SON DAKİKA
Hava Durumu

#Mersin Büyükşehir Belediyesi

Porsuk Haber Ajansı - Mersin Büyükşehir Belediyesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mersin Büyükşehir Belediyesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dünya Su Günü’nde Su Konusu Masaya Yatırıldı Haber

Dünya Su Günü’nde Su Konusu Masaya Yatırıldı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı doğrultusunda 1993 yılından bu yana Dünya Su Günü olarak ilan 22 Mart gününde Mersin’de önemli bir etkinlik hayata geçirildi. “Dünya Su Günü: Sürdürülebilir Su Yönetimi Paneli”nde örnek bir işbirliği sergilendi. Panelde, Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET) ve TMMOB Çevre, Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odalarının Mersin Şubeleri ile Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ)’nin ortak çalışmasıyla su konusu pek çok boyutu ile masaya yatırıldı. Etkinliğin açılışında, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Değirmenci, TARGET Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemal Taluğ, Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mersin Makinesi Mühendisleri Odası Başkanı İsmail Oğuz ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Abdullah Selçuk Şahutoğlu birer konuşma yaptı. TARGET Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemal Taluğ konuşmasında, dünyada ve ülkemizde suya yönelik insan müdahalelerinin yarattığı ve giderek derinleşen su krizi üzerinde durdu ve bir insan hakkı olarak su hakkının önemi ve değerini vurguladı. Panelde Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Şebnem Arslan, “Hidrojeoetik ve Yeraltı Suyu Yönetimi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Yeraltı sularının bilinçsiz kullanımı sonucunda olanlar ve olabilecekler konusunda bilgiler içeren sunumda, doğada insanlığın kullanımına sunulan sonsuz kaynaklar olmadığını ve etik sorumluluk çerçevesinde bilinçli yaklaşımlar sergilenmesinin önemini çarpıcı biçimde gözler önüne serildi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ersoy Yıldırım ise, “Sürdürülebilir Tarımsal Su Yönetimi” başlıklı sunumunda bilinçsiz tarımsal sulama sorununu ve yaşanan ve yaşanabilecek sonuçlarını örnekleriyle dile getirdi. SÖ Tarım Danışmanlık Tic. Ltd. Şirketinden Prof. Dr. Sermet Önder, “Kuraklığa Karşı Su Yönetimi” sunumunda kullanılan sulama yöntemlerinden doğan sorunları irdeleyerek, çözüm yolları konusunda değerli bilgiler paylaştı. Panelin ardından, MESKİ Yatırımlar Dairesi Başkanlığı, Yapım Şube Müdürü Vekili Barış Başeren’in yaptığı MESKİ çalışmaları ve kullanılan modern teknolojilerin tanıtımı sunumu ile etkinlik sona erdi.

Kadınlar Üretiyor, Hayvancılık Kıymetleniyor! Haber

Kadınlar Üretiyor, Hayvancılık Kıymetleniyor!

Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesi, kırsalda yaşayan vatandaşların ekonomik kalkınmasını desteklemeye ve köyden kente göçü önlemeye devam ediyor. 5. yılına giren proje, bugüne kadar özellikle küçük aile işletmelerine ve kadınlara umut olmayı sürdürdü. Proje, Toroslar İlçesi Değirmendere Mahallesi’nde yaşayan Şaheste’nin de umudu oldu. Geçim sıkıntısı yaşadığı için hayvancılığı bırakmak zorunda kalan proje faydalanıcısı üretici Şaheste Karagöz, Büyükşehir’in ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesiyle yeniden hayvancılığa başladı. Artık Şaheste de Büyükşehir’in destekleri ile kalkınan diğer kadınlar gibi doğduğu yerde doymaya devam ediyor. Proje kapsamında bugüne kadar, 300 yetiştiriciye 7 bin 500 küçükbaş hayvan ve 1200 ton yem desteği sağlandı. Projeden faydalanan 300 yetiştiricinin 156’sını kadınlar oluşturuyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesi, kırsalda yaşayan vatandaşların ekonomik kalkınmasını desteklemeye ve köyden kente göçü önlemeye devam ediyor. Özellikle küçük aile işletmeleri ile kadınları önceleyen ve 5. yılını tamamlayan proje kapsamında, bugüne kadar 300 yetiştiriciye 7 bin 500 küçükbaş hayvan ve 1200 ton yem desteği sağlandı. Büyükşehir bu projeyle hem hayvancılığı teşvik ediyor, hem de yerel ekonomiyi büyüterek üreticilerin hayatına dokunuyor. Projeden faydalanan 300 yetiştiricinin 156’sını kadınlar oluşturuyor. Karagöz: “İnsanın babası bile evladına bu kadar hayvan vermez” Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesi, kırsalda yaşayan birçok kadına olduğu gibi Toroslar İlçesi Değirmendere Mahallesi’nde yaşayan Şaheste Karagöz’e de umut oldu. Artık Şaheste Karagöz de Büyükşehir’in destekleri ile kalkınan diğer kadınlar gibi, doğduğu yerde doyuyor. Mersin Büyükşehir, Şaheste Karagöz’e ve ailesine kendi topraklarında geleceğe güvenle bakmasını sağlayan bir hayatın kapılarını araladı. Geçim sıkıntısı yaşadığı için hayvancılığı bırakmak zorunda kalan Şaheste Karagöz, Büyükşehir’in ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesiyle yeniden hayvancılığa başladı. Şaheste Karagöz, Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle 24 dişi ve 1 erkek olmak üzere toplam 25 küçükbaş hayvan sahibi oldu. Ayrıca, hayvanların ilk yıl bakımını kolaylaştırmak için 4 ton da yem desteği aldı. Ailesinin de geçimini hayvancılıkla sağladığını belirten Şaheste Karagöz, şimdi Büyükşehir’in sağladığı bu proje desteği ile kendi çocuklarını da aynı gelir ile büyütüyor. Şaheste Karagöz ve ailesi bu sayede, kendi topraklarından ve köklerinden kopmadan bir yaşam sürdürüyor. Hayatında yeni bir sayfa açılan Karagöz, ALO 185 hattı üzerinden başvuru sürecini başlattığını söyleyerek “5 tane küçükbaş dişi hayvanım vardı. Başvurum onaylandıktan sonra onları incelemeye geldiler. Ahırı ve ortamı uygun gördükten sonra onay verdiler. Büyükşehir, 24 tane dişi hayvan ve 1 tane de erkek koç verdi. Şimdi 8 tane kuzum oldu. Bu kadar hayvanı kimse kimseye vermiyor. Hatta insanın babası bile evladına bu kadar hayvan vermez” dedi.  “Büyükşehir tarafından verilen bu destek sayesinde, kente göçmekten kurtuldum” Yaşadıkları maddi zorluklar nedeniyle doğduğu topraklardan göç etmeyi planlayan ancak Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği proje ile üretmeye ve geçimini sağlamaya devam edebilen Şaheste Karagöz, “Projeye başvurmadan önce eşime, ‘eğer bu proje çıkmazsa Mersin’in merkezine göçeceğiz. Sigortalı bir işe girip çalışacağım’ dedim. Çünkü artık köylünün geliri kalmadı. Bir yaz boyu şeftaliye bakıyorsun, şeftali zamanı geliyor ve şeftali para etmiyor. Birkaç yıldır hayvancılıkta para var dedik, o yüzden bu projeye başvurduk. Çıkınca da kente göçmekten vazgeçtik. Bu duruma eşim de çok sevindi. Şimdi bana seve seve yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı. Projenin imece usulü olmasının da faydalı olduğunu belirten Şaheste Karagöz, “Bu hayvanlardan, birkaç sene sonra büyük bir sürü elde edebilirim. Biz buralara sabırla geldik, biraz daha sabır lazım. Vahap Başkan’ın köylülere sağladığı tüm destekleri takip ediyorum. Bu projeler sayesinde çiftçi kalkınır, üretim ve çiftçilik artar. Başkan çiftçiyi tutarsa, çiftçi de başkanı tutar” diye konuştu. Küçük yaşta annesiyle beraber hayvancılığı öğrenmeye başlayan Elif Derya Karagöz ise, “Vahap amcamızı çok seviyorum. Bu hayvanları bize verdiği için çok teşekkür ederim. Çok güzeller” dedi. Aydın: “5 yıl sonunda 300 aileye 7 bin 500 küçükbaş hayvan desteğinde bulunduk” Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda Ziraat Teknikeri olarak görev yapan Şerafettin Aydın, proje hakkında detayları aktararak, “Projemizle, kırsaldan şehre göçü durdurmayı ve Mersin’deki damızlık hayvan sayısını artırmayı planlıyoruz. Her yıl 60 kişiye 24 dişi 1 erkek olmak üzere toplam 25 küçükbaş hayvan, 4 ton yem ve aşı hizmeti vermekteyiz. 5. yılını tamamladığımız projede, 300 aileye 7 bin 500 küçükbaş hayvan desteğinde bulunduk” diye konuştu. Üreticinin kazanca geçebilmesini beklemek adına, ilk bir yıl hiçbir geri dönüş almadıklarının altını çizen Aydın, “Projemiz sadece hayvan desteğiyle kalmıyor. Bunun esas maliyeti yem ve aşı. Bundan dolayı ilk yıl 4 ton yem ve aşı desteğini biz yapıyoruz. Kısacası, bir yıl boyunca üreticimizin cebinden hiç para çıkmıyor” ifadelerine yer verdi. Proje hakkında bilgi… Kadın üreticileri teşvik eden ve köyden kente göçü önleyen proje, kırsalda istihdamı artırarak yerel ekonomiye katkı sunuyor. Proje kapsamında, yerli üreticilerin damızlık fazlası hayvanları satın alınarak hem yeni yetiştiricilere destek veriliyor, hem de kırsal ekonomiye katkı sağlanıyor. 2022 yılında 556, 2023 yılında 1180 hayvan yetiştiricilerden geri alındı ve 2024 yılında dağıtılacak 1500 baş hayvan tamamen sahadan toplanarak yeni üreticilere ulaştırıldı. Anamur, Bozyazı, Aydıncık, Mut, Gülnar, Silifke, Erdemli, Tarsus, Çamlıyayla, Yenişehir, Mezitli, Akdeniz ve Toroslar ilçelerinde yürütülen proje kapsamında; Güney Karaman Koyunu, İvesi Koyunu ve Kıl Keçisi verildi. Kadın üreticilere öncelik veren projede, bugüne kadar faydalanan 300 yetiştiricinin 156’sını kadınlar oluşturdu. Projeye dâhil olan üreticilere 24 dişi ve 1 erkek küçükbaş hayvan desteği verilirken, ilk yıl için 4 ton yem desteği sağlandı. 3. yıldan itibaren belirli sayıda dişi ve erkek hayvan, damızlık çağına geldiklerinde projeye geri kazandırılarak sürdürülebilirlik sağlandı. Proje sürecinde dağıtılan hayvanlardan 8 bin 809 baş yeni doğum gerçekleşti. Hayvanların 1 yıllık aşı hizmetleri de belediye tarafından karşılanarak, sürdürülebilir bir hayvancılık modeli oluşturuldu.

