SON DAKİKA
Hava Durumu

#Su

Porsuk Haber Ajansı - Su haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Su haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Gürer: “Suda Geleceği Tüketiyoruz” Haber

CHP'li Gürer: “Suda Geleceği Tüketiyoruz”

CHP Niğde Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, içme ve sulama suyu konusunda yeterli bilincin oluşturulması için daha çok çaba gerektiğini söyledi ve “Hızla su kaynaklarını tüketiyoruz.” dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, küresel iklim değişikliğinin etkilerinin başlamasına karşın geniş kesimlerin sorunun farkında olmadığını belirtti. “Su planlaması yalnız kamunun değil tüm yaşayanların sorun olarak görüp sahiplenmesi ile olasıdır. Bu bilince toplumu taşıması gereken ise kamunun soruna planlı ve geleceği sahiplenen çalışmaların her noktaya erecek düzeyde kapsamlı yaygınlaştırması ile olasıdır.” dedi. YERALTI SULARI ÇEKİLİYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yeraltı sularının her yıl daha derinden temin edildiğine dikkat çekti. Gürer, “Yağmur, kar yağınca su sorunu bitmiyor. Sürekli ve düzenli bir mevsim etkisi oluşmuyor. O nedenle suyu doğru, bilinçli ve israf etmeden tüketmeliyiz. İçme suyunda baraj doluluğu önemli olsa da biriken su tüketimle kısa sürede seviyesi düşüp risk oluşturmaktadır. Keza tarımda önemli üretim alanlarında daha çok yeraltı suyu tüketilmektedir. Özellikle Orta Anadolu tarımı daha çok yeraltı suları ile gerçekleştiriyor. Yeraltı suları da her geçen yıl daha çok çekiliyor. 2021 yılında Bakanlığın soruma verdiği yanıtta yalnız Konya Kapalı Havzası'nda 175 adet belirlenen obruk yanında, tahminen ülke genelinde 250 civarında obruk varlığı ifade ediliyordu. Derine inen sular ile obruk oluşumları da artmaya devam ediyor. Araştırmalar ile farklı kaynaklarda 650'ye ulaşan obruk varlığından söz ediliyor. Her obruk oluşumu tarım alanında ortadan kalkması demek. Hem suyu hem tarım alanları yönetimini sorunlu kılan süreç için başta salma (vahşi) sulamadan bir an önce vazgeçilmelidir.” dedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizde yeraltındaki suyun çıkarıldığı kuyuların yüzde 95'inin ruhsatsız olduğu ifade ediliyor. Su kuyularının ruhsatsız olması nedeniyle salma (vahşi) sulama zorunlu olarak yapılıyor. Bankalar, modern yöntemlerle sulama için krediyi kuyu ruhsatın varsa veriyor. Kuyu ruhsatı yoksa kredi kullanımı olası olmuyor. O durumda da daha çok su tüketildiğinden sular daha derine çekiliyor ve obruklar oluşuyor, sorunlar katlanıyor. Olması gereken, bu bağlamda kaçak kuyu sayılan yerlerin su kullanımında modern yöntemlerle sulamanın sağlanabileceği uygulamalara kapı aralamaktır. Eğer bu kapı aralanmazsa bölgenin sorunları da katlayacaktır.” dedi. SULU TARIM VERİM DEMEKTİR CHP’li Vekil Ömer Fethi Gürer, suyun tüm canlılar için yaşamın sürdürülebilirliği adına olmazsa olmaz olduğuna dikkat çekti. Gürer, “İçme suları için kaynakların daralması suya erişimi daha zorlaştıracaktır. Gelecekte hesaplamalara göre 