SON DAKİKA
Hava Durumu

#Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı

Porsuk Haber Ajansı - Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gelin Hep Birlikte Ülkeyi Dezenfekte Edelim! Haber

Gelin Hep Birlikte Ülkeyi Dezenfekte Edelim!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında ülke gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Toplantıda konuşan Saadet Partisi Eskişehir İl Başkan Yardımcısı, STK ve Halkla İlişkiler Başkanı Muhammed Güney şu ifadelere yer verdi; "Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Eskişehirliler, Bizler çökmüş bir ekonomiyi iktidar sarhoşluğundan ayılamayan kitlelere izah etmekten tükendik. Devletimizi ve kurumlarımızı iş bilmezlikle mahveden akp yığını, ranttan başka motivasyon tanımıyor. Rüşvet, torpil ve liyakatsizliğin platin çağını yaşatan muhafazakâr demokrasi Aziz Anadolumuzu kıtlığa ve sefalete mahkum etmiştir. Üretime ve fikre düşman kesilen neoliberal ekonomiyle ruhunu yitirmiş akp, manevi değerleri de yerle bir etmiştir. ''Büyük resim'' komedisiyle çeyrek asırlık ekonomik yıkımı dış güçlere bağlayan mistik masallar akp'nin temel esasları haline gelmiştir. Bugün maalesef ekonomi bir branş olmaktan çıkıp inanışa dönüşmüştür. Böylece insanımız sersefil yaşarken bile Allah'a değil iktidara şükretmeye mecbur edilmiştir. Biz de Milli Görüşçüler olarak bu uyduruk itikada teslim olmadığımız için Hamd ediyoruz. İnternet ve haberleşme kısıtlaması ne anlama geliyor? Bir siyasi grup sosyolojik ve felsefi açılardan fikir üretemediği sürece kolluk kuvvetlerini ve yargıyı sopa olarak kullanmaktan hiç çekinmez. Zira tartışacak ve mütalaa edecek birikime haiz olmayanlar kaba kuvvetten gayrı yöntem bulamaz. Muhakeme yetisi gelişmeyen bu iktidar güruhu muhalefet bloğundan kahraman çıkarmaktadır. Vasat icraatler ile sıradan belediye faaliyetleri yürüten idarecileri ergenekon ve balyoz masallarında olduğu gibi kurgusal gerekçelerle içeri tıkan erkler, büyüttükleri muhalefetten hiç ders almadı. Tarihe bakarsak baskı gören tüm camialar zaman içerisinde dinamit etkisiyle büyümektedir. Öyle görülüyor ki emir kulu hukukçular CHP iktidarı için canhıraş çalışmaktadır. Bu noktada Erbakan hocamızın ifade ettiği üzere milli görüş dışındakilerin farksız olduğunu görüyoruz. Elbette halk sokağa çıkacak, Meşru platformlarda Hak gaspına sessiz kalmayacak, kalmamalıdır da. Sokakta olanların çoğu, Akp nin onlara belirlediği kadere teslim olmayı kabul etmedikleri için sokaktalar. Bu sağın ve solun iradesi değildir. Bir diğer açıdan da ülkemizin ışıl ışıl gençleri sokağa çekilmektedir oysa siyasi partiler onlara bir gelecek inşa etmesi gerekiyorken muhalefet ve iktidar partileri liseli, üniversiteli gençlerin isyanıyla bir saltanat ümit etmemelidir. Bundan daha önemlisi de temiz vatan evlatları bu tarz eylemlerle polise ve devlete düşman edilmemelidir. Bizim en büyük sorumluluklarımızdan birisi bu kurgusal süreçlerin hukuk ve kollukla baskı altına alıp kontrol edilmesinin devletin değil, Akp’nin işgüzarlığı olduğunu fark ettirmektir. Kendi eğriliğini pas geçenlerin, deveye boynun “eğri” demesini samimi bulmuyoruz! İktidar, samimiyetine inanmamızı istiyorsa önce iğneyi kendine batırsın! Kendi kamburunu görmeyip başkasına düz yürü diyenleri, önce ayna karşısına geçip samimiyet testi vermeye çağırıyoruz! Gelin hep birlikte bütün ülkeyi dezenfekte edelim! Rüşvet ve yolsuzlukların kol gezdiği koridorlara güneş girsin istiyorsak önce “tuzdan” başlayalım! Bir şeylerin düzelmesinden umudunu kesmiş insanlara samimiyetimizi göstermek için önce Adalet’in hakkını verelim! Yargıyı siyasetin arka bahçesi olmaktan çıkarıp, herkesin hak arayacağı kapılara dönüştürelim ki yargı sistemi sadece “iktidarın” değil, “herkesin” güvencesi olsun! Millet, derdimizin üzüm yemek olduğuna; bağcıyla işimizin olmadığına inansın istiyorsak, rüşvet ve yolsuzlukla mücadeleye turpun en büyüğünden yani iktidar kadrolarından başlayalım! Bu ülkeye bahar ancak böyle gelir! Camdan köşkte oturup da dışarı taş atmayalım! Hırsımızı kinimizi işimize karıştırmayalım! İktidar-Medya-Siyaset-Bürokrasi-Patronlar Kulübü beşgenine “neşteri” hep birlikte vuralım! Ve Söz Veriyoruz; Saadet Türkiye’sinde evlatlarımız gardiyan değil garson devletle buluşacaktır."

