SON DAKİKA
Hava Durumu

#Özgür Özel

Porsuk Haber Ajansı - Özgür Özel haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Özgür Özel haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yapay Gündem Yaratma Çabalarına Prim Vermeyeceğiz! Haber

Yapay Gündem Yaratma Çabalarına Prim Vermeyeceğiz!

Cumhuriyet Halk Partisi'nin 81 İl Başkanı ortak bir açıklama yaparak parti içerisinde yaşanan tartışmalarla ilgili Genel Başkan Özgür Özel'e destek verdi.  CHP Eskişehir İl Başkanı Av.Talat Yalaz'ın da destek verdiği basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; "Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi 47 yıl sonra 31 Mart 2024 tarihinde yapılan seçimlerde halkımızın büyük desteği ile birinci parti oldu. Rekor kırarak 413 belediye başkanlığı kazandı, katılımlarla bu sayı da artmaya devam ediyor. Türkiye haritası milli takımımızın renkleri ile kaplandı. CHP kazandı, Türkiye İttifakı kazandı. Seçim sonrasında düzenli olarak yapılan anketlerde CHP birinci parti olma konumunu istikrarlı olarak sürdürüyor. Sekiz aydır birinci partiyiz. Milyonların umudu, CHP iktidarı. CHP varsa çare var sözü umudu temsil ediyor. Örgütler, belediyeler ve Sayın Genel Başkanımız birlik ve beraberlik içerisinde iktidar hedefi ile çalışıyor. Türkiye ise tarihinin en ağır ekonomik ve siyasi krizlerinden bir tanesini yaşıyor. Sokağın gündemi açlık sınırının altında kalan ücretler, yoksulluk, işsizlik. Göç ve sayıları her geçen gün artan göçmenler ve yarattıkları sorunlar, giderek kaygı verici boyutlara ulaşmış durumda. İktidarın başarısız uygulamaları ve yetersiz tedbirleri neticesinde bebek ve çocuklarımızı koruyamıyoruz. Kadın cinayetleri durdurulamıyor. Can dostlarımızı koruyamıyoruz. CHP’li belediyeler, iktidarın çaresiz bıraktığı milyonların sorunlarına dönük sosyal destek çalışmaları ile bir yandan krizin etkilerini hafifletirken, diğer yandan CHP’ye güven duyulmasını sağlıyor. CHP iktidarının öncü projeleri belediyeler tarafından uygulanıyor. Tam da bu günlerde, adaletsiz iktidar belediye başkanlarımıza dönük itibarsızlaştırma girişimlerine yandaş basın yayın kuruluşlarını da dahil ederek bir saldırı kampanyası başlattı. Esenyurt kayyum ataması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri başta olmak üzere baskı ve tehditler ile yıldırma girişimleri hız kazandı. Yılmayacağız, en sert cevabı kararlı şekilde vereceğiz. Seçmen iradesini gasp etme girişimlerine de, kişiliklerine ve hizmetlerine dönük saldırılara da en güçlü karşı duruşu halk ile birlikte göstereceğiz. Önümüzde önemli bir görev var. CHP’nin birinci parti olma konumunu, kararsız oyları da alarak en az % 51 düzeyine çıkarmak, Atatürk’ün partisini iktidar yapmak. Bu amaç doğrultusunda üyesinden ilçe, il başkanına ve genel başkanına hepimiz birlik ve beraberlik içerisinde takım ruhu ile çalışıyoruz, bıkmadan usanmadan 24 saat çalışmaya devam edeceğiz. İktidar olana kadar toplumun her kesimi ile yan yana örgütlü mücadeleyi sürdüreceğiz. Erken seçim artık halkın çoğunluğunun talebi olmuştur, kaçınılamaz hale gelmiştir. Sandık halkın önüne gelene kadar seçim talebinin peşini bırakmayacağız. CHP demokratik bir partidir. Üye ve yöneticilerin, PM/MYK üyelerinin, milletvekillerinin ve belediye başkanlarının öneri ve taleplerini dile getireceği parti içi platformlara sahiptir. Her üye parti içi kanalları kullanarak, Tüzük ile güvenceye alınmış haklarını kullanabilir. Sokağın gündemi olmayan ve iktidar yürüyüşümüze hizmet etmeyen hiçbir konuyu parti içerisinde ve sosyal medya da gündem yapmayacağız. CHP örgütlerine ve Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e inanıyoruz, güveniyoruz. 81 ilde 973 ilçede Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının ayak sesleri duyulurken, Kurultay çağrısının gündemimizde olmadığını, kişisel ikbal için yapay gündem yaratma çabalarına prim vermeyeceğimizi ilan ediyoruz. Genel Başkanımızın yaptığı çağrıya uygun olarak unvan ve görevi ne olursa olsun tüm partilileri halkın gerçek gündemi için mücadeleye, birlik ve beraberlik içerisinde CHP iktidarı için çalışmaya davet ediyoruz."

Aydınlık Geleceğe Birlikte Yürüyeceğiz Haber

Aydınlık Geleceğe Birlikte Yürüyeceğiz

Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Eskişehir’de düzenlenen “Yükseköğretim Buluşması”nda konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Türkiye’yi Eskişehir gibi yöneteceğiz.” ifadelerini kullanırken Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce de, “İlklerin şehri, Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı Eskişehir’den, bilim ve demokrasi ışığında aydınlık geleceğe birlikte yürüyeceğiz.” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Eskişehir’de “Bilim ve Demokrasi Işığında Yükseköğretimi Yeniden Düşünmek” konulu eğitim zirvesi, Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Sarayı’nda gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarını CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş ve CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz’ın yaptığı Yükseköğretim Buluşması’na CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı ve Anadolu Üniversitesi kurucu rektörü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, CHP Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yükseköğretim Buluşması’nın açılış konuşmasını yapan CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, eşit eğitim hakkının en temel haklardan biri olduğunu belirterek, ülkelerin kalkınmasının fırsat eşitliğiyle sağlanan eğitimden geçtiğini söyledi. Türkiye’de gençlerin mutsuz ve gelecekten umutsuz olduğunu ifade eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Ne yazık ki; son yıllarda yap-boza çevrilen eğitim sistemi, ilköğretimden yükseköğretime çok büyük sorunlar yumağına dönüşmüştür. Gençlerimiz mutsuz ve en önemlisi de geleceklerinden umutsuz. Genç işsizlik çok büyük bir sorun. Diplomalı işsizlik ise yükseköğretimdeki plansızlığın sonucu olarak karşımızda duruyor. Diğer yandan geleceği yurt dışında gören ve gitmek isteyen gençlerimiz hepimizin kalbinde bir burukluk oluşturuyor. Bu toplantının Eskişehir’de olması çok kıymetli. Yılmaz Büyükerşen hocamıza yükseköğretime verdiği emek nedeniyle teşekkür ediyorum. Yükseköğretimde öğrencisi olamadım ama belediyecilikte en iyi öğrencilerinden birisi oldum.” diye konuştu. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak gençlere yönelik birçok çalışmalara imza attıklarını söyleyen Başkan Ünlüce, “Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak gençlerin demokrasinin her aşamasında yer almasını çok önemsiyoruz. Bunun için bir Gençlik Platformunun kurulmasına öncülük ettik. Gençlik Politikalarını gençlerin belirlediği, şehir yönetiminde söz sahibi olduğu bir süreci başlattık. Gençlik Merkezlerimizle eğitim, kültür, sanat, sosyal ve spor başta olmak üzere her alanda gençlerin yanındayız. Aylık 2 bin TL burs desteği sağladık. Kız öğrenciler için misafirhane açtık ve hizmete aldık. Abonman uygulaması ile öğrencilere 250 TL karşılığında sınırsız ulaşım hakkı getirdik. Sosyal Kütüphane ile gençlere yeni nesil buluşma noktaları oluşturduk. Gençlerin taleplerini öncelik sırasına göre bir bir karşılamaya devam ediyoruz. İlklerin şehri, Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı Eskişehir’den, demokrasi ve bilimle aydınlık geleceğe birlikte yürüyeceğimizi ifade ediyor; bu anlamlı buluşmanın ülkemizin geleceğinde çok önemli bir milat olmasını diliyorum.” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) 42 yıl önce kurulduğunu hatırlatarak, “Üniversiteler şehri Eskişehir’de YÖK’ün kuruluş tarihi olan 6 Kasım’da bilim ve demokrasi ışığında yükseköğretimi yeniden düşünmek istedik. Bunu Türkiye’nin çok değerli bilim insanlarıyla ve Türkiye’ye demokrasiyi getiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi iki büyük eserinden birisi CHP’nin kadrolarıyla birlikte yapmalıyız dedik. Ekonomik kalkınmadan kültürel gelişmeye ülkenin tüm meselelerine karşı bütüncül ve bilimsel yaklaşımla planlamayla bilim ve teknolojiyi toplumun yararına kullanacak liyakatli kadrolar, demokratik süreçler içeren bir politikaya ihtiyacımız var.” diye konuştu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Türkiye’yi Eskişehir gibi yönetmek istediklerini söyleyerek, “Burası muhteşem bir üniversite kenti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kentteki öğrencilerin mutluluğundan, kentteki demokratik kültürün gelişmişliğinden en övünerek anlattığı kentteyiz. Bu şehre sık sık gelip gidiyorum. Bir yılda bu Eskişehir’e yedinci ziyaretim. Dördü seçimden önce, üçü seçimden sonra olmak üzere yedinci kez bu kentteyim. Çünkü bu kentin Cumhuriyet Halk Partisi açısından önemi büyük. Nasıl yöneteceksiniz diye soranlara, Eskişehir’i nasıl yönetiyorsak Türkiye’yi de öyle yöneteceğiz deyince başka bir şey söylemeye gerek kalmıyor.” dedi. Türkiye’de eğitim sisteminin her geçen gün kötüye gittiğini ifade eden Genel Başkan Özgür Özel, “Bugün YÖK’ün kuruluş yıl dönümü. YÖK solu, sosyal demokrasiyi, sosyalizmi, düşünceyi, demokrasiyi yok edip farklı düşüncelere tahammülü tamamen askıya almış olan tek tip bir düşünce sistemini hedefleyenler tarafından, üniversite tasarımının üst kurulu olarak kuruldu. Kurulduğu andan itibaren ülkemizde temel hedef akademinin özerkliğiydi. Attıkları her adımla bunu kalıcılaştırmayı, kurumsallaştırmayı, her bir üniversitenin özerkliğini güya koordine edecekmiş gibi olup, üzerlerinde bir vesayet makamı olarak hem idari hem akademik yönden bulunduran anlayışın ürünü.” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Ufuk Turu adlı oturumda önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ve CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke konuşma yaptı. Daha sonra yükseköğretim sisteminin sorunları, akademisyenlerin sorunları ve öğrencilerin sorunları başlıklı oturumlar düzenlendi.

