SON DAKİKA
Hava Durumu

#Sokak Hayvanları

Porsuk Haber Ajansı - Sokak Hayvanları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sokak Hayvanları haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Terk Edilmişlikten Sevgiye Haber

Terk Edilmişlikten Sevgiye

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, sadece bir belediye başkanı değil, aynı zamanda hayat kurtaran bir hayvansever olduğunu bir kez daha kanıtladı. Başkan Kurt’un şefkati ve sevgisiyle hayata yeniden tutunan krem rengi, dişi terrier cinsi köpek “Aria”nın hikayesi, insanın içini ısıtan bir iyileşme yolculuğunu gözler önüne seriyor. Terk edilmişliğin hüznüyle geldi 19 Eylül 2024’te Odunpazarı Belediyesi Sahipsiz Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne getirilen Aria ile bilgi veren yetkililer: “Can dostumuz, eski sahibi tarafından bakılamayacağı gerekçesiyle merkeze teslim edildi. Henüz birkaç aylık olan köpek, merkeze geldiğinde fiziksel ve duygusal yaralarla mücadele ediyordu. Ciddi bir sindirim sistemi enfeksiyonu geçiren minik dostumuz, serum ve destekleyici tedavilerle iyileştirilmeye çalışıldı. Ancak fiziksel tedaviden çok daha fazlasına ihtiyaç duyuyordu: Sevgiye… Geldiği ilk günlerde hayata küsmüş, çevresine ilgisiz ve iştahsız olan köpeğin yeniden hayata dönmesi için merkez personeli büyük bir özveriyle çalıştı. Ona verilen şefkat ve gösterilen ilgi, zamanla yüreğindeki terk edilmişlik duygusunu unutturdu.” Yeni bir başlangıç: Sevginin iyileştirici gücü 12 Ekim 2024’te Odunpazarı Belediyesi’nin Lütfü Yüksel Yaşlı Bakım Merkezi’ne sahiplendirilen Aria, burada yeni bir başlangıç yaptı. Yaşlı bakım merkezindeki sıcak ortam ve sevgi dolu insanların ilgisi, onu hayata yeniden bağladı. Fakat hikâyesi burada bitmedi; 21 Kasım 2024’te, Belediye Başkanlığına alınarak Kazım Kurt’un ailesinin bir parçası oldu. Başkan Kurt, bu dost canlısı köpeği sahiplendiği günden itibaren onun her anını yakından takip ediyor. Gözlerinden sevgi akan Başkan Kurt, “Her canlı, sevgiyle hayata tutunabilir. Bu dünyayı hep birlikte paylaşıyoruz ve sorumluluklarımız büyük. Can dostumuz artık ailemizin bir parçası. Onun mutlu olduğunu görmek, bizim için en büyük ödül,” diyerek hayvan sevgisinin önemine dikkat çekiyor. Tüm topluma ilham veriyor Kazım Kurt’un bu davranışı, sadece bir hayvanı kurtarmaktan çok daha fazlası. O, topluma, terk edilmiş hayvanların sevgi ve şefkatle yeniden hayata dönebileceğini göstermenin gururunu yaşıyor. Bu hikaye, herkesin yüreğine dokunacak bir mesaj taşıyor. Sevgiyle bir hayat değişebilir. Başkan Kurt’un sahiplendiği bu sevimli dost, artık bir başına değil; sevgiyle büyüyen, güven dolu bir hayatın keyfini sürüyor. Bu hikaye, sadece hayvan haklarına değil, insani değerlere de vurgu yaparak topluma örnek bir tablo sunuyor.

