SON DAKİKA
Hava Durumu

#Jale Nur Süllü

Porsuk Haber Ajansı - Jale Nur Süllü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Jale Nur Süllü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kamu Mühendisleri Yoksulluk Sınırında Yaşamaya Mahkûm Ediliyor Haber

Kamu Mühendisleri Yoksulluk Sınırında Yaşamaya Mahkûm Ediliyor

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü’nün, kamu mühendislerinin mağduriyetlerinin giderilmesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi amacıyla Meclis’e sunduğu kanun teklifi Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Süllü, “Yıllardır büyük mağduriyet yaşayan ve hakları için mücadele eden kamu mühendislerinin hakları teslim edilene kadar yanlarında olacağız” dedi. "Kamuda Mühendislerinin Mağduriyeti Yıllardır Görmezden Geliniyor" TBMM Genel Kurulu’nda CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, kamu mühendislerinin mağduriyetlerini giderecek kanun teklifi üzerine konuştu. Emekli Sandığı Kanunu, Devlet Memurları Kanunu ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de değişiklik yapılmasını öngören yasa teklifinin, kamuda görev yapan teknik hizmetler sınıfındaki mühendis, mimar, şehir plancısı gibi meslek gruplarının çözülemeyen sorunlarına çare olacağını belirten Süllü, "Bu meslek grupları, kamu projelerinin planlama, yapım, üretim, düzenleme ve denetleme gibi kritik aşamalarında yer almaktadır. Devletin temel görevlerini yerine getiren bu personelin sorunları yıllardır görmezden geliniyor" diye konuştu. "Mühendislik ve Mimarlık Disiplinleri Can ve Mal Güvenliğini Doğrudan Etkiliyor" Son yıllarda yaşanan deprem felaketleri, maden faciaları, sel baskınları ve yangınların, mühendislik ve mimarlık disiplinlerinin kritik önemini acı bir şekilde hatırlattığını ifade eden Süllü, "Bu meslek gruplarının taşıdığı teknik, mali ve hukuki sorumluluk uzun yıllar boyunca devam etmektedir. Öte yandan, siyasi baskı ve güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle de büyük zorluklarla karşı karşıya kalmaktadırlar" dedi. "Kamu Mühendisleri Yoksulluk Sınırında Yaşamaya Mahkûm Ediliyor" Mühendislerin ve teknik personelin özlük ve sosyal haklarındaki adaletsizliklerin giderek derinleştiğini belirten Süllü, "Geçmişte eşdeğer meslek gruplarıyla benzer maaş alan kamu mühendisleri, son yıllarda büyük bir kayıp yaşamıştır. Ocak ayında memur maaşlarına yapılan yüzde 11,54'lük zamla birlikte, kamuda göreve yeni başlayan bir mühendisin maaşı 58 bin TL'de kalmıştır. Oysa yoksulluk sınırı 68 bin TL'yi geçmiştir. Devletin milyarlık projelerine imza atan kamu çalışanları, ekonomik sıkıntılarla boğuşmaya mahkûm edilmektedir" diye belirtti. "Verilen Sözler Tutulmadı" Kamu mühendislerinin yıllardır seslerini duyurmaya çalışmasına rağmen iktidar tarafından hiçbir adım atılmadığını vurgulayan Süllü, "Cumhurbaşkanına mektup yazdılar, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 2023 yılı içinde kapsamı geniş bir çalışmanın yapılacağını söyledi. Ancak Vedat Bilgin gitti, Vedat Işıkhan geldi ve yıl 2025 oldu. Hâlâ bir adım atılmış değil" diye konuştu. "Mühendisler Beyin Göçü Veriyor, Kamuda Nitelikli Personel Azalıyor" TÜİK verilerine göre, yurt dışına giden üniversite mezunları arasında ilk sırayı mühendislerin aldığını belirten Süllü, "İyi eğitimli ve ülkeye katkı sunabilecek beyinlerimiz, özlük haklarındaki yetersizlik ve ekonomik koşullar nedeniyle yurt dışına gitmektedir. Aynı zamanda, özel sektörün daha cazip koşullar sunması nedeniyle, bu meslek grupları kamuyu tercih etmemektedir. Sonuç olarak, kamuda nitelikli iş gücü eksikliği yaşanmaktadır" diye belirtti. "Gelin, Kamu Mühendislerinin Haklarını Teslim Edelim" Kamu teknik personeli için geniş bir unvan skalasında mali, sosyal ve özlük haklarının iyileştirilmesi ve bir meslek kanunu çıkarılması gerektiğini ifade eden Süllü, "Bu kanun teklifi sadece bir maaş düzenlemesi değil, kamu mühendislerinin hak ettikleri itibara kavuşması ve yaşam standartlarının iyileştirilmesine yönelik bir adımdır. Gelin, bu adaletsizliği hep birlikte sona erdirelim" dedi.