Üretim Ekonomisini Devreye Sokacağız! Haber

Üretim Ekonomisini Devreye Sokacağız!

Saadet Partisi Genel Sekreteri ve 20. Dönem Kırşehir Milletvekili Cafer Güneş teşkilat üyeleri ile buluşmak ve ziyaretlerde bulunmak üzere Eskişehir’e geldi. Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığında basın mensupları ile kahvaltı programında bir araya gelen Saadet Partisi Genel Sekreteri Cafer Güneş ve Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl yaptıkları konuşmalarda şu ifadelere yer verdi. Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl yaptığı konuşmada; "Ekonomiden ekolojiye, tarımdan sanayiye, adaletten hukuka, dış politikadan eğitime her alanda savrulan bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Lüks ve şatafattan, faiz lobilerinden, yandaşlara verilen ihalelerden yapılmayan tasarruf; asgari ücretliden, emekliden yapılıyor. Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının zayıflaması, yürütme erkinin yargı üzerindeki etkisi ve adil yargılanma hakkına yönelik ihlaller ciddi boyutlara ulaşmıştır. Türkiye’de herkes risk altında. Eğer iktidarın hoşuna gitmeyecek bir şey söylerseniz, bir sabah kalktığınızda kapınızda polislerle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu endişe verici durum asla kabul edilemez, edilmemelidir. Her muhalif görüş, bir darbe iması olarak yorumlanıyor. 23 yıl sonra hele Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden sonra yapılan eleştirilerden “darbe” diye tetiklenmek, bir şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyor. Örneğin TÜSİAD olayı… Mesele TÜSİAD ya da MÜSİAD meselesi değildir. Mesele iktidarın bizzat kendisidir. Bizler Saadet Partisi olarak erken seçime hazırız. Bu ülkede artık mızrak çuvala sığmıyor, erken seçim olmalıdır. Çünkü mevcut yönetim halkın sorunlarını çözemiyor. Bizler Saadet Partisi olarak sahalardayız. Vatandaş konuşacak, biz dinleyeceğiz! Ocak ayının 3 haftasında 320 ilçede, Şubat ayının 3 haftasında yani bugün ve yarın 360 ilçede, Mart ayının 3 haftasında 300 ilçede benzer çalışmaları teşkilatlar olarak yapacağız. Yeni nesil siyaset anlayışımızı, ülkenin sorunlarını ve çözümlerini halkımıza anlatacağız. Herkes ve herkesin yarınlarını umutla, güvenle bakabileceği hukukun üstünlüğü, ahlak ve maneviyatı önceleyen, herkesin emeğinin ve alın terinin karşılığını aldığı, huzurlu bir Türkiye’nin inşası için kollarımızı sıvadık. Sahalardayız ve olmaya devam edeceğiz inşallah. Cenab-ı Allah yar ve yardımcımız olsun.” dedi. Saadet Partisi Genel Sekreteri ve 20. Dönem Milletvekili Cafer Güneş yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi; "Saadet Partisi olarak kısa bir süre önce büyük kongremizi gerçekleştirdik. Yeni genel başkanımızla birlikte yeni bir vizyon ortaya koyduk: Yeni Nesil Siyaset. Bu çerçevede, teşkilatlarımızın belirlediği 3, 6, 9 ve 12 aylık yol haritasını hayata geçireceğiz. Eğer bir gün hükümet olursak, temel önceliğimiz adalet ve eşitlik olacaktır. Çünkü gerçek kalkınmanın ve huzurun yolu budur. Biz ayrıştırıcı bir dil yerine, birleştirici bir dil kullanmalıyız. Particiliği bir kenara bırakalım. Belediye başkanının da, hükümetin de bir partisi olmamalı. Herkes için hizmet etmeyi esas almalıyız. Bizler, siyaseti bir rant kapısı olarak değil, bir hizmet makamı olarak görüyoruz. Bugün okullarda ve üniversitelerde ekonomi şu şekilde öğretiliyor: Kıt kaynakların, sonsuz insan ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Oysa bizim inancımıza göre kaynaklar kıt değildir. Allah’ın nimetleri sınırsızdır. Ancak ihtiyaçlarımızı sınırlı tutmak ve adil bir paylaşım yapmak zorundayız. Bizim hayalimiz, yaşanabilir bir Türkiye, güçlü bir bölge ve adil bir dünya inşa etmek. 2025 yılı bütçesi açıklandı. Ve 1 trilyon 950 milyar TL faize ayrıldı. Size birkaç örnek vereyim. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin tüm yıllık bütçesi 39 milyar TL. Türkiye, sadece 7 günlük faiz ödemesiyle Antalya’nın tüm yıllık bütçesini ödüyor. Trabzon’un belediye bütçesi 13.7 milyar TL. Türkiye 2.5 günlük faiz ödemesiyle Trabzon’un tüm bütçesini harcıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi 151 milyar TL. Türkiye’nin sadece 28 günlük faiz ödemesi, Ankara’nın tüm yıllık bütçesi kadar! Şimdi soracaksınız.Peki siz iktidar olsanız, faiz ödemelerini ne yapacaksınız?” Buna cevabım net. Üretim ekonomisini devreye sokacağız. Ekonomiyi dış borç ve faiz kıskacından çıkarıp, üretime ve kalkınmaya dayalı bir modele geçireceğiz. Türkiye’nin kaynakları var. Ama bu kaynakları adil paylaşmamız, israfı önlememiz ve halkın refahı için kullanmamız gerekiyor. Bizim hayalimiz, adil bir Türkiye, huzurlu bir bölge ve barış dolu bir dünya. Saadet Partisi olarak bu doğrultuda çalışmaya devam edeceğiz.“

Neyi Bekliyorsunuz? Haber

Neyi Bekliyorsunuz?