Antalya Tropikal Meyve Üretiminde Marka Olacak Haber

Antalya Tropikal Meyve Üretiminde Marka Olacak

Gazipaşa Belediyesi’nin 14. Çekirdeksiz Nar ve Tropikal Meyve Festivali’nde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya’yı tropikal meyve üretiminde bir marka haline getirmek için çaba göstermeye, daha geniş pazarlara ulaşması için destek vermeye devam edeceklerini söyledi. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Antalya’nın Alanya ve Gazipaşa ilçelerini ziyaret etti. Özel, Alanya Belediyesi, CHP Alanya İlçe Başkanlığı, Alanya Kalesi ve Gazipaşa Belediyesi’ni ziyaret ederken, 14. Çekirdeksiz Nar ve Tropikal Meyve Festivali’nin de açılışını gerçekleştirdi. CHP Genel Başkanı Özel’e programında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhitin Böcek de eşlik etti. Başkan Böcek, 14. Çekirdeksiz Nar ve Tropikal Meyve Festivali’nin açılışında yaptığı konuşmada, Gazipaşa’nın 50’nin üzerinde tropikal meyve üretimiyle Türkiye’nin gururu olduğunu söyledi YERELDEN KALKINMA DESTEKLERİ Yüksek maliyetler altında ezilen üreticinin hayatını kolaylaştırmak, dertlerine derman olmak için var güçleriyle çalıştıklarını dile getiren Başkan Böcek, şunları kaydetti: “Yerelden kalkınma hedefiyle üreticimize akıllı tarım uygulamaları, 25 adet kapalı devre sulama sistemi, yüzde 85’i aşan enerji desteği sağlıyoruz. Bunun yanı sıra, fide, fidan ve tohum desteğinden, ipek böcekçiliğinin yaygınlaştırılmasına, biyolojik mücadeleden çiftçi eğitimlerine, arı otu tohumundan kovan desteğine, veterinerlik hizmetlerinden yem desteğine, süt tankından hamur yoğurma makinesi desteğine kadar her daim üreticimizin yanında yer alıyor, gelirinin artmasına büyük destek sağlıyoruz. Ayrıca kadın kooperatiflerinin üretim tesisleri ve satış alanlarını da destekliyoruz. Antalya Gastronomi Festivalimizin 3’üncüsünün açılışını bu yıl tropikal ürün hasadıyla Alanya’da yaptık. Gastronominin, coğrafi işaretli ürünlerimizin arttırılması ve tanıtımı konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”  ANTALYA MARKA HALİNE GELECEK Nar festivalinin Antalya’nın tropikal ürünlerini, tarımsal potansiyelini dünya çapında tanıtmaya önemli katkı sağladığını da anlatan Başkan Muhittin Böcek, “Antalya’yı tropikal meyve üretiminde bir marka haline getirmek için çaba göstermeye, daha geniş pazarlara ulaşması için destek vermeye devam edeceğiz” dedi.  

Başkan Yavaş: ''Üreticiden Tüketiciye Ağ Kuracağız'' Haber

Başkan Yavaş: ''Üreticiden Tüketiciye Ağ Kuracağız''

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında düzenlenen “Yerel Yönetimlerde Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Tarım” başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı. Gıdaya erişimin önemine dikkat çekerek, yerel yönetimlerin tarım politikalarındaki rolünü vurgulayan Yavaş, “İlkokulda bize öğretilen en önemli şey, kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olduğumuzdu. Hemen tarım teşviklerine başladık ve Ankara’da 37-38 bin çiftçiyle temasa geçtik. Tohum yardımı yaptık, alım garantisi verdik. Sonra tüccar daha pahalı fiyat verdi, belediye alacak diye. Bu şekilde başladığımız hikâye büyük bir başarıyla devam ediyor” dedi.  Ankara Büyükşehir Belediyesi, CHP Tarım ve Ormancılık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı işbirliğiyle “Yerel Yönetimlerde Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Tarım” başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı. Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ev sahipliğinde ABB Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, milletvekilleri ve belediye bürokratları katıldı. Sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği alanında yeni projelerin geliştirilmesinin amaçlandığı konferansın açılış konuşmasını yapan Mansur Yavaş, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün 1945 yılında kuruluşunu anmak amacıyla kutlanan Dünya Gıda Günü’nün 2024 temasının, “Gıda Hakkı” olarak belirlendiğini söyleyerek, “Bu temayla gıdaya erişimin önemi vurgulanarak, daha iyi bir yaşam ve gelecek için farkındalık yaratılması hedefleniyor” diye konuştu. “ÇİFTÇİYE ALIM GARANTİSİ VERDİK” 2019’da göreve geldiklerinde Ankara’daki tarım arazilerinin yüzde 97’sinin atıl durumda olduğunu tespit ettiklerini belirten Yavaş, tarım politikalarındaki olumsuz gelişmeler ve köy okullarının kapatılması gibi nedenlerle insanların tarımı bıraktığını söyledi. Yavaş, “Bu insanlar çok iyi yaptıkları tarım üretmeyi bırakıp, geldiler kentlere asgari ücretle çocuklarına iş aramaya başladılar. Dolayısıyla biz de birçok tarım ürününü dışardan ithal etmeye başladık. Oysa ilkokulda bize öğretilen en önemli şey dünyada kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olarak ülkemizden bahsederdik. Dolayısıyla hemen tarım teşviklerine başladık ve Ankara’da yaşayan 37-38 bin Tarım Bakanlığı’nın sistemine kayıtlı çiftçiyle temasa geçerek, bunların içerisinde 17 biniyle direkt temasa geçtik. Bunlara tohum yardımı yapmaya başladık ve alım garantisi verdik. Alım garantisiyle ürettiler. Daha sonra tüccar bunlara daha pahalı fiyat verdi belediye alacak diye. Dolayısıyla bu şekilde başladığımız hikâye büyük bir başarı ile devam ediyor” dedi. “ÜRETİCİDEN TÜKETİCİYE AĞ KURACAĞIZ” Ankara Büyükşehir Belediyesinin uydu destekli KIRBİS sistemiyle çiftçilerin üretim faaliyetlerini takip ettiğini belirten Yavaş, belediyenin 50 milyon sebze fidesi dağıttığını ve bu sayede pazarlardaki domates ve biber arzının yüzde 80’ini karşıladıklarını ifade etti. Yavaş, üretici ve tüketiciyi doğrudan buluşturacak bir ağ kurma hedefinden de söz ederek şunları söyledi: “CHP’li belediyeler olarak, üreticiden tüketiciye direkt intikal edecek şekilde bu ağı da kuracağız. Ankara’da biz sadece Kırsal Kalkınma Kooperatiflerinden, Kadın Kooperatiflerinden, yerel ürünlerden 1 milyar liralık alım yaptık, şu anda Türkiye’nin her yerinden, özellikle deprem bölgesinde kurulan kooperatiflerden teklifler geliyor, bunu da Başkent Marketler yoluyla Ankara halkına ulaştırıyoruz.” Stratejik ürünlere özellikle desteklerinin devam ettiğini bildiren Yavaş, “15 bin ton buğday, 3 bin ton arpa tohumluğu, 450 bin dönüm arazinin ekilişini sağladık. Ekmeksek ne olur, Ukrayna’ya mahkûm oluyoruz veya savaş oluyor ve yine başkasının eline bakıyoruz. Stratejik bir ürün olduğu için bu desteklerimiz aynen devam ediyor. En önemlisi giderlerden biri de mazottu. Şu ana kadar 242 milyon lira mazot yardımı yaptık. Ücretsiz toprak analizi yapıyoruz, biz yapıyoruz, gezici bir şekilde bu analizleri yapıyoruz” diye konuştu. “ÜRETİCİLERE YAPTIĞIMIZ DESTEKLER 1 MİLYAR LİRAYI AŞTI” Yavaş, belediye olarak 2 milyon 400 bin adet bakteri gübresi üreterek üreticilerin kullanımına sunduklarını, Ankara Keçisi dağıtımları yaptıklarını ve 3 bin ücretsiz suni tohumlama gerçekleştirdiklerini belirtti. Türkiye’nin en büyük Tarım Kampüsü ve Rekreasyon Alanı olan BAKAP projesi ile geleceğe kalıcı bir miras bırakmayı hedeflediklerini ifade eden Yavaş, tüm vatandaşları bu projeye davet etti. Yavaş, tarımsal desteklerin bununla sınırlı kalmadığını belirterek, “3 bin ton mısır silajını, 5 bin balya kaba yemi, 2 bin torba arpa kırmasını, 45 ton saman balyasını küçük aile işletmelerine ulaştırdık. Ankara genelinde tam 103 bin dönümü sulamaya açtık. 29 Ekim’de 2 yeni modern sulama tesisini açıyoruz. 36 tane gölet temizlendi. 19 tane de yeni gölet yaptık. Ankara’nın dağlarına, tepelerine ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerimize 10 bin oluk dağıttık” diye konuştu. Arıcılık ve balıkçılığa yönelik desteklerin de sürdüğünü ifade eden Yavaş, üreticilere yaptıkları desteklerin 1 milyar lirayı aştığını açıkladı. ÖZEL: “KENDİNİZE YETECEK TARIMINIZ YOKSA AÇSINIZ, SEFİLSİNİZ” CHP Genel Başkanı Özgür Özel de konuşmasında şunları kaydetti: “Ankara’da hem Ankara Büyükşehir Belediyesinin hem de on dört Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu hizmetler, destekler, üretimler, katkılar her türlü övgünün üzerinde. Gıda güvenliği gıda erişim garantisi iki önemli kavram. İstediğiniz kadar dolarınız altınınız olsun eğer kendinize yetecek tarımınız yoksa açsınız, sefilsiniz demektir. BAKAP projesi çok çarpıcı bir proje. BAKAP projesiyle çiftlik yapıldı. Orada arıcılık, tarım, eğitim, üretim ve Ar-Ge yapılıyor. Ayrıca tarım turizmi yapılıyor. Çocuklarıyla birlikte aileler geliyor tarımı yakından görüyor. Biz kendi kendine yeten ülke ve tarımda olmak için yeniden adımlar atmalıyız. Mansur Başkan çiftçiye alım garantisi verdiği için üretici ürünü almak isteyene fiyatı kendisi ödüyor. Bu yüzden kooperatifleşme ve yerel yönetimlerin alım garantili ekim projeleri son derece kıymetli. Büyükşehir Belediyesinin kendi gübresini üretip çiftçiye dağıtan projesini önemsediğimizi söylemek isteriz.” CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem ise “Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak kırsal kalkınmaya yönelik toplu çalışmalar yapmanın sözünü veriyoruz. Yerel yönetimlerimiz de bu doğrultuda önemi çalışmalar yürütmektedir. CHP’li belediyelerimiz kırsal kalkınmayı teşvik ederek halkımızın gıda güvenliğine katkıda bulunmaktadır. Bu vesileyle halkımıza tarımsal üretimde, kırsal kalkınmada katkı sağlayan tüm belediye başkanlarımıza şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

