SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ömer Fethi Gürer

Porsuk Haber Ajansı - Ömer Fethi Gürer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ömer Fethi Gürer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Et Gramla Satılıyor, 200 TL 1 Kilo Tavuk Kanat Etmiyor Haber

Et Gramla Satılıyor, 200 TL 1 Kilo Tavuk Kanat Etmiyor

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer son günlerde yeniden artan et fiyatlarını Kasap İsmail Güçlü, ile konuştu. Gürer, "Ramazan öncesi durgun görünen fiyatlar, son günlerde Türkiye genelinde arttı. Vatandaş artık eti gramla alıyor" dedi. Güçlü ise, "1 kilo kuşbaşı, bir günlük yevmiyeye eşit. İnsanlar artık 400-500 TL'lik et alabiliyor" ifadelerini kullandı. NAKLİYE, ELEKTRİK, KİRA... HEPSİ FİYATLARI YÜKSELTİYOR CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, et fiyatlarındaki artışın arkasındaki nedenleri besiciler ve kasaplarla görüştüğünü belirtti. Gürer, “Girdi maliyetlerindeki artış et fiyatlarına yansıdı. Kasap arkadaşlarla konuştuğumda, 'Nakliye gideri var, elektrik gideri var, kira gideri var, işçiliği var' diyorlar. Kendilerine göre haklılar. Hayvancılık yapanlar da 'Yem fiyatları sürekli artıyor' diye şikayet ediyor. Dövizdeki oynaklık, yem fiyatlarını da yükseltiyor. Vatandaşta, ‘Gelirimiz düşüyor. Zamlar karşısında dayanacak hal kalmadı’ diyor” dedi. Kasap İsmail Güçlü ise üreticinin en büyük sorununun yem fiyatları olduğunu vurgulayarak, "Kur yükseldikçe yem fiyatları artıyor. Tonajlı sipariş gelince canlı hayvanın fiyatı da anında yükseliyor. Böylece vatandaşın alım gücü düşüyor" dedi. ET VE SÜT KURUMU'NUN HAYVANLARI PİYASAYA DAĞILMIYOR Gürer, Et ve Süt Kurumu'nun piyasaya sattığı hayvanların fiyatları düşürmediğine dikkat çekerek, "Et ve Süt Kurumu’nun getirdiği hayvanlar piyasaya verildiğinde, piyasa neden düşmüyor?" diye sordu. Kasap Güçlü, Et ve Süt Kurumu tarafından etlerin piyasaya dağıtılmadığını belirterek, "Et ve Süt Kurumu’ndan gelen hayvanların hiçbiri piyasaya dağılmıyor zaten. Göstermelik belli bir miktar, belli vatandaşa veriliyor. Kuyruk oluşuyor, 50-100 kişilik. O etler stoklarla sınırlı; bir kilo, iki kilo veriliyor. Hiçbiri esnafa gitmiyor. Belli başlı firmalar, insanlar alıp çıkıyor." diye konuştu. PİRZOLA LÜKS OLDU, 1 KİLO KUŞBAŞI BİR GÜNLÜK YEVMİYE Kasap İsmail Güçlü, son bir haftadaki fiyat artışlarına değinerek, "Niğde’de Dana yağsız kıyma 600 lira, az yağlısı 500 lira. Kuzu-dana karışık 650 lira. Dananın kesim fiyatı bir hafta önce 375-390 liraydı, şimdi 435 lira. Pirzola 800 liraya çıktı, pirzola artık bayağı lüks oldu. Biftek 750 lira, dana kıyma 500 liraya yükseldi. Kuzu kuşbaşı 575 liradan 700 liraya çıktı. Yani 1 kilo kuşbaşı, bir günlük yevmiyeye eşit. Çorbalık kemiğin kilosu 100 lira. Eskiden 100 liraya 1 kilo et alınırdı, şimdi 1 kilo kemik alınabiliyor." CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ramazan başına göre %20-25'lik bir artış olduğunu belirterek, "Vatandaş artık eti kilo ile değil, gramla alıyor" ifadesini kullandı. TAVUK DA ARTIK UCUZ DEĞİL, TAVUK KANAT 200 LİRADAN FAZLA Kasap Güçlü, kırmızı et fiyatlarındaki artışın tavuğa da yansıdığını belirtti. İsmail Güçlü, "Kırmızı ete zam gelince tavuğa talep artıyor, bu sefer ona da zam geliyor. Şu anda tavuğun kilosu 125 lira, daha önce 100 liraydı. Kanat ise 200 liradan fazla. Türkiye'nin en büyük banknotu (200 TL), 1 kilo tavuk kanat etmiyor." dedi. ÇÖZÜM YERLİ ÜRETİM VE MERA HAYVANCILIĞI Kasap İsmail Güçlü, "Dışarıdan hayvan getirmek çözüm değil. Kendi üretimimizi yapmalı, mera hayvancılığına dönmeliyiz" diyerek sürecin nasıl iyileştirilebileceğini anlattı: "Büyükbaş hayvanlar kapalı beside 1 yıl besleniyor. Üretici sabah 5’te kalkıp yemini veriyor, suyunu veriyor, altını temizliyor. Büyük emek var. Ama artık kâr marjı da kalmadı. Kışın onlarca üreticinin koyunu, kuzusu öldü. Devlet belli bir düzenleme yaparsa, fiyatlar düşer." Gürer’in "Vatandaş ucuz eti ne zaman yiyecek?" sorusuna ise Güçlü’nün yanıtı net oldu: "Üretim zincirini kendimiz karşılarsak fiyatlar düşer. Mücadele ederlerse olur." TÜRKİYE'DE ET TÜKETİMİ UKRAYNA'NIN DA GERİSİNDE Türkiye'de kişi başı et tüketimi, OECD ve Avrupa Birliği ortalamalarının oldukça gerisinde kalırken, savaşın gölgesindeki Ukrayna'nın bile altında seyrediyor. Buna rağmen, et fiyatlarındaki artışın önüne geçilemiyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, " Ülkemizde kişi başına düşen et ortalaması, OECD ve Avrupa Birliği ortalamasının gerisinde kalırken, savaştaki Ukrayna’nın dahi altında yer alıyoruz. Buna rağmen, et tüketimi düşük seviyelerde olmasına karşın fiyatlar artmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu. HAYVANCILIK POLİTİKALARINDAKİ YANLIŞLAR İTHALATLA SORUNLARI DERİNLEŞTİRDİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvan ithalatının Türkiye'nin et ve hayvancılık sorunlarını çözmek yerine derinleştirdiğini ifade etti. "İlk et ve hayvan ithalatı 2010 yılında başladı. Her Bakan, üç yılda ithalatın sona ereceğini söyledi ancak 2010-2025 yılları arasında toplamda 10 milyon ithal hayvan getirildi ve yaklaşık 12 milyar dolar yurt dışına aktarıldı" dedi. Mevcut büyükbaş hayvan varlığının yarıdan fazlasının ithal olduğunu belirten Gürer, "İthalat çözüm olmadı, yanlış hayvan politikaları ithalatçı lobiyi zenginleştirdi" ifadelerini kullandı. Türkiye'de et fiyatlarının yükselişine dikkat çeken CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, "2010 yılında kilosu 12 lira olan et, bugün raflarda 800 lirayı buldu. Ahır giderleri düşmeden, yem fiyatları durmadan, küçük aile tipi hayvancılığı yapanlar korunup desteklenmeden bu sorunlar çözülemez. İktidar süreci yönetemediği için et tüketmek dahi soruna dönüştü" dedi. Kasap İsmail Güçlü ise vatandaşın alım gücündeki düşüşe dikkat çekerek, "Vatandaşın alım gücü düştükçe et lüks hale geliyor. Üretici de, tüketici de mağdur" ifadeleriyle durumu özetledi. 2025 YILININ İLK İKİ AYINDA 485 MİLYON DOLARLIK CANLI HAYVAN VE ET İTHALATI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2025 yılının Ocak ve Şubat aylarında gerçekleştirilen ithalat verileri, hayvancılık sektöründeki dışa bağımlılığımızı gözler önüne serdi. Ocak ayında 41 bin 591 ton ağırlığında, 136 bin 50 baş büyükbaş hayvan ithal edilirken, bu ithalat için 214 milyon 150 bin dolar ödendi. Şubat ayında ise 28 bin 746 ton ağırlığında, 102 bin 98 baş büyükbaş hayvan ithalatı gerçekleştirildi ve maliyeti 154 milyon 364 bin dolar oldu. Aynı dönemde, 12 bin 393 ton kemikli ve kemiksiz et ithalatı için toplamda 81 milyon 314 bin dolar ödeme yapıldı. Ocak ayında 7 bin ton et ithalatına 46 milyon dolar, Şubat ayında ise 5.282 ton karkas et ve 47 ton kemiksiz et ithalatına 35 milyon 314 bin dolar harcandı. Böylelikle yılın ilk iki ayında toplamda et ve canlı hayvan için 485 milyon 142 bin dolar ithalat gideri oluştu.” dedi.

Tarım İşçisi Kadınların Yüzde 6'sı Sosyal Güvenceye Sahip! Haber

Tarım İşçisi Kadınların Yüzde 6'sı Sosyal Güvenceye Sahip!

Tarım kesiminde çalışan kadınların sorunlarının araştırılması için CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer TBMM Başkanlığına önerge verdi. CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer: “Türkiye'de tarım sektörü, istihdamın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Özellikle kırsal bölgelerde kadınlar, tarımsal üretimde kritik bir rol üstlenmektedir. Ancak bu alanda çalışan kadınların büyük bir kısmı ücretsiz aile işçisi olarak faaliyet göstermekte ve emeklerinin karşılığını maddi olarak alamamaktadır. Bu durum, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını engellemekte ve sosyal güvenceden yoksun bırakmaktadır.” dedi. TÜİK VERİLERİNE GÖRE KADINLARIN ÇOĞUNLUĞU ÜCRETSİZ AİLE İŞÇİSİ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer: “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, tarım sektöründe çalışan kadınların yaklaşık %80’i ücretsiz aile işçisi statüsündedir. Yani bu kadınlar, düzenli bir gelir elde edememekte, sigorta primleri ödenmemekte ve emeklilik haklarından mahrum kalmaktadır. Kadınlar, tarlada sabahın erken saatlerinden akşam geç saatlere kadar çalışırken, aynı zamanda ev içi sorumlulukları da taşımakta ve çift yönlü emek sömürüsüne maruz kalmaktadır. Tarımda çalışan kadınların büyük çoğunluğu sigortasızdır. Tarım işçisi kadınların yalnızca %6’sının sosyal güvencesi bulunmaktadır. Mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan kadınlar, erkeklere oranla %30-40 daha düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. Kadın işçiler, özellikle aile tarım işletmelerinde erkekler tarafından yönlendirilen karar mekanizmalarına dahil edilmemekte, ekonomik haklar konusunda baskıya maruz kalmakta ve kendi kazançlarını yönetme konusunda söz sahibi olamamaktadır.” dedi. ÜCRETSİZ AİLE İŞÇİSİ CHP’li Vekil Ömer Fethi Gürer: “Türkiye genelinde tarım sektöründe istihdam edilen 6 milyon 745 bin kişinin %51,8'i (3 milyon 496 bin kişi) ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır. Bu ücretsiz aile işçilerinin %73,7'sini (2 milyon 578 bin kişi) kadınlar oluşturmaktadır. Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınların büyük bir kısmı sosyal güvenlik sistemine dahil değildir. Bu durum, kadınların emeklilik, sağlık hizmetleri ve diğer sosyal haklardan mahrum kalmasına neden olmaktadır. Tarım sektöründe çalışan kadınların maruz kaldığı mobbing ve psikolojik taciz vakalarına dair spesifik istatistikler sınırlı olmakla birlikte, genel olarak Türkiye'de çalışan kadınların %40'ının işyerinde psikolojik tacize uğradığı belirtilmektedir. Bu oran, tarım sektöründe de benzer veya daha yüksek seviyelerde olabilir.” dedi. KADIN SİGORTALI OLMALI CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kırsala dönen genç ve kadınların sigortasının devlet tarafından karşılanmasını önerdiklerini belirtti. Gürer: “Ücretsiz aile işçisi statüsünün kaldırılması ve kadınların emeklilik haklarının güvence altına alınması için sosyal güvenlik sistemine dahil edilmesi, prim ödemelerinin devlet destekli olarak düzenlenmesi; kadın tarım işçilerinin örgütlenmesi ve sendikalaşmasının teşvik edilmesi; kadın emeğinin güvenceli hale getirilmesi için denetimlerin sıkılaştırılması ve tarım sektöründe asgari ücret uygulamalarının cinsiyet eşitsizliği gözetilmeksizin düzenlenmesi; kırsalda çalışan kadınlara yönelik eğitim ve farkındalık projelerinin artırılması; kadın tarım işçilerinin iş sağlığı ve güvenliği konularında desteklenmesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi; kadına yönelik ayrımcılıkla mücadele kapsamında tarım sektöründe mobbing ve psikolojik baskıyı önlemeye yönelik yasal düzenlemelerin getirilmesi amacıyla bu konuda Anayasa’nın 98., İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ederim.” dedi.

Bayram İkramiyesi, Bir Kurban Alacak Noktaya Erdirilmelidir Haber

Bayram İkramiyesi, Bir Kurban Alacak Noktaya Erdirilmelidir

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, emekli bayram ikramiyesine yapılan 1000 liralık artışı eleştirerek, "Bu artış, emeklinin geçim derdine çare olmaktan çok uzak" dedi. AKŞAM ATIŞTIRMALIĞI BİLE İKRAMİYEDEN PAHALI! CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, konuşmasında ilginç bir karşılaştırma yaparak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir açıklamasına atıfta bulunarak, "Sayın Cumhurbaşkanı, ‘“Her akşam yatarken manda yoğurdu tüketirim. Manda yoğurdu hakikaten kalitelidir, çok iyidir. Onun içine Medine hurması doğrarım, 3 tane ya da 5 tane. Ona çay kaşığı kadar kestane balı eklerim. Bir de içine yulaf ezmesi atarım. Bu dörtlüyü karıştırarak yerim.” diyor. Şu anda Ramazan Bayramı ikramiyesi, bu tarife iki gecelik ancak yetiyor. Biz de bu durumda piyasadaki fiyatları araştırmak istedik. Kestane balının kilo fiyatı 1700 lira, hurmanın kilosu ise 900 liradan başlıyor ve kaliteye göre değişiyor. Yulafın kilosu 125 lira, manda yoğurdunun kilosu 825 lira. Bunun yanı sıra, sarayda tüketildiği bilinen ve kurutularak tavsiye edilen ejder meyvesini de inceledik. Ejder meyvesinin bir adedi 650 liradan satılıyor. Daha küçük boyları ise 300 liradan başlıyor. Yani dün gece çıkarılan kanunla sağlanan 1000 liralık artışla, iki tane ejder meyvesi alınabiliyor.” dedi EMEKLİLER, TORUNLARINA HARÇLIK BİLE VEREMİYOR Gürer, artan hayat pahalılığının emeklileri nasıl vurduğunu şu sözlerle anlattı: “Emeklilerimiz gerçekten ciddi anlamda geçim sıkıntısı içindeler. Bayramda olsun yüzleri gülsün istedik. En az asgari ücret düzeyinde bayram ikramiyesi verilmesini önerdik. Bayram ikramiyesi verilmeye başlandığı ilk dönemde 1000 liraydı. O zaman 1000 lirayla bir kurbanlık koyun alınabiliyordu. Bugün, 1000 lirayla bir kilo et bile alınamaz hale geldik. Sürecin böyle olması, emeklilerin her gördüğümüz yerde bizlere dert yanmasını beraberinde getiriyor. Emekliler içine düşürüldükleri durumdan ciddi anlamda hem tepki gösteriyorlar hem de sıkıntı yaşıyorlar. Bu bayramda, emekliler torunlarına harçlık veremeyecekler. Harçlıktan vazgeçtik, bazı emekliler çocukları ve aile fertleri ile düzenledikleri bayram kahvaltılarından vazgeçtiler. “Misafir gelirse çok fazla gelmesin, aldığımız şekerle sınırlı idare edelim” düşüncesine geldiler. Bugün et alabilmek için sabahın erken saatlerinde Et ve Süt Kurumunun satış noktalarının önünde, uygun fiyatla bir kilo et alabilmek için sıraya giriyorlar. Son haftalarda et fiyatlarında %20 dolayında bir artış oldu. Kasaptaki et fiyatlarının artması, emeklinin kasabın önünden bile geçememesine neden oluyor.”  EMEKLİ MAAŞLARI AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALDI CHP'li vekil Ömer Fethi Gürer, emeklilerin mevcut maaşlarının açlık sınırının altında kaldığını vurgulayarak, acilen 15.000 liralık seyyanen zam yapılmasını talep ederek,"Emekliler için mevcutta verilmekte olan maaşlar, açlık sınırının altında kalmıştır. Emeklilerin maaşları artık alım gücünü karşılamıyor. Gıda açısından temel ihtiyaçlarını karşılamayı bırakın, elektrik, doğalgaz, kira ve ulaşım giderlerini bile ödemekte zorlanıyorlar. Bu nedenle, memur emeklileri de dahil olmak üzere tüm emeklilere acilen 15.000 liralık seyyanen bir zam yapılmalı. Açlık sınırının altında kalan emeklilerin yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik bir destek oluşturulmalıdır. Bayram ikramiyesindeki bu artış yeterli değildir. Daha önce ifade ettim, yine ifade ediyorum: 1000 liralık artış dişin kovuğuna bile gitmeyecek bir artıştır. Emekli bayram ikramiyelerinin Kurban Bayramı'na kadar artırılması gerekir. Çünkü emeklinin en azından bir kurban alabilmesi sağlanmalıdır. Ancak kurban fiyatlarını bugünden araştırdığımızda, bırakın emekliyi, asgari ücretle çalışan birinin bile kurban kesmesi mümkün değildir. Böyle bir durumda, kurban kesmenin önünde engel oluşturan bir siyasi iktidar bulunmaktadır.” dedi. KURBAN BAYRAMI'NA KADAR İKRAMİYE ARTIRILMALI Gürer, 1000 liralık artışın yetersizliğini vurguladı ve Kurban Bayramı öncesinde ikramiyenin asgari ücret düzeyine çıkarılmasını gerektiğini belirterek, “Kurban Bayramı'na yaklaşık 3 ay var. Bu süreç içinde, Kurban Bayramı için bir düzenleme yapılmalı ve Ramazan Bayramı’nda 1000 lira gibi komik bir artış verilen bayram ikramiyesi, Kurban Bayramı’nda asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. 2008 yılında emeklilerin aylık bağlama oranı %70'ten %40’lara düşürüldü. Bu süreç, emekli maaşlarında ciddi bir düşüşe yol açmıştır. Şu anda emekli olmak ve emekli maaşıyla yaşamak büyük bir sorun haline gelmiştir. Bu nedenle emekliliğini erteleyen çok sayıda kişi, “Nasıl geçineceğim de emekli olayım?” diye sormaktadır. Mutlaka emeklilerin intibak düzenlemesi dikkate alınarak, farklı dönemlerde emekli olanlar arasındaki maaş farkları eşitlenmeli ve mağduriyetler giderilmelidir. Defalarca söyledik, emeklilerin ilaç katkı payı dahi kaldırılmadı. Bu nedenle emekliler, açlık sınırının altında, gerekli olan gıdaya erişemeden yaşamlarını sürdürmek durumunda kalıyorlar. Ömürlerinin en güzel yıllarında çalıştıkları kurumlara prim ödeyen emekliler, bugün o primleri faize koysalar, aldıkları emekli maaşının en az iki katını gelir olarak elde edebilecek durumda olurlardı.” diye konuştu. KADEMELİ GEÇİŞ DÜZENLEMESİ BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇİRİLMELİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “EYT yasasının eksikliklerle çıkmasından dolayı da mağduriyetler yaşanmaktadır. Kademeli geçişin yanı sıra, prim gün sayısını az bir farkla kaçıranların mağduriyetleri de giderilmelidir. Ayrıca, zorunlu emeklilikle çalışmaları engellenen taşeron çalışanların sorunları da çözülmelidir.” dedi. İKTİDAR, EMEKLİNİN HALİNİ GÖRSÜN Ömer Fethi Gürer, sözlerini şöyle tamamladı: “EYT yasasının eksikliklerle çıkmasından dolayı da mağduriyetler yaşanmaktadır. Kademeli geçişin yanı sıra, prim gün sayısını az bir farkla kaçıranların mağduriyetleri de giderilmelidir. Ayrıca, zorunlu emeklilikle çalışmaları engellenen ve  taşeron çalışanların sorunları da çözülmelidir. Sonuç olarak, bayram ikramiyelerinin artırılmasının yanı sıra, emekli maaşlarının enflasyon karşısında korunması gereklidir. Emekliler, sağlıklı beslenme ve sosyal yaşamdan yoksun bırakılmamalıdır. İktidarı, bayram ikramiyelerini yeniden gözden geçirmeye ve Kurban Bayramı’ndan önce artırmaya davet ediyorum. Halkın içinde yaşamın hangi boyuta evrildiğini görmeyen bir siyasi anlayış, emeklilerin içine düştüğü durumdan haberdar değildir. Bu vesileyle, sarayda tüketildiği bilinen ejder meyvesi üzerinden bu değerlendirmeyi yaptım.”

Gürer: Haber

Gürer: "İklim Değişikliği Tarımı Zorluyor, Üretim Planlaması Şart"

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu kuraklık riskine dikkat çekerek, tarım sektöründe yaşanan sorunlara ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Gürer, “Ülkemiz ciddi bir kuraklık riski ile karşı karşıyadır. Ürün üretiminin yanında, meraların ot varlığı da kuraklıktan etkilenebilir. Bu durum yem fiyatlarının artışına ve üretim veriminde düşüşe yol açma riski taşımaktadır” dedi. ÇİFTÇİLERİN ÜRETİM TERCİHLERİ VE KURAKLIK  CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçinin üretim tercihini belirlerken alıştığı ürünü, önceden bildiği ürünü şartlar ne olursa olsun sürdürmek istediğini belirterek, “Çiftçilerimizin yüzde 74'ü bu bağımlılığına devam etmektedir. Yüzde 30'u alıcısı çok, satışı hızlı üründe; yüzde 30'u fiyatının yükseleceği tahmin edilen ürünü ekmekte karar kılmaktadır. Az su isteyen ya da kuraklık dikkate alınarak ekim yapan çiftçi sayısı yüzde 28'lerde kalmaktadır. Bu da kuraklık sürecinin doğru yönetilemediğini göstermektedir. Şeker pancarı gibi yüzde 57 sözleşmeli ekilen ürün, on çiftçiden ikisinde rastgele bir durumdur. Çiftçi için girdi maliyetine; iklimsel problemler, tarımsal hastalık ve zararlılar, sulama suyu yetersizliği, işçi sorunu, ürün pazarlaması, kredi geri dönüş sorunu eklenmiştir. Bitkisel üretim, bölgeler ve ekolojik şartlar değerlendirilerek yapılmalıdır. Bu, daha çok verim, daha az masraf ve daha az israf demektir. İklim şartları ve toprak özelliğine göre ekim-dikim planlamaları yapılmalıdır. Ürünler için taban fiyatı uygulamasına dönülerek, girdi maliyeti göz önüne alınmalı ve alım fiyatı değil, taban fiyat uygulanmalıdır. Hasat zamanında enflasyon farkı gözetilerek, çiftçi enflasyon karşısında korunmalıdır. GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN ÖNLEMLER ALINMALI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2022 Küresel Gıda Güvenliği Endeksi'nde Türkiye'nin 113 ülke arasında 49. sırada yer almasına dikkat çekerek, iklim değişikliği ve küresel gıda tedarik zincirlerindeki olası aksaklıkların gıda güvenliğini tehdit ettiğini belirtti. Gürer, üretim planlamasında gerekli tedbirlerin alınmaması halinde tarımsal üretim ve gıda erişiminde ciddi sorunların yaşanacağını vurguladı.  Ömer Fethi Gürer, “Gıda tedarik zincirinde oluşan sorunlar, küresel iklim değişikliği ve beklenmeyen afetler, başta gübre olmak üzere tarımsal girdilerde oluşan sorunlar, sürdürülebilir üretim ve erişilebilir gıda için çok ciddi yapılanmalara geçilmesini zorunlu kılmaktadır.” dedi. VERİLMEYEN DESTEK MİKTARI 1 TRİLYON 374 MİLYAR TL CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2007-2025 yılları arasında çiftçilere verilen desteklerin 493 milyar TL olduğunu açıkladı. Ancak, Tarım Kanunu'na göre aynı dönemde verilmesi gereken destek tutarının 1 trilyon 867 milyar TL olduğunu belirten Gürer, verilmeyen destek miktarının 1 trilyon 374 milyar TL'ye ulaştığını vurguladı.  Gübre fiyatlarının dövize bağlı olarak sürekli değişkenlik göstermesinin çiftçilerin karşılaştığı bir diğer büyük sorun olduğunu belirten Gürer, “ 2025 yılı için ayrılan destek 8 milyar 200 milyondur. ÇKS kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 300 bin olarak dikkate alındığında, kişi başına 3.000 TL civarında bir destek düşmektedir.” diye konuştu.  GİRDİ MALİYETLERİ VE DESTEK EKSİKLİĞİ Tarım sektörünün girdi maliyetleriyle mücadele ettiğini belirten  Ömer Fethi Gürer, şunları kaydetti: “2020 yılı amonyum sülfat gübre ton fiyatı 1.100 TL iken, şu anda 11.000 TL’den işlem görmektedir. DAP gübre 2020 yılında 2.140 TL/ton fiyat iken, 26.000 TL/ton işlem görmektedir. Üre gübre 2020 yılında 1.860 TL iken, 19.500 TL/ton işlem görmektedir. 20-20 gübre 2020 yılında 2.140 TL/ton iken, şu anda 17.200 TL/ton’dan işlem görmektedir. Gübre ve yem fiyatları yurt dışından geldiği için dövize bağlıdır. Döviz fiyatlarındaki hareketlenme, fiyat artışlarını da beraberinde getiriyor. Böyle olunca, hayvancılığın yüzde 70'i yemle yapıldığı için dövizdeki artış yeme yansıdığı zaman, hayvancılık yapanların yem alabilme olanağı sınırlı hâle geliyor. 50 kilogramlık süt yemi, 700 lira civarında bir fiyatla işlem görüyor. Gübrede de benzer durum yaşanmaktadır. Gübre fiyatları arttıkça daha az gübre kullanılmak zorunda kalınıyor. Gübre azaldıkça da verimli üretim düşüyor.” Dedi. 21 ÜRÜNDE ARZ AÇIĞIMIZ VAR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Türkiye'nin bazı ürünlerde arz açığı devam ediyor. Bakanlığın belirlemesine göre, 21 üründe arz açığı var. Arz açığı olan ürünlerin bir de gübreden dolayı verim kaybı yaşandığında, ithalata yönelik ihtiyaç daha fazla olacak. Dünya genelinde gıda tedarik edilebilen ülkelerin içinde bulunduğu koşullarda, özellikle kuraklık, küresel iklim değişikliğinin yarattığı sorunlarla dışarıdan ürün getirmekte problemler yaşanabileceği gibi fiyatlarda da artışların ortaya çıkması olası. ”dedi. Gürer, “Türkiye'nin öncelikle stratejik ürün dediğimiz buğday gibi, bitkisel hamlığın oluşumuna vesile