SON DAKİKA
Hava Durumu

#Süt

Porsuk Haber Ajansı - Süt haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Süt haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ukrayna'ya Süt ve Süt Ürünleri İhracatı İçin Görüşmeler Başladı Haber

Ukrayna'ya Süt ve Süt Ürünleri İhracatı İçin Görüşmeler Başladı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ukrayna Tarım Bakanı Vitaliy Koval ile Kiev'de görüştü. Bir dizi program için Kiev'e gelen Yumaklı'nın ilk ziyareti mevkidaşı Koval'a oldu. Ukrayna Tarım Bakanlığı'nda gerçekleşen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, özellikle son 10 yılda iki ülke arasındaki ilişkilerin çok yönlü olarak geliştiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'in bu ilişkileri daha da geliştirmek için yoğun bir çaba içinde olduğunu belirten Yumaklı, “Biz Ukrayna'da, sürecin en başından beri adil ve kalıcı bir barışın sağlanmasını istiyoruz. Savaş zamanında ihtiyaç sahibi ülkeler için tahıl koridoru sürecini beraber yürüttük. Bu koridordan yaklaşık 33 milyon ton tahıl ihtiyaç sahibi ülkelere gitti. Olağanüstü zamanda bunu yapan ülkelerin barış ortamında ilişkilerini çok daha üst seviyeye taşıyacağından hiç şüphem yok." dedi. SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ İHRACATI İÇİN GÖRÜŞMELER BAŞLADI Türkiye'nin Ukrayna'ya süt ve süt ürünleri ihracatının önündeki engellerin kaldırılması için talepte bulunan Yumaklı, şunları kaydetti: “Belirtmek isterim ki ülkemiz, Avrupa Birliği'ne süt ve süt ürünleri, ısıl işlem görmüş kanatlı eti başta olmak üzere birçok hayvansal ürünün ihracatı için onaylı ülke statüsündedir. Buna rağmen ülkemizden AB ve diğer birçok ülkeye ihracatı gerçekleştirilen çok sayıda hayvansal ürün için Ukrayna'ya ticaret kısıtlaması konulmuş. Bunun kaldırılmasını talep ediyoruz. Bu konuda adım atılırsa çok memnun oluruz." Bakan Yumaklı'nın bu talebine karşılık Koval, konuyla ilgili bir heyet görevlendireceğini ifade etti. Görüşmede Yumaklı, ayrıca Ukrayna'nın savaş nedeniyle su ve sulama alt yapısının zarar gördüğüne dikkati çekerek, “Ülkemiz, başta sulama sistemleri, tarımsal teknoloji, AR-GE, tohumculuk ve gıda işleme sanayisindeki gücüyle Ukrayna için önemli bir ortak ve destekleyici ülke konumunda. Bu kapsamda, Ukrayna'daki savaştan etkilenen bölgelerde Türkiye'nin bu alanlardaki tecrübeleri uzmanlar ve ortak çalışmalar eşliğinde Ukrayna'nın geniş arazileriyle birleştirilerek verimlilik artırılabilir. Öncelikli olarak sulama altyapısının yeniden inşası konusunda teknik çalışma yapmaları için Bakanlığımızdan  bir ekip yönlendirmek isterim." diye konuştu. Türkiye'nin tarım makinaları üretiminde ve ihracatında önemli bir yere sahip olduğunu da dile getiren Yumaklı, hem uygun maliyet hem de lojistik yakınlık değerlendirildiğinde Türkiye'nin Ukrayna için iyi bir alternatif olabileceğini, şartlar oluşursa Ukrayna'ya tarım makinaları ihracatı yapılabileceğini de sözlerine ekledi. “HEDEFİMİZ 10 MİLYAR DOLAR TİCARET HACMİ" Ukrayna Tarım Bakanı Koval ise Kiev'deki görüşmenin kısa süre önce Türkiye'ye yaptıkları ziyaretin devamı niteliğinde olduğunu söyledi. İki ülke arasındaki dış ticaret hacminin artırılmasıyla ilgili devlet başkanlarının hedef koyduğunu anımsatan Koval, “Bizim ilk görevimiz, karşılıklı ticaret hacmimizi 10 milyar dolar seviyesine çıkartmak. Bunun bir parçası olarak tarım sektöründe üzerimize  düşeni yapmaya hazırız." dedi. Konuşmaların ardından iki ülke bakanları arasında Türkiye - Ukrayna Tarım Çalışma Grubu 6. Dönem Toplantısı tutanağı imzalandı.

Süt Üreten de, Tüketen de Mağdur! Haber

Süt Üreten de, Tüketen de Mağdur!

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, süt üreticilerinin yaşadığı ciddi ekonomik sorunlara dikkat çekti. Gürer, özellikle küçük aile işletmelerinin çiğ süt satışından yeterli kazancı elde edemediğini ve sektörün sürdürülebilirliğinin tehlike altında olduğunu vurguladı. ÇİĞ SÜT FİYATLARI ÜRETİCİYİ ZORLUYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği tavsiye fiyatı ile piyasa fiyatları arasındaki uçuruma dikkat çekti. Konsey’in çiğ süt için belirlediği tavsiye fiyatının 17 lira 55 kuruş olduğunu, ancak aracıların üreticiden sütü 14 lira civarında topladığını ifade etti. Bu durumun, özellikle sıcak süt depolama imkânı bulunmayan küçük aile işletmelerini olumsuz etkilediğini belirten Gürer, üreticilerin zorunlu olarak tavsiye fiyatının altında satış yapmak zorunda kaldığını söyledi. YEM FİYATLARINDAKİ ARTIŞ SEKTÖRÜ ÇIKMAZA SÜRÜKLÜYOR Süt üretiminde en büyük maliyet kalemlerinden birinin yem olduğunu hatırlatan Gürer, sürekli artan yem fiyatlarının süt inekçiliğini sürdürülebilir olmaktan çıkardığını ifade etti. Yem fiyatlarındaki artışın yanı sıra sanayi sütü ve süt mamullerinde de fiyatların yükseldiğini belirten Gürer, bu durumun hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilediğini vurguladı. ARACILAR VE MARKETLER KAR EDERKEN ÜRETİCİ ZARAR EDİYOR CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt sektöründe yaşanan en büyük sorunlardan birinin de aracılar, sanayiciler ve marketlerin kâr marjlarını korurken üreticinin zarar etmesi olduğunu söyledi. Aracıların ve sanayicilerin giderlerini karşılayacak şekilde fiyatları artırdığını, ancak bu artışların üreticiye yansımadığını belirten Gürer, “Süt inekçiliği yapan üretici zarar ederken, vatandaş da market raflarında yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalıyor” dedi.

