SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tbmm

Porsuk Haber Ajansı - Tbmm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tbmm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP'li Sarıbal 2025 Yılı Tarım Bütçesini Eleştirdi Haber

CHP'li Sarıbal 2025 Yılı Tarım Bütçesini Eleştirdi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifinin görüşmeleri kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, 2025 yılı bütçesinde tarıma yönelik desteklerin yetersiz olduğunu belirterek, ''Gelecek yıl, iktidarın tarıma vereceği en düşük destek olacak'' ifadesini kullandı. İktidarın tarım ve hayvancılık politikalarını eleştiren Sarıbal, 2002 yılında üretim yapılan tarım alanının 266 milyon dönümden 239 milyon dönüme gerilediğini belirtirken, “Tam 26 milyon dönüm tarım alanı vasfından çıkarıldı. Gayri Safi Milli Hasıla içerisinde tarımın payı yüzde 10.2 iken 2024 itibariyle 5.2’ye yani tam yüzde 50 oranında düştü” diye konuştu. Sarıbal ayrıca tarımdaki istihdamın yüzde 35’ten 14’e gerilediğini ve hayvan varlığının son iki yılda 6,6 milyon azaldığını ifade etti. TÜRKİYE İTHALATA TESLİM OLDU Türkiye’nin ithalata teslim olduğunu kaydeden Sarıbal, “Hayvancılıkta kullanılan yemin yüzde 50’sinden fazlası dışarıdan geliyor. 2023 yılında sadece canlı hayvan ve kırmızı ete 1 milyar 383 milyon dolar ödeme yaptık. Bunun karşılığı da 32,7 milyar TL, hayvancılığa ayrılan rakamsa 15,3 milyar, yani yarısı. Gelişmiş ve kalkınmış ülkelerde tarım planlamasının temel aracı destekleme politikalarıdır. 2006 yılında çıkan bir kanunla GSMH'nin yüzde 1'ine denk gelen bir tarımsal destek vaat edildi, fakat 2007-2023 yılları arasında tarımsal destek oranı %0,5’a düşürüldü ve 2025 bütçesinde bu oranın beşte birine indirildi'' ifadelerini kullandı. TARIMA VERİLEN DESTEĞİN 14 KATINI FAİZE VERDİLER 2025 yılının AKP iktidarında tarımın en düşük destekleneceği bir dönem olacağını vurgulayan Sarıbal, “2024’te faize ödeyecekleri para 1,3 trilyon, tarıma verdikleri desteğin tam 14 katını faize verdiler. Aynı dönemde çiftçinin 2022 yılında bankalara borcu 2,4 milyarken, bugün eylül ayı itibariyle 768 milyar. 2002’ye göre tam 320 kat, 2004’e göre 112 kat arttı. Oysa 2007’den bugüne tarım destekleri sadece 21 kat arttı. 2007’den 2025’e çiftçiye çıkardıkları kanuna göre destekleme miktarı 1 trilyon 865 milyar TL olması gerekiyordu ama ödedikleri miktar 495 milyar. 2025’te ise ödeyecekleri 135 milyar, ancak ödemeleri gereken miktar 645 milyardır. Bu da yeni bir AKP rekorudur. 2023 yılında ihracat 9,6 milyar dolar, ithalat 13,8 milyar dolardır. Fark 4,2 milyar dolar. Her zaman olduğu gibi toplumu algıyla yönettikleri gibi, ihracatta artış var diyecekler. Bütün kısıtlamalara rağmen, 2024 yılında ocak- eylül ayı sonu itibariyle 1,8 milyar dolar yine açık var. Bisküvi, kösele, gazlı içeceklerin ihracatını tarımsal ihracatın içine koymuşlar, işlenmiş ürünlerle tarımsal ürünleri harmanlayıp algı yönetiyorlar. TÜİK tarımsal girdi fiyatlarının yüzde 52 arttığını söylüyor. Buğdaya yüzde 11-12 arasında artış verdi. Arpada yüzde 3,8, çeltikte yüzde 25-30, fındıkta yüzde 57, çayda yüzde 60, şeker pancarında yüzde 28 artış yaptılar. Kendi açıkladıkları enflasyon fiyatlarına bile uymadılar” diye konuştu. BÜTÇE ÇİFTÇİNİN DEĞİL, İKTİDARIN BÜTÇESİDİR Bütçede tarıma ayrılan payın 0,8 olduğunu vurgulayan Sarıbal, çiftçinin hayvancılıkta toplam giderinin 600 milyar TL, buna karşılık 27 Milyar TL destekleme verildiğini, çiftçinin kaderiyle baş başa bırakıldığını belirterek, “Bu bütçe çiftçinin, halkın bütçesi değil. Bu bütçe, sarayın bütçesidir. Patentli, Mehmet Şimşek bütçesidir. İktidar değişmeden çiftçinin sorunları çözülmez” dedi.

Maskeleri Düştü, Gerçek Yüzleri Ortaya Çıktı! Haber

Maskeleri Düştü, Gerçek Yüzleri Ortaya Çıktı!

CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında söylediği sözler ve gündeme gelen çözüm süreci iddaları ile ilgili bir açıklama yaptı. Milletvekili Arslan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ''Daha düne kadar; HDP-DEM Parti kapatılsın, HDP ’yi kapatmayan Anayasa Mahkemesi de kapatılsın, bu partilere yapılan hazine yardımları ile bu partinin milletvekillerinin maaşları kesilsin şeklinde kükreyenlerin, Önceki yıllarda yapılan seçimlerde de olduğu gibi, mitinglerinde ip-urgan gösterip, 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde montaj videolar ve yalanlarıyla; CHP ve CHP’lileri KANDİL’LE ilişkilendirecek kadar alçaklaşarak, attıkları terörist, vatan haini iftiraları ve benzeri siyasal söylem ve davranışlarla seçmenin milliyetçi duygularından yararlanarak iktidarlarını koruyanların, Yine belediye seçimlerinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere CHP’li başkanlarımızın kazanması durumunda “PKK’lıları belediyelerde işe alacaklar” iftiralarıyla seçmenleri etkilemeye çalışanların, Bugün 180 derecelik bir dönüşle; “ Öcalan’ın tecridi kaldırılsın, TBMM’ne gelsin konuşsun”, gerekirse “Umut Hakkından” yararlansın sözleriyle üzeri kapalı bir AF düzenlemesini de içerecek bir noktaya gelmelerini derin bir üzüntü içinde ibretle izliyor, olan biteni milletimizin takdirine bırakıyoruz. Uzun yıllar bu politikalar üzerinden halka yalan söyleyip, aldatarak iktidarlarını koruyanların maskeleri düşmüş, gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır. İKTİDAR ve ORTAKLARI SUÇÜSTÜ YAKALANMIŞTIR! TBMM’nin açıldığı 1 Ekim günü Bahçeli’nin DEM Parti eş genel başkanlarıyla görüşmesi, aynı günün akşamı verilen resepsiyonda; “Söylediklerime kızmıyorsunuz değil mi? Siyaset yapıyoruz” sözleri, aynı tarihte AKP Genel Başkanının TBMM’de yaptığı konuşmada;” İsrail’in yeni hedefinin Türkiye olacağı” söylemi, izleyen hafta TBMM’de bu konuyla ilgili gizli oturum yapılması, sonraki haftalarda Bahçeli’nin APO’ya örgütü tasfiye etmesi için yaptığı çağrı, Bahçeli’nin yaptığı bu girişim ve çağrıları AKP genel başkanı Erdoğan’ın ve partisinin onaylaması ve desteklemesi ve nihayet dün “Öcalan’ın tecridi kaldırılsın, TBMM’ne gelsin, kürsüden konuşsun”, “Ne Kandil, ne de Edirne, adres İmralı” çıkışı; bütün bu olan bitenlerin hiçbirinin sadece MHP Genel Başkanının söyleminden ibaret olmadığı, kapalı kapılar arkasında gizli yürütülen görüşmeler ve planlamalar sonucu ortaya atıldığı da anlaşılmaktadır. Diğer yandan bu sürecin devamında yeni Anayasa talepleriyle MHP-HÜDAPAR-BBP-DSP destekli AKP iktidarının ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ömrünün uzatılmasına yönelik hamleler olduğu, Yine HÜDAPAR’la başlayan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’la süren Anayasamızın “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” ilk üç maddesinin neden ve hangi niyetlerle tartışmaya açıldığı da bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmış, iktidar ve ortakları suçüstü yakalanmıştır. YERİN DİBİNE BATSIN SİZİN SİYASETİNİZ VE İKTİDARINIZ! Bıçak kemiği artık örselemeye başlamış, Tuz çoktan kokmuştur. Son kullanma tarihi çoktan geçmiş ve hepimizin sağlığına zararlı hale gelmiş bu iktidar uygulamalarıyla hızla toplumsal çöküş ve kopuşa sürüklenmemize, her geçen gün sorunların daha da derinleşmesine yol açmaktadır. Bir an önce seçime gidilerek, acze düşen iktidar ve ortaklarından görevi sonlanmalıdır. Türkiye’nin günlerdir farklı yönleriyle tartıştığı normalleşme ancak yapılacak seçimle sağlanacaktır. CHP milletvekili olarak; ebedi önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği, laik-Demokratik Cumhuriyete, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, önderimizin ilke, değer ve devrimlerine, hukuk devletine, demokrasiye, ulusun egemenliğine, insan hak ve özgürlüklerine bağlı kalarak inançla ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz.''

22 Yıl Sonunda Okul Kapısında Güvenlik, İçeride Temizlik Yok! Haber

22 Yıl Sonunda Okul Kapısında Güvenlik, İçeride Temizlik Yok!

TBMM’de Öğretmenlik Meslek Kanunu görüşmelerinde söz alan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, 22 yıllık AKP iktidarının eğitim politikasını topa tuttu. TBMM’de eğitimde yaşanan sorunlar ile eğitim emekçileri ve öğrencilerin taleplerine dikkat çeken Çakırözer, “2024 Türkiye’sinde 22 yıllık iktidarın okulları getirdiği durum ortada! Kapıda güvenlik yok, içeride temizlik, hijyen yok. Öğrenciler, veliler, öğretmenler ellerinde bez, süpürge sınıf temizliyor, tuvalet temizliyor. Evlatlarımızın en temel ihtiyacı olan beslenme, temizlik, güvenlik ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan, eğitim emekçilerimizi güvencesizliğe, yoksulluğa mahkûm eden bir eğitim sistemiyle dünyayla rekabet edemeyiz. Bu temel sorunları çözmeyen hiçbir kanunun ülkemize, geleceğimize faydası olamaz” dedi. 9 BAKAN DEĞİŞTİ! HER BAKANLA EĞİTİM YAZBOZ TAHTASINA DÖNÜŞTÜ Geçtiğimiz yasama döneminde TBMM’de görüşmelerine başlanan ve eğitim emekçilerinin, sendikaların itirazları sonrası geri çekilen Öğretmenlik Meslek Kanunu hiçbir değişiklik yapılmadan yeniden Meclis’e geldi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer kanun görüşmelerinde söz alarak eğitim emekçileri ile milyonlarca öğrencinin eğitim alanında yaşadığı sıkıntıları gündeme getirdi. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 1,2 milyon eğitim emekçisi ile 17 milyon öğrencinin eğitim hakkını ilgilendiren hayati bir düzenleme olduğuna dikkat çeken Çakırözer, “ Ama bu düzenleme maalesef ne öğretmenlerimizin ne evlatlarımızın ne de onların ailelerinin talep ve beklentilerini karşılamaktadır. 22 yıllık iktidarınızda 9 bakan değiştirdiniz, gelen her Bakanla eğitim yazboz tahtasına dönüştürüldü. AKP'nin bu iş bilmezliğinin bedeli ise ülkemizin yarınları evlatlarımıza, ailelerine ve özveriyle çalışan eğitim emekçilerimize ödetildi. İşte, şimdi de öğretmenlerimizle, eğitim bileşenleriyle tartışmadan, dayatmayla Meclis’e getirdiğiniz bu metinle de ödetilmeye devam edecek” dedi. “ÖĞRETMENLERİN DİPLOMASINI ÇALMA PROJESİ” “Bu teklif asla bir Meslek Kanunu değildir. Ya nedir? Atamadığınız yüz binlerce öğretmenin diplomasını çalma projesidir” diyen Çakırözer şunları söyledi: “İşte, üzerine söz aldığım 29'uncu maddede bahsi geçen Millî Eğitim Akademisi tam da budur. Siz bu kanunla eğitim fakültesini bitirmiş, diplomasını almış ve hatta KPSS'yi de kazanmış yüz binlerce öğretmene ‘Sen öğretmen değilsin’ diyorsunuz. Eğitim fakültelerini değersizleştiriyorsunuz. Öğretmenlik hayali kuran gençlerin geleceğini çalıyorsunuz. ‘Benim adamım değilsen öğretmen olamazsın’ diyorsunuz. Öğretmenlik mesleğini sadece Bakanlığın belirleyeceği hazırlık eğitimine dayandıran bu anlayışı öğretmenler reddediyor, eğitim sendikaları reddediyor, biz de kabul etmiyoruz. Nasıl ki kursla doktor, avukat yetiştirilemezse evlatlarımızı geleceğe hazırlayacak olan öğretmenler de kursla yetiştirilemez.” “ÖĞRETMENLERE İTİBARSIZLAŞTIRMA, AYRIMCILIK SÜRÜYOR” Öğretmenlerin, eğitim sendikalarının Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı günlerce direndiğini ancak uyarı ve talepler dikkate alınmadan teklifin aynı şekilde Meclis’e getirilmesine tepki gösteren Çakırözer, görüşmelerde şunları söyledi: “Öğretmenler günlerce bu kanuna karşı Meclis kapısında direndi, uyardı. Ne dediler? ‘Ekonomik sorunlarımıza çözüm üretmeyen, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı, eşitsizliği derinleştiren bu teklifi istemiyoruz’ dediler. Kanunu geri çektiniz, üç ay beklediniz, aynen geri getirdiniz. İktidarınızda itibarsızlaştırdığınız öğretmenlik mesleğinin saygınlığı için tek bir adım yok. ‘Ücretli, sözleşmeli, uzman öğretmen, başöğretmen’ ayırımcılığı aynen sürüyor.  Özel okul öğretmenlerinin çaresizliği yine görmezden geliniyor. Sayıları yüz binleri bulan KPSS mağdurlarının, engelli öğretmenlerin, norm kadro sözü verilen PDR'cilerin, mağduriyet yaşayan depremzede öğretmenlerin hiçbirisi bu kanunda yok.” “22 YIL SONUNDA OKUL KAPISINDA GÜVENLİK, İÇERİDE TEMİZLİK YOK” “2024 Türkiye’sinde 22 yıllık iktidarın okulları getirdiği durum işte ortada: Kapıda güvenlik yok, içeride temizlik yok, hijyen yok. Öğrenciler, veliler, öğretmenler ellerinde bez, süpürge sınıf temizliyor, tuvalet temizliyor. Genel Başkan Yardımcımız Suat Özçağdaş milletvekillerimizle, sendikalarla yaz boyu il il gezdi, uyardı. Üç ay beklediniz, hiçbir önlem almadınız. Şimdi ise kadrolu, güvenceli personel istihdam etmek yerine İUP, TYP adı altında yine emek sömüren geçici önlemlerle sorunu geçiştirmeye çalışıyorsunuz. Taşımalı eğitim gören köy çocuklarının servislerine tasarruf diye göz diktiniz. Evlatlarımızı yatılı okullara, aileleri köyden göçe mahkûm ettiniz. Çocuklarımıza bir öğün yemeği çok gördünüz. Okullarda bir tost 70 liraya satılırken siz günlük 3 lira yardım yapmakla övünüyorsunuz. Sizin beceriksizliğiniz yüzünden, okulların ihtiyaçları velilerden bağış adı altında zorla toplanan paralarla karşılanmak zorunda. Veliler ile öğretmeni, okul yönetimini karşı karşıya getirdiniz. Birleştirilmiş okullarda otuz dakikalık derslerle çocuklarımız bir yılını kaybediyor. Her yıl ağırlığı kız evlatlarımız olmak üzere on binlerce çocuğumuz eğitimden kopuyor.” “BİLİMSEL, ÇAĞDAŞ, LAİK EĞİTİM MÜCADELEMİZ SÜRECEK” “Bu sorunlar çığ gibi büyürken siz ne yapıyorsunuz? ÇEDES'lerle, cemaat ve tarikatlarla yapılan protokollerle evlatlarımızı bilim yolundan koparma, zihnini karartma peşindesiniz. Bakanlıkta ve taşra teşkilatlarımızda tarikatçı kadroları yayma peşindesiniz. Evlatlarımızın en temel ihtiyacı olan beslenme, temizlik, güvenlik ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan, eğitim emekçilerimizi güvencesizliğe, yoksulluğa mahkûm eden bir eğitim sistemiyle dünyayla rekabet edemeyiz. Bu temel sorunları çözmeyen hiçbir kanunun ülkemize, geleceğimize faydası olamaz. Tüm bu zorluklara rağmen mesleğinin onuruna, evlatlarımızın geleceğine sahip çıkan, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği gibi fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmeyi kendine görev bilen tüm cefakâr, vefakâr öğretmenlerimizi yürekten selamlıyorum. Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi olarak çağdaş, demokratik, laik ve bilimsel eğitim sistemi mücadelemizi onlar için sonuna kadar kararlılıkla yürüteceğiz.”

Girdi Maliyetleri Düşürülmeden Gıdada Sorun Bitmez Haber

Girdi Maliyetleri Düşürülmeden Gıdada Sorun Bitmez

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM'de TC Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan’ın yaptığı sunum sonrası söz alarak ekonomik sorunlara değindi. “İyileştirme var diyorsunuz, bu ne zaman vatandaşa yansıyacak?” diye sordu. Gürer, sorusuna Bütçe ve Plan Komisyonu Başkanı Mehmet Muş'un, bankanın yazılı olarak yanıt vermesini istedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer: “Sayın Başkan, sunum kitapçığının üzerinde 100 lira ve 10 liranın varlığını görünce, 10 liraya simit alınmıyor, 100 liraya da 1 kilo bamya alınmıyor; işe oradan başlayalım. Ayşe teyze 200 lirayla markete gitse, 140 lira bamya, 60 lira da domatese verdiği zaman cebindeki para erimiş oluyor. Alım gücüne göre paranın değeri olabildiğince düştü. Onun için de asgari ücretli, emekli, dar gelirli ciddi biçimde ekonomik bir sorun yaşıyor. Bunu iyileştirme adına, bu sizin anlattıklarınızın onlara yansıması adına alanda bir şey görmüyoruz. 500 lira ya da 1.000 liralık banknot basılacak mı? Bir de siz kendinizi ne kadar özerk hissediyorsunuz, özerk misiniz?” dedi. GIDA VE TARIMSAL ÜRETİM KOMİTESİNİ SORGULADI CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi Sekretaryasını Merkez Bankası yürütürken, şimdi banka yanı sıra bakanlıklarla bir komite var. Bu komitenin son yaptığı toplantıda kamuoyuna yansıtılan birkaç konunun irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, arz ve talep dengesinin sağlanması hem üreticilerin hem de tüketicilerin korunmasına yönelik dış ticaret tedbirleri dahil olmak üzere tedbir almak. Zaten uygulanagelen politikalar ithalata dayalı olduğu için Türkiye bazı ürünlerde kendi kendine yetemez noktaya getirildi. 21 üründe arz açığı olduğunu bakanlık, yazılı soruma verdiği yanıtta ifade etti. Bu yıl yerli üreticinin ürettiği ürün olabildiğince baskılandı. Buğdaya yüzde 12, arpaya yüzde 3 verildi, son olarak da şeker pancarına yüzde 28'lik bir artış verildi. Küresel ve yurt içi tarımsal emtia ve gıda fiyatlarının izlenmesi sizler tarafından da o komitede sürdürüldüğüne göre herhâlde tarladan haberiniz var. Ben kendi bölgem için söyleyeyim: Niğde'de karpuz 1 liradan, kavun 70 kuruştan, domates 1,5 liradan, patates -özellikle yazlık patates- 3 liradan alıcı bulunmadığı için tarlada kaldı. Ama kışlık patateste de -şimdi hasat dönemi- tüccar gelmedi, yine bir sorun var. Bunun yanında, fasulye fiyatı geçen yılki fiyatın altında gerçekleşti ve üretici büyük bir mağduriyet yaşıyor. Ama bakın, rakamsal olarak da -veri olarak- söyleyeyim: Ağustos ayında DAP gübresinin, yani taban gübresinin tonu -bu aydan başlayarak ekim yapılacak- 21.750 lirayken bugün 23.700 liraya çıktı. Üre gübre de ağustosta 13.500 lirayken bugün 14.700 liraya çıktı. Şimdi, bu ürünlerin girdi maliyetleri düşürülmüyor ama üretenin ürettiği ürünün tarlada kalması seyrediliyor. Bu, bireye ait bir ürün değil, millî gelir. Eğer oradaki ürün doğru biçimde değerlendirilseydi ve kamu, bu anlamda, alımlara girseydi bu sorun yaşanmayacaktı. Patatesle ilgili... Altı ay depolanabilen ürün. Toprak Mahsulleri Ofisi, TÜRKŞEKER ya da Tarım Kredi bunu alsın, depolasın -kamuoyunda patates ve soğan çok konuşulduğu için söylüyorum- piyasayı dengelesin çünkü biliyoruz ki bu ürünler çiftçiden çıktığı an, aralık ayından itibaren fiyat tırmanacak. Patates, büyük şehirlerde 20 liradan aşağı satılmazken tarladaki çiftçi de ürettiği ürünü 3 liraya satamamış olacak. Böylesine bir dengesizlik var.” dedi. DEPOLARI BASMAKTAN DEPOLAMAYA GEÇİŞ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer: “Bakın, son toplantıda aldığınız kararda, bakanlarla birlikte yaptığınız değerlendirmede diyorsunuz ki: 'Depolanabilen ürünlerde arz ve talep dengesinin korunmasını teminen mevcut depo kapasitesinin artırılması...' Bu ülkede soğan ile patates depoladı diye 'terörist' ilan edilip üretici baskın yedi. Daha yakın örneklerini bilenler olarak söylüyoruz: Bundan dahi bihaber davranarak o üreticiye zulmedildi. Üretici korunmadan sürecin ileri taşınması olası değil. Girdi maliyetlerini düşürmezseniz; ithal yemin, ithal gübrenin fiyatlarını sürekli artırırsanız; tarladaki maliyetin altında bir fiyatla alıma zorlarsanız önümüzdeki yıl tarım ürünlerinde fiyat düşmeyecek, artacak. Çünkü niye? Üretim düşecek. Şimdi, buğday üreticisiyle konuşuyorum, 'Seneye onu ekmeyeceğim.' diyor, para kazanacağı ürün arıyor; bir kısmı çiftçilik yapmaktan vazgeçiyor. Ya, Ulusal Süt Konseyi süt için 14 lira 65 kuruş tavsiye fiyatı açıklıyor, 11 liradan süt alıyorlar. Rafa gidiyorsunuz, peynirin fiyatı almış başını gidiyor. Fırıncı haklı olarak ekmeğin 15 lira olmasını istiyor. Peki, buğday TMO tarafından 9 lira 25 kuruştan alınmadı mı bu dönem? Alındı. 9 lira 25 kuruştan alınan buğdaydan elde edilen ekmek üzerinden gidersek, ekmeğin kilosu üzerinden soruna bakarsanız üreticinin ne kadar ezildiğini görürsünüz. Fırıncı diyor ki: 'Benim elektrik giderim arttı, nakliye giderim arttı, işçilik giderim arttı, kira giderim arttı. Ben bunun fiyatının artırılmasını istiyorum.' Niğde-Ankara Otoyolu'na gelirken girdim; 10 lira sandığımız simide gittim, 25 lira dedi adam. 'Ya, bu nasıl olur? 25 liraya simit mi olur?' dedik. Şimdi, buğdayın fiyatını baskıladınız da raftaki ürünün fiyatını düşürmediniz ki. Yine markete gidiyor, ürün fiyatı değişmiyor. Sonra bir şey daha: İthal gelen ürün niye getirilir? Türkiye piyasasını dengelemek için. Şimdi, getirilen ithal ürün de Türkiye'deki fiyatla satılıyor. O zaman niye yerli üreticiyi desteklemiyoruz? Türkiye, Dâhilde İşleme Rejimi kapsamında bazı ürünleri getiriyor; bunların başında buğday geliyor. Ortalama 10 milyon ton da buğdayı alıyoruz, işliyoruz, un satıyoruz, sonra o unu ihraç ettik diye övünüyoruz. Kendi çiftçimize bu ürünü ürettirmiyoruz. Sorum şu: Bu yurt dışından gelen buğdaya ödenen para ile yurt dışına satılan unun ihracattaki etkisi ayrı ayrı rakamsal olarak gösterilirse de bizim kendi üretmediğimiz tarımsal girdilerden sağladığımız fayda nedir, ne değildir, bir de onu görsek. Niye bunu bizim çiftçimiz üretmez? Bu unun işlendikten sonra satılması tarımsal ürün ihracatında ne kadar rakamsal veri olarak var, bunu da öğrenmek isteriz.” dedi.

Fatih Dönmez'den Yapay Zekâ İçin Araştırma Komisyonu Teklifi Haber

Fatih Dönmez'den Yapay Zekâ İçin Araştırma Komisyonu Teklifi

AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde AK Parti grubu adına söz alarak yapay zekâ teknolojilerinin incelenmesi ve bu alanda bir araştırma komisyonu kurulması için önerge sundu. Dönmez, yapay zekânın günümüzdeki önemine dikkat çekerek, Türkiye’nin bu alanda geri kalmaması için adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Geçtiğimiz yