SON DAKİKA
Hava Durumu

#İyi̇ Parti Eskişehir İl Başkanlığı

Porsuk Haber Ajansı - İyi̇ Parti Eskişehir İl Başkanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İyi̇ Parti Eskişehir İl Başkanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İYİ Partimizin Güneşini Yükseltmeye Devam Edeceğiz! Haber

İYİ Partimizin Güneşini Yükseltmeye Devam Edeceğiz!

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından partinin kuruluşunun 7.yılı dolayısıyla Valilik Meydanı’nda bir tören düzenlendi. Valilik Meydanı’nda düzenlenen törene İl Başkanı Serdar Ulucan, İlçe Başkanları, İl ve İlçe Yöneticileri, önceki dönem Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu ve partililer katılım sağladı.  Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasının ardından Atatürk anıtına çelenk sunan İl Başkanı Serdar Ulucan yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "Değerli dava arkadaşlarım, basınımızın güzide temsilcileri ve aziz Eskişehirliler; Bu toprakları bize vatan kılan ve bu uğurda canlarından vazgeçen bütün şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz... Biz İYİ Parti olarak; tarihe karşı sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz: 25 Ekim 2017’de yok olan adalet düzenine ve kaybolan demokrasiyi tekrar tahsis edebilmek adına, binlerce vatanperver ile bir araya gelerek kurduğumuz İYİ Parti’miz, bugün yedinci yılını doldurdu. Bundan 7 sene önce kurduğumuz İYİ Partimiz, öyle görüldüğü gibi rahat ve kolay bir şekilde kurulmadı. Bilakis akıllara durgunluk veren imkansızlıklar, engellemeler ve yasaklamalarla kuruldu. Bizler dört bir yandan sıkıştırılan, cendereye alınan aziz milletimiz için bir umut ve bir çıkış yolu olmak için bu kutlu yola çıktık. Biz Türkiye’nin milliyetçi, kalkınmacı, özgürlükçü,demokrat bir alternatife sahip olması için yola çıktık. Biz devletimize ve milletimize dört bir yandan saldıran dahili ve harici düşmanlara karşı göğsümüzü siper etmek için yola çıktık. Vatan vazifesine atılmak için, içinde bulunduğumuz vaziyetin imkan ve şeraitlerini hiç düşünmedik. Muhtaç olduğumuz kudretin, damarlarımızda akan asil kanda olduğunu bilerek bu kutlu yola çıktık. Yüce Allah’a vatan ve milletimize olan sadakatimizden gayrı hiçbir şeyimiz olmadan yola çıktık. Biz İYİ Partililer Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında vatan ve millet davasında mücadele eden neferler olmaya devam ediyoruz. Çünkü bizler Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleriyiz! Milletimizin geleceğine kem gözlerini dikenlere karşı bugüne kadar nasıl hep kararlı ve dik durduysak bundan sonra da aynı şekilde durmaya devam edeceğiz. 7 yıldır ülkemizde kalkınmanın, hürriyetin, milli güvenliğin, huzurun ve adaletin tesisi için verdiğimiz mücadeleyi, bundan sonra da yorulmadan devam ettireceğiz. 7 yıldır nice iftiralara uğradık. Akıl almaz komplolarla mücadele ettik. İYİ Parti’nin kapanacağı, tabela partisi olacağı safsatalarına da  güldük geçtik. Hedeflerimiz doğrultusunda bugüne kadar nasıl azim ve gayret ile çalıştıysak, bundan sonra da aynı azim ve gayretle çalışacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Önemli olan vatanseverlik paydasında birleşebilmek, ortak hareket edebilmektir ve biz milletimiz ile bu paydada buluşmayı başardık. Kurulduğumuz günden bugüne her türlü engellemelere rağmen verdiğimiz mücadelenin haklı gururunu yaşıyoruz. Bütün engelleri aştık ve partimiz bugün hiç olmadığı kadar kuvvetli bir hale geldi. Ve işte şu anda karşınızda İYİ ler ailesi olarak  dimdik ayakta duruyoruz. İYİ Partimizin güneşini göğe yükseltmeye devam edeceğiz! Son nefesimize kadar HÜRRİYET ADALET VE EŞİTLİK demeye devam edeceğiz. Türk Milleti diyeceğiz, böldürtmeyeceğiz! Türk Bayrağı diyeceğiz, indirtmeyeceğiz! Türk Vatanı diyeceğiz, eksiltmeyeceğiz! Cumhuriyeti kaim, devleti daim eyleyeceğiz! Varlığımız Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk'üm diyene!" 