olan ayçiçek gibi belli ürünlerde daha öncelikli politikalar oluşturulması ve bu açığın ortaya çıkmasını önleyici tedbirler alınması gerekiyor. Özellikle mazottaki fiyat artışları çiftçiyi doğrudan etkiliyor. Yine 2025 yılına ait Cumhurbaşkanlığı yıllık programında, bu yıl için çiftçiye ayrılan 20 milyar liralık bir mazot desteği var. 3,5 milyar litre mazot kullanıldığı düşünüldüğünde, tarım kesiminde çiftçilere verilen bu destek yerine ÖTV ve KDV kaldırılsa—ki bu tutar 60 milyar civarında—çiftçinin kullandığı mazotun vergisi kaldırılmış olur. Çiftçiye bu anlamda daha doğru ve gerçekçi bir destek verilmiş olur.” diye konuştu. ÇİFTÇİLERİN TERCİHLERİNİ DEĞİŞTİRMELERİNE NEDEN OLDU Ömer Fethi Gürer, 2024 yılında yaşanan sorunların, çiftçilerin üretim tercihlerinde köklü değişikliklere neden olduğunu ifade etti. Gürer, "Tarımın içinde bulunduğu koşullarda, çiftçiler bu yıl üretimlerinde tercihlerinde değişiklik yapma yoluna gitmişlerdir. Çukurova bölgesindeki don olayları gibi etkenler, üretim süreçlerini olumsuz etkilemiş ve bazı ürünlerde piyasaya arz sorunu yaratmıştır. Erkenci patatesin çıkışı gecikecek, narenciye ürünlerinde ise özellikle limon başta olmak üzere, birçok üründe problemler yaşanacaktır" dedi. ÜRETİM ÖNGÖRÜLEBİLİR DEĞİL Son beş yılda yaşanan tarımsal sorunları eleştiren CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye'deki ekim ve bahçe üretimlerinin öngörülebilir şekilde planlanmadığını vurguladı. "Son beş yılda, erkenci ürünlerde yaşanan sorunlar hem fiyat dalgalanmalarına hem de çiftçilerin bekledikleri verimi alamamalarına yol açtı" diye belirten Gürer, daha fazla verim alınması amacıyla geleneksel bahçe ağaçlandırmalarından vazgeçilerek, pazarlama olanağı fazla olan ürünlere yönelme eğilimlerinin arttığını söyledi. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÜRETİMİ ZORLUYOR İklim değişikliğinin tarım üzerindeki olumsuz etkilerine de dikkat çeken CHP’li  Ö.Fethi Gürer, "İklim değişikliği ve coğrafyadaki olumsuzluklar üretimi zorlaştırıyor. Bu nedenle tarıma yönelik mutlaka planlama yapılmalı ve öngörülebilir bir üretim sağlanmalıdır. Aksi takdirde önümüzdeki süreçte gıda güvenliği ile ilgili ciddi sorunlar yaşanacaktır" şeklinde konuştu. SU KAYNAKLARININ VERİMLİ KULLANILMASI GEREKİYOR Türkiye'nin su fakiri bir ülke olduğunu vurgulayan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, suyun verimli kullanımının önemine dikkat çekti. "Su, verim demektir, su üretim demektir. Girdi maliyetlerinin arttığı bu dönemde, suyun tarımla buluşturulması, üreticinin maliyetlerini kısmi olarak azaltacaktır" dedi. Özellikle gri suyun ve boşa akan sulardan elde edilecek suyun Anadolu topraklarına yönlendirilmesi gerektiğini belirtti. Gürer, "Konya Ovası, Niğde, Aksaray, Konya ve Kırşehir gibi bölgelerde, yeraltı ve yer üstü sularının tarıma kazandırılması için gerekli adımların hızla atılması gerekmektedir" dedi. MODERN SULAMA YÖNTEMLERİ DEVREYE SOKULMALI Türkiye genelinde sulama yöntemlerinin iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Gürer, özellikle Akkaya Barajı örneği üzerinden çözüm önerileri sundu. "Akkaya Barajı, 1996 yılında yapılmış olmasına rağmen hala kapalı sisteme alınmamıştır. Kapalı sisteme geçildiğinde bu barajın suyu daha verimli kullanılacak, buharlaşma engellenecek ve daha fazla verim elde edilecektir. Türkiye genelinde kapalı sisteme geçilmeli ve modern sulama yöntemleri, yağmurlama ve damlama sulama gibi verim artırıcı politikalar uygulanmalıdır" dedi. FİYAT ARTIŞLARINA KARŞI ÖNLEMLER ALINMALI CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımdaki en büyük sorunlardan birinin de gıda fiyatlarındaki artış olduğuna dikkat çekerek, "Bugün gıda ürünlerine erişim sorunu yaşanıyor ve fiyat artışları yaşanıyor. Bu, önümüzdeki dönemde daha büyük bir sorun haline gelebilir. Tarımda doğru planlama yapılması, çiftçilerin eğitilmesi ve girdi maliyetlerinin sübvanse edilmesi gerekir" diye konuştu. Gürer, özellikle gübre, yem ve ilaç fiyatlarının sübvanse edilmesinin önemine değindi. SORUNLAR GEÇTİĞİMİZ YILDAN DAHA DA DERİNLEŞTİ Gürer, geçtiğimiz yılın iklim koşullarının tarımda sorunları daha da derinleştirdiğini belirtti. "Geçtiğimiz yıl, iklimin bir ay öne gelmesiyle birlikte, tarımda ilaçlama başta olmak üzere birçok sorun derinleşti ve ağırlaştı. Üretim kayıpları yaşandı, pazarlama sorunu nedeniyle ise israflar oldu" diyerek, bu yıl aynı sorunların yaşanmaması için tedbirlerin şimdiden alınması gerektiğini vurguladı. TARIM İÇİN PLANLAMA ŞART Son olarak CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım sektöründe yaşanan bu sıkıntıların çözülmesi için güçlü bir planlamanın gerektiğini söyledi. "Planlama ve öngörülebilir bir tarım politikası, kamu kaynaklarının doğru kullanılması ve üreticinin eğitimine yönelik adımlar atılmalıdır" dedi. Ömer Fethi Gürer, bu önemli sorunların çözülmesi için acilen harekete geçilmesi gerektiğini ve hükümetin kâğıt üzerindeki çözümleri pratiğe dökerek, çiftçilerin yaşadığı zorlukları hafifletmek için hızla adım atması gerektiğini ifade etti.