Haber

"Seramik Aşkı Sergisi" Kapılarını Açtı

Odunpazarı Belediyesi, Eskişehir’de sanatseverleri büyüleyecek özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. "Seramik Aşkı" adlı karma seramik sergisi, 14 Şubat 2025 tarihinde Odunpazarı Şehrin Ateşi Seramik Galerisi'nde sanatseverlerle buluştu. Türkiye'nin dört bir yanından gelen 16 sanatçı çiftin eserlerinin yer aldığı sergide toplam 32 özgün eser sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Odunpazarı Belediyesi'nin tarafından gerçekleştirilen bu anlamlı etkinliğin küratörlüğünü Ayşegül Türedi Özen üstlendi. Sergiye CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, serginin küratörü Ayşegül Türedi Özen ve çok sayıda sanatsever katıldı. Başkan Kurt gerçekleştirdiği konuşmasında, “Sergimizin adı aşk. Bugün sevgililer günü ve hepinizin sevgililer gününü kutluyorum. Seramik ile sanat ile bizi buluşturan Ayşegül hocama da bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi. Serginin küratörü Ayşegül Türedi Özen ise konuşmasında Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a seramik sanatına verdiği desteklerinden dolayı teşekkür etti. SANATIN KALBİ ODUNPAZARI'NDA ATIYOR Eskişehir’in kültür ve sanat hayatına yön veren Odunpazarı Belediyesi, bu sergi ile sanatçılar arasındaki iş birliğini ve sanata duyulan tutkuyu gözler önüne sermeyi amaçlıyor. Sergi, 14 Mart 2025 tarihine kadar ziyaretçilere açık olacak. Sergide eserleri yer alan sanatçılar arasında Elif Aydoğdu Ağatekin, Mustafa Ağatekin, Canan Gürel Ak, Kamuran Ak, Hilal Çınar Arapoğlu, İlyas Arapoğlu, Tuba Korkmaz Batu, Mustafa Birol Batu, Aydan Birdevrim, Ahmet Nejat Birdevrim, Çiğdem Canduran, Kaan Canduran, Çiğdem Önder Er, Ahmet Cüneyt Er, Mine Ergun, Hakan Ergun, Münevver Berrin Kayman Karagül, Fatih Karagül, Leyla Kubat, Şenol Kubat, Adile Feyza Çakır Özgündoğdu, Doğan Özgündoğdu, Ruhsar Savaş, Tolga Savaş, Burcu Suçağlar, Hasan Numan Suçağlar, Emel Şölenay, Aydın Şölenay, Canan Yıldız, Özgür Yıldız, Oya Aşan Yüksel ve İsmet Yüksel gibi isimler bulunuyor. Sanatseverlerin büyük bir ilgiyle takip edeceği "Seramik Aşkı" sergisi, seramik sanatının farklı yorumlarını sunarak Odunpazarı’nın sanata verdiği desteği bir kez daha ortaya koyuyor. Eskişehir’de sanatın kalbinin attığı Odunpazarı’nda bu eşsiz sergiyi görmek için 14 Şubat’ta açılışa katılabilir ve 14 Mart’a kadar ziyaret edebilirsiniz!