Başkan Seçer, Çiftçilerin Sorunlarını Yerinde İnceledi Haber

Başkan Seçer, Çiftçilerin Sorunlarını Yerinde İnceledi

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, geçtiğimiz günlerde yaşanılan ‘Zirai Don’ olayından etkilenen üreticileri yalnız bırakmadı. Seraları ve narenciye bahçelerini ziyaret eden Seçer, çiftçilerin sorunlarını yerinde inceledi. Türkiye’de üreticilerin genel olarak üretimlerini borçlanarak yaptıklarını aktaran Seçer, yaşanılan Don olayı dolayısıyla, çiftçilerin borçlarını ödeme şanslarının kalmadığını söyledi. Bölgenin ‘Afet Bölgesi’ ilan edilmesi gerekliliğinin ortaya çıkabileceğini de söyleyen Seçer, “Bu koşullarda bu borçları ödeme şansları yok, ödeseler dahi yeniden üretim yapabilmeleri için yeni bir sermaye bulma imkanları yok. Bütün bunları görerek, buranın Afet Bölgesi ilan edilmesi gerekliliği ortaya çıkabilir” dedi. Mersin’in 100 milyar TL’den fazla tarımsal geliri olan bir bölge olduğuna dikkat çeken Seçer, üreticinin zarar görmesinin, dolaylı olarak ticaret yaptıkları tüm kesimleri etkileyeceğini belirterek “Sorunu makro anlamda çözecek olan iktidar ve ilgili bakanlığıdır. Mali olarak katkı sağlamalı, destek olmalı, borçları ertelemeli ve bunları da faizsiz yapmalılar. Yeni krediler vermeliler. Çünkü çarkın, o döngünün devam etmesi lazım. Sadece mevcut borcunu ödemekle yetmiyor” diye konuştu. Büyükşehir Belediyesi olarak her zaman üreticilere destek olduklarını ve ilgili birimlerin incelemelerini tamamlamasının ardından ilave destek paketi açıklayacaklarını kaydeden Seçer, “Biz de onların dertlerine bir nebze olsun çare, yaralarına merhem olmak isteriz. Arkadaşlarımız çalışmalarını bitirdiklerinde bunu üreticilerimizle paylaşacağız” ifadelerini kullandı. Mersin’de geçtiğimiz günlerde yaşanılan ‘Zirai Don’, seracılık ve narenciye üretimi yapan çiftçileri olumsuz etkiledi. Yaşanan don olayının ardından, üreticilerin yaşadığı sıkıntıları yerinde görmek ve destek sağlamak amacıyla ilgili bürokratları ile birlikte sahaya inen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Kazanlı Hürriyet Mahallesi ve Bahçeli Kürkçü Mahallesi’nde patlıcan, domates ve biber serası ile nektarin bahçelerinde incelemelerde bulundu. Seçer, daha sonra üreticilerle bir araya gelerek onların sorunlarını dinledi. Zarar gören sera ve bahçelerde yaptığı incelemelerin ardından değerlendirmelerde bulunan Başkan Seçer, zararın özellikle çukur arazilerde yoğunlaştığını, belli bir bölgede değil, Tarsus’tan Anamur’a kadar muhtelif yerlerde söz konusu olduğunu söyledi. Bu durumun üreticinin kaderi olmaktan çıkması gerektiğinin altını çizen Seçer, üreticiler ile yaptığı görüşmelerde, bu tür afetlerin zararlarını telafi edecek enstrümanlardan TARSİM’in (Tarım Sigortaları Havuzu) üreticiye yarar getirmediği gibi yüksek maliyeti dolayısıyla sıkıntı yarattığı serzenişi ile karşılaştığını vurguladı. Seçer, ‘Zarar karşılama’, ‘Prim bedeli’ gibi çiftçi için büyük önem arz eden uygulamaları hakkında TARSİM’in yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Başkan Seçer: “Buranın Afet Bölgesi ilan edilmesi gerekliliği ortaya çıkabilir” Türkiye’de üreticilerin genel olarak üretimlerini borçlanarak yaptıklarını aktaran Seçer, yaşanılan Don olayı dolayısıyla, çiftçilerin borçlarını ödeme şanslarının kalmadığını söyledi. Seçer, “Bu koşullarda bu borçları ödeme şansları yok, ödeseler dahi yeniden üretim yapabilmeleri için yeni bir sermaye bulma imkanları yok. Bütün bunları görerek; bu iş başta tabii ki hükümete düşüyor; buranın Afet Bölgesi ilan edilmesi gerekliliği ortaya çıkabilir. Önümüzdeki hafta içerisinde Tarım İl Müdürlüğü ekipleri hasar tespiti yapacaklar. Daha gerçekçi rakamlarla bu tespiti yaparlarsa, yani objektif yaparlarsa, çiftçilerimizin dertlerine daha doğru çare bulabilirler” dedi. “Sorunu makro anlamda çözecek olan iktidar ve ilgili bakanlığıdır” Mersin’in 100 milyar TL’den fazla tarımsal geliri olan bir bölge olduğuna dikkat çeken Seçer, üreticinin zarar görmesinin, dolaylı olarak ticaret yaptıkları tüm kesimleri etkileyeceğini söyledi. Seçer, “Çünkü çarkta bir sorun ortaya çıkıyor. Bütün bunları hesaba katarak bu soruna çözüm bulmak gerekiyor. Bunu da makro anlamda çözecek olan iktidar ve ilgili bakanlığıdır. Mali olarak katkı sağlamalı, destek olmalı, borçları ertelemeli ve bunları da faizsiz yapmalılar. Yeni krediler vermeliler. Çünkü çarkın, o döngünün devam etmesi lazım. Sadece mevcut borcunu ödemekle yetmiyor” diye konuştu. “Üreticilerimiz için ilave destek paketi açıklayacağız” Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak her zaman üreticilerin yanında olduklarını ve ortaya çıkan zarar sonucunda da yine onların yanlarında olmaya devam edeceklerini söyleyen Seçer, ilgili birimlerin çalışmalarını tamamlamasının ardından, zarar gören üreticilere yönelik destek çalışmaları hakkında detaylı açıklama yapacaklarını söyledi. Tarımsal desteklere ayrılan bütçeyi 2024’te 119 milyon TL iken 2025’de 215 milyon TL’ye yükselttiklerini dile getiren Seçer, “Bu bölgede, özellikle küçük üreticilerin üretim zorluğu yaşadıkları, girdi maliyetlerinin yüksek olduğu gerçeğiyle, tarımsal üretime, hayvancılığa destek veriyoruz. Ama bu zarardan sonra da ilave bir destek paketi açıklayacağız. Aile işletmelerine, aile çiftçilerine, küçük işletmelere yönelik desteklerimizle, biz de onların dertlerine bir nebze olsun çare, yaralarına merhem olmak isteriz. Önümüzdeki günlerde arkadaşlarımız çalışmalarını bitirdiklerinde bunu üreticilerimizle paylaşacağız” ifadelerini kullandı.  Seçer açıklamasını, “Tüm çiftçilerimize, Mersinimize geçmiş olsun. Umut ediyorum yaralar hem merkezi hükümetin hem yerel yönetimlerin desteğiyle bir an önce sarılır, üreticilerimizde üretime devam ederler” sözleriyle tamamladı.

