SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hayvancılık

Porsuk Haber Ajansı - Hayvancılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hayvancılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Brezilya'dan Donuk Et İthalatına Tepki Haber

Brezilya'dan Donuk Et İthalatına Tepki

CHP Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Türkiye’nin sığır eti üretiminde Avrupa birincisi olduğunu söylerken Brezilya’dan donuk et ithal edilmesine tepki gösterdi. Adem, hükümetin tarım ve hayvancılık politikalarının tamamen rant odaklı olduğunu belirterek yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Türkiye, sığır eti üretiminde Avrupa’da birinci sırada olduğunu iddia eden bir iktidar tarafından yönetiliyor. Peki, bu birincilik neye yarıyor? Eğer gerçekten Avrupa’nın en büyük üreticisi bizsek, neden Brezilya’dan 10 bin ton donuk et ithal ediyoruz? Çünkü iktidarın söylediği rakamlar, vatandaşın yaşadığı gerçeklerle örtüşmüyor. Üreticiyi perişan ettiler, hayvancılığı bitme noktasına getirdiler. Sonra da ‘çözüm’ diye ithalat kapısını açıyorlar. Asıl sorun şu ki, bu hükümet ne üreticinin sesini duyuyor ne de tüketicinin sofrasındaki yangını görüyor. Siz, bu ülkenin hayvancılığını desteklemek yerine sürekli ithalat yapan bir anlayışla, bu krizi yönetemezsiniz! Üreticiyi desteklemek yerine dışarıdan et ithal eden kafa hangi sorunu çözebilir? Çünkü sizin kafanız memleket meselelerine değil, rant meselelerine çalışıyor! Gerçekten derdiniz bu ülkeyi birinci yapmak olsaydı, hiçbir şey yapmasanız daha iyi olurdu. Bu ülke zaten üretir, zaten güçlüdür. Ama siz ne yapıyorsunuz? Üreticiyi desteklemek yerine ithalata sarılıyorsunuz. Üreticinin elindeki hayvanı ucuza almak için baskı yapıp sonra da dışarıdan donuk et getirerek piyasayı altüst ediyorsunuz. İthalatla fiyatları baskılamaya çalışıyorsunuz ama bu, yerli üreticiyi tamamen yok etmekten başka bir işe yaramaz. Üretici küstü mü, bir daha kazanamazsınız! Bugün Brezilya’dan ithalat yaparak günü kurtarıyorsunuz ama yarın bu ülkenin çiftçisi, besicisi hayvancılığı bırakınca ne yapacaksınız? Türkiye’de et fiyatlarının yükselmesi, üreticinin değil, sizin yanlış politikalarınızın sonucudur. Siz, hayvancılıkla ilgili hiçbir yapısal reform yapmadınız, üretim maliyetlerini düşürmediniz, yem fiyatlarını kontrol altına almadınız. Çiftçi mazot, yem, elektrik faturasıyla boğuşurken, siz ithalatı çözüm gibi sunuyorsunuz. 10 bin ton donuk et ithalatı, bu ülkenin hayvancılığına vurulmuş yeni bir darbedir! Et ve Süt Kurumu’nun ithalata yönelmesi, üreticinin değil, aracının, komisyoncunun, ithalatçının cebini doldurur. Türkiye kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıktıysa bunun sorumlusu sizsiniz. Bugün yerli üretici, ithal edilen ucuz et karşısında zarar ederken, yarın üretimi tamamen bırakacak. O zaman et bulamayınca ne yapacaksınız? Daha mı fazla ithalat yapacaksınız? Ülkenin kaderini Brezilya’daki, Arjantin’deki, Uruguay’daki çiftçiye mi teslim edeceksiniz? Rant düzeninizi değiştirmek, üreticiyi tekrar ayağa kaldırmak için mücadelemizi sürdüreceğiz!”