Süt Hayvancılığı Çöküyor: Yüzbinlerce İnek Kesime Gidebilir! Haber

Süt Hayvancılığı Çöküyor: Yüzbinlerce İnek Kesime Gidebilir!

Edirne Milletvekili ve Ziraat Mühendisi Ediz Ün, Türkiye’de süt hayvancılığının büyük bir krize sürüklendiğini belirterek, yanlış tarım politikalarının hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur ettiğini vurguladı. Süt sektöründe yaşanan sıkıntıların et krizinin de temel sebebi olduğunu dile getiren Ün, “2020 yılının Ekim ayında başlayan süt hayvancılığı krizi nedeniyle yüzbinlerce süt ineği kesime gitti. O dönemde süt para etmediği için üreticiler hayvanlarını elden çıkarmak zorunda kaldı ve kısa vadede et fiyatları düşse de uzun vadede besi hayvancılığı da büyük zarar gördü. Aradan geçen 4,5 yılın ardından hâlâ süt krizini konuşuyoruz. Ulusal Süt Konseyi, 2025 yılı için çiğ süt tavsiye fiyatını 17,15 TL olarak açıklarken, TÜSEDAD’ın son hesaplamalarına göre çiğ süt üretim maliyeti 19,58 TL’ye ulaştı. Üreticinin sürdürülebilir bir üretim yapabilmesi için satış fiyatının en az 25,2 TL olması gerekiyor. Ancak şu anda litre başına 8 TL’lik bir zarar söz konusu. Dünyanın hiçbir yerinde üretici bu kadar büyük bir maliyet farkını karşılayamaz. Böyle giderse Mayıs ayında Türkiye yeni bir krizle karşı karşıya kalacak ve yine yüzbinlerce süt hayvanı kesime gidecek” dedi. Tarım Bakanlığı Üreticinin Yanında Değil Ün, süt alım fiyatlarının üretim maliyetlerine uygun hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nı eleştirdi. “Bakan İbrahim Yumaklı, Ulusal Süt Konseyi’nin yönetmeliğini değiştirmekle uğraşacağına bir kez olsun süt üreticisinin yanında dursun. Ancak görüyoruz ki bakanlık bürokratları tercihini yine sanayiciden yana kullanıyor. AKP’nin bugüne kadar tarım politikalarında hep büyük sermaye sahiplerini kayırdığı ortada. Tarımda sanayiciyi koruyarak küçük üreticiyi ezmeye devam ediyorlar. Eğer süt alım fiyatlarını revize edecek hızlı bir karar alınmazsa, bugün nasıl besi hayvanı ithal ediyorsak, yarın da süt ithal eder hale geleceğiz. Kimse ‘bu olmaz’ demesin, AKP’nin beceriksiz politikaları nedeniyle bu ülke defalarca ithalata mahkûm edildi” diye konuştu. Üretici de Tüketici de Mağdur Süt fiyatlarının üreticiye para kazandırmadığını, ancak tüketicinin de süte ve süt ürünlerine ulaşamadığını belirten Ün, “Bugün Erzurumlu süt üreticisi, litresini 11 TL’ye bile satamazken isyan ediyor. Öte yandan vatandaş, çocuğuna süt veremiyor, kahvaltıya peynir koyamıyor, yoğurt ve ayran alamıyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon verileri bile gerçeği gizleyemiyor: Süt fiyatları aylık %9, peynir %7, tereyağı ise %14 arttı. Tüketicinin cebinden çıkan para sürekli artarken üreticiye süt alım fiyatında tek kuruşluk bir iyileştirme yapılmadı. AKP, hayvancılığı ette olduğu gibi sütte de dışa bağımlı hale getiriyor” dedi. Çözüm Belli Ama İrade Yok Ün, süt ve besi hayvancılığının sürdürülebilir hale getirilmesi için atılması gereken adımları da sıraladı: Meraların ıslah edilerek üreticinin uygun yem temin etmesi sağlanmalı. Hayvancılığa verilen destekler en az dört katına çıkarılmalı. Et ve Süt Kurumu, piyasaya müdahale ederek üreticinin zarar etmesini önlemeli. Ancak mevcut hükümetin bu adımları atacak ne iradesi ne de bütçesi olduğunu savunan Ün, “AKP, yıllardır tarımı ve hayvancılığı kendi yandaşlarına rant sağlamak için yönetti. Sonuç olarak kasada para kalmadı. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan milyonlarca insanın mağduriyetini gidermek için sandığın gelmesini beklemekten başka çare kalmadı. O gün geldiğinde bu kâbus sona erecek” ifadelerini kullandı.

