SON DAKİKA
Hava Durumu

#Milli Eğitim

Porsuk Haber Ajansı - Milli Eğitim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Milli Eğitim haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

MESEM Programı Amasız ve Fakatsız, Derhal İptal Edilmelidir Haber

MESEM Programı Amasız ve Fakatsız, Derhal İptal Edilmelidir

Emek Partisi ve Emek Gençliği tarafından kısa adı MESEM olan Mesleki Eğitim Merkezleri raporu ile ilgili olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamada MESEM Programı ile ilgili rapor sonuçları paylaşılırken programın da iptali için çağrıda bulunuldu.Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; ''Bugün Emek Partisi ve Emek Gençliği olarak hazırladığımız Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) raporunun sonuçlarını sizlerle paylaşmak için buradayız. Bu rapor, eğitim hakkının nasıl yok edildiğini, eğitimin sistematik olarak ticarileştirilip sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir yapıya dönüştürüldüğünü, çocukların MESEM eliyle nasıl ucuz emek gücü olarak sömürüldüğünü gözler önüne seriyor. 2002’den bu yana sürdürülen eğitim politikalarıyla gençler, beceri geliştirmekten uzak ve bilim dışı içeriklerle kuşatılmış, kapitalistlerin ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamaya hizmet eden bir eğitim anlayışına mahkûm edilmiştir. MESEM programı da çocuk emeğinin sömürülmesini “yasal” bir eğitim programıyla meşrulaştırarak her yaştan öğrenciyi ağır çalışma koşullarına sürüklüyor. Adeta "eti de kemiği de sizin" denilerek, çocukların sağlıkları, çocuklukları ve gençlikleri sermayenin kâr hırsına feda ediliyor. MESEM programı, küçük ve orta ölçekli işletmelerden Türkiye’nin en büyük sermaye gruplarına kadar geniş bir kesimin ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamak için yürürlüğe konulmuştur. Haftanın 4 günü işyerinde, sadece 1 günü okulda teorik eğitim alan öğrenciler, düşük ücretlerle çalıştırılıyor. Hatta patronların çoğu bu mevzuata uymuyor, MESEM öğrencileri pek çok işletmede haftanın 6 günü, 7 günü çalıştırılıyor. Ücretlerin işsizlik sigortası fonundan karşılanması ise bu programı sermaye için “bedava iş gücü” haline getiriyor. Emekçi aileler, ekonomik zorunluluklar nedeniyle ve mesleki gelecek beklentisiyle çocuklarını bu programa yönlendirmek zorunda kaldığını ifade ediyor. MESEM’lerde çalışan çocuk işçilerle yapılan görüşmeler ve sahadan elde edilen verilerle hazırlanan bu rapor, tek adam rejiminin eğitim politikalarına karşı parasız, bilimsel ve demokratik eğitimi savunan kesimlere aynı zamanda bir mücadele çağrısıdır. Raporumuzda MESEM’lerin en temel sorunlarını ortaya koyuyoruz: Alınmayan işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri, denetimsizlik, sermayeye aktarılan kaynaklar, yolsuzluklar ve usulsüzlükler. Görünüşte ışıltılı bir eğitim modeli olarak sunulan MESEM’ler, aslında okul yönetimlerine ve öğretmenlere MEB tarafından yapılan baskılarla öğrencilere zorla dayatılıyor ve özendiriliyor. Öğrenciler, okul yönetimleri ve öğretmenler aracılığıyla kendilerine “Üniversite okuyanlar da işsiz” denilerek “MESEM’e gidin” çağrısı yapıldığını söylüyor. Raporumuz MESEM’lerde yaşanan üç temel sorunu öne çıkarıyor. Son 11 yılda en az 754 çocuk işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. 2023 yılında ise MESEM kapsamında çalışan 9 çocuk işçi yaşamını yitirdi. Bu çocukları iş cinayetlerine sürükleyen koşullar gün gibi ortadadır; uzun çalışma saatleri, yetersiz güvenlik önlemleri ve patron baskısı... MESEM öğrencilerin mesai saatleri çoğu zaman ihlal ediliyor, patronların keyfi kararlarına göre çalıştırılıyorlar, tatil ve dinlenme hakları dahi gasp ediliyor. Ayrıca, bugün MESEM öğrencilerinin büyük bir kısmı, meslek edinmekten ziyade, ailelerinin geçimine katkıda bulunmak zorunda kaldığı için bu programa kaydoluyor. Aldıkları ücret ise ne kendilerinin ne de ailelerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Kendi ilgi alanlarına yönelmekten, sosyal-kültürel ihtiyaçlarını karşılama imkanlarından yoksun bırakılmış öğrenciler için insanlık dışı koşullarına rağmen MESEM’ler “tek çare” olarak görülüyor. MESEM programının “mesleki eğitim” iddiası, bakanlığın yalanlarının aksine bir iddiadan ibarettir. Bu programın mesleki eğitimle hiçbir ilgisi yoktur! Öğrenciler, işyerlerinde fiilen bir işçi gibi çalıştırılıyor ve mesleki eğitimden koparılıyor. Eğitimcilerin desteğinden yoksun, iş kazalarına maruz kalıyor ve hatta fiziksel şiddet, dayak ve taciz gibi sorunlarla karşılaşıyorlar. Raporumuz, çocukların ve gençlerin en ağır, aşağılayıcı ve güvencesiz yaşam koşullarına nasıl sürüklendiğini birçok yönüyle gözler önüne seriyor. Bu nedenle, çocuk emeği sömürüsüne karşı her yaştan işçi, emekçi, aydın, akademisyen ve eğitim emekçilerine bu çağ-dışı programa karşı mücadelede birleşme çağrısı yapıyoruz. Çocuklarımızın, sıra arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin geleceğini sermayenin insafına bırakmayacağız! MESEM programı tek adam yönetimi ve temsilcisi olduğu sermaye sınıfının mesleki eğitime yönelik politikalarının geldiği aşamanın en somut göstergesidir. Mesleki eğitim, iktidar ve sermaye ortaklığında oyuncak edilmiş, sermaye örgütlerinin emri ve isteği neyse ona göre şekillenmiştir. Şimdi, bu mesleki eğitim politikaları ortaokullara doğru genişletiliyor, Milli Eğitim Bakanlığı, meslek liseleri bünyesinde “mesleki ortaokullar” ve “zanaat atölyeleri”nin açılacağını müjdeliyor! MESEM programı başta olmak üzere mesleki eğitime yönelik her karar, sermaye örgütlerinin “sömürü cenneti Türkiye” hayalinin adım adım hayata geçirilmesinin aracı haline getiriliyor. Biz Emek Gençliği ve Emek Partisi olarak, gençleri ve çocukları bu sömürü düzenine mahkûm eden programa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Çağrımız nettir: MESEM programı amasız ve fakatsız, derhal iptal edilmelidir. Öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap verecek uygulama ve bilim odaklı, nitelikli mesleki eğitim sağlanmalıdır. Öğrencilerin örgün eğitime devamını sağlamak için gerekli adımlar atılmalı ve her yurttaşın en temel hakkı olan eğitime erişimini güvence altına almak amacıyla, ihtiyacı olan tüm öğrencilere burs desteği verilmelidir.''