Türkiye'ye Örnek Olacak Çalışma Eskişehir'de Başlıyor Haber

Türkiye'ye Örnek Olacak Çalışma Eskişehir'de Başlıyor

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ile Eskişehir Bilecik Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası arasında iş birliği protokolü imzalandı. Türkiye’ye örnek olacak protokol kapsamında kırsal ilçelerdeki çoban ve bekçi köpekleri için sahiplendirme, mikroçipleme, kimliklendirme ve kuduz aşısı yapılması sağlanacak. Büyükşehir Belediyesi ve Eskişehir Bilecik Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası arasında iş birliği protokolü imzalandı. Protokol törenine Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Eskişehir Bilecik Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Erdinç Yuva, belediye bürokratları ve veteriner hekimler katıldı. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapılmasına bağlı olarak çoban köpeği ve bekçi köpeği sayısının fazlalığı sebebiyle pilot ilçe olarak seçilen Sivrihisar’da ilk çalışmalar yapılacak. İlçedeki çoban ve bekçi köpeklerini hızla kayıt altına alarak sahiplendirme, mikroçipleme, kimliklendirme ve kuduz aşısı çalışması gerçekleştirilecek. Sonrasında da diğer kırsal ilçelerde çalışmalar başlayacak. Başkan Ayşe Ünlüce, Büyükşehir Belediye Meclisinin oy birliğiyle verdiği yetkiyle bu protokolün imzalandığını hatırlatarak tüm meclis üyelerine bir kez daha teşekkür etti. Sokak hayvanları konusuna geniş bir pencereden bakılması gerektiğini ifade eden Başkan Ünlüce, “Asıl sorunun kaynağı kırsalda olduğu için bununla ilgili neler yapabiliriz konusunda çalışma yaptık ve ayakları yere sağlam basan bir protokol imzaladık.” dedi. Başkan Ayşe Ünlüce, sokak hayvanları ile ilgili hayata geçirilecek olan Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi için ihale sürecinin tamamlandığını ve yer tesliminin yapıldığını duyurdu. Başkan Ünlüce, Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’nin hemen yanında “Doğal Yaşam Alanı” oluşturacaklarını da ifade etti. Eskişehir’in diğer illere de örnek olacağını belirten Erdinç Yuva, “Çoban ve bekçi köpeklerinin sahiplendirilerek, mikroçipleme yapılması, kimliklendirilmesi ve kuduz aşısı yapılması çalışmalarını içeren bu protokol Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Sokak hayvanları sorununu çözmek istiyorsak kırsalı çözmemiz lazım. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’ye sürecin en başından itibaren bize destek olduğu için sonsuz teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Eskişehir'de Sokak Hayvanı Sorunu Kalmayacak Haber

Eskişehir'de Sokak Hayvanı Sorunu Kalmayacak

AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, ülke ve şehir gündemini epey bir süre meşgul eden sahipsiz sokak hayvanlarına yönelik projeleri olduğunu söyledi ve bu konuda açıklamada bulundu.     Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne tavsiyede bulunan Albayrak, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:    “Geçtiğimiz haftalarda hepimizin hatırlayacağı gibi sahipsiz sokak hayvanlarımız için hazırlanan yasa teklifi pek çok tartışmalara yol açmıştı. Bu konuyu şehrimizde de saçma sapan yerlere çekmeye çalışan ve prim elde etme çabasında olan bayat siyasetçi zihniyetindeki arkadaşları üzülerek izlemiştik.    Biz, bu konuda kimseyle polemiğe girmek istemiyoruz. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi 25 yılda bir tane dahi hayvan barınağı yapmamış olsa da artık bunları tartışmanın kimseye faydası yok. Bu saatten sonra şehir olarak bundan sonra yapacaklarımıza odaklanmalıyız. Sahipsiz sokak hayvanları hususunda Eskişehir Büyükşehir Belediyemize güzel bir önerimiz var.     Önerimize gelecek olursak, Gaziantep Büyükşehir Belediyemiz bu konuda Türkiye’ye örnek çok güzel bir proje hayata geçirmiş ve başarıya da ulaşmış. Bu projede şehrin dışında belirli bir alana ‘Doğal Yaşam Parkı’ kurulmuş ve sokak hayvanlarımız burada toplanıp, aşılama ve kısırlaştırma gibi işlemler yapılmış. Akabinde rehabilite edilen hayvanlarımız bu doğal yaşam parkında doğal akış içinde yaşamaya başlamışlar. Tabii talebe göre de sahiplendirilen pek çok hayvanımız da olmuş. İşin özeti Gaziantep’te sokaklarda sürü halinde gezen tek bir hayvan dahi kalmamış. Yani, can dostlarımızı da insanlarımızı da mutlu eden bir proje olmuş.    Yeni yasaya göre bu konuda bütün belediyelere 2028 yılına kadar bir süre tanınıyor. Bu süreyi beklemek şehrimiz için çok geç olur. Yapılacak tesisler için devletimiz halihazırda yüzde 50 hibe veriyor. Çok güzel bir destek. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin ile de görüştük. Projenin örneğini büyükşehir belediyemize vermeye hazır. Bu konuda çözümün hız kazanması için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Denenmiş ve başarıya ulaşmış bu projeyi hayata geçirirsek ne can dostlarımız ne de insanlarımız artık zarar görmeyecek. Eskişehir olarak bir an önce bu konuda aksiyon almalıyız.”

Çakırözer: TBMM’de Öldüren Yasaya Sonuna Kadar Direneceğiz! Haber

Çakırözer: TBMM’de Öldüren Yasaya Sonuna Kadar Direneceğiz!