Tekirdağ Büyükşehir'den Kuzu ve Oğlak Yemi Desteği Haber

Tekirdağ Büyükşehir'den Kuzu ve Oğlak Yemi Desteği

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin, hayvancılığı desteklemek amacıyla hayata geçirdiği Kuzu-Oğlak Yem Desteği Projesi kapsamında, Süleymanpaşa İlçesi Karacakılavuz mahallesinde kuzu-oğlak yemi dağıtımı gerçekleştirildi. Proje kapsamında, Tekirdağ İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği ile yapılan protokol ile birlikte Karacakılavuz Mahallesi’nde birlik üyesi yetiştiricilere yem dağıtımı yapıldı. PROJE İLE KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLERİNİN YÜKÜ HAFİFLEYECEK Proje çerçevesinde her yetiştiricinin işletmesindeki en fazla 30 baş kuzu ve oğlağın dört aylık yem ihtiyacı karşılanacak. Yem bedelinin yüzde 50’si Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanırken, kalan yüzde 50’si üreticiler tarafından ödenecek. Bu proje ile, zorlu ekonomik şartlar altında çalışan küçükbaş hayvan yetiştiricilerine maliyet avantajı sağlanması ve üretim süreçlerinin daha sürdürülebilir hale getirilmesi hedeflenmektedir.    Proje ile birlikte, Şubat ve Mart aylarında toplam 254 mahalleden birlik üyesi 1408 küçükbaş hayvan üreticisine toplamda 2.094.900 kg kuzu-oğlak yemi dağıtımı gerçekleştirilecek. CANDAN BAŞKAN: “BU TÜR PROJELERLE HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ ALANINDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ” Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Candan Yüceer, yem dağıtım projesi ile ilgili yaptığı açıklamada, proje ile artan girdi maliyetlerinin küçükbaş hayvan yetiştiricileri üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmeyi amaçladıklarını belirterek, “Kuzu-Oğlak Yemi Dağıtım Projesi’ni, zorlu ekonomik şartlar altında çalışan hayvan yetiştiricilerimize maliyet avantajı sağlamak ve üretim süreçlerini daha sürdürülebilir hale getirmek amacıyla planladık. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığımız ile Tekirdağ İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanlığı arasında protokol imzalayarak kuzu-oğlak yemi bedelinin yüzde 50'sinin Büyükşehir Belediyesi Başkanlığımızca karşılanması yönünde projeyi uygulamaya geçirdik. Projemiz 2024-2029 yılları arasında uygulanacaktır. Proje kapsamında İl genelinde talepler toplandı. Şubat ve Mart aylarında toplam 254 mahalleden birlik üyesi 1408 yetiştiriciye 2.094.900 kg kuzu-oğlak yemi dağıtımı gerçekleştirmiş olacağız. Yeter mi? “Yetmez” dedik ve üreticimizi daha da heveslendirmek, daha da teşvik etmek amacıyla gelecek projeksiyonumuzu genişlettik, sunacağımız desteği de yüzde elli oranında artırdık. Hayvancılığın en önemli girdisi yemdir. Sadece buzağı maması son bir ayda yüzde 6, üre fiyatı yüzde 10 artmıştır. Yem fiyatlarının artması yetiştiricileri hiçbir besin değeri olmayan, sindirilebilirliği düşük samana yönlendirmekte bu talep saman fiyatlarını da arttırarak yetiştiriciliğin sürdürülebilir olmasını zorlaştırmakta hatta imkânsız hale getirmektedir. Bu nedenle hayvancılıkta artan maliyetlere karşı Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi olarak her zaman üretici ve yetiştiricilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi. Konuşmaların ardından birlik üyesi üreticilere kuzu-oğlak yemi dağıtımı gerçekleştirildi. Tekirdağ İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cemalettin Toluca da projenin hayırlı olmasını diledi ve kendilerine verdiği destek ve katkılardan dolayı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Candan Yüceer’e teşekkürlerini iletti. BÖLGE EKONOMİSİNE KATKI SAĞLANACAK Tekirdağ genelinde hayvancılıkla uğraşan üreticilere yönelik hazırlanan proje, hem üreticilere maliyet avantajı sağlayacak hem de bölge ekonomisine ivme kazandıracak.

