SON DAKİKA
Hava Durumu

#Hayvanları Koruma Kanunu

Porsuk Haber Ajansı - Hayvanları Koruma Kanunu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hayvanları Koruma Kanunu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çakırözer: TBMM’de Öldüren Yasaya Sonuna Kadar Direneceğiz! Haber

Çakırözer: TBMM’de Öldüren Yasaya Sonuna Kadar Direneceğiz!

TBMM’de görüşülen ve sokak hayvanlarını uyutmayı öngören yasanın geri çekilmesi için Eskişehir’de on binlerce imza toplandı. Eskişehir hayvan hakları savunucuları, “Yasa değil cinayet! Öldürme yaşat, yasayı geri çek” derken, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Eskişehir’de hayvan hakları savunucuları can dostlarımızın yanında. On binlerce imza toplandı. Bu imzaları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne teslim ediyoruz. TBMM’ye, vicdanlı Milletvekillerine Eskişehir’den çağrımız: öldürmeyin, yaşatın! Kanunu geri çekin, Bakanlık, Belediyeler, sivil toplum, veterinerler, hayvanseverler hep birlikte öldürerek değil, yaşatarak bu sorunu çözelim” dedi. ESKİŞEHİR’DEN ON BİNLERCE İMZA: YASAYI GERİ ÇEK! TBMM’de sokak hayvanları ile ilgili düzenlemeler içeren ve kamuoyunda büyük tepkilere neden olan 17 maddelik ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine Genel Kurul’da devam ediliyor. Türkiye’nin dört bir yanında sivil toplum örgütleri, hayvan severler yasanın geri çekilmesi için kampanyalar başlatırken, Eskişehir’de bir araya gelen hayvan hakkı savunucuları da imza kampanyası başlattı. Eskişehirliler topladığı on binlerce imza ile Meclis’e, Milletvekillerine seslenerek, “Yasa değil, cinayet! Yasayı geri çek” dedi. İmza kampanyasına destek veren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise, “Eskişehir’de on binlerce imza toplandı. Bu imzaları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne teslim ediyoruz. Milletvekillerine Eskişehir’den çağrımız öldürmeyin, yaşatın! Kanunu geri çekin, Bakanlık, Belediyeler, sivil toplum, veterinerler, hayvanseverler hep birlikte öldürerek değil, yaşatarak bu sorunu çözelim” dedi. “ÖLDÜREN YASAYA İZİN VERMEYECEĞİZ, DİRENECEĞİZ!” TBMM Genel Kurulu’nda teklife karşı milletvekilleri ile direnen Çakırözer, şunları söyledi: “Sokak hayvanları yasası TBMM’de görüşülüyor. On binlerce Eskişehirli hemşehrimiz başlattıkları imza kampanyası ile bu kanuna hayır diyor. Evet Türkiye’de bir sokak hayvanları meselesi vardır. Ama bu kanun bu sıkıntılara çözüm getirmemektedir. Şu andaki kanun maalesef öldürerek sorunu çözmeyi amaçlayan bir kanun. Oysa biz öldürme yaşat diyoruz. Bu kanun bütün sıkıntıların belediyelerin omuzuna bırakıp, devletin kendi elini çekmesi anlamını taşımaktadır. Oysa yapılması gereken Bakanlığın, Belediyelerin, hayvanseverlerin birlikte konuşarak bir kanun çıkarmasıdır. Mutlaka ama mutlaka işin başı kısırlaştırma olmalı. Ama tüm bunlar yok sayılarak tamamen sokak hayvanlarının yaşamlarını yok etmeyi amaçlayan bir kanun ile karşı karşıyayız! B buna hayır diyoruz, hayır diyeceğiz. Öldüren yasaya izin vermeyeceğiz, sonuna kadar direneceğiz.”

Gürer: Kanunun adı Hayvanları Öldürme Kanunu Teklifi! Haber

Gürer: Kanunun adı Hayvanları Öldürme Kanunu Teklifi!

Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik yapan kanun teklifinde konuşan CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman Köyişleri komisyon üyesi Ömer Fethi Gürer hayvanları koruma Kanunun adı hayvanları öldürme kanunu olması gerektiğini söyledi. Tüm muhalefet partilerinin alkışladığı konuşmada Gürer Kanun teklifinin uygulanabilirliği olmadığı ifade etti  Sorunun AKP iktidarlarının 2004 yılında çıkarılan kanunu uygulamaması ile doğduğunu ifade etti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Öncelikle, bu kanunun adını doğru koyalım; kanunun adı "Hayvanları Koruma Kanunu" değil "hayvanları öldürme kanunu" Buradan baktığınız zaman, burada bulunan arkadaşlarımız bu kanun teklifinin tamamını okusalar, içinde sakatlıklar barındıran, sorunu daha karmaşık hâle getiren ve sokak hayvanlarının yaşatılmasını değil öldürülmesini amaçlayan bir kanun teklifi olduğunu görürler. Bu kanun teklifi tüm sorumluluğu belediyelerin üstüne yıkıyor, uygulanabilirliği yok. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, İçişleri Bakanlığının, Tarım ve Orman Bakanlığının ve kırsalda il özel idaresinin içinde olmadığı bir düzenlemeyle süreç götürülemez.” dedi. KISIRLAŞTIRMA ÇÖZÜM Gürer “Cumhurbaşkanı diyor ki: "4 milyon sokak hayvanın varlığı ortalama olarak belirlenen rakam." 2 milyonunun dişi olduğunu varsayarsanız bir kısmı kısırlaştırılmış durumda. Amaçlansa, her gün 10 kısırlaştırma yapılsa hayvanların kısırlaştırma işlemi bir yılda tamamlanır yani bu hayvanları barınağa kapatıp ölüme götürmek yerine kısırlaştırmayla sorun çözülebilir, büyükşehirlerde daha fazla süratle bu iş gerçekleştirilir. Tüm hayvanların kısırlaştırılması bir yılda bittiğinde beş yılda bunların yaşamları zaten kendiliğinden sona eriyor, çoğalmalarını önlemiş oluyoruz. “ diye konuştu. Gürer, “Bizim önerimiz: Topla, kısırlaştır, aldığı yerde bırak, yaşamını sürdürsün ama sorunlu olanları rehabilite ederek barınakta tedavisini gerçekleştir. Okullarda veterinerler çocuklarımızın sokak hayvanlarıyla kuracağı iletişimde eğitici olarak görevlendirilsin. Büyük sitelerde hayvan barınakları oluşturulup o hayvanların sahiplenilmesinin yolu açılsın. Sahiplendirme yöntemiyle sokaktaki hayvanların yaşamını sürdürebilecekleri olanaklar yaratılsın. İthal hayvan girişi durdurulsun. Kanun, kısırlaştırmayla çözüm yerine "Barınağa topla, ölünceye kadar orada kalsın, ya ölüm ya zulüm." anlayışıyla hazırlanmış bir kanun teklifi. (CHP sıralarından alkışlar) Çoğu yerde "Barınağa götürüyoruz." diye toplanan hayvanlar farklı bölgelere götürülüp ölüme terk ediliyor. Kanun teklifinde atıfta bulunulduğu için ayrıca ötanaziden vazgeçilmiyor, yine ötanazi kanunun yeni getirilen maddesi içinde de sürdürülüyor. “ dedi. BARINAK GİDERİ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bin köpek için yapılan bir barınakta -günde 1 köpek için minimum 300 gram mama gerekiyor- ayda 9 ton mamaya ihtiyaç var, ortalama mama gideri bugünkü fiyatlarla 450 bin lirayı buluyor. En düşük mama fiyatından yıllık mama gideri 5 milyon 400 bin lira ediyor bin köpek için. 4 milyon köpek toplanıp barınaklarda bakılırsa her yıl 21 milyar 600 milyon lirayı bulan mama gideri oluşuyor. Bin hayvanın koyulacağı bakımevinin personel gideri 97 milyon 32 bin lira. 4 milyon için, en az 4 bine yakın hayvanın barınacağı barınak oluşturulduğunda mama ve bakımevi çalışanları giderleri 412 milyar 128 milyon lirayı buluyor; tıbbi tedavi, malzeme, ekipman, mazot, su, araç ve öngörülemeyen giderleri de dâhil edersek ortaya çıkan tablo bu. Adalet ve Kalkınma Partisinin tarım kesimine bir yılda ayırdığı destek 91 milyar lira, barınaklar için gider 412 milyar lirayı aşıyor. Bunu, gelin, tarım kesimine kullanalım, hayvanların sahiplendirilmesi, kısırlaştırılması, bulunduğu ortamda yaşamını sürdürmesinin yolunu açalım. Burada duygu sömürüsü yapılıyor, hayvan saldırısına uğrayan insanların acısını bizler de yüreğimizde hissediyoruz ama o şartları ortadan kaldıracak sorumluluk siyasi iktidarda. Kış saati uygulamasının bile bu soruna olumsuz yansıması var. Yaptığınız yanlışların bedellerini neden köpekler ödesin? O hayvanlar can, onlar en zor şartlarda ulaşımda yanımızda yürüyen yol arkadaşlarımız, kimi zaman karda kışta ya da sürünün başında, çobanın yanında hem koruyucu hem sahiplenici.  