SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sibel Erenoğlu

Porsuk Haber Ajansı - Sibel Erenoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sibel Erenoğlu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Haklarımızdan, Hayatlarımızdan ve Hayallerimizden Vazgeçmeyeceğiz Haber

Haklarımızdan, Hayatlarımızdan ve Hayallerimizden Vazgeçmeyeceğiz

29 Ekim Kadınları Derneği Eskişehir Şubesi tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir etkinlik düzenlendi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle mücadele günü dolayısıyla dernek binasında yapılan etkinlikte yönetmenliğini Sezgin Sönmez'in yaptığı "Seyirciler" adlı kısa film gösterimi yapıldı. Şube Başkanı Sibel Erenoğlu tarafından etkinliğin ardından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "25 Kasım, kadınlar için, her türlü şiddete karşı dayanışma ve birliği güçlendirme günüdür.  BM Genel Kurulu 17 Aralık 1999 tarihli kararı ile bugünü, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele Günü“ olarak kabul etmiştir. 25 Kasım’ın seçilmesinin nedeni, Dominik Cumhuriyeti’nde askeri darbe ile iktidarı ele geçiren ve halka dünyayı zindan eden diktatörlüğe direnen Mirabel Kardeşler’in katlediliş tarihi oluşudur. Onlar, kadının insan haklarının, bütün bir toplumun özgürce yaşadığı topraklarda sağlanabileceğinin bilinci içindeydiler. Kadın olarak önde olmanın ve direnmenin bedelini ağır ödediler. Ancak, anıları, dünyanın her yerinde, her türlü şiddete karşı mücadele eden kadınlara yol göstermeye devam ediyor.  Ne var ki şiddet, bugün de  hız kesmeden sürüyor. Ülkemizde de durum farklı değil. 2024 yılının ilk 10 ayında bilinen 296 kadın cinayeti yaşandı. Bunu 184 şüpheli kadın ölümü izliyor. Ekim ayında ailesi tarafından katledilen Narin, onu izleyen yenidoğan bebek cinayetleri, kadınların, çocukların ve özellikle de kız çocukların yaşamlarının güvencede olmadığını açıkça gözler önüne seriyor. Evlerin kapılarının ardına gizlenmiş, sözlü, duygusal, ekonomik, fiziksel, cinsel şiddet eylemlerinin sayısı ise bilinemiyor. Cinsel yönelimleri farklı bireylerin onurları ile oynanmaya devam ediliyor. Ülkede giderek ağırlaşan ekonomik koşullar, özellikle kadın yoksulluğunu artırıyor. Bilimsel eğitimi, tarikatlara ve onların gerici zihniyetlerine teslim eden anlayış, kadının ikincilleşmesini yeniden besliyor. İstanbul Sözleşmesi, nafaka ve soyadı hakkı gibi kadınların, yaşamlarını güvenceye almak için verdikleri mücadelenin ürünü olan yasal kazanımlar ellerinden alınmaya çalışılıyor. Anayasa’nın 4. Maddesinde “değiştirilemeyeceği“ hüküm altına alınmış olan “Cumhuriyetin, demokratik, laik, ve sosyal hukuk devleti olduğu” ilkesi fiilen yok ediliyor. Devredilemez olan yasama, Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılması gereken yürütme , bağımsız mahkemelerce kullanılması gereken yargı yetkileri tek bir kişinin iradesine terk ediliyor. Bu durum özellikle kadınların hak talepli davalarından sonuç almalarını engelliyor. Özellikle kadına yönelik şiddet davalarında cezasızlık, şiddet faillerini cesaretlendiriyor. Kadınlar hâlâ eşit işe eşit ücret alamıyor. Tarım işçisi, mülteci kadın ve kız çocukları hem ayırımcılığın, hem de emek sömürüsünün muhatabı oluyor. Kadınlar için esnek ve güvencesiz çalışma kalıcı hale getirilmeye çalışılıyor. Kadınlar, “eş ve anne” tanımı ile eve hapsedilmek isteniyor. Fiili kürtaj yasağı,   kadınların kayıtsız, ruhsatsız, merdiven altı yerlerde hayati tehlikeyle karşı karşıya kalmasına sebep oluyor. Ülkemizde her yıl, binlerce kadın, rahim ağzı kanserinden yaşamını yitirirken, HPV aşısı hâlâ ücretsiz yapılmıyor. Kadına karşı şiddetin önlenmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak önemli  adımlardan biridir. Böylece kadınlar, hem ülke sorunları hem de kadının insan hakları sorunlarına daha sıkı sarılacak ve bu hakların kazanılmasında etkin olmayı başaracaklardır.  Ne var ki iktıdar,  son 20 yılda kadının güçlenmesine değil, geride kalmasına neden olacak uygulamalara devam ediyor. Tam da 25 Kasım yaklaşırken bu politikanın yeni bir örneği ile karşılaştık: Harp Okulu mezuniyet töreninde üç kadın öğrenci, öğrenimlerini birincilikle tamamlayıp,  teğmen rütbesini taktılar. Ancak,  resmi törenin ardından, mezuniyet coşkusu ve onurla “kılıç çattıkları” ve “Atatürk’ün Askerleriyiz!” sloganı attıkları için disiplin soruşturması ile karşı karşıya bırakıldılar. Biz, bu gerekçe ile verilecek bir cezanın, hukuka aykırı olacağı ve yeni bir şiddet türü yaratacağı inancındayız. İktidarı, bu konuda ve her alanda  şiddeti besleyen eylem ve işlemlerden uzak durmaya davet ediyoruz. Kadınlar olarak, mücadelenin kazandırdığının bilincindeyiz. Yılmadan ve yorulmadan haklarımız için mücadeleye ve dayanışmaya devam edeceğiz. Haklarımızdan, hayatlarımızdan ve hayallerimizden vazgeçmeyeceğiz."