Gürer: Haber

Gürer: "Besicide Çiğ Süt Fiyatı Yerinde Sayıyor"

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, küçük aile tipi işletmelerinde sıcak süt depolama olanağı bulamayan üreticinin, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyatın altında aracılara süt satmak zorunda kaldığını söyledi. Ulusal Süt Konseyi’nin tavsiye fiyatı olarak belirlediği 17.55 TL’den küçük aile tipi işletmelerin ürün satamadığını ve sütün 14.00 TL civarında aracılar tarafından toplandığını ifade eden Gürer, Ulusal Süt Konseyi’nin açıkladığı tavsiye fiyatının sanayiciye yaradığını ve sanayicinin satışa sunduğu süt ve sütten mamul ürünlerin raf fiyatına artışın derhal yansıdığını belirtti. Sürekli artan yem fiyatları ile süt inekçiliğinin küçük aile tipi işletmeleri için giderek sürdürülebilir olmaktan çıktığına dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, Ulusal Süt Konseyi’nin tavsiye fiyatına küçük işletmelerin süt satamazken yem ve sanayi sütü ile sütten mamul ürünlerin raf fiyatına düzenli zam geldiğini ifade etti. Hayvancılık yaparak geçimini sağlayanın sıkıntısı sürerken, rafta ürün alan vatandaşın daralan alım gücü ile ürüne erişiminin de sorun olduğunu vurguladı. "Aracı, sanayici ve de marketçi satış fiyatlarını giderine göre artırmaya devam ediyor" dedi. KIRSAL KALKINMA DESTEKLERİ SADELEŞTİRİLMELİDİR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kırsal destekleme ile tarım kesimine yönelik düzenlemelerde de iyileştirmelere ihtiyaç olduğunu belirtti. Gürer, "KKYDP (Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı), tarımsal üretimi desteklemek ve kırsal kalkınmayı teşvik etmek amacıyla yürütülen hibe programı kapsamında sadece ithal hayvanda kapasite raporu verilmesinin başvuru aşamasında sorun oluşturduğunun dile getirildiğini söyledi. Gürer: 20-100 arası hayvanı olan başvuru yapan üreticilerden iş yeri açma ve çalışma ruhsatı köylerde özel idare, beldelerde belediyelerden isteniyor. Bu da başvuru sayısının az olması anlamına geliyor. Kapasite artırımı, teknoloji yenileme ve/veya modernizasyon niteliğindeki başvurular için başvuru konusu ve niteliği ile ilgili üretim izin belgesi (işletme kayıt belgesi/işletme onay/şartlı onay belgesi), işyeri açma ve çalışma ruhsatı, demirbaş kayıt listesi, yatırıma ait fotoğraflar ile kapasite raporu veya ekspertiz raporu; varsa tesisin hastalıktan ari işletme olduğuna dair belge talep ediliyor. Bu durumda altyapı yatırımlarında küçük çiftçilerimiz, hayvancılarımız başvuru yapamıyorlar. Bu nedenle bu ve benzer konularda düzenlemeler sağlanması bekleniyor" dedi. KIRSAL DÖNÜŞ İÇİN HİBE VE DESTEKLERDEN YARARLANILMALI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kırsalın desteklenip gelir düzeyini artırıcı ve yeniden geriye dönüşü teşvik edici uygulamaların önem arz ettiğine dikkat çekti. Gürer, "Aile işletmeciliği, tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi için önemli bir destek noktasıdır. Dünyada hayvancılığın olduğu her yerde aile işletmelerinin varlığı, büyük çiftlikler için de dayanak noktasıdır. Bu nedenle mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelere sağlanacak destekler önemlidir. Kırsalda ekonomik altyapının güçlendirilmesi, üretici besicinin teknoloji ile buluşması, sağlanan desteklerden beklenen faydanın oluşması ve teknolojik yatırımların desteklenmesi sürecin doğru ve planlı yürütülmesi ile olur. Kırsal Kalkınma Destekleri kapsamında tarıma dayalı ekonomik yatırımlar ve kırsal ekonomik altyapı yatırımlarının desteklenmesinde oluşmuş sorunlar, güncel çözümler üretilerek, tüm tarafların katkısı alınarak uygulanabilir ve yaygınlığı sağlanacak düzeyde değerlendirilmelidir" dedi. SÜT TOPLAMA MERKEZİ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, küçük aile tipi işletmelerinde ve özellikle 1-20 süt ineği olan besicilerde süt sağımı sonrası sütün sıcak iken satışa sunulduğuna işaret ederek, çiğ süt toplama tankı yoksa sütün, Ulusal Süt Konseyi tavsiye fiyatı yerine aracı tarafından belirlenen fiyatla satıldığını ifade etti. "Aracı, topladığı sütü sanayiciye fabrikaya taşımaktadır. Böylece süt daha ilk aşamada iki el değiştirmekte ve rafa kadar toptancısı ve satıcısıyla en az dört elden geçmektedir. Sütün toplanması, süzülmesi, soğutulması ve uygun şartlar altında depolanması süt fiyatını doğrudan etkilemektedir" dedi. Ömer Fethi Gürer, "Süt toplama merkezleri yeni tesis ile teknoloji yenileme ve/veya modernizasyon niteliğindeki başvuruların hibe desteği kapsamında değerlendirildiğini; hem mevcut süt işleme tesisi olan yatırımcılar hem de işletmesi olmadığı halde sadece süt toplama merkezleri kuracak olan yatırımcıların proje başvurusunda bulunabildiklerini" belirtti. CHP Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman, Köyişleri Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer, "Tesislerde süt; günlük toplanacaksa +8°C’den, günlük toplanmayacaksa +6°C’den yüksek olmayan sıcaklıklarda muhafaza edilmek durumundadır. Çiğ süt toplamada tankların en az 1000 L/gün kapasitede olması hibe desteğinde gerekli görülmektedir. Tank ve süt kamyonu için belirlenen kriterler ve süt kabulünde değer tespiti yapacak makine ve ekipmanlar hibe desteği kapsamında tanımlanmıştır. Süt ve süt ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi ve depolanmasına; işletmede üretim sırasında oluşan peynir altı suyunun süt ürünü olarak değerlendirilerek ekonomik değerinin artırılması için proje başvuruları yapılabilmektedir. Bu bağlamda hibe desteğinin erişiminin yaygınlaştırılması, kolaylaştırılması ve sadeleştirilmesi, daha çok işletme için yol gösterici ve uygulayıcı olmasına vesile olacaktır. Küçük aile tipi işletmelerinde sıcak süt sağım sonrası depolama olanağı olmaması, fiyatın belirlenmesinde besicinin belini bükmektedir. Hijyen şartlarında belli bir süre toplanma tanklarıyla süt alınması, ilk elde üreticinin ve besicinin elini güçlendirecektir. Bu nedenlerle hibe destekler kırsal yolunu açacak ve küçük aile tipi işletmelerin de yararlanmasını sağlayacaktır" dedi.