Üretmezsek Tükeniriz! Haber

Üretmezsek Tükeniriz!

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, ‘Üretmezsek Tükeniriz’ başlığıyla bu yıl 4.’sü düzenlenen ‘Tarımsal Üretimde Riskler ve Fırsatlar Konferansı’na katıldı. Konferansta, alanında uzman isimler; Prof. Dr. Umut Toprak, İrfan Donat ve Ali Ekber Yıldırım konuşmacı olarak yer aldı. Tarımın duayen isimleri, Mersin’de kurumlar arasında sağlanan iş birliğinin önemine dikkat çekerken, Mersin’de sağlanan bu birlikteliğin Türkiye’nin hiçbir yerinde olmadığına da değindiler. Tarımsal projelerin kamu kaynağını israf ederek yapılmayacağına değinen Başkan Seçer, “Projeleri takip etmiyorsun, günü kurtarıyorsun. Belediye Başkanı, Tarım Bakanı günü kurtarmaz. Aynı tarım anlayışıyla 23 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar, 1 metre yol alamamışlar” sözlerine yer verdi. Aile çiftçiliğini önemsediğini ve bunun Türkiye koşullarında daha fazla destek görmesi gerektiğine vurgu yapan Seçer, “Türkiye’de kayıtlı çiftçilerin yüzde 80’i küçük aile işletmeleri, aile çiftçileri. Bizim aile çiftçiliğine uygun bir ortamımız var” dedi. Tarıma desteği 2025 yılı için yüzde 80,67 artırdıklarını ve 215 milyon TL kaynak ayırdıklarını söyleyen Seçer, “Bütçemiz o kadar artmadığı halde tarımsal desteği artırdık, çünkü tarıma önem veriyoruz. Sorunlar her geçen gün katlanıyor. ‘Biz nasıl katkı sunabiliriz?’ diye düşündük, bunu yaptık. Her konuda yanınızda olacağız, üretime değer veren bir belediyeniz var” dedi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, tarım sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Akdeniz İhracatçılar Birliği (AKİB), Mersin Ziraat Odası, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi ve TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Mersin Şubesi işbirliğinde ‘Üretmezsek Tükeniriz’ başlığıyla bu yıl 4.’sü düzenlenen ‘Tarımsal Üretimde Riskler ve Fırsatlar Konferansı’na katıldı. Konferansta, alanında uzman duayen isimler; Prof. Dr. Umut Toprak, İrfan Donat ve Ali Ekber Yıldırım konuşmacı olarak yer aldı. Tarım kenti Mersin’de, alanında uzman duayen isimler tarafından tarımda yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri konuşulurken, tarımsal üretimdeki riskler ve fırsatlar üzerine değerlendirmelerde bulunuldu. Tarımın duayen isimleri, Mersin’de kurumlar arasında sağlanan iş birliğinin önemine dikkat çekerken, Mersin’de sağlanan bu birlikteliğin Türkiye’nin hiçbir yerinde olmadığının altını çizdiler. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen konferansa; Başkan Vahap Seçer ve Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer’in yanı sıra, Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ile meslek odalarının başkanları ve temsilcileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, Meclis üyeleri, Mersin Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve üreticiler katıldı. Başkan Seçer üreticileri selamladı: “Elleri nasırlı, kalbi sevgi dolu üreticiler” Salonu dolduran üreticileri “Elleri nasırlı, kalbi sevgi dolu üreticiler” diye selamlayarak konuşmasına başlayan Başkan Seçer, tarımın son derece önemli ve zorlu bir sektör olduğunu vurguladı. Tarımın ülke ekonomisine ciddi katkı sunduğunu ve olmaması halinde yaşanabilecek olumsuzlukları sıralayan Seçer, üreticilerin sorunlarının lokal olarak değişse de genel olarak aynı olduğunu söyledi. Seçer, “Tarımda evvel eski bilirim ki; mazot, ilaç, gübre pahalı ve vergi yükü çok. Döviz arttığında hepsinin fiyatı artıyor. Bu şikayetler hep olur ve Türkiye bu sorunu bir türlü çözemedi. Çiftçiden hala KDV ve ÖTV alınıyor. Girdi maliyetleri oldukça yüksek” dedi. “Dünyayla rekabet etmek için yeni tarım teknolojileri kullanmak gerekiyor” Bu sorunların yanı sıra küresel ölçekli olarak iklim değişikliği sorununun da üreticiyi zorladığını dile getiren Seçer, dünyada rekabetin zorlaştığına ve gelişmiş ülke insanlarının artık tükettiği ürünün üretim aşamalarını öğrenmek istediğine dikkat çekerek, “Dünyada rekabet zorlaştı. İhraç edilen ürünlerimizde ilaç kalıntıları var. ‘Domates gitti Rusya’da sınırdan geri döndü’ , ‘Almanya’ya üzüm gitti, kiraz gitti içinden kurt çıktı ya da pestisit çıktı’ diye haberler yayınlanıyor. Bundan utanç duyuyoruz. Demek ki dünyayla rekabet etmek için yeni tarım teknolojileri kullanmak gerekiyor. Artık gelişmiş toplumlarda insanlar her önüne geleni yiyip içmiyor. ‘Bu nasıl üretildi?’ diyor. Bu ülkemizin belki de şu anda en güncel sorunlarından bir tanesi” diye konuştu. “Mesele kendi reklamımızı yapmak değil, kuruma bir kültür oluşturmak” Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak tarımsal üretimden hayvancılığa, balıkçılıktan tropikal meyve üretimine kadar her türlü üretimin yanında olduklarını söyleyen Seçer, “Kurumlarda, devlette devamlılık esastır. Mesele kendi reklamımızı yapmak değil, kuruma bir kültür oluşturmak. Belediyeler, önemli hizmet birimleridir. Özellikle büyükşehir belediyeleri olmak üzere belediyeler; ‘Bana ne kardeşim, ben Tarım Bakanı mıyım?’ diyemez, katkı sunacaklar. Çünkü ciddi bütçeleri var” ifadelerini kullandı. Mersin’in tarım konusunda dünyanın en şanslı topraklarına, iklimine ve lokasyonuna sahip, geleceği parlak bir kent olduğunu söyleyen Seçer, “Mersinliler olarak çalışkan insanlarız. Yıllık 100 milyar TL’nin üzerinde tarımsal hasılamız var. Burada hem hayvansal hem de tarımsal üretim yapılıyor. Demek ki burada bir potansiyel var” dedi. Seçer, aile çiftçiliğinin önemine dikkat çekti Aile çiftçiliğini önemsediğini ve bunun Türkiye koşullarında daha fazla destek görmesi gerektiğine vurgu yapan Seçer, “Türkiye’de kayıtlı çiftçilerin yüzde 80’i küçük aile işletmeleri, aile çiftçileri. 