22 Yıl Sonunda Okul Kapısında Güvenlik, İçeride Temizlik Yok! Haber

22 Yıl Sonunda Okul Kapısında Güvenlik, İçeride Temizlik Yok!

TBMM’de Öğretmenlik Meslek Kanunu görüşmelerinde söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, 22 yıllık AKP iktidarının eğitim politikasını topa tuttu. TBMM’de eğitimde yaşanan sorunlar ile eğitim emekçileri ve öğrencilerin taleplerine dikkat çeken Çakırözer, “2024 Türkiye’sinde 22 yıllık iktidarın okulları getirdiği durum ortada! Kapıda güvenlik yok, içeride temizlik, hijyen yok. Öğrenciler, veliler, öğretmenler ellerinde bez, süpürge sınıf temizliyor, tuvalet temizliyor. Evlatlarımızın en temel ihtiyacı olan beslenme, temizlik, güvenlik ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan, eğitim emekçilerimizi güvencesizliğe, yoksulluğa mahkûm eden bir eğitim sistemiyle dünyayla rekabet edemeyiz. Bu temel sorunları çözmeyen hiçbir kanunun ülkemize, geleceğimize faydası olamaz” dedi. 9 BAKAN DEĞİŞTİ! HER BAKANLA EĞİTİM YAZBOZ TAHTASINA DÖNÜŞTÜ Geçtiğimiz yasama döneminde TBMM’de görüşmelerine başlanan ve eğitim emekçilerinin, sendikaların itirazları sonrası geri çekilen Öğretmenlik Meslek Kanunu hiçbir değişiklik yapılmadan yeniden Meclis’e geldi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer kanun görüşmelerinde söz alarak eğitim emekçileri ile milyonlarca öğrencinin eğitim alanında yaşadığı sıkıntıları gündeme getirdi. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 1,2 milyon eğitim emekçisi ile 17 milyon öğrencinin eğitim hakkını ilgilendiren hayati bir düzenleme olduğuna dikkat çeken Çakırözer, “ Ama bu düzenleme maalesef ne öğretmenlerimizin ne evlatlarımızın ne de onların ailelerinin talep ve beklentilerini karşılamaktadır. 22 yıllık iktidarınızda 9 bakan değiştirdiniz, gelen her Bakanla eğitim yazboz tahtasına dönüştürüldü. AKP'nin bu iş bilmezliğinin bedeli ise ülkemizin yarınları evlatlarımıza, ailelerine ve özveriyle çalışan eğitim emekçilerimize ödetildi. İşte, şimdi de öğretmenlerimizle, eğitim bileşenleriyle tartışmadan, dayatmayla Meclis’e getirdiğiniz bu metinle de ödetilmeye devam edecek” dedi. “ÖĞRETMENLERİN DİPLOMASINI ÇALMA PROJESİ” “Bu teklif asla bir Meslek Kanunu değildir. Ya nedir? Atamadığınız yüz binlerce öğretmenin diplomasını çalma projesidir” diyen Çakırözer şunları söyledi: “İşte, üzerine söz aldığım 29'uncu maddede bahsi geçen Millî Eğitim Akademisi tam da budur. Siz bu kanunla eğitim fakültesini bitirmiş, diplomasını almış ve hatta KPSS'yi de kazanmış yüz binlerce öğretmene ‘Sen öğretmen değilsin’ diyorsunuz. Eğitim fakültelerini değersizleştiriyorsunuz. Öğretmenlik hayali kuran gençlerin geleceğini çalıyorsunuz. ‘Benim adamım değilsen öğretmen olamazsın’ diyorsunuz. Öğretmenlik mesleğini sadece Bakanlığın belirleyeceği hazırlık eğitimine dayandıran bu anlayışı öğretmenler reddediyor, eğitim sendikaları reddediyor, biz de kabul etmiyoruz. Nasıl ki kursla doktor, avukat yetiştirilemezse evlatlarımızı geleceğe hazırlayacak olan öğretmenler de kursla yetiştirilemez.” “ÖĞRETMENLERE İTİBARSIZLAŞTIRMA, AYRIMCILIK SÜRÜYOR” Öğretmenlerin, eğitim sendikalarının Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı günlerce direndiğini ancak