SON DAKİKA
Hava Durumu

#Kadın

Porsuk Haber Ajansı - Kadın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kadın haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Tarım İşçisi Kadınların Yüzde 6'sı Sosyal Güvenceye Sahip! Haber

Tarım İşçisi Kadınların Yüzde 6'sı Sosyal Güvenceye Sahip!

Tarım kesiminde çalışan kadınların sorunlarının araştırılması için CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer TBMM Başkanlığına önerge verdi. CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer: “Türkiye'de tarım sektörü, istihdamın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Özellikle kırsal bölgelerde kadınlar, tarımsal üretimde kritik bir rol üstlenmektedir. Ancak bu alanda çalışan kadınların büyük bir kısmı ücretsiz aile işçisi olarak faaliyet göstermekte ve emeklerinin karşılığını maddi olarak alamamaktadır. Bu durum, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını engellemekte ve sosyal güvenceden yoksun bırakmaktadır.” dedi. TÜİK VERİLERİNE GÖRE KADINLARIN ÇOĞUNLUĞU ÜCRETSİZ AİLE İŞÇİSİ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer: “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, tarım sektöründe çalışan kadınların yaklaşık %80’i ücretsiz aile işçisi statüsündedir. Yani bu kadınlar, düzenli bir gelir elde edememekte, sigorta primleri ödenmemekte ve emeklilik haklarından mahrum kalmaktadır. Kadınlar, tarlada sabahın erken saatlerinden akşam geç saatlere kadar çalışırken, aynı zamanda ev içi sorumlulukları da taşımakta ve çift yönlü emek sömürüsüne maruz kalmaktadır. Tarımda çalışan kadınların büyük çoğunluğu sigortasızdır. Tarım işçisi kadınların yalnızca %6’sının sosyal güvencesi bulunmaktadır. Mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan kadınlar, erkeklere oranla %30-40 daha düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. Kadın işçiler, özellikle aile tarım işletmelerinde erkekler tarafından yönlendirilen karar mekanizmalarına dahil edilmemekte, ekonomik haklar konusunda baskıya maruz kalmakta ve kendi kazançlarını yönetme konusunda söz sahibi olamamaktadır.” dedi. ÜCRETSİZ AİLE İŞÇİSİ CHP’li Vekil Ömer Fethi Gürer: “Türkiye genelinde tarım sektöründe istihdam edilen 6 milyon 745 bin kişinin %51,8'i (3 milyon 496 bin kişi) ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır. Bu ücretsiz aile işçilerinin %73,7'sini (2 milyon 578 bin kişi) kadınlar oluşturmaktadır. Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların büyük bir kısmı sosyal güvenlik sistemine dahil değildir. Bu durum, kadınların emeklilik, sağlık hizmetleri ve diğer sosyal haklardan mahrum kalmasına neden olmaktadır. Tarım sektöründe çalışan kadınların maruz kaldığı mobbing ve psikolojik taciz vakalarına dair spesifik istatistikler sınırlı olmakla birlikte, genel olarak Türkiye'de çalışan kadınların %40'ının işyerinde psikolojik tacize uğradığı belirtilmektedir. Bu oran, tarım sektöründe de benzer veya daha yüksek seviyelerde olabilir.” dedi. KADIN SİGORTALI OLMALI CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kırsala dönen genç ve kadınların sigortasının devlet tarafından karşılanmasını önerdiklerini belirtti. Gürer: “Ücretsiz aile işçisi statüsünün kaldırılması ve kadınların emeklilik haklarının güvence altına alınması için sosyal güvenlik sistemine dahil edilmesi, prim ödemelerinin devlet destekli olarak düzenlenmesi; kadın tarım işçilerinin örgütlenmesi ve sendikalaşmasının teşvik edilmesi; kadın emeğinin güvenceli hale getirilmesi için denetimlerin sıkılaştırılması ve tarım sektöründe asgari ücret uygulamalarının cinsiyet eşitsizliği gözetilmeksizin düzenlenmesi; kırsalda çalışan kadınlara yönelik eğitim ve farkındalık projelerinin artırılması; kadın tarım işçilerinin iş sağlığı ve güvenliği konularında desteklenmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi; kadına yönelik ayrımcılıkla mücadele kapsamında tarım sektöründe mobbing ve psikolojik baskıyı önlemeye yönelik yasal düzenlemelerin getirilmesi amacıyla bu konuda Anayasa’nın 98., İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ederim.” dedi.

