SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sağlık

Porsuk Haber Ajansı - Sağlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Veteriner Hekimlerin Hak Kayıpları Giderilsin Haber

Veteriner Hekimlerin Hak Kayıpları Giderilsin

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de yaptığı konuşmada, çalışan ve emekli veteriner hekimlerin yaşadığı hak kayıplarına ve adaletsiz uygulamalara dikkat çekti. Gürer, veteriner hekimlerin özlük haklarının iyileştirilmesi, sağlıkta şiddet yasası kapsamına alınmaları ve yeni istihdam olanakları sağlanması için çağrıda bulundu. VETERİNER HEKİMLERİN HAK KAYIPLARI GİDERİLSİN! CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, konuşmasında veteriner hekimlerin diğer meslek gruplarına yapılan yasal düzenlemeler sonrasında özlük haklarında yaşanan kayıplara değindi. “Çalışan ve emekli veteriner hekimler, diğer meslek gruplarına yönelik yapılan yasal düzenlemeler sonrasında özlük haklarında yaşanan hak kayıplarının ve adaletsiz uygulamaların giderilmesini talep etmektedir. Bu adaletsizlikler bir an önce son bulmalıdır” dedi. SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI VETERİNER HEKİMLERİ DE KAPSAMALI! Veteriner hekimlerin sağlıkta şiddet yasası kapsamına alınması gerektiğini vurgulayan Gürer, “Veteriner hekimler, sağlıkta şiddet yasası kapsamına alınmayı talep ediyor. Onlar da sağlık çalışanlarıdır ve şiddete karşı korunmalıdır. Bu talepleri haklı bir taleptir ve acilen yerine getirilmelidir” ifadelerini kullandı. BELEDİYELERDE VETERİNER İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIKLARI KURULSUN! Belediyelerde veteriner işleri daire başkanlıklarının kurulması gerektiğini belirtenCHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Veteriner hekimler, belediyelerde veteriner işleri daire başkanlıklarının kurulmasını istiyor. Bu, yerel yönetimlerde veterinerlik hizmetlerinin daha etkin bir şekilde yürütülmesini sağlayacaktır. Bu talep, hayvan sağlığı ve halk sağlığı için büyük önem taşıyor” dedi. 4 BAKANLIKTA YENİ VETERİNER HEKİM KADROLARI OLUŞTURULSUN! CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, veteriner hekimlerin Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yanı sıra Sağlık Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı bünyesinde yeni kadrolara atanması gerektiğini söyledi. “Veteriner hekimler, bu bakanlıklar bünyesinde yeni kadroların oluşturulmasını talep ediyor. Bu, hem mesleki istihdamı artıracak hem de kamu hizmetlerinin kalitesini yükseltecektir” diye konuştu. UZMANLIK EĞİTİMİ YÖNETMELİĞİ HAYATA GEÇİRİLSİN! Veteriner Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Gürer, “Veteriner hekimler, uzmanlık eğitimi yönetmeliğinin uygulanmasını bekliyor. Bu yönetmelik, mesleki gelişim ve uzmanlaşma için büyük önem taşıyor. Acilen hayata geçirilmelidir” dedi. İŞSİZ VETERİNER HEKİMLERE FAİZSİZ KREDİ VE TEŞVİK VERİLSİN! CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “İşsiz kalan veteriner hekimler, modern hayvancılık işletmeleri kurabilmek için faizsiz kredi ve teşvik uygulamalarının başlatılmasını talep ediyor. Bu, hem istihdamı artıracak hem de hayvancılık sektörünü canlandıracaktır” ifadelerini kullandı. HER KÖYE BİR VETERİNER HEKİM GÖREVLENDİRİLSİN! Hayvancılığın yapıldığı her köye bir veteriner hekim görevlendirilmesi gerektiğini belirten Gürer, “Hayvancılığın yaygın olduğu bölgelerde veteriner hizmetlerinin erişilebilir olması için her köye bir veteriner hekim görevlendirilmesi gerekiyor. Bu, hem hayvan sağlığı hem de halk sağlığı için büyük önem taşıyor” dedi. VETERİNER HEKİM MAAŞLARINDA İYİLEŞTİRME YAPILSIN! Veteriner hekimlerin maaşlarında iyileştirme yapılması gerektiğini söyleyen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Veteriner hekimler, zorlu çalışma koşullarına rağmen düşük maaşlarla çalışıyor. Maaşlarında iyileştirme yapılması, mesleğin cazibesini artıracak ve hak ettikleri değeri görmelerini sağlayacaktır” diye konuştu. VETERİNER HEKİMLERİN TALEPLERİ DİKKATE ALINSIN! Gürer, veteriner hekimlerin taleplerinin dikkate alınması çağrısıyla tamamladı: “Veteriner hekimler, hayvan sağlığı ve halk sağlığı için büyük bir özveriyle çalışıyor. Ancak yaşadıkları hak kayıpları ve adaletsiz uygulamalar, mesleği icra etmelerini zorlaştırıyor. Bu talepler bir an önce dikkate alınmalı ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.”