AK Parti Hükümetlerinin Yarattığı Ahlaksızlığın Mayalanmış Hali Haber

AK Parti Hükümetlerinin Yarattığı Ahlaksızlığın Mayalanmış Hali

İYİ Parti 27.Dönem Milletvekili Dr.Arslan Kabukcuoğlu İYİ Parti İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında yenidoğan çetesi skandalına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kabukcuoğlu'nun basın toplantısında İl Başkanı Serdar Ulucan, Kadın Politikaları Başkanı Leyla Çam ve İl Yöneticileride katılım sağladı. Kabukcuoğlu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi. ''Konu bir şikayet üzerine İstanbul Sağlık Müdürlüğü - Emniyet Müdürlüğünce takibe alınmış bir ahlaksızlık zirvesidir. Zanlılar takibe alınıyor. Cumhuriyet Savcılığı tahkikatı başlatıyor.14 özel hastanede 47 şüpheliden 22 si tutuklanıyor.SGK’nın zararının milyarlarca tl olduğu tahmin ediliyor. Kaybedilen canlarımızın sayısı ya bilinmiyor ya da dehşetten ağızlarına alamıyorlar. Olaydan sonra Sağlık Bakanlığında bir genel müdür görevden alınıyor. Özel hastanelerle ilgili bir siyasi parti İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi partisinden istifa ediyor. Ülkemiz maalesef hepimizi derinden üzen bir sağlık skandalı ile çalkalanıyor. Bebeklerin canlarının bir böcek kadar önemsenmediği tapeleri okuyoruz. Öyle ki konunun faillerinin telefon konuşma tapelerinde “sen hastayı akşama kadar yaşat, alacağımız para ile eğleniriz” tarzında insanı ürperten insanlıktan aciz konuşmaları okuyoruz. Devlet ricaliyle o kadar içli dışlı olmuşlar ki, normal vatandaşı 100 m yaklaştırmazlar iken, onlarla içli dışlı. Kimler mi? Kimi ararsanız. TBMM Başkanı mı, MİT Başkanı mı, eski  Cumhurbaşkanı Yardımcısı mı,eski İçişleri Bakanları mı, siyasi parti kurmayı mı, eski cumhurbaşkanı mı, beğen bendiğini herkesle içli dışlı olsun.  Sonra da bu kişiler hangi cesaretle sahte MİT tanıtım kartı taşıyor diye hayret ediyoruz.Devlet ricali ne karşılığı bu samimiyeti sağlıyorsa bu adam, Cumhuriyet Savcısını makamında tehdit etme küstahlığını gösterebiliyor. Veya görevi adalet dağıtma olan sözüm ona bir avukat soruşturmayı yapan Cumhuriyet Savcısına “bazı tutukluları serbest bırakmazsa suikast düzenleneceği, ailesinin zarar göreceği” tehdidinde bulunabiliyor. Sistemin çalışma tarzı şöyle olmuş: Yenidoğan çetesi 14 hastaneyi suça karıştırmıştır. Yenidoğan yoğun bakıma yatırmayı istedikleri hastayı, yatması gerekir/gerekmez, ona bakmadan, 112 acil servise telefon edip ambulans istiyorlar. 112 acil birim görevlileri belli bir sırayla hasta götürmeleri gerekirken, çetenin istediği hastaneye hasta götürüyorlar. Birinci etap tamamlanıyor.Yatmadan önce veya sonra hasta yakınından ek ücret alıyorlar.SGK kurallarına göre yoğun bakımlar tamamen ücretsizdir. Bir sonraki etapta “yapmadığın tedavileri yapmış göstermek, vermediğin ilaçları vermiş göstermek, yapmadığın müdaheleleri yapmış göstermek”  çete için vaka-i adiyeden. Bir sonraki etapta, insan düşünmek istemiyor ama bebeğin hayatına son vermek de var. Sektörden gelen birisi olarak söylüyorum, bahsettiğim sistem benim için ütopik. Mutlaka bir kadamede patlak verir, bu kadar düzgün çalışamaz. Yolsuzluğa