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında ülke gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Başkan Yardımcısı Yasin Özen yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Değerli basın mensupları  kıymetli Eskişehirliler,      Ülkemizin son dönemlerde yaşadığı en büyük çevre felaketi İliç maden faciasının üzerinden tam bir yıl geçti, dokuz emekçimiz ihmal nedeniyle tonlarca toprağın altında kaldı. Öncelikle bu faciada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet,aile ve yakınlarına sabırlar diliyorum. Yaşadığımız felaketin ardından İliç araştırma komisyonu kuruldu, fakat aradan gecen zamanda ne asıl sorumlular bulunabildi ne bir rapor yazılabildi ne de bundan sonraki kazaları önlemek adına bir adım atılabildi. Ülkemiz her yıl kazalara,felaketlere kurban vermek zorunda değildir.Bu tür kaza ve falaketlerin yaşanmaması için gerekli kanun ve düzenlemeleri çıkarmak için yetkililere sesleniyoruz neyi bekliyorsunuz. Bunun gibi bir çok konuda da milletimiz adına buradan sesleniyoruz. Gıda fiyatları artıyor,köyler boşalıyor,tarım ve hayvancılık bitiyor.Köye dönüşü destekliyecek projeler geliştirmek için neyi bekliyorsunuz. Madde bağımlılığı tehlikesi çığ gibi büyüyor.Bu sorunla daha etkin mücadele etmek için neyi bekliyorsunuz. Haberlerden izliyoruz sokaklar poligonu aratmıyor bireysel silahlanmayı önlemek için neyi bekliyorsunuz. Gündüz kuşağı programları ile aile kurumunun altı oyuluyor.Aileyi reyting canavarına kurban etmemek için neyi bekliyorsunuz. Geçim için değil seçim için acele edenler,gerçek gündeme dönmek için neyi bekliyorsunuz. Milletin refahıyla değil vergi matrahıyla ilgilenenler,aslan payını yandaşa verip refah payını vatandaştan esirgeyenler,ucube ekonomik modelden vazgeçmek için neyi bekliyorsunuz. Kartalkaya faciasıyla ilgili olarak sayın bakanı görevden almak için neyi bekliyorsunuz. Gazze ile ilgili emlakçı trump’ı gördüğü fantastik rüyadan uyandırmak için neyi bekliyorsunuz. Evet onlar bekliyorlar fakat biz beklemeyeceğiz hepimizin güldüğü adil,müreffeh ,yaşanabilir bir Türkiye kurana kadar çalışacağız. Değerli Basın mensupları kıymetli Eskişehirliler Gazzede son günlerde yaşanan gelişmelere değinmek istiyorum. Amerika başkanlığından çok Gazzede emlak tüccarlığına soyunan trump’ın Gazze ile ilgili açıklamaları oldu, Genel Başkanımız Sayın Mahmut ARIKAN’ın Trump’a yazdığı mektubu sizlere okuyarak sözlerimi sonlandırmak istiyorum. Bay Başkan Her zamanki hayalperestliğinle Gazzelileri başka ülkelere süreceğini ve Gazzeyi imara açacağını dikte ediyorsun.Vatan toprağı ile emlak arsasını birbirine karıştırma.Bu işler emlakçılık yapmaya benzemez! Gazzeyi,parayla satın alabileceğini sandığın Grönland’la yada harita üzerinde adını değiştirdiğin Meksika körfeziyle karıştırma!senin tarih bilgin olmadığını biliyorum.Hatırlatmak isterim; bu coğrafyaya cehennemi yaşatmaya gelmiş birçok kralın mezarı bile yok! İki seçeneğin var! Ya ateşkesi destekleyerek barış ve insanlıktan yana olacaksın,yada bölgeyi daha büyük bir ateşe sürükleyerek kanlı bir katil olarak anılacaksın.Koltuğunu çektiğin,Netanyahu’nun planlarına uyup aptal olma! Gazze’nin üzerinden elini çek! Eğer bölge tarihi ve emperyalizme karşı direniş konusunda bir bilgiye ihtiyacın olursa,bizi ara... Basın toplantımıza göstermiş olduğunuz ilgilen dolayı teşekkür ediyorum."                                                                                             