TBMM’de görüşülen ve sokak hayvanlarını uyutmayı öngören yasanın geri çekilmesi için Eskişehir’de on binlerce imza toplandı. Eskişehir hayvan hakları savunucuları, “Yasa değil cinayet! Öldürme yaşat, yasayı geri çek” derken, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Eskişehir’de hayvan hakları savunucuları can dostlarımızın yanında. On binlerce imza toplandı. Bu imzaları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne teslim ediyoruz. TBMM’ye, vicdanlı Milletvekillerine Eskişehir’den çağrımız: öldürmeyin, yaşatın! Kanunu geri çekin, Bakanlık, Belediyeler, sivil toplum, veterinerler, hayvanseverler hep birlikte öldürerek değil, yaşatarak bu sorunu çözelim” dedi. ESKİŞEHİR’DEN ON BİNLERCE İMZA: YASAYI GERİ ÇEK! TBMM’de sokak hayvanları ile ilgili düzenlemeler içeren ve kamuoyunda büyük tepkilere neden olan 17 maddelik ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine Genel Kurul’da devam ediliyor. Türkiye’nin dört bir yanında sivil toplum örgütleri, hayvan severler yasanın geri çekilmesi için kampanyalar başlatırken, Eskişehir’de bir araya gelen hayvan hakkı savunucuları da imza kampanyası başlattı. Eskişehirliler topladığı on binlerce imza ile Meclis’e, Milletvekillerine seslenerek, “Yasa değil, cinayet! Yasayı geri çek” dedi. İmza kampanyasına destek veren CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise, “Eskişehir’de on binlerce imza toplandı. Bu imzaları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne teslim ediyoruz. Milletvekillerine Eskişehir’den çağrımız öldürmeyin, yaşatın! Kanunu geri çekin, Bakanlık, Belediyeler, sivil toplum, veterinerler, hayvanseverler hep birlikte öldürerek değil, yaşatarak bu sorunu çözelim” dedi. “ÖLDÜREN YASAYA İZİN VERMEYECEĞİZ, DİRENECEĞİZ!” TBMM Genel Kurulu’nda teklife karşı milletvekilleri ile direnen Çakırözer, şunları söyledi: “Sokak hayvanları yasası TBMM’de görüşülüyor. On binlerce Eskişehirli hemşehrimiz başlattıkları imza kampanyası ile bu kanuna hayır diyor. Evet Türkiye’de bir sokak hayvanları meselesi vardır. Ama bu kanun bu sıkıntılara çözüm getirmemektedir. Şu andaki kanun maalesef öldürerek sorunu çözmeyi amaçlayan bir kanun. Oysa biz öldürme yaşat diyoruz. Bu kanun bütün sıkıntıların belediyelerin omuzuna bırakıp, devletin kendi elini çekmesi anlamını taşımaktadır. Oysa yapılması gereken Bakanlığın, Belediyelerin, hayvanseverlerin birlikte konuşarak bir kanun çıkarmasıdır. Mutlaka ama mutlaka işin başı kısırlaştırma olmalı. Ama tüm bunlar yok sayılarak tamamen sokak hayvanlarının yaşamlarını yok etmeyi amaçlayan bir kanun ile karşı karşıyayız! B buna hayır diyoruz, hayır diyeceğiz. Öldüren yasaya izin vermeyeceğiz, sonuna kadar direneceğiz.”

Gürer: Kanunun adı Hayvanları Öldürme Kanunu Teklifi! Haber

Gürer: Kanunun adı Hayvanları Öldürme Kanunu Teklifi!

