ticari hareketliliğini artırırken istihdama da önemli katkılar sağlayacaktır” dedi. Başkan Küpeli, büyük markaların Eskişehir’e yatırım yapmasının, şehrin ekonomisini güçlendirdiğini vurgulayarak, “Eskişehir’e böylesine güçlü markaların gelmesi bizleri sevindiriyor. Bu tür girişimlerin artması, şehrimizin ticari çeşitliliğini artırarak ekonomimizi daha da canlı hale getirecektir. İşletme sahiplerini ve emeği geçen herkesi kutluyor, yeni şubenin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Şehir ekonomisine katkı sunacak Yeni açılan Macro Center şubesi, geniş ürün yelpazesi ve kaliteli hizmet anlayışıyla Eskişehirlilere farklı bir alışveriş deneyimi sunacak. Açılışa katılan belediye başkan yardımcıları da böylesine prestijli bir markanın Eskişehir’e kazandırılmasının önemine değinerek, bu tür yatırımların şehrin ekonomik kalkınmasına katkı sunduğunu belirtti.

Yaşanan Doğal Afetler ve Bayram Öncesi Talepler Fiyatları Etkiledi Haber

Yaşanan Doğal Afetler ve Bayram Öncesi Talepler Fiyatları Etkiledi

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan sonu ve Mart ayı üretici market fiyatları ile girdi maliyetlerindeki değişimleri yaptığı basın açıklamasıyla değerlendirdi. “Ramazan sonu ve Mart ayında üretici market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 208 ile kuru fasulyede görüldü” diyen Bayraktar, yapılan araştırmayı paylaştı; “Kuru fasulyedeki fiyat farkını yüzde 206,8 ile nohut, yüzde 202,5 ile kuru kayısı, yüzde 186 ile kırmızı mercimek, yüzde 174,6 ile yeşil mercimek takip etti. Kuru fasulye ve nohut 3,1 kat, kuru kayısı 3 kat, kırmızı mercimek 2,9 kat, yeşil mercimek 2,7 kat fazlaya satıldı. Üreticide 33 lira 29 kuruş olan kuru fasulye 102 lira 53 kuruşa, 31 lira 56 kuruş olan nohut 96 lira 82 kuruşa, 150 lira olan kuru kayısı, 453 lira 70 kuruşa, 22 lira 94 kuruş olan kırmızı mercimek 65 lira 61 kuruşa, 29 lira 33 kuruş olan yeşil mercimek 80 lira 53 kuruşa markette satıldı. Mart ayında fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide limon olurken, fiyatı en fazla düşen ürün markette maydanoz, üreticide beyaz lahana oldu.” Market fiyatları “Mart ayında markette 39 ürünün 30’unda fiyat artışı, 9’unda fiyat azalışı görüldü. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 53,7 ile limon oldu. Limondaki fiyat artışını yüzde 38,8 ile patates, yüzde 19,8 ile elma, yüzde 19,5 ile sivri biber takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 8 ile maydanoz oldu. Maydanozdaki fiyat düşüşünü yüzde 6,7 ile ıspanak, yüzde 5,9 ile marul ve kuru incir izledi.” Üretici fiyatları “Mart ayında üreticide 31 ürününün 14’ünde fiyat artışı olurken, 9’unda fiyat düşüşü görüldü. 8 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 23,4 ile beyaz lahanada görüldü. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 13,9 ile maydanoz, yüzde 12,6 ile kuru soğan, yüzde 10,3 ile domates izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 68,3 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 28,3 ile patates, yüzde 20 ile Antep fıstığı, yüzde 16,7 ile yeşil soğan takip etti.” “Yaşanan doğal afetler ve bayram öncesi oluşan talep fiyatları etkiledi” “Yaşanan doğal afetler ve bayram öncesi oluşan talep, bazı ürünlerin fiyatlarını etkiledi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan don sebebiyle narenciye bahçeleri dondan zarar gördü. Piyasadaki ürünün azalmasıyla da sezon boyunca düşük seyreden limon fiyatları arttı. Çukurova bölgesinde