30-40 yıla kadar bu sorun derinleşeceği bilim insanları ölçümlüyor. Sulu tarım ise artan nüfus ve gıda talebinde çok önemli etkisi vardır. Gelecekten bu süreç doğru yönetilmesinden öte zorunluluktur. Susuz yaşam açlığı da tetikler.” dedi. VERİM SUYLA ARTAR Gürer, “İç Anadolu'da kuru tarım alanında bir dönümden buğday TÜİK’e göre ortalama 270 kg alınır dese de bölgemizde 140 kiloya kadar buğday verimi düşüyor. Kuraklık olursa tarlaya biçerdöver de girmiyor. Tarla ekili hali ile sürülmek zorunda kalınıyor. Sulu tarım yapıldığında ise 550 kg'dan başlıyor, 800 kiloya kadar verim çıkıyor. Onun için bu kuyuların doğru kullanılması gerekiyor. Bu kuyuların doğru kullanılması da banka kredilerinin modern yöntemlerle sulama yapılabilmesine olanak sağlayacak düzenlemeler sağlanmalıdır. Kuyu kullanılıyorsa kaçak olup olmadığına bakmadan bu konuda bir düzenleme gerekiyor. Fiilen en az 20 yıldır kullanılan ruhsatsız kuyular var. Bu suyun doğru yönetilmesi için modern yöntemlere geçişi sağlayacak kredi verilmesi sağlanmalıdır.” dedi. Ömer Fethi Gürer, “Ayrıca, sarnıç yönteminin farklı bölgelerde uygulamaya alınması, yeraltı sulama barajlarının yapılması, çatı suları ve gri suyun da doğru yönetilmesi ve bu sayede suyun doğru yönetilmesi gerekiyor. Yıllar öncesinde, 1989’da Devlet Su İşleri, o dönem Kızılırmak'ın üzerinden Fırat'ın bir kolunu suyunu İç Anadolu'ya getirmeyi çalışmış ve o proje, yüksek maliyet denilerek proje dev kalmış. O süreçte İç Anadolu’ya o su getirilse yeraltı suları bu kadar hızlı tüketilmemiş olacaktı. Bugün de yeryüzüne doğrudan çıkan ve denizlere akan sular dahil her su kaynağımızı korumak ve tarımda tüketilir kılmak sağlanmalıdır. Göller, dereler kururken, yeraltı suları derine inerken, içilebilir ya da tarımda kullanılabilir suları denize akıtmadan kullanılması sağlanmalıdır.” dedi. HER SU DAMLASI ÖNEMLİDİR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yağmur ve kar yağışı ile özellikle içme suyu konusunda “Barajlar doldu.” diye bir memnuniyet oluşur. Küresel ısınma ile iklim değişikliği giderek artması, mevsim değişikliklerini de beraberinde getireceği unutulmamalıdır. Su doğru kullanılmalı ve su israfından kaçınılmalıdır. Sorun yaşanmadan sorunun farkına varılmıyor, ancak su böyle değil; kuruyan kaynakları geri getirmek süreçte olmayacağı unutulmamalıdır. Her yıl yetkililerin hesaplamaları dışında sorunun farkında olan yeterli bilinçli kişi sayısı artmıyor. Su kullanım ve yönetimi ilkokuldan başlayarak toplumun her kesiminin dikkatine taşınmalıdır. İktidar, kâğıt üzerinde düzenleme ya da birkaç konferans toplantı ile bu sürecin yönetilemeyeceğini ve daha sıkı tedbir, daha yaygın bilinçlendirme çalışmasında bulunmanın gereği görmelidir. Su planlaması ve öngörüsü kamudan her kesime yansımalıdır. Sanayi ile kirletilen su varlıkları içinde canlı yaşamaz dereler oluştuğuna dikkate alındığında su da gelecekte yaşamın sürmesi için tavizsiz uygulamalar ihtiyaç ve şarttır. Su kaynaklarını gözümüz gibi korumak zorundayız.” dedi.

Mısır Üretimine Su Engeli Haber

Mısır Üretimine Su Engeli

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Cumhurbaşkanlığı kararıyla mısır üretim alanları için getirilen kısıtı değerlendirdi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2024 yılı TÜİK Bitkisel Üretim Tahmin verilerine göre mısır üretiminin bir önceki yıla göre %5,6 azalarak yaklaşık 8,5 milyon ton olacağının açıklandığını belirtti. Yıl sonunda veriler netleşecek. 2023 yılı ekimiyle rekor seviyeye ulaşıldığı, Bakanlık verilerine göre 9 milyon ton üretim gerçekleştiği ifade edilmişti. Bu süreç, fiyat artış hızının yavaşlamasını sağlamıştı. Üretimde Konya, Şanlıurfa ve Adana ilk sıralarda yer alırken, Niğde de önemli bir ekim alanına erişmişti. Kendi kendine yeterlilik bu süreç sonunda %85,8’e kadar çıktı. Yem sanayi önemli ölçüde mısır kullanıyordu. 9 milyon 119 bin dekara kadar tarım alanı genişledi. Buna rağmen, 2 milyon 697 bin ton ithal mısır bir yılda ülkemize getirildi. Ukrayna ve Rusya’dan ithalat sağlandı. 2024 yılında TMO, mısır alım fiyatını açıklamadı. Mısır fiyatının piyasada bir önceki yıla göre katlanması, iktidarı yeni bir karar almaya sevk etti. Cumhurbaşkanlığı kararıyla mısır ithalatında gümrük vergisi düşürüldü. 2024 yılının sonuna kadar mısır ithalatında %135 olan gümrük vergisinin %5 oranında uygulanacağı açıklandı. Ayrıca, 1 milyon ton mısır ithali için 31 Aralık tarihine kadar geçerli bir düzenleme getirildi. Böylece iktidar, çiftçinin ürününü değerinde satmasının önünü kesip yem sanayicilerinin yolunu açtı. Ancak sanayicinin yem fiyatlarındaki artışına ise iktidar seyirci kaldı" dedi. MISIR ÜRETİMİNE SU ENGELİ Gürer, Cumhurbaşkanlığı kararıyla bu kez sulama suyu sıkıntılarının dikkate alınarak yeni düzenlemelere gidildiğini belirtti. "Bu süreçte mısır ithalatının artıp artmayacağı, alınan kararın uygulanması sürecinde görülecektir" diye konuştu. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Yeraltı suları, kuraklığın etkisi ve yanlış kullanımla her yıl daha derine gidiyor. Yüzeye yakın su artık yok gibi. 11 ile bağlı 52 ilçede münavebeli ekim kapsamında bir düzenlemeye gidiliyor. İlk kısıt getirilen ürün mısır oldu" dedi. İLÇELER AÇIKLANDI CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Cumhurbaşkanlığı kararıyla su kısıtı desteğinin uygulanacağı iller ve ilçelerin açıklandığını belirtti. Gürer, "Suyun giderek sorun haline geldiği bölgeler için bir düzenleme getirildi. Uygulamanın yansımasını gelecek yıllarda göreceğiz" dedi. Cumhurbaşkanlığı kararına göre: Aksaray: Eskil, Gülağaç, Güzelyurt, Merkez, Sultanhanı Ankara: Bala, Haymana, Gölbaşı, Şereflikoçhisar Eskişehir: Alpu, Beylikova, Çifteler, Mahmudiye, Mihalıççık, Sivrihisar Hatay: Kumlu, Reyhanlı Karaman: Ayrancı, Kazımkarabekir, Merkez Kırşehir: Boztepe, Mucur Konya: Akören, Akşehir, Altınekin, Cihanbeyli, Çumra, Derbent, Doğanhisar, Emirgazi, Ereğli, Güneysınır, Halkapınar, Kadınhanı, Karapınar, Karatay, Kulu, Meram, Sarayönü, Selçuklu, Tuzlukçu Mardin: Artuklu, Derik, Kızıltepe Nevşehir: Acıgöl, Derinkuyu, Gülşehir Niğde: Altunhisar, Bor, Çiftlik, Merkez Şanlıurfa: Viranşehir Mısır, ciddi su tüketimi olan bir ürün. Farklı ürünlerde de kuraklık ve derinleşen yeraltı suyu sorunları artış gösteriyor. Bilim insanları su fakiri olduğumuzu ve önlem alınması gerektiğini ifade ediyor. Ancak AKP iktidarları bu bağlamda yeterli önlemleri almadı. Yüzey suları boşa akıtılmamalı, Akdeniz ve Karadeniz’e akan suların Orta Anadolu’ya yönlendirilmesi için daha çok proje üretilmelidir. Yeraltı barajları dahil her tarım bölgesi için göletler oluşturulmalı, yağmur ve atık sular doğru ve faydalı biçimde yönetilmelidir" dedi. İTHALE KAPI GENİŞLETİLMEMELİ Gürer, sulama suyu sorununun artmasının tarıma olumsuz yansıyacağını belirterek, bu nedenle geç kalındığına işaret etti. "Su yönetimi, yeni bir dışa bağımlılık getirecek noktaya evrilmemeli. Planlamada kapsamlı çalışmalar yapılmalı, çiftçi ve besici mağdur edilmeden düzenlemeler sağlanmalıdır" dedi. Gürer ayrıca, ithalat rakamlarını da paylaşarak, “2023 yılında tohumluk ve normal olmak üzere 1 milyon 888 bin ton ithalata karşılık 519 milyon 573 bin dolar ödendi. Bu rakam, 2024 yılının ilk 10 ayında dahi artış göstererek, 2 milyon 966 bin ton ithalat karşılığında 674 milyon 366 bin dolar ithalata ödemiş olduk” diye konuştu.