ilgililerin sessiz/ilgisiz kalmaları muhtemeldir. Öylesine azgın bir çeteyle karşı karşıyayız ki insan hayatından böcek hayatı gibi bahsediliyor, İlin adalet yetkilisini telefonla/makamında tehdit etme küstahlığını gösteriyorlar. Bu kadar organize, bu kadar azgın çeteden yetkililer geç haberdar olduklarını söyleyeceklerse,  İlin valisinden, hizmetlisine herkes vicdan muhasebesi yapmak zorunda kalır. Bir bireyin sağlığı, hatta canı rant konusu olabilir mi? Bu hükümet maalesef işleri bu hale getirdi herşey kazanç kapısı(!) oldu.Hükümet vatandaşın oyu hariç herşeyi özelleştirmek istiyor, sağlık sistemini de belli oranda özelleştirdi. Şehir hastaneleri algısı altında, sağlık hizmetleri başlangıcın çok gerisine düşmüştür. Polikliniklerde uzayıp giden hasta kuyrukları, görüntüleme merkezleri önünde, ameliyathane önünde uzayıp giden hasta kuyrukları sözlerimin delilidir.  Vatandaşın sağlık giderleri içinde kişi başı sağlık harcaması 2022 de TÜİK verilerine göre 7141 TL’ye yükselmiştir. Bu para gözü milletin cebinde olanlar için iyi bir rantiyedir. Skandal son mu? Keşke öyle olsa.Yaşadığımız , AK Parti hükümetlerinin yarattığı ahlaksızlığın mayalanmış bir hali. Ahlaksızlık bu kadar kolay mı? Rüşvet, adam kayırma, ballı ihaleler, yakınlarına yandaşlarına sürekli iltimas haya duygusunu ortadan kaldırmıştır. Ahlaksızlık “kolaylaşmıştır.” Yenidoğan skandalında belli kesim sağlık personeli ile emniyet ve adli kesim görevini yapmıştır. Onlara çok teşekkür ederiz. Konunun, yaptığı uygulamalarla en büyük sorumlusu hükümettir. Bu skandal bir hükümeti  kolayca iktidardan düşürür. Sayın Sağlık Bakanı bizzat siyasi sorumlusudur. Kömür ocağı yangınında, kömür ocağını su basmasında, İliç maden faciasında, sel basmalarında,imar aflarında, öğrencilerin sabah okula aç gelmelerinde, trenini raydan çıkmasında, trenlerin çarpışmasında , ilgili bakanlar pişkinlikle işlerine devam ettiler. Hatanı kabul edeceksin: Çünki bakanlığında, en alt seviyede çalışan personelin, vatandaş karşısında kefili bakandır. Bakanlığın verdiği  en küçük hizmet neyse onun vatandaşa karşı kefili bakandır. Bu mantık yerleşmediği sürece, en tepedeki amir hatayı iliklerinde hissetmedikçe, bu aksaklıklar maalesef devam eder gider ve bizler üzülüp dururuz, zaten yıllarca da başka birşey yapmıyoruz. Kenar-ı Diclede bir kurt aşırırsa koyunu Gelir adl-i ilahi sorar Ömer’den onu Bu dustur bir asır kadar önce söylenmiş özdeyiştir , fırsat buldukça yeni Türkiye’den bahseden hükümet  özdeyişi herhalde köhne diye dikkate almıyor. İnancı olanlara sesleniyorum, Akif’in vecizesini unutmayınız. Hayatını kaybeden bebeklerimiz oldu ise (Dilerim yargı bize menfi sonuç bildirir) yakınlarına allah sabır versin. İnancımızca o yavrularımızın mekanı cennettir. Sorumlusunun en ağır cezaları almasını dileriz.Namusu ile çalışan sağlık personeline başarılar dileriz. Eskişehir’imizde ki sağlık personelinin tanıklarıyım ,fedakarca çalışıyorlar. Sağlık yöneticilerimizin ve il yöneticilerimizin işleri rast gelsin''

Hükümet Türk Gençlerini Açlığa Mahkum Etmektedir! Haber

Hükümet Türk Gençlerini Açlığa Mahkum Etmektedir!