yaşanan don sebebiyle erkenci çeşitlerde yüzde 50-60 oranında, geçci patateste yüzde 30-35 oranında zarar olduğu tahmin ediliyor. Yaşanan don, hasat süresini de geciktirdiğinden yıl boyunca fiyat düşüklüğü yaşanan patateste fiyat artışı yaşandı. Ramazan Bayramı nedeniyle talepte yaşanan artış Antep fıstığı fiyatlarının yükselmesine sebep oldu. Yeşil soğan ve ıspanakta kar yağışı sebebiyle seralar yıkıldı, ürünler açıkta kalarak bozuldu. Arz azaldığı için de fiyatlar yükseldi. Bafra bölgesinde kışlık sebzelerde geçtiğimiz aylarda yaşanan sel ve kar yağışı nedeniyle çoğu üründe bozulmalar yaşandı. Bu durum alım gücü düşen üreticilerimizin beyaz lahana, maydanoz ve marulu düşük fiyata satmasına sebep oldu. Kuru soğanda Çukurova Bölgesinde yaşanan don sebebiyle hasadın gecikmesi ve ticari anlaşmalarla gelen kuru soğan ithalatları sebebiyle arzdaki artış fiyatları düşürdü.” Mart ayı ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler “Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Mart ayında, Şubat ayına göre, amonyum nitrat gübresi yüzde 3,7, üre gübresi yüzde 1,9, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,5, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1, DAP gübresi yüzde 0,3 oranında arttı. Geçen yılın Mart ayına göre son bir yılda, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 34,6, DAP gübresi yüzde 33,9, üre gübresi yüzde 32,3, amonyum nitrat gübresi yüzde 28,9, amonyum sülfat gübresi yüzde 25,8 oranında arttı. Mart ayında şubat ayına göre besi yemi yüzde 1,8, süt yemi yüzde 1,7, son bir yılda süt yemi yüzde 24,9, besi yemi ise yüzde 24,8 oranında arttı. İlaç fiyatları yıllık yüzde 14,9 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 30,4 oranında arttı. Mazot fiyatı son bir yılda yüzde 11,1 oranında artarken, geçen aya göre yüzde 2,3 oranında düşüş oldu.”

Türk Gıda Ürünleri Japonya’da Tanıtıldı Haber

Türk Gıda Ürünleri Japonya’da Tanıtıldı

Uzakdoğu’nun en büyük gıda fuarı olan Foodex Japan2025 Fuarı, 11-14 Mart 2025 tarihleri arasında Türk gıda ürünlerinin şovuna sahne oldu. Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye’de gıda sektöründe başarılı 42 firmanın katılımıyla Foodex Fuarı’na 25. kez Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu gerçekleştirirken, Japonya’nın 70 milyar dolarlık gıda ithalatından Türkiye’nin daha fazla pay alması için 42 Türk firmasının 150 Japon ithalatçı firmayla 500’ün üzerinde ikili görüşme yapmasına olanak sağladı. Türk mutfağı Otsuma Kadın Üniversitesi müfredatına girecek ABD pazarında Türk gıda ürünlerinin ihracatını ikiye katlayan Ticaret Bakanlığı destekli Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi Japonya’da hayat bulacak. Türk mutfağı Japonya’da Otsuma Kadın Üniversitesi’nde ders olarak okutulacak. Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları, Foodex Japan Fuarı için gittikleri Japonya’dan heybelerinde yeni bir TURQUALITY Projesi’yle yurda döndü. Ege İhracatçı Birlikleri’nin Türk gıda ürünlerinin Amerika Birleşik Devletleri’nde bilinirliğini ve tüketimini artırmak için 2019 yılında hayata geçirdiği ve Türk gıda ürünlerinin ABD’ye ihracatını 5 yılda 750 milyon dolardan 1,6 milyar dolara çıkaran Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi, Türkiye’nin Japonya’ya 370 milyon dolar olan ihracatını 1 milyar dolara çıkarmak için Türk gıda ürünlerini Japonya’da tanıtacak. Japonya’nın en büyük gıda fuarı Foodex Japan Fuarı’na 42 Türk gıda ihracatçısıyla