Zeytin Katliamının 10’uncu Yılında Zeytin Şenliği Yapıldı Haber

Zeytin Katliamının 10’uncu Yılında Zeytin Şenliği Yapıldı

Soma’nın Yırca Mahallesi’nde 10 yıl önce zeytin ağacı katliamının yaşandığı alanda ‘Yırca Zeytin Şenliği’ gerçekleştirildi. Şenliğe katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 10 yıl önce kesilen zeytinlerin yerine 6 bin zeytin ağacının dikildiğini belirtti. Genel Başkan Özel, şenlikte fidan dikti, zeytin hasadı yaptı. Soma’da 10 yıl önce zeytin katliamının yaşandığı Yırca Mahallesi’nde ‘Yırca Zeytin Şenliği düzenlendi. Manisa Büyükşehir Belediyesi, Soma Belediyesi ve Sosyal Haklar Derneği işbirliğinde gerçekleştirilen Zeytin Şenliği’ne CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Manisa Milletvekilleri Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu ve Bekir Başevirgen, Belediye Başkanları, ilçe başkanları, meclis üyeleri ile yurttaşlar katıldı. Yırca Zeytin Şenliği’nde 10 yıl önce kesilen zeytin ağaçlarının yerine dikilen ağaçlardan zeytin hasadı da yapıldı.  Genel Başkan Özel; “Yırca’da bir söz vermiştim” CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ‘Yırca Zeytin Şenliği’nde konuşma yaptı. Genel Başkan Özel, “Bugün siyasi hayatımda az yaşadığım, bundan sonra çok yaşayacağımı ümit ettiğim bir günü yaşıyorum. Siyasi hayatımız, CHP’nin geçmişteki Manisa milletvekilleri, Türkiye’deki bütün milletvekilleri, mücadelelerle, direnişlerle mağdurun, mazlumun, çevrenin, doğanın, hayvanseverlerin yanında geçti. Bazen başardık, bazen başaramadık. Bazen kaybederken kazandık. Bazıları kazanırken kaybettiler. Ben Yırca’da bir söz vermiştim, ‘Göreceksiniz. Bir gün Soma’yı alacağız. Manisa Büyükşehri alacağız. Yırca’ya geleceğiz ve burada zeytin festivali yapacağız’. İşte o gün bugün arkadaşlar” dedi. “Kesilen zeytinlerin yerine 6 bin zeytin ağacı dikildi” Yırca’da 60 gün 60 gece direnildiğini kaydeden Genel Başkan Özel, “Biz zeytinleri korumak için nöbet tutuyorduk, gece 01.00’lere kadar. Sonra nöbetçiler burada kalıyordu. Ben Manisa’ya eve yatmaya gidiyordum. Bir haber geliyordu, saldırdılar. Cem burada, danışmanımız. Cem, 55 dakikada Manisa’dan buraya beni yetiştiriyordu. Ama biz gelene kadar 60 tane kesilmiş. Dozerin önünde ben durunca dokunulmazlığımız var diye duruyorlardı. Ablalarıma, annelerime kelepçe taktılar, yere yatırdılar. Gözaltına almaya çalıştılar. Büyük mücadele verildi. O mücadelenin içinden geliyor mesela Sercan Okur. Soma’da böyle bir belediye başkanı olması, Soma davasının, Yırca davasının mücadelesinin içinden gelen birinin belediye başkanı olması çok çok anlamlıdır. Hepimize örnek olacak bir meseledir. O gün kesilen zeytinlerin yerine 6 bin zeytin ağacı çeşitli derneklerden, belediyelerimizden temin edildi, dikildi. Bugün ilk kez onun hasadını yapacağız. Bugün direnişin başarısının 10’uncu yılında zeytin hasadı yapacağız. Kooperatif kuruldu. Sabun Kooperatifi. O konuda CHP’li belediyeler, Büyükşehir Belediyemiz inisiyatif alacak. Bunların çok daha fazla değerlendirilmesini sağlayacak” ifadelerini kullandı. Başkan Zeyrek; “Direnişin ve haklı zaferin ne olduğunu gösterdiniz” Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek ise, “Bundan 10 yıl önceydi herkes burada nöbetteydi. Belki o gün için kaybedilen zeytin ağaçlarımız vardı. Ama kazanılan bir direniş vardı. Burada Yırcalılar olarak siz hem Soma’ya hem de ülkemdeki her yere direnişin ve haklı zaferin ne olduğunu gösterdiniz. Doğamıza değerlerimize, nasıl sahip çıktığımızı gösterdiniz. Şimdi bu birliğinizle birlikte kadın kooperatifçiliğin de öncülüğünü yapıyorsunuz. İnşallah bunun birlikte kadınlarımız dimdik ayakta duracak, sizin önderliğinizde sizin geliştirdiğiniz bu kooperatiflerle artık her bir birey aile ekonomisine katkı sağlayacak” şeklinde konuştu. Başkan Okur; “Temiz hava için mücadele etmeyi gösterdiler” Soma Belediye Başkanı Sercan Okur da vatandaşlara seslendi. Okur, “10 yıl önceydi. Soma maden faciasının acılarını sarmaya çalışırken Yırca köyümüzde bir direniş başladı. Buraya yapılmak istenen termik santral için kesilmesi istenen zeytin ağaçlarını korumak adına Yırcalı ablalarımızın önderliğinde bir direniş başladı. O direniş bize şunu gösterdi. Eğer ki o gün biz bu direnişi yaşamamış olsaydık, bu direniş başarıya ulaşmamış olsaydı bulunduğumuz alanda ikinci bir termik santral daha olacaktı. Bizim havamız bugünden iki kat daha zehirli, kirli olacaktır. Yırca köyünün güzel insanları işte bunu başardı. Somalı vatandaşlarıma temiz hava için mücadele etmeyi gösterdiler” ifadelerini kullandı.  Zeytin hasadı yapıldı Konuşmaların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa Milletvekilleri Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu ve Bekir Başevirgen, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek ve beraberindekiler, şenlik alanında kurulan stantları gezdi. Ardından Genel Başkan Özgür Özel, zeytin fidanı dikti. Sonrasında 0 yıl önce kesilen zeytin ağaçlarının yerine dikilen ağaçlardan zeytin hasadı da yapıldı.

Başkan Ünlüce CHP 20.Olağanüstü Kurultayına Katıldı Haber

Başkan Ünlüce CHP 20.Olağanüstü Kurultayına Katıldı

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 20. Olağanüstü Kurultayı bugün Ankara Ticaret Odası Congresium Salonu’nda başladı. 3 gün sürecek kurultaya Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce de katıldı. Tüzük değişikliği yapmak ve program değişikliği çalışmalarını başlatmak üzere gerçekleştirilen Olağanüstü Kurultay bugün başladı ve 9 Eylül’e kadar çalışmalarına Ankara’da devam edecek. Kurultay toplantısına Eskişehir’den de Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, önceki dönem Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, CHP İl Başkanı Talat Yalaz ve çok sayıda siyasi isim katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kurultay salonuna eski genel başkanlar Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Hikmet Çetin ile birlikte geldi. Kurultayın divan başkanlığına CHP Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek oybirliği ile seçildi. Toplantı ile ilgili sosyal medya hesaplarından bir değerlendirme de bulunan Başkan Ayşe Ünlüce, “Partimizin temel ilkeleri olan demokrasi, özgürlük ve adaletin ışığında, gençlerimizin ve kadınlarımızın siyasete daha aktif katılımını teşvik edecek yeni düzenlemeler üzerinde kurultaya katkı sunacağız. Kurultayda alınacak kararlar ile daha kapsayıcı ve daha güçlü bir parti oluşturarak iktidar yolunda var gücümüzle çalışacağız. Bu süreçte, yalnızca delegelerimizin değil, tüm üyelerimizin katkı ve destekleriyle partimizi geleceğe hazırlamak için kararlıyız. Kurultayımızın partimiz başta olmak üzere tüm ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, katkı sunan herkese şimdiden teşekkür ediyorum.” dedi. Kurultayda Özgür Özel’in konuşmasından önce CHP yönetiminin göreve geldiği 10 ayda yaptıklarını anlatan bir sinevizyon gösterildi. Daha sonra Özgür Özel, gündemi değerlendiren bir konuşma yaptı. Toplantı Özgür Özel’in açıklamalarından sonra basına kapalı olarak gerçekleştirildi.

93. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda “Robot Sophia”lı Açılış Haber

93. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda “Robot Sophia”lı Açılış

Bu yıl 93’üncü kez “teknoloji” temasıyla yapılan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve sürpriz konuk robot Sophia’nın katılımıyla görkemli bir törenle başladı. CHP Lideri Özel, zamanında teknolojiyi İzmir Fuarı ile takip ettiklerini belirterek “İzmir araştırma-geliştirme ve inovasyon konularında dünyanın çekim merkezlerinden biri olabilir” dedi. Özel, Başkan Dr. Cemil Tugay’ın da bu konudaki vizyonuna dikkat çekerek “Süreç analizinde, gerçeği görmede, teknolojiden yararlanmada, sürdürülebilir belediyecilik çalışmalarında Türkiye'nin en iyisi olan Cemil Tugay'ın İzmir'de de en iyisini yapacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “İzmir Fuarı, sadece İzmir değildir; Türkiye demektir, Cumhuriyet demektir. ‘Bu şehirde fuarlar kurun, sergiler açın’ diyen Ata’mızın mirasını, her yıl daha da geliştirerek koruyacağız. İzmir Fuarı'nı eskisi kadar canlı, merakla beklenen, Türkiye'nin her yerinden insanların ziyaret etmek istediği o günlere geri döndürmeyi vadediyorum” dedi. Türkiye’nin fuarcılık serüvenini başlatan ve birçok ilki gerçekleştiren İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), 93’üncü kez görkemli bir törenle kapılarını açtı. Açılış töreni, Kültürpark Lozan Kapısı’nda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile eşi Öznur Tugay ev sahipliğinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla yapıldı Açılış törenine CHP Genel Başkan Yardımcıları, CHP Milletvekilleri, diplomatik misyon temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları, oda, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının başkanları ile temsilcileri, basın mensupları ve vatandaşlar da katıldı. 30 Ağustos-9 Eylül tarihleri arasında “teknoloji” temasıyla yapılan, onur konuğu ilin İstanbul, özel konuğun Küba olduğu 93’üncü İzmir Enternasyonal Fuarı, dünyayı bir kez dana İzmir ile buluşturuyor. Fuarın özel konuğu Robot Sophia sahnede Teknoloji temasıyla yapılan İzmir Enternasyonal Fuarı'nın merakla beklenen sürpriz konuğu da açılışta sahnedeydi. Konuk robot Sophia, alkışlar ve meraklı bakışlar eşliğinde kendisini izleyenlerle buluştu. Robot Sophia, “Sürpriiiiz! Merhaba İzmir! Türkiye'nin ilk ve 93 yıldır devam eden en köklü fuarına beni davet etmenizi bekliyordum! Sonunda geldim” diyerek sahnedekileri selamladı. 93. İEF'in birçok teknolojik ilke yıllar içinde ev sahipliği yaptığını hatırlatan robot Sophia, Atatürk'ün “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözünü hatırlatarak 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutladı. Akıllı trafik sistemlerinden sürdürülebilir enerji yönetimine, iklim değişikliği ve afet konularından şehir planlamasına kadar pek çok alanda yapay zekadan faydalanma konusuna değinen robot Sophia, “İzmir bu iş için biçilmiş kaftan!” dedi. Sophia ile sahnede buluşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ise “Heyecan ve şaşkınla izledik kendisini. Bir robot tarafından ilk defa 30 Ağustos Zafer Bayramı'mız kutlandı. Hoş geldin Sophia” dedi. Sophia, Başkan Tugay ile sahnede selfie çekildi. Özel: Temanın teknoloji olarak belirlenmiş olmasını son derece önemsiyorum CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Enternasyonal Fuarı'nın tarihine değinerek “İzmir Fuarı'nın geçmişini düşünüyordum. Mutlaka dedim ki; bu fuarın çağı yakalaması, teknolojiyi yakalaması, inovasyon ve AR-GE’ye yönelik olarak çok önemli işlerin yapıldığı bir zemin yaratması, bunun yıllara yayılarak da İzmir’in yeniden Türkiye'nin çekim merkezi haline gelmesi önemliydi. Ben bu fuarda Amerika ile Rusya'nın teknoloji savaşlarına şahitlik yaptım. Çocukluğumda gazetelerde haberler çıkardı. Rusya bu sene aya yolladığı kozmonotun kıyafetini getirecek. Ayın etrafında dönen uzay aracını sergileyecek. Amerika öbür sene aydan taş getirirdi. Ayda yürüyen örümcek adlı aleti getirirdi. Ayda kenetlenen iki tane uzay aracının parçalarını getirir, İzmir'de kenetlerdi ve burada yarışırlardı. İzmir; 1940, 60, 70, 80'lerde yaptığını bugün yapacak olsa araştırma geliştirme inovasyon konularında dünyanın en önemli yerlerinden biri haline gelebilir. Bu potansiyeli, birikimi, vizyonu var. Bu senenin temasının teknoloji olarak belirlenmiş olmasını son derece önemsiyorum” dedi. “İzmir'i seviyorum, Türkiye'yi seviyorum” Yapay zeka ile aday belirleme sürecini hatırlatan Özel, yapay zeka kullanımının başarıda büyük rol oynadığını söyledi. Özel, “Süreç analizinde, gerçeği görmede, teknolojiden yararlanmada, sürdürülebilir belediyecilik çalışmalarında Türkiye'nin en iyisi olan Cemil Tugay'ın İzmir'de de en iyisini yapacağına, bu takıma kaptanlık yapacağına olan inancımı bir defa daha ifade ediyorum. Bu kentin bundan sonra çok başka bir noktaya gideceğine inanıyorum. Ben çok iyi niyetli ve gayretli bu çabayı tüm belediye başkanlarımızda görüyorum. Onların kentte en iyi hizmeti yapabilmeleri için, ihtiyaç duydukları kamuoyu desteğinin sizin tarafından sağlanması önemli. İzmir'i seviyorum, Türkiye'yi seviyorum” diye konuştu.     Tugay: Fuarımız bize moral veriyor İzmir Enternasyonal Fuarı’nın doğuş hikayesini anlatan ve İEF’in dünyayı çok uzun yıllardır İzmir’de buluşturduğunu ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “İzmir Fuarı hep hayatın tarafında oldu. Hep umut aşıladı, insanları neşelendirdi, yaratıcılığı teşvik etti ve ticaretin devamlılığını sağlayarak yeni geçim kaynakları yarattı. Fuarımız bugünlerde İzmir halkı olarak bize de yaşadığımız üzücü olayların ardından moral veriyor. Karşıyaka’da, Tire’de, Bayındır’da, Menderes’te, Bergama’da, Urla’da, Çeşme’de üzücü yangınlar yaşadık. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığımızın, ilçe belediyelerimizin büyük gayretleriyle mücadele ettik. Fuarı, bu yangınların ertesinde açıyoruz. İnanıyoruz ki küllerinden yeniden doğacak yanan alanlarımız. Tıpkı, şu an içinde bulunduğumuz Kültürpark’ın, Kurtuluş Savaşı’nın ardından çıkan Büyük İzmir Yangını sonrası, küllerinden yeniden doğması gibi… Çünkü o mucizeleri gerçekleştirenler, bizim atalarımız, kahramanlarımız. Onlar; başta Atatürk olmak üzere cumhuriyeti kuran, yıkıntıların arasından hayat yeşertenler… 93. İzmir Enternasyonal Fuarı bizi, yaşadığımız zamanın kötü olaylarının da ötesine taşıyacak. Neşemizi, umudumuzu, sosyal hayatımızın canlılığını hatırlatacak” dedi. “Eski ihtişamlı, görkemli fuarları birlikte var edeceğiz” İzmir Fuarı’nın İzmirlilerin hayatında çok önemli bir yere sahip olduğunu ve yapıldığı ilk günden bu yana teknolojinin her zaman İEF kapısından kente girdiğini belirten Başkan Dr. Cemil Tugay, üniversitede okurken dört yıl İzmir Enternasyonal Fuarı’nda çalıştığını hatırlattı. Başkan Tugay, “Her yıl fuar dönemi, fuarımızın kökleri itibarıyla Cumhuriyete saygı duruşu niteliği taşır. Bu yıl fuarımızın kapılarını; Kurtuluş Savaşı’mızın son evresi Büyük Taarruz’u anmak üzere kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda açıyoruz. Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızın cesaretiyle esaretten kurtuluşumuzu, zaferimizi, bağımsızlığımızı kutluyoruz. Kapanışı ise, Kurtuluş Savaşı’nın nihai zafere ulaştığı 9 Eylül’de, İzmir’in 102. kurtuluş yıl dönümünde yapacağız. İşte bütün tüm bu nedenlerden dolayı İzmir Fuarı, sadece İzmir değildir; Türkiye demektir, cumhuriyet demektir. Her yıl olduğu gibi yine fuar döneminde 11 gün boyunca ticaret, kültür, sanat ve eğlencenin merkezi burası olacak. ‘Bu şehirde fuarlar kurun, sergiler açın’ diyen Ata’mızın mirasını, her yıl daha da geliştirerek koruyacağız. Eski fuar dönemi neşesini, canlılığını tekrar yakalayacağız. Belediye başkanı olarak en önemli ödevlerimden biri budur: İzmir Fuarı'nı eskisi kadar canlı, merakla beklenen, Türkiye'nin her yerinden insanların ziyaret etmek istediği o günlere geri döndürmeyi vadediyorum. Ve 94. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın heyecanını şimdiden yaşıyorum” diye konuştu. Tam giriş 20 TL, öğrenci ise 7,5 TL Popüler isimlerin sahne alacağı, teknolojik birçok etkinliğin yapılacak 93. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın giriş ücretleri tam 20 TL, öğrenci 7,5 TL olarak belirlendi. Kültürpark’ın tüm kapılarından giriş çıkış yapılabilecek. Etkinlikler 16.00-23.00 saatleri arasında düzenlenecek. 93. İzmir Enternasyonal Fuarı'nın Ana Sponsoru Folkart, Etkinlik Sponsoru Migros, Teknoloji Sponsoru Vestel, Otomotiv Sponsoru Avek Otomotiv, Ulaşım Sponsoru Avec Rent a Car ve Tema Etkinlik Sponsoru Red Bull olacak.