Sütte Güç Birliği Adımları Atıldı Haber

Sütte Güç Birliği Adımları Atıldı

Üreticilerin güçlendirilmesi ve kooperatifleşmeye destek amacıyla çalışmalarını sürdüren Manisa Büyükşehir Belediyesi, üretimin desteklenmesi ve ürün kalitesinin artırılması konularında yapılabilecekleri görüşmek için kentte faaliyet gösteren süt toplama, işleme ve pazarlama firmalarıyla bir araya geldi. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin daveti ile kentte faaliyet gösteren süt toplama, işleme ve pazarlama firmalarıyla bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda; sektörün sorunları, çözüm önerileri ve iş birliği yapılabilecek alanlar görüşüldü. Toplantıya Genel Sekreter Burak Deste, Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yusuf Kurucu, Başkan Danışmanı Salih Fulcun ve Kırsal Kalkınma Dairesi Başkanı Yılmaz Usta ile sektör temsilcileri katıldı. Toplantıda konuşan Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Deste, piyasaya müdahale etme gibi bir niyetlerinin olmadığını belirterek, “Amacımız, kırsalda kooperatifler üzerinden üretimi desteklemek ve ürün kalitesini artırmak. Ticaretin genel işleyişine karışmak istemiyoruz” dedi. Firma yetkilileri ise kooperatifleşme çalışmalarına destek vermek istediklerini ifade etti. Son üç ay içinde 100’ün üzerinde kooperatifle görüşüldüğünü söyleyen Genel Sekreter Deste, “Piyasaya müdahale etme gibi bir niyetimiz yok. Amacımız, kırsaldaki tarımsal üretimi arttırmak. BU güne kadar süt kooperatifleri ile ve üreticiler ile görüştük. Çalışmalarımızın üçüncü ayağı olarak da sizlerle görüşüyoruz. Üretimin devam ettirilebilmesi için en önemli taraflarından biri de siz sütü alan firmalarsınız. Bizim amacımız kooperatifleşmeyi ve kooperatifler üzerinden de üretimi desteklemek. Diğer bir amacımız da çıkan ürünün kalitesini arttırmak. Bunları kooperatifleri bilinçlendirerek, eğiterek, yeri geldiğinde girdi desteği, teknik destek sağlayarak yapmaya çalışıyoruz. Ticaretin işleyişine karışmak istemiyoruz. Arz, talep dengesizliğini gidermek, üretilen sütün kalitesini arttırmak, kooperatifleşmeyi destekleyecek hamleler yapmak istiyoruz. Bunun için sizinle buluşmak, görüşmek istedik” dedi. “Amacımız üreticinin yaşaması” Küçük üreticinin yaşaması gerektiğini vurgulayan Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yusuf Kurucu, “Amacımız, hepimizin ihtiyacı olan üreticinin yaşaması, para kazanması. Korkumuz ise, üreticinin yaşı ilerliyor. Dolayısıyla hayvancılığı bırakan çok çiftçi var. Büyükşehir Belediyesi olarak üretimin ve üreticinin yanındayız. Çünkü olayın sosyal bir yanı var. Kırsaldaki göçü, kırsaldaki istihdamı nereye götüreceksiniz. Götüreceğiniz bir yer var mı, yok. Türkiye tarımı maalesef çok kötü durumda. Bu sorun sadece hayvancılıkta değil bitkisel üretimde de var. Dolayısıyla bölgesel olarak çalışalım. Kamu, firmalarla rekabet etmez. Bu mantıktayız, bunu bilin. Siz ticaretinize devam edin. Ama biz kaliteli süt üretilmesi için yapacağımız bütün çalışmalarda da sizden destek istiyoruz. Manisa'da çok güzel ve büyük işletmeler var. Bunlar olsun. Ama kırsaldaki küçük işletmeler de olsun. Tek Dam ve tek sağım merkezi gibi projeler ile küçük üreticinin yerinde kalmasını, yaşamasını istiyoruz. Onlara ulaşabileceğimiz tek anahtar yapı da kooperatifler. Kooperatifleri birlikte ayakta tutmalıyız. Başka yolu yok. Manisa'nın bütün kooperatifleriyle görüşüp durumlarını analiz ettik. Bize söyledikleri ihtiyaçları tek tek gidip yerinde görmek ve o ihtiyaçları desteklemek istiyoruz” dedi. “Tek Dam Projesi'ne firmalar yatırım yapabilir” Sütün kaliteli olması için üreticinin ortamını düzenlemek zorunda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kurucu, “Gücü yetmiyorsa belediye bir olanak sunuyor. Büyük bir dam yapalım. İçerisinde modern sağım sistemleri, soğutma tankı olsun, veteriner hizmetleri düzgün bir şekilde gelsin, gıda mühendisi, hayvan bakıcısı olsun, hayvanların sürekli kontrolü ve bakımı yapılsın, aşılar kontrol edilsin ve sütün kalite standardı oluşşun. Bu hepinizin işine gelir. Bu konuda iş birliğine açığız. Bir üreticiden tüketiciye tüm aktörlerin olduğu bir masa oluşturuyoruz. Bu masada siz eksiktiniz ve şimdi tamamlamış olduk. Masada; üretici, kooperatifler, birlikler var ve alıcılar olarak sizlerin de olması gerekiyor. Bizi burada düzenleyici ve yatırım yapabilecek bir kurum olarak düşünün. Süt alıcısı firmalar olarak Tek Dam Projesi’nin yatırımcısı olabilirsiniz. Aynı zamanda sütün kalitesini denetleyen de olacaksınız” diye konuştu “Güç birliğine ihtiyaç var” Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Salih Fulcun ise “Kooperatifler vesilesiyle Manisa genelinde, üreticilerin birçoğuyla buluşma fırsatı bulduk Hem suyla ilgili sorun hem de ürünün iyileştirilmesi çok yönlü düşünülerek yapılan bir hazırlık. Üretilen sütün ürüne dönüşmesine ihtiyacımız var. İlimizde bu alanda markalaşma sağlanamadı. Süt ürünlerinde markalaşma istenilen yerde değil. Bu anlamda bir güç birliğine ihtiyaç var. Ferdi Başkanımızın bu konuda verdiği talimatlar ve Yusuf hocamızın akademik anlamda verdiği katkılar, bizim için bir şans. Hocamızın yaptığı akademik çalışmalarla birlikte doğru şeyleri yapabilmek anlamında iyi bir hazırlık süreci geçirildi. Tek Dam Projesi ile kooperatiflerin koşullarını iyileştirecek iyi bir planlama yaptık ve bir noktaya getirdik. Hem sütün kalitesini artırmak hem de şehirde bir markalaşma sürecini desteklemek istiyoruz” ifadelerini kullandı. Firmalardan Destek Mesajı Toplantıya katılan firma yetkilileri, Manisa’da kooperatifleşmeye destek olmak istediklerini belirtti. Yetkililer, ürün kalite standardının oluşması durumunda sütün alımı noktasında bir sorun olmayacağı, kaliteli ürünü her zaman istediklerini, birlik ve kooperatiflerle çalışacaklarını belirtirken üreticilerden de kendirleriyle ortak hareket etmelerini istedi.