çıkarma yapan Ege İhracatçı Birlikleri Başkanları, Otsuma Kadın Üniversitesi ziyaretinde Türk mutfağının Otsuma Kadın Üniversitesi müfredatına girmesi konusunda mutabakata vardı. Girit: “Japonya’ya yeni bir Turkish Tastes Projesi’nin tohumlarını attık” Türkiye ile Japonya arasında Ertuğrul Fırkateyni ile başlayan dostluk ve iş birliğinin her geçen yıl büyük bir gelişim gösterdiğini dile getiren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Foodex Japan 2025’te ortak projelere bir yenisini ekleyerek Türkiye’ye dönmenin mutluluğunu yaşadıklarını kaydetti. Türkiye’nin gıda ürünlerinde kg başı ortalama ihraç fiyatının 1,3 dolar seviyesinde olduğuna dikkati çeken Girit, “Japonya’ya gıda ürünleri ihracatımızda ortalama ihraç fiyatımız 2,6 dolara ulaşıyor. Günümüzde Japonya ekonomisi yüksek enflasyon ve dolar karşısında değeri düşen yenden dolayı kan kaybediyor gözükse de orta ve uzun vadede bizim için önemli bir ihraç pazarı konumunu sürdürecek. ABD’de başarıyla uyguladığımız Turkish Tastes projemizden edindiğimiz tecrübeyle Japonya’da başarılı bir TURQUALITY Projesini, Ticaret Bakanlığımızın desteği ve Otsuma Kadın Üniversitesi partnerliğinde başarıyla uygulayıp Japonya’ya gıda ihracatımızı 1 milyar dolara taşımak istiyoruz. Öte yandan Türkiye ile Japonya arasında devam eden Serbest Ticaret Anlaşması görüşmelerinin bir an önce sonuçlanmasını bekliyoruz. Avrupa Birliği ülkeleri Japonya’ya sıfır gümrük vergisiyle gıda ürünleri ihraç ederken, bizim gümrük vergisi ödeyerek ihracat yapması rekabetçiliğimizi olumsuz etkiliyor. Foodex Fuarı’nda Türk somonu ve Orkinosu ile suşi tadım etkinliğimizi Japonlar çok beğendi” şeklinde konuştu. Öztürk: “Japonya’ya ikinci TURQUALITY Projemiz olacak” Türk gıda ürünlerinin marka değerini artırmak için Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle 2015-20 yılları arasında Japonya ve Güney Kore’yi kapsayan bir TURQUALITY Projesi yürüttükleri bilgisini veren Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, ilk TURQUALITY Projesinin başladığı 2015 yılında Japonya’ya 145 milyon dolar olan gıda ihracatlarının 2020 yılında 211 milyon dolara çıktığını sonraki yıllarda ihracatlarının TURQUALITY Projesi’nin itici gücüyle 370 milyon dolara ulaştığını, 10 yılda Türkiye’nin Japonya’ya gıda ihracatının yüzde 155 arttığını ifade etti. Türkiye’den Japonya’ya gıda ürünleri ihracatında Ege İhracatçı Birlikleri’nin lider konumda olduğuna vurgu yapan Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, “Dost iki ülke arasındaki iş birliğini artırmak için sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ettik. En verimli görüşmeyi de Otsuma Kadın Üniversitesiyle gerçekleştirdik. Hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörünün makarna ağırlıklı olmak üzere Japonya’ya 2024 yılında ihracatını yüzde 12’lik artışla 106 milyon dolara çıkardı. Japonya’ya gıda ihracatımızın yüzde 29’unu sektörümüz yapıyor. Makarna ihracatımız 73 milyon dolar olurken, çikolatalı ürünler 12,4 milyon dolar, bitkisel yağlar 4,5 milyon dolar oldu. Otsuma Kadın Üniversitesi müfredatına Türk mutfağı girdiğinde Japon damak tadına göre Türk gıda ürünleriyle menü hazırlayacak şefler yetişecek. Gıda sektörlerimizin Japonya’ya ihracatı ABD’de olduğu gibi katlanarak artacak” dedi. Uygun: “Japonya’nın zeytinyağı ithalatı yüzde 60 düştü” Japon halkının sağlıklı ve kaliteli gıda tükettiğine vurgu yapan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Uygun, Japonya’daki