uyarı ve talepler dikkate alınmadan teklifin aynı şekilde Meclis’e getirilmesine tepki gösteren Çakırözer, görüşmelerde şunları söyledi: “Öğretmenler günlerce bu kanuna karşı Meclis kapısında direndi, uyardı. Ne dediler? ‘Ekonomik sorunlarımıza çözüm üretmeyen, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı, eşitsizliği derinleştiren bu teklifi istemiyoruz’ dediler. Kanunu geri çektiniz, üç ay beklediniz, aynen geri getirdiniz. İktidarınızda itibarsızlaştırdığınız öğretmenlik mesleğinin saygınlığı için tek bir adım yok. ‘Ücretli, sözleşmeli, uzman öğretmen, başöğretmen’ ayırımcılığı aynen sürüyor.  Özel okul öğretmenlerinin çaresizliği yine görmezden geliniyor. Sayıları yüz binleri bulan KPSS mağdurlarının, engelli öğretmenlerin, norm kadro sözü verilen PDR'cilerin, mağduriyet yaşayan depremzede öğretmenlerin hiçbirisi bu kanunda yok.” “22 YIL SONUNDA OKUL KAPISINDA GÜVENLİK, İÇERİDE TEMİZLİK YOK” “2024 Türkiye’sinde 22 yıllık iktidarın okulları getirdiği durum işte ortada: Kapıda güvenlik yok, içeride temizlik yok, hijyen yok. Öğrenciler, veliler, öğretmenler ellerinde bez, süpürge sınıf temizliyor, tuvalet temizliyor. Genel Başkan Yardımcımız Suat Özçağdaş milletvekillerimizle, sendikalarla yaz boyu il il gezdi, uyardı. Üç ay beklediniz, hiçbir önlem almadınız. Şimdi ise kadrolu, güvenceli personel istihdam etmek yerine İUP, TYP adı altında yine emek sömüren geçici önlemlerle sorunu geçiştirmeye çalışıyorsunuz. Taşımalı eğitim gören köy çocuklarının servislerine tasarruf diye göz diktiniz. Evlatlarımızı yatılı okullara, aileleri köyden göçe mahkûm ettiniz. Çocuklarımıza bir öğün yemeği çok gördünüz. Okullarda bir tost 70 liraya satılırken siz günlük 3 lira yardım yapmakla övünüyorsunuz. Sizin beceriksizliğiniz yüzünden, okulların ihtiyaçları velilerden bağış adı altında zorla toplanan paralarla karşılanmak zorunda. Veliler ile öğretmeni, okul yönetimini karşı karşıya getirdiniz. Birleştirilmiş okullarda otuz dakikalık derslerle çocuklarımız bir yılını kaybediyor. Her yıl ağırlığı kız evlatlarımız olmak üzere on binlerce çocuğumuz eğitimden kopuyor.” “BİLİMSEL, ÇAĞDAŞ, LAİK EĞİTİM MÜCADELEMİZ SÜRECEK” “Bu sorunlar çığ gibi büyürken siz ne yapıyorsunuz? ÇEDES'lerle, cemaat ve tarikatlarla yapılan protokollerle evlatlarımızı bilim yolundan koparma, zihnini karartma peşindesiniz. Bakanlıkta ve taşra teşkilatlarımızda tarikatçı kadroları yayma peşindesiniz. Evlatlarımızın en temel ihtiyacı olan beslenme, temizlik, güvenlik ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan, eğitim emekçilerimizi güvencesizliğe, yoksulluğa mahkûm eden bir eğitim sistemiyle dünyayla rekabet edemeyiz. Bu temel sorunları çözmeyen hiçbir kanunun ülkemize, geleceğimize faydası olamaz. Tüm bu zorluklara rağmen mesleğinin onuruna, evlatlarımızın geleceğine sahip çıkan, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği gibi fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmeyi kendine görev bilen tüm cefakâr, vefakâr öğretmenlerimizi yürekten selamlıyorum. Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi olarak çağdaş, demokratik, laik ve bilimsel eğitim sistemi mücadelemizi onlar için sonuna kadar kararlılıkla yürüteceğiz.”