Kadınlar Hakları Konusunda Bilgilendirildi Haber

Kadınlar Hakları Konusunda Bilgilendirildi

Tepebaşı Belediyesi Kadın Danışma Merkezi, kadınlara yönelik bilgilendirme çalışmalarına devam ediyor. Tepebaşı Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında başladığı eğitimleri tamamladı. Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyonu iş birliği ile belde evleri kursiyerlerine seminerler düzenlendi. Mart ayı boyunca 25 belde evinde toplam 415 kadına ulaşılan seminerlerde, şiddet ve türleri, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve Medeni Kanun’dan Kaynaklanan Haklarımız konuları anlatıldı. Eskişehir Barosu Kadın Hakları Komisyon üyesi avukatlar tarafından nişanlılık, evlilik, boşanma, velayet, nafaka ve şiddet konularında kadınlara hakları anlatılarak, KADES, Kadın Danışma Merkezi ve Sığınma Evi gibi şiddete karşı destekler konusunda da bilgiler verildi. Kadın Hakları Komisyonu Merkezi’nde ve Kadın Danışma Merkezi’nde verilen ücretsiz hukuki destek konusunda da bilgilendirme yapılarak, Kadın Danışma Merkezi’nin hizmetleri tanıtıldı. Ayrıca aynı konuda 29 Ekim Gençlik Merkezi’nden hizmet alan sosyal sorumluluk grubu öğrencilerine de bir seminer düzenlendi ve bu seminere 25 genç katılım sağladı. Kadınlar ve gençler, şiddetin türlerinin bu kadar çok olmasına şaşırdıklarını, haklarını öğrenmenin kendilerini güçlü hissettirdiğini ifade ederek, bu seminerler için Tepebaşı Belediyesi’ne teşekkürlerini sundular.

Kadınlara Özel İklim Değişikliği Film Gösterimi Haber

Kadınlara Özel İklim Değişikliği Film Gösterimi

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, Odunpazarı Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinlikte, iklim değişikliğinin etkilerine dikkat çekmek amacıyla kadınlarla kısa film gösterimi gerçekleştirildi. Etkinlikte, iklim değişikliğinin en büyük tanığının kadınlar olduğu vurgulandı. Küresel ısınma ve buna bağlı gelişen iklim değişikliği, sadece ülkeleri değil, evlerimizi ve sofralarımızı da etkiliyor. Kuraklık ve gıda krizinin kapımızda olduğuna dikkat çekilen etkinlikte, evin temel direği olan kadınların, bu küresel sorunun en yakın tanıkları olduğu ifade edildi. Pazarda sebze-meyve fiyatlarını gören, ekmek yapmak için aldığı unun neden pahalı olduğunu sorgulayan kadınlar, iklim değişikliğinin doğrudan etkilerini yaşıyor. Tarım ürünlerindeki verim düşüklüğü, suyun verimsiz kullanımı, aşırı tüketim ve enerji kaynaklarının yanlış kullanımı gibi birçok faktör, dünyanın kapasitesini aşmamıza neden oldu. Kadınların iklim değişikliğine karşı neler yapabileceği üzerine farkındalık oluşturmayı amaçlayan etkinlikte, "İyi Uykular", "Vahşi", "Sona Doğru", "Cansuyu" ve "Taze Süt" isimli kısa filmler gösterildi. Film gösteriminin ardından "İyi Uykular" kısa filminin yönetmeni Sezgin Sönmez ile bir söyleşi gerçekleştirildi. Yönetmen, filmine dair detayları ve iklim değişikliğiyle ilgili farkındalık yaratmanın önemini katılımcılarla paylaştı. Etkinliğe Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da katıldı. Başkan Kurt, yaptığı konuşmada, iklim değişikliğinin herkesin sorumluluğunda olan bir konu olduğunu belirterek, kadınların bu mücadeledeki rolüne vurgu yaptı. Kadınların, sürdürülebilir bir dünya için bilinçli tüketim alışkanlıkları edinmelerinin önemini dile getirdi.