enflasyon rakamlarının son yıllarda yükselmesi, Japon yeninin dolar karşısında değer kaybetmesi nedeniyle Japon halkının son dönemde tüketimde fren yaptığını 2024 yılında zeytinyağı ithalatlarının yüzde 60 düştüğünü kaydetti. “Japonya güçlü bir ekonomi ve önlem almayı çok iyi biliyorlar. Pandemi sonrası sarsılan ekonomilerini kısa sürede toparlayacaklarına inanıyorlar” diyen Başkan Uygun şöyle devam etti. “Tabii ki tüm dünyada olduğu gibi Japonya’nın da Trump döneminin dinamiklerini takip etmeleri gerekiyor. Türkiye açısından olumsuz durum Japonya gibi fiyat baskısını en az yaşadığımız pazarda bile artan maliyetlerimiz nedeniyle malesef rakip ülkeler İspanya ve Tunus’la rekabet edemiyoruz. İhracatlarımız kan kaybetmeye, ihracatçımız ve üreticiler de güç kaybetmeye devam edecekler gibi gözüküyor. Türk zeytinyağı ve diğer tarım/gıda ürünü ihracatçıları kendi sektörlerindeki rakip ülkeler karşısında fiyat avantajını kaybetmiş durumda. Japonya pazarındaki daralmanın uzun soluklu olmayacağına inandığımız için Foodex Fuarı’na 12 zeytin ve zeytinyağı firması katılarak Türk zeytin ve zeytinyağımızı tanıttık. Japon Sommelier ile zeytinyağı semineri organize ettik. 2024/25 sezonunda 475 bin ton zeytinyağı rekoltesiyle dünya ikincisi konuma geldik. Bu rekoltemizi katma değerli bir şekilde pazarlayabileceğimiz öncelikli pazarlardan birisi Japonya olacak. Japonya’ya yönelik gerçekleştirilecek TURQUALITY Projesi de Türk gıda ürünlerinin Japon pazarında bilinirliğine büyük katkı sağlayacak” Birol Celep: “Türkiye pahalı değil çok çok pahalı bir ülke” Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, Japonya’da uzun yıllardır sıfır seviyesinde olan enflasyonun 2024 yılında yüzde 4’e çıktığını, yüksek enflasyon nedeniyle Japonların şimdilik tüketimde frene bastıklarını, Türkiye’de uygulanan ekonomik program sonrasında doların Türk lirası karşısında çok değer kaybetmesi nedeniyle Türk ürünlerinin Japonlar için çok çok pahalı hale geldiğini, Foodex Japan Fuarı’nda sert bir şekilde hissettiklerini dile getirdi. 2025 yılının ocak – şubat döneminde Türkiye’nin Japonya’ya gıda ürünleri ihracatının yüzde 53’lük düşüş yaşadığı bilgisini veren Celep, “Japonya’ya gıda ürünleri ihracatımız 2024 yılının ilk iki ayında 98 milyon dolar iken, 2025 yılının ocak-şubat döneminde 46 milyon dolara indi. Japonlar bugün fedakârlık yapıyorlar. Türkiye günümüzde uygulanan ekonomik program nedeniyle çok çok pahalı bir ülke. 2025 yılında Japonya’ya ihracatta kan kaybı yaşayacağımızın sinyallerini ilk iki ayda gördük. Türkiye’nin ekonomi politikası böyle devam ettiği takdirde 2025 yılında Japonya’ya ihracatımız eksi yazacak. Bu süreçte bizim ana temamız Türk mutfağını tanıtmak olmalı. Yeni TURQUALITY Projesi çok kıymetli. İtalyan, İspanyol ürünlerinin bilinirliği yanına Türk gıda ürünlerinin bilinirliğini hayata geçirmemiz lazım. Japonya pazarında başarılı olmak için yılda bir kez ziyaret yetmez, uzakları yakınlaştırmamız lazım. Fuarlar, Ticaret Heyetleri, Alım Heyetlerine ağırlık vermemiz lazım” diyerek sözlerini noktaladı. Türkiye standında 42 firma Türk gıda ürünlerini tanıtırken, Michelin yıldızlı şef Osman Serdaroğlu, Türk ürünlerini Japon damak tadına uyarladığı özel menüleri Foodex Japan2025 Fuarına katılan 72 bin profesyonel ziyaretçinin beğenisine sundu. Türkiye standını ziyaret eden isimler arasında Türkiye'nin Tokyo Büyükelçisi Oğuzhan Ertuğrul’da yer alırken, Fuarda Ege İhracatçı