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan İl Binasında düzenlediği basın toplantısında sığınmacı sorunu ve işsizlik ile ilgili açıklamalarda bulundu.  İl Başkanı Ulucan düzenlediği basın toplantısında şu ifadelere yer verdi; "Ülkenin en önemli sorunlarından birisi memleketi alenen işgal eden sığınmacılarsa, bir diğeri de işsizliktir. Daha geçtiğimiz hafta konuyla ilgili bir basın açıklaması düzenleyip, hükümeti gayrı milli politikalarından vazgeçmeye çağırmış, sığınmacıların derhal geldikleri gibi gönderilmelerini istemiştik. Belli ki milliyetçi olan her söz, AKP iktidarının ve küçük ortaklarının bir kulağından girip, öbür kulağından çıkıyor. Yaptığımız basın açıklamasının mürekkebi bile kurumadan AKP hükümeti, gaflet ve dalalet sınırlarını zorlayan akıl almaz bir karar daha aldı. Hükümetin Resmi Gazete'de yayımladığı yeni yönetmelikle, Türkiye'ye gelen sığınmacıların çalışma izni muafiyeti 6 aydan 3 yıla kadar uzatıldı. Mevzubahis kararın zaten işsizlik cenderesinde sıkılan Türk çocuklarının, kalan son iş bulma umutlarını da suya düşürdüğü açıktır. Bu karar açıkça göstermektedir ki AKP iktidarı Emperyalist – Siyonist kesimlerin Türkiye’yi Türksüzleştirme politikasına hız kesmeden devam etmek niyetindedir. Bu karar açıkça göstermektedir ki AKP iktidarı sığınmacıları Türkiye’ye yerleştirmek, Türkleri ise memleketten uzaklaştırmak niyetindedir. Yapılması gereken sığınmacıların çalışma izinlerini derhal kaldırmaktır. Hükümet çalışma izinlerini kaldırmayı geçtik, daha da uzatarak, Türk gençlerini açlığa mahkum etmektedir. Türkiyede AKP’nin izni ve onayıyla çalışan her bir sığınmacı, namusuyla ve alın teriyle geçinmeye çalışan bir Türk ailesinin ocağını söndürmektedir. Gaflet ve dalalet sınırlarını zorlayan bir diğer adım da yeni bir açılım sürecinin Türk Milleti’ne dayatılmaya çalışılmasıdır. AKP Genel Başkanı’nın yeniden Cumhurbaşkanlığının önünü açmak için yeni anayasa girişimlerine girenlerin, daha dün kapatılsın dedikleri DEM Partisi’nin önünde esas duruşa geçtiklerini şaşkınlık ve ibretle takip ediyoruz. Hele bir de teröristlere, bebek katillerine seslenerek terörün bitirilmesi için çağrılarda bulunmak tarihe geçecek bir utanç vesilesidir. Milletimiz açlık ve sefaletin pençesinde kıvranmaktadır. Hemen her gün vergi ve harç adı altında Türk Milleti’ne haraçlar salınmakta, tüyü bitmemiş yetimin hakkı, AK zenginlere peşkeş çekilmektedir. Meclis kürsüsünden bebek katili bölücü başına seslenenler şunu unutmasınlar; kirli pazarlıklarla belki şahsi ikballerini kurtarabilirler. Belki sıcak koltuklarını koruyabilirler. Ancak terörist örgütlerle, uyuşturucu kaçakçılarıyla kirli pazarlıklar yapılarak terör bitirilemez. Bilakis teröristbaşıyla muhatap olmak demek, terör örgütlerini meşrulaştırmak yolunda atılmış bir adımdır. Bütün bunlar ortadayken “Yeni Anayasa” maskesi altına gizlenip, şahsi menfaatleriyle emperyalistlerin, uyuşturucu çetelerinin, terör örgütlerinin kirli emellerini tevhit edenler şunu unutmasınlar: Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kasteden, ihanet sürecine zemin döşeyen dede korkut hikayelerini okuyanlar bilirler,ne kadar “Tepegöz” varsa hepsini yerle yeksan edeceğiz! Türk milletinin şanlı tarihini hiçe sayıp kendince rüya görüp hayal kuranları o rüyalarında yok edeceğiz…  Bunun da böyle bilinmesini isterim. Sözlerimi nihayetlendirirken, Türk Milleti’nin yegane umudu olan İYİ Partimizin yolbaşçısı ve Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun şu sözlerini tekrarlamak istiyorum: Terör örgütünü devlet tasfiye eder. Terörün bittiğini de devlet ilan eden Teröristbaşından hüküm bekleyene devlet değil, gaflet ve dalalet denir!"