100 dönümün altında işletme sahiplerinin oranı yüzde 80. Türkiye’de tarım yapılan arazilerin ortalamasına bakıldığında her işletmeye, her üreticiye 60 dönüm düşüyor. Demek ki bizim aile çiftçiliğine uygun bir ortamımız var” sözlerine yer verdi. Çiftçiliğin cazip hale getirilmesi halinde gençlerin şehirlere göç etmek yerine doğdukları topraklarda üretim yapmayı tercih edeceklerine inandığını aktaran Seçer, “ ‘Çiftçiler yaşlandı, genç çiftçi yok’ diye şikayet ediliyor. Çünkü çiftçiliği cazip hale getiremedik. Gençler şehre geliyor. Cazibe yaratılsa o zaman gençler şehre gelmez, çiftçilerin yaş ortalaması gençleşir. Biz yaptığımız desteklerde tamamen buna yöneliyoruz” ifadelerini kullandı. “Benim kaynağım sizlerin vergisi” Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 6. yılına giren ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesi hakkında da bilgi veren Seçer, projenin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Seçer, “Bu proje ile 6 yılın sonunda 300 aile hayvancılık ve aile çiftçiliği yapıyor. Bu yıl için her bir aileye verdiğimiz destek güncel rakamlarla 475 bin lira. 25 damızlık koyun-keçi ve bunların 1 yıllık yemini, veteriner hizmetini, aşısını veriyoruz. Baba oğula verir mi? Ama devlet verecek. Ben devletim. Ben sizin kaynaklarınızı size geri veriyorum, cebimden vermiyorum. Benim kaynağım sizlerin vergisi. Vatandaşın hükümetten istediği, kendi verdiği vergilerin kendilerine doğru aktarılması” diye konuştu. “Ülkeyi aynı tarım anlayışıyla 23 yıldır yönetiyorlar, 1 metre yol alamamışlar” Tarımsal projelerin kamu kaynağını israf ederek yapılmayacağına değinen Seçer, “Projeleri takip etmiyor, günü kurtarıyorsun. Belediye Başkanı, Tarım Bakanı günü kurtarmaz. Sonucuna bak, kaynakları heba etme. Aynı tarım anlayışıyla 23 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar, 1 metre yol alamamışlar. Biz yönetmiyoruz, 5 ayrı siyasi görüş de yönetmedi. Dönüp bir kendimize bakmak lazım, kafamızı kuma gömmekle olmaz. Yerinde saymak dünyada geri kalmak demektir” sözlerine yer verdi. “Bizler vatandaş için varız” Vatandaşa dokunan projeler yapmak için gayret ettiklerini söyleyen Seçer, “Yerinde ve kırsal turizm hedefli Darısekisi Örnek Köyü Projemiz var. İnsanlar orada, köyde herkes çalışıyor, köy şenlendi. Şimdi Köyümüz Atölye Projesi’ni başlattık. Coğrafi işaret tescilli onlarca ürünümüz var. Bunların paketlenmesinden sağlıklı üretimine, dünya pazarlarına açılmasına ve markalaşmasına kadar yapacağımız bu çalışmalar kente değer katar” dedi. Projelerin takip edilmemesi halinde kamu kaynaklarının israf olduğunu bir kez daha vurgulayan Seçer, üreticinin de elini taşın altına koyduğu projeler ile sürdürülebilir bir tarım anlayışını Mersin’de geliştirmeye çalıştıklarını belirtti. Üreticinin ürettiği noktada kamu kurum ve kuruluşlarının destek için var olduğunu söyleyen Seçer, “Büyükşehir Belediyesi de devletin bir kurumu, Tarım İl Müdürlüğü de Ticaret ve Sanayi Odası da Ziraat Odası da Ziraat Mühendisleri Odası da; hepimiz bu ülkenin kurumları ve kuruluşlarıyız. Hepimiz sizler için, vatandaş için varız” diye konuştu. “Tarımsal sorunların farkındayız, çözmek için faaliyet halindeyiz” Büyükşehir olarak dünyada ve Türkiye’de yaşanılan tarımsal sorunların farkında olduklarının altını çizen Seçer, “Mersin’de hem farkındayız hem yaşıyoruz hem de bu sorunu çözmek için faaliyet halindeyiz. Onun için ‘Kooperatifler yenilenebilir enerji kullanın, maliyetleriniz düşsün. GES projesi yapın. Ne harcadıysanız yarısı Büyükşehir’den’ diyoruz. Güneş Enerji Santrali projemizi bilmeyen var mı? Şimdi Nacarlı’da ilk güneş enerji santralini kuruyoruz. Nacarlı Sulama Kooperatifi’ne yüzde 50 desteği biz veriyoruz. 75 kooperatifimiz var, buradan duyuruyorum; yaratıcı olun, üretici olun, çalışın, iş birliği yapın” diyerek kooperatiflere çağrı yaptı. “Mersin’imizi de ülkemizi de kalkındıracağız” Tarıma desteği 2025 yılı için yüzde 80,67 artırdıklarını ve 215 milyon TL kaynak ayırdıklarını söyleyen Seçer, “Bütçemiz o kadar artmadığı halde tarımsal desteği artırdık, çünkü tarıma önem veriyoruz. Sorunlar her geçen gün katlanıyor. Biz nasıl katkı sunabiliriz diye düşündük, bunu yaptık. Her konuda yanınızda olacağız. Üretime değer veren bir belediyeniz var. Desteklerimizle her ailenin evinde olacağız; önce vatandaşın mutluluğu. Karnı doymayan, acısı, hastası, derdi olan vatandaşa sen yol yapmışsın, bina yapmışsın, o bunu neylesin?” dedi. Vatandaşın her anında yanında olmaya devam edeceklerinin altını çizen Seçer, “Üretken vatandaşın yanında olacağız, işbirliği içerisinde olacağız. Birlik olacağız, beraber olacağız. Mersin’imizi de ülkemizi de kalkındıracağız, insanlığa da yararlı olacağız” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Çakır: “Ülkemizde tarımın öncüsü olmaya ve üretmeye devam edeceğiz” Tarımın başladığı düşünülen Anadolu ve Çukurova’nın 12 bin yıllık tarım tarihi olduğuna dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, bölgenin tarımsal çeşitliliğin merkezi konumunda olduğunu söyledi. Çakır, “MTSO olarak ülkemizde tarımın öncüsü olmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Ama bunun için hep birlikte mücadele ederek, sorunları görmezden gelmeden, etkin ve yaratıcı çözümler bulmak zorundayız” dedi. Alanında duayen isimler, tarım kenti Mersin’de tarımı konuştu Açılış konuşmalarının ardından başlayan ve moderatörlüğünü İrfan Donat’ın yaptığı konferansta, alanında uzman isimler; Ali Ekber Yıldırım ve Prof. Dr. Umut Toprak konuşmacı olarak yer aldı. İrfan Donat konuşmasında; tarım sektörüne bir kambur ve problem olarak bakılırsa, yaşanan kronik sorunlarla yüzleşmeye devam etmek mecburiyetinde kalınacağını söyledi. Mersin’in tarım kenti olduğunu ifade eden Donat, yanlış bir tarım politikasının bir ülkeyi nereden nereye getirebileceğini katılımcılarla paylaştı. Donat, tarımın hem siyasetten hem de ranttan arındırılması gerektiğine değindi.  Ali Ekber Yıldırım ise; Mersin’de kurumlar arasında bir birliktelik olduğuna değinirken, Mersin’de var olan bu birlikteliğin Türkiye’nin hiçbir şehrinde olmadığına dikkat çekerek, bunun sağlanmış olmasından dolayı duydukları mutluluğu ifade etti. ‘Tarımın Gündemi’ konulu bir sunum gerçekleştiren Yıldırım, tarımsal üretimde riskler konusuna dikkat çekerek, tohumdan sofraya kadar olan her aşamada bir risk olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin tarımda ve üretimde sahip olduğu potansiyel ile fırsatlar hakkında konuşan Yıldırım, yerel yönetimlerin tarımdaki çabalarının merkezi hükümetin çabalarıyla birleştirilip, üreticinin daha çok desteklenip, kalkınması için çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, “Üretmezsek tükeniriz” dedi. Prof. Dr. Umut Toprak ise doğup büyüdüğü topraklar olan Mersin’de böyle bir sunumu yapmaktan dolayı duyduğu mutluluğu ifade etti. ‘Yeni Nesil Biyopestisitler ve Biyoteknoloji’ konulu bir sunum yapan Prof. Dr. Toprak, özellikle biyopestisitlerin çok büyük avantajları olduğuna değinerek, biyopestisit üretimi yapıp satmanın önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Toprak ayrıca, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in Ziraat Mühendisi olmasının Mersin için büyük bir avantaj olduğuna değindi. Konferans soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. Katılımcılar sorularını uzmanlara yönelttikten sonra, Büyükşehir tarafından kendilerine sağlanan tarımsal destekler için de teşekkürlerini ilettiler. Konuşmacılar da ayrıca Başkan Seçer’e konferans sonuna kadar katılım sağlayıp, kendilerini ve üreticileri dinlediği için teşekkür ettiler. Konferans toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.