Birlikleri’ni Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Ege Hububat, Bakliyatları Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Uygun, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve TİM Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan temsil etti. Ege İhracatçı Birlikleri heyeti, Japonya Ulusal Tarım Kooperatifleri Federasyonu (JA National Federation of Agricultural Cooperative Associations),  Otsuma Kadın Üniversitesi (Otsuma Women’s University), Japonya Balıkçılık/Su Ürünleri Birliği (Japan Fisheries Association), Zenkaisui Japonya Balık Çiftliği Birliği (Zenkaisui Japan Fish Farming Association), Japonya Bal Kooperatifleri Birliği (Japan Honey Cooperative Association), Japonya Yağ İthalatçıları ve İhracatçıları Birliği (The Japan Oil & Fat Importers & Exporters Association(JOFIEA) ile karşılıklı iş birliklerimizi güçlendirme yönünde adımlar attı.

Gürer: ''2025’te 260 Üründe Taklit ve Tağşiş Tespit Edildi'' Haber

Gürer: ''2025’te 260 Üründe Taklit ve Tağşiş Tespit Edildi''

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2025 yılının ilk iki buçuk ayında, taklit ve tağşiş yapıldığı tespit edilen ürünlere ilişkin tabloyu kamuoyuyla paylaştı. Gürer, toplam 260 üründe hile tespit edildiğine dikkat çekti. Gıda güvenliği ve halk sağlığı açısından üretimi sürdürenlerin sorunlu ürünleri denetimlerle ortaya çıkıyor. Taklit ve tağşişten alınan önlemlere rağmen vazgeçmeyenler var. Kayıt dışı ve denetim dışının varlığı dikkate alındığında, sağlığımızı hiçe sayanlar, tükettiğimiz gıda ürünleri üzerinden haksız kazanç sağlamayı sürdürüyorlar” dedi. EN ÇOK TAKLİT VE TAĞŞİŞ YAPILAN İLLER CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülke genelinde 750 bin işletme var ve denetim sağlanması gerekiyor. 8 bin bakanlık görevlisi ile düzenli ve sürekli kontrol zor. Kayıt dışı üretim de bu verilere eklendiğinde, milyonlara varan gıda ile ilgili denetim alanı olduğu söylenebilir. Bazı illerde denetimler daha sık yapılabiliyor. Son veriler dikkate alındığında, taklit ve tağşişin en çok tespit edildiği il 39 ürünle Aydın oldu. İstanbul 28 ürünle ikinci, Ankara ise 22 ürünle üçüncü sırada yer aldı,” dedi. HANGİ ÜRÜNLER RİSK ALTINDA? CHP’li Ömer Fethi Gürer, taklit ve tağşişte başı çeken ürün grupları arasında bitkisel yağlar, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünlerinin öne çıktığını belirtti. Bitkisel Yağlar: 91 üründe hile tespit edildi. Et ve Et Ürünleri: 78 üründe sahtecilik yapıldığı belirlendi. Süt ve Süt Ürünleri: 51 üründe taklit ve tağşiş tespit edildi. Özellikle naturel sızma zeytinyağı (22 kez), ısıl işlem görmüş piliç sucuk (14 kez), kekik (11 kez), telli peynir ve dana sucuk gibi ürünler, sahtecilik vakalarının yoğunlaştığı ürünler arasında bulunduğunu belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu tür temel tüketim ürünlerinde yapılan denetimlerle ortaya çıkan sonuçların riskler taşıdığını vurguladı. Ayrıca tüketicinin aldatıldığını belirtti. Bu arada halk sağlığını doğrudan etkileyen ve kayıt dışı üretilen ürünler içinde vatandaşın etiket okumasını ve ürün kaynağını sorgulamasını, şüphelendiği ürün için yetkilileri uyarmasını da öneren Gürer, bu uyarıların sorunun ortadan kaldırılması için yetkililer adına önemli destek olacağını belirtti. “Ne yediğimizi, ne içtiğimizi bilmenin yolu ürün, üretim süreçlerini takip etmekten geçiyor. Özellikle etiket okuma konusu dikkate alınmalıdır. Yediğimiz ürünlerden zehirlenmeler de yaşandığı unutulmamalıdır. İçeriği