Süt Üreticisi de Toptancısı da Mağdur! Haber

Süt Üreticisi de Toptancısı da Mağdur!

Çifteler Belediye Başkanı Zehra Konakçı Çifteler ilçesinde ki süt üreticilerinin yaşadığı sorunları ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerin sıkıntılarını dile getirdi. Çifteler Belediye Başkanı Zehra Konakçı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''Ülkemizi ekonomik anlamda ayakta tutan önemli iş kollarından biri de kesinlikle hayvancılık. Hayvancılık faaliyetleri birçok yurttaşımızın birincil geçim kapısı. Ancak günden güne üreticilerin dayanacak gücü kalmadığını görüyoruz. Özellikle süt üreticileri ekonomik anlamda oldukça zorlanıyorlar. Güzel ilçemiz Çifteler hem canlı hayvan ticareti hem de süt üretimi açısından oldukça önemli bir misyona sahipti. Fakat bugün görüyoruz ki Çifteler ve civar ilçelerde sütçülük faaliyetleri oldukça azalmış durumda. Bunun nedenleri ne diye sorarsanız mevcut iktidarın başarısız politikaları demek hiç yanlış olmaz. Süt üreticilerine konuyu sorduğunuzda ilk olarak üretim maliyetlerinin çok arttığını size söyleyeceklerdir. Süt üretiminde girdi maliyetlerinin artması üreticinin süt üretmekten vazgeçmesine neden oluyor. Bu da süt üreticisi sayısının günden güne azalmasına sebebiyet veriyor. Bir de bunun üzerine toptan süt fiyatlarının düşük kalması üreticinin belini büküyor. Üretici bu mengene içinde hayatta kalma, üretim yapma savaşı veriyor. Gelelim yerel toptancılara... Yerel süt toptancıları da başarısız politikalardan büyük zarar gören gruplar arasında yer alıyor. Süt üretiminde yaşanan düşüş nedeniyle toptancılar günlük süt toplayarak büyük işletmelere süt ulaştıramıyor. Çünkü büyük işletmeler toptancılara belli bir tonaj şartı koyuyor. Yani, günde şu kadar ton süt getirmezseniz almayız diyorlar. Yerel toptancı da bölgeden o miktarlarda sütü 3-4 günde ancak topluyor. Hal böyle olunca o sütün soğuk hava depolarında bir süre depolanması gerekiyor. Bu da toptancıya ek maliyet getiriyor. Toptancı sütü işletmelere satarken zarar eder noktaya geliyor. Ya da soğuk havaya koyulmayan sütler bozuluyor. O zaman da toptancı bu işten iyice zarar ediyor. Üretim çarkında üretici ve yerel toptancı bu denli zor durumda olunca bizim sofralarımıza gelen sütün fiyatı günden güne artıyor. Üretici üretmeyi bırakıyor, toptancı toptancılığı... Şu anda ilçemizde süt toplayan ve işletmelere satan bir toptancı kalmamış durumda. Bu durumun başka illerde, civar bazı ilçelerde de böyle olduğunu duyuyoruz. Buradan yetkililere sormak istiyorum. Üreticinin bu hali ne olacak? Süt üreticisi üretime bu şartlar altında nasıl devam edecek? Basiretsiz üretim politikaları ivedilikle değiştirilmelidir. Biz Çifteler Belediyesi olarak her zaman üreticiden yana tavrımızı devam ettireceğiz. Sermayeye ezdirilen tüm hemşerilerimizin yanındayız. Bu konunun da yakından takipçisi olmayı sürdüreceğimizi ifade etmek istiyorum.''