Türkiye Bakliyatta İhracatçı İken İthalatçı Konuma Geldi Haber

Türkiye Bakliyatta İhracatçı İken İthalatçı Konuma Geldi

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Ticaret Borsası (MTB) tarafından ‘Dünya Bakliyat Günü’ kapsamında ‘Sağlıklı Beslenme ve Sağlıklı Yaşam İçin Bakliyat’ sloganıyla düzenlenen programa katıldı. MTB Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir ile Meclis Başkanı Münir Şen’in ev sahipliğinde düzenlenen programa; Başkan Vahap Seçer’in yanı sıra, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Ali Tuna Baysal, kent protokolü, ilçe belediye başkanları, oda, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile sektör temsilcileri katıldı.  “Türkiye bakliyatta ihracatçı iken ithalatçı konuma geldi” Mersin’de bakliyat sektörünün üretimden ziyade ticari yönüyle değerlendirilmesi gerektiğini belirterek konuşmasına başlayan Başkan Seçer, 1980’li yıllarda Türkiye’nin sektörde ihracatçı konumda iken günümüzde net olarak ithalatçı konuma geldiğini söyledi. Bunda 1980’li yıllardan günümüze Türkiye’de ki tarım politikalarında gerçekleştirilen değişimlerin etkisinin olduğunu belirten Seçer, “Özellikle bakliyat üretiminin yapıldığı Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tarım yapma şeklinin de değişmesiyle, yani kuru tarımdan sulu tarıma geçiş, ikame ürünlerinin gelişmesi, farklı yeni alternatif çeşitlerin o bölgeye adapte edilmesini bakliyat üretiminde bazı komplikasyonlara neden oldu. Bu da üretim düşüklüğünü getirdi. Çünkü ekim alanları azalınca, farklı ürünler bakliyatın yerine geçince Türkiye’de de bakliyat üretiminin düşmesine neden oldu” dedi. “Tarım, Türkiye’nin ana taşıyıcı sektörüdür” Kendisinin de iş hayatında tarım sektörü içerisinde olduğunu belirten ve tarımın Türkiye’nin en önemli taşıyıcı sektörü olduğunun altını çizen Seçer, “Tarım, Türkiye’nin ana taşıyıcı sektördür. Türkiye’nin cirosu içerisinde payı düşük olsa da sağladığı sosyal fayda açısından baktığınız zaman, Türkiye gibi yakın zamana kadar tarım ülkesi olarak değerlendirdiğimiz bir ülkede tarım sektörünü baş tarafa yazmak lazım” diye konuştu. “Mersin’i bakliyatçı kent yapan işleme tesisleri ve limandır” Mersin’de de bakliyat sektörünü güçlü kılan unsurun üretim değil bakliyat işleme tesisleri olduğunu aktaran Seçer, kentin toprak yapısının da bakliyat üretimi için uygun olmadığını söyledi. Seçer, “Mersin’i net olarak Türkiye’de bakliyatçı bir kent yapan, buradaki işleme tesisleri ve Doğu Akdeniz çanağının en önemli limanının Mersin oluşudur. Bu gerçekle bakmak lazım” dedi. Bakliyat işleme tesislerinin kent içerisinde dağınık bir yapıda olduğunu ve Büyükşehir Belediyesi olarak bütün sektörler için olduğu gibi bakliyat sektöründe de kümelenme çalışması yapılmasından taraf olduklarını söyleyen Seçer “Bütün sektörlerde kümelenme yapalım, sektörler bir arada olsun, faaliyetlerini göstersin. Bugüne kadar böyle bir başarılı çalışma olmamış, aslında çok da düşünülmemiş” dedi. “İmar planları ile yeni tesisler kurmanızın yolunu açacağız” Büyükşehir Belediyesi olarak uzun yıllardır çözüm bekleyen ve iş dünyasının yeni yatırımlar yapabilmesinin önünü açacak imar planı çalışmalarını tamamladıklarının bilgisini veren Seçer,  “Fabrikalarınızın olduğu bölgede nihayet 30 yıldan sonra ilk kez 1/5000’lik planları, yani Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde olan planları bitirdik. 1/1000’lik planlar, Akdeniz ilçe belediyesinin uhdesinde ve hızlı bir şekilde yapılması için takip edilmesi gereken bir çalışma. Şu anda imara açtığımız alanların, Deliçay-Demiryolu ve sahil olarak daire şeklinde görülebilecek bölgenin 1/1000’lik planlarını da bitirdik. Diğer kalan kısımları da ilçe belediyesi yapacak, Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nden geçecek. İmar planları demek yol, yatırım ve altyapı demek. Onun için önemsiyorum. Bu imar planları bitmezse sizin doğudan batıya, batıdan doğuya, sabah akşam geçişlerinizde yeni yolların açılması, yeni işyeri açmalarınız, yeni tesis yapmanız ve kümelenme mümkün değil. Çoğu gitti, azı kaldı. Bunları da başaracağız. Özellikle sizlerin tesislerinin olduğu bölgede yeni yol ağlarıyla oraya ulaşımı sağlayıp, yeni tesisler kurmanızın da yolunu açacağız” ifadelerini kullandı. Özdemir: “ ‘Sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam için bakliyat’ diyorum” MTB Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, 2016 yılının ‘Dünya Bakliyat Yılı’ olarak kutlandığından söz ederek, “2019 yılından itibaren her yıl 10 Şubat günü Dünya Bakliyat Günü olarak kutlanmaktadır” dedi. Bakliyatın; zengin protein, vitamin ve mineral içeriği ile en sağlıklı ve ucuz bitkisel besin kaynaklarının başında geldiğinden ve pek çok hastalıkla mücadelede de uzmanlar tarafından da sıkça önerildiğinden söz eden Özdemir, “Diğer yandan, kuraklığa dayanıklı ve su ihtiyacının az olması özellikleriyle bakliyat, kurak ve kıraç bölgeler için de oldukça uygun. Bakliyat öyle bir bitki ki; hem insanı hem toprağı besliyor”  dedi. Gerçekleştirdikleri etkinlikte katılımcılara 12 çeşit bakliyattan oluşan yemek sunduklarından bahseden Özdemir, “Amacımız sizleri buradan uğurlarken hepinizin bakliyatı seven, daha fazla tüketen ve özellikle genç nesillerimizi bakliyatın faydaları konusunda bilinçlendiren bireyler olarak sektörümüzün geleceğine katkı sağlamaktır. Daha fazla üretelim, daha fazla tüketelim. ‘Sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam için bakliyat’ diyorum” dedi. Konuşmaların ardından Başkan Seçer, MTB önceki dönem Meclis Başkanları Necati Naran ve Hüseyin Arslan’a plaket takdim etti. Ayrıca geçmiş dönem meclis başkanı merhum Şerafettin Memiş adına verilen plaketi ise Seçer’den, merhumun çocukları Veysel Memiş ve Tuba Memiş aldı.  Program, bakliyat çeşitlerinden yapılan yemeklerin yenmesinin ardından sona erdi.