Havacılık Personelinin Hakkını Teslim Edin Haber

Havacılık Personelinin Hakkını Teslim Edin

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) çalışanlarının yıllardır çözülemeyen Havacılık Tazminatı sorununu Meclis gündemine taşıdı. Soru önergesine Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’nun verdiği yanıta tepki gösteren Süllü, “Çözüme yönelik gerekli çalışma ve görüşmelerin sürdüğü bilgisini vermekle yetinen Bakan, gerekli mevzuat değişikliklerinin zaman alacağını ortaya koyarak sorunun çözümünü bir kez daha belirsiz bırakmaktadır” dedi. Havacılık Tazminatında belirsizlik sürüyor! Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı’na (EUROCONTROL) üye ülkelerde, havacılık personelinin hak ettiği havacılık tazminatlarını alması olağan bir uygulama iken, Türkiye’de DHMİ personelinin bu haktan tam anlamıyla yaralanamadığını belirten Süllü, çalışanların yıllardır süren mağduriyetleri mağduriyetinin yıllardır sürdüğü ve iş barışının düzelmediğini vurguladı. Bakan Uraloğlu’nun yanıtına tepki gösteren Süllü, “Havacılık Tazminatı sorununa ilişkin ‘çalışmaların sürdüğü’ belirtilmekle yetinilirken çözüm için net bir tarih ya da yol haritası sunulmamaktadır. Ayrıca, görüşmelerde DHMİ personelinin üyesi olduğu meslek örgütlerinin sürecin dışında tutulması, kabul edilemez. Sorunun hakkaniyetle çözüme kavuşturulması için tüm paydaşlar sürece dahil edilmelidir” ifadelerini kullandı. “Havacılık personelinin hakkını teslim edin” DHMİ’nin bütünlüğünün korunması gerektiğini vurgulayan Süllü, “AKP iktidarı, toplumun birçok kesimini görmezden geldiği gibi, DHMİ çalışanlarının sorunlarına da kulak tıkıyor. Hükümet yıllardır çözülemeyen havacılık tazminatı sorunu için gerçekçi adımlar atmalı ve çalışanların haklarını teslim etmelidir” diyerek hükümeti göreve çağırdı. EUROCONTROL alacakları neden siliniyor? Önergede ayrıca, Türkiye’nin EUROCONTROL’e üye olduğu yıldan itibaren tahsil edilen ve edilemeyen alacaklar da soruldu. Bakanlığın yanıtında, tahsil edilemeyen bazı borçların “ekonomik olmadığı” gerekçesiyle silindiği, bu kayıpların ülke maliyetlerine yansıtıldığı ve Türkiye’ye ek yük oluşturmadığı iddia edildi. Ancak Süllü, Türkiye’nin EUROCONTROL üyesi 41 ülke arasında milli maliyet tabanı açısından altıncı sırada yer almasına karşın, hizmet bedeli olarak belirlenen birim fiyatının diğer ülkelere göre çok düşük olmasının sorgulanması gerektiğini ifade etti. ICAO 2024 Raporu Türkiye için SOS veriyor! DHMİ personelinin taleplerini Bakanlığın yıllardır görmezden geldiğini ifade eden Süllü, Uluslararası Havacılık Örgütü ICAO’nun 2024 yılı denetimlerindeki kaygı verici tespitler konusunda da uyarılarda bulundu.  ICAO’nun 2024 yılı denetim bulgularına dikkat çeken Süllü, “Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün hava aracı kazaları ve olay inceleme süreçlerinde organizasyonel yetersizlikleri, hava seyrüsefer hizmetlerinde uzman personel eksikliği, denetim süreçlerindeki aksaklıklar, bütçe yetersizliği, havaalanları ve yüzey yardımcılarına ilişkin denetimlerde güncellenmemiş yönetmeliklerle ilgili önemli eksiklikler olduğu rapor ile tespit edilmiştir. Özellikle ICAO’ya üye ülkelerde Seyrüsefer Hizmetlerine uyum ortalaması yüzde 67 iken Türkiye’de 2019 yılı denetiminde yüzde 86 iken, 2024 yılında yüzde 19’a kadar gerileyen ve kaygı veren uyumsuzluklar yetkililerce bir an önce giderilmelidir” dedi.

CHP'li Süllü: Haber

CHP'li Süllü: "Açıköğretim Fakültesi Tasfiye Mi Ediliyor?"

CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'nin akademik ve idari yapısında yaşanılan ciddi değişiklikler, fakülteye ait gayrimenkullerin satışa çıkarıldığına dair iddialar ve üniversitenin mali yapısıyla ilgili endişe verici gelişmeler nedeniyle TBMM'ye Meclis Araştırma önergesi sundu. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi de hazırlayan Süllü, “Türkiye’nin ve Eskişehir’in göz bebeği Açıköğretim Fakültesi adım adım tasfiye mi edilmektedir? Açıköğretim Fakültesi’nin Ankara’ya taşınacağı ve gayrimenkullerinin satışa çıkarılacağı iddiaları doğru mudur?” diye sordu. Siyasi Saiklerle Yapılan Rektör Atamaları Açıköğretim Fakültesini Çöküşe Sürüklüyor! Açıköğretim Fakültesinin dünyanın örnek model aldığı ve ülkemizin en önemli eğitim kurumlarından biri olduğunu ifade eden Süllü, “Siyasi saiklerle atanan rektörler, atadığı liyakatsiz rektör yardımcıları ve dekanlarla, üniversitedeki akademik çalışma ortamını bozmuştur. Üniversitenin değerlendirme sıralarında hızla düşmesine yol açan rektör atamalarının sonucunda özellikle Açıköğretim sisteminde kadrolaşmalar çoğalmış, üniversitenin öğrencilerden daha kaliteli hizmet sunmak için aldığı öğretim giderleri farklı kaynaklara aktarılmış (2014 yılında Türk Dünyası Vakfı), siyasi saiklerde atanan rektörler nedeni açıklanmadan görevden alınmıştır. Son dönemde ise bir oldubitti ile Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sisteminde yer alan Açıöğretim, İktisat ve İşletme Fakültelerinin akademik ve idari yapısında köklü değişikliklerin yapılması endişeleri artırmıştır” dedi. Öğretim Üyelerinin Fakültesi Değiştirildi, Bölümler Kapatıldı Açıköğretim Fakültesindeki tüm anabilim dallarının kapatıldığını, Fakültede görev yapan Uygulamalı iletişim ve Uzaktan eğitim alanında doçentlik alan ve doktora eğitimin tamamlayan 27 öğretim üyesinin dışındaki yaklaşık 180’e yakın öğretim üyesi ve öğretim görevlilerinin görüş alınmadan gerekçesiz  bir şekilde üniversite içindeki diğer fakülte ve meslek yüksek okullarında kadroları ile birlikte gönderildiğini kaydeden Süllü, “Açıköğretim Fakültesi Sinema ve Televizyon bölümünde mezun ve sinema ve televizyon alanında doktora eğitimini tamamlamış ve Sinema ve Televizyon alanından doçent olmuş öğretim üyelerinin kadroları  İletişim Bilimleri Fakültesine aktarılmıştır. Daha sonraki süreçte de 29 Ocak 2025 tarihinde Üniversite Senatosunun aldığı karara göre İktisat ve İşletme Fakültesindeki 10 lisans programı Açıköğretim Fakültesine aktarılmış, gelecek öğretim yılından itibaren yeni öğrenci alımı durdurulmuş, İktisat ve İşletme Fakülteleri pasif duruma düşürülmüş, bu fakültelerdeki öğretim üyelerinin kadroları da yine üniversitenin içindeki diğer Fakülte ve yüksekokullara aktarılmasına, Açıköğretretim Fakültesinin bünyesindeki 11 programında gerekçesiz bir şekilde kapatılmasına karar verilmiştir” dedi. Ayrıca Açıköğretim sisteminin Türkiye’nin her şehrinde en az bir bürosunun kapatılmasına, çalışanların temmuz ayına kadar istedikleri kuruma gidebilecekleri ve gitmeyenlerin de Eskişehir’e getirileceğinin söylendiğini ifade eden Süllü, “Siyasi saiklerle atanan liyakatsiz yöneticiler eliyle bilinçli bir şekilde zayıflatıldığı ve çöküşe sürüklendiği iddialarına yanıt verilmesi gerekiyor” dedi. “Açıköğretim Fakültesi Tasfiye Mi Ediliyor?” Açıköğretim Fakültesi'nin 2014 yılına kadar 1 milyon 440 bin öğrencisi, 1,5 milyar dolar nakit rezervi ve yıllık 500 milyon dolarlık geliriyle Türkiye'nin en köklü eğitim kurumlarından biri olduğuna dikkat çeken Süllü, “Açıköğretim Fakültesi’nde görev yapan 180’e yakın öğretim üyesinin büyük çoğunluğunun farklı fakültelere aktarılması, birçok bölümün kapatılması ve üniversitenin mali sıkıntı gerekçesiyle Türkiye genelindeki 90’dan fazla binasını satışa çıkarmaya hazırlanması, yıllardır açık öğretim hizmetlerine verdikleri katkılar nedeniyle üniversite öğretim üyelerine verilen döner sermaye gelirlerinin yaklaşık 5 yıldır para yok bahanesiyle verilmemesi Açıköğretim Fakültesi’nin sistemli bir şekilde tasfiye edilmekte olduğu yönünde ciddi endişelere yol açmaktadır” dedi. TBMM'ye Araştırma Önergesi ve Soru Önergesi Verildi Yaşanan sorunların detaylıca araştırılması ve Açıköğretim Fakültesi'nin geleceğinin korunması için TBMM'ye Meclis Araştırma önergesi sunduğunu belirten Süllü, “Ayrıca, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e, Açıköğretim Fakültesi'ndeki akademik kadro tasfiyesi, binaların satışa çıkarılması, akademik programların kapatılması gibi konuların açığa kavuşturulması için yazılı soru önergesi ile birlikte Meclis araştırma önergesi verdim. Eskişehir halkı ve eğitim camiasının bu konuyu yakından takip etmesi gerekiyor.” dedi. “Dünyanın Örnek Aldığı Açıköğretim Fakültesi'ne Sahip Çıkıyoruz!” Anadolu Üniversitesi'nin ve Açıköğretim Fakültesi'nin Eskişehir ve Türkiye için marka değer taşıdığını vurgulayan Süllü, “Bu kurumların bilinçli bir şekilde çökertilmesine izin vermeyeceğiz. Dünyanın örnek aldığı Açıköğretim Fakültesi'ne sahip çıkıyoruz. Eskişehir halkıyla, akademisyenlerle ve öğrencilerle birlikte mücadele edeceğiz” dedi.