Hepimizin Sonu Hayvanları Kesime Yollamak! Haber

Hepimizin Sonu Hayvanları Kesime Yollamak!

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, besicilerin sorunlarını dinledi. Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatını 17 lira 15 kuruş açıklamasına rağmen, sütü en fazla 12-13 liradan satabilen besiciler, yem fiyatları artarken düşen süt fiyatları karşısında sürekli zarar eder noktaya geldi. Çiftliklerini kapatma aşamasında olan besiciler, Başevirgen’e dert yandı. Artık nakit para akışının olmadığını söyleyen bir besici, “Yemi alıyoruz, karşılığında süt veriyoruz. Para alışverişi 2 yıldan beri tamamen kalktı. Hayvanlarda da şu an bir para döngüsü yok. Tamamen kredi üzerine dönüyor. Bizden sonrası artık yok. Bu bölgede üretim tamamen bitecek. Hepimizin sonu hayvanları kesime yollamak” dedi. Bir diğer besici ise, “Bu işi en fazla yapabileceğimiz 5 sene bilemedin 10 sene daha, ondan sonra Allah kerim. Yapma şansım yok” sözleriyle besiciliği bırakacağını ifade etti. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa’da besicileri ziyaret ederek sorunlarını dinledi. Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt fiyatını 17 lira 15 kuruş olarak açıklamasına rağmen sütü 12-13 liradan satabilen besicilerin kazandıkları giderlerini karşılamaz hale geldi. Yem fiyatları artarken, süt fiyatlarının düşmesiyle sürekli zarar eden besicilerin süt hayvanlarını kesime göndermekten başka çareleri kalmadı. “MASRAFLARI BANKALARDAN KREDİ KULLANARAK KARŞILIYORUZ” Başevirgen’e dert yanan bir besici, “Devletin belirlediği rakam 17 lira 15 kuruş ama şu anda 12 buçuk liradan süt veriyoruz. Ayın birine kadar 12 buçuk liraydı ama şu anda fiyat belli değil. Hiç kimse bir şey açıklamıyor. Geçen yıl 480 liraya yemin çuvalını alıyorduk Nisan ayına kadar 14,5 liraya süt satıyorduk. Ondan sonra süt fiyatını 12,5 liraya düşürdüler, yem oldu 700 lira. Masrafları bankalardan kredi kullanarak karşılıyoruz, ayakta durmaya çalışıyoruz. 2 milyon lira yem için kredi aldım. O da 3 ayda bitti” dedi. “YEMİ ALIYORUZ, KARŞILIĞINDA SÜT VERİYORUZ. PARA ALIŞVERİŞİ 2 YILDAN BERİ TAMAMEN KALKTI” Verdikleri sütün karşısında para talep edemediklerine dikkat çeken bir diğer besici ise para talep etmeleri durumunda sütü almamakla tehdit edildiklerini belirtti. Besici, “Şu anda 17 lira 15 kuruştan süt satan besici yok. Bana son gelen süt alım fiyatı 12 liraydı. Yemi alıyoruz, karşılığında süt veriyoruz. Para alışverişi 2 yıldan beri tamamen kalktı. Hayvanlarda da şu an bir para döngüsü yok. Tamamen kredi üzerine dönüyor. Ziraat Bankası’ndan da kredi kullanamıyoruz. Özel bankalardan aldığımız kredilerle dönüyor. Ziraat Bankası gecikmelerden dolayı kredi vermiyor. Bu ortamda malın karşılığında para alamıyorsan gecikmeye düşmemen de mümkün değil” ifadelerini kullandı. Şartların zorlaştığından dolayı birçok kişinin devam edemediğini söyleyen besici, “Besi hayvanından daha çok süt hayvanı kesiliyor. Şu anda mükemmel derecede süt hayvanı kesiliyor. Kimsenin devam etme şansı kalmıyor. 6 ay 1 yıl sonrasında devam edemiyor. Hep zarar ederek ne kadar devam edebilirsin ki? Şu an da zaten her şeyi ithal ediyoruz ama herhalde daha da yüksek oranlarda ithal edeceğiz. Birçoğu hayvancılığı bırakıp büyük şehirlere göç ediyor. Bizden sonrası artık yok. Bu bölgede üretim tamamen bitecek. Hepimizin sonu hayvanları kesime yollamak” diye konuştu. “35 YILDIR BU İŞİ YAPIYORUM, BU KADAR ZOR BİR DÖNEMİ HİÇ GÖRMEDİM” Yem fiyatlarının yüksekliğinden şikayet eden bir diğer besici ise, “Satılacak 6-7 tane hayvanım var. Başka çıkar yolumuz yok. Masrafları çıkartamıyorum. Yıllarımızı döktük ama karşılığı yok. Kahvede bir bardak çay olmuş 7,5 lira, su 10 lira, sütün fiyatı ise 12 lira. 35 yıldır bu işi yapıyorum, bu kadar zor bir dönemi hiç görmedim. Bu sene bıçak kemiğe dayandı desem yeridir. Bu işi en fazla yapabileceğimiz 5 sene bilemedin 10 sene daha, ondan sonra Allah kerim. Yapma şansım yok” sözleriyle Başevirgen’e dert yandı. “KAZANMAK İÇİN SÜT FİYATININ 20 LİRA OLMASI LAZIM” Süt fiyatlarının düşüklüğünden, yem fiyatlarının ise çok artmasından şikayet eden besiciler ise Başevirgen’e sorunlarını şu sözlerle aktardı: “Sütü 14,5 liraya verdiğimiz zamanlar 520 liraya süt yemi alıyorduk. Sütü 12,5 liraya düşürdüler, süt yemi 650-730 lira arasında oldu. Arpa yemini bile 480 liraya alıyoruz, çok çılgın bir rakam. Bunun sonunda zamanla ufak çiftlikler kapanacak. Üç sene önce hayvancılığı daha da geliştireyim, sütü artırayım diyordum. Ama 2 sene sonra bütün fikirlerim değişti. Zaman artık aile ticareti oldu. Kazanmak için süt fiyatının 20 lira olması lazım. Geçtiğimiz yıl süt hayvanları kesime gidiyordu, yine aynısı olacak. Adam bakamayınca ne yapacak mecbur kestirecek. Yem geçen yıl 470 liraydı şimdi kalitesine göre 680, 730 liraya yem alanlar var. Sütü Haziran ayında 14,5 liraya verdim. Sütü 13,5 lira yaptılar, 13 yaptılar, en son 12,5 lira yaptılar. Yem fiyatı arttı süt fiyatı geriye geldi.”