Yılkı Atları Büyükşehir Belediyesi’ne Emanet Haber

Yılkı Atları Büyükşehir Belediyesi’ne Emanet

Mersin Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleri, her yıl olduğu gibi bu yıl da yabanda yaşayan canlıları beslemeyi unutmuyor. Tarsus’a bağlı olan ve merkeze yaklaşık 60 km uzaklıktaki Karboğazı mevkiinde yaşayan yılkı atları, her yıl olduğu gibi bu yıl da Büyükşehir ekipleri tarafından getirilen çayır otu ve arpa ile beslendi. Aralarında tayların da olduğu at grupları, ekiplerin bıraktığı yemleri yerken güzel görüntüler oluşturdu. Ekipler, bölgede bulunan yabani köpekler için de mama bıraktı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleri, yabanda yaşayan canlıları da beslemeyi unutmuyor. Toroslar’ın eteklerindeki Karboğazı mevkiinde yaşayan yılkı atları, Büyükşehir ekipleri tarafından getirilen çayır otu ve arpa ile beslendi. Otlar kar altında kalınca, atların imdadına Büyükşehir yetişti Bünyesinde bulunan hayvan bakımevlerinin yanı sıra, mama ve su destekleri ile sokakta yaşayan canlıların da besin ihtiyacını karşılayan Büyükşehir ekipleri, doğanın asil sakinleri yılkı atları için de belirli aralıklarla yem bırakıyor. Mersin’de kışın en çetin geçtiği bölgelerden biri olan Tarsus ilçesinin Karboğazı mevkiinde yaşayan yılkı atları, kış mevsimiyle birlikte otların azalması ve bitki örtüsünün kar altında kalması dolayısıyla yiyecek bulmakta zorluk çekiyor. Atlar, belirli aralıkla kendilerine yem getiren ekipler sayesinde karnını doyuruyor. Farklı noktalara bırakılan yemleri yemek için gruplar halinde gelen yılkı atları ve taylar, güzel görüntüler oluşturdu. Ekipler, bölgede yaşayan yabani köpekler için de mama bıraktı. Ölmez: “Her canlının belediyesi olarak hizmetlerimize devam ediyoruz” Veteriner İşleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı Tarsus Doğa Parkı’nda görevli Biyolog Yılmaz Ölmez, her yıl atlar için yem getirdiklerini belirterek, “Mersin Karboğazı mevkii, yazlık ve yaylalık bir alan. Bu alanda başıboş köpekler ve yabani atlar yaşıyor. Her sene olduğu gibi bu kış mevsiminde de buraya gelip atlarımızı ve yabani köpekleri besleyerek, kışı rahat geçirmeleri için onlara destek veriyoruz” dedi. Hem atların, hem de köpeklerin sevdiği türden besinler getirdiklerini sözlerine ekleyen Ölmez, “Köpeklerimize mama getiriyoruz. Atlarımıza da çayır otu, arpa gibi onların yiyebileceği ve sevdiği besinler getiriyoruz. Hava soğuyup kar yağdığı zaman onların besin kaynaklarına ulaşamayacağını anlıyor ve gelip burada beslenmelerini yapıyoruz. Başkanımız Vahap Seçer’in de söylediği gibi; biz her canlının belediyesi olarak hizmetlerimize devam ediyoruz” diye konuştu.

Mersin Büyükşehir Lezzet Kiokslarıyla Damakları Şenlendiriyor Haber

Mersin Büyükşehir Lezzet Kiokslarıyla Damakları Şenlendiriyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi, iştiraklerinden biri olan Denizkızı Turizm A.Ş. bünyesinde Adnan Menderes Bulvarı Sahilinde birbirinden farklı konseptlerle açtığı kafe ve kiokslarla, Mersinlilere benzersiz ve kaliteli lezzetler sunmaya devam ediyor. Lezzet çeşitliliği ile damakları şenlendiren Büyükşehir; Adres Okuma Salonu’nun hemen yanında tantuni yemek isteyenler için ‘Mertuni’,  ızgara ve sucuk ekmek yemek isteyenler için Özgecan Aslan Barış Meydanı’nın yakınında ‘Izgaravan’, deniz ürünleri yemek isteyenler için de Denizden Kafe civarında ‘Gastrovan’ kiokslarını kazandırdı. Mersin Büyükşehir Belediyesi, iştiraklerinden biri olan Denizkızı Turizm A.Ş. bünyesinde Adnan Menderes Bulvarı Sahilinde birbirinden farklı konseptlerle açtığı kafe ve kiokslarla Mersinlilere benzersiz ve kaliteli lezzetler sunmaya devam ediyor. Eşi, dostu ve ailesi birlikte geniş bir zaman diliminde oturarak vakit geçirmek isteyenlere şık kafelerle; hızlı ve ayaküstü bir şeyler atıştırmak ve açlığını bastırmak isteyenlere de pratik kiokslarla çözüm sunan Büyükşehir, son olarak Mersin'in en sevilen yöresel lezzeti tantuni, mevsimine uygun türleri ile balık ekmek, sadece kokusu ile bile aç olmayanların her zaman yemek isteyeceği ızgara ve sucuk ekmek kioksları kazandırdı. Bu kapsamda Büyükşehir; Adres Okuma Salonu’nun hemen yanında tantuni yemek isteyenler için ‘Mertuni’,  ızgara ve sucuk ekmek yemek isteyenler için Özgecan Aslan Barış Meydanı’nın yakınında ‘Izgaravan’, deniz ürünleri yemek isteyenler için de Denizden Kafe civarında ‘Gastrovan’ kioksları ile hizmet veriyor. Lezzet çeşitliliği ile damakları şenlendiren Büyükşehir; her geçen gün artan maliyetlere rağmen, bu lezzetlerden herkesin faydalanması için bütçe dostu fiyatları ile takdir topluyor. Sahil bandında hizmet veren bu işletmeler, uygun fiyatlı olmalarının yanı sıra hijyen ve kalite açısından da vatandaşlardan tam not alıyor. Durmuş: “Rahatlıkla ulaşabilecek noktalarda lezzetli ürünler sunuyoruz” Mersin Büyükşehir Belediyesi Denizkızı Turizm A.Ş. Saha Koordinatörü Ekin Durmuş, hayata geçirilen kiokslarla ilgili; “Hem sabit, hem de mobil noktalarla birçok hizmeti vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Buluşturduğumuz lezzetler arasında; tantuni, ızgara köfte, sucuk ekmek, balık ekmek, kızarmış patates ve dondurma gibi ürünler yer alıyor. Verdiğimiz hizmetlerde esas önceliğimiz kalite, sonrasında ise bu kaliteyi uygun fiyata sunmak” diye konuştu. Sunulan hizmetlerle sokak lezzetleri oluşturmak istediklerini sözlerine ekleyen Durmuş, “Tantuni’nin adını Mertuni olarak değiştirdik ve vatandaşlarımıza sahildeki Okuma Salonu’nun yan tarafında hizmete sunduk. Bunların yanında yeni yaptığımız işletmelerden bir tanesi de Izgaravan ile uzun zamandır faaliyet gösteren, fakat göz önünde bulundurmadığımız balık ekmek servisi yapılan Gastrovan adlı işletmelerimiz var. Tüm bu noktalarla, bir nevi sokak lezzetleri oluşturmaya çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi. Hem lezzet, hem de uygun fiyat avantajıyla oluşturulan mobil noktaların Mersin halkının gönlünde taht kurduğunu vurgulayan Durmuş, “Herkesin rahatlıkla ulaşabileceği ve tüketebileceği noktalarda lezzetli ürünler sunuyoruz. Elimizden geldiğince bütün lezzetleri vatandaşlarımıza sunmaya çalışıyoruz. Yakında yeni projeleri de hayata geçireceğiz” dedi. Vatandaşlar, pratik ve doyurucu lezzetlerin kiokslarda sunulmasını çok sevdi Sahildeki mobil yemek noktalarından oldukça memnun olduğunu belirten vatandaşlardan Melih Alpan, “19 senedir Mersin’de yaşayan bir genç olarak, tantuni çok sevdiğim bir lezzet. Tadı da gayet güzeldi, ortalamanın çok üstündeydi. Oldukça lezzetliydi ve bütçe dostuydu” dedi. Sahildeki Adres Okuma Salonu’nda vakit geçiren öğrencilerden Emir Ateş, yemek molasında Mertuni’den faydalandığını ve bu yemek noktalarının hem öğrenci dostu hem de lezzetli olduğunu ifade ederek, “Adres Okuma Salonu’nda uzun saatler ders çalışıyorum. Acıkınca hemen dibimde Mertuni var, çıkıp yemeğimi yiyorum. Hem zaman kaybetmiyorum, hem de ders çalışmış oluyorum. Lezzeti de gerçekten güzel. Ben başka şehirlerde de yedim tantuniyi, ama Mersin’de tadı farklı oluyor” ifadelerine yer verdi. Başka bir vatandaş Ümmü Bener ise mekânların kalitesine dikkat çekerek, “Büyükşehir’in bu hizmeti gerçekten lezzetli, kaliteli ve tertemiz. Bizleri mutlu ediyor” diye konuştu. Izgaravan gibi yenilikçi konseptlerle farklı damak tatlarına hitap eden işletmelerin, sahildeki yemek çeşitliliğini artırdığını söyleyen Aykut Baş, “Bana Izgaravan’ı eşim tavsiye etti. Gayet başarılı. Fiyatlar çok iyi. Sahil bandında herkes kendi damak tadına göre bir şeyler bulabilir. İsteyen balık, isteyen tantuni, isteyen köfte, isteyen sucuk. Bu yemek noktaları gayet iyi, çok güzel bir hizmet olduğunu düşünüyorum” dedi.