Kanalın Üstü Kapatılsın, Artık Canlar Yanmasın Haber

Kanalın Üstü Kapatılsın, Artık Canlar Yanmasın

Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Başkanlığı tarafından Yeşiltepe Mahallesinde bulunan kanalın üzerinin kapatılması ile ilgili olarak bir basın açıklaması yapıldı. Saadet Partisi Tepebaşı İlçe Başkanı Muhammed Ali Köse tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Yeşiltepe ve Sütlüce Mahallelerimizin kıymetli sakinleri, Değerli Eskişehirliler, İki mahallemizi ayıran bir sulama kanalımız var. Bu kanal tarımsal sulama için oldukça önemlidir. Suyun ve tarımın ne kadar değerli bir hazine olduğunu anlamanın çok ötesinde olduğumuz günler yaşıyoruz. Yaşamımızı sürdürmenin en temel yapı taşıdır Su. Öyle ki sağlık, ekonomi, hijyen, imalat gibi pek çok sahada suyun önemini görüyoruz. Özetle “Su Hayattır!”. Allah’ın eşsiz ve benzersiz bir nimetidir su. Ancak yaşamın olduğu yerlerde, suyun kontrol altına alınması yani ıslah edilmesi gerekir! Özellikle şehirlerde, vatandaşlarımızın yoğun olarak ikamet ettiği bölgelerde suyun ıslah edilmesi olmazsa olmazdır. Aksi takdirde hayat olan su, hayatımızın sonuna neden olabilir. Kaldı ki, bu ve benzer acı hadiseleri yaşadık. Evlatlar yitti, babalar gitti. Kim bilir duymadığımız ne canlar yandı! Tüm bu acı hadiselere rağmen maalesef ciddi bir tedbir alınmadı. “Su akar yolunu bulur” rahatlığı ile hareket edilmeye devam ediliyor. Kanalın kendisi değil, kanalın üstü mutlaka ama mutlaka kapatılmalıdır! Uluönder Mahallesi’nden Sakintepe Mahallesi’ne kadar olan kısım tamamen kapansın demiyoruz. Akarbaşı Mahallesi’nde olduğu gibi çevresini birinci derecen etkileyecek olan kısımların üstü kapatılmalıdır. Fizibilite çalışması yapılmalı ve vatandaşlarımıza derin bir nefes aldırılmalıdır. Kanalın üstü neden kapatılmalıdır? Evvela, çocuklarımız için hayati bir tehlike söz konusudur. Çocuklarla birlikte yetişkinler içinde tehlikeli olabilmektedir. Kanal etrafına asılacak levhalarla veya tel örgülerle yaşanabilecek olumsuzlukları engelleyemezsiniz. Bunlar sadece hukuki sorumluluktan korur ama vicdan mahkemesinden koruyamaz. Hayatın kendi olan su, hayatlara mal olmasın. Kanallar “Katil” olarak anılmasın istiyoruz. İnsana verdiğimiz değer ve yaşama duyduğumuz saygı kanalın üstünün kapatılması için tek başına yeterlidir. Kanalın ıslah edilmemesi sonucu yosun, kanal altı çamurlanma gibi doğal ama bizim için olumsuz olaylar yaşanmaktadır. Suyun çoğu zaman durgun olması nedeni ile kanala dökülen atıklar çamur ve yosunlara takılıyor. Bu durumda nahoş, berbat bir kokuya sebep oluyor. Bu civarda yaşayan sakinlerin suçu nedir? Allah korusun birisi kanala düşse çamura ve yosunlara takılsa bırakın kurtulmasını cesedini bulmak bile zorlaşır. Yazık günah değil mi? Kanalın üstü