Ankara Büyükşehir Haftasonu 48 Okulu Temizledi Haber

Ankara Büyükşehir Haftasonu 48 Okulu Temizledi

Ankara Büyükşehir Belediyesinin, Başkentteki ilk ve orta dereceli okullar ile liselerde başlattığı temizlik seferberliği devam ediyor. “Temiz Okul, Sağlıklı Gelecek” projesi kapsamında; toplam 29 bin 371 öğrencinin öğrenim gördüğü 48 okulun 1212 dersliği, 208 personel ve 44 araçla temizlenip dezenfekte ve ilaçlama çalışmaları yapılarak yeni haftaya hazır hale getirildi. Ankara Büyükşehir Belediyesinin öğrenci dostu bir Başkent için eğitim ortamlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmaları devam ediyor. Tasarruf tedbirleri kapsamında okullarda temizlik hizmetlerinin sınırlandırılmasıyla ortaya çıkan temizlik hizmeti sorununa çözüm getirmek için seferber olan Büyükşehir Belediyesi, “Temiz Okul, Sağlıklı Gelecek” projesiyle başkentteki okullara destek vermeyi sürdürüyor. TOPLAM 48 OKULUN 1212 DERSLİĞİ TEMİZLENDİ Ankara Büyükşehir Belediyesi, yeni hayata geçirdiği uygulamayla okullara hem temizlik malzemesi sağlıyor hem de hafta sonları belediyeye bağlı temizlik ekipleriyle talep gelen okullarda temizlik hizmeti sunuyor. Başkentte yaşayan öğrencilerin sağlıklı ve hijyenik bir ortamda eğitim almasını amaçlayan Büyükşehir Belediyesi, proje kapsamında 28-29 Eylül tarihlerinde; Yenimahalle, Çankaya, Mamak, Sincan, Keçiören, Altındağ, Pursaklar ve Etimesgut ilçelerinde 29 bin 371 öğrencinin öğrenim gördüğü toplam 48 okulun 1212 dersliğini, 208 personel ve 44 araçla temizleyip dezenfekte ve ilaçlama çalışmaları yaparak yeni haftaya hazır hale getirdi. Büyükşehir Belediyesinin okulların temizlik taleplerini almaya başlamasının ardından yoğun ilgi gören hizmetten yararlanmak isteyen toplam 271 okuldan 113’ü ise çeşitli sebeplerle talebini geri çekti. MALZEME VE HİZMET DESTEĞİ İÇİN ONLİNE BAŞVURU Projeden faydalanmak isteyip başvuruda bulunan tüm okullara hem temizlik malzemesi sağlanıyor hem de hafta sonları belediyeye bağlı temizlik ekipleriyle okullarda temizlik hizmeti sunuluyor. Okullar, temizlik malzemesi talebi için; “https://forms.ankara.bel.tr/okul-temizlik”, hafta sonu temizlik hizmeti için ise “https://forms.ankara.bel.tr/temizlik-hizmeti” adreslerinden form doldurabiliyor.

