SON DAKİKA
Hava Durumu

#Köy Kanunu

Porsuk Haber Ajansı - Köy Kanunu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Köy Kanunu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kırsala Dönüş İçin Yeni Adımlar Atılmalı Haber

Kırsala Dönüş İçin Yeni Adımlar Atılmalı

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Köy Kanunu’na ilişkin düzenlemeleri değerlendirdi ve kırsala dönüş adına gerekli adımların atılmadığını vurguladı. Gürer, aynı zamanda torba kanun teklifleri ile yapılan düzenlemelerin yetersizliklerine ve Anayasa’ya aykırı içeriklere dikkat çekti. KÖY KANUNU BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI CHP Niğde Milletvekili  ve TBMM Tarım Orman ve Köy İşleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Köy Kanunu’ndaki değişiklikle ilgili  düzenlemenin yetersiz olduğunu söyledi. "Kanun teklifini ilk gördüğümde üzerinde 'Köy Kanunu' yazınca köylerle ilgili güzel düzenlemeler yer alabilir diye heyecanla  komisyona gittim ama 1’inci maddeden başka köyle ilgili bir husus yer almıyor. Burada da Köy Kanunu’nda yapılan uygulamayla, 2 bin metrekare olmak üzere, tescil edilen parsellerin köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine verilmesiyle ilgili, 2017’de yapılan düzeltmeyle ilgili süreç uzatılıyor” dedi. Gürer, Türkiye’de köylerin büyükşehir yasasıyla önemli ölçüde dönüştüğünü hatırlatarak, "Türkiye'de 34 bin köy varken büyükşehir yasasıyla köylerimizin sayısı 18 binlere düştü, diğerleri büyükşehir kırsal mahalleye dönüştü. Köyde yeniden yaşamı tesis etmek için burayla ilgili yeni düzenlemelere ihtiyaç var." dedi. KIRSALA DÖNÜŞ İÇİN YENİ ADIMLAR ATILMALI Ömer Fethi Gürer, köyde doğmamış veya ailesi göç ettiği için farklı şehirlerde yaşayanların da kırsala dönüş hakkından faydalanmak istediklerini belirtti. Ancak mevcut düzenlemelerin bu kişilere imkan tanımadığını ifade ederek, "Bu yıl Niğde’de Beyazkışlakçı Köyü’ne gittim, bu sorunu yerinde gördüm. Örneğin, o köyde doğmamış, o köyde yaşamamış, ailesi göç ettiği için başka illerde doğmuş olanlar da yeniden kırsala dönmek istediklerinde bu haktan yararlanmak istiyorlar. Bu teklifin içinde bu düzenlemenin de olması doğru olurdu çünkü köyde ev yapmak istiyorlar ama köy muhtarı kanunun kendilerine tanıdığı bu hak doğrultusunda olanak tanınamayacağını söylüyor." şeklinde konuştu. Kırsalda nüfusun giderek azaldığını ve çiftçilerin yaş ortalamasının yükseldiğini vurgulayan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer,”Kırsalda yaşayan nüfusun yaş ortalaması 58, nüfusa oranı da yüzde 7. Çiftçi nüfusunun yaşı da 54’e çıkmış durumda. Bizim kırsalı yeniden ayağa kaldırmak için burayı cazip kılacak ve o insanların dönüşünün yolunu açacak uygulamaları getirmemiz lazım. 18 bin köy okulunun 6 bine yakını da kapalı, okul yok, sosyal donatı alanı yok, gidip orada ev yapacak, ona arsa da verilmiyor. bu tür düzenlemelerde dikkate alıp yeniden kırsala dönüşün yolunu açmakta büyük yarar var. “ dedi. TORBA KANUN TEKLİFLERİ VE ANAYASA’YA AYKIRILIK SORUNU Kanun teklifinin yalnızca Köy Kanunu’nu değil, farklı birçok düzenlemeyi içerdiğini belirten CHP’li  Gürer, torba kanun teklifleriyle ilgili eleştirilerini de dile getirdi: "Kanun teklifi yine bir torba kanun teklifi olarak geldi. Köy Kanunu’ndan İmar Kanunu’na, KDV Kanunu’ndan Çevre Ajansı ve Yapı Denetimine kadar 8 ayrı kanunda değişiklik içeriyor. Bunun yanında 24 tane kanun teklifinin 12 maddesi de Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği maddelerden oluşuyor."diye Konuştu. Anayasa Mahkemesi’nin daha önce iptal ettiği düzenlemelerin ufak değişikliklerle yeniden gündeme getirilmesinin doğru bir yöntem olmadığını ifade eden Ömer Fethi Gürer, "Burada kanun teklifi görüşülüyor, kanun çıkıyor, Anayasa Mahkemesi iki yıl boyunca bu teklifi, bu kanunu görüşüyor, sonra iptal kararı veriyor ve iki yıl süreyle kanunsuzluk bu ülkede kanun gibi uygulanıyor. Bu da doğru bir yol değil çünkü son dönemde Meclis’e gelen çoğu kanun teklifi Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği kısmi değişiklikler içeren düzenlemelerle yeniden Meclis gündemine getirilen tekliflerden oluşuyor." Diye konuştu. KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI VE YEREL YÖNETİMLERİN ÖZERKLİĞİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kanun teklifinin 17’nci maddesi kapsamında coğrafi verilerin toplanması, paylaşımı ve mali hükümlerle ilgili düzenlemelerde kişisel verilerin korunması hakkının ihlal edildiğini belirtti. Ayrıca, yerel yönetimlerin özerklik ilkesine aykırılık teşkil eden eksikliklerin bulunduğuna da dikkat çekti.  GÜRER’DEN ÇAĞRI Gürer, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Hem Anayasa’ya uygun hem de halkın sorunları ve taleplerine uygun kanun tekliflerinin Meclis’e getirilmesini bir kez daha iktidar milletvekillerinden talep ediyor, bu yönde yapılacak düzenlemelerin Türkiye için ihtiyaç olduğunu belirtiyorum."dedi.