Kıraathanelerde Şiddetle Mücadele Seminerleri Sürüyor Haber

Kıraathanelerde Şiddetle Mücadele Seminerleri Sürüyor

Odunpazarı Belediyesi, kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturmak amacıyla erkeklere yönelik bir düzenlediği seminerlere devam ediyor. Farklı mahallelerde kıraathanelerde yapılan seminerler, geniş bir katılımla gerçekleştiriliyor. Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü son olarak Erenköy Mahallesi'nde bulunan kıraathanelerde seminer düzenledi. Seminerlerde, şiddetin sadece kadınların değil, tüm toplumun ortak mücadelesi olması gerektiği vurgulandı. Kadına yönelik şiddetin temel nedenleri, toplumsal etkileri ve çözüm yollarının ele alındığı seminerlerde katılımcılar, şiddet mağdurlarının hakları ve destek mekanizmaları hakkında bilgilendirildi. Ayrıca bilinçlendirme çalışmalarının önemi üzerine de değerlendirmelerde bulunuldu. Katılımcıların soruları ve paylaşımları, şiddet konusunun daha derinlemesine ele alınmasına katkı sağladı. Fikir alışverişi ve önerilerle güçlü bir diyalog ortamı oluştu. Seminerin sonunda, şiddetsiz bir toplum için hep birlikte adım atılması gerektiği vurgulayan yetkililer kadınların haklarını savunmak ve toplumsal farkındalığı artırmak adına dayanışma içinde olmanın önemine dikkat çekti. Seminer sonunda kıraathane kapısına Odunpazarı Belediyesi tarafından kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için hazırlanan ve üzerinde “Kadına Her Türlü Şiddete Hayır” yazılı döviz asıldı.

Kadınlar Üretiyor, Hayvancılık Kıymetleniyor! Haber

Kadınlar Üretiyor, Hayvancılık Kıymetleniyor!

Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesi, kırsalda yaşayan vatandaşların ekonomik kalkınmasını desteklemeye ve köyden kente göçü önlemeye devam ediyor. 5. yılına giren proje, bugüne kadar özellikle küçük aile işletmelerine ve kadınlara umut olmayı sürdürdü. Proje, Toroslar İlçesi Değirmendere Mahallesi’nde yaşayan Şaheste’nin de umudu oldu. Geçim sıkıntısı yaşadığı için hayvancılığı bırakmak zorunda kalan proje faydalanıcısı üretici Şaheste Karagöz, Büyükşehir’in ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesiyle yeniden hayvancılığa başladı. Artık Şaheste de Büyükşehir’in destekleri ile kalkınan diğer kadınlar gibi doğduğu yerde doymaya devam ediyor. Proje kapsamında bugüne kadar, 300 yetiştiriciye 7 bin 500 küçükbaş hayvan ve 1200 ton yem desteği sağlandı. Projeden faydalanan 300 yetiştiricinin 156’sını kadınlar oluşturuyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesi, kırsalda yaşayan vatandaşların ekonomik kalkınmasını desteklemeye ve köyden kente göçü önlemeye devam ediyor. Özellikle küçük aile işletmeleri ile kadınları önceleyen ve 5. yılını tamamlayan proje kapsamında, bugüne kadar 300 yetiştiriciye 7 bin 500 küçükbaş hayvan ve 1200 ton yem desteği sağlandı. Büyükşehir bu projeyle hem hayvancılığı teşvik ediyor, hem de yerel ekonomiyi büyüterek üreticilerin hayatına dokunuyor. Projeden faydalanan 300 yetiştiricinin 156’sını kadınlar oluşturuyor. Karagöz: “İnsanın babası bile evladına bu kadar hayvan vermez” Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesi, kırsalda yaşayan birçok kadına olduğu gibi Toroslar İlçesi Değirmendere Mahallesi’nde yaşayan Şaheste Karagöz’e de umut oldu. Artık Şaheste Karagöz de Büyükşehir’in destekleri ile kalkınan diğer kadınlar gibi, doğduğu yerde doyuyor. Mersin Büyükşehir, Şaheste Karagöz’e ve ailesine kendi topraklarında geleceğe güvenle bakmasını sağlayan bir hayatın kapılarını araladı. Geçim sıkıntısı yaşadığı için hayvancılığı bırakmak zorunda kalan Şaheste Karagöz, Büyükşehir’in ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesiyle yeniden hayvancılığa başladı. Şaheste Karagöz, Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle 24 dişi ve 1 erkek olmak üzere toplam 25 küçükbaş hayvan sahibi oldu. Ayrıca, hayvanların ilk yıl bakımını kolaylaştırmak için 4 ton da yem desteği aldı. Ailesinin de geçimini hayvancılıkla sağladığını belirten Şaheste Karagöz, şimdi Büyükşehir’in sağladığı bu proje desteği ile kendi çocuklarını da aynı gelir ile büyütüyor. Şaheste Karagöz ve ailesi bu sayede, kendi topraklarından ve köklerinden kopmadan bir yaşam sürdürüyor. Hayatında yeni bir sayfa açılan Karagöz, ALO 185 hattı üzerinden başvuru sürecini başlattığını söyleyerek “5 tane küçükbaş dişi hayvanım vardı. Başvurum onaylandıktan sonra onları incelemeye geldiler. Ahırı ve ortamı uygun gördükten sonra onay verdiler. Büyükşehir, 24 tane dişi hayvan ve 1 tane de erkek koç verdi. Şimdi 8 tane kuzum oldu. Bu kadar hayvanı kimse kimseye vermiyor. Hatta insanın babası bile evladına bu kadar hayvan vermez” dedi.  “Büyükşehir tarafından verilen bu destek sayesinde, kente göçmekten kurtuldum” Yaşadıkları maddi zorluklar nedeniyle doğduğu topraklardan göç etmeyi planlayan ancak Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği proje ile üretmeye ve geçimini sağlamaya devam edebilen Şaheste Karagöz, “Projeye başvurmadan önce eşime, ‘eğer bu proje çıkmazsa Mersin’in merkezine göçeceğiz. Sigortalı bir işe girip çalışacağım’ dedim. Çünkü artık köylünün geliri kalmadı. Bir yaz boyu şeftaliye bakıyorsun, şeftali zamanı geliyor ve şeftali para etmiyor. Birkaç yıldır hayvancılıkta para var dedik, o yüzden bu projeye başvurduk. Çıkınca da kente göçmekten vazgeçtik. Bu duruma eşim de çok sevindi. Şimdi bana seve seve yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı. Projenin imece usulü olmasının da faydalı olduğunu belirten Şaheste Karagöz, “Bu hayvanlardan, birkaç sene sonra büyük bir sürü elde edebilirim. Biz buralara sabırla geldik, biraz daha sabır lazım. Vahap Başkan’ın köylülere sağladığı tüm destekleri takip ediyorum. Bu projeler sayesinde çiftçi kalkınır, üretim ve çiftçilik artar. Başkan çiftçiyi tutarsa, çiftçi de başkanı tutar” diye konuştu. Küçük yaşta annesiyle beraber hayvancılığı öğrenmeye başlayan Elif Derya Karagöz ise, “Vahap amcamızı çok seviyorum. Bu hayvanları bize verdiği için çok teşekkür ederim. Çok güzeller” dedi. Aydın: “5 yıl sonunda 300 aileye 7 bin 500 küçükbaş hayvan desteğinde bulunduk” Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda Ziraat Teknikeri olarak görev yapan Şerafettin Aydın, proje hakkında detayları aktararak, “Projemizle, kırsaldan şehre göçü durdurmayı ve Mersin’deki damızlık hayvan sayısını artırmayı planlıyoruz. Her yıl 60 kişiye 24 dişi 1 erkek olmak üzere toplam 25 küçükbaş hayvan, 4 ton yem ve aşı hizmeti vermekteyiz. 5. yılını tamamladığımız projede, 300 aileye 7 bin 500 küçükbaş hayvan desteğinde bulunduk” diye konuştu. Üreticinin kazanca geçebilmesini beklemek adına, ilk bir yıl hiçbir geri dönüş almadıklarının altını çizen Aydın, “Projemiz sadece hayvan desteğiyle kalmıyor. Bunun esas maliyeti yem ve aşı. Bundan dolayı ilk yıl 4 ton yem ve aşı desteğini biz yapıyoruz. Kısacası, bir yıl boyunca üreticimizin cebinden hiç para çıkmıyor” ifadelerine yer verdi. Proje hakkında bilgi… Kadın üreticileri teşvik eden ve köyden kente göçü önleyen proje, kırsalda istihdamı artırarak yerel ekonomiye katkı sunuyor. Proje kapsamında, yerli üreticilerin damızlık fazlası hayvanları satın alınarak hem yeni yetiştiricilere destek veriliyor, hem de kırsal ekonomiye katkı sağlanıyor. 2022 yılında 556, 2023 yılında 1180 hayvan yetiştiricilerden geri alındı ve 2024 yılında dağıtılacak 1500 baş hayvan tamamen sahadan toplanarak yeni üreticilere ulaştırıldı. Anamur, Bozyazı, Aydıncık, Mut, Gülnar, Silifke, Erdemli, Tarsus, Çamlıyayla, Yenişehir, Mezitli, Akdeniz ve Toroslar ilçelerinde yürütülen proje kapsamında; Güney Karaman Koyunu, İvesi Koyunu ve Kıl Keçisi verildi. Kadın üreticilere öncelik veren projede, bugüne kadar faydalanan 300 yetiştiricinin 156’sını kadınlar oluşturdu. Projeye dâhil olan üreticilere 24 dişi ve 1 erkek küçükbaş hayvan desteği verilirken, ilk yıl için 4 ton yem desteği sağlandı. 3. yıldan itibaren belirli sayıda dişi ve erkek hayvan, damızlık çağına geldiklerinde projeye geri kazandırılarak sürdürülebilirlik sağlandı. Proje sürecinde dağıtılan hayvanlardan 8 bin 809 baş yeni doğum gerçekleşti. Hayvanların 1 yıllık aşı hizmetleri de belediye tarafından karşılanarak, sürdürülebilir bir hayvancılık modeli oluşturuldu.

