SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mehmet Ektaş

Porsuk Haber Ajansı - Mehmet Ektaş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mehmet Ektaş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

“Kayyum” Kararları, Demokrasimize Zarar Veriyor! Haber

“Kayyum” Kararları, Demokrasimize Zarar Veriyor!

AHPADİ Derneği tarafından İstanbul Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine kayyum atanması ile ilgili olarak bir basın açıklaması yapıldı. AHPADİ Başkanı Avukat Mehmet Ektaş tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; ''Ülkemiz de siyaset sürekli yüksek bir gerilimle, önemli ama halkın gerçek gündeminden kopuk tartışma alanlarında gerçekleşmektedir. Bu durum, halkımızda umutsuzluğun ve karamsarlığın artmasına neden olmaktadır. Günlük siyaset dalgalanmasının çok çok üzerinde gerilim yaratan iki konu özellikle dikkat çekmektedir. Bunlardan birincisi, siyasette öne çıkan kişiler hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunması durumunda uygulama olanağı bulan “Belirli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakma” başlıklı Türk Ceza Kanununun 53. Maddesi kapsamında “geçici siyaset yasağı” yani cezanın infazı süresince kişilerin belirli bir süre “seçme ve seçilme hakkının” elinde alınmasıdır. Geçmişte Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bir çok siyasetçinin belli süre seçimlere girmesine engel olan bu düzenleme şimdi de Ekrem İmamoğlu’nun başının üzerinde celladın kılıcı gibi sallanmaktadır. Her seçim döneminde, cezasının infazı aşamasında bulunan yüzbinlerce insan bu madde nedeniyle, seçme hakkının yanında seçilme hakkından da mahrum olmaktadır. Düzenlemenin, hakaret, basit tehdit gibi suçlar nedeniyle kesinleşmiş cezası bulunanlara da uygulanması ve sadece uygulandığı ana değil, seçim dönemleri nedeniyle yıllara etki eden sonuçları nedeniyle “orantısızlığı” ve “adaletsizliği” açıktır. Günlük siyaset dalgalanmasının çok çok üzerinde gerilim yaratan ikinci konu ise hakkında soruşturma yürütülen Belediye Başkanlarının İçişleri Bakanlığınca görevden alınması ve yerlerine “kolayca” kayyum atanması uygulamasıdır. Bu uygulamanın hukuki dayanağı ise Türkiye'de 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi ile ilan edilen Olağanüstü Hal Döneminde, 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Belediye Kanunun 45. ve 57. maddelerine yapılan ekler ile kanuna eklenen geçici 9. Maddedir. Devletin, terörün başta finansal olmak üzere tüm kaynaklarını önlemek görevi, bununla ilgili önlemleri almak ise yetkisi ve sorumluluğudur. Bu bağlamda, Kurumların kaynaklarının teröre destek verilmesi amacıyla kullanılması konusunda kuvvetli şuç şüphesinin varlığı durumunda kayyum atanması da “can sıkıcı” en son başvurulacak önlemlerden biridir. Devlet, terör başta olmak üzere Anayasal düzene ve Cumhuriyete karşı girişilen yasadışı hiçbir faaliyet karşısında zayıf duruma düşmemelidir. Ancak, İçişleri Bakanlığı “yürütme” erkinin bir parçası olup yönetimi yönünden  “siyasi” kurum özelliğine de sahiptir. Bu durumda, seçilmiş Kurum Yöneticilerinin Anayasa da tanımlanmış vesayet makamlarınca görevden alınması ve kayyum atanması, kuvvetler ayrılığı ilkesine ve demokrasiye aykırıdır. Siyasi tartışmaların odağını oluşturan her iki sorunun çözümü vardır. Türk Ceza Kanununun 53. Maddesinde yapılacak bir düzenlemeyle hakaret, basit tehdit ve benzeri basit suçlar yönünden seçme ve seçilme yasağı, güvenlik tedbiri kararı çerçevesinden çıkarılmalı, suç ile tedbir arasında orantı kurulmalıdır. Yine, 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Belediye Kanunda yapılan “kayyum ataması” düzenlemesi kaldırılmalı, Belediye Başkanları gibi seçilmiş kurumların başkanlarının görevden alınmaları ve şartların oluşması durumunda en son başvurulacak tedbir olarak yerlerine kayyum atanmalarına ilişkin düzenlemelerin Türk Ceza Kanununun 100. Maddesi kapsamında yargı erkinin takdir, yetki, sorumluluk ve denetimine bırakılmalıdır. Çözüm için şimdi tam zamanıdır. Toplumun bütün kesimleri, ilgili düzenlemelerin neden olduğu adaletsizliklerin farkındayken ve tepkiliyken yapılacak bir çalışma, hep insanımızın vicdanına su serpecek hem de takdir kazandıracaktır. Mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilerimizi;  iştişare, işbirliği ve ortak akılla birlikte hazırlayacakları Kanun değişiklikleri meclise getirmelerini, kısa zamanda görüşüp karar bağlayarak demokrasimiz üzerindeki bu karabasanı kaldırmalarını talep ediyoruz.''

İhtiyacımız, Yeniden Atatürkçü Cumhuriyet Haber

İhtiyacımız, Yeniden Atatürkçü Cumhuriyet

Kısa adı AHPADİ olan Adaletin Hukuku ve Parlamenter Demokrasi İdeali Derneği tarafından düzenlenen, Prof. Dr. Gökhan Çapoğlu’nun konuk olarak katıldığı “Atatürk Cumhuriyetini Yeniden Kurmak” ana sözlü söyleşi, Taşbaşı Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Söyleşi programına; Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Hasan Ünal, Eskişehir Barosu Başkanı Barış Günaydın, 15. Dönem Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Murat Kahyaoğlu, 21. Dönem MHP Eskişehir Milletvekili ATA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Arabacı , Demokrat Parti Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Özcan, ATA Partisi Eskişehir İl Başkanı Emrah Ekiz , ATA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Zehra Kıraç, Cumhuriyet Halk Partisi Tepebaşı İlçe Başkan Yardımcısı Tuncay Delli, Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şube Başkanı Cihan Taşar, Memleket Sevdalıları Derneği Genel Başkanı İbrahim Şavlukbaş, Memleket Sevdalıları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Güler Yılmaz, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Eskişehir Şube Başkanı Sevgi Akmen, Sivrihisarlılar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Arslan, Yazı Dükkanı Akademik Etkinlikler Derneği adına Şevket Yılmaztürk, Eskişehir Kültür Sanat Derneği Başkanı Gazi Durusu, Akköylüler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Doğan ile birlikte çok sayıda vatandaş katıldı. Aynı Cinsten Olan Kuvvetler, Ortak Amaç Yolunda Birleşmelidirler Söyleşi programının açılış konuşmasını AHPADİ Başkanı Mehmet Ektaş yaptı. Kendilerinin Cumhuriyetin 101. yılını çoşkuyla kutlamaya, birilerinin ise Atatürk milliyetçiliğine, ilke ve devrimlerine bağlı, laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti olan üniter Türkiye Cumhuriyetin sona erdiğini açıklamaya hazırlandığını ibret ve esefle takip ettikleri bu günlerde gerçekleşen programa Cumhuriyetçilerin, Atatürkçülerin, Millet ve Memleket Sevdalıların katılımlarının ve duruşlarının önemine dikkat çeken Ektaş, Atatürk’ün “Memleketin ve devrimin, içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması gerekir. Aynı cinsten olan kuvvetler, ortak amaç yolunda birleşmelidir” sözünü işaret etti. Söyleşinin konuğu Prof. Dr. Çapoğlu’nun anlatımıyla devam eden programda Çapoğlu; ülkenin Atatürk’ün ölümünden sonra O’nun ilke ve devrimlerinden hızla uzaklaştığını vurguladıktan sonra “Atatürk döneminde dünya tarihinde ender görülen bir toplumsal dönüşüm ve gelişme hamlesine tanık olunmuştur. Atatürk’ün ölümüyle başlayan süreçte Cumhuriyet karşıtlarıyla uzlaşma başlamış, devrimler duraklamış ve kaçınılmaz olarak geriye dönüş başlamıştır” diyerek bir gerçeği kamuoyu ile paylaştı Prof. Dr. Çapoğlu, Atatürk’ün  Tam Bağımsızlık hedefiyle şekillenen kurucu ve başlangıç ilkelerinin Milliyetçilik, Laiklik ve Halkçılık ilkeleri olduğunu, tam bağımsızlık için milliyetçilik, laiklik ve halkçılık ilkelerine sahip çıkılmasının önemli rolü olduğunu söyledikten sonra “Atatürk’ün cumhuriyet düşüncesini evrensel yapan ve günümüzde geçerliliğini daha da arttıran, bu unsurların niteliğidir. Bu unsurlar; özgür birey, sorumlu toplum ve şeffaf devlet anlayışıdır” dedi. Çapoğlu “Atatürk’ün önderliğindeki 1923-1938 yılları arasında en büyük özelliğinin, devrimci ve kurumsallaşmacı bir yaklaşımla Cumhuriyet’in sağlam temellere oturtulmaya çalışılması olduğunu vurguladı. Ana hedefin ise %80’i kırsal alanda yaşayan, okuryazar oranının %5’lerde olduğu, toprak ağalığının ve dini cemaatlerin egemen olduğu bir biat toplumundan, özgür bireylerin oluşturduğu sorumlu bir topluma geçiş mücadelesi olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Çapoğlu, Atatürk Cumhuriyeti’nin üç temel unsurunun özgür birey, sorumlu toplum ve şeffaf devlet olduğu ve tam bağımsızlık, laiklik ve halkçılık ilkelerine sadık kalınmadığı müddetçe bu üç unsurun gelişemeyeceği ve kalıcı olamayacağı” gerçeğini de vurguladı. “Nutuk, Atatürk’ün Karşı Devrimcilere Meydan Okumasıdır.” Nutuk’un, Atatürk’ün karşı devrimcilerle hesaplaştığı, onlara meydan okuduğu bir söylev olduğu belirten Çapoğlu, Atatürk’ün vefatı ve çok partili hayata geçişten sonra partilerin ve yöneticilerinin yaptığı hatalar, iktidar için verdikleri tavizler, dış baskı gruplarının destekledikleri iç yapılanmaların çabaları sonucunda Cumhuriyetin temel değerlerinden uzaklaşıldığını, bunun ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal, eğitim, adalet başta olmak üzere bir çok alanda gerilemeye yol açtığını söyledi. Çapoğlu konuşmasını, Atatürk Cumhuriyetini Yeniden kurmak için birlikte hareket edilmesi umuduyla tamamladı. Çapoğlu'nun konuşmasının ardından söz alan katılımcılar da, Ülkenin siyasal İslamcı ve bölücü yapılar ile emperyalist ülkelerin tehdidi altında olduğunu, bu tehdidin büyüdüğünü, mutlaka Atatürkçü, Cumhuriyetçi bir iktidar yolunun açılması gerektiğini söylediler. Program, Prof. Dr. Çapoğlu’na günün anısına hazırlanan plaket sunumunun ardından, “Atatürk Cumhuriyetini Yeniden Kurmak” isimli eserini imzalaması ile sona erdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.