CHP’li Süllü: Haber

CHP’li Süllü: "Barınma Yok, Reklam Var!"

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, “Bir Oluruz” başlığıyla bugün bazı gazete ve televizyon kanallarına tam sayfa ilan verilmesini Meclis gündemine taşıdı. Süllü, “Depremlerin ikinci yılında halen 649 bin depremzede vatandaşımız konteynerlerde yaşarken, kamu kaynaklarını iktidarın kendine yakın gördüğü medya kuruluşlarına yönlendirilmeye devam ediliyor” dedi. 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçmesine karşın, deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların hâlâ barınma, sağlık, eğitim ve temel yaşam koşullarıyla ilgili ciddi sıkıntılar çektiğine vurgu yapan Süllü, “Depremin ikinci yıldönümünde, Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOKİ, Emlak Konut ve AFAD gibi kamu kurumları, ‘Bir Oluruz’ başlığıyla gazetelere ve televizyon kanallarına ilan verdi. Ancak bu ilanlar, kamu vicdanında derin yaralar açtı. Deprem bölgelerindeki barınma sorunu çözülemezken, temiz suya erişim, eğitim ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler sürerken, bu ilanlara ayrılan bütçenin doğrudan depremzedeler için kullanılması gerektiği açıktır” dedi. 649 Bin Kişi Hâlâ Konteynerde Yaşıyor! AFAD’ın raporuna göre, aradan geçen iki yıla karşın 649 bin 632 vatandaşın hâlâ konteynerlerde yaşam mücadelesi verdiğine dikkat çeken Süllü, “Depremzedeler, iktidarın verdiği sözleri tutmasını beklerken, kamu kaynaklarının iktidarın desteklediği medya organlarına akıtılması kabul edilemez” dedi. Hangi Kanallara, Ne Kadar Ödeme Yapıldı? Süllü, kamu kaynaklarının hangi medya organlarına ve hangi kriterlere göre aktarıldığını sorgulayan soru önergesiyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a, “Bir Oluruz” başlıklı ilanlar hangi gazetelere ve televizyon kanallarına verildi?” ve “İlan verilecek medya organları belirlenirken hangi kriterler dikkate alındı?” diye sordu. Deprem paraları iktidarın propaganda araçlarına mı aktarıldı? Her bir gazete ve televizyon kanalı için ne kadar ödeme yapıldığını soran Süllü, “Bu bedel hangi kamu kurumu tarafından karşılanmıştır?” dedi. Düşük tirajlı gazetelere tam sayfa ilan verilirken, muhalif görülen medya kuruluşlarının dışlanmasının gerekçesini sorgulayan Süllü, “Deprem bölgesinde hâlâ temel ihtiyaçlara erişimde büyük eksiklikler varken, kamu kaynaklarının iktidarın yakın medya kuruluşlarına aktarılması nasıl açıklanabilir? Depremzedeler, verilen sözlerin tutulmasını, hak ettikleri desteğin sağlanmasını bekliyor. Kamu kaynaklarının, ihtiyacı olan vatandaşlar yerine iktidarın propaganda araçlarına aktarılması, hem vicdanları sarsmakta hem de toplumsal dayanışma duygusunu zedelemektedir” ifadelerini kullandı.

CHP Eskişehir Seçim Yürüyüşünü Yoğun Bir Katılımla Başlattı! Haber

CHP Eskişehir Seçim Yürüyüşünü Yoğun Bir Katılımla Başlattı!

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından, "Geçim Yok Seçime Yürüyoruz!" sloganıyla Köprübaşı'ndan Odunpazarı’na bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşe, CHP İl Başkanı Talat Yalaz, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP Eskişehir Milletvekilleri Jale Nur Süllü, Utku Çakırözer, İbrahim Arslan, Belediye Başkanları, İlçe Başkanları, İl ve İlçe Yöneticileri, Kadın ve Gençlik Kolları Başkan ve Yöneticileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve binlerce vatandaş katılım sağladı. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce yaptığı konuşmada; "Biz kimsenin hakkını yemedik, kimseye de hakkımızı yedirmeyiz. Emeklinin, gençlerin, kadınların, çocukların, emekçinin hakkını yedirmeyiz. Eskişehir'in hakkını yedirmeyiz!" dedi. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt yaptığı konuşmada; "Geçim derdi her haneye, her sofraya yansımış durumda. İşçisi, emeklisi, esnafı, öğrencisi; herkes artık daha fazla adalet, daha fazla refah, daha iyi bir gelecek istiyor. Hep birlikte, omuz omuza, daha adil bir düzen için mücadele edeceğiz!" dedi. CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz yaptığı konuşmada; "Adalet için, geçinebilmek için, haksızlıklara karşı boyun eğmemek için gerçekleştirdiğimiz eylemimize destek olan, omuz veren tüm yurttaşlarımıza teşekkür ederiz." dedi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer yaptığı konuşmada; "Milyonların yaşadığı geçim derdine, adaletsizliklere, hukuksuzluklara karşı seçim talebimizi haykırmak için yürüdük! Birleşe birleşe kazanacak, bu haksızlıklara, zulme son vereceğiz!" dedi. CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü yaptığı konuşmada; "Bu düzenin insanlarımızı nasıl ezdiğini görüyoruz; ama umutsuz değiliz. Halkımızın iradesiyle emekçilerin hakkını aldığı, gençlerin geleceğe güvenle baktığı, adaletin herkes için sağlandığı bir düzeni hep birlikte kuracağız. Umudumuz büyük, mücadelemiz kararlı. Bu başlangıç, halkın iktidarıyla taçlanacak!" dedi. CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan yaptığı konuşmada; "Esnaf, emekli, çiftçi, memur, gençler zor durumda ama biz varız, birlikte değiştireceğiz. Sandıkta halkın iktidarını kuracak, umudu büyüteceğiz. Hak, hukuk ve adalet için kararlılıkla yürümeye devam! Kurtuluş Yok Tek Başına; Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz." dedi. Köprübaşı'nda başlayan ve Odunpazarı Meydanı’nda sona eren yürüyüş büyük bir kortej eşliğinde Odunpazarı Meydanı’nı doldururken yürüyüş yapılan konuşmalarla bir miting havasında sona erdi.  

CHP Eskişehir'den Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanlığına Ziyaret Haber

CHP Eskişehir'den Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanlığına Ziyaret

CHP Eskişehir İl Başkanlığı, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Ümit Özdağ’in tutuklanması ile ilgili olarak Zafer Partisi İl Başkanlığını ziyaret etti. Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılarak 21 Ocak’ta, “Halkı kin ve nefrete tahrik veya aşağılama suçu” işlediği iddiasıyla tutuklanıp Silivri Cezaevine gönderildi. Zafer Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Ümit Özdağ’a ve Zafer Partisi İl Teşkilatına destek olmak üzere CHP Eskişehir İl Başkanı Av. Talat Yalaz, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ayşe Ünlüce ve Milletvekilleri Dr. Jale Nur Süllü ve Utku Çakırözer Zafer Partisi İl Başkanlığını ziyaret etti. Ziyaretle ilgili bir açıklama yapan CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz şu ifadeleri; "Demokratik ülkelerde muhalif bir partinin genel başkanın tutuklanması gibi bir şey kesinlikle kabul edilemez. Genel Başkanımız Özgür Özel’in de söylediği gibi bu tutumu kabul etmek, buna sessiz kalmak, bunu sineye çekmek mümkün değildir. AKP iktidarının bu tutumu açıkça muhalefete verilen bir gözdağı ve temel muhalefet hakkının gaspıdır. Bağımsız ve adil yargı tüm yurttaşlarımız için son derece önemlidir. Sürekli dile getirdiğimiz gibi hak, hukuk ve adalet herkes için adil ve eşit olana de mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz! Demokrasiyi ve insan haklarını bu şekilde alaşağı etmek, temel sermayesi insan ve ifade özgürlüğü olan politikaya, demokrasiye karşı böyle bir tutumda bulunmak yurttaşlarımız nazarında da ciddi bir utanç kaynağıdır. Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir’e, İl Örgütüne ve tüm toplumsal muhalefete baskıya, sömürüye ve hukuksuzluğa karşı yanlarında olduğumuzu söylemeyi yineliyoruz. Yargı eliyle muhalefete karşı yapılan sindirme, korkutma ve yıldırma çabalarına boyun eğmeyeceğiz!" dedi.