Hayvancılıkta Yaşanan Sorunları Meclis Araştırmalıdır Haber

Hayvancılıkta Yaşanan Sorunları Meclis Araştırmalıdır

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, “Türkiye'de tarım sektörü artan maliyetler, yetersiz destek politikaları ve plansız uygulamalar nedeniyle giderek daha fazla dar boğaza sürükleniyor. Üreticinin girdi maliyetleri karşısında direnme gücü azalırken alınan kararlar, çiftçiyi ve hayvancılıkla uğraşanları daha da zor bir sürece sokuyor.” dedi. GİDERLER ARTIYOR Gürer, “Büyükbaş hayvanlara takılan zorunlu kulak küpesi ücretlerine yapılan son dönemdeki yüzde 43,75’lik zam tartışılmaktadır. Türkiye'de yaklaşık 16,5 milyon büyükbaş hayvan olduğu düşünüldüğünde, sektöre yüklenen toplam maliyet önemli bir rakama ulaşmaktadır. Bu yeni maliyet kaleminin doğrudan üreticinin cebinden çıkmadığı öne sürülmektedir. Kulak küpesi ücretinin üreticiye ödenmesi gereken devlet desteklerinden mahsup edilerek kesileceği belirtilmektedir. Yem fiyatları yüzde 80’e yakın artmış, veteriner ve ilaç giderleri yüzde 100’ü aşan oranlarda yükselmiş, akaryakıt fiyatları yüzde 120 artmıştır. Çiğ süt üreticisinin maliyetleri hızla yükselirken satış fiyatları maliyet artışına oranla geride kalmıştır.” ifadelerini kullandı. DESTEKLER YETERSİZ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılıkta yeterli destek verilmemesi ve yanlış politikalar nedeniyle birçok küçük ve orta ölçekli işletme sektörden çekilmek zorunda kalmıştır. Türkiye'nin hayvancılık alanında kendine yetebilen bir ülke olması gerekirken, son yıllarda artan ithalat politikaları ve üreticiyi desteklemeyen kararlar nedeniyle dışa bağımlılık giderek artmaktadır. Son yıllarda hayvancılık sektörüne verilen teşviklerin toplam miktarı, girdi maliyetlerindeki artışa oranla yeterli değildir. Özünde hayvancılık politikasının temel amacı, üretimi artırmak ve üreticiyi desteklemek olmalıdır. Ülkemizde hayvancılığın sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından alınan kararların üretici üzerindeki etkilerinin tüm yönleriyle araştırılması, hayvancılık sektöründe yaşanan sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla bu konuda Anayasa’nın 98, İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ederim.” dedi.

Gürer: ''2025’te 260 Üründe Taklit ve Tağşiş Tespit Edildi'' Haber

Gürer: ''2025’te 260 Üründe Taklit ve Tağşiş Tespit Edildi''