Gazze’nin Geleceğine  Gazzeliler Karar Verecektir! Haber

Gazze’nin Geleceğine Gazzeliler Karar Verecektir!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze ile ilgili sözlerine tepki gösterdi. Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı önünde yapılan basın açıklamasında konuşan İl Başkanı Fesih Bingöl şu ifadeleri kullandı; "Değerli basın mensupları; Siyonist İsrail tarafından Gazze’de uygulan modern tarihin gördüğü en büyük soykırım tam 467 gün sürdü. Katil İsrail; kadın, çocuk, yaşlı demeden tüm uluslararası hukuku yok sayarak 50 binin üzerinde Gazzeli mazlumu katletti. Tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan bu soykırımda hastaneler, okullar ve ibadethaneler hedef alındı. Gazze’de binalar yıkıldıkça insanlığın temel değerleri de yıkıldı. Gazzeli mazlumlarla beraber vicdan da öldü. Atılan her bombada Batı’nın demokrasi, insan hakları, hukuk vb kavramları da yerle yeksan oldu. Nazileri aratmayan İsrail’in terörist askerleri, Hitler’I aratmayan katil Netanyahu’nun emri ve emperyalistlerin desteği ile Gazze’yi adeta rehin aldı. İnsanların en temel hak ve hürriyetleri bile yok sayıldı. Hastanelere sığınanlara ölüm yağdırıldı. Yüz binlerce mazlum açlık, susuzluk ve soğukla sınandı. En sonunda ise yerlerinden, yurtlarından göçe maruz kaldılar. Bütün bunlar olup biterken Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri ve dünya ülkelerinin çoğu ya sessizliği ya da suya sabuna dokunmayan kınamaları tercih etti. Devekuşu Paradoksu ile çözüm bulunacağı zannedilmiş, soykırım görmezden gelinmiştir. Değerli basın mensupları, bugün gelinen noktada Gazze’nin neredeyse üçte ikisi yerle yeksan olmuştur. 50 bin insan katledilmiştir ve bunların bir kısmı enkaz altından çıkarılamamıştır. 100 binin üzerinde yaralı mazlum kardeşimiz vardır. Bu rakamlar ve tüm dünyaya yansıyanlar yaşananların apaçık soykırım olduğunu göstermektedir. Birleşmiş Milletler’in yaptığı soykırım tanımına göre belli bir etnik, dini veya siyasi gruba uygulanan saldırılar ve katliamlar soykırım olarak nitelendirilmektedir. Gazze’de bütün bunların işlendiğine tüm dünya şahittir. Yine Birleşmiş Milletler’e göre bir grubu ortadan kaldırmak ya da yaşam şartlarını zorla değiştirmeye çalışmak da soykırım suçları arasında görülmektedir. İşte bu noktada son günlerde yaşanan gelişmelere değinmek istiyoruz. Uluslararası mahkemeler tarafından soykırım suçu işlediği tescillenen katil Netanyahu’nun ABD’ye yaptığı ziyaret ve ardından Trump’la düzenlenen basın toplantısı, kanlı planların şekil değiştirdiğini göstermiştir. Dünyayı ABD’nin oyun sahası olarak gören ABD Başkanı Trump, söz konusu toplantıda bir kez daha Gazze’nin insansızlaştırılmasına değinmiştir. Bu plana göre Gazzeliler Ürdün ya da Mısır’a sürgün edilecek ve ABD gerekirse Gazze’ye asker gönderecektir. Yani deniyor ki biz mücahitleri yenemedik, bütün vahşete rağmen Gazze’yi teslim alamadık, meydanda kaybettik ama masada kazanacağız. And olsun ki havadan, karadan ve denizden kuşattığınız, yok etmeye çalıştığınız, tüm suçlara rağmen zafer ilan edemediğiniz Gazze masada da size teslim olmayacaktır. Gazzeli mazlumlar bu süslü cümlelere kanmayacak, pamuklara sarıp sarmalanan demir leblebiyi yutmayacaktır. Gazze ne meydanda ne de masada işgale teslim olmayacaktır. Hadsizce yapılan bu açıklamayı kınıyoruz. Gazze’nin geleceğine şerh düşmek isteyenlere şunu bir kez daha söylüyoruz; Gazze’nin geleceğine sadece ve sadece Gazzeliler karar verecektir. Yaşanan tüm zulme, dökülen kana, verilen on binlerce cana rağmen tarihe geçecek bir mücadele ile direnen ve Gazze’yi terk etmeyen mazlumlar; okyanus ötesinden birileri istiyor diye şehit kanları ile sulanmış Gazze’yi teslim etmeyecektir. Emperyalizmin meydanda kaybeden siyonistlere Gazze’yi altın tepside sunmak istediğinin farkındayız. Barış, özgürlük, demokrasi, insan hakları gibi kavramların içini boşaltanlar şimdi de Gazze’nin içini boşaltmayı planlıyor. Milli Görüşçüler olarak 56 yıldır mücadele ettiğimiz bu azılı düşmanın niyetlerini bilecek kadar bilince ve ferasete sahibiz.   Bizler tüm insani değerlerin tepetaklak edildiği, uluslararası hukukun sadece kağıtlarda cümlelerden ibaret kaldığı bu çetin şartlarda işgalin karşısında, Gazzeli mazlumların yanındayız. Saadet Partisi olarak bu duruşumuzdan asla ve kat’a taviz vermeyeceğiz. Gazze’nin, kanlı kentsel dönüşüm projelerinize ihtiyacı yok. Cetvelli Joniler go home! Cetvel kırma eylemleri başlasın. İktidara ve bölge ülkelerine sesleniyoruz; artık cesur olmanın zamanıdır. Türkiye başta olmak üzere her ülke ve her lider Trump’ın yaptığı açıklamalara karşı net bir tavır göstermelidir. Herkese çağrımız; Kanlı îmara, Zalim mimara, Sınır tanımayan pervasızlığa, İnsan haklarını hiçe sayan haksızlığa, En çok yaralayan duyarsızlığa DUR DE! Unutulmamalıdır ki Gazze bölgemizin kalbi, emperyalizm ve siyonizme karşı en muhkem kalemizdir. Bu kalenin burçlarında zalimin bayrağı dalgalanmasın diye sayısız mazlumun kanı toprağa aktı. Bölge ülkeleri de artık üzerine düşeni yapmalı ve Gazze’yi bir kurşun atmadan teslim almak isteyen bu zihniyete karşı dik durmalıdır. Bu kalenin burçları inancın, vicdanın, kahramanlığın ve insanlığın burçlarıdır. Bu burçlar düşerse atılacak kurşun Ankara’ya, Cidde’ye, Kahire’ye, İslamabad’a düşer.  Biz diyoruz ki; bu topraklara ait olmayanların yayınladıkları deklarasyonla buraya işgalci olarak gelenler ve okyanus ötesinden ses yükseltenler Gazze hakkında söz söyleme hakkına sahip değildir. Bir kez daha söylüyoruz, Gazze Gazzelilerindir. Israrla söylüyoruz Gazze Gazzelilerindir. Canını veren on binlerce kahramanın ve mazlumun inancı ve cesaretiyle söylüyoruz; Gazze Gazzelilerindir."