Eskişehir Halkı, Hukuksuzluklara Karşı Sessiz Kalmayacak! Haber

Eskişehir Halkı, Hukuksuzluklara Karşı Sessiz Kalmayacak!

Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Kaymaz Mahallesi’nde, TMSF bünyesindeki Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin mahkeme kararlarına rağmen hukuksuz bir şekilde devam eden projelerini Meclis gündemine taşıdı. Süllü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, Eskişehir 1. ve 2. İdare Mahkemeleri tarafından verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına rağmen altın madenciliği faaliyetlerinin sürdüğü iddialarını dile getirerek, bu durumun hukuk devleti ilkesini ve yargı kararlarının bağlayıcılığını hiçe saydığını belirtti. “YARGI KARARLARINA RAĞMEN HUKUKSUZLUK SÜRÜYOR” Süllü, TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesiyle, yargı kararlarını hiçe sayan faaliyetlerin sorumlularını ve Bakanlığın denetim mekanizmalarındaki eksiklikleri sorguladı. Kaymaz ve Sarıcakaya’da sürdürülen vahşi altın madenciliği projelerinin çevreye ve halk sağlığına yönelik ciddi tehditler oluşturduğunu belirten Süllü, “Yargı kararlarını yok sayarak faaliyetlerine devam eden şirketlere karşı Bakanlığın etkin denetim mekanizmalarını işletmesi ve halkın yaşam hakkını koruması bir zorunluluktur. Mahkemeler, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı davalar sonucunda projelere ilişkin yürütmeyi durdurma ve iptal kararları vermiştir. Ancak şirket, bu kararları yok sayarak projelerini sürdürmektedir. Eskişehir halkı, bu hukuksuzluklara karşı sessiz kalmayacaktır.” dedi. “BAKANLIK DENETİMLERİ NEDEN YETERSİZ?” Süllü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanının yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “Eskişehir 1. İdare Mahkemesi’nin yürütmesini durdurduğu ve iptal ettiği 3. Atık Maden Depolama Tesisi projesinin inşasına kim veya kimler izin vermiştir? Yargı kararlarına rağmen, iptal edilen projeye ilişkin inşaat faaliyetleri neden denetlenmemiş ve durdurulmamıştır? Bu süreçte sorumlu idari makamlar hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır? Sarıcakaya Altın ve Gümüş Madeni projesine yönelik Eskişehir 2. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına karşın, faaliyetlerin devam ettiği yönündeki iddialar doğru mudur? Doğru ise bu hukuksuzluğun önlenmesi adına Bakanlığınızca ne tür adımlar atılmıştır? ÇED olumlu kararlarına ilişkin mahkemelerce alınan yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına rağmen projelerin uygulanmaya devam etmesi, Bakanlığınızın denetim ve müdahale mekanizmalarında bir eksiklik olduğunu göstermekte midir?” şeklindeki sorularına Bakan Kurum’dan yanıt istedi.