Hayvanları Koruma Kanununda değişiklik yapan kanun teklifinde konuşan CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman Köyişleri komisyon üyesi Ömer Fethi Gürer hayvanları koruma Kanunun adı hayvanları öldürme kanunu olması gerektiğini söyledi. Tüm muhalefet partilerinin alkışladığı konuşmada Gürer Kanun teklifinin uygulanabilirliği olmadığı ifade etti  Sorunun AKP iktidarlarının 2004 yılında çıkarılan kanunu uygulamaması ile doğduğunu ifade etti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Öncelikle, bu kanunun adını doğru koyalım; kanunun adı "Hayvanları Koruma Kanunu" değil "hayvanları öldürme kanunu" Buradan baktığınız zaman, burada bulunan arkadaşlarımız bu kanun teklifinin tamamını okusalar, içinde sakatlıklar barındıran, sorunu daha karmaşık hâle getiren ve sokak hayvanlarının yaşatılmasını değil öldürülmesini amaçlayan bir kanun teklifi olduğunu görürler. Bu kanun teklifi tüm sorumluluğu belediyelerin üstüne yıkıyor, uygulanabilirliği yok. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, İçişleri Bakanlığının, Tarım ve Orman Bakanlığının ve kırsalda il özel idaresinin içinde olmadığı bir düzenlemeyle süreç götürülemez.” dedi. KISIRLAŞTIRMA ÇÖZÜM Gürer “Cumhurbaşkanı diyor ki: "4 milyon sokak hayvanın varlığı ortalama olarak belirlenen rakam." 2 milyonunun dişi olduğunu varsayarsanız bir kısmı kısırlaştırılmış durumda. Amaçlansa, her gün 10 kısırlaştırma yapılsa hayvanların kısırlaştırma işlemi bir yılda tamamlanır yani bu hayvanları barınağa kapatıp ölüme götürmek yerine kısırlaştırmayla sorun çözülebilir, büyükşehirlerde daha fazla süratle bu iş gerçekleştirilir. Tüm hayvanların kısırlaştırılması bir yılda bittiğinde beş yılda bunların yaşamları zaten kendiliğinden sona eriyor, çoğalmalarını önlemiş oluyoruz. “ diye konuştu. Gürer, “Bizim önerimiz: Topla, kısırlaştır, aldığı yerde bırak, yaşamını sürdürsün ama sorunlu olanları rehabilite ederek barınakta tedavisini gerçekleştir. Okullarda veterinerler çocuklarımızın sokak hayvanlarıyla kuracağı iletişimde eğitici olarak görevlendirilsin. Büyük sitelerde hayvan barınakları oluşturulup o hayvanların sahiplenilmesinin yolu açılsın. Sahiplendirme yöntemiyle sokaktaki hayvanların yaşamını sürdürebilecekleri olanaklar yaratılsın. İthal hayvan girişi durdurulsun. Kanun, kısırlaştırmayla çözüm yerine "Barınağa topla, ölünceye kadar orada kalsın, ya ölüm ya zulüm." anlayışıyla hazırlanmış bir kanun teklifi. (CHP sıralarından alkışlar) Çoğu yerde "Barınağa götürüyoruz." diye toplanan hayvanlar farklı bölgelere götürülüp ölüme terk ediliyor. Kanun teklifinde atıfta bulunulduğu için ayrıca ötanaziden vazgeçilmiyor, yine ötanazi kanunun yeni getirilen maddesi içinde de sürdürülüyor. “ dedi. BARINAK GİDERİ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bin köpek için yapılan bir barınakta -günde 1 köpek için minimum 300 gram mama gerekiyor- ayda 9 ton mamaya ihtiyaç var, ortalama mama gideri bugünkü fiyatlarla 450 bin lirayı buluyor. En düşük mama fiyatından yıllık mama gideri 5 milyon 400 bin lira ediyor bin köpek için. 4 milyon köpek toplanıp barınaklarda bakılırsa her yıl 21 milyar 600 milyon lirayı bulan mama gideri oluşuyor. Bin hayvanın koyulacağı bakımevinin personel gideri 97 milyon 32 bin lira. 4 milyon için, en az 4 bine yakın hayvanın barınacağı barınak oluşturulduğunda mama ve bakımevi çalışanları giderleri 412 milyar 128 milyon lirayı buluyor; tıbbi tedavi, malzeme, ekipman, mazot, su, araç ve öngörülemeyen giderleri de dâhil edersek ortaya çıkan tablo bu. Adalet ve Kalkınma Partisinin tarım kesimine bir yılda ayırdığı destek 91 milyar lira, barınaklar için gider 412 milyar lirayı aşıyor. Bunu, gelin, tarım kesimine kullanalım, hayvanların sahiplendirilmesi, kısırlaştırılması, bulunduğu ortamda yaşamını sürdürmesinin yolunu açalım. Burada duygu sömürüsü yapılıyor, hayvan saldırısına uğrayan insanların acısını bizler de yüreğimizde hissediyoruz ama o şartları ortadan kaldıracak sorumluluk siyasi iktidarda. Kış saati uygulamasının bile bu soruna olumsuz yansıması var. Yaptığınız yanlışların bedellerini neden köpekler ödesin? O hayvanlar can, onlar en zor şartlarda ulaşımda yanımızda yürüyen yol arkadaşlarımız, kimi zaman karda kışta ya da sürünün başında, çobanın yanında hem koruyucu hem sahiplenici.  