Sütü Satmak Zorundayız, Ya Dökeceğiz Ya Satacağız! Haber

Sütü Satmak Zorundayız, Ya Dökeceğiz Ya Satacağız!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Foça’da Tarımsal Kalkınma ve Süt Üretim Kooperatiflerinin yöneticileri ile buluştu. Kooperatiflerin yaşadığı ekonomik sorunları dinleyen Başkan Tugay, ağır ekonomik koşullar altında ezilen kesimlerin yükünü hafifletmek için projeler geliştirmeyi sürdürdüklerini belirtti.   İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, tarımsal kalkınma ve süt üretim kooperatiflerinin başkan ve yetkilileri ile Foça Belediyesi Ali İlçan Sosyal Tesisleri’nde toplandı. Foça Bağarası ve Yenibağarası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ferdi Baydaroğulları’nın davetiyle düzenlenen buluşmada, Ulusal Süt Konseyi’nin Ocak ayında süt alım ücretini 17 lira 15 kuruş olarak açıkladığı, bu rakamın giderleri karşılamada yetersiz kaldığı belirtildi. Ferdi Baydaroğulları, İzmir’de 168 tarımsal kalkınma kooperatifi bulunduğunu, bu kooperatiflerin de 7 binin üzerinde üyeye sahip olduğunu açıklayarak “Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyata zorunlu olarak hizmet bedeli ve soğutma bedelini eklediğimizde 17 lira 70 kuruş gibi bir rakam oluşuyor. Bu fiyat üzerinde mutabık kaldık. Çünkü çok fazla masrafımız var. Üreticiden bu fiyata toplarsak, bizi kurtarmaz. Tek tek çiftçiye gidip sütü alıyoruz. Nakliye ücreti, şoför parası, soğuk hava deposu sorunu yaşıyoruz. Biz bu sütü satmak zorundayız. Ya dökeceğiz ya da satacağız” dedi.   “Sorunları birlikte aşacağız” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ise üreticilerin, kooperatiflerin yaşadıkları sorunları bildiğini, bu yükü hafifletmek için projeler geliştirme çabasında olduklarını söyledi. Başkan Tugay, “Türkiye ağır bir ekonomik krizin pençesinde. Yurttaşlarımızın, üreticimizin ağır ekonomik tablo altında ezilmesine seyirci kalmayacağız. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak amacımız günü kurtaran projeler değil, yaşanan sıkıntılara uzun vadeli çözümler üretmek. Tüm enerjimizi bunun için harcıyoruz. Bir yandan gıdaya, et ve süt ürünlerine ulaşamayan milyonlar var. Diğer taraftan ürününü değerinde satamayan üretici var. Gelecek vizyonumuz net. Küçük üreticinin emeğinin karşılığını alması, üretmeyi sürdürmesi. İzmirlinin de mutfağına girecek sağlıklı ürünlere daha uygun fiyata ulaşmasını sağlamak. Biz, sizin için çalışıyoruz. Birbirimize güç vererek tüm bu sorunların üstesinden geleceğiz” diye konuştu. Başkan Tugay, Bayındır Süt Fabrikası ile Ödemiş Et Entegre Tesisi’nin de en kısa zamanda üretici ve tüketicinin yararına olacak şekilde daha verimli hale getirileceğini söyledi.

Peynir Sofralarda Lüks Oldu! Haber

Peynir Sofralarda Lüks Oldu!