Sizi Oraya Getiren Halk Zamanı Geldiğinde Göndermeyi de Bilir Haber

Sizi Oraya Getiren Halk Zamanı Geldiğinde Göndermeyi de Bilir

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından yapılan haftalık basın toplantısında ülke ve şehir gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Tanıtma Başkanı Sercan Gözegir tarafından İl başkanlığında düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; "Değerli basın mensupları, kıymetli Eskişehirliler, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminin ikinci yıldönümüne girmek üzereyiz. 11 ilde milyonlarca kişiyi etkileyen depremler, on binlerce insanın hayatını kaybetmesine ve 100 bin kişinin yaralanmasına sebep oldu. Deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine tekrar başsağlığı dileriz. Depremin üzerinden geçen iki yılda, yaraların bile henüz tamamen sarılamadığını maalesef üzülerek görüyoruz. Alınması gereken derslerin hâlâ alınmamış olması ve gerekli önlemlerle ilgili çalışmaların yapılmaması, tedirginliğimizi katbekat artırıyor. Geçtiğimiz haftalarda yaşadığımız otel yangını da gösterdi ki hiçbir doğal afete karşı yeterli hazırlığımız ve yaptırımlarımız bulunmuyor. İllaki yüzlerce canımızı kaybedip yüreğimiz yanacak, sonra mı önlemler alınacak? Dileriz ki bir daha böyle acılar yaşamayız. Öte yandan ekonomik kriz derinleşerek devam etmektedir. İktidar ise yıllardır olduğu gibi faturayı emekliye, işçiye ve küçük esnafa ödetiyor. Halkımız açlığa ve sefalete sürüklenmeye devam ediyor. Ocak ayında Türk-İş, dört kişilik bir aile için açlık sınırını 22.131 TL, yoksulluk sınırını ise 72.088 TL olarak hesapladı. Yani ülkemizin yaklaşık %70 ila %80’ini kapsayan asgari ücretlilere ve emeklilere açlık sınırının bile altında ücret ödenmektedir. Üstüne üstlük, bordrolu işçilere uygulanan vergi dilimi limitleriyle zulüm sürdürülmektedir. Kıdem tazminatı katsayısının ve emekli maaşı bağlama oranlarının düşük tutulması, halkımızın yaşamının sonuna kadar birilerine muhtaç hâlde bırakılmasına neden olmaktadır. Hani bir abimiz diyor ya: “Camiye gidiyoruz, hocalar SMA hastalarını anlatıyor. Dışarı çıkıyoruz, sokaklarda yine SMA hastalarından bahsediliyor. Parklara çıkıyoruz, emekliler sıkıntılarını dile getiriyor. Caddelere çıkıyoruz, asgari ücretlilerin dertlerini duyuyoruz. İnşallah yaşattığınızı yaşarsınız!” Evet, halkımız bunları yaşarken sizler şaşalı kongreler düzenliyor, devasa afiş ve pankartlara milyonlar harcıyor, binlerce makam aracı kullanıyor ve mitinglere insan taşımak için araç temin ediyorsunuz. İsraf edilen bu milyonlar, halkın hakkıdır! Siz, bu halka hak ettiği ücreti vermek zorundasınız. Bir an evvel israfı, şatafatlı yaşamınızı ve yandaşlarınıza çekinmeden yaptığınız peşkeşleri bırakın! Şunu unutmayın, sizi oraya getiren halk, zamanı geldiğinde tarihin tozlu sayfalarına göndermeyi de çok iyi bilir. Basın açıklamamıza göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür eder, hayırlı günler dileriz."