2025 Yılı Bütçesi Yine Halkın Sırtına Yük! Haber

2025 Yılı Bütçesi Yine Halkın Sırtına Yük!

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, TBMM Genel Kurulunda görüşmelerine devam edilen 2025 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi üzerinde yaptığı konuşmada, Cumhuriyet’in temel ilkelerinin örselendiğini ve bütçe dengesizliğinin halkı daha da zor bir yıla sürükleyeceğini vurguladı. Kürsüye “İlkeler Terazisi” ile çıkan Süllü, “2024 bütçesinin dengesizliklerini geçen yıl hassas bir teraziyle anlatmıştım. 2025 bütçesinde de hiçbir iyileşme yok. Borçlanmanın ve denkleşmeyen bütçenin sancılarını milletçe çekeceğiz.  Sorunların kökeni de çözümü de belli; Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerini yeniden terazisine oturtarak adalet ve demokrasiyi dengede kılmak” dedi. Bütçe: Halkın Sırtına Yüklenmiş Yük Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bütçede halkın refahı için bir çözümün olmadığını belirten Süllü, “Bütçe, halkın sırtına yüklenmiş bir yük olmaya devam ediyor” dedi. Atatürk’ün 101 yıl önce Cumhuriyet’i kurarken belirlediği ilkelerle toplumsal ve ekonomik kalkınmanın hassas dengeler üzerine oturduğuna dikkat çeken Süllü, “Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılâpçılık arasında hassas bir denge vardır. Ancak bu dengenin alt üst olduğuna tanık oluyoruz” dedi. Cumhuriyetçiliğin, devlet yönetiminde şahsilik ve keyfiliği önleyen demokrasinin en temel dayanağı olduğunu vurgulayan Süllü, “Uydurulan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile milletin kayıtsız şartsız egemenliğini tek kişiye, ülkenin kaderini ise keyfi gece yarısı kararlarına terk ettiniz. Seçilmişlere Kayyım atayarak, Can Atalay’ı hala cezaevinde tutarak millet iradesini yok saydınız. Anayasa Mahkemesi kararını tanımayarak adaletin terazisini faiz sebep enflasyon sonuç inadı ile ekonomiyi, güçler ayrılığını yok ederek demokrasiyi derinden sarstınız” diye konuştu.  AKP’nin halktan iyice koptuğunu ifade eden Süllü, “Ücretliden aldığınız vergilerle, yandaş şirketlerin servetine servet kattınız. Emekliye asgari ücretliye vermediğiniz zamları, tefecilere, mutlu azınlığın kur korumalı mevduatlarına ödediniz. Öğrencilerin beslenmesine, kredisine ayırmadığınız kaynaklar bir yana kapattığınız 20 bin köy okulu ve 4+4+4 ile çocukları eğitimden uzaklaştırdınız” dedi. “Milletimizi Utandırdınız” Süllü, “Milliyetçiliği ise kendi bekanız için sömürmekten hiç geri durmadınız” diyerek iktidara tepki gösterdi. Kalbura çevrilen sınırların güvenliğinin korunamadığı belirten Süllü, “İnsani olarak pazarladığınız sığınmacı kabulünün, para karşılığı olduğu yüzümüze vurulduğunda ise milletimizi utandırdınız” tepkisini gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının mülk satışına endekslenmesine tepki gösteren Süllü, “Vatandaşlarımızın vize çilesine çare bulamadınız. Ne askerimizin kafasına çuval geçirilişinin ne de İdlip’te yitip giden 34 şehidimizin hesabını sorabildiniz. Halkımızın vergilerini, yatırımcı adı altında carry trade ile hiçbir yerde olmayan yüzde 32 faizle yabancılara aktardınız. Milli paramız, yabancı paralar karşısında pul oldu” dedi. 3 Liralık İş 13 Liraya Yaptırıldı! Süllü, devletçilik ilkesinin ise Cumhuriyet’in kazanımlarının içinin boşaltıldığını ve yok pahasına satılmasıyla aşındırıldığını ifade ederek, “Sağlığı, metalaştırdınız, şehir hastaneleri icadınız ve Kamu Özel İşbirliği projeleri ile 3 liralık işi 13 liraya yaptırıp, kamuyu zarara uğrattınız; borçlanmalarla Bütçe açığını arttırdınız. Milletin doğasını, toprağını, suyunu rant uğruna yağmalattınız” diyerek tepki gösterdi. “Biz Kadınlar Hiç Unutamıyoruz!” “Devrimcilikte Cumhuriyet kazanımlarından geri gidişlerin hangi birini sayalım?” diye soran Süllü, “Bir gece yarısı ise tek bir erkeğin İstanbul Sözleşmesini yok sayma kararını ise biz kadınlar hiç unutamıyoruz” dedi. Siyasi iktidarın, dini kendi tabanını bir arada tutmak uğruna sömürerek laiklik ilkesine de dinimize de zarar verdiniz. Dahiyane ÇEDES projeniz, maarif modeliniz, cemaat-tarikat işbirlikleri ile eğitimin dengesini bozdunuz. Erdoğan’ın şeriatçı yönetim deklere eden cihatçı terör örgütünü “Şam’ın gerçek sahipleri” tanımlamasının özellikle biz kadınları, geleceğe ilişkin endişelendirdiğini söylemeden geçemeyeceğim. Çözüm 6 İlkede: Dengeleri CHP İktidarıyla Yeniden Sağlayacağız! Süllü, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerinin örselendiği ve bütün dengelerin alt üst olduğunu ama en çok da toplumun ruhsal dengesinin bozulduğu ifade ederek, “Bu süreçte çözüm ise milliyetçilik, cumhuriyetçilik, laiklik, devletçilik, devrimcilik ve halkçılığı yeniden terazisine oturtarak adalet ve demokrasiyi dengede kılmak. Vatandaşlarımız asla, umutsuzluğa kapılmasın” dedi. Süllü, konuşmasını, “Partimizin 6 okunda hayat bulan temel ilkelerimizle alt üst olan dengeleri Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz iktidarımızda sağlayacağız” diyerek tamamladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.