Özel: ''Tarım Türkiye’de Stratejik ve Hayati Bir Sektör'' Haber

Özel: ''Tarım Türkiye’de Stratejik ve Hayati Bir Sektör''

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, yurdun dört bir yanında gerçekleştirdiği mitinglere, Gaziantep’te fıstık mitingi ile devam etti. Mitinge katılan on binlerce yurttaşı selamlayarak konuşmasına başlayan Özel, “Alnının terini fıstık tarlasında, biber tarlasında, alnının telini bağlarda toprağa damlatan, o topraktan bereket fışkırtan, o bereketle çoluğunun çocuğunun rızkını arayan, yüreğinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisinden başka bir şey olmayan güzel Gaziantep’in yiğit, mert, çalışkan insanları hepiniz hoş geldiniz. Burada sadece Gaziantep’ten değil Şanlıurfa'dan, Adıyaman’dan, Adana’dan, Osmaniye’den, Kilis’ten ve bölgemizin dört bir yanından bugüne kadar seslenip de haykırıp da sesini duyuramayanlar sesleri ulaşsa da sözlerine değer verilmeyenler bugün buraya, bundan sonrasını konuşmaya, bundan sonra ne olacaksa onu burada hep beraber haykırmaya geldiler. Hoş geldiniz, şeref verdiniz” dedi. Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü: “TARIM SEKTÖRÜ HAYATİ BİR SEKTÖR” “Tarım Türkiye’de stratejik ve bir o kadar da hayati bir sektör. Toprak vatanımız, tarım ekmeğimiz. Yıllarca bir tarım ülkesi olmakla, kendi kendine yeten az sayıda ülkeden biri olmakla övündük. Maalesef şu anda ithalata muhtaç olan, çiftçisi yok sayılan, kendi çiftçisine vermediği, aktarmadığı kaynakları yabancı ülkelere aktaran bir ülke konumuna geldik. 2003 yılında bu memlekette 2 milyon 800 bin çiftçi vardı. O günden bugüne nüfusumuz 20 milyon arttı. Beklerseniz ki çiftçi sayımız da 500 bin, 1 milyon artsın ama bugün 2 milyon 300 bin çiftçimiz var. 20 milyon nüfus artmış yarım milyon çiftçi kayıp. Ne oldu? Onlar yok oldular, iflas ettiler. Topraklarından koptular. Büyükşehirlerin gecekondularında büyük şehirlerde iş arayarak bulabildilerse bir asgari ücretle geçinmeye çalışarak yoksa gündelik işlerde çoluğunun çocuğunun ekmeğinin peşine koştular. Oysa böylesine bir tarım ülkesinde çiftçilerin çocuklarının da çiftçi olmasını, herkesin toprak sahibi olmak istemesini, geçimin oradan sağlanmasını beklersiniz. Yarım milyon çiftçi kayıp. Türkiye’de resmi rakamlar gösteriyor ki çiftçilerin yaş ortalaması 58’e dayanmış. Bu 20 yıl önce 30’lu yaşlardaydı. Yani bu iktidar çiftçiyi toprağından kopardı. Sadece belli bir yaşın üstündekiler gidip de başka yerde ekmek arayamayacaklar, mecburen çalışıyor. Ancak gençlerin hepsinin gönlü başka yerlerde. Bugün çiftçilik yapan 4 gençten 3 tanesi ‘Gelecek sene iş bulursam bir büyükşehre giderim’ diyorsa işte sorun buradadır.” “ÇARENİN ADI CUMHURİYET HALK PARTİSİ’DİR” “Lütfen bu meydanları bu Türkiye’nin dört bir yanında kendiliğinden ürünlerini yola dökenleri, sütünü dökenleri, fıstığını dökenleri, karpuzu yere vuranları, çayı yakanları, fındığı dökenleri görün. Bu tepkiyi görün. Bu tepki siyasi değil insani bir tepkidir, vicdani bir tepkidir. Tayyip Bey, Devlet Bey her fırsatta bir beka sorunu icat etmeye çalışıyorsunuz ya, ‘Efendim, o beka sorunudur, bu beka sorunudur.’ Siz gelmeden önce kendi kendine yetebilen bir ülke bugün buğdayı dahi ithal ediyorsa, bugün yem süt paritesi bırakın bir buçuğu, 0.9’lara gelmiş, canım süt veren inekler bıçak altına gidiyorsa, bugün fıstık üreticisi bırakın geçinmeyi, borçlarını ödeyemiyor, hacizle karşı karşıya kalıyorsa bu siyasi değildir, vicdani bir tepkidir, insani bir tepkidir. Yerel seçimlerden bu yana üreticilerin haykırışları, isyanları hep kulağımızda. Ben onları duyuyorum ama birileri duymuyor. Ben onları duyduğum gibi onların yanına gidiyorum, onları dinliyorum. Sorunu duyduğum gibi nasıl çözüleceğini anlatmaya çalışıyorum. ‘Sesimizi duyurun.’ Geçmişte çok söyledim, ‘Sizi duyuruyorum, sesinizi duyurmaya geldim’ diye. Yine sesimizi duyuracağım ama bu sefer sesinizi bu iktidara onun küçük ortağına değil, sesinizi bütün Türkiye’ye duyuracağız. Çünkü artık bu hükümetin bu ülkeye verecek hiçbir şeyi yoktur. Bu ülkede Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı yorgundur, tükenmiştir, çare üretememektedir. Derdinizin çaresi bu iktidarda değil, bu iktidarı değiştirmektedir. Elbette üzgünsünüz, kızgınsınız, umutsuzsunuz ama üzülmeyin. Elbette var bir çaresi, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi’dir.” “ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE MAĞDUR” “Bugün buradan başka meydanlarda duyduklarımızı da söyleyip yalnız olmadığınızı hatırlatmaya geldim. Rize, Tayyip Bey’in memleketi. 19 lira çayın maliyeti, 17 lira verdi fiyatı. Rizeliler isyandadır. Tekirdağ Hayrabolu’da buğday mitingi yaptık. Ancak isyan Konya’da da vardır, Osmaniye’de de vardır, Çukurova’da da vardır. Türkiye’nin dört bir yanında vardır. Geçen sene 8 lira 25 kuruş olan buğdaya bu sene 9 lira 25 kuruş fiyat vermişler, buğday üreticisinin adeta canına okumuşlardır. Giresun’a Fındık Mitingine gittim, ziraat odaları hesap kitap yapmışlar, ‘165 lira olmazsa fındık asla borçlar ödenmez’ dediler. Gittiğim gün fiyat açıkladılar, 135 lira verdiler. Orada da, ‘40 gün vade. Yok çeri, yok çöpü’ dediler. Bugün 135 lirayı arıyor fındık üreticisi, 115 liradan fındık işlem görmektedir. Burdur’a gittim, Burdur’da fasulye tarlasına girdim. Aynı bugün, fıstık bahçesine gittiğim gibi. Fasulye tarlasında şunu gördüm, taze fasulyenin kilosu 8 lira. Sordum, şaşırdım. Eşim son pazara çıktığında ‘100 lira’ diyordu. İstanbul’da 120 lira, Muğla’da 140 lira. Burdur’da 80 lira. Şurada tarlada fasulye 8 lira, burada pazarda 80 lira. Buradan buraya gelene kadar bir ürün 10 kat zamlanıyorsa bunu ne nakliyeyle, ne genel giderlerle ne başka bir şeyle asla izah edemeyiz. Üretici mağdur hakkını alamıyor, tüketici mağdur, o fiyatlara yiyemiyor. Arada birileri 72 lira para kazanıyor. Bu fıstıkta da böyle, çayda da böyle, fındıkta da böyle, fasulye de de böyle, üzüm de de böyle. Demek ki sorun nerede? Demek ki sorun sistemde, demek ki sorun iktidarda.” “ÇARE BU İKTİDARI DEĞİŞTİRMEKTEDİR” “Çare iktidara ricada bulunmakta değil, bu iktidarı değiştirmektedir, bu iktidarı değiştirmekte. Burası, bu bölge, sizler başta Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman bu bölge Türkiye’deki fıstık üretiminin dörtte üçünü, Antep fıstığı üretiminin yüzde 75’ini gerçekleştiriyor. Dünyadaki toplam üretimin yüzde 12’sini yapıyorsunuz. Ancak fıstık üretirken bu zorluğa sizler katlanıyorsunuz, fıstık üretmek zor iş emek ister, alın teri ister sabır ister. Bir fıstık bahçesinde bugün gittim, çıkışta gözleri de görmeyen bir amcam yolumu kesti. Dedi ki, ‘Tam verim için, tam 15-20 yıl bekliyorsun. Fıstık ağacı verime gelsin diye. Çocuğuna bakar gibi bakıyorsun. Bazen onun ilacından önce ağacın ilacını alıyorsun. Bazen kendin aç kalıyorsun, ağacı gübresiz bırakmıyorsun. Ama maalesef bu emeğin karşılığını almak için 20 yıl bekliyorsun. Sonra bir var yılı oluyor, bir yok yılı oluyor. Bu kadar emeğin, bu kadar masrafın sonunda çiftçi rahat etmek, rahat nefes almak istiyor. Ama bugün fıstık üreticisinin nefesini kesenler var. Bugün fıstık üreticisinin cebine göz dikenler var. Bugün Ziraat Odası başkanlarımla konuştum, üreticilerle konuştum. Fıstıkla ilgili kim varsa konuştum. Diyorlar ki, ‘Geçen sene fıstığın kilosu 110 liraydı. Ablam bana traktörün üstünden fıstık verdi. Bu fıstık, boz fıstık doğru mu? Bunun fiyatı geçen sene 110 liraydı. Doğru mu? Şimdi o günden bugüne kadar bütün her şeyin fiyatı iki kata, üç kata çıktı. Ben şimdi söyleyeyim, öyle yalan dolan yok. Sahte konuşmalar yok. İşte fıstık burada, işte millet televizyonlarının başında. Geçen sene gübrenin çuvalı bin 600 lirayken bu sene 3 bin liraya çıktı. Doğru mu? Geçen sene ilaç 340 lirayken bu sene 600 liraya çıktı. Doğru mu? Mazot 24 liradan 45 liraya çıktı. Doğru mu? Sulama maliyeti üç kat arttı. Doğru mu? Geçen yıl markette 350 liraya satılan fıstık, şimdi markette 600 liraya satılıyor. Doğru mu? Peki bütün masraflar iki üç kat artmış. Bu mübarek ürünün, bu sizlerin geçiminin ana maddesi, bu ürünün fiyatı geçen sene 115 lira da bu sene niye 90 lira, niye 95 lira? Bu akılla vicdanla, mantıkla izah edilebilir mi?” “YAZIKLAR OLSUN BU DÜZENE” “Buradan bu ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz. Bir avuç tüccarı korumayı bırakın, bir avuç tüccarı, aracıyı zengin etmeyi bırakın. Bu insanların emeğine göz dikmeyi bırakın. Fıstık üreticisini karınca gibi görüp ona tepeden bakıp onu ezmeyi bırakın, karıncanın kardeşi var o da Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Derdi sen çekeceksin, donu tepene sen yiyeceksin, yağmurda sen ıslanacaksın, rüzgarda sen titreyeceksin, çırpmayı sen yapacaksın, parayı başkası kazanacak. Yok öyle. Ama yazıklar olsun bu düzene, yazıklar olsun. Şimdi Tarım Bakanı; orada burada abuk subuk telefon konuşmaları yapmayı bırak, şundan haberin var mı? Geçen sene dört kilo fıstık satıp bir işçi yevmiyesi ödeniyordu. Bu sene 10 kilo fıstık satıp bir işçi yevmiyesi ödeniyor. Doğru mu? Buradan bir kez daha soruyorum, bütün Türkiye duysun. Geçen sene bir kilo fıstık dört litre mazot alıyordu. Bu sene iki litre mazot alıyor. Doğru mu? Böyle hesap olmaz olsun. Onun için burdayım, onun için sesinizi Tarım Bakanına, Devlet Beye. Tayyip Beye duyurmak için değil, duymuyorlar. Onlar garibanın, yoksulluğun, işçinin sesini değil onlar zenginlerin, yandaşların, varsılların gününü gün edenlerin sesini duyuyorlar. Sizin sesinizi biz duyuyoruz biz sizi çaresiz bırakmayacağız. Fıstık üreticisinin vardır bir çaresi. Onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi.” “SON DEĞİL İLK CUMHURBAŞKANI’NIN PEŞİNDEYİZ” “Yarın iktidarda olursak yapacaklarımı söyleyeceğim. Yani evet sorun var biliyoruz ve bu sorunu eleştiriyoruz. Öyle bir parti değiliz biz. Cumhuriyet Halk Partisi kuru kuruya eleştiren, her şeyi eleştiren, sadece eleştiren bir parti değildir. Cumhuriyet Halk Partisi bir sorun varsa sorunu gören, çözümü bilen, çözüm yollarını söyleyen partidir. Yarın iktidar olduğumuzda Toprak Mahsulleri Ofisi derhal nasıl Fiskobirlik kapandı veya Fiskobirlik o işlevini kaybetti TMO fındık alıyorsa, nasıl Manisa’da kuru üzüm alıyorsa, nasıl hububat alıyorsa TMO, Gaziantep’te, Siirt’te, Şanlıurfa’da, Adıyaman’da, Antep fıstığını almak durumundadır. TMO fıstık alacak. Fıstıkta derhal taban fiyat uygulamasına geçeceğiz, desteklemeler artırılacak, bir yıl sonra değil sezon öncesinde destekleme ödemeleri yapılacak. Eskiden Güneydoğu Birlik vardı doğru mu? Güneydoğu Birlik, AK Parti geldi 2002; 2004’te beline kazmayı vurdu. 2006’da ensesine bir tane daha vurdu, 2022’de tamamen kapattı. Bugünkü sıkıntı Güneydoğu Birliğin olmaması, onun piyasayı düzenleyici bir fiyat bir taban fiyat ilan etmemesi, Onun alım yaparak sizi diğer alım yapan belli tüccarların eline mahkum etmemesinden kaynaklanıyordu. Bu yüzden yeniden üretici birliklerini açmak, kooperatifleri açmak, sizleri bir ve bir arada tutmak, sizleri bu piyasanın ana aktörü yapmak boynumuzun borcudur. Artan sıcaklıklar fıstıkta verimi düşürüyor. Bugün gösterdiler, eskiden yüzde 5 boş çıkardı diyorlar. Şimdi yüzde 20, 25’e çıktı. Sulama zaruri hale geldi, fıstığın sınanabilmesi için gerekli projelerin hızla başlatılması lazımdır. Fıstığa katma değer kazandırmak fıstığın ihracatını artırmak, katma değerli ürünler olarak büyük gelir elde edecek şekilde fıstığı ihraç etmenin yollarını bulmak gerekmektedir. Üreticilerin, fıstık üreticilerinin banka borçları çoktur. Bankaya borcu alanlar bir elini kaldırsın. Bu borçların faizleri tamamen silinmeli, anapara yıllara bölünmelidir. Bunun başka yolu yoktur. Köylere icra araçları gelmekte, sarı taksilerden icra memurları inmekte, köylü milletin efendisi iken perişan hale getirilmektedir. Buradan açıkça söylüyorum, köylüye Çukurova’da ‘Al ananı da git’ diyen son cumhurbaşkanının değil, ‘Köylü milletimizin efendisidir’ diyen ilk cumhurbaşkanının peşindeyiz. İlk cumhurbaşkanının.” “SAHTE GÜNDEMİNİ PEŞİNE TAKILMAYACAĞIM” “Yine bu bölgede sadece fıstık değil kırmızı biber üreticileri de feryat ediyor. Onları da gördüm, onları da duydum. Geçen sene İslahiye’de tarlada 130 TL olan biber bu yıl 60 TL’ye alınıyor, alıcı bulamıyor. Bütün masraflar biraz önce konuştuğumuz gibi iki kat artmasına rağmen İslahiye yarı fiyatına kırmızı biber satmak zorunda kalıyor. Bu sorunun en önemli sebeplerinden bir tanesi de yurt dışından kırmızı biber ithalatına izin veren, bizim üreticimizi düşünmeyen anlayıştır. Bunun için Gaziantep’in fıstık üreticisinin, kırmızı biber üreticisinin ve Gaziantep’in üzüm üreticisinin sorunlarının çözümü onlardan yana iktidarın işbaşına gelmesinden başka çare görülmemektedir. Çiftçi yok sayılarak millet açlığa itiliyor. Bugün Türkiye’nin her tarafında çiftçiler ayaktadır. Bugün Türkiye’de tarım krizi vardır. Fiyatlar çiftçi için ucuz, tüketici için pahalıdır. Tarlada 10 TL olan ürün markette 100 liradır. Ama Tayyip Erdoğan, ‘Çiftçilerin sıkıntısı yok’ diyor. Bizi de çiftçilerin sorunlarını istismar etmekle suçluyor. Rahatsız oluyor. ‘Bunları konuşmayın’ diyor. Onun yerine kavga çıkarmak, tartışma yapmak, polemik yapmak ve gündemi saptırmak istiyor. Allah eksikliklerini göstermesin, kendilerine hükümetten görmeyen, muhalif olduğunu söyleyen bazıları da onların peşine takılıp olur olmaz gündemlerle başka şeyler konuşmak istiyor. Buradan hem Erdoğan’ı hem sayın Bahçeli'yi hem kendini muhalefetten görüp milletin derdini görmeyen sığ siyasi kavgalar isteyenleri uyarıyorum. Vallahi de yapmayacağım billahi de yapmayacağım. Sizin sahte gündeminizin peşine takılıp Antepli fıstıkçıyı yalnız bırakmayacağım.” “BEN MİLLETİN YANINDAYIM” “Benim derdim 12 bin 500 TL’ye geçinmek zorunda olan emeklidir. Benim derdim maaşına zam yapılmayıp enflasyona ezdirilen emekçidir. Benim derdim Rize'deki çaycı, Manisa’daki üzümcü, Antep’teki fıstıkçıdır. Çukurova‘daki pamukçu, Konya’daki buğday üreticisini, Tekirdağ’daki ayçiçeği üreticisini bırakıp sizin peşinize düşene yazıklar olsun. Ben milletin yanındayım. Bir de çıkmışlar efendim, ‘Gelin, Anayasa yapalım.’ Önce milletin anası ağlıyor, anası ağlıyor. Bu milletin sesini duy ondan sonra gel. Milletin sesini duymayanlar, mutfaktaki yangını söndürmeyenler, emekliye hakkını vermeyenler, fıstık üreticisini sömürenlerle ne konuşacak kelimemiz, yürüyecek yolumuz, yapılacak Anayasamız vardır. Bizim yolumuz Antepli fıstık üreticisinin, biber üreticisinin mutfağına evine çoluğunun çocuğunun ekmeğine giden yoldur. Benim yoldaşım sizlersiniz, sizinle birlikteyim.” “BİRBİRLERİNİ TEHDİT EDİYORLAR” “Bugün iktidar partisinin ve ortağının derdi birbirine hareket çekmek. Tavır yapmak. 17/25 diye bir tane takvim bulmuş, arkadan gösteriyor. Onu tehdit ediyor. Öbürü kararname çıkarırken öbürünü tehdit ediyor. Dostlar alışverişte görsün, birbirlerini yiyorlar. Ama milleti açlığa, yoksulluğa, sefalete, işsizliği terk ediyorlar. O yüzden kendinden başkasını düşünmeyenlere inat halkın partisi Cumhuriyet Halk Partisi diyor ki üzülmeyin, enseyi karartmayın, sakın korkmayın, hepinizin yanındayız. Vardır bunun bir çaresi, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi. Bugün burada yerel seçimlerden sonra ilk kez Gaziantep’teyim. Bir olan belediyemizi üçe çıkardık. Karkamış Belediye Başkanımızı Nizip’e yollarken, Karkamış’ı yeniden kazandık. Ayrıca 1920’deki büyük işgale direnişten alan, anacığının başındaki örtü indirilmeye çalışılırken Fransız askerine direnen, dipçiklerle öldürülen Mehmet Kamil’den adını alan bu Cumhuriyet kentini bu Cumhuriyet ilçesi Şehitkamil’i kazandık. Hepinize teşekkür ediyorum. 1989’da Büyükşehir olan Gaziantep’i iki dönem SHP, bir dönem CHP’den 15 yıl boyunca Celal Doğan yönetmişti. Bu büyükşehri Cumhuriyet Halk Partili bu büyükşehri sosyal demokrat bir belediye başkanının yönetmesi geçen seçimlerde içten bile değildi. Ama bu seferlik olmadı. Çok açık söylüyorum, kusur sizde değil bizdedir. Ve biz hep beraber bu kenti, adında gazi olan bu kenti cumhuriyet için çok önemli bu kenti büyük şehirleri ile ve tüm ilçeleri ile birlikte ilk seçimlerde kazanmaya and içiyoruz. Söz veriyoruz.” “HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ” “Her ne kadar seçimleri, seçim sonuçlarını Gaziantep için yeterli görmesem de Şehitkamil için bütün örgütümüzün şahsında Hasan Hurşit Yıldırım İlçe Başkanımıza, Karkamış’taki örgütümüzün şahsında Metin Göğebakan‘ı, Nizip örgütümüz adına Mehmet Murat Alagöz’ü tebrik ediyor, Nizip’te Ali Doğan’ın, Karkamış‘ta Mustafa Güzel’in, Şehitkamil‘de Umut Yılmaz’ın bundan sonra halk için bu güzel şehrin güzel insanları için var güçleriyle çalışacaklarına yürekten inanıyor, başarılar diliyor, genel başkanları olarak her daim arkalarında olduğumu ifade ediyorum. Şehitkamil’de geçtiğimiz günlerde ayağımı da kırmışım, televizyonda bakarken bir gördüm ki belediyenin bir dondurma karavanı var. Mahalle mahalle geziyor. İşte orada gördüm onu şimdi. O değil mi başkan? Çeksin orayı, pembe dondurma karavanı. Mahalle mahalle geziyor, yoksul çocuklara ücretsiz dondurma dağıtıyor. O gözlerindeki ışığı gördüm, o yüzlerdeki gülümsemeyi gördüm. Ve dedim ki iyi ki Cumhuriyet Halk Partisi var, iyi ki onun gencecik bir belediye başkanı Umut var, iyi ki gelecek için Umut var. Kent lokantaları açıyoruz, hızla artacak. Bugün kreşi açtım, devamı gelecek. Görülmedik 40 bin ton asfalt döktük, arkası durmadan devam edecek. 20 bin ihtiyaç sahibine koştuk, asla yalnız kalmayacaklar. Okullarında takdir teşekkür alanlara bisiklet hediye ettik, devam edecek. Ve buradan bütün Türkiye’ye söylüyorum ki bu zengin sevenler yerine yoksulu gözetenler, rantçılar yerine halkçılar ve bu milleti ayırıp bölüp kutuplaştırıp seçim kazanmak yerine bu milleti birleştirenler eninde sonunda başaracaklar, kazanacaklar. Biz kazanacağız, siz kazanacaksınız, Türkiye kazanacak. Onun için de diyorum ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin ittifakı en büyük, en güçlü ittifaktır. Bu ittifak renklerini karşınızdaki ay yıldızlı al bayraktan alır. Bu ittifak, bu ülkeyi seven herkesin ittifakıdır. Bu ittifak, sosyal demokratların olduğu kadar milliyetçi demokratların, muhafazakar demokratların, Kürt demokratların, sol demokratların, bu ülkede yaşayan ve kendini demokrat olarak gören herkesin ittifakıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak buradan bir kez daha sesleniyoruz, Türkiye’nin bütün demokratları birleşin, yan yana durun, başınızda emeğinize sömüren alın terimizi sömüren sizin hakkınızı başkalarına yediren bu iktidardan kurtulun. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi olarak Türkiye ittifakında hep birlikte başaracağız.” “KİMSEYİ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ” “Bugün Türkiye’nin dört bir tarafında yollara dökülen bütün çiftçilere sesleniyorum. Bundan sonra derdimiz sadece kendimize ait bir dert değildir. Bundan sonra fıstık üreticisi Mehmet abi, fındık bahçesindeki Zeynep ablanın, buğday üreticisi Mustafa kardeşimin, emekli Refika teyzemin asgari ücretli Musa kardeşimin, iş bulamayan Rabia kardeşimin can yoldaşıdır. Hep birlikte hepimizin derdini birlikte sahipleneceğiz. Hep birlikte sesimizi yükseltecek, hep birlikte mücadele edecek hep birlikte kazanacağız. Kimseyi arkada bırakmayacağız. Kimseyi yalnız bırakmayacağız. Buradan bütün Türkiye’ye, örneğin Rize’ye, Tekirdağ’a, Konya’ya, Kayseri’ye, Manisa’ya, Antalya’ya, Artvin’e, Urfa’ya sesimizi duyurmaya var mısınız? Bundan sonra birlikte, hep beraber halkın iktidarını kurana kadar mücadeleye var mıyız? Hep birlikte çalışmaya, hep birlikte kazanmaya, hep birlikte hakça bölüşmeye var mıyız? İşte bizim gücümüz burada. Bundan sonra Tayyip Bey’e ses duyurmaya çalışmak yok. Duymuyor. Duymadı, duymayacak. Biz gücümüzü kendimizden, biz gücümüzü fıstık bahçesine damlattığımız alın terinden, biz gücümüzü namusuyla çalıştırıp yetiştirdiğimiz çocuklarımızın geleceğinden, biz gücümüzü fabrikalardan, tarlalardan, biz gücümüzü sokaklardan ve halktan alıyoruz. Gücünüzü kullanmaya var mısınız? Mücadeleye var mısınız? Kazanmaya hazır mıyız? Hep beraber kazanacağız. Hep beraber kazanacağız. Biz kazanacağız, biz başaracağız. Bu meydandan Türkiye’nin bütün emekçilerine güçlü bir alkış istiyorum. Güçlü bir alkış. bütün emekçilere, emeklilere bir alkış. Bu ülkenin çiftçilerine bir alkış. Bütün mağdur ve mazlumlara bir alkış. Gaziantep’ten bu gazi kentten bütün Türkiye’ye söz veriyoruz. Bunlar duymadılar, duymuyorlar, duymayacaklar. Bu maaşlarla, bu fiyatlarla, bu yönetimle geçim olmuyor. Demek ki seçim olacak o seçimi biz kazanacağız, siz kazanacaksınız, Türkiye kazanacak. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ayaklarınıza, yüreklerinize sağlık. Evlatlarımıza, büyüklerimize sağlık. Hepinizi yürekten selamlıyorum. Hep birlikte başaracağız, hep beraber biz başaracağız. Sağ olun, var olun.”

Fiyat Verirsen Geçim Olur, Fiyat Vermezsen Seçim Olur! Haber

Fiyat Verirsen Geçim Olur, Fiyat Vermezsen Seçim Olur!

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Gaziantep’te Fıstık Mitingi öncesinde önünü kesen ve alım fiyatını protesto için çuvallarla fıstığı yere döken üreticilerin sorunlarını dinledi. Fıstık üreticilerine seslenen Özel, “‘Ben size sahip çıkacağım, sesinizi duyuracağım’ demiyorum. Siz benim sesimi duyun, sizi biz kurtaracağız, Cumhuriyet Halk Partisi kurtaracak. Söylüyorum bak Tayyip Erdoğan’a, bu fıstık için bir tedbir alırsan alırsın. Fiyat verirsen verirsin. Fiyat verirsen geçim olur, fiyat vermezsen seçim olur. Sen gideceksin, biz geleceğiz” dedi. Fıstık Mitingi için Gaziantep’e gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in önü üreticiler tarafından kesildi. Çuvallarca fıstığı yere döken üreticiler alım fiyatına tepki gösterdi. Özel’e sorunlarını anlatan bir fıstık üreticisi, “Şimdi üç-beş tane Antep’in içerisindeki tüccar ağızlarını birlemişler. Fiyatı indiriyorlar, kaldırıyorlar. Devlet de buna seyirci kalıyor. Şahinbey Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi şu anda fıstık alıyor ama almış olduğu fıstık, 250 lirayla 310 lira arasında 490 gram içi verirse alıyor. Yoksa şimdi orada fıstığı alıyor, analizler yapıyor, saat 4.30’a kadar bekliyorsun. 4.30’dan sonra diyor ki, ‘Almış olduğum fıstığın gidin Körkün’den paranızı alın’ diyor. Vatandaş orada da rezil” ifadelerini kullandı. Özel, “Şimdi bir şey söyleyeyim. Bugüne kadar ‘Ne yapmak lazım?’ sorusunun cevabını, ben soruyordum, siz söylüyordunuz. ‘Hükümetin sahip çıkması lazım’ falan. Ben sana ne yapmak lazım anlatacağım müsaadenle. Şimdi geçmişte burada Güneydoğu Birliği vardı, doğru mu? Bu birlik taban fiyat açıklıyordu, o fiyatın altına zaten kimse satmazdı. Tüccar da ne yapıyordu? O fiyatın üzerinde almaya çalışıyordu. Yani bu fiyat sizi koruyordu. Bu birlik sizin birliğinizdi. Türkiye’nin neresine bakarsan, TARİŞ’inden tut FİSKOBİRLİK’e kadar Güneydoğu Birliğine kadar bu birlikler Cumhuriyet Halk Partisi’nin zamanında ‘kooperatifleşme’ dediği, ‘çiftçiler birlikte davransın’ dediği dönemlerde kök salan, hep çiftçiye yarayan birlikler. AK Parti geldi, sizin Güneydoğu Birliğini 2006 yılında belini kırdı, 2022’de defin törenini yaptı, gömdü, kapattı tamamen. Şimdi bana diyorlar ki, ‘Bunda taban fiyat açıklansın.’ Kim alacak? Alacak kurum yok. Neden? Birlik kalmadı. Ben size söyleyeyim, bundan sonra yapılacak iş AK Parti’yi göndermek, size sahip çıkacak bir iktidar getirmektir. Biz yapacağız, biz. Bunlar yapmıyor. Bugüne kadar, ‘Söyleyelim de sesini duysunlar.’ Duymuyorlar, duysalar da yapmıyorlar. Neden? O beş tane tüccarın kölesi olmuş bunlar. Biz sizin köleniziz kardeşim. Biz geleceğiz, size sahip çıkacağız, birliklerinizi açacağız, kooperatifler kuracağız, taban fiyat vereceğiz. Bak, Toprak Mahsulleri Ofisi diye bir şey var. Hububat alıyor, buğday alıyor, sıkıştı mı bizim Ege’de üzüm alıyor. Niye bunu almıyor? Gelsin, bu da toprağın mahsulü değil mi? Gelsin, alsın, buna fiyat versin. Fındık alıyor FİSKOBİRLİK’ten sonra bu sene. Sizi tamamen sahipsiz bırakmışlar. Ama ben size şunu söyleyeceğim. ‘Ben size sahip çıkacağım, sesinizi duyuracağım’ demiyorum. Siz benim sesimi duyun, sizi biz kurtaracağız, Cumhuriyet Halk Partisi kurtaracak. Söylüyorum bak Tayyip Erdoğan’a, bu fıstık için bir tedbir alırsan alırsın. Fiyat verirsen verirsin. Fiyat verirsen geçim olur, fiyat vermezsen seçim olur. Sen gideceksin, biz geleceğiz” ifadesini kullandı. “BİZ SİZİN İŞLERİ ÇÖZERİZ, BAŞKA ÇARESİ YOK” Çiftçiler arasındaki bir süt üreticisi, “Sayın Genel Başkanım, 50 kiloluk yem 270 liraydı, süt 13 liraydı. Şimdi 550 lira yem, süt 9 lira. Geriye gitti, ileriye gitmedi. İşletmemi kapattım, bitirdim işi” sözleri üzerine Özel, “Bu sefer ne oluyor? Süt verecek hayvanlar kesime gidiyor. Bire bir buçuk değilse parite, hayvan gider kesime değil mi? Hiç olmazsa bir bire kadar bile bekliyorsun maliyeti diye. 1.1’in altına düştüğünde kesime gidiyor. Bu sefer ne yapıyorlar? Süt yok. Ne yapıyorlar? Süt yok, süt tozu ithal ediyorlar. Bu sefer hayvan kalmıyor, et ithal ediyorlar, kısır döngü oluyor. Ümit ediyorum bundan sonra sesinizi duymuyorlar, biz duyuyoruz. Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’ni getirirseniz biz sizin işleri çözeriz başka çaresi yok” diye konuştu. “YURTDIŞINA SATACAĞIMIZ ÜRÜNÜ İTHAL ETMİŞLER” Oğuzeli ilçesinde kurutulmuş dolmalık ürettiğini kaydeden bir üretici, “Sayın Genel Başkanım, Oğuzeli’nde tüm Türkiye’ye, tüm dünyaya biz ihraç ediyoruz. Fakat geçen yıl 150 liraydı, yüzde 50 yüzde 100 maliyet artışı var ilaçta, işçi ücretinde. Fakat bunlarda yüzde 50 geriye gidiş var. 150 lira iken bu yıl 100 lira, 110 lira. Piyasada paranın yokluğundan geriye gidiyor. İşçi parasını bulamıyoruz, çok yüksek. Oğuzeli ilçemizde 1 milyar TL’ye yakın para getiriyor. İşçisi, satışı, şunu bunu… Fakat üretici olarak perişan durumdayız. Piyasada paranın yokluğu en büyük sorun” ifadelerini kullandı. CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun ise “İki gün önce de burada, İslahiye’de, biberi merkezi olan İslahiye’ye yurtdışından TIR’larla biber ithalatı yapıldığını gördük, hasat döneminde” dedi. Özel, “Bunu, yurtdışına satacağımız ürünü Türkiye’ye ithal etmişler. O da ne yapıyor? Piyasayı bozuyor, bu kardeşimizin işini bozuyor” yanıtını verdi. Hayvan besiciliğindeki soruna dikkat çeken bir vatandaşın, “Bir yaşındaki hayvan şu anda almaya kalksan 85 lira. Adam iki sene emek veriyor, kesiyor. 100 liraya kesiyor. Nasıl oluyor böyle?” sorusu üzerine, “Sütlük inek kesime gittiği için, kesildikten sonra hayvan popülasyonu azaldığı için dışarıdan ithalata izin veriyorlar böyle oluyor maalesef” değerlendirmesini yaptı. “SAĞDUYU İLE OLMUYOR, SOLDUYUYLA ÇÖZECEĞİZ” Bir üretici, “Ben fıstığın üretimi ile ilgili size iki dakikalık bir sunum yapmak istiyorum. Sizler çocuklarınızın nasıl iyi avukat olması için, nasıl iyi mühendis olması için, nasıl iyi doktor olması için emek harcıyorsunuz. 20 yıl ona emek verip onu yetiştirmeye çalışıyorsanız biz de bu Antep fıstığına en az 15 yıl çocuğa bakar gibi bakıyoruz. Bir ürün almadan, başka yerlerdeki kazançlarımızı çoluğumuza çocuğumuza harcayacağımız parayı getiriyoruz, ona harcıyoruz. 20 yıl sonra ürün almaya başlıyoruz. 20 yılda yetişen bir mahsulün değeri dört ayda yetişen bir kabak çekirdeği kadar da mı yoktur? Bir kabak çekirdeği Antep fıstığından daha pahalı. Girdilerimiz üç katına, dört katına çıktığı halde Antep fıstığı geçen seneki fiyata satılmıyor bile. Bunu tüccarlar, fıstık ticareti yapan vatandaşlar diyorlar ki ‘Fıstık üretimi çok olduğundan dolayı fiyat düşüyor.’ İhracatçı olan sanayici arkadaşlarımıza, sanayide ihracat yapan arkadaşlarımıza, fazla ihracat yapanlara plaket veriliyor. ‘Biz fıstık rekoltesi yüksek oldu’ diyerekten cezalandırılıyor muyuz? Bize ceza mı kesiliyor? Halbuki biz bu ülkeye katma değeri yüksek bir fıstık ürünü üretiyoruz. Gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Dişimizi tırnağımıza takıyoruz. Gecemiz gündüzümüz yok. 20 yıl emek veriyoruz sonunda da karşılığı bu mu olacak? Bizler fıstık ticareti yapan arkadaşlarımızdan sağduyu bekliyoruz. Şimdiye kadar bu çiftçilerin sayesinde zenginleştiler, mal mülk sahibi oldular, katlarda yatlarda geziyorlar, çoluklarını çocuklarını rahat içinde yaşatıyorlar. Bizleri de düşünsünler, bu sene az para kazansınlar azıcık, çiftçiye yardımcı olsunlar. Sizden de istirham ediyorum, bize sahip çıkınız” diye konuştu. Özel ise, “Bunlardan sağduyu bekleme. Bunlarda sağduyu yok. Zaten sağduyuyla da bu iş olmadı. Bizden bir solduyu bekle, sosyal demokratlar sahip çıkacak sana. Sağduyu ile olmuyor, solduyuyla çözeceğiz. Söz veriyorum” dedi. “SÖZ VERİYORUZ SAHİP ÇIKACAĞIZ” Özel’i traktör römorkunda karşılayan fıstık üreticisi kadın, “Ben bir çiftciyim, ben bir anayım. Benim babam beni bu yeşil altınla büyüttü. Biz de çocuklarımıza Gaziantep ve çevresi bütün köylerimiz olarak bununla çocuklarımıza eğitiyoruz. Efendim biz, bize sahip çıkmanızı istiyoruz. Sahip çıkılmıyor. Geçen yıl bu yeşil altın 500 liraydı, bu sene 250 lira” ifadelerini kullandı. Üreticinin elindeki fıstık dalını alan Özel, “Şimdi söz veriyoruz, sahip çıkacağız hiç merak etmeyin. Ben mitinge gideceğim senin sesini duyurmaya. Bunu da bana ver göstermeye, ‘Aslı abla verdi bunu’ diyeceğim. Bunu alıyorum, sesini duyurmaya gidiyorum” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.