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2025 yılının ilk iki buçuk ayında, taklit ve tağşiş yapıldığı tespit edilen ürünlere ilişkin tabloyu kamuoyuyla paylaştı. Gürer, toplam 260 üründe hile tespit edildiğine dikkat çekti. Gıda güvenliği ve halk sağlığı açısından üretimi sürdürenlerin sorunlu ürünleri denetimlerle ortaya çıkıyor. Taklit ve tağşişten alınan önlemlere rağmen vazgeçmeyenler var. Kayıt dışı ve denetim dışının varlığı dikkate alındığında, sağlığımızı hiçe sayanlar, tükettiğimiz gıda ürünleri üzerinden haksız kazanç sağlamayı sürdürüyorlar” dedi. EN ÇOK TAKLİT VE TAĞŞİŞ YAPILAN İLLER CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülke genelinde 750 bin işletme var ve denetim sağlanması gerekiyor. 8 bin bakanlık görevlisi ile düzenli ve sürekli kontrol zor. Kayıt dışı üretim de bu verilere eklendiğinde, milyonlara varan gıda ile ilgili denetim alanı olduğu söylenebilir. Bazı illerde denetimler daha sık yapılabiliyor. Son veriler dikkate alındığında, taklit ve tağşişin en çok tespit edildiği il 39 ürünle Aydın oldu. İstanbul 28 ürünle ikinci, Ankara ise 22 ürünle üçüncü sırada yer aldı,” dedi. HANGİ ÜRÜNLER RİSK ALTINDA? CHP’li Ömer Fethi Gürer, taklit ve tağşişte başı çeken ürün grupları arasında bitkisel yağlar, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünlerinin öne çıktığını belirtti. Bitkisel Yağlar: 91 üründe hile tespit edildi. Et ve Et Ürünleri: 78 üründe sahtecilik yapıldığı belirlendi. Süt ve Süt Ürünleri: 51 üründe taklit ve tağşiş tespit edildi. Özellikle naturel sızma zeytinyağı (22 kez), ısıl işlem görmüş piliç sucuk (14 kez), kekik (11 kez), telli peynir ve dana sucuk gibi ürünler, sahtecilik vakalarının yoğunlaştığı ürünler arasında bulunduğunu belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu tür temel tüketim ürünlerinde yapılan denetimlerle ortaya çıkan sonuçların riskler taşıdığını vurguladı. Ayrıca tüketicinin aldatıldığını belirtti. Bu arada halk sağlığını doğrudan etkileyen ve kayıt dışı üretilen ürünler içinde vatandaşın etiket okumasını ve ürün kaynağını sorgulamasını, şüphelendiği ürün için yetkilileri uyarmasını da öneren Gürer, bu uyarıların sorunun ortadan kaldırılması için yetkililer adına önemli destek olacağını belirtti. “Ne yediğimizi, ne içtiğimizi bilmenin yolu ürün, üretim süreçlerini takip etmekten geçiyor. Özellikle etiket okuma konusu dikkate alınmalıdır. Yediğimiz ürünlerden zehirlenmeler de yaşandığı unutulmamalıdır. İçeriği belirtilenden farklı olup olmadığını sorgulamak da bir haktır,” diye konuştu. BELEDİYELERE DENETİM YETKİSİ VERİLMELİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2012 yılında uygulamaya konan düzenleme doğrultusunda taklit ve tağşiş ürünlerin belli sürelerde toplu olarak teşhir edilip dikkat çekilerek tüketiciyi bilinçlendirme amaçlı açıklandığını, 2024 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bu ürünleri sürekli açıklamaya başladığını belirterek, “Bu durum, ülkemizde bu tür ürünlerle mücadelenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. 750 bin işletme, 8 bin denetim elemanı ile denetleniyor. Bu denetimler daha çok ihbara dayalı. Belediyelerin bu bağlamda denetim yetkisi, 2004 ve 2012 yıllarında yapılan düzenlemelerle önemli ölçüde Tarım ve Orman Bakanlığı yetkili kılındı. Bu süreç denetimsizliği artırdı. Belediyelere yetkileri artırılarak verilmelidir. Belediye kontrol laboratuvarları kurarak gıda denetim sürecine dahil olmaları doğru bir adım olacaktır,” ifadelerini kullandı. "VATANDAŞIN NE YEDİĞİNİ BİLMESİ İÇİN DAHA ÇOK DENETİM YAPILMALI" Gürer, vatandaşların sağlığı için daha fazla denetim yapılması gerektiğinin altını çizerek, “Vatandaşın ne yediğini, ne içtiğini bilmesi çok önemli. Merdiven altı, kayıt dışı ve kaçak üretimler var. Bu ürünler belirli noktalarda ortaya çıkıyor, ancak bunların dışında daha vahim durumlar da var. Ekonomik kriz, vatandaşları daha uygun fiyatlı ürünlere yönlendiriyor. Bu durum, sahtekârların taklit ve tağşiş ürünlerle piyasaya girmesine neden oluyor,” dedi. EKONOMİK KRİZ, SAHTEKÂRLARA FIRSAT VERİYOR Ekonomik krizin vatandaşları daha ucuz ürünlere yönlendirdiğini ve bu durumun sahtekârlara fırsat verdiğini belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Vatandaş, sınırlı gelirini sağlığına faydası olmayan ürünlere harcamamalı. Bunu sağlayacak olan devletin denetim mekanizmalarıdır. Siyasi iktidar, taklit ve tağşiş ürünlerle ilgili denetimleri daha sıklaştırmalı ve yaptırımları ağırlaştırmalı. Aynı hileyi yapan kişi, adını değiştirerek hilesini sürdürmemeli ve en ağır şekilde cezalandırılmalıdır,” şeklinde konuştu. İŞİNİ İYİ YAPANLAR DESTEKLENMELİ, SAHTEKÂRLAR TEŞHİR EDİLMELİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, işini doğru yapan esnafın desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Toplumun sağlığıyla oynayan ve uygun olmayan ürün üretenler teşhir edilmeli. Bakanlık, denetimlerini geliştirmeli ve genişletmeli. ‘Denetim yaptım, işim bitti’ mantığından çıkılmalı. Denetimler, sorunlu ürün üretiminin tekrar etmemesi için yaptırımlarla desteklenmeli. Aynı ahlaksızlığı başkalarının yapmaması için caydırıcı önlemler alınmalı,” dedi. VATANDAŞIN CEBİNDEKİ SINIRLI GELİR KORUNMALI Son olarak, vatandaşların sınırlı gelirlerinin taklit ve tağşiş ürünler yoluyla ellerinden alınmaması gerektiğini belirten CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Bu tür ürünlerle mücadele artırılmalı. Vatandaşın cebine giren sınırlı gelir, sağlıksız ürünlere harcanmamalı. Denetimler gösteriyor ki gıdada taklit ve tağşiş devam ediyor. Devlet, bu konuda daha etkin bir rol üstlenmeli ve vatandaşın sağlığını korumalı. Tekrarı ya da yeni katılımları önüne geçecek kadar sert uygulamalar sağlanmalıdır. Emekli, asgari ücretli, dar gelirli kıt kanaat yaşamına devam ederken, ‘ucuz’ diye sahte ürüne para verip bir de sağlığından olmaması için denetim artarken cezada caydırıcı olmalıdır,” diyerek sözlerini tamamladı.

Üretici Çiğ Sütü 14 Liradan Satarken, Sütün Fiyatı Rafta 44 Lira Haber

Üretici Çiğ Sütü 14 Liradan Satarken, Sütün Fiyatı Rafta 44 Lira

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin hayvancılık ve süt sektöründeki sorunları anlattı. Yemden ete, çiğ sütten,  hayvan ithalatına kadar sorunlara değinen Gürer, “Türkiye neredeyse kendi hayvancılığını bıraktı, yurt dışından hayvan getirerek sistemi sürdürmeye çalışıyor” dedi. 2010 yılında başlayan hayvan ithalatının bugüne kadar 10 milyon hayvana ulaştığını ve 11 milyar doların yurt dışına çıktığını belirten Gürer, “Ancak sorun çözülmedi” ifadelerini kullandı.  ÜRETİCİ 14 LİRADAN SATARKEN RAF FİYATI 44 LİRA CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt sektöründeki çarpık fiyatlandırma sistemine dikkat çekerek, “Bugün rafta bir litre süt 44 liradan satılıyor. Ancak üretici bu sütü 14 liradan satmak zorunda kalıyor” dedi. Küçük aile işletmelerinin 10-20 baş hayvanla üretim yaptığını ve yeterli depolama imkânı olmadığı için sütü hemen satmak zorunda kaldığını belirten  Ömer Fethi Gürer, “Aracı geliyor, ‘Bana 14 liradan sütü verirsen alırım’ diyor. Sanayici ise ‘15 liradan fatura kes, 14 liradan sütü al, ben de senden 17 liradan alayım’ diyor. Yani Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği 17 lira 15 kuruşluk fiyat, küçük üreticinin erişemediği bir fiyat” şeklinde konuştu. YEM FİYATLARINDAKİ ARTIŞ ÜRETİCİYİ ÇIKMAZA SOKUYOR Sanayicinin üreticiye yemi de kendisinden alması şartını koştuğunu ifade eden CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Yem fiyatları durmaksızın artıyor. Bugün 50 kilo süt yemi 700 liraya satılıyor. Yonca, mısır silajı, pamuk tohumu küspesi gibi yem girdileri de pahalandı. Küçük üreticiler stok yapamadığı için yemleri günlük fiyatlarla almak zorunda kalıyor. Bu da maliyetleri artırıyor” dedi. Hayvancılık yapanların giderlerinin yüzde 70’inin yem olduğunu vurgulayan Gürer, “Yem fiyatlarındaki artış durdurulmadan hayvancılığın sürdürülebilirliği yok. Yemde en az yüzde 50 sübvansiyon sağlanarak üretici desteklenmeli” çağrısında bulundu. KÜÇÜK AİLE İŞLETMELERİ YOK OLURSA SEKTÖR ZORA GİRER Küçük aile işletmelerinin ayakta kalamadığı bir sistemde büyük çiftliklerle sektörün sürdürülemeyeceğini belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2020 yılında yanlış politikalarla doğum anı gelmiş hayvanlar kesime gitti. Süt inekleri kesildi ve Türkiye’de hayvan açığı devam ediyor. İthalat artıyor” diye konuştu. Hayvan hastalıklarının önlenmesi ve buzağı ölümlerinin Avrupa ortalamasına çekilmesi halinde et açığının kalmayacağını ifade eden Gürer, “Ancak yönetimde anlayış eksikliği var. Bu nedenle sorunlar katlanarak devam ediyor” şeklinde konuştu. ULUSAL SÜT KONSEYİ’NİN FİYAT POLİTİKASI ELEŞTİRİSİ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyatların üreticiyi korumadığını belirterek, “Konseyin tavsiye fiyatı, taban fiyat sanılıyor. bu fiyat, sanayicinin lehine belirleniyor. Üretici bu fiyata ulaşamıyor” dedi. İktidarın sanayicinin yanında durduğunu ve üreticinin hak ettiği değeri bulamadığını belirten Gürer, “Rafta vatandaş pahalı ürün alıyor, üreten kazanamıyor, aracı ve sanayici kârından taviz vermiyor” ifadelerini kullandı. KOOPERATİFLEŞME VE ÜRETİCİYİ KORUYACAK POLİTİKALAR GELİŞTİRİLMELİ Sorunun çözümü için küçük aile işletmelerini koruyacak ve kooperatifleşmeyi teşvik edecek politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Üretilen ürünün değer bulmasını sağlayacak yöntemler geliştirilmeli. Sütten mamul ürünlerin market fiyatlarına ulaşması mümkün değilken, üretici bu işten para kazanamadığı için ahırlar boşalıyor” dedi. 