AKP Hükümetinin Para Karşılığı Sattığı Vatandaşlıklar Yok Hükmündedir! Haber

AKP Hükümetinin Para Karşılığı Sattığı Vatandaşlıklar Yok Hükmündedir!

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında ülke gündemlerini değerlendirdi. İl Başkanı Ulucan parti binasında düzenlediği basın toplantısında sığınmacı sorununu ve mısır ithalatında ki gümrük vergisi düzenlemesini gündeme taşıdı. İl Başkanı Serdar Ulucan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Değerli dava arkadaşlarım ve basınımızın güzide temsilcileri ; 22 yıllık AKP iktidarının devletimize ve milletimize yaptığı kötülükleri sıralamaya kalksak, buna zamanımız yetmez. Ancak bu iktidar döneminde vatana ve millete yaptıkları en büyük kötülük, aziz vatanımızın sınırlarını açıp, ne idiği belirsiz milyonlarca sığınmacıyı ülkemize sokmalarıdır. Bugün ülkemizde kronikleşmiş ne kadar sorun varsa, bunun altında AKP’nin gayrı millî sığınmacı politikaları yatmaktadır. Eğer ki bugün hayat pahalılığı varsa, bunun sebeplerinden biri sığınmacılardır. Eğer ki kiralar yüksekse, sığınmacılar fiyatları yükselttiği içindir. Eğer ki vatandaşımız günlerce hastanelerde tetkik sırası bekliyorsa, sayıları 13 milyonu bulan sığınmacılar yüzündendir. Bütün bu ekonomik gerçeklerin dışında asıl büyük sorun, Sığınmacıların ülkemizde bir beka sorunu olması gerçeğidir. Sınır kapılarının açılarak ülkenin sığınmacılar tarafından istila edilmesi, emperyalist ve Siyonist bir projedir. Bu proje Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türksüzleştime projesidir. Hal böyle iken AKP iktidarının para karşılığında vatandaşlık sattığını üzülerek görüyoruz. Türk vatandaşlığı, parayla satılacak ve pazarlanacak bir ürün değildir. Büyük Türk Milletinin vatandaşlık hakları, atalarımızın kanıyla ödenmiştir. Arıca Hatay meselesinden kaynaklı olarak Suriyeliler, Türkiye'de gayrimenkul edinemezler. Dolayısıyla parasını bastırıp, vatandaş olma hakları asla mevcut değildir. AKP hükümetinin para karşılığı sattığı bütün vatandaşlıklar aslen yok hükmündedir! Maalesef 238 bin Suriyeli sığınmacıya, para karşılığı vatandaşlık hakkı satılmıştır. Her bir Suriyelinin 10 – 15 arasında aile ferdi olduğu düşünülürse, 3 – 3 buçuk milyon arası Suriyeliye vatandaşlık hakkının satıldığı açıktır. Ülkemizdeki kaçakların tespiti ve sınır dışı edilmesi için; sokaklarda ne kadar sapık, suçlu, firari varsa tamamının tespiti ve cezaevine gönderilmesi için,Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun  öncülüğünde  İYİ Parti olarak hükümete açık ve net önerimizdir. Gelin en kısa zamanda hatta 3 Kasım tarihinde ülke genelinde yeniden bir kapalı nüfus sayımı yapalım. AKP’nin oy almak için vatandaş yaptığı sapık ve suçluların elini kolunu sallaya sallaya gezdiği bir memlekette; kapalı nüfus sayımı bir seçenek değil, bir mecburiyettir! Değerli dava arkadaşlarım ve kıymetli basın mensupları; Maalesef ülkemizde sorunlar bitmiyor, beceriksiz iktidar yüzünden katlanarak artıyor. Son olarak Resmi gazetede yayınlanan,Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ülkemize mısır ithalatının kolaylaştırıldığını da gördük. Eskiden mısır ithal etmek için gümrükte yüzde 130 vergi verilirken, bugün bu vergi oran  yalnızca yüzde 5’e düşürüldü. Ayrıca AKP hükümeti, 1 milyon ton mısır ithal edilmesine karar verdi. Alınan bu karar, Türk çiftçisini ezmekten başka bir anlam taşımıyor. Mısır üreten çiftçimiz, AKP tarafından beslenen ve kollanan uluslararası şirketlere kurban edilmiştir. Sadece Eskişehir’de binlerce çiftçimiz, AKP’nin uluslararası sermaye gruplarını zengin etmesi neticesinde iflasın eşiğine gelmiştir. Dünyada hiçbir hükümet yoktur ki kendi çiftçisine ancak bu kadar düşman osun… Taban fiyatı verilmeyen ve piyasada Türk çiftçisine arpa buğdaydaki kayıplarından sonra az da olsa yüzünü güldüren, mısırdaki iç pazar satışı, Resmi gazetede yayınlanan tarife kontenjanı uygulaması ile 0 olan gümrük vergisi %5’e çekildi. Çiftçinin belki de tek para kazandığı üründe Cumhurbaşkanı kararıyla 31 Aralık 2024 tarihine kadar 1 milyon ton mısır ithalatı yapılabilecek. Ucuz ithalat ile çiftçinin para kazanmasının önüne geçilecek. Yandaş kayırmada level atladınız. Bugüne kadar böyle bir şey görülmemişti. Bu karar hem tüccara hem çiftçiye büyük zarar verecek."