Yumurtaya Getirilen 1,5 Dolar Fon Aceleyle Alınmış Bir Karar Haber

Yumurtaya Getirilen 1,5 Dolar Fon Aceleyle Alınmış Bir Karar

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, yumurta ihracatındaki 50 centlik kesintinin 1,5 dolara yükseltilmesini aceleyle alınmış ve yumurta ihracatına büyük zarar verecek bir karar olarak nitelendirdi. Ankara’nın yumurta ihracatına getirdiği 50 cent kesintiyi “Ramazan ayına özel” diye kendileriyle paylaştığını ve Ramazan ayı bitimiyle kaldırılacağı beklentisi içinde olduklarını vurgulayan Girit, “Yumurtaya 50 cent fon gelmeden önce haftalık 160-200 TIR yumurta ihraç ediyorduk. 50 cent kesinti sonrasında 20-30 TIR’a düşmüştük, yumurta ortalama ihraç fiyatını yüzde 80 artıran bir kesintiyle ihracat olanaksız. Sadece taahhütlerini yerine getirmeye çalışacak ihracatçılarımız zararına ihracat yapmayı göze alırlarsa 5 TIR ihracat yapılabilir. İhracata fon, vergi, yasak kararları getirilirken getirisine, götürüsüne bakılarak karar verilmeli. Türkiye’de kişi başı yumurta tüketimi yıllık 220 adet, aya vurduğunuzda 18 yumurta yapar. Bir aylığına 18 yumurtayı pahalı yemek mi, ihracatı kesintiye uğratmak mı doğru karar. Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz” diye konuştu. Yumurta ihracatına 50 cent fon gelmesi sonrasında yumurta fiyatlarında bir düşüş olmadığına dikkati çeken Girit şöyle devam etti; “Yumurta fiyatları Ramazan ayının son haftasında talebe bağlı olarak artar. Bunu geçen yıllara baktığınızda görebilirsiniz. Ramazan Bayramı sonrasında da yumurta fiyatları düşüşe geçer. Ayrıca hava sıcaklıklarının artışa geçtiği bir dönemden geçiyoruz. Kışın tavuklar haftada 1-2 yumurta verirken, havalar ısınınca haftada 4-5 yumurta vermeye başlıyor, ürün bollaştığı için yumurta fiyatları da düşüşe geçiyor. Yumurta ihracatına 1,5 dolar kesinti getirilmese de fiyatlar düşecekti. Bu fon ihracatımızın durmasına neden olacak. Bir hafta sabretseydik hem iç piyasada fiyatlar düşecekti hem de ihracat yolunda gidecekti.” Ispanak 60 TL, yumurta 70 TL Yumurta üreticisinden 30’luk yumurta kolilelerinin 140 TL’den çıktığı bilgisini veren Girit, “30’luk yumurta kolisi 2 kilogramı geçiyor. Ispanak 60 TL, yumurta 70 TL. Yumurta marketlerde 220-230 TL’ye yumurta kolileri satılıyor. Burada yöntem ihracatın önünü kesmek yerine, böyle yüksek karlarla yumurta satan marketleri denetlemek olmalı. Böylesi kararlar alırken sektörün pozisyonunu alabilmesi için süre verilmeli, beyannamesi açılmış, parası gelmiş, Cuma günü gemiye yüklenecek ürünler var. Burada ihracatı mı kapatıyorsunuz, üreticiyi mi cezalandırıyorsunuz. Bunların doğru tahlil edilmesi gerekiyor” diyerek sözlerini noktaladı.