Okullarda Kayıt Parası Gerçeğiyle İnsanımız Mağdur Durumda Haber

Okullarda Kayıt Parası Gerçeğiyle İnsanımız Mağdur Durumda

İYİ Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Gürol Yer düzenlediği basın toplantısında ülke ve şehir gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, okul kayıtlarının başlaması ile gündeme gelen kayıt parası sorununu gündeme getirdi. İYİ Parti Odunpazarı İlçe Yöneticilerininde katılım sağladığı basın toplantısında konuşan İlçe Başkanı Yer şu ifadelere yer verdi; ''Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tapu senedi Lozan Antlaşmasının 101 . yılı kutlu olsun. Aziz Atatürk ve İsmet İnönü ile bize bu cennet vatanı bırakanları huzurunuzda yad ediyorum. Lozan Bizim için hiç bitmeyecektir. Devamında 24 Temmuz 1995 te karanlık bir trafik kazasında kaybettiğimiz Batı Trakya Türklüğü lideri Dr Sadık Ahmet’i şehadet seneyi devriyesinde rahmet ile yad ediyor ve Tüm Türklere azadlık diliyor, Batı Trakya Türklüğünü muhabbet ile selamlıyoruz. Değerli Arkadaşlar, Sevgili Basın Emekçileri. Öncelikle belirteyim bir gün değil hayatın her gün ve anında, düşüncemizde, gönlümüzde olduğunuz beyanımızla, hatırlanma, hatırlatma, hissettirmeye vesile 24 Temmuz  Gazeteciler Günü ve Basın Bayramınızı kutluyorum. Sebep olsun ki 24 Temmuz 1908 de basından sansürün kaldırılıp gazetelerin sansür edilmeden yayın yapması üzerinden geçen sürenin kazanımlarının kayıplarından çok olması ve kazanımların sabit olması dileğimizdir. Sesimizin, niyetimizin ve çabalarımızın kamuoyuna duyurulmasında bizlere kattığınız değer, bunu yaparken yaşadığınız bin bir zorluk, harcadığınız emeği biliyoruz ve gerçekten sizleri seviyoruz. Israrla belirtelim bir gün değil her gün ve an düşüncemizdesiniz. Çalışmalarınızda kolaylıklar diliyor, tüm basın bileşenlerini, emekçilerini, görev uğrunda, görev başında şehit olan basın mensuplarını minnet, saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Değerli Basın Mensupları haftalık gündem ve güncel izlememiz devam ediyor. Geldiğimiz günde daima itirazcısı olduğumuz siyasetin ülkemizde ve şehrimizde iki kutup arasına sıkıştırılması ve insanımızın bu duruma mecbur edilmesini net olarak gözlemlemekteyiz. Uzun yılların biriktirilmiş, ötelenmiş sorunları yaşanan ağır ekonomik kriz, sığınmacılar, yolsuzluklar, yoksulluk, yandaşlara kıyaklar, adam kayırmalar, üç beş maaşlar konuşulmasın, gündem olmasın isteniyor. Yapay ve yönlendirilmiş gündemler Göbels taktikleriyle servis edilmekte ve bunların detaylandırılmasıyla kimse gerçekleri konuşmasın, düşünmesin istenmektedir. Bu yapılırken aradan alınan bazı sözler üzerinden yangın çıkarılmakta ve niyet gerçekleştirilip yapay gündem aktörlerince çok güzel uygulanmaktadır. Biz İyi Parti olarak başından beri bu iki kutba itiraz ettik. Bu yolda bedel ödedik, ödemeye devam ediyoruz ve edeceğiz. Bunun çok iyi farkındayız. Geri adım atmadık, atmayacağız, başımızı eğmedik eğmeyeceğiz ne dediysek onu uygulayacağız ve duruşumuzu bozmadan söylenmesi gerekeni söyleyip, haklının, mağdurun, mazlumun ve doğrunun yanında durmaya onurla gururla devam edeceğiz. Değerli Basın Mensupları biliyorsunuz sizlerle her irtibatımızda mutlaka içerikte bir şekilde olan sabit