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 2024 yılının Ocak ayında 400 TL olan tulum peynirinin 590 TL’ye çıktığını, diğer peynir çeşitlerinin de ciddi artışlar gösterdiğini belirtti. Ayrıca, gıda harcamalarının kredi kartıyla yapılmak zorunda kaldığını vurgulayan Gürer, 2024 yılı Ocak ile 2025 yılı Ocak arasındaki kredi kartı harcamalarının %62,8 arttığını ifade etti. TÜİK’in enflasyon sepetindeki peynir fiyatlarının gerçeklerle örtüşmediğini ve halkın yaşadığı ekonomik durumu göz ardı ettiğini söyledi. Gürer, sofraların vazgeçilmez gıda ürünü olan peynirin artık lüks hale geldiğini belirtti. Gürer, "Besici, Ulusal Süt Konseyi'nin (USK) tavsiye ettiği fiyata çiğ süt satamazken yem fiyatlarındaki artış besiciyi zora soktu. Buna rağmen fabrika peynir fiyatlarında rafa yansıyan önemli bir fiyat artışı oluştu." dedi. PEYNİR ARTIK LÜKS! CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, peynir fiyatlarında yaşanan artışın emekli ve asgari ücretliler için peynire erişimi de zorlaştırdığını belirtti. Gürer, “Peynir, artık dar ve sabit gelirli vatandaşlar için sınırlı tüketilen ürünler arasına girdi” dedi. Peynir fiyatlarındaki artışın çiğ süt üreticisine aynı oranda fayda sağlamadığına dikkat çeken Gürer, peynir üreten fabrikaların sabit gider artışlarını gündeme getirdiğini belirtti. Gürer, “İşçilik, nakliye, işletme gideri, elektrik, doğalgaz, ambalaj, poşet ve fire gibi giderlerin fiyata yansıdığını ve bu nedenle artış oluştuğunu ifade ediyorlar” dedi. Ömer Fethi Gürer, fiyat artışı ve değişkenliği konusunda her kesimin bir anlatısı olduğunu ifade etti. Gürer, “Ekonomik kriz etkilerinin girdi artışlarına yansıması raftaki ürüne zam olarak yansıyor. Sanayici, 'Eğer fiyatı artırmasam batacağım' diyor, vatandaş ise 'Aldığım maaşla istediğim her ürünü alamıyorum. Aç kalmamaya çalışıyorum' diyor. Hayvancılık yapanlar, ahır ve yem giderleriyle bu işin sürdürülemeyeceğini belirtiyor. Bu süreci düzenlemesi gereken iktidar. Ancak iktidar, düşük alım fiyatları ve düşük ücretlerle piyasada ticari hareketi de kısarak sorunu derinleştiriyor” diye konuştu. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2024 Ocak ayındaki peynir fiyatları ile 2025 yılı Ocak ayı peynir fiyatlarını karşılaştırdı ve peynirdeki fiyat artışına dikkat çekti. Gürer, “Peynir fiyatı çarşı, pazar ve markete göre değişiyor. Bazı markalı peynir fiyatları uçmuş durumda. Ortalama fiyatla satılan tulum peyniri, 2024’ün ilk aylarında 400 TL iken 590 TL’ye yükseldi. Beyaz peynirin kilosu ise 155 TL’den 210 TL’ye çıktı. Marka bir beyaz peynirin fabrika üretimi 400 lirayı aştı. Üretim şekline göre bu fiyatın üzerinde beyaz peynir fiyatları da var. Kaşar peynirinin fiyatı 350 TL’den 490 TL’ye çıkarken, krem peynirin fiyatı ise yüzde 68,75 artarak 160 TL’den 270 TL’ye yükseldi” dedi. GIDA ENFLASYONU VE YÖNETİM KRİZİ Ömer Fethi Gürer, gıda fiyatlarındaki artışın temel nedeninin yanlış tarım politikaları olduğunu belirterek, üreticinin artan maliyetlerle baş edemediğini ve yeterli destek alamadığını söyledi. "Yem, mazot, elektrik, işçilik, ahır gideri, aşı, veteriner gideri gibi girdilerdeki fiyat artışları, Küçük aile tipi çiğ süt üreticisini zor durumda bırakıyor. Bu koşullarda süt fiyatları sınırlı artarken, sütten mamul ürün fiyatları ise durmuyor.” dedi. KREDİ KARTI HARCAMALARI YÜKSELİYOR Ömer Fethi Gürer, 2024 Ocak ayı ile 2025 Ocak ayındaki kredi kartı harcamalarını karşılaştırarak, gıda ve market harcamalarındaki artışlara dikkat çekti. 2024 Ocak ayında toplam kredi kartı harcamalarının 801,7 milyar TL olduğunu belirten Gürer, 2025 Ocak ayındaki harcamanın ise 1 trilyon 305 milyar TL'ye çıktığını ifade etti. "Bu durum, kredi kartı harcama miktarındaki yüzde 62,8'lik büyük artışı gözler önüne seriyor. Vatandaş kredi kartıyla yaşamaya çalışıyor" dedi. GIDA HARCAMALARI YÜKSELDİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, kredi kartı ile yapılan gıda harcamalarının 2024 yılında 57 milyar TL'den 2025 yılında 94 milyar TL'ye çıkarak yüzde 64,9’luk bir artış yaşadığını belirtti. Market harcamalarında da benzer bir artış gözlendiğini ifade eden Gürer, 2024 Ocak ayında 146 milyar TL olan market harcamalarının, 2025 Ocak ayında 236 milyar TL'ye çıkarak yüzde 61,6’lık bir artış gösterdiğini söyledi. Ayrıca, yemek harcamalarının 2024 yılında 47 milyar TL'den 2025 yılında 80 milyar TL'ye yükselerek yüzde 70,2'lik bir artış kaydettiğini aktardı. TÜİK’İN ENFLASYON SEPETİ GERÇEKLE UYUŞMUYOR Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından enflasyon sepetinde yer alan temel peynir çeşitleri fiyatlarına bakıldığında, bu fiyatların gerçeklerle örtüşmediğini belirten Ömer Fethi Gürer, aynı markette ve aynı marka ürünler üzerinden yapılan karşılaştırmalarda TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının üzerinde fiyat artışları görüldüğünü ifade etti. Gürer, “Peynir artık dar ve sabit gelirli vatandaşın sofrasında kolayca yer bulamıyor. Temel bir gıda ürünü olan peynir lüks hale geldi” dedi. Gürer, TÜİK tarafından belirlenen peynir fiyatlarının halkın karşı karşıya olduğu ekonomik gerçekleri göz ardı ettiğini vurguladı. 2024 Aralık ayında TÜİK’in belirlediği fiyatlara göre beyaz peynir 146,4 TL, kaşar peyniri 234,5 TL, tulum peyniri 248,36 TL ve krem peyniri 173 TL olarak açıklanmıştı. Gürer, “Bu fiyatlarla nerede ürün satılıyor, TÜİK bunu açıklamalı ki vatandaş da gidip oradan alsın” dedi. Gürer, TÜİK’in bu sepetinin halkın yaşadığı ekonomik gerçeklikle örtüşmediğini ve bu fiyatlar üzerinden enflasyon belirlenerek emekli, memur ve asgari ücretlinin düşük ücretlere mahkûm edildiğini söyledi. “Bu süreç, iktidarın talimatıyla oluşturuluyor. Vatandaş, peynir fiyatlarındaki artışla da mağdur durumda” diye konuştu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Porsuk Haber Ajansı En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.