Hayvancılıkta Yaşanan Sorunları Meclis Araştırmalıdır Haber

Hayvancılıkta Yaşanan Sorunları Meclis Araştırmalıdır

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, “Türkiye'de tarım sektörü artan maliyetler, yetersiz destek politikaları ve plansız uygulamalar nedeniyle giderek daha fazla dar boğaza sürükleniyor. Üreticinin girdi maliyetleri karşısında direnme gücü azalırken alınan kararlar, çiftçiyi ve hayvancılıkla uğraşanları daha da zor bir sürece sokuyor.” dedi. GİDERLER ARTIYOR Gürer, “Büyükbaş hayvanlara takılan zorunlu kulak küpesi ücretlerine yapılan son dönemdeki yüzde 43,75’lik zam tartışılmaktadır. Türkiye'de yaklaşık 16,5 milyon büyükbaş hayvan olduğu düşünüldüğünde, sektöre yüklenen toplam maliyet önemli bir rakama ulaşmaktadır. Bu yeni maliyet kaleminin doğrudan üreticinin cebinden çıkmadığı öne sürülmektedir. Kulak küpesi ücretinin üreticiye ödenmesi gereken devlet desteklerinden mahsup edilerek kesileceği belirtilmektedir. Yem fiyatları yüzde 80’e yakın artmış, veteriner ve ilaç giderleri yüzde 100’ü aşan oranlarda yükselmiş, akaryakıt fiyatları yüzde 120 artmıştır. Çiğ süt üreticisinin maliyetleri hızla yükselirken satış fiyatları maliyet artışına oranla geride kalmıştır.” ifadelerini kullandı. DESTEKLER YETERSİZ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılıkta yeterli destek verilmemesi ve yanlış politikalar nedeniyle birçok küçük ve orta ölçekli işletme sektörden çekilmek zorunda kalmıştır. Türkiye'nin hayvancılık alanında kendine yetebilen bir ülke olması gerekirken, son yıllarda artan ithalat politikaları ve üreticiyi desteklemeyen kararlar nedeniyle dışa bağımlılık giderek artmaktadır. Son yıllarda hayvancılık sektörüne verilen teşviklerin toplam miktarı, girdi maliyetlerindeki artışa oranla yeterli değildir. Özünde hayvancılık politikasının temel amacı, üretimi artırmak ve üreticiyi desteklemek olmalıdır. Ülkemizde hayvancılığın sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından alınan kararların üretici üzerindeki etkilerinin tüm yönleriyle araştırılması, hayvancılık sektöründe yaşanan sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla bu konuda Anayasa’nın 98, İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ederim.” dedi.

Meralar Ranta, Yem Parası Tekellere Gidiyor! Haber

Meralar Ranta, Yem Parası Tekellere Gidiyor!