Hayvancılıkta Genç Girişimcilere Destek Haber

Hayvancılıkta Genç Girişimcilere Destek

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin; sürdürülebilirlik ve üreticinin desteklenmesi noktasında Türkiye’ye örnek olan tarımsal projelerinden ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesi bir genci daha üretime kazandırdı. Silifke ilçesinin Çamlıca Mahallesi’nde yaşayan 24 yaşındaki Hilal Doğan’ın hayatı da hayalleri de Büyükşehir Belediyesi’nin bu projesiyle yeniden şekillendi. Bir bakkalda yevmiyeci olarak çalışan Doğan’ın artık kendi hayvanları, kendi işi ve kendi kazancı var. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin; sürdürülebilirlik ve üreticinin desteklenmesi noktasında Türkiye’ye örnek olan tarımsal projelerinden ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesi bir genci daha üretime kazandırdı. Silifke ilçesinin Çamlıca Mahallesi’nde yaşayan 24 yaşındaki Hilal Doğan’ın hayatı da hayalleri de Büyükşehir Belediyesi’nin bu projesiyle yeniden şekillendi. Bir bakkalda yevmiyeci olarak çalışan Doğan’ın artık kendi hayvanları, kendi işi ve kendi kazancı var. Türkiye’ye örnek proje üretici sayısını artırıyor Şehirleşmenin ve tüketimin her geçen gün hızla arttığı ancak üretimin de bir o kadar düştüğü günümüz Türkiye’sinde örnek bir proje olan ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim Projesi’, üretici sayısını artırarak, köyden kente göçü azaltıyor. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı öncülüğünde başlatılan proje kapsamında küçükbaş hayvan alan Hilal Doğan da o üreticilerden biri oldu. Hayvancılığa aşina olan ancak şartlar gereği bir bakkalda yevmiye ile çalışan Doğan, Büyükşehir’in verdiği küçükbaş hayvanlarla artık kendi işinin sahibi oldu. Doğan, proje sayesinde artık hayvan yetiştiricisi olarak hem ailesine hem Mersin’e hem de ülkesine katkı sağlıyor. Tüm gününü koyun ve keçileriyle geçiren, onarı bebek gibi seven Doğan, onlara isimler vermiş. Sabahın erken saatlerinde onları beslemek için kalkan Doğan, eski işine göre hayvanlarıyla ilgilenmenin kendisini çok daha mutlu ettiğini ifade ediyor. Doğan, kendisine bu şansı veren Büyükşehir Belediyesi’ne ve Başkan Vahap Seçer’e teşekkür ediyor. Doğan: “Önceden yevmiyeciydim, şimdi koyunlarıma bakıyorum” Kendisini ‘genç girişimci’ olarak tanımlayan Doğan, projeyle tanıştıktan sonra hayatında neler değiştiğini anlattı. Doğan, “Genç girişimciyim. Önceden yevmiyeciydim, bakkal çalıştırıyordum. Vahap Başkanımız bize bu desteği verdi. Şimdi koyunlarıma bakıyorum” dedi. Hayvanlarını çok sevdiğini söyleyen Doğan, “Bu işi yaparken çok keyifli yapıyorum. Bu daha iyi. Küçüklüğümden beri ailemle hayvancılıkla uğraşıyorduk. Şimdi yine öyle. Mutluyuz. Severek yapıyoruz. Ailemize katkı oldu” diye konuştu. “Her kadın bu işi yapabilir” Üretici bir kadın olarak diğer kadınlara da tavsiyelerde bulunan Doğan, “Her kadın bu işi yapabilir. Herkes yapabilir. Zor bir şey değil. Ben genç olarak bu işi yapıyorum. Benden sonraki gençlere de öneririm. Kendilerine güvenirlerse ve hayvanı severlerse yapabilirler” ifadelerini kullandı.  “Hayvanları, çocuk sever gibi seviyorum” Sabah erkenden hayvanlarını yemlemek ve sulamak için kaktığını söyleyen Doğan, “Hayvanlarımı; boncuğum, kara gözlüm diyerek seviyorum. Hepsinin isimleri var. Çocuk sever gibi seviyorum onları. Bu iş hayvanları sevmekle başlıyor” dedi. Doğan, başka insanlara da umut olan projenin devam etmesini istediğini söyledi. “Üreticilerden aldığımız tepkiler çok güzel” Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı personelinden Ziraat Mühendisi Mehmet Atlı, projenin detaylarını anlattı. Projenin 5. yılında olduklarını söyleyen Atlı, “Bu yılla beraber 300 yetiştiriciye ulaştık. Toplamda 7 bin 500 damızlık anaç hayvan dağıtım yapıldı” dedi. Projenin esas amaçları arasında yerli damızlık ırklara sahip çıkmak ve üreticiyi desteklemek olduğunu kaydeden Atlı, hayvanların verildiği üreticiyi sık sık ziyaret ettiklerini ve yanlarında olduklarını kaydetti. Atlı, üreticilerden çok olumlu tepkiler aldıklarını söyleyerek, “Aldığımız tepkiler çok güzel. Kırsaldaki yetiştiricilerimizi üretim içerisinde tuttuğumuz için bize dönüşler olumlu” diye belirtti. Projede önemli kriterlerin olduğunu da vurgulayan Atlı, “Yılda 60 üreticiye hayvan teslim ediyoruz. Önceliğimiz 25-45 yaş arasında olan, ikameti kırsal mahallede olan, hayvancılıkla uğraşmış veya halihazırda uğraşan, sigortalı işte çalışmayan kişilere hayvan veriyoruz. İhtiyaç sahibi olan kişilere destek veriyoruz” ifadelerine yer verdi. “Hadi Gel Köyümüze destek veren projesi sürdürülebilir bir proje” diyen Atlı, proje kapsamında verilen hayvanlardan doğan erkek ve dişi bireylerden belirli sayıda alınarak yeni üreticilere verildiğini belirtti. Atlı, rakamsal verileri paylaşarak, “2020 yılında başlayan projede, 2022 yılında ilk geri ödemeler başladı. 2022 yılında 556 hayvan, 2023 yılında ise 1180 hayvan topladık. 2024 yılında ise dağıtmış olduğumuz 1500 hayvanın tamamını daha önceki dağıttığımız yetiştiricilerimizden topladık ve yeni 60 yetiştiricimize teslime ettik” dedi.