Eğitim Öğretim Yılı Başlarken Sorunlarda Yanında Geliyor Haber

Eğitim Öğretim Yılı Başlarken Sorunlarda Yanında Geliyor

İYİ Parti İl Başkanı Serdar Ulucan düzenlediği basın toplantısında 2024 - 2025 Eğitim Öğretim yılının başlarken eğitim siteminde ki sorunları dile getirdi. İl Başkanı Ulucan düzenlediği basın toplantısında şu ifadelere yer verdi; ''2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı 9 Eylül 2024 Pazartesi günü başlıyor. Öncelikle yeni eğitim öğretim yılının öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize hayırlı olmasını diliyoruz. Uzun bir yaz tatilinden sonra okullarına ve öğretmenlerine kavuşacak olan geleceğimizin teminatı sevgili çocuklarımıza ve geleceğimizin mimarları kıymetleri pek bilinmese de bizler için baş tacı olan öğretmelerimize yeni öğretim yılında başarılar diliyoruz. Maalesef ki yeni eğitim –öğretim yılı başlarken eğitim ile ilgili pek çok sorunu da yanında getirdiğini görüyoruz. Geçen yıllardan çözüm bekleyen sorunların bu yıl da aynı şekilde karşımızda durduğu saklanamaz bir gerçektir. Sadece okul kitaplarının ücretsiz bir şekilde öğrencilere dağıtılması eğitim alanındaki problemleri görmezlikten geleceğimiz anlamına gelmemelidir. Eğitim programlarındaki değişiklikler, müfredat üzerindeki oynama yıllardır nihayete erdirilememiş kazanım  - davranış içeriğini hala çözememiştir. Eğitim programının uygulayıcısı olan fedakar öğretmenlerimizin fikirleri alınmadan tavsiyeleri göz ardı edilerek ortaya konularak uygulanılması istenen yeni müfredat emin olunuz ki kısa bir zamanda yeniden tadilat görecek hatta değiştirilecektir. Bunun sebebi ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın basiretsiz ellere emanet edilmesi asıl mesleği öğretmenlik olmayan pek çok bürokratın konuya müdahil olmasıdır. Dileriz ki çağını ihtiyaç duyduğu bilgi ve becerilere yönelik olarak hazırlanan yeni eğitim programlarıyla hayata dair kazanımlar ışığında çocuklarımız Cumhuriyetin temel değerleri ve Atatürk ilkelerinin yönlendirdiği şekilde eğitim alırlar. Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına sayılı günler kalırken pek çok okulumuzun eğitme hazır olmadığı kamuoyunun malumudur. Hatta bazı okulların binası bile yoktur. Çeşitli gerekçelerle boşaltılan, yıkılan ya da taşınan okulların maalesef yeni binaları hazır değildir.  Pek çok okul birbiri üzerindedir.  İnşaatı bitirilemeyen şehrimizin köklü eğitim kurumu Yunusemre Mesleki Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri bu yıl da birden fazla okulda öğrenim görmeye devam edecek, Bir binası güçlendirmeye alınan ve geçtiğimiz yıl Org. Halil Sözer Ortaokulu’nda öğlenci olarak misafir olan Sami Sipahi Ortaokulu ise yaşanan problemlerden dolayı tüm öğrencileriyle eski okulundaki sadece bir binaya sıkışarak eğitim öğretim yapacaktır. Sınıf mevcutlarının ikiye katlandığı okulda fiziki şartlar olumsuz gelişirken kapatılan sınıflar