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal karma yemde 2024 yılı ithalat verilerini değerlendirdi, 2025 yılının çiftçiler açısından büyük zorluklarla başladığını belirterek, iktidarın yanlış tarım politikaları ve doğal afetlerin üretimi tehdit ettiğini vurguladı. Türkiye’de büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığına göre hayvanların toplam kaliteli kaba yem ihtiyacının yılda 85 milyon ton olduğunu belirten Milletvekili Sarıbal, karma yem üretimi için kullanılan hammaddelerin yaklaşık yüzde 50’sinin ithalat yoluyla temin edildiğini ve yem katkı maddeleri hariç 5.1 milyar dolar ödendiğini söyledi. Kuraklığın yem bitkileri tarımını etkilediğini kaydeden Sarıbal, karma yem üretiminde kullanılan yağlı tohumlar ve küspeleri, bazı hububatlar ve yan ürünleri gibi hammaddelerin ithal edilme zorunluluğu olduğunu hatırlattı, “Yağlı tohumlar ve hububat üretimini artırılmasının yanı sıra; meralardan daha etkin bir şekilde yararlanılmasını sağlayacak mera ıslahı ve otlatma planlanması konularında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Hayvancılıkta dışa bağımlılıktan kurtulmak isteniyorsa öncelikle Mera Kanunu’nun 14’üncü maddesinde tahsis amacı değişikliğini kolaylaştıran düzenlemeler yürürlükten kaldırılmalıdır. Meralar ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına asla izin verilmemeli; bu alanlar hiçbir gerekçe ile yapılaşmaya açılmamalıdır” diye konuştu. DEVLETİN MALI DENİZ, YEMEYEN DOMUZ Verimli ve karlı bir hayvancılıkta hedeflenen seviyeye ulaşmak için yüksek kalitede kaba yem üretiminin büyük öneme sahip olduğunu kaydeden Sarıbal, Türkiye’de kaba yem üretiminin yetersiz olduğunu söyledi. Milletvekili Sarıbal, “Kaliteli kaba yemler, çayır-meralar ve yem bitkileri tarımı olmak üzere başlıca iki kaynaktan sağlanmaktadır. Meralar, hayvanların besin ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayarak gıda güvenliğine katkı sağlamaktadır. 1949 yılında yaklaşık 40 milyon hektar olan meralar, 1950’lerden sonra tarımda mekanizasyonun artmasıyla yoğun bir şekilde sürülerek tarım arazilerine dönüştürülmüş; son 80 yılda mera alanların yaklaşık üçte ikisi kaybedilerek, günümüzde toplam 14.6 milyon hektara düşmüştür. Hayvan yeminin İrlanda’da yüzde 97’si, İngiltere’de yüzde 83’ü, Fransa’da yüzde 71’i, Hollanda’da ise yüzde 54’ü meralardan sağlanmaktadır. Dünyada toplam 4,8 milyar hektar tarım alanının 3,2 milyar hektarını mera alanları oluşturmaktadır. Türkiye 14.6 milyon hektar ile dünya mera alanı sıralamasında 42. sırada yer almaktadır. 15 yıldır canlı büyükbaş hayvan ithal ettiğimiz Güney Amerika ülkelerinden Brezilya’da 160, Arjantin’de ise 95 milyon hektar mera alanı bulunmaktadır. Meralar, ‘devletin malı deniz, yemeyen domuz’ anlayışıyla özellikle AKP döneminde, meralar kolayca rant sağlanabilecek ve yağmalanabilecek alanlar olarak algılanmıştır” diye konuştu. TÜRKİYE’NİN KALİTELİ KABA YEM İHTİYACI 85 MİLYON TON Yem bitkileri tarımının sürekli ve güvenli kaba yem üretimi için önemine değinen Sarıbal, “Hayvancılığı gelişmiş AB ülkelerinde toplam tarla arazisinin Almanya’da yüzde 36’sında, Hollanda’da yüzde 31’inde, İtalya’da yüzde 30’unda, Fransa ve İngiltere’de yüzde 25’inde yem bitkileri yetiştirildiği halde ülkemizde bu oran yüzde 17,6 kadardır. Türkiye büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığına göre hayvanların 2024 yılı toplam kaliteli kaba yem ihtiyacı yılda 85 milyon tondur. 2024 yılında yem bitkileri üretiminden toplam 19 milyon ton kuru ot ve silaj elde edilmiş; çayır-mera alanlarından ise 18 milyon ton kuru kaba yem sağlanmıştır.  