Toplam 1.389 belediye var. Bunlardan 75 bin nüfusa sahip olanlar barınak yapamadı "25 bin nüfusu olanlar barınak yapsın." diyorsunuz. Bu mantıklı mı? Şimdi, 25 binin üzerindeki barınağı... Örneğin, bizim Bor ilçemiz var, Bor ilçesinde barınağı yaptı. Ne diyor biliyor musunuz? Özel idare kırsalda da köpekleri toplayacak -Niğde ilinde 2 tane belediye bunu yapabiliyor- buralara da getirip köpekleri muhafaza altına alacak ve bunlar, sahiplenme olgusu da zorlaştırıldığı için ölüme terk edilecek, ölünceye kadar orada kalacak. Hangi belediyenin olanaklarıyla bu iş sürdürülebilir? İşin özü, bu kanun uygulansın diye çıkmıyor, bu kanun siyaset yapmak için çıkarılıyor.  Yarın, üç dört ay sonra, Cumhurbaşkanından şunu duyacağız: "Sokak hayvanlarıyla ilgili kanunu çıkardık. Bu CHP'li belediyeler var ya, bu CHP'li belediyeler; bunlar bu hayvanları toplamadı, onun için bu köpeklerin saldırısıyla karşılaşıyoruz." Mantıki ve doğru bir yaklaşımla bu çıkarılmış olsa böyle bir yasa teklifi Meclise gelmez. Komisyonda da söyledik, birbiriyle çelişmesi yetmiyor, "kes-yapıştır"la bir yandan alıp bir yana konan yönetmelik maddesiyle ilgili düzenlemeden dahi haberi olmayan bir kanun teklifi. Ben inanıyorum ki bu kanun teklifine imza koyan arkadaşlarımız dâhil, içeriğinin bütününü okusanız, biraz evvel burada Grup Başkan Vekilinin anlattığı merhamet, şefkat; dünden, atalardan gelen gelenek mantığıyla bu yasa teklifine oy vermezsiniz, bu kadar net!” diye konuştu. ÜLKENİN ACİL SORUNU BU MU? CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer “ülkenin o kadar sorunu var; öncelikli olarak cumartesi, pazar gününü çalışır kılıp televizyon yayınını vermeyip "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." yazan Mecliste vatandaşın gelip şu tribünde kim ne konuşuyor diye izlemesini dahi olanaksız kılarak bu kadar acil bu kanun teklifini niye buraya getirdiniz? Bakın, ben sizlere söyleyeyim: Bu kanun teklifinin yerine ülkenin o kadar çok derdi var ki taşeronda kadro bekleyenler var, emeklilikte adalete takılanlar var, staj ve çırak mağdurları var, geçici mevsimlik işçiler var, 4 Aralık jokerleri var, PIKTES ve usta öğreticilerin sorunları var; atanamayan sağlıkçılar, öğretmenler, mühendisler, çalışanların özlük hakları var; "Emekli maaşıyla geçinemiyorum!" diye feryat eden yurttaşın yaşadığı acılar var, "Asgari ücret artırılsın!" yönünde talebi olanlar var, "Vergide adalet olsun." diye iktidara seslenenler var, ehliyet affı veya infaz düzenlemesi bekleyenler var, "Yurt sorunum ne olacak?" diyenlerin, "Denklik sorunuma çözüm getirin." diyenlerin "Emekli ilaç katkı payı kaldırılsın." diyenlerin talepleri var. Çocukların, kadınların, engellilerin sorunları aşıldı; çiftçi, işçi, esnaf dertlerine çözüm getirildi de bir tek sorunumuz "Sokak hayvanlarını nasıl öldürürüz?" diye kanun teklifi getirmeye mi kaldı? ("Bravo" sesleri, alkışlar)” dedi. Gürer, “İş cinayetlerini önleme konusundaki beceriksizliğinizde Avrupa'da 1'inci olurken, çocuklar yatağa aç girerken kulaklarınıza pamuk tıkayacağınıza, eğitim sisteminde çağdaş ölçütlerde eğitim ile başarı ve beceri aranacağına, mülteci sorunu halledileceğine, iş bulmak için yurt dışına gidenlerin niye gittikleri konusunda bir düşünce oluşturacağınıza, eğitimli gençlerimizi bu bağlamda sahiplenmenin gerekliliğini konuşacağınıza, vatandaş kredi kartına takla attırarak yaşamını sürdürmeye çalışırken, içine düştüğü ekonomik yoksulluk nedeniyle boşanmaların patladığı, madde bağımlılığın 10 yaşında çocuklara kadar indiği bir ülkede en acil sorun "Sokak hayvanlarını bir yere topla ve onların ölümüne yol aç." mıdır arkadaşlar?” diye konuştu AHLAK KAYBOLURSA BULAMAZSINIZ  CHP Niğde milletvekili konuşmasının son bölümünde ahlak kaybolursa bulunmayacağını söyledi. Gürer, “Bakınız, arkadaşlar, ahlak, su, ateş ormanın kenarına gelmişler, demişler ki: "Kaybolursak nasıl bulunuruz?" Ateş demiş ki: "Ben yangın çıkarırım, dumanıma gelirsiniz." Su demiş ki: "Ben kaybolursam şırıltıma gelirsiniz." Ahlak demiş ki: "Beni kaybederseniz zor bulursunuz." Gelin, bu ülkede ahlakı kaybetmeyelim ahlakı. Bir gün hepimize bu lazım olur diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. dedi ve mecliste yer alan tüm muhalefet partisi milletvekilleri çoşkulu alkışları ile sözleri tamamladı.

MHP İl Başkanı Candemir'den CHP İl Başkanı Yalaz'a Sert Tepki Haber

MHP İl Başkanı Candemir'den CHP İl Başkanı Yalaz'a Sert Tepki

Milliyetçi Hareket Partisi Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Komisyon'da görüşmeleri devam eden hayvan hakları Yasası ile ilgili yapılan açıklamalarla ilgili olarak CHP İl Başkanı Talat Yalaz'a sert tepki gösterdi. İl Başkanı Candemir yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''Son yıllarda toplumsal bir problem haline gelen başıboş sokak hayvanları konusunda mevcut yasanın eksiklerini gidermek amacıyla hazırlanan yasa teklifinin bilindiği gibi Meclis komisyonunda görüşmeleri sürmektedir. Bu konuyla alakalı kamaoyunda tartışmalar devam etmektedir. Bizim MHP olarak bu konuda tavrımız gayet açık ve nettir en son Grup Başkan Vekilimiz sayın Prof. Dr. Filiz Kılıç Hanımefendinin açıklamasında belirttiği gibi başıboş sokak hayvanların toplanması, kısırlaştırılması, gerekli tedavilerinin yapılarak sağlıklı yaşam koşullarının sağlandığı barınaklarda yaşamlarını idame etmelerinin sağlanmasıdır. Bu çalışmalar yapılırken sahiplenmenin özendirilmesidir. Ne yazık ki bu kanun teklifinin komisyon görüşmeleri sırasında CHP ve DEM milletvekillerinin acılı anne babaya karşı gösterdikleri tutum ve Milletin meclisinden kovma girişimleri, Geçtiğimiz günlerde hayvanseverlerin şehrimizde düzenlemiş olduğu protesto eyleminde kendisi de hukukçu olan CHP İl Başkanı sayın Talat Yalaz'ın yapmış olduğu talihsiz açıklamada sorunun mecrasından çıkarılarak başka mecralara devşirilmek istendiğini üzelerek gördük. Sayın Yalaz’ın Gezi eylemlerinden dem vurarak kesilen iki ağaç için sokakları savaş alanına çevirdiklerini dile getirerek tehditvari açıklaması ve bu yasanın çıkması halinde benzeri bir kalkışma için çağrıda bulunmasını kınıyorum. Bu zihniyet için dün Gezi eylemlerinde mevzu kesilen ağaçlar değildi, bugün de onlar için mevzu başıboş sokak hayvanları değildir. Hayvanseverlerin tepkilerini tahrik ederek ikinci bir gezi kalkışması hayali kuran sayın Yalaz’a 15 Temmuz’u hatırlatırız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Mevcut Cumhurbaşkanımız ve meclisimiz millet tarafından meşru olarak seçilmiş bir iktidardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm kurum ve kuruluşları ile görevi başındadır. 25 senedir Eskişehir’de yerelde iktidar olan CHP sokak hayvanları için yeteri kadar kısırlaştırma, barınak çalışması yapmış mıdır? Bugün bu konu hakkında provokasyon yapan sayın başkan önce bunun cevabını versin. Milliyetçi Hareket Partisi İl Teşkilatının bu konuda görüşlerini merek ediyorsa özellikle soğuk kış aylarında periyodik olarak yıllardır sokak hayvanlarının beslenmesi ve konu hakkındaki görüşlerimiz sosyal medya hesaplarımızda mevcuttur.''

İl Başkanı Albayrak: “Yasanın Temelinde Sahiplendirme Var'' Haber

İl Başkanı Albayrak: “Yasanın Temelinde Sahiplendirme Var''

AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak, son günlerde gündemde olan başıboş sokak hayvanları konusunda hazırlanan yasa teklifi üzerine açıklamalarda bulundu. Hazırlanan yasa teklifinin temelinde sahiplendirme olduğunu ve bazılarının siyasi prim çabasına girdiğini belirten Albayrak, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: ''Ya tutarsa diye her konuda siyasi prim çabasında olanlarda bugün... Sokakta sürüler halinde gezen başıboş köpekler olmaz, olmamalı. Bütünüyle istisnai bir durumu katliam yasası olarak sunup toplumu etkilemeye çalışmak, kasıtlı şekilde milletimizin huzurunu kaçırmaktır. AK Parti Grup Başkan Vekilimiz Abdullah Güler'in de belirttiği gibi meclisimize sunulan bu yasa teklifi, katliam yasası değildir. Aksine bu yasanın temelinde sahiplendirme vardır. Tavrımız nettir. Gezi olaylarına atıfta bulunarak akıllarınca devletimizi tehdit eden CHP'li il başkanına ve avanelerine birkaç kelam da ben edeyim; Gerçekten, bu durumu Gezi olayları ile bağdaştırmak nasıl bir akıl tutulmasıdır? Gezi olayları vatana ihanettir. Memleketimizi yakıp yıkanları ve ülkemize milyarlarca lira zararı olan bu olaylarla övünmek neyin nesidir? Eğer mesele ağaçsa, güzel Hamamyolumuzda CHP'li Odunpazarı Belediyesi ekipleri ağaçları keserken neden hiçbirinizin sesi çıkmadı? Yine, Odunpazarı Belediyesine ait barınakta 2018 yılından bu yana ölüme terk edilen hayvanlarımız için tek kelime ettiniz mi? Yalnızca kendinizin mi hayvansever olduğunu düşünüyorsunuz? Köpek sürüleri tarafından okula giderken veyahut sokakta oyun oynarken evlatları katledilen anne ve babalara ne diyeceksiniz? CHP İl Başkanı Talat bey 25 yıldır yönettikleri Eskişehir Büyükşehir Belediyesine ait tek bir hayvan barınağı olmadığını biliyor mu? “Ortada bir çözüm önerisi varken, hiçbir çözüm sunmadan klasik CHP zihniyeti ve nefret dili çığırtkanlığına ne demeli? Üzücü ve talihsiz bir açıklama. Devletimizi tehdit edenler asırlardır her daim boylarının ölçülerini aldılar ve almaya da devam edecekler. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yorumu milletimizin vicdanına bırakıyorum.”

Sırtını Halka Dayayan Herkes Sokağın Sesine Kulak Verir! Haber

Sırtını Halka Dayayan Herkes Sokağın Sesine Kulak Verir!

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, son günlerde kamuoyunda tartışmalara yol açan ve TBMM'de komisyonda görüşülen Hayvan Hakları Yasası ve hakkında başlatılan soruşturma ile ilgili bir açıklama yaptı. İl Başkanlığında yapılan basın açıklamasına Milletvekili Utku Çakırözer, İlçe başkanları ile çok sayıda partili katılım sağladı. İl başkanı Yalaz yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm vicdan sahibi insanlarla ve hayvanseverlerle birlikte katliam yasasına karşıyız. Konu sadece politik ve hukuki değildir. Asıl olarak vicdan ve merhametle ilgilidir. İktidar artık yönetim zafiyetleri yanında vicdanını da kaybettiğini bu yasa ile göstermektedir.  Yine sokak hayvanları ilgili yasa için veteriner hekimlerin ve sosyologların bilimsel araştırmalarının, konunun sosyolojik, kültürel ve hatta ekonomik boyutlarının irdelenmesi gerektiği açıktır. Ne bu mecralarda ne de vicdanen konu irdelenmeksizin bu yasa tasarısı toplumun karşısına çıkarılmıştır. Sunulan yasa tasarısının sorunu çözmeyeceği gibi tarihimize kara bir leke olarak geçecek uygulamaları beraberinde getirdiği de açıktır. Burada bugün için yapılması gereken yasa tasarısının geri çekilmesi ve bilimsel, toplumsal, sosyolojik ve diğer bütün boyutlarıyla irdelenmiş bir önerinin topluma sunulmasıdır. Bu anlamda günlerdir tepkimizi dile getiriyoruz. Sadece politik duruşumuz değil vicdan sahibi insanlar olmanın getirdiği sorumluluk da bizleri buna mecbur etmektedir. İktidara bir kez daha sesleniyoruz. Vicdana, merhamete davet ediyoruz. Yasayı geri çekin. Toplumun vicdanını karşınıza almayın. Can Dostlarımıza dokunmayın. Üç gün önce hayvanseverlerle ve vicdan sahibi hemşerilerimizle yaptığımız basın açıklaması sırasında bu uyarılarımızı yineledik. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel’in grup toplantısında sarfettiği tarihi bir direnişe hazır olun sözünü vurguladık. Onların tabiriyle iki ağaç kesildi diye başlayan mücadele kararlılığımızı yine göstereceğimizi ifade ettik. Siyaset sokakta yapılır. Sokak demek halk demektir. Sokak demek demokrasi demektir. Sokak demek ezilen, sefalete mahkûm edilen emekçilerin, emeklilerin haykırışı, iktidara ses duyurma çabası demektir. Sokak demek barış demektir. Sokakta siyaset yapmak hem siyasetin ta kendisidir hem de anayasal bir haktır. Ama Cumhur İttifakı mensupları sokağın s’si dahi ağzımızdan çıktığı zaman tedirgin oluyorlar. MHP İl Başkanı İsmail Candemir bir açıklama yapmış. 15 Temmuzu hatırlatmış bana. Sokakta siyaset yapmakla 15 Temmuz arasında açıklamadığı bir bağlantı kurmuş kendince. 15 Temmuz’un sokakla bir alakası olmadığı gibi, 15 Temmuz hain darbe girişimi yurtsever Atatürkçü askerler ve sokağın mücadelesiyle engellenmiştir. Açıklamadan ben şunu anlıyorum. MHP siyasi tarihi mevcut yöneticilerine göre, AKP ile ittifakla başlatılmaktadır. O yüzden öncesine dair MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli’nin bazı sözlerini mevkidaşıma hatırlatmak isteriz. 18 Haziran 2013’te Sayın Bahçeli kızgınlıkla şunları söylemiştir: “Yıllardır ezilen, özel hayatı tarumar edilen kim varsa Başbakan’a göre provokatördür…Gençlere TOMA'larla, şiddet araçlarıyla karşı konulması utançtır.” “Gençlerin kurduğu çadırlara şafak vakti saldıran sen mi demokratsın” Sayın Devlet Bahçeli, 9 Kasım 2013’te Ankara Tandoğan meydanında on binlerce kişiye sesleniyor yine: “Başbakan Gezi Parkı’nın acısını çıkarmak için her şeyi yapmaktadır. Tencere-tava çalanlardan hıncını almak, demokratik tepkileri sindirmek için her suçlamadan fayda beklemektedir. Başbakan’ın gözünü hırs bürümüştür. Erdoğan ölçüyü kaçırmış, otokontrolü kaybetmiştir. Ancak Türk gençliği AKP’nin ipini çekecek, sandığı kafasına geçirecektir. Türk gençliği iktidarı geldiği gibi gönderecektir.” Sayın mevkidaşıma 15 Temmuz’u her hali ve asıl olarak sebepleriyle unutmadığımızı ifade ederek ve bunları yani genel başkanının sözlerini de hatırlatarak sormak isterim. Sokağın sesi demokratik tepki iken ne zaman kalkışmaya dönüşmüştür?      Cumhur İttifakı sokaktan ne zaman bu kadar kopmuştur ki sokak kelimesine dahi tahammül edemez hale gelmiştir? Tekrar ifade ediyorum. Sokak demokrasinin ta kendisidir. Sırtını saraya değil halka dayayan herkes sokağın sesine kulak verir. Sokağın sesi çoğu zaman vicdanın sesidir. Katliam yasasıyla ilgili bu sesi yok sayanlar ve yandaş medya tarafından günlerdir sistemli şekilde sosyal medyada linç edilmeye çalışılıyorum. Hakkımda halkı kanunlara karşı direnmeye tahrik suçundan soruşturma başlatılmıştır. Perşembe günü saat 14.00 de Eskişehir adliyesinde savcılığa ifade vereceğim. Ne linç kampanyaları ne de asılsız suçlamalar mücadele azmimizi zerre kadar etkilemeyecektir. Bizler sokağın sesine adanmışlar olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bugün katliam yasasına karşı, bugün çetelerin doğayı yok eden maden aramalarına karşı, bugün sefalete mahkûm edilen emeklilerle, emekçilerle birlikte. Yarın ezilenlerle, aydınlığa yürüyenlerle birlikte mücadeleye devam edeceğiz.''

Yapılacak Hataların Bedelini Hayvanlar Canıyla Ödeyecek Haber

Yapılacak Hataların Bedelini Hayvanlar Canıyla Ödeyecek

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, kanun teklifiyle veteriner hekimlere bırakılan “ötanazi” uygulamasını denetleme de yaşanabilecek sorunlara dikkat çekti. Başevirgen, “Kanun teklifinde ‘kuduz şüpheli saldırgan’ ve ‘anatomik yapısı bozulmuş’ gibi tümü itlafa gerekçe olabilecek muğlak ifadeler yer alıyor. Bu tanımlamalar çok geniş. Örneğin, bir hayvanın saldırgan olduğuyla ilgili denetim nasıl yapılacak? Ötanazi kararını verirken yetkili kurulun o kararı doğru verip vermediğini nasıl denetlenecek? Yani yapılacak tüm hataların bedelini hayvanlar canıyla ödeyecek” dedi. CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, komisyonda görüşmeleri devam eden Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine konuştu. Hayvanları öldürmeden de çözümün mümkün olduğuna dikkat çeken Başevirgen, kanun teklifini eleştirdi. “GÜNLERDİR ISRARLA MUHALEFET ETTİĞİMİZ ÖTANAZİ MADDESİ TEKLİFTEN ÇIKARILDI” Kanun teklifinden “ötanazi” kelimesinin çıkarılmasını değerlendiren Başevirgen, “Günlerdir ısrarla muhalefet ettiğimiz ve sakıncalarını anlatmaya çalıştığımız ötanazi maddesi tekliften çıkarıldı. Yeni durumda Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’nun 9 Maddesi’nin 3. Fıkrası’nda yer alan hükümler uygulanacak. Buna göre hayvanlara ötenazi yapmak yasaktır. Ancak, hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında, akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda, davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda, veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilecek” dedi. “BELEDİYELERİN BÜNYESİNDE VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜKLERİ YOK” Belediyelerde veteriner işleri müdürlüklerinin olmadığına dikkat çeken Başevirgen, “Öncelikle belediyelerin bünyesinde bu kriterlerin sağlanıp sağlanmadığını denetleyecek veteriner işleri müdürlükleri yok. Dolayısıyla bu konuda bir netlik yok. Konunun uzmanı olmayan insanların, hayvanların ‘kamu güvenliği açısından tehlike oluşturması’ durumuna karar verecek mercide olması ciddi hatalara yol açacaktır. Bu durum hayvanların katlini de beraberinde getirebilir. Bu büyük bir risktir” ifadelerini kullandı. “YAPILACAK TÜM HATALARIN BEDELİNİ HAYVANLAR CANIYLA ÖDEYECEK” Ötanazi gibi uygulamaların denetlenmesinde ki yetersizlikleri de gündeme getiren Başevirgen, “Veteriner hekimler bile tanımlamasını yapamazken, bilimsel olarak bir hayvanın saldırgan olup olmadığı neye göre belirlenecek? ‘Kuduz şüpheli saldırgan’ ve ‘anatomik yapısı bozulmuş’ gibi tümü itlafa gerekçe olabilecek muğlak ifadeler yer alıyor. Bu tanımlamalar çok geniş. Örneğin, bir hayvanın saldırgan olduğuyla ilgili denetim nasıl yapılacak? Ötanazi kararını verirken yetkili kurulun o kararı doğru verip vermediğini nasıl denetlenecek? Yani yapılacak tüm hataların bedelini hayvanlar canıyla ödeyecek” diye konuştu. “BU KANUN TEKLİFİ TÜMÜYLE GERİ ÇEKİLMELİDİR” Kanun teklifinde çelişkili ifadelerin yer aldığını belirten Başevirgen, iktidara kanun teklifini geri çekme çağrısında bulundu. Başevirgen, “Ötanazi maddesinin geri çekildiği gibi, her maddesi çelişkili ve muğlak ifadelerle dolu bu kanun teklifi tümüyle geri çekilmelidir. Yapılması gereken, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununu eksiksiz uygulamak ve Meclis Araştırma Komisyonu raporundaki çözüm yollarını benimsemektir” dedi.

Gürer: “Mevcut Teklif Yetersiz ve Sakat!” Haber

Gürer: “Mevcut Teklif Yetersiz ve Sakat!”

Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda Hayvan Hakları Kanunu'nda değişiklik yapılması için gerçekleştirilen görüşmelerde, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kanun teklifine sert eleştirilerde bulundu. Gürer, "Bu kanun teklifinin bir maddesinde değişiklik yapmak kanunun içeriğini ve özünü değiştirmiyor; bu kanun teklifi tamamıyla sakat bir kanun teklifi." dedi. KANUN TEKLİFİ TAMAMEN GERİ ÇEKİLMELİ Gürer, kanun teklifinin tümden geri çekilmesi gerektiğini ve bu konuda partiler arasında ve sivil toplum örgütleri dâhil, her kesimin değerlendirmesiyle müdahale edilmesi gerektiğini ifade etti. "Bu kanun teklifi ekim ayına kadar her kesimin değerlendirmesiyle müdahale edilmesi gereken bir kanun teklifi çünkü barınaklarda hayvanların kalış süresi ve bu hayvanların giderleri üzerinde bir etki analizi dahi yapılmamış." diye konuştu. EKSİKLİKLERLE DOLU VE YETERSİZ Gürer, mevcut kanun teklifinin eksikliklerle dolu olduğunu ve sorunun çözümüne hizmet etmediğini belirtti. "Kanun daha teklif hâlindeyken dahi eksikliklerle dolu, yetersizlikler içeriyor ve sorunun çözümüne hizmet eden bir kanun teklifi değil," dedi. Gürer, hayvanların barınaklara alınıp uzun süre orada kalmasının dolaylı öldürme anlamına geldiğini, çünkü barınaklarda yaşam süreçleri içinde sahiplenilmemesinin sürdürülebilir bir durum olmadığını vurguladı. BARINAKLARIN BELEDİYELER ÜZERİNDEN OLUŞTURULMASI GERÇEKÇİ DEĞİL Ömer Fethi Gürer, barınakların yalnızca belediyeler üzerinden oluşturulmasının ve il özel idarelerin dahi topladığı hayvanları buraya getirmesinin gerçekçi olmadığını söyledi. "25 binin üzerinde olan yerlerde barınak yapılarak bu soruna çözüm aranması gerçekçi değil," dedi. Gürer, yirmi yıldır uygulanmayan kanunun ve bu konuda oluşturulmuş bir komisyonun önerileri doğrultusunda düzenlemeler yapılmış olsaydı, bugün bu konuların konuşulmayacağını ifade etti. TÜRKİYE'NİN ACİL GÜNDEMLERİ VARKEN BU KONU GÜNDEME GELMEMELİ Gürer, Türkiye'nin acil çözülmesi gereken konularının olduğunu ve bu nedenle mevcut kanunun gündeme alınmaması gerektiğini belirtti. "Emeklilerin aldıkları ücretle geçinemedikleri, staj ve çırak mağdurlarının yaşlılık sigortasının başlatılmadığı, taşerona kadro verilmediği, esnaf için prim gün sayısının 7200 güne çekilmediği, yoksulluğun yaygınlaştığı bir süreçte Türkiye'nin acil gündemleri varken bu konunun mevcut kanunla çözülmesi olasılığını gündeme almak olası değil." dedi. ÖTANAZİ KELİMESİNİN ÇIKARILMASI HAYVANLARIN ÖLDÜRÜLMEYECEĞİ ANLAMINA GELMİYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ötanazi kelimesinin kanun teklifinden çıkarılmasının hayvanların öldürülmeyeceği anlamına gelmediğini belirtti. "İçerik olarak farklı maddelerde buna yol açan düzenlemeler var," dedi. Gürer, kanun teklifi üzerinde yeterince mesai harcandığını ve sivil toplum örgütleri de dahil olmak üzere konunun yeterince irdelenmediğini ifade etti. BARINAK GİDERLERİ VE DİĞER GİDERLER DİKKATE ALINMALI Gürer, hayvanların barınak bakım giderlerinin ve bunun bakım süresince belediyelere yükleyeceği külfetin dışında diğer giderlerin de ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. "Bir hayvanın barınak bakım giderleri ve bunun bakım süresince belediyelere yükleyeceği külfetin dışında diğer giderlerin de ortaya çıkarılması gerektiğini düşünüyorum." dedi. Komisyon toplantısında görüşlerini belirten Gürer, Adalet ve Kalkınma Partisi'nden teklif verenler haricinde, sivil toplum örgütleri de dahil konunun enine boyuna irdelenmediğini ve yapılacak düzenlemelerin yeterli olmadığını belirtti. Gürer, ilgili bakanlıkların sürece dahil olup kısırlaştırma işlemlerine eğilmeleri gerektiğini ifade etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.