belirtilenden farklı olup olmadığını sorgulamak da bir haktır,” diye konuştu. BELEDİYELERE DENETİM YETKİSİ VERİLMELİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2012 yılında uygulamaya konan düzenleme doğrultusunda taklit ve tağşiş ürünlerin belli sürelerde toplu olarak teşhir edilip dikkat çekilerek tüketiciyi bilinçlendirme amaçlı açıklandığını, 2024 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bu ürünleri sürekli açıklamaya başladığını belirterek, “Bu durum, ülkemizde bu tür ürünlerle mücadelenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. 750 bin işletme, 8 bin denetim elemanı ile denetleniyor. Bu denetimler daha çok ihbara dayalı. Belediyelerin bu bağlamda denetim yetkisi, 2004 ve 2012 yıllarında yapılan düzenlemelerle önemli ölçüde Tarım ve Orman Bakanlığı yetkili kılındı. Bu süreç denetimsizliği artırdı. Belediyelere yetkileri artırılarak verilmelidir. Belediye kontrol laboratuvarları kurarak gıda denetim sürecine dahil olmaları doğru bir adım olacaktır,” ifadelerini kullandı. "VATANDAŞIN NE YEDİĞİNİ BİLMESİ İÇİN DAHA ÇOK DENETİM YAPILMALI" Gürer, vatandaşların sağlığı için daha fazla denetim yapılması gerektiğinin altını çizerek, “Vatandaşın ne yediğini, ne içtiğini bilmesi çok önemli. Merdiven altı, kayıt dışı ve kaçak üretimler var. Bu ürünler belirli noktalarda ortaya çıkıyor, ancak bunların dışında daha vahim durumlar da var. Ekonomik kriz, vatandaşları daha uygun fiyatlı ürünlere yönlendiriyor. Bu durum, sahtekârların taklit ve tağşiş ürünlerle piyasaya girmesine neden oluyor,” dedi. EKONOMİK KRİZ, SAHTEKÂRLARA FIRSAT VERİYOR Ekonomik krizin vatandaşları daha ucuz ürünlere yönlendirdiğini ve bu durumun sahtekârlara fırsat verdiğini belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Vatandaş, sınırlı gelirini sağlığına faydası olmayan ürünlere harcamamalı. Bunu sağlayacak olan devletin denetim mekanizmalarıdır. Siyasi iktidar, taklit ve tağşiş ürünlerle ilgili denetimleri daha sıklaştırmalı ve yaptırımları ağırlaştırmalı. Aynı hileyi yapan kişi, adını değiştirerek hilesini sürdürmemeli ve en ağır şekilde cezalandırılmalıdır,” şeklinde konuştu. İŞİNİ İYİ YAPANLAR DESTEKLENMELİ, SAHTEKÂRLAR TEŞHİR EDİLMELİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, işini doğru yapan esnafın desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Toplumun sağlığıyla oynayan ve uygun olmayan ürün üretenler teşhir edilmeli. Bakanlık, denetimlerini geliştirmeli ve genişletmeli. ‘Denetim yaptım, işim bitti’ mantığından çıkılmalı. Denetimler, sorunlu ürün üretiminin tekrar etmemesi için yaptırımlarla desteklenmeli. Aynı ahlaksızlığı başkalarının yapmaması için caydırıcı önlemler alınmalı,” dedi. VATANDAŞIN CEBİNDEKİ SINIRLI GELİR KORUNMALI Son olarak, vatandaşların sınırlı gelirlerinin taklit ve tağşiş ürünler yoluyla ellerinden alınmaması gerektiğini belirten CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Bu tür ürünlerle mücadele artırılmalı. Vatandaşın cebine giren sınırlı gelir, sağlıksız ürünlere harcanmamalı. Denetimler gösteriyor ki gıdada taklit ve tağşiş devam ediyor. Devlet, bu konuda daha etkin bir rol üstlenmeli ve vatandaşın sağlığını korumalı. Tekrarı ya da yeni katılımları önüne geçecek kadar sert uygulamalar sağlanmalıdır. Emekli, asgari ücretli, dar gelirli kıt kanaat yaşamına devam ederken, ‘ucuz’ diye sahte ürüne para verip bir de sağlığından olmaması için denetim artarken cezada caydırıcı olmalıdır,” diyerek sözlerini tamamladı.