Hububat tarlalarından yaklaşık 37 milyon ton kaliteli kaba yem elde edildi. Bu miktar 85 milyon tonluk kaliteli kaba yem ihtiyacının ancak yüzde 44’ünü sağlamıştır. Özellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde kaba yemler çok önemli olup, kaba yemsiz sağlıklı ve ekonomik besleme mümkün değildir. Ancak Türkiye’de özellikle besi ve süt sığırı yetiştiriciliği ağırlıklı olarak kesif/karma yeme dayalı olarak yürütülmektedir. Nitekim 2024 yılında üretilen 29,3 milyon ton karma yemin yaklaşık yüzde 59’unu büyükbaş ve küçükbaş yemleri oluşturmaktadır” dedi. ÇİFTÇİ 2025’E FELAKETLERLE BAŞLADI Milletvekili Sarıbal, özellikle 23 Şubat gecesi Adana, Mersin ve Hatay başta olmak üzere birçok ilde yaşanan don olaylarının üreticilere büyük zarar verdiğini ve çiftçilerin şimdi de şiddetli kuraklıkla mücadele ettiğini söyledi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı Şubat ayı kuraklık haritalarına dikkati çeken Sarıbal, ülkenin büyük bölümünde “acil durum” seviyesinde şiddetli kuraklık yaşandığını kaydetti. Özellikle Aydın ve Denizli’nin içinde bulunduğu Büyük Menderes Havzası’nda barajlardaki su seviyesinin kritik seviyeye gerilemesi nedeniyle Valiliğin, tarım alanlarının yarısına su verilmeyeceğini duyurduğunu belirtti. Pamuk, mısır, buğday, arpa, ayçiçeği ve yem bitkilerinin bu bölgede temel üretim kalemleri olduğunu, çiftçilerin ekim için yaptığı yatırımların boşa gittiğini kaydeden Sarıbal, “Yani çiftçiler ürettiklerinin yarısını feda edecek, emeğinin yarısını çöpe atacak. Çiftçiye denilen şu: ‘Kuru tarım yap, ne olursa olsun” ifadelerini kullandı. İZNİK ÇİFTÇİSİNE “ZEYTİNİNİ SULAYAMAZSIN” DENİLİYOR Kuraklık krizinin Bursa’yı da vurduğunu belirten Sarıbal, İznik Gölü’nde su seviyesindeki kritik düşüş gerekçesiyle tarımsal sulamanın yasaklandığını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: “İznik’in çiftçisine ‘Zeytinini sulayamazsın’ deniliyor. Zeytinciye, meyve üreticisine ‘Kendi başının çaresine bak’ diyorlar. Ama gölü besleyen su kaynaklarına ne oldu? Göl çevresindeki fabrikalar gölün suyunu hoyratça kullanırken, yer altı sularını dahi sömürürken neden kimse hesap sormuyor?” diyerek tepki gösterdi. KORUMA ALTINDAKİ AYIYA NE OLDU? Basın toplantısında Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’ne bağlı bir tesisten kaçan koruma altındaki ayının bulunma süreciyle ilgili soru işaretlerini de gündeme getiren Sarıbal, “Ayının 16 Ocak 2025 tarihinde kaçtığı bilgisi kamuoyuna yansımıştı. Günler sonra bulunduğu, uyuşturularak koruma altına alındığı ve barınağa geri getirildiği söylendi. Ancak olayın gelişimi ve ardından yaşananlar ciddi soru işaretleri barındırıyor. Öncelikle, ayının kaçtığı alan yaban hayvanı geliştirme sahası statüsünde, yani avcılığın kesinlikle yasak olduğu bir bölge. Buna rağmen, ayının bulunması için bölgeye avcıların da yönlendirildiği bilgisi bize ulaşmış durumda. Bu, avcılığı denetlemekle yükümlü bir kurumun kendi koyduğu yasağı ihlal ettiği anlamına geliyor. Yetkililer, ayının veteriner hekimler tarafından uyuşturucu iğneyle yakalandığını öne sürdü. Ancak bu iddiayı destekleyen hiçbir resmi belge ya da görsel kayıt sunulmadı. Üstelik yakalandığı iddia edilen ayının kaçtığı bölgeye teslim edilmediği, avcılar tarafından öldürüldüğü iddia ediliyor. Ayının kaçmasında ihmali bulunan görevliler hakkında herhangi bir soruşturma başlatıldı mı? Ayının yakalandığına dair resmi bir kayıt veya belge var mı? Sorular ortada. Cevap bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Üretici Çiğ Sütü 14 Liradan Satarken, Sütün Fiyatı Rafta 44 Lira Haber