Haber

"Maziden İstikbale Asırlık Şifa" Kitabı Tanıtıldı

Eskişehir’in sağlık alanındaki 100 yılı aşkın süredeki gelişimini ele alan, iki ciltten ve 1166 sayfadan Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü tarafından oluşturulan "Maziden İstikbale Asırlık Şifa" adlı eser, Eskişehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Güzel Sanatlar Galerisi'nde tanıtıldı. Tanıtımın ardından, kitabın içeriğini ve sağlık tarihine ışık tutan belgeleri içeren sergi açıldı. 27-28 Şubat 2025 tarihlerinde ziyarete açık olacak sergide, Eskişehir’in sağlık alanındaki dönüşümünü gösteren fotoğraflar, belgeler ve tarihi materyaller yer alıyor. Proje koordinatörü Uzm. Dr. Emrah Atay, kitabın sağlık hizmetlerinin geçmişten günümüze nasıl şekillendiğini ve bu süreçte emeği geçen sağlık çalışanlarının katkılarını detaylı bir şekilde ele aldığını belirtti. Atay, bu eserin gelecek nesillere kalıcı bir miras bırakmayı hedeflediğini vurgulayarak, emeği geçen tüm araştırmacılara teşekkür etti. İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, sağlık hizmetlerinin tarihine ışık tutan bu kitabın, Eskişehir’in sağlık alanındaki önemli aşamalarını belgelediğini ifade etti. Bildirici, sağlığın toplum için önemli bir yapı taşı olduğunu belirterek, eserin geleceğe de yön vereceğini söyledi. Vali Hüseyin Aksoy, kitabın, sağlık hizmetlerinin dönüşümünü ve sağlık çalışanlarının katkılarını belgelediğini vurguladı. Aksoy, kitabın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederek, bu çalışmanın geleceğe önemli bir kaynak olacağını ifade etti. Programda, kitabın hazırlanmasında katkı sunan yazarlara ve araştırmacılara teşekkür belgeleri takdim edildi. Vali Aksoy tarafından Gazeteci Ali Akyüz, Prof. Dr. Ertuğrul Algan, Uzm. Dr. Emrah Atay, Yaşar Yastıkçı ve Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş’a plaket verildi. Açılışın ardından protokol üyeleri sergiyi gezerek Eskişehir’in sağlık alanındaki tarihsel gelişimi hakkında bilgi aldı. Ziyaretçiler, sağlık alanında önemli dönüm noktalarını gözler önüne seren sergiyi 28 Şubat 2025 tarihine kadar gezebilecekler.

Ranta Dayalı Sağlık Sistemi İflas Etmiş Durumdadır Haber

Ranta Dayalı Sağlık Sistemi İflas Etmiş Durumdadır

Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nazan Aksaray Sağlık Bakanı Prof.Dr. Kemal Memişoğlu'nun Eskişehir ziyaretini değerlendirdi. EBTO Yönetim Kurulu adına Başkan Dr. Nazan Aksaray tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Değerli Basın Emekçileri, Değerli Kamuoyu, 31 Ocak 2025 Cuma günü Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu şehrimizi ziyaret etti. Ziyaretlerinden önce Eskişehir ve Bilecik’teki hekimlerin meslek odası olarak kendilerinden randevu talep ettik. Ancak maalesef yanıt alamadık. Kendilerinin Eskişehir Sanayi Odası’nın toplantı salonunda ilimizde bulunan kamu ve özel hastane başhekimleriyle bir toplantı yaptığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu tür toplantıların ülkemizin mevcut ortamında katılımcı ve demokratik bir zeminde gerçekleşmeyeceğini maalesef hepimiz gayet iyi biliyoruz. Öncelikle Sayın Bakan’a şu soruyu sormak isteriz: Toplantı neden Sanayi Odası’nın salonunda yapılmıştır? Eskişehir’de İl Sağlık Müdürlüğü’nün veya kamu hastanelerinin bu toplantının gerçekleştirileceği salonları yok mudur? Var olduğunu biliyoruz. Bizim açımızdan bu salon seçimi sağlığın bu kadar alınır satılır bir meta olarak görüldüğü bu dönemde açık bir tercihtir ve sembolik bir anlam içermektedir. Sayın Bakan, atandıktan sonra ilk defa şehrimize geldiniz, adeta dikensiz gül bahçesi ziyareti yapmak ister gibi, yarattığınız kaotik ortama hiç tanık olmadan, tek bir sağlık çalışanına veya hastamıza hatırını sormadan hızlıca şehrimizden ayrıldınız. Bu tutum bize açıkça, sorunlarla yüzleşmekten kaçındığınızı göstermektedir. Sayın Bakan, keşke açtığınız AMATEM’in hemen arkasında bulunan şehir hastanesinin acil servisine uğrayıp hiç olmazsa bir meslektaşımıza hatırını sorsaydınız? Duyacaklarınızdan korkmayın. Bunlar gerçekler. Size muhtemelen toplantıda her şeyin çok iyi olduğu anlatılmıştır. Belki de bunu duymak istiyorsunuz. Ama hizmeti biz veriyoruz ve sorunları hastalarımızla birlikte biz yaşıyoruz. Onun için bizi dinleyin. Sorunlar ancak bu şekilde çözülür. Öncelikle şehrimize ait iki acil sorunu dile getirelim: İlki yıkılan devlet hastanemizin yerine acilen tam teşekküllü bir devlet hastanesinin yapılması, şehir hastanesinin sözleşmesinin yasalar çerçevesinde sonlandırılmasıdır. Ulaşımının ve bina içinde hizmet almanın çok zor olduğu şehir hastanesinin, bir kısmının çevre mahallelere hizmet için poliklinik hizmetine devam ederken, büyük bölümünün palyatif bakım merkezi, yanık ünitesi, yara bakım merkezi, geriatri merkezi gibi hastaların uzun süre yatacağı kliniklere dönüştürülmesi uygun olacaktır. İkincisi, tıp fakültesi hastanesinin ana binasının acilen depreme karşı güçlendirilmesidir. 2025 yılı yatırım planında Eskişehir’e ayrılan ödenekte, binanın güçlendirilmesi için gereken 400 milyon TL’nin ancak %10’unun ayrıldığını görmek bizler için çok üzücüdür. Binlerce hastamızın hizmet aldığı, yüzlerce sağlık çalışanın görev yaptığı fakülte binasının bir an önce güçlendirilmesi, teknik ve tıbbi gereklilikler göz önünde bulundurularak, eğer gerekli görülürse yeni bir binanın inşa edilmesi için acele edilmelidir. 6 Şubat depremlerinde sağlık kurumlarında yaşanan acı olayların bir kez daha yaşanmasını kabul edemeyiz. Sayın Bakan, 21 yıldır uyguladığınız ranta dayalı sağlık sistemi iflas etmiş durumdadır. Bir an önce bu yanlıştan dönün. Her zaman dile getirdiğimiz gibi yanlıştan dönmek erdemliliktir. Gelinen noktada hastalarımız da sağlık çalışanları da mutsuzlar. Sağlık için zaten yeterli olmayan bütçe, maalesef etkin olarak kullanılmamakta, şirketlere aktarılmaktadır. Bir an önce koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyin. Tıp fakültemizin akademik kadro sorunu, yardımcı personel sorunu ve ödenek sorunu vardır. Bunların acilen giderilmesi gerekmektedir. Tıp fakültesinde öğrenciler, gelecekte onları bekleyen kötü çalışma koşulları nedeniyle daha ilk günden ülkemizi terk edip, kendilerine kıymet verilen ülkelere gitmeyi planlıyorlar ve gidiyorlar. Bunun önüne ancak çağdaş, demokratik, katılımcı, çalışanın eğitimine, emeğine ve deneyimine saygı duyulan çalışma ortamları ile geçebilirsiniz. Oysa bizler yöneticilerin baskılarına ve mobbingine maruz kalıyoruz. 3-5 dakikada bir hasta bakmaya zorlanıyoruz. Bu şekilde çalışmayı reddediyoruz. Aile sağlığı merkezlerimizin kamu eliyle inşa edilmesini ve çalışanlarının kamu görevlisi olmasının istiyoruz. Kaosa neden olan aile hekimliği yönetmeliğini acilen geri çekmenizi istiyoruz. Acil servislerimizin kendileri acil hasta durumunda. Hekimler 1-2 dakikada bir hasta bakmaya zorlanıyor. Böyle acil hizmeti verilmeyeceğini mutlaka biliyor olmalısınız. Neden bunda ısrar ediyorsunuz? Gelinen noktada hastalarımız randevu bulamıyor, güçlükle bulurlarsa 3-5  dakikada yeterli sağlık hizmeti alamıyorlar. Mükerrer başvurular, çok ilaç, çok tetkik vb hem hastalarımızın sağlığı hem de milli servet kaybı açısından türlü olumsuzluklara neden oluyor. Sayın Bakan, tam 13 ay sonra 2023 yılına ait sağlık istatistik yıllığını 3 gün önce yayımladınız. Hastalarımızın sunduğunuz sağlık hizmetinden memnuniyeti dahil pek çok veride önceki yıllara göre oldukça geriye gidişin olduğunu görüyoruz. Sayın Bakan, eğer bu sorunları çözemiyorsanız hemen istifa edin. Çünkü bu kötü sağlık sistemine hastalarımızın da sağlık çalışanlarının da artık dayanacak gücü kalmadı.

Aile Hekimleri Hastanelerden Tetkik İsteyebilecek Haber

Aile Hekimleri Hastanelerden Tetkik İsteyebilecek

Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, yapmış olduğu basın açıklamasında, Sağlık Bakanlığı tarafından 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak sistemle, aile hekimleri ve sağlıklı hayat merkezlerinin hastanelerle dijital olarak entegre olacağını belirtti. Bildirici, bu entegrasyon sayesinde aile hekimlerinin hastanelerden doğrudan tetkik isteyebileceğini ifade etti. Bildirici, Sağlık Bakanlığı'nın açıklamalarına dayanarak, birinci basamak sağlık hizmetleri ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri arasındaki dijital entegrasyon çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Ayrıca, 1 Ocak 2025 itibarıyla tüm illerde uygulanmaya başlanacak bu sistemle, aile hekimlerinin INR, röntgen, mamografi, yenidoğan kalça ultrasonografisi gibi tetkikleri doğrudan talep edebileceğini belirtti. Bu sistemin, hastaların herhangi bir poliklinik kaydı yaptırmadan hastanelerde tetkiklerini çektirmelerine olanak tanıyacağını ifade eden Bildirici, sonuçların ise aile hekimlerinin ekranlarında görüntülenebileceğini dile getirdi. Aile hekimlerinin Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden kendilerine kayıtlı hastalar için hastanelerden alabildikleri muayene randevularına ek olarak, yalnızca kendi hastalarına özel kullanılabilecek kontenjanların oluşturulduğunu söyledi. Bildirici, bu düzenlemenin aile hekimleri tarafından yapılan yönlendirmelerin daha etkin bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacağını belirtti. Aile hekimlerinin, kullandıkları sağlık bilgi yönetim sistemi üzerinden sevk ya da hekim notu oluşturabileceğini vurgulayan Bildirici, bu notların hastanedeki hekimler tarafından görüntülenebileceğini ifade etti. Ayrıca, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında görev yapan hekimlerin, aile hekimlerine geri bildirim notu yazabileceğini ve aile hekimlerinin bu notları kendi sistemlerinden görüntüleyebileceğini belirtti. Laboratuvar tetkiklerine yönelik olarak Bildirici, aile hekimlerinin istem yaptıktan sonra hastaya e-Nabız tarafından benzersiz bir kod paylaşacağını söyledi. Bu işlem sırasında hastaların hastanede ayrıca muayene girişi yapmasına gerek olmayacağını ifade eden Bildirici, istem tarihinden itibaren en geç 3 iş günü içinde kodun kullanılmaması durumunda geçersiz olacağını dile getirdi. Mamografi ve yenidoğan kalça ultrasonografisi gibi belirli tetkikler için aile hekimlerinin sistem üzerinden randevu oluşturabileceğini belirten Bildirici, bu sürecin kolaylaştırıcı bir adım olduğunu ifade etti. Sağlıklı Hayat Merkezleri ile ilgili de açıklamalarda bulunan Bildirici, birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarındaki hekimlerin, uygun gördükleri hastalarını danışmanlık hizmeti için bu merkezlere yönlendirebileceğini belirtti. Ayrıca, Sağlıklı Hayat Merkezleri personelinin bu hastalar için bilgi notları düzenleyebileceğini ve bu notların diğer basamaklardaki hekimler tarafından görülebileceğini söyledi. Bildirici, Sağlık Bakanlığı'nın bu dijital entegrasyonun sağlık hizmetlerinin kalitesini artıracağını ve daha etkili bir koordinasyon sağlayacağını vurguladığını ifade ederek açıklamalarını sonlandırdı.

Aile Hekimlerimizin Talepleri Yerine Getirilmelidir Haber

Aile Hekimlerimizin Talepleri Yerine Getirilmelidir

CHP Odunpazarı İlçe Gençlik Kolları, Eskişehir Bilecik Tabip Odası'nı ziyaret ederek sağlık sisteminde yaşanan sorunları yaptığı basın açıklamasıyla dile getirdi. CHP Odunpazarı İlçe Gençlik Kolları Başkanı Tuna Can Ünver yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Sağlık Bakanlığı tarafından uygulamaya konan aile hekimliği sistemini sarsan yeni yönetmeliğin yarattığı olumsuzlukları ve bu yönetmeliğin sağlık sistemimize getirdiği ağır yükleri ve hakları gasp edilen hekimlerimizin sesi olmak adına Cumhuriyet Halk Partisi Odunpazarı Gençlik Kolları Eskişehir Tabipler Odasına ziyaretimizi gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Sanılmasın ki bu yönetmelik sadece aile hekimlerini etkiliyor. Bu yönetmelik 85 milyon vatandaşımızı etkiliyor. Bakanlık her yerde güzellemelerle yönetmeliğin iyi olduğuna dair açıklamalar yaparak halkımızı kandırıyor. Yönetmelikte dayatılan 6 ayda bir zorunlu hasta takibi, Dünya’nın hiçbir yerinde olmayan bilim dışı bir uygulamadır. Aile sağlığı merkezlerine yapılan zorunlu hasta çağrıları; asıl takip edilmesi gereken bebek, çocuk, gebe ve yaşlılarımız için olan koruyucu sağlık hizmetlerini aksatacaktır. Sağlıklı bir bireyin 6 ayda bir doktor ziyaretine zorlanması, kaynakların verimsiz kullanılmasına yol açacaktır. Sadece sağlık harcamalarını değil; sağlıklı çalışan hastalarımız işe gidemediği için ülke geneli iş gücü kaybına da neden olacaktır. Yeni yönetmelik, hekimlerin bilimsel ve özgür meslek anlayışını hiçe saymaktadır. Hastanın sağlık durumunu, formüller ve hesaplamalarla belirlemeye çalışmak; hekimlerin hastaya özel tedavi uygulamasını engelleyecektir. Bu tür formülsel kısıtlamalar konulması hekimlerimizin meslek onuruna yapılan bir saldırıdır.Aynı zamanda aile hekimlerimizin ağrı kesici,antibiyotik ve mide koruyucu gibi hastaların şikayetlerine yönelik sıkça kullanılan ilaçların ortalamanın üstünde reçete edilmesini engelleyerek hekimlerimiz ile vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmektedir. Hedef puanlar ortaya atılarak aile hekimlerinin yarısı sözleşme fesih riskiyle karşı karşıya bırakılıyor ve mesleklerine olan güvenleri ortadan kaldırılıyor. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi Gençliği olarak buradan hükümete net bir çağrı yapıyoruz.Yirmi yedi bin aile hekimi ve onun kat kat üzerinde sağlık çalışanını yok sayan bu yönetmelik derhal geri çekilmeli ve aile hekimlerimizin talepleri yerine getirilmelidir.Tüm birinci basamak sağlık hizmeti verilen mekânlar kamu tarafından inşa edilmeli ve donatılmalıdır.Birinci basamak sağlık hizmetlerinde aile hekimleri ve sağlık çalışanlarına sözleşmeli değil, kadrolu iş güvenceli çalışma rejimi getirilmeli, izin, hastalık, mazeret izni gibi durumlarda kesilmeyen, emekliliğe yansıyacak tek kalemde maaş ödenmelidir. Gelire katkısı yüzde yirmiyi geçmeyecek şekilde nicelik değil, hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir. Ve son olarak söylemek isteriz ki yerel yönetimlerde kayyum atayarak millet iradesini hiçe sayan, bebeklerimiz, çocuklarımız, kadınlarımız, emekçilerimiz katledilirken seyreden, vatandaşımızın sağlık hakkını elinden alarak paran kadar sağlığı dayatan iktidar, halkımız için her alanda tehdit ve halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Bir an önce seçim olmalıdır. Halkımızın sağlık ve yaşam güvencesini sağlayacak bir yönetimi Cumhuriyet Halk Partisi olarak hep birlikte kuracağız.Tüm bireylere, bu ülkede yaşayan tüm vatandaşlarımıza sağlığı bir hak olarak tanımlayarak sağlık hizmetini, sağlık sistemini, kamucu sağlık sistemini yeniden inşa edeceğiz. Ülkemizin kaybedecek bir günü bile kalmamıştır."

Sağlıkta Dönüşüm Programından Hemen Vazgeçin Haber

Sağlıkta Dönüşüm Programından Hemen Vazgeçin

Eskişehir - Bilecik Tabip Odası, Genel Sağlık Sigortası borcu olan vatandaşların 1 Ocak 2025’ten itibaren kamudan sağlık hizmeti alamayacak olmaları ile ilgili bir açıklama yaptı. EBTO Yönetim Kurulu adına Başkan Dr.Nazan Aksaray tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Bir süredir, genel sağlık sigortası borcu olan yurttaşlarımıza Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borçlarını ödemeleri, aksi takdirde 1 Ocak 2025’ten itibaren kamudan sağlık hizmeti alamayacaklarını bildiren mesajlar gönderildiğini biliyoruz. Her zaman söylediğimiz ana ilkemizi bir kez daha dile getirmek istiyoruz. Sağlık doğuştan gelen bir haktır. Kamusal, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmetinin sağlanması, sosyal devletin görevidir. Sağlığın para ile yan yana telaffuz edilmesini, hastalarımızın “Paran yoksa, sağlık hakkın da olmaz.” diye tehdit edilmelerini kesinlikle kabul etmiyoruz. Mevcut iktidar, 2003 yılında ülkemizde sağlığı topyekün özelleştirdi, alınır satılır meta haline getirdi ve buna da sağlıkta dönüşüm projesi dedi. Bu projenin önemli bir parçası, genel sağlık sigortasının kurulması ve yalnızca düzenli olarak sağlık sigortası primi ödeyenlerin sağlık hizmetlerinden yararlanmasıydı. Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları, o dönemde bu dönüşüm projesinin genel sağlık sigortasının kurulması dahil, tüm parçaları ile birlikte kabul edilemez olduğunu dile getirdik ve yıllardır dile getirmeye devam ediyoruz. Biz hekimler, bizden yardım bekleyen hastalarımızın sırf genel sağlık sigortası prim borcunu ödeyemedi diye, sağlık kurumlarına kabul edilmemesini, hastalıklarının ilerlemesini, ilaçlarını alamamalarını kabul edemeyiz. Bilindiği gibi, devlet, bir hanede bulunan kişilerin, kişi başına geliri brüt asgari ücretin 1/3’ünden fazla, yani yaklaşık 6.500 TL’nin üzerinde ise o hanedeki her bir bireyi işi olmasa bile, zengin kabul edip genel sağlık sigortası primi ödemesini istiyor. Peki bu durum, günümüz ekonomik koşullarında, hayat pahalılığında mümkün müdür? Elbette değildir. Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi’nin verilerine göre, Ekim ayında, 4 kişilik bir ailenin asgari yaşam gereklerine göre, açlık sınırı yaklaşık 28.000TL, yoksulluk sınırı yaklaşık 77.000 TL’dir. Brüt asgari ücretin %3’üne sabitlenen, güncel tutarla aylık 600 TL olan genel sağlık sigortası priminin ödeme sorumluluğu, bordrolu bir işte çalışılmadıkça kişinin kendi omuzları üzerindedir. Bugün genel sağlık sigortası prim borcunu ödeyemeyen yaklaşık 9 milyon vatandaşımızın olduğu biliniyor. Ülkemizde DİSK verilerine göre 10 milyon 681 bin kişi işsizdir. Genel sağlık sigortası kapsamında olan ve primlerini zamanında ödeyemeyip borçlu duruma düşen işsizlerin, okulunu bitirip iş bulamayan gençlerin, iş yerini kapatmak zorunda kalan esnafın, çiftçinin, mevsimlik işçilerin, ev hizmetlerinde çalışan kadınların, kayıt dışı çalışmaya mecbur bırakılan işçilerin ve onların bakmakla yükümlü oldukları milyonlarca vatandaşın prim borcu bulunmaktadır. İşsiz çocuklarına da bakmak zorunda kalan 12500 TL gibi açlık sınırının yarısından da az maaşı olan yüzbinlerce emeklinin güçlükle ayakta durmaya çalıştığını hepimiz biliyoruz. Yoksulluk en önemli halk sağlığı sorunlarındandır. Sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşamamak, sağlıklı barınma koşullarının olmaması ve daha pek çok olumsuzlukla fiziksel ve ruhsal hastalıkların en önemli nedenidir. Sırf bu nedenle daha çok sağlık kurumuna başvurmak zorunda kalan bu yurttaşlarımızın sağlık haklarının ellerinden alınmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Buradan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na, Maliye Bakanı’na ve Sağlık Bakanı’na sesleniyoruz. Toplumdan nasıl böyle kopuk olabiliyorsunuz? Zenginden vergi almıyorsunuz, vergi borçlarını bir kalemde siliyorsunuz, teşvikler veriyorsunuz, 6500 TL geliri olanın gelirine göz dikip, 600 TL primi yatırmazsan, sağlığından olursun, diyebiliyorsunuz. Yapmanız gereken çok açıktır. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almanız ve sağlığı doğrudan vergilerden elde ettiğiniz gelirden finanse etmeniz gerekiyor. Her gün daha çok yoksullaşan, ödeyecek gücü kalmayan halkımızı, sağlığıyla tehdit etmeyin. Sağlığa erişimde eşitliğin sağlanabilmesi, primi kadar değil, ihtiyacı kadar hizmetin sunulabilmesi için acilen vergi bütçesinden ücretsiz bir sağlık sistemi oluşturmanız şarttır. Sağlık hizmetleri yalnızca toplumsal yarar, refah ve mutluluk için üretilmelidir ve herkese parasız ve kamusal olarak sunulmalıdır. Sağlıkta yaşadığımız tüm sorunların kaynağı olan ve her geçen gün türlü olumsuzluklarına tanık olduğumuz sağlıkta dönüşüm programından yeni acılara neden olmadan hemen vazgeçmenizi istiyoruz."

Türkiye Tarihinde Görülmedik Şekilde Yoksullaşıyoruz! Haber

Türkiye Tarihinde Görülmedik Şekilde Yoksullaşıyoruz!

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi tarafından ekonomi ve sağlık emekçilerinin durumu ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. SES Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Adına konuşan  Şube Eş Başkanı Umut Özge Yılmaz yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; "Çok ağır bir tablonun ortasındayız maalesef. Hepimiz Türkiye tarihinde görülmedik ölçüde yoksullaşıyoruz. Pahalılık zamlar bizleri perişan hale getirdi. Geçinemiyoruz. Bu gidişe dur diyelim! İktidarın patronlar lehine yürüttüğü politikalar nedeniyle büyük bir ekonomik krizin ortasındayız ve bunun faturası bize ödetilmeye çalışılıyor. Oysa biz emekçilerin bu ağır yıkımda hiçbir dahli yoktur. Ekmekten suya, ete, süte yani ihtiyacımız olan tüm tüketim maddelerinin fiyatları her gün artarken, yağdan sendikanın marifetiyle maaşlarımız yerinde sayıyor. Sonbahar ardından kış geliyor. Elektrik doğalgaz fiyatları, kiralar insafsızca yükseltiliyor. Her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz. Nefes alamıyoruz. Emeklilik haklarımız, ikramiyemiz bir bir elimizden kayıp gidiyor. Emekliğe yansıtılmayan zamlar ile hak kaybımız her geçen gün artıyor ve artık emeklilik olması düşünülemiyor bile.Televizyonlarda gazetelerde sanki bambaşka bir vahşet haberiyle kahroluyoruz. Küçücük çocuklar kaçırılıyor, kadınlar öldürülüyor. Her gün bir şiddet haberi daha görüyoruz. Hukuk, adalet, yaşama hakkı gasp ediliyor. Doğanın talanı acımasızca devam ediyor. Demokratik haklarımız budandıkça budanıyor. Buna karşı çıkması gereken işçi ve emekçi örgütleri bin türlü oyunla dalavereyle pasifleştirilmiş, sessizleştirilmiş halde. Sağlık ve sosyal hizmet iş kolundaki sendikalar neredeyse saç rengine, göz rengine, yaşına, mesleğine göre bölünerek güçsüzleştirilmiş ve birbirleriyle rekabet eder noktaya getirilmiştir. Bir kısmı doğrudan ve açıkça iktidarın ekonomik politikalarını destekleyen, arkasına aldığı koltuk gücüyle çalışanları beklentiye sokan yandaş sendikaların yanı sıra, çalışanları meslekleriyle, yaşlarıyla yarıştıran sendikalar da bugünkü kapkara tablonun bilerek veya bilmeyerek ortaklarıdır."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.