Toplam 1.389 belediye var. Bunlardan 75 bin nüfusa sahip olanlar barınak yapamadı "25 bin nüfusu olanlar barınak yapsın." diyorsunuz. Bu mantıklı mı? Şimdi, 25 binin üzerindeki barınağı... Örneğin, bizim Bor ilçemiz var, Bor ilçesinde barınağı yaptı. Ne diyor biliyor musunuz? Özel idare kırsalda da köpekleri toplayacak -Niğde ilinde 2 tane belediye bunu yapabiliyor- buralara da getirip köpekleri muhafaza altına alacak ve bunlar, sahiplenme olgusu da zorlaştırıldığı için ölüme terk edilecek, ölünceye kadar orada kalacak. Hangi belediyenin olanaklarıyla bu iş sürdürülebilir? İşin özü, bu kanun uygulansın diye çıkmıyor, bu kanun siyaset yapmak için çıkarılıyor.  Yarın, üç dört ay sonra, Cumhurbaşkanından şunu duyacağız: "Sokak hayvanlarıyla ilgili kanunu çıkardık. Bu CHP'li belediyeler var ya, bu CHP'li belediyeler; bunlar bu hayvanları toplamadı, onun için bu köpeklerin saldırısıyla karşılaşıyoruz." Mantıki ve doğru bir yaklaşımla bu çıkarılmış olsa böyle bir yasa teklifi Meclise gelmez. Komisyonda da söyledik, birbiriyle çelişmesi yetmiyor, "kes-yapıştır"la bir yandan alıp bir yana konan yönetmelik maddesiyle ilgili düzenlemeden dahi haberi olmayan bir kanun teklifi. Ben inanıyorum ki bu kanun teklifine imza koyan arkadaşlarımız dâhil, içeriğinin bütününü okusanız, biraz evvel burada Grup Başkan Vekilinin anlattığı merhamet, şefkat; dünden, atalardan gelen gelenek mantığıyla bu yasa teklifine oy vermezsiniz, bu kadar net!” diye konuştu. ÜLKENİN ACİL SORUNU BU MU? CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer “ülkenin o kadar sorunu var; öncelikli olarak cumartesi, pazar gününü çalışır kılıp televizyon yayınını vermeyip "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." yazan Mecliste vatandaşın gelip şu tribünde kim ne konuşuyor diye izlemesini dahi olanaksız kılarak bu kadar acil bu kanun teklifini niye buraya getirdiniz? Bakın, ben sizlere söyleyeyim: Bu kanun teklifinin yerine ülkenin o kadar çok derdi var ki taşeronda kadro bekleyenler var, emeklilikte adalete takılanlar var, staj ve çırak mağdurları var, geçici mevsimlik işçiler var, 4 Aralık jokerleri var, PIKTES ve usta öğreticilerin sorunları var; atanamayan sağlıkçılar, öğretmenler, mühendisler, çalışanların özlük hakları var; "Emekli maaşıyla geçinemiyorum!" diye feryat eden yurttaşın yaşadığı acılar var, "Asgari ücret artırılsın!" yönünde talebi olanlar var, "Vergide adalet olsun." diye iktidara seslenenler var, ehliyet affı veya infaz düzenlemesi bekleyenler var, "Yurt sorunum ne olacak?" diyenlerin, "Denklik sorunuma çözüm getirin." diyenlerin "Emekli ilaç katkı payı kaldırılsın." diyenlerin talepleri var. Çocukların, kadınların, engellilerin sorunları aşıldı; çiftçi, işçi, esnaf dertlerine çözüm getirildi de bir tek sorunumuz "Sokak hayvanlarını nasıl öldürürüz?" diye kanun teklifi getirmeye mi kaldı? ("Bravo" sesleri, alkışlar)” dedi. Gürer, “İş cinayetlerini önleme konusundaki beceriksizliğinizde Avrupa'da 1'inci olurken, çocuklar yatağa aç girerken kulaklarınıza pamuk tıkayacağınıza, eğitim sisteminde çağdaş ölçütlerde eğitim ile başarı ve beceri aranacağına, mülteci sorunu halledileceğine, iş bulmak için yurt dışına gidenlerin niye gittikleri konusunda bir düşünce oluşturacağınıza, eğitimli gençlerimizi bu bağlamda sahiplenmenin gerekliliğini konuşacağınıza, vatandaş kredi kartına takla attırarak yaşamını sürdürmeye çalışırken, içine düştüğü ekonomik yoksulluk nedeniyle boşanmaların patladığı, madde bağımlılığın 10 yaşında çocuklara kadar indiği bir ülkede en acil sorun "Sokak hayvanlarını bir yere topla ve onların ölümüne yol aç." mıdır arkadaşlar?” diye konuştu AHLAK KAYBOLURSA BULAMAZSINIZ  CHP Niğde milletvekili konuşmasının son bölümünde ahlak kaybolursa bulunmayacağını söyledi. Gürer, “Bakınız, arkadaşlar, ahlak, su, ateş ormanın kenarına gelmişler, demişler ki: "Kaybolursak nasıl bulunuruz?" Ateş demiş ki: "Ben yangın çıkarırım, dumanıma gelirsiniz." Su demiş ki: "Ben kaybolursam şırıltıma gelirsiniz." Ahlak demiş ki: "Beni kaybederseniz zor bulursunuz." Gelin, bu ülkede ahlakı kaybetmeyelim ahlakı. Bir gün hepimize bu lazım olur diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. dedi ve mecliste yer alan tüm muhalefet partisi milletvekilleri çoşkulu alkışları ile sözleri tamamladı.