Üretici Çiğ Sütü 14 Liradan Satarken, Sütün Fiyatı Rafta 44 Lira

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin hayvancılık ve süt sektöründeki sorunları anlattı. Yemden ete, çiğ sütten,  hayvan ithalatına kadar sorunlara değinen Gürer, “Türkiye neredeyse kendi hayvancılığını bıraktı, yurt dışından hayvan getirerek sistemi sürdürmeye çalışıyor” dedi. 2010 yılında başlayan hayvan ithalatının bugüne kadar 10 milyon hayvana ulaştığını ve 11 milyar doların yurt dışına çıktığını belirten Gürer, “Ancak sorun çözülmedi” ifadelerini kullandı.  ÜRETİCİ 14 LİRADAN SATARKEN RAF FİYATI 44 LİRA CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt sektöründeki çarpık fiyatlandırma sistemine dikkat çekerek, “Bugün rafta bir litre süt 44 liradan satılıyor. Ancak üretici bu sütü 14 liradan satmak zorunda kalıyor” dedi. Küçük aile işletmelerinin 10-20 baş hayvanla üretim yaptığını ve yeterli depolama imkânı olmadığı için sütü hemen satmak zorunda kaldığını belirten  Ömer Fethi Gürer, “Aracı geliyor, ‘Bana 14 liradan sütü verirsen alırım’ diyor. Sanayici ise ‘15 liradan fatura kes, 14 liradan sütü al, ben de senden 17 liradan alayım’ diyor. Yani Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği 17 lira 15 kuruşluk fiyat, küçük üreticinin erişemediği bir fiyat” şeklinde konuştu. YEM FİYATLARINDAKİ ARTIŞ ÜRETİCİYİ ÇIKMAZA SOKUYOR Sanayicinin üreticiye yemi de kendisinden alması şartını koştuğunu ifade eden CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Yem fiyatları durmaksızın artıyor. Bugün 50 kilo süt yemi 700 liraya satılıyor. Yonca, mısır silajı, pamuk tohumu küspesi gibi yem girdileri de pahalandı. Küçük üreticiler stok yapamadığı için yemleri günlük fiyatlarla almak zorunda kalıyor. Bu da maliyetleri artırıyor” dedi. Hayvancılık yapanların giderlerinin yüzde 70’inin yem olduğunu vurgulayan Gürer, “Yem fiyatlarındaki artış durdurulmadan hayvancılığın sürdürülebilirliği yok. Yemde en az yüzde 50 sübvansiyon sağlanarak üretici desteklenmeli” çağrısında bulundu. KÜÇÜK AİLE İŞLETMELERİ YOK OLURSA SEKTÖR ZORA GİRER Küçük aile işletmelerinin ayakta kalamadığı bir sistemde büyük çiftliklerle sektörün sürdürülemeyeceğini belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2020 yılında yanlış politikalarla doğum anı gelmiş hayvanlar kesime gitti. Süt inekleri kesildi ve Türkiye’de hayvan açığı devam ediyor. İthalat artıyor” diye konuştu. Hayvan hastalıklarının önlenmesi ve buzağı ölümlerinin Avrupa ortalamasına çekilmesi halinde et açığının kalmayacağını ifade eden Gürer, “Ancak yönetimde anlayış eksikliği var. Bu nedenle sorunlar katlanarak devam ediyor” şeklinde konuştu. ULUSAL SÜT KONSEYİ’NİN FİYAT POLİTİKASI ELEŞTİRİSİ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyatların üreticiyi korumadığını belirterek, “Konseyin tavsiye fiyatı, taban fiyat sanılıyor. bu fiyat, sanayicinin lehine belirleniyor. Üretici bu fiyata ulaşamıyor” dedi. İktidarın sanayicinin yanında durduğunu ve üreticinin hak ettiği değeri bulamadığını belirten Gürer, “Rafta vatandaş pahalı ürün alıyor, üreten kazanamıyor, aracı ve sanayici kârından taviz vermiyor” ifadelerini kullandı. KOOPERATİFLEŞME VE ÜRETİCİYİ KORUYACAK POLİTİKALAR GELİŞTİRİLMELİ Sorunun çözümü için küçük aile işletmelerini koruyacak ve kooperatifleşmeyi teşvik edecek politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üretilen ürünün değer bulmasını sağlayacak yöntemler geliştirilmeli. Sütten mamul ürünlerin market fiyatlarına ulaşması mümkün değilken, üretici bu işten para kazanamadığı için ahırlar boşalıyor” dedi. 