Büyükşehir'den Arıcılığa Büyük Destek! Haber

Büyükşehir'den Arıcılığa Büyük Destek!

Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından tarım ve hayvancılık alanında üreticileri desteklemek adına hayata geçirilen Kovan Sizden, Arı Bizden Projesi’nde kuralar çekildi. Bin 983 kişinin katıldığı kurada 300 asıl ve 150 yedek hak sahibi belirlendi. Tarım ve hayvancılık alanında Kayserili üreticinin kentteki en güçlü destekçisi olan Başkan. Dr. Memduh Büyükkılıç yönetimindeki Kayseri Büyükşehir Belediyesi, kentte arıcılık ve arı ürünleri üretiminin gelişimini desteklemek, arıcılık sertifikası olan üretici ve üretici adaylarına ekonomik katkı sağlamak amacıyla hayata geçirilen Kovan Sizden, Arı Bizden Projesi’nde kura töreni gerçekleştirdi. Kadir Has Kültür Merkezi’nde gerçekleşen kura törenine, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Türkmen, Kayseri İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Ergün Tuğluk ve kuraya katılmaya hak kazanan üreticiler katıldı. Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Yasin Harmancı, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın talimatlarıyla üreticinin yanında olmaya devam edeceklerini belirterek, ‘Kovan Sizden, Arı Bizden’ projesinde asil ve yedek üyeleri belirlediklerini söyledi. Açılış konuşmasının ardından kuraya geçilerek, hak sahipleri belirlendi. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Türkmen, asıldan çıkan hak sahiplerine bilgi olarak SMS atılacağını, 19 Mart Çarşamba günü mesai saatine kadar ücretleri yatırmaları gerektiğini ifade etti. Kayseri İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Ergün Tuğluk ise Büyükşehir Belediyesi’nin 700 milyon TL’lik tarım ve hayvancılığa hizmetler yaptığını, burada da canlı olarak bir projeye daha şahitlik ettiklerini vurguladı. Tuğluk, Başkan Büyükkılıç ve tüm ekibine emeklerinden dolayı teşekkürlerini iletti. Arıcılık yapan üreticiler ve arıcılık yapmak isteyen vatandaşlardan büyük bir ilgi gören Kovan Sizden Arı Bizden Projesi’ne 2 bin 39 kişi başvurdu. Çekilen kura ile başvurular arasından şartları sağlayan bin 983 kişi içerisinden 300 asıl ve 150 yedek hak sahibi belirlendi. Kayseri Büyükşehir Belediyesi, kura törenini YouTube üzerinden canlı yayınlayarak şeffaflık sağladı. Proje kapsamında verilecek arı kolonileri 8 çerçeveden oluşacak, destekten faydalanmaya hak kazananlara toplam 16 çerçeve içeren, tek katlı 2 kovan, Belfaks, Karniyol veya Birinci Melez Irkı arı desteği sağlanacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.