Süt Üreten de, Tüketen de Mağdur! Haber

Süt Üreten de, Tüketen de Mağdur!

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, süt üreticilerinin yaşadığı ciddi ekonomik sorunlara dikkat çekti. Gürer, özellikle küçük aile işletmelerinin çiğ süt satışından yeterli kazancı elde edemediğini ve sektörün sürdürülebilirliğinin tehlike altında olduğunu vurguladı. ÇİĞ SÜT FİYATLARI ÜRETİCİYİ ZORLUYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği tavsiye fiyatı ile piyasa fiyatları arasındaki uçuruma dikkat çekti. Konsey’in çiğ süt için belirlediği tavsiye fiyatının 17 lira 55 kuruş olduğunu, ancak aracıların üreticiden sütü 14 lira civarında topladığını ifade etti. Bu durumun, özellikle sıcak süt depolama imkânı bulunmayan küçük aile işletmelerini olumsuz etkilediğini belirten Gürer, üreticilerin zorunlu olarak tavsiye fiyatının altında satış yapmak zorunda kaldığını söyledi. YEM FİYATLARINDAKİ ARTIŞ SEKTÖRÜ ÇIKMAZA SÜRÜKLÜYOR Süt üretiminde en büyük maliyet kalemlerinden birinin yem olduğunu hatırlatan Gürer, sürekli artan yem fiyatlarının süt inekçiliğini sürdürülebilir olmaktan çıkardığını ifade etti. Yem fiyatlarındaki artışın yanı sıra sanayi sütü ve süt mamullerinde de fiyatların yükseldiğini belirten Gürer, bu durumun hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilediğini vurguladı. ARACILAR VE MARKETLER KAR EDERKEN ÜRETİCİ ZARAR EDİYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt sektöründe yaşanan en büyük sorunlardan birinin de aracılar, sanayiciler ve marketlerin kâr marjlarını korurken üreticinin zarar etmesi olduğunu söyledi. Aracıların ve sanayicilerin giderlerini karşılayacak şekilde fiyatları artırdığını, ancak bu artışların üreticiye yansımadığını belirten Gürer, “Süt inekçiliği yapan üretici zarar ederken, vatandaş da market raflarında yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalıyor” dedi.

Emekliye Reva Görülen Artış 1 Kilo Pirzola Parası Etmiyor! Haber

Emekliye Reva Görülen Artış 1 Kilo Pirzola Parası Etmiyor!

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, emekli bayram ikramiyesi ve emekli maaşlarındaki artışa ilişkin eleştirilerde bulundu. Gürer, iktidarın emeklilere yönelik politikalarını "emekliyle dalga geçmek" olarak nitelendirirken, emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılara dikkat çekti. ARTIŞ, BİR KİLO PİRZOLA ETMİYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, emekli bayram ikramiyesindeki artışın yetersizliğini vurgulayarak, "Emekli bayram ikramiyesindeki artış beklentisinde yine, dağ fare doğurdu. İktidar âdeta emekliyle dalga geçti. Emekliye reva görülen artış 1 kilo pirzola parası etmiyor." ifadelerini kullandı. 2018 yılında bayram ikramiyesinin bin lira olduğunu hatırlatan Gürer, o dönemde 1 gram altının 192 lira olduğunu ve emeklilerin 5 gram altın alabildiğini belirtti. Ancak 2025 yılında yapılan artışla birlikte emeklilerin sadece 1 gram altın alabildiğini söyleyen Gürer, "4 gram altın emekliden çalınmıştır." dedi. "EMEKLİ GEÇİNEMİYOR, EMEKLİ OLMAK İSTEYEN DE OLAMIYOR" Gürer, emeklilerin yaşadığı ekonomik zorluklara dikkat çekerek, "Emekli geçinemiyor, emekli olmak isteyen de düşük emekli maaşı nedeniyle olamıyor." şeklinde konuştu. Tüm emeklilere, memurlara ve işçilere ayrımsız şekilde 15 bin lira seyyanen artış yapılması gerektiğini savunan Gürer, emekli bayram ikramiyesi ve maaşlarının asgari ücrete eşitlenmesi gerektiğini ifade etti. "AK PARTİ İKTİDARI EMEKLİYE ZULMETMEKTEN VAZGEÇMELİ" AK Parti iktidarını emeklilere yönelik politikaları nedeniyle eleştiren  Ömer Fethi Gürer, "16 milyon emekliye AKP iktidarı zulmetmekten vazgeçmelidir. Emeklilerin hak ettiği yaşam düzeyinde ücret verilmelidir." çağrısında bulundu. Gürer, intibak düzenlemesi ve aylık bağlama katsayı oranının artırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.