bir kurum ve sistemimiz var. Milli Eğitim… Bu hafta yine gerçek hayatta yaşanan ve can yakan bir konuyu tespitlerimiz ile vasıtanızla paylaşmak istiyoruz. Son günlerde okul kayıtlarının başlamasıyla ilk ve ortaokullar özelinde şehrimizdeki okullarda bir kayıt parası furyası ve piyasası gerçeğiyle insanımız oldukça mağdur durumdadır. Adrese dayalı kayıt hak edilmiş okullar, kura sonucu kayda hak kazanılmış olanlarda dahil olmak üzere insanlarımızca Milli Eğitimin yanlış ve yanlı uygulamaları neticesinde dengesi bozulan okul tanınırlığı ve tercih algısıyla okullara kayıtta velilerden okul aile birliklerince oldukça uçuk rakamlar talep edilmekte ve ısrarla istenmektedir. Yani tam anlamıyla konu ticari bir duruma net olarak getirilmiştir. Bu noktada Gökmeydan Mahallemizde bir ortaokula adrese dayalı kayıtta kendisinden önce malzeme devamında 2bin 500 Lira ücret istenen bir vatandaşımızın sosyal medya üzerinden yazdıklarını sizinle paylaşmak istiyorum… Devamında konuyu ilerlettiğimizde şehir merkezindeki bir okulumuzda ana sınıfı kaydı için 6 bin 700 lira, Yine buraya Yakın bir ortaokulda Adrese dayalı sistemin yönlendirdiği öğrencinin velisinden 3 bin Lira talep edilmiş ve paranın okul aile birliğine ödenmemesi durumunda kaydın yapılamayacağı bizzat okul müdürünce veliye söylenmiştir. Tam gün eğitim veren ve noter kurası ile kayıt hakkı kazanılan bir devlet okulunda kayıt ücreti 25 bin liradır ve bu ücret yatırılmadan kurada çıkan öğrencinin kaydının yapılamayacağı ve hakkını kaybedeceği söylenmiştir. İddia olarak pek çok okul ve uçuk rakam zikredilmektedir ancak bizim teyit ettiklerimiz sizinle paylaştıklarımızdır, Tespit olacakların devamının bu basın açıklamasından sonra geleceğine oldukça eminiz. Bu uygulama yapılırken velilere söylenen ise; hep okul giderleri, bakım ve tadilat için ödenek yok, buralara kullanılacak şeklindedir. Şimdi biz İyi Parti Odunpazarı Teşkilatı olarak inanın adını bile bilmediğimiz, var mı yok mu belli olmayan, bulvar manzaralı odasında deri koltukta oturan Sayın İl Milli Eğitim Müdürüne soruyoruz. Lütfen cevap verin, bu yapılanlar hak mıdır. Hani eğitim anayasal haktı? hani eğitim ücretsizdi? Hani her bireye eşitti? Hani kendilerinin bağlı olduğu siyasi irade Türkiye’yi değiştirmişti. Gündelik kazancı olan bir veli,10 bin lira emekli maaşı olan bir veli, 17.002 lira asgari ücret alan bir veli bu bağış adı altında istenen rakamları nasıl verecek yada onun çocuğunun hak ettiği okulda eğitim hakkı yok mudur? Bu konuya hangi siyasetçi, hangi milletvekili, hangi bürokrat cevap verecekse buyursun bekliyoruz. Kendi çocukları özel okullarda ayrıcalıklı eğitim alsın. Garibanın çocuğu parası varsa kaydı yapılsın üstelik hak ettiği okula parası yoksa yazılamasın! Yazıklar olsun diyoruz ve buradan kamuoyuna sesleniyoruz. Bu konu ve yarattığı mağduriyet bir yönetimsel yanlış ile hatanın ürünüdür, sorumlusu siyasettir, siyasi iktidardır. Milli Eğitim bütçesinden başka kanallara aktarılan milyarlarca lira Milli Eğitime bağlı okullarda okuyan garibanın çocuğunun hakkıdır ama mevcut zihniyet bu hakkı bile gasp etmektedir diyoruz kamuoyunun konuya dikkatini çekiyoruz.''

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.