Çıkarılmak İstenen Yasa Ne Akla Ne Vicdana Sığmaktadır Haber

Çıkarılmak İstenen Yasa Ne Akla Ne Vicdana Sığmaktadır

Saadet Partisi tarafından düzenlenen haftalık olağan basın toplantısında İl Başkanı Fesih Bingöl Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmekte olan Hayvanları Koruma Yasası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Saadet Partililerinde katılım sağladığı basın toplantısında konuşan İl Başkanı Bingöl yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi; ''Bugün önemli tarihi iki olayı birlikte kutluyoruz: ilki; bugün Saadet Partimizin kuruluşunun 24. Yıl dönümünü kutluyoruz. "önce ahlak ve maneviyat, üreterek kalkınma, şahsiyetli dış politika," diyerek yola çıktık ve bu yolda yürümeye devam ediyoruz. Bugün aynı istikamette; düşmanlaştırma ve ötekileştirme değil, kardeşlik ve kucaklaşma, hak ve adalet, dürüstlük ve şeffaflık, fikir ve inanç hürriyeti ilkelerini tavizsiz bir şekilde savunuyoruz. Biz, Türkiye'nin ve dünyanın yaşadığı krizler ve badireler karşısında hakkı, adaleti ve bir arada yaşamayı reçete olarak tüm kesimlere sunduk ve sunmaya devam ediyoruz. Çünkü Saadet Partisi'nin siyaset anlayışı, günü kurtarmak değil geleceği toplumun faydası istikametinde şekillendirme gayreti, reel politik değil hakkın ölçü alınmasıdır. İkincisi; “savaş değil barış” diyerek kazandığımız Kıbrıs Barış Harekatının 50. Yılında; zaferimize öncülük eden başta Erbakan hocamız olmak üzere dönemin başbakanı merhum Ecevit’i kararlı siyasileri, kahraman şehitlerimiz ve gazilerimizi minnetle anıyoruz. Mecliste görüşülmekte olan “hayvan haklarını koruma kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi” ne yönelik görüş ve önerilerimizi ifade etmek istiyoruz. Milli görüş hareketinin mensupları Saadet Partililer olarak bizler için siyaset; yaşanabilir şehirler, yaşanabilir bir ülke ve yaşanabilir yeni bir dünyanın kurulabilmesi için kullanılabilecek yegâne araçtır. İktidar mücadelesi yolunda her şeyi araçsallaştıran anlayışı kabul etmediğimiz gibi, iktidara gelmek için her yolu mubah sayan zihniyeti de reddediyoruz. Zira böyle bir anlayışın uzun vadede yaşanabilir ortamları tesis etmesi mümkün olmaz. Bugün hem insanlar hem de diğer bütün canlılar için yaşanabilir şehirlere ihtiyaç vardır. Siyaset üstü yaklaşım; toplumun ihtiyaçlarını gözeten, hem aklın hem de vicdanın gözetildiği, kişisel veya partisel hırsların ve hedeflerin bir kenara bırakıldığı, toplum yararına fedakârlıktan kaçınmayan bir tavrı ifade eder. Bu yaklaşım ortaya konduğu sürece siyaset; sorunların gerçek çözümlere kavuşturulduğu, toplumun yararına çalışarak gerçek niteliğine kavuştuğu bir mercii olabilecektir. Bakınız; bugün çözüm aradığımız, “sahipsiz sokak köpekleri” sorunu bugün ortaya çıkmış değildir. Bugün çözülmesi zor, yükü ağır olarak karşımızda duran bu sorun, daha küçük sorunların ihmal edilmesi sonucunda oluşmuştur. Bizler, “karıncayı yaşat ki, devlet yaşasın” hassasiyetiyle hareket etmeyi inancımızın bir gereği olarak görürüz. Ancak şunu da kabul ederiz ki; belli bir aşamadan sonra sahipsiz sokak köpeklerinin uyutulması, istemesek de zorunlu hale gelebiliyor. Ancak getirdiğiniz teklifte “ötanazi” olarak ifade ettiğiniz yöntem birçok infiale yol açabilecek, çerçevesi geniş tutulmuş olması nedeniyle kabul edilebilir değildir. Üstelik bunu belediyelere verdiğiniz bir imkân olarak tanımlamanız asla vicdani değildir, son derece kusurlu ifadelerdir. Bu konunun siyasi saiklerle yerel yönetimler üzerinde bir baskı unsuru haline getirebilecek düzenlemelerden kaçınmak gerekir. Merkezi yönetim sadece denetim kısmında değil, uygulama kısmında da sorumluluk almalıdır. Bunun yanında hayvan hakları kuruluşları ve veterinerlerimiz de sürece mutlaka dahil edilmelidir. Kamusal alanlar olan sokaklar, parklar ve kaldırımlarda hayvanların rastgele beslenmesi birçok tartışmaya yol açıyorken aynı zamanda bu ortamlara bırakılan sağlıksız besinler hastalık yayabiliyor. Teklifinizde bu durumu düzenleyen bir hüküm konulmamış. Şunu kabul etmeliyiz ki; “sahipsiz sokak köpekleri” diye bir sorun var ve sokaklarımız özellikle çocuk ve yaşlılarımız gibi zayıf bireyler için güvenli değil. Bunun yanında hayvanlara kötü muamele, şiddet ile birlikte barınaklarda çok kötü şartların olduğu da kabul etmemiz gereken bir gerçektir. Biz, parti olarak ortaya koyduğumuz raporlar ve kanun teklifimizle özetle diyoruz ki; sokaklar güvenli, hayvanlar güvende olacak. Bunun için özetle önerilerimiz şunlardır; Sokak köpekleri kısırlaştırıldıktan sonra tekrar sokağa bırakılmamalıdır. Köpeklerin alındıkları ortama geri bırakılması popülasyonun kontrolünü imkânsız hale getirmektedir.     Barınak ve bakımevlerinin yanı sıra yaşam alanları kurulmalıdır. Uygun bulunan açık alanlar sahipsiz sokak köpekleri için yaşam alanına dönüştürülmeli, daha doğal ve özgür bir ortamda yaşamaları sağlanmalı. Gerekli görüldüğü halde yaşam alanı içerisinde de barınak kurulması sağlanmalıdır.     Barınak ve bakımevlerinin şartları iyileştirilmeli, kamera sistemleri ile 7/24 izlenebilmelidir.     