Eskişehir'e 113 Milyon TL Destek Haber

Eskişehir'e 113 Milyon TL Destek

​Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiricilerine ödenecek buzağı, malak ve kuzu/oğlak birinci dönem destek miktarlarını açıkladı. Eskişehir genelinde kuzu/oğlak desteklemesi kapsamında 2.422 yetiştiriciye toplam 82 Milyon 105 Bin 600 TL, buzağı desteği kapsamında 3.558 yetiştiriciye 18.047 baş buzağı için toplam 31 Milyon 145 Bin 183 TL, malak desteği kapsamında ise 37 yetiştiriciye 136 baş malak için 237 Bin 300 TL olmak üzere toplamda 113 Milyon 488 Bin 83 TL hayvancılık destekleme ödemesi yapılacak. Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; ''2024 yılı kuzu/oğlak desteklemelerinde Sivrihisar ilçemiz 746 yetiştirici 119.981 baş kuzu/oğlak ve 31 Milyon 295 Bin 220 TL ile ilk sırada yer alırken, Çifteler ilçemiz 359 yetiştirici 65.221 baş kuzu/oğlak ve 17 Milyon 388 Bin 760 TL ile ikinci sırada yer alıyor. 2024 yılı buzağı desteklemesinde ise Tepebaşı İlçemiz 574 yetiştirici, 3.452 baş buzağı ve 5 Milyon 576 Bin 700 TL ile ilk sırada yer alırken, Odunpazarı ilçemiz 423 yetiştirici, 2.633 baş buzağı ve 5 Milyon 448 Bin 800 TL ile ikinci sırada yer alıyor. 2024 yılı malak desteklemesinde ise 18 yetiştirici, 41 baş malak ve 85 Bin 200 TL ile kaymağıyla ünlü ilçemiz İnönü ilk sırada yer alırken Alpu ilçemiz 5 yetiştirici, 45 baş malak ve 60 Bin 200 TL ile ikinci sırada yer alıyor. Bakanlığımız, 2024 yılı desteklemelerinde önceki yıllara göre yeni bir destekleme modeli uygulamakta olup özellikle kadın ve 41 yaş altı genç yetiştiriciler ile aile işletmeleri (20 baş ve altı sayıda sığıra sahip işletmeler ile 100 baş ve altı sayıdaki anaç koyuna sahip işletmeler) ve hastalıktan ari sığırcılık işletmelerine yüksek miktarda destekleme veriyor. İcmalleri hazırlanan ve Bakanlığımıza gönderilen kuzu/oğlak ve buzağı desteklemelerinin tutarlarının çiftçilerimize ödemesinin 2025 yılı Nisan ayı içinde yapılması bekleniyor.  Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak desteklerin ilimiz yetiştiricilerine hayırlı olmasını diliyoruz.''

Süt Üreten de, Tüketen de Mağdur! Haber

Süt Üreten de, Tüketen de Mağdur!

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, süt üreticilerinin yaşadığı ciddi ekonomik sorunlara dikkat çekti. Gürer, özellikle küçük aile işletmelerinin çiğ süt satışından yeterli kazancı elde edemediğini ve sektörün sürdürülebilirliğinin tehlike altında olduğunu vurguladı. ÇİĞ SÜT FİYATLARI ÜRETİCİYİ ZORLUYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği tavsiye fiyatı ile piyasa fiyatları arasındaki uçuruma dikkat çekti. Konsey’in çiğ süt için belirlediği tavsiye fiyatının 17 lira 55 kuruş olduğunu, ancak aracıların üreticiden sütü 14 lira civarında topladığını ifade etti. Bu durumun, özellikle sıcak süt depolama imkânı bulunmayan küçük aile işletmelerini olumsuz etkilediğini belirten Gürer, üreticilerin zorunlu olarak tavsiye fiyatının altında satış yapmak zorunda kaldığını söyledi. YEM FİYATLARINDAKİ ARTIŞ SEKTÖRÜ ÇIKMAZA SÜRÜKLÜYOR Süt üretiminde en büyük maliyet kalemlerinden birinin yem olduğunu hatırlatan Gürer, sürekli artan yem fiyatlarının süt inekçiliğini sürdürülebilir olmaktan çıkardığını ifade etti. Yem fiyatlarındaki artışın yanı sıra sanayi sütü ve süt mamullerinde de fiyatların yükseldiğini belirten Gürer, bu durumun hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilediğini vurguladı. ARACILAR VE MARKETLER KAR EDERKEN ÜRETİCİ ZARAR EDİYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt sektöründe yaşanan en büyük sorunlardan birinin de aracılar, sanayiciler ve marketlerin kâr marjlarını korurken üreticinin zarar etmesi olduğunu söyledi. Aracıların ve sanayicilerin giderlerini karşılayacak şekilde fiyatları artırdığını, ancak bu artışların üreticiye yansımadığını belirten Gürer, “Süt inekçiliği yapan üretici zarar ederken, vatandaş da market raflarında yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalıyor” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.