nedeniyle bazı öğretmenlerin de ders saatleri azalmış ve ek ders ücreti kayıpları olmuştur. Yine yıllardır binası yapılamayan ve en sonunda ilkokul ihtiyacı olmayan bir bölgeye yapılan 24 Kasım ilkokulu inşaat tamamlanmadığı için bu yıl da Gündüzalp  Ortaolulu’nun misafiri olacaktır…daha  pek çok okul bu şekildedir. Sabah 7.30 akşam 19.30 arasında aralıksız 12 saat eğitim yapılan binalarda temizlik ne zaman yapılacak, bina yeni güne ne zaman hazırlanacaktır? İkili eğitim başımızın belası olmaya devam etmektedir. Sabahçı olan 6 yaşındaki bir birinci sınıf öğrencisi 7.30 da başlayan dersi için ne zaman uyanacaktır? Yaz saati uygulaması nedeniyle gün ağarmadan   bir saat evvel evden çıkan yavrularımız ilk derslerini karanlıkta yapmaktadır. Bu derslerdeki verimi gelin siz düşünün. Yine ikili eğitim yapan okullarda öğleci grup 19.30 gibi okuldan çıkmakta neredeyse gecenin ilerleyen saatlerinde evlerine varmaktadır. Derhal ikili eğitime son verilmeli, öğrencilerimiz için gün ışığında eğitim alabilecekleri saatler içerisin eğitim almaları sağlanmalıdır. Öğrenci velileri kara kara düşünüyor. Servis ücretleri 2000 liradan başlıyor. Hele bir de birden fazla okuyanınız varsa vay halinize… kılık kıyafet de ona keza… AKP’lilere sesleniyoruz; Hamamyolu’nda bir gezin ve okul kıyafetlerinin fiyatlarına bir göz gezdirin. Tabi cesaretiniz varsa.  İlkokula başlayan bir öğrenci için pantolon, uzun ve kısa kollu okul kıyafeti, poları, ayakkabısı vs. 5000 lira tutuyor. Hatta özele indirgemek gerekirse 6-8 yaş kısa kollu orta halli bir okul kıyafeti en düşük 560 lira. Allah dar gelirli velilerimiz yardımcısı olsun. Bunun yanında kırtasiye ürünleri de enflasyondan nasibini aldı. Bir de durumu fırsata çeviren kırtasiye simsarları var. Siyasi erkten aldıkları destekle her telde oynanan bu cambazlar sadece okul ihtiyaçları satan kırtasiyeci esnafının da ekmeği ile oynuyorlar. Bu da işin trajikomik diğer yüzü Biliyoruz ki Milli Eğitim velilerinizi kırmadan incitmeden bağış alın çünkü devlette para yok diyor. Doğru Milli Eğitim’den okullara ödenek gelmiyor. Okul idarecileri de ne yapsın tüm mücadelesi çocuğunu okutabilmek olan velilerin yardımına ihtiyaç duyuyorlar. Bazı okul müdürleri durumu anlatıp bağış miktarını velinin bütçesine bırakırken bazı okul müdürleri ise tam bir işletme mantığı ile afaki rakamlar isteyip pazarlık ortamı oluşturuyorlar. Ne hikmetse bu tip okul idarecileri için Bakanlık hiçbir yaptırımda bulunmuyor belki de bulunamıyor. Liyakatin göz ardı edildiği,  yandaşlığın geçer akçe olduğu günümüzde bunu çok görmemek lazım. Anlayacağınız ağlanacak halimize gülüyoruz. Ne fatih projesi kaldı, Ne süt ne de kuru üzüm, 22 yılda şahsım hükümetin de   eğitimin geldiği nokta ortadadır. Bu vesile ile yeni öğretim yılının tüm eğitim paydaşları için hayırlı olmasını diliyor, daha güzel günlerde, aydınlık yarınlara ulaşma umuduyla saygılarımı sunuyorum.''