Bağış toplayan hayvansever kuruluşlar, barınak ve bakımevleri kurmakla yükümlü olmalıdır. Böylece belediyeler ve bakanlık üzerindeki mali yük paylaştırılmalıdır. Bağış yapmak isteyen havanseverler, hem yaptığı bağışın karşılığını görebilmeli hem de çalışmaları bizzat denetleyebilmelidir.     Barınak, bakımevi ve yaşam alanlarında çalışan personellere yönelik eğitim zorunlu hale getirilmelidir.     Gönüllülerin barınak ve bakımevlerini ziyaret etmesi ve aktif görev almaları kolaylaştırılmalıdır.     Evcil hayvan satışı kontrol altında olmalıdır. Hayvan sahiplendirme esas alınmalı, merdiven altı üretim ve satışa izin verilmemelidir.     Tüm evcil hayvanlar mikroçip ile kayıt altına alınmalıdır. Hayvanların sokağa bırakılması, kaybolması, hastalık bulaştırması gibi olumsuzlukların önüne geçilmelidir.     Tehlikeli ırklara izin verilmemeli, tehlikeli ve yasak ırkların saldırılarından sahipleri sorumlu tutulmalıdır. Yasak ırk köpeğin bir insana zarar vermesi durumunda sahibine türk ceza kanunu uyarınca ceza verilmelidir.  Cezalar daha caydırıcı hale getirilmeli, hayvanlara yönelik şiddet ve işkence uygulayanlara, hayvanları sokağa terk uygulanmalıdır. Edenlere daha caydırıcı cezalar insan hayatını merkeze alan ve hayvan refahını gözeten bir bakış açısıyla; “sahipsiz sokak köpekleri” sorununun çözülmesi için gayret ediyoruz. Muhalefet tarafından gelen her teklifin peşin hükümle dikkate alınmaması kabul edilebilir bir tavır değildir. Getirdiğiniz teklif, birçok açıdan bilimsellikten uzak bir şekilde hazırlanmıştır. Sokak hayvanları gibi genel bir kavram kullanmışsınız, kazalara ve ölümlere sebep olan hayvanların mutlaka tasnif edilmesi gerekir. Bu hayvanlardan kaçının sahipsiz sokak köpeği olduğu açık bir şekilde ortaya konulmalıdır. Geçmişte de insanlığa sığmayan benzer uygulamalarla köpek popülâsyonunun önüne geçilmek istenmiştir. Ancak başarılı olunamamıştır. Sonuç birçok masum canın ölümüne ve bir dizi doğal felaketlere yol açmıştır. Tarih tekerrürden ibarettir. Geçmişten ders almayana gelecek merhamet etmez. İnsanı insan yapan diğer canlılardan ayıran aklı ve vicdanıdır. Çıkarılmak istenen yasa ne akla ne vicdana sığmaktadır. Türkiye’de 1390 belediyenin sadece 237 sinde bakımevi bulunmaktadır. İddia edilen 4 milyon hayvanın buralara toplatılması, belli bir sürede sahiplendirilmesi, sahiplenilmeyen hayvanın sağlıklı da olsa ötenazi uygulaması ile yaşamına son verilmesi tasarlanmaktadır. Bu kesinlikle kabul edilemez. Bu kanlı bir yasadır. Her can kutsaldır. Her canlının yaşam hakkı vardır ve bu hakkı ondan almak hiçbirimizin haddi değildir. Bu kanunun hayvan sevmek veya sevmemekle ilgisi yoktur. Bizleri bu şekilde kutuplaştırmaya çalışmaktadırlar. Bu oyunlara gelmemeli insanlığımızı kaybetmemeli ve daha insancıl çözümler bulunmalıdır. Sokak hayvanları popülasyonunun baş sorumlusu kimlerdir? 2004 yılında çıkarılan yasayı uygulamayıp kısırlaştırma, aşılama, kayıt altına alma işlemlerini yapmayan belediyeler veya bu konuda gerekli bütçe vermeyen merkezi yönetimlerdir. Bir heves uğruna özellikle cins hayvan satın alıp kısırlaştırmayıp sokağa atanlardır. Katalog üzerinden hayvan satışı yapanlardır. Köpeklerinin en güçlüsünü alıp diğer köpekleri şehre bırakan kırsaldaki insanlardır. İzin verilen denetlenmeyen üretim çiftlikleridir. Üretim çiftlikleri kapatılmadan, sahipli sahipsiz ayrım yapılmadan kısırlaştırma yapmayan hayvan sahiplerine ve belediyelere idari para cezaları uygulanmadıkça, hayvan satışı engellenmedikçe, kırsaldaki insanların hayvanları gerekirse devlet zoru ile alınıp kısırlaştırılmadıkça isterseniz 10 milyon hayvan öldürün, bu sorun hiç bitmeyecektir. Çözüm nedir? Ülke çapında kısırlaştırma seferberliği yapmaktır. Tüm stk lar, dernekler, gönüllüler, hayvanseverler ile iş birliği yapılarak el ele bu sorun çözülebilir. Bölgeyi, o bölgedeki hayvanları tanıyan hayvanseverler ile birlikte gerekirse özel klinikler ile iş birliği yapılarak yoğun ve düzenli bir şekilde kısırlaştırma yapılabilinir. İnanın çok değil bundan 5 yıl sonra ülkemizde böyle bir sorun bir daha gündeme dahi gelmeyecektir. 2004 yılında 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu yürürlüğe koyan yine bu hükümettir. Kısırlaştırıp aşılatıp rehabilite edilmesini ifade etmişlerdi. O günden bugüne yasa kamil manada uygulanmamıştır. Şu an çıkarılmaya çalışan yasa şu demektir; “-biz işimizi yapmadık, yasayı uygulamadık popülâsyon arttı. Şimdi de hayvanları öldürerek çözüm bulmaya çalışacağız.” Yapılanlar yapılacakların teminatı ise bu da bir çözüm olmayacaktır. Olan yine bu masum dilsiz hayvanlara olacaktır. Onları savunmak hepimizin borcudur. Çünkü onlar bizlere emanettir. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimizi sonlandırırken, bu kanun teklifinden çıkacak neticenin hayırlı olmasını temenni ediyorum. Siz değerli katılımcılara teşrifleriniz ve katkılarınız dolayısıyla saadet partisi adına teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim.''