CHP'li Sarıbal: Haber

CHP'li Sarıbal: "Kaybeden Yine Çiftçi Oldu!"

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, ayçiçeği tohumu ithalatında gümrük vergisinin sıfırlanması ve Köy Kanunu ile ilgili Meclis’te basın açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin dayattığı tek adam rejiminin en ağır şartlarının yaşandığını dile getiren Milletvekili Sarıbal, “Ekonomi batmış, adalet yok, eğitim, sağlık sistemi çökmüş, üretici bitmiş. Ama rant her şeyin önünde! AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan işine geldiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu hatırlıyor. Hukuk devleti, adaletin terazisidir; güçlüye ayrı, zayıfa ayrı tartmaz. Türkiye’de adalet terazisi bozulmuş, sadece iktidarın çıkarlarını tartar hale gelmiştir. Saray çevresinde toplanmış bir avuç ayrıcalıklı zümre, hukuku hiçe sayarak her türlü suçu işlerken, bu düzenin adı hukuk devleti değil, korku devletidir” dedi. GİDERAYAK “NEYİ ALIRSAK ALALIM” TELAŞINDALAR! Yasaların kişisel çıkarlar uğruna eğilip büküldüğü bir ortamda, hukuk devleti ilkesinin ayakta kalamayacağını belirten Sarıbal, “Bu iktidarın ‘Yeni Türkiye vizyonu’, her fırsatta kamu kaynaklarını yandaşlara peşkeş çekmekten, halkı yoksulluğa mahkum etmekten başka bir şey değil. Tek bir kişinin mutlak otoriteye sahip olduğu, halkın iradesinin ikinci plana atıldığı, zorbalıkla tüm hakların ihlal edildiği, anayasal denetimlerin olmadığı yönetim biçimiyle giderayak neyi alırsak alalım telaşındalar. Sandıkta kazanamayan AKP, belediyelerden muhtarlıklara kayyumlarla ve bir gecede çıkardıkları torba kanunlarla halkın iradesini gasp ediyor! Bu hükümet için anayasa yok, hukuk yok, halk yok; tek önemsedikleri rant düzeni” diye konuştu. SARAY VESAYETİ BELEDİYELERİN ÜZERİNDE Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin masum gibi gözükse de içeriğinin tam bir felaket olduğunu vurgulayan Sarıbal, “Bu teklif vatandaşların mülkiyet haklarını kısıtlayan, yerel yönetimlerin özerkliğini zayıflatan ve rantı yandaşların ayaklarına seren bir anlayışın ürünü. Yerel yönetimlerin yetkilerini gasp etmek, belediyelerin üzerine Saray vesayeti koymak istiyorlar!” dedi.   MESLEK ODALARI HEDEFTE! Milletvekili Sarıbal, Köy Kanunu’ndaki “Bakanlığın görev alanına giren konularla ilgili olarak mimarlık ve mühendislik meslek kuruluşlarına ilişkin mevzuatı hazırlamak ve bunları denetlemek” ifadeleri ile TMMOB’nin ve meslek odalarının etkisizleştirmek istendiğini söyledi. TMMOB ve bağlı odaların rant çevrelerinin en büyük engeli olduğunu kaydeden Sarıbal, düzenlemenin kamusal denetimi ortadan kaldırıp kaçak yapıları ve doğaya zarar veren projeleri meşrulaştırmaktan başka bir amaç taşımadığını vurguladı. Anayasa’nın açıkça çiğnendiğini, halkın mülkiyet hakkının ve çevre koruma hakkının, bu yasa ile tamamen hiçe sayıldığını kaydeden Sarıbal, yerinden yönetim ilkesinin zayıflatılmasının demokratik hukuk devletine yapılan en büyük ihanet olduğunu da dile getirdi. Sarıbal, “İktidar, sermayenin doymak bilmeyen