kapatılarak kokuyu en aza indirmek veya kokudan tamamen kurtulmak mümkündür. Kanal ıslah edilse de edilmese de zaman zaman durgunlaşması sonrasında başta sinek olmak üzere ciddi bir haşere problemi söz konusudur. Zamanında ve etkili bir ilaçlama yapılmazsa kanala yakın bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın sağlığı ve yaşam kaliteleri olumsuz etkilenmektedir. Bulaşıcı hastalık ve salgın gibi durumlarda özellikle yaşlı ve çocuklar açık hedef haline gelmektedir. Kanalın üstünün kapanması haşerelerin üremesini ve yuvalanması ciddi oranda azaltacaktır. Böylece halk sağlığı korunacak, sağlık giderleri ve haşere ilaçlama maliyetleri azaltılacaktır. Her ne kadar son yıllarda şiddetli yağışlar görmüyor olsak da ileri ki yıllarda yaşanabilecek olan şiddetli yağışlarda kanalın taşmayacağının bir garantisi yoktur. Bu kanala yakın bölgelerdeki evler ve hane halkları için büyük sıkıntılara neden olabilir. Allah korusun böyle bir taşkında yaşanabilecek maddi ve manevi kayıpların önlemek adına şimdiden kanalın üstünün kapatılması şarttır. Üstünün kapatılmasını talep ettiğimiz kanal, Şehrimizin güzide eğitim kurumlarından olan Anadolu Üniversitesi’ni çevreleyerek Yeşiltepe ve Sütlüce sınırına geliyor. Üniversite çevresi belki hoş görünüyor olabilir. Ama mahalle sınırından geçen kanalın görüntüsü, bir Avrupa şehri olmakla övündüğümüz şehrimizin vizyon ve imajına hiç yakışmıyor. Bu kısımların üstü kapatılarak Şehrimizin vitrinine katkı sağlanmasını talep ediyoruz. Değerli basın mensupları, Kıymetli Eskişehirliler! Tüm bunlarla birlikte Ülkece çok zor günlerden geçiyoruz. Başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda krizler yaşıyoruz. Dolayısıyla “Kanalın Üstü Kapansın” haklı talebimiz, bu krizler ve tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek kabul edilmeyebilir. Bu durumu kısmen anlamak mümkün. Ancak bu talep karşılanmadığı müddetçe canların yanmaya devam edeceği unutulmamalıdır. Maliyet bahane edilerek ertelenmesi halinde de hatırlatmak isterim ki, bu enflasyon ortamında maliyetler her geçen gün artmaya devam edecektir. Emin olunuz ki, bu kanalın üstü eninde sonunda kapatılacaktır. Bugün birkaç milyona mal edilecek bir proje ileriki yıllarda çok daha pahalıya mal olacaktır. İleride ortaya çıkabilecek olan yüksek maliyetin hesabını kim verecek? Milletimizin emeğine yazık değil mi? Ekonomik ve bürokratik sorunları aşmak adına Bakanlık, Müdürlük ve Belediye bir araya gelmeli ve kanalın üstü kapatılmalıdır. Dediğimiz gibi Uluönder’den Sakintepe’ye kadar kapatılsın demiyoruz! Yahut kanal tamamen kapatılsın da demiyoruz. İnsan hayatını maddi ve manevi olarak birinci dereceden etkileyecek olan kısımların üstünün kapatılmasını talep ediyoruz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.