Küresel İklim Değişikliği Kadınların İşsizliğini Tetikleyecek Haber

Küresel İklim Değişikliği Kadınların İşsizliğini Tetikleyecek

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde kadınların küresel iklim değişikliği ile daha da artacak işsizliği ve tarım işçisi, fabrika işçisi kadınların sorunlarının tartışılması gereken bir gün olduğunu belirtti. Gürer: “Dünya Kadınlar Günü'nün başlangıcı 1908 yılında ABD’de hak mücadelesi veren kadınların mücadelesine dayanmaktadır. 8 Mart, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edildi. Bugün genelde kutlama olarak yaşanıyor. Esasen kadınların sorunları daha çok konuşulmalı ve çözüm yaratılması, toplum dokusuna önemli katkı sağlayacaktır. Kadın işsizliği, iş yerlerinde yaşadıkları mobbing, eşit koşullarda iş yerlerinde yükselme olanağı yakalayamama gibi mevcut sorunlara gelecekte iklim değişikliği ile çalışma yaşamında oluşacak sorunlar da dikkate alınarak önlemler geliştirilmelidir.” dedi. TARIM İŞÇİSİ KADINLAR Ömer Fethi Gürer: “Günümüzde çoğunluğu kadınlardan oluşan tarım işçileri çok ağır şartlarla, düşük ücret ve güvencesiz çalışıyorlar. Çadırda zor şartlarda yaşam sürdürüyorlar. Çocukları hijyen olmayan şartlarda, eğitimden uzak yaşıyor. Tarlada, bahçede tarım zehirleri, kirli su gibi olumsuzluklarla karşılaşıyorlar. Sürekli göçebe hayatları var. Tarım işçisi kadınlar mutlaka sosyal güvenceye erişmeli ve çalışma şartları iyileştirilmelidir.” dedi. KADINA ŞİDDET ÖNLENMELİDİR Gürer: “Farklı alanlarda da kadın şiddeti giderek artıyor. Şiddetin her türlüsüne karşı olmak insani bir yaklaşımdır. Kadına şiddete karşı en ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Kadın, giyim, kuşam, yaşam alanlarında tercihleri belirlemenin ötesinde haklarını her alanda talep etmeli ve bu talepleri geliştirme birlikteliğine erişmelidir. Ülkemizde yaygın bir işsizlik vardır. Bu bağlamda binlerce atama bekleyen kadın öğretmen, mühendis, sağlıkçı gibi yüksek öğrenim mezunu işsiz vardır. İş bulma, işte kalma şartları ağırlaşmıştır. Hâlâ ülkemizde beşik kertmesi, başlık parası, erken yaşta evlenme gibi dünden gelen, kadınları doğrudan ilgilendiren sorunlar da devam ediyor. SGK öncesi anne olanların annelik süreci emekliliğe sayılması için kanun teklifi verdik ama iktidar gündeme almadı.” diye konuştu. Gürer: “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde kadınların haklı mücadelelerini iktidarın görmesi ve yasal düzenlemeler yapılması, kadın haklarının her alanda güçlendirilerek yasal düzenlemeye taşınması sağlanmalıdır.” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.