Mutfaklara Bereket Olan Un Dağıtımları Sürüyor Haber

Mutfaklara Bereket Olan Un Dağıtımları Sürüyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin örnek olan sosyal destek projeleri devam ediyor. Büyükşehir’in yurttaş odaklı sosyal projelerden biri olan ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan ailelere yönelik yürütülen ‘Un Katkısı Projesi’ bu yıl da başladı. ‘Hamurumuzda Dayanışma Var’ sloganıyla Mersin’in 13 ilçesinde yaşayan dar gelirli 30 bin aileye 10’ar kilo şeklinde paketli un dağıtımı ekiplerce titiz bir şekilde sürdürülüyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin örnek olan sosyal destek projeleri devam ediyor. Başkan Vahap Seçer’in göreve geldiği andan itibaren başlayan yurttaş odaklı sosyal projelerinden biri olan ve dezavantajlı bölgelerde yaşayan ailelere yönelik yürütülen ‘Un Katkısı Projesi’ bu sene de başladı. ‘Hamurumuzda Dayanışma Var’ sloganıyla Mersin’in 13 ilçesinde yaşayan dar gelirli 30 bin aileye 10’ar kilo paket şeklinde un dağıtımı ekipler tarafından titiz bir şekilde sürdürülüyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen ve toplam 300 bin kilogram dağıtımın yapılacağı çalışma kapsamında; mutfakların un ihtiyacı karşılanırken, aile bütçesine de katkı sağlanmış oluyor. Büyükşehir’in belirli zamanlarda dağıttığı gıda kolilerinin yanı sıra un paketleri de ihtiyaç sahibi ailelerin mutfaklarına bereket oluyor. Kısa: “Büyük bir memnuniyetle bu dayanışmayı güçlendiriyoruz” Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli Gözde Kısa, projenin 4. yılda da devam ettiğini kaydederek, “2021 yılında ‘Hamurumuzda Dayanışma Var’ diyerek başladığımız Un Katkısı Projesi’nde kendi ekmeğini üretebilen, genellikle kırsal bölgelerdeki mahallelerde yaşayan hane halkına 10 kilo un ulaştırıyoruz. Bu projemizde vatandaşlar kendi evlerinde ekmeklerini yapabiliyorlar. Bu sayede vatandaşlar kendi emeğiyle kendi ekmeklerini tüketebiliyor. Dağıtımımız tüm ilçelerde devam ediyor. Mersin halkımızdan aldığımız bu geri dönüşle aslında ne kadar büyük bir ihtiyacı da karşıladığımızı gösteriyor. Büyük bir memnuniyetle bu dayanışmayı güçlendiriyoruz. Bizler de un katkısı projesiyle ‘Hamurumuzda Dayanışma Var’ diyoruz ve vatandaşımıza un desteği sunmaya devam ediyoruz” sözlerine yer verdi. Silifke Koordinasyon Merkezi’nde çalışan Nurcan Tözten, “Un dağıtımı için Silifke’de 88 mahallede yoksul ve yardıma ihtiyaç duyan kişilere ulaşmaya çalışıyoruz. Özveriyle, tek tek evleri gezerek vatandaşların durumlarına göre dağıtımlarımızı yapıyoruz. Gittiğimiz köylerde ihtiyacı olan aileleri kendimiz belirleyip veriyoruz” dedi. Memnuniyetin çok yüksek olduğunu vurgulayan Tözten, “Herkes çok teşekkür ediyor, Vahap Başkanımıza selamlarını gönderiyorlar. Dönüşleri çok güzel alıyoruz, herkes çok memnun. Herkes devamını istiyor” ifadelerine yer verdi. Borlukan: “Büyükşehir’in; Tarsus’un arkasında olduğunu biliyoruz” Tarsus’un dezavantajlı bölgelerinden Mithatpaşa Mahallesi Muhtarı Muhittin Borlukan ise mahalle olarak Büyükşehir Belediyesi’nden birçok hizmet aldıklarının altını çizerek, “Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin her zaman mahallemin ve Tarsus’un arkasında olduğunu biliyoruz. Un dağıtımı olsun, koli dağıtımı olsun, yol yapımı olsun her şeyden faydalanıyoruz” dedi. Silifke Koordinasyondan arandığını ve ardından ihtiyaç sahiplerini Büyükşehir’e bildirdiğini söyleyen Gündüzler Mahalle Muhtarı Mahmut Yel, “Kendileri gelerek ihtiyaç sahiplerine unu verdiler. Mahalleli çok memnunum. Ben böyle şeyleri çok seviyorum. Başkanımız bu yardımları yapıyor, teşekkür ederiz” diyerek, mahallesi adına da teşekkür etti. Aliefendioğlu Mahallesi Muhtarı İbrahim Işık ise gıda kolisi ve un paketlerinin aile bütçelerine destek olduğunu vurgulayarak, “Bu destekler ihtiyacı olan vatandaşlar için çok güzel bir destek. Şu an 10 kilo un bir ay destek demektir. Vahap Başkan’a çok teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. Yurttaşlar yapılan yardımlardan memnun 3 çocuğu engelli olan ve Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal yardımlarından faydalanan Gülay Akar, “Desteklerinizi memnunlukla karşılıyorum. Bizler her zaman sizlerden razıyız. Bize her zaman gıda kolilerini ve erzakları gönderiyorlar, bizler de yiyoruz. Biz şöyle düşünüyoruz; bizler kum tanesiyiz, kum taneleri birleşirse dağ olur” şeklinde konuştu. Tarsus’a bağlı olan ve ovada yer alan Aliefendioğlu Mahallesi’nden Şenay Manay da sosyal hizmetlerin yanı sıra Büyükşehir Belediyesi’nin bütün çalışmalarından çok memnun olduğunu belirterek, “Ben Vahap Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Kendisini çok seviyoruz, iyi ki var, inşallah hep hayatımızda var olur. Eksiğimizi tamamlayan bir gıda yardımı yollamış. Yalnız un değil, her şeyimizi gönderiyor. Ben 27 senedir bu köydeyim, yollarımız çok berbattı. Yollarımız da çok güzel oldu” dedi. Büyükşehir ekiplerinin teslim ettiği un ile hemen hamur yoğurmaya başlayan Figen Denli de börekten ekmeğe kadar çok çeşitli yiyecekleri pişirdiklerini kaydederek, “Vahap Bey’in, bize çok yardımları oluyor, çok teşekkür ediyoruz. Bu un çok kaliteli, çok güzel bir un. Çok da memnunuz. Yardımlarının da devamını diliyoruz” diye konuştu. Eşinin vefatının ardından küçük bir alanda çiftçilik yaparak 3 çocuğunu okutmaya çalıştığını söyleyen Güldane Büyükgökçe, “Destekler hoşuma gitti. Muhtarımıza ihtiyaçlarımızı söylüyoruz. Onun aracılığıyla bize böyle yardımlar geliyor” dedi. Desteklerin devamını beklediklerini söyleyen Büyükgökçe, “Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Elini üzerimizden çekmesin” sözlerine yer verdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.