“Pollyanna” Bile Bu Kadar İyimser Olamazdı Haber

“Pollyanna” Bile Bu Kadar İyimser Olamazdı

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısında enflasyon rakamları,  maaş zamları ve ülke gündemleri değerlendirildi. Saadet Partisi Odunpazarı İlçe Mali İşler Başkanı Hikmet Çakır tarafından düzenlenen basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; "Sevgili Eskişehirliler, değerli basın mensupları, kıymetli misafirler, Yeni yılın ilk haftasını da geride bırakıyoruz. Umut dolu bir yıl bekleniyor. Adetten olsa gerek, yılbaşı tebrikleri ve mesajları çok iyimser. Emin olun “Pollyanna” bile bu kadar iyimser olamazdı. “TÜİK” tarafından buram buram neşe(!) kokan açıklamalara rağmen yeni yılın ilk haftası tam bir hayal kırıklığı ile geçti. Dua ediyoruz ki, kalan 51 hafta böyle geçmesin. TÜİK yine üzmedi. Ters köşe yapmadı. Bildiğini okumaya devam etti. Biz Saadet Partisi olarak Cumhurbaşkanı’na sesleniyoruz. TÜİK istatistikte çok başarılı(!). Bu başarıyı istatistiğin dışında da kullanması gerekiyor. Bir KHK ile TÜİK’e market açma ve konut kiralama yetkisi verilmelidir. Evet yanlış duymadınız. TÜİK’e bir marketler zinciri açmasını tavsiye ediyoruz. Madem sizin rakamlarınız ile bizimkiler aynı değil; biz sizin rakamlarınıza göre alışveriş yaparız. Şimdi vakit kaybetmeden dört harfli TÜİK Marketlerin tüm Türkiye’de açılmasını teklif ediyoruz. İkincisi market yetmez, kiralarda da millet sıkıntı yaşıyor. TÜİK’in toplu konut işine de girmesini tavsiye ediyoruz. Böylece milletimiz, buralardan sizin rakamlarınızla ev kiralasınlar. En azından bizler de sizin gibi mutlu mesut yaşayalım Maalesef böyle trajik ve ironik hamleler haline geldik. Bir kısır döngü içerisinde dönüp duruyoruz. Belki TÜİK çalışanları kendilerini eleştirdiğimiz için bize kızıyorlardır. İnanıyoruz ki, TÜİK çalışanları, başkanı ve müdürleri yarın emekli olsa, en çok kendileri şikayetçi olacaklardır. Pişmanlık duyacaklardır. Hoş onların da vicdanen rahat olmadıklarına inanıyoruz. Yaşadıklarımızda verdikleri kararların payı çok fazla. Bu vebaldir. Hatırlatmak istiyoruz. Evet trajik ve ironik bir Ülkeyiz. Ağlasak mı gülsek mi? Düşünün iki ay önce “Terörist” diye görevden alınan birisi, kendisine “Terörist” diyen bir diğeri ile mutlu mesut pozlar paylaşıyor. “Terörist” diyen de kendisine “Terörist” denen de bir araya gelmesi “Tarihi Bir Adım” oluyor. Ancak “Terörist” damgası ile hukuksuz bir şekilde görevden alınmayı eleştirdiğimiz zaman biz de “Hain, Terörist” oluyoruz. En hafif tabir ile şuursuzlukla itham ediliyoruz. Olmayan sözleşmelerle bizi itham edenler, masanın yedinci ayağı ile mutlu mesut görüşmeler yapıyorlar. Elbette Ülkemizin bu manzaraya çok ama çok ihtiyacı var. Ama yanılıp yıkılıp süreci kapalı kapılar ardında, Oslo’da, Dolmabahçe’de, Kandil’de, Ada’da yürütmeye kalkmayın. Süreci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ve tüm siyasi partileri dahil ederek ve de Milletimizin hassasiyetlerini gözeterek yönetin. Bu da büyük bir vebaldir. Hatırlatmak isteriz."

Talebimiz Asgari Ücret Değil, İnsani Ücret! Haber

Talebimiz Asgari Ücret Değil, İnsani Ücret!

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından, 81 İlde eş zamanlı olarak yapılan asgari ücret ile ilgili basın açıklaması Hamamyolu’nda gerçekleştirildi. Saadet Partisi Eskişehir İl Halkla İlişkiler Başkan Muhammed Güney tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca emekçinin sesi yankılanıyor: “Geçinemiyoruz! İnsanca bir yaşam ve emeğimizin karşılığını alabileceğimiz bir düzen istiyoruz.” Bugün burada, halkımızı açlık sınırının da altına iten ve emekçiyi yok sayan politikalara karşı duruşumuzu göstermek için bir aradayız. Asgarî değil, insani bir ücret talep ediyoruz; milleti, emekçiyi ezmeyen bir politika talep ediyoruz. Değerli Arkadaşlar; Açıklanan son asgari ücret rakamıyla, sermayenin dediklerini emir kabul edilmiş ve enflasyonun tüm yükünü yoksulun sırtına bindirilmiştir. 2024 yılında milyonlarca emekli kardeşimizi sadaka parası bile denemeyecek bir ücretle açlığa mahkûm eden iktidar; 2025 yılında yoksul kesimin açlıkla mücadelesini daha da katmerli hâle getirdi. Açıklanan asgari ücret TÜİK'in pembe enflasyonunun bile altında bir rakamdır! TÜİK'in bütün algı oyunlarına rağmen gösterilen % 47'lik enflasyon oranı bile asgarî ücretliye çok görüldü. Halbuki biz bu enflasyonun % 80'lerde olduğunu biliyoruz. Biz “yoksul kesimi enflasyona ezdirmeme sözünün” tutulmadığını biliyoruz. Haftalarca masada oturup, bir çözüm için çalışmadığınızı biliyoruz. Ve artık sizin neyi bilmediğinizi de biliyoruz! Siz çarşıyı bilmiyorsunuz, pazarı bilmiyorsunuz, sokağı bilmiyorsunuz, emekçiyi bilmiyorsunuz! Öyle görünüyor ki bir zamanlar hesabı yapılan, bir bardak çay ve simidin fiyatını bile bilmiyorsunuz! Şimdi soruyoruz: Bu rakamı neye göre belirlediniz? Kimle belirlediniz? Bir tarafta açlığa, yoksulluğa mahkum edilen milyonlar varken; öbür tarafta rant, ihale, yolsuzlukla ve faizlerle servetine servet katanlar bir avuç azınlık var. Bu asgari ücret rakamı yoksul milyonların değil, rantçı azınlığın rakamıdır. Tenceresi boş kalan annelerin değil, sofraları zengin olanların rakamıdır. Sabahın köründe işe giden işçinin değil, köşeyi kolay yoldan dönenlerin rakamıdır. Okuluna yırtık botla giden çocukların değil, makam aracı için kavga edenlerin rakamıdır. 85 milyonun değil, faiz lobilerinin rakamıdır. Bu rakam işçinin, işverenin değil; Hazine ve Maliye Bakanının rakamıdır! Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Misafirler; Asgari ücret rakamlar üzerinden, sırf milleti fakirliğe ikna etmek için çeşitli manipülasyonlar yapıldığını üzülerek izliyoruz. İktidar, 2002 yılından bugüne asgarî ücreti dolar bazında 628 dolara çıkardık diye övünüyor. Biz de soruyoruz: Sizin alım gücü diye bir şeyden haberiniz var mı? Zamanında 126 dolar ile geçinebilen bir ülke, neden bugün 628 dolarla geçinemiyor? Biz size cevabını verelim: çünkü ortalama kira fiyatları bugün 500 doların üstünde! Daha açıklayıcı olalım. Bugün asgari ücret 22.104 Türk Lirası oldu. Ücretin tamamını geçtik. Şu sonundaki 4 lira ile bir zamanlar, henüz Türkiye’de AK Parti yokken neler yapılabiliyordu neler! Bakınız elimde bugünün 4 lirası var. İşte burada. 2002’de 4 lirayla şuradaki 8 paket makarna alınabiliyordu. 2002’de 4 liraya şuradaki 30 adet yumurta alınabiliyordu. -Bakınız burası çok önemli- 2002’de 4 liraya 4 tane dürüm-ayran alınabiliyordu. Bugün elimdeki şu 4 lirayla, şuradaki bir ciklet dahi alınamıyor! Değerli Arkadaşlar; Hatırlayacaksınız yıllar önce Sayın Cumhurbaşkanımız, henüz İstanbul İl Başkanıyken asgari ücretin yetersizliği için simit-çay hesabı yaptıktan sonra şunları demişti: Evin kirasını kim ödeyecek? Elektrik parasını kim ödeyecek? Su parasını kim ödeyecek? Çoluk çocuğun okul masrafını kim karşılayacak? Biz de şimdi buradan soruyoruz: Bu ücretle evin kirası nasıl ödenir? Bu ücretle Elektrik parası nasıl ödenir? Bu ücretle çoluk çocuğun okul masrafı nasıl ödenir? Çarşıya, pazara nasıl çıkılır? Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Misafirler; Güzel ülkemizde asgari ücretle veya biraz üstüne çalışan yaklaşık 8,5 milyon emekçimiz ve ailesinin kabul etmeyeceği, edemeyeceği bu rakamı biz de kabul etmiyoruz. Çünkü bu rakam zulümdür. Emeğe zulümdür. Emekçiye zulümdür. Alın terine zulümdür. Kiraların % 60, pazar fiyatlarının %100 arttığı bir ortamda çalışana %30 zam bırakın vermeyi teklif dahi edilmemelidir. Aziz milletimiz adına buradan haykırıyoruz; bu yanlıştan dönün! Kuru soğana muhtaç ettiğiniz, soğuk evlerinde kombi açamaz duruma düşürdüğünüz, çocuğunun beslenme çantasına ekmekten başka bir şey koyamaya on milyonlarca insanın gözyaşları sizi boğmadan bu yanlıştan dönün. Talebimiz açıktır. Bizler; Asgari ücret değil, İnsani Ücret talep ediyoruz. Bunun gerçekleşmesi için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da canla, başla aziz milletimiz için çalışmaya devam edeceğiz. Son olarak, birazdan hep birlikte PTT’ye gidecek, şu an elimde bulunan ve çiklet dahi alamadığımız bu 4 lirayı Hazine ve Maliye Bakanlığına göndereceğiz. Belki bu 4 lira, bir sonraki çay-simit hesabında kullanılır. Bu vesileyle, Bugün buraya gelen siz basın mensuplarına ve kıymetli misafirlere çok teşekkür ediyor, sizleri Saadet Partisi adına muhabbetle selamlıyoruz." 