Kadın Muhtarlarımızla Gurur Duyuyoruz Haber

Kadın Muhtarlarımızla Gurur Duyuyoruz

29 Ekim Kadınları Derneği Eskişehir Şubesi tarafından, 26 Ekim Kadın Muhtarlar Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı. 29 Ekim Kadınları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Sibel Erenoğlu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "26 Ekim, Cumhuriyetimizin biz kadınlara kazandırdığı Türkiye Kadın Muhtarlar Günü'dür. Şehrimizde seçilip muhtar olmaları ile ve görevlerini başarıyla sürdürmeleriyle kadın muhtarlarımızla gurur duyuyoruz. Cumhuriyetimizin 101. yılındayız. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında fedakârlıklarıyla yeniden devlet kurma yükünü paylaşan Türk kadınının dünyaya örnek teşkil edecek şekilde yetişmesi ve toplumsal hayat içerisinde yerini alması için döneminin en ileri adımlarını atmıştır. Türk kadınına verilen haklar Cumhuriyetimizin önemli kazanımlarından olmuştur. Ülkemizde kadın hakları konusunda en büyük gelişme cumhuriyet döneminde gerçekleşmiştir. Bunda şüphesiz ki büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün rolü büyüktür. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında kadın hareketi için belki de en öncelikli konu kadınların siyasi haklarına kavuşmasıydı. Türk kadını, cumhuriyet rejiminin kendilerine tanımış olduğu fırsatın bilinci içerisinde, sağlanan olanaklardan mümkün olduğunca yararlanma yoluna gitmiş, 1930 ve 1934 yıllarındaki düzenlemelerle siyasal alanda söz sahibi olmuştur. Çağdaşlaşmanın gereği olarak atılan bu adımlar içinde, 1933 yılında köy muhtarı ve köy ihtiyar heyetlerine kadınların da seçilme hakkını kazanması, bu süreçte önemli bir dönemeçtir. 'Cumhuriyetimizin kurulmasından tam 10 yıl sonra 1933 yılında köy muhtarı ve köy ihtiyar heyetlerine kadınların da seçilme hakkı verildi. Aydın’ın Demircidere köyünde yapılan seçimler sonrasında, Türkiye’nin ilk kadın muhtarı olarak seçilen Gül Hanım’ı rahmetle, saygıyla anıyorum. 91 yıl sonra bugün, gördük ki kadın muhtarlarımız; mahallesinin tüm sorumluluğunu üzerinize alarak, oldukça yüksek bir tempoda ve her zaman empati içinde hizmet verme azmi ve gayretindeler. Mahallesine çözümler bulma, daha iyi şartlara taşıma çabasında olduklarını biliyoruz. Görüyoruz ki şehrimizde büyük özveri ile görev yapan kadın muhtarlardan büyük bir memnuniyet var. Mahallelerinde seçilerek,  kamu ve yerel yönetimler arasında önemli bir köprü vazifesi gören kadın muhtarlarımız rol model oldular. Özveri ile beklentisiz can-ı gönülden çalışan kadın muhtarlarımızın emeklerinin, çabalarının farkındayız. Şehrimizin kıymetli, özverili, çalışkan, üretken, rol model kadın muhtarlarına, biz kadınlara yaşattıkları haklı gururdan dolayı çok teşekkür ediyor, muhtar kadınlarımızı güçlendirmek üzere her zaman yanlarında olduğumuzu belirterek her birine ayrı ayrı öncelikle sağlık ve mutlulukla başarılı çalışmalar diliyor, mahallelerine katacakları değerleri şimdiden görüyor ve 26 Ekim Kadın Muhtarlar Günü'nü kutluyoruz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.