Zafer Bayramımız Kutlu Olsun! Haber

Zafer Bayramımız Kutlu Olsun!

İYİ Parti Eskişehir İl Başkanlığı tarafından 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Valilik Meydanında bir tören düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile Atatürk Anıtına çelenk sunumunun ardından bir konuşma yapan İYİ Parti İl Başkanı Serdar Ulucan şu ifadeleri kullandı; ''Bugün, Büyük Taarruz'un zaferle sonuçlandığı ve ulusal bağımsızlığımızın temellerinin atıldığı 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 102. yıl dönümünü büyük bir coşku ve gururla kutluyoruz.  Bu anlamlı gün, milletimizin birlik ve beraberlik içinde verdiği mücadelenin, vatan sevgisinin ve kahramanlık destanının ölümsüz bir simgesidir. 30 Ağustos Zafer Bayramı, aynı zamanda gelecek nesillere emanet ettiğimiz Cumhuriyetimizin değerlerini koruma ve yaşatma kararlılığımızı tazelediğimiz bir gündür. Bizler, bu kutsal emaneti sonsuza kadar korumak ve gelecek nesillere aktarmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz Bağımsızlığa giden yolda, “ordu yok dediler, kurulur dedi. Para yok dediler, bulunur dedi. Düşman çok dediler, yenilir dedi.” Bütün dedikleri oldu. İşte o bir Lider ve Başkomutandı. “Ya istiklal Ya ölüm diyerek” düşmanları denize döken yüce Türk milletine Zaferler kazandıran, Mareşal Mustafa Kemal Atatürk ve vatan İçin şehadet şerbetini içmiş bütün şehitlerimizi rahmet ile anıyor, Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, Şanlı Türk milletimizin bayramı olan 30 Ağustos zafer bayramımızı kutluyorum.  Geçmişimizin geleceğimize kılavuz olması, olmaz denilen o gün nasıl olduysa bugünde aynı ruh ve düşünceyle son nefer, son nefesimize kadar mücadelemize devam edeceğimize şanlı ecdadımızın huzurunda söz veriyorum. Rabbim bizlere bir daha kurtuluş mücadelesi içerisine düşürmesin. Türk’ün şanlı bayrağı inmesin, memleketimde ezanlar dinmesin. Varlığımız Türk varlığına armağan olsun. Zafer bayramımız kutlu olsun.''

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.