MHP İl Başkanı Candemir'den CHP İl Başkanı Yalaz'a Sert Tepki Haber

MHP İl Başkanı Candemir'den CHP İl Başkanı Yalaz'a Sert Tepki

Milliyetçi Hareket Partisi Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Komisyon'da görüşmeleri devam eden hayvan hakları Yasası ile ilgili yapılan açıklamalarla ilgili olarak CHP İl Başkanı Talat Yalaz'a sert tepki gösterdi. İl Başkanı Candemir yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''Son yıllarda toplumsal bir problem haline gelen başıboş sokak hayvanları konusunda mevcut yasanın eksiklerini gidermek amacıyla hazırlanan yasa teklifinin bilindiği gibi Meclis komisyonunda görüşmeleri sürmektedir. Bu konuyla alakalı kamaoyunda tartışmalar devam etmektedir. Bizim MHP olarak bu konuda tavrımız gayet açık ve nettir en son Grup Başkan Vekilimiz sayın Prof. Dr. Filiz Kılıç Hanımefendinin açıklamasında belirttiği gibi başıboş sokak hayvanların toplanması, kısırlaştırılması, gerekli tedavilerinin yapılarak sağlıklı yaşam koşullarının sağlandığı barınaklarda yaşamlarını idame etmelerinin sağlanmasıdır. Bu çalışmalar yapılırken sahiplenmenin özendirilmesidir. Ne yazık ki bu kanun teklifinin komisyon görüşmeleri sırasında CHP ve DEM milletvekillerinin acılı anne babaya karşı gösterdikleri tutum ve Milletin meclisinden kovma girişimleri, Geçtiğimiz günlerde hayvanseverlerin şehrimizde düzenlemiş olduğu protesto eyleminde kendisi de hukukçu olan CHP İl Başkanı sayın Talat Yalaz'ın yapmış olduğu talihsiz açıklamada sorunun mecrasından çıkarılarak başka mecralara devşirilmek istendiğini üzelerek gördük. Sayın Yalaz’ın Gezi eylemlerinden dem vurarak kesilen iki ağaç için sokakları savaş alanına çevirdiklerini dile getirerek tehditvari açıklaması ve bu yasanın çıkması halinde benzeri bir kalkışma için çağrıda bulunmasını kınıyorum. Bu zihniyet için dün Gezi eylemlerinde mevzu kesilen ağaçlar değildi, bugün de onlar için mevzu başıboş sokak hayvanları değildir. Hayvanseverlerin tepkilerini tahrik ederek ikinci bir gezi kalkışması hayali kuran sayın Yalaz’a 15 Temmuz’u hatırlatırız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir. Mevcut Cumhurbaşkanımız ve meclisimiz millet tarafından meşru olarak seçilmiş bir iktidardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm kurum ve kuruluşları ile görevi başındadır. 25 senedir Eskişehir’de yerelde iktidar olan CHP sokak hayvanları için yeteri kadar kısırlaştırma, barınak çalışması yapmış mıdır? Bugün bu konu hakkında provokasyon yapan sayın başkan önce bunun cevabını versin. Milliyetçi Hareket Partisi İl Teşkilatının bu konuda görüşlerini merek ediyorsa özellikle soğuk kış aylarında periyodik olarak yıllardır sokak hayvanlarının beslenmesi ve konu hakkındaki görüşlerimiz sosyal medya hesaplarımızda mevcuttur.''

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.