çıkarları önünde en büyük bariyer olarak gördüğü meslek odalarını tasfiye etmek istiyor. Köy Kanunu, Fırtına Deresi’nden Munzur Vadisi’ne, Soma ve Ermenek’teki maden facialarından Akkuyu’daki Sinop’taki nükleer tehdidi ve Kazdağları’ndaki yağmaya kadar her yerde halkın ve doğanın örgütlü mücadelesini susturmak ve rant çevrelerinin önünü açmak için yapılmaktadır. Açıkça söylüyoruz: Bu düzenleme, halkın geleceğine, anayasal haklarına ve demokratik kazanımlarına yönelik bir darbedir. Kentler, tarlalar, dağlar ve dereler bizim! Halkın iradesini yok sayanlara, anayasal hakları gasp edenlere ve rant uğruna doğayı talan edenlere karşı mücadelemiz de kavgamız da sürecek!” diye konuştu. AKP YİNE ÜRETİMİ DEĞİL, İTHALATI TERCİH ETTİ Tarife kontenjanı kapsamındaki ham ayçiçeği tohumu ithalatında gümrük vergisi oranının sıfırlanmasını değerlendiren Milletvekili Sarıbal, bu kararın yalnızca ithalat lobilerine ve iç piyasadan yağlık ayçiçeği alan şirketlerle, birliklerin işine yarayacağını, çiftçinin yine kapsam dışı bırakıldığını söyledi. Üretici için alım garantisinin önemli olduğuna değinen Sarıbal, ayçiçeği fiyatlarına müdahale edecek bir kamu kuruluşunun bulunmadığına dikkati çekti. Ayçiçeğinde Trakyabirlik, Çukobirlik, Karadenizbirlik ve Konya Şeker gibi kooperatiflerin alım yapmasının üretimin artırılması adına önemli olduğunu vurgulayan Sarıbal, “Haziran ayı itibariyle girdi fiyatlarının mazotta yıllık yüzde 78.5, gübrede yüzde 51, tarım ilacında yüzde 58 oranında artmasına rağmen kooperatif birlikleri alım fiyatlarını önceki yıla göre yüzde 24-33 arasında artırdı. Yağlık ayçiçeğinde 2 lira 25 kuruş fark ödemesi (prim) desteğinin 5 TL’ye yükseltilmesi önerimiz ise dikkate alınmadı” dedi. KAYBEDEN YİNE ÇİFTÇİ OLDU 6 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 1 Ocak 2025 - 30 Nisan 2025 tarihleri arasında 1 milyon ton yağlık ayçiçeği veya bunun karşılığı 400 bin ton ham ayçiçeği yağı ithalatı için tarife kontenjanı açıldığını hatırlatan Sarıbal, “Bu karara göre yağlık ayçiçeği ithalatında gümrük vergisi yüzde 27 yerine yüzde 8, ham yağ ithalatında ise gümrük vergisi yüzde 36 yerine yüzde 20 olarak uygulanacak. Düşük gümrük vergilerinden yararlanmak için iç piyasadan ayçiçeği alma koşulu getirildi. Ucuz ithalattan sadece 1 Temmuz 2024-30 Kasım 2024 tarihleri arasında iç piyasadan yağlık ayçiçeği alan şirketler ve birlikler yararlanacak. Ancak istismarı önlemek için iç piyasadan ne kadar yağlık ayçiçeği alanların ucuz ithalattan yararlanabilecekleri konusu açıklığa kavuşturulmalıdır” dedi. Sarıbal, ithalat odaklı politikaların çiftçiyi zor durumda bırakacağını ifade ederken, ayçiçeği tohumu ithalatında yüzde 8 olan gümrük vergisi oranının 1 Ocak - 30 Nisan 2025 tarihleri arasında uygulanmak üzere söz konusu ürünün ithalatına tanımlanan kota kapsamının sıfır olarak değiştirildiğini; ayçiçeği yağı tarife kontenjanı için belirlenen gümrük vergisi oranında ise değişikliğe gidilmediğini söyledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.