Bu Millet İlk Seçimde Sizi Silkeleyerek Sandığa Gömecek Haber

Bu Millet İlk Seçimde Sizi Silkeleyerek Sandığa Gömecek

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında ekonomi gündemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. İl Ekonomik İşler Başkanı Mehmet Zeki Yıldıran; "Bu millet ilk seçimde sizi silkeleyerek sandığa gömecek" dedi. Saadet Partisi Eskişehir İl Teşkilatı Ekonomik İşler Başkanı Mehmet Zeki Yıldıran yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “2025 yılı bütçesi mecliste uzun süre tartışıldı ve 20 Aralık 2024 Cuma günü meclis genel kurulunda kabul edilerek kanunlaştı. Ne yazıktır ki bu bütçede çalışana, emekliye, çiftçiye ve sanayiciye yönelik tek bir kayıt söz konusu bile değil. Bu bütçe rantiyeci ve tefeciye yönelik oluşturulmuş ülke gerçeklerinden uzak bir bütçedir. Değerli basın mensupları; 23 yıldır uygulanan bu gayri milli ekonominin acı faturası her zamanki gibi Emekçilere (asgari ücret ile çalışana, tarım işçisine ve emekliye) çıkartılmıştır. Ülkede yaşanan ekonomik ve sosyal yıkıma duyarsız kalan siyasi iktidar; algı ve takiye ile gündemi saptırarak, açlık ve sefalet içinde olan milletin feryadını duymamazlıktan gelmektedir. 23 yılda bu gayri milli ekonomik uygulamalarla orta direk yok edilmiştir. Bugün çalışanın ve emeklinin alın teri tartışılırken, ne yazık ki senelerdir (TÜİK) tarafından milletin alım gücü gasp edilmektedir. Bugün toplumun büyük bir bölümü açlık ve yoksulluk içerisinde yaşam mücadelesi vermektedir. Değerli basın mensupları; nerede ise her gün zam yağmuru ile karşı karşıya kalan bu halk, semt pazarlarından arta kalan yiyecekleri toplar duruma gelmiştir. 2002’de çay simit hesabı yaparak iktidara gelenler, buradan bu iktidara sesleniyorum; pekâlâ bugün de meydanlara çıkıp çay simit hesabı yapabiliyor musunuz? Siyasi iktidar mensupları; SSK borcunu ödemeyen belediyeleri silkeleyin diyor. Evet silkeleme olacak ama bu millet yapılacak olan ilk seçimde sizi silkeleyip sandığa gömecektir. Ülkede yaşanan bunca olumsuzluklara rağmen, milli ekonominin ülke gerçekleri ile örtüştüğü bir programla Saadet Partisinin iktidarında; çalışanın, emeklinin, esnafın, çiftçi ve sanayicinin yüzü gülecek, gençlerimizin umudu tekrar yeşerecektir. Bu duygu ve düşünceler ile, basın toplantımıza göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı hepinize teşekkür eder Eskişehir halkını saygı ile selamlarım.”

Milletimizin Sesi Olmaya Devam Edeceğiz Haber

Milletimizin Sesi Olmaya Devam Edeceğiz

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık olağan basın toplantısında ülke gündemi değerlendirildi. Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Eğitim Başkanı Tuncay Akyol tarafından yapılan basın toplantısında şu ifadelere yer verildi; "Gündem artık takip edilemeyecek kadar hızlı değişiyor. Allah bilir şu an nasıl bir gündem algısı oluşturuluyor piyasaya sürmek için. Bu kadar sık ve yaygara seviyesinde veya Milletin sinir uçlarına dokunarak tahrik edici şekilde servis edilen gündemlerin iki amacı var. İlki ekonomik felaketin enkazını unutturma çabası. Kâğıt üstündeki, gerçekle uzaktan yakında alakası olmayan verilerle topluma dayatılan “Bahar Ekonomisi”, gerçek hayatta karakış gibi geçiyor. Emekli perişan, esnaf perişan, asgari ücreti perişan, memur sıkıntılı, sanayici düşünceli… Elbette işleri iyi olan, hayatından memnun olanlar vardır. Ama bunların sayısı her geçen gün azalıyor. Bakın “Vergi Yüzsüleri” diye bir liste yayınlandı. Bu listeyi bir bakın. Rakamlara bir bakın. Listeyi hangi yönüyle ele alırsanız alın, Ülkemizin geldiği noktayı gayet iyi açıklıyor. Bir de şu var. Gelecekten de bir umutları olmadığı için Milletimizi suni gündemlerle dikkat dağıtma, kafa karıştırma, yol şaşırtma gibi ayak oyunları oynuyorlar. İşte büyük puntolarla servis edilen gündem değişikliğinin ilk sebebi. Diğer sebep ise, İnsanlık tarihinin en vahşi katliamını, soykırımını ve insanlık utancının üzerini kapatmak. İstiyorlarki, biz terörist, katil, cani ve aşağılık İsrail’i onların istediği kadar eleştirelim. Meydanlara toplanalım ama “Kahrolsun İsrail” sloganları atıp, dağılalım. Sakın ama sakın limanlardaki, karayollarındaki veya semalarımızdaki Siyonist aşağılıkların lojistik firmalarını dile getirmeyelim. Topraklarımızdaki üslerin kapanmasını istemeyelim. Fuarlardaki katilleri protesto etmeyelim. Katilin topraklarımızdaki temsilcisi büyükelçiye defol demeyelim. Biz bunları yaparsak suçlu oluruz. Adımız “Marjinal Grup” olur. Bir takım trol, yazar, hoca sıfatlı ama insanlık sıfatını taşıyamayanlar, İsrailli hayvanların bile gösteremeyeceği reaksiyon ile bize saldırıp iftira atmaya devam ediyorlar. Ne yaparsanız? Biz sözlerimizden, Kudüs Sevdamızdan, Gazze Davamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Hangi gündemleri pazarlarsanız pazarlayın. Kimleri üzerimize yürütürseniz yürütün. İstiyorsunuz ki, kahvede, sokakta insanlar ekonomiyi Gazze’yi konuşmasın. Limanlarda protestolar, şehir merkezlerinde hak arayışları olmasın istiyorsunuz. Biz ise emeklimizin, esnafımızın, memurumuzun, öğrencimizin, gencimizin, kadınlarımızın kısacası aziz Milletimizin sesi olmaya devam edeceğiz. Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmaya, tam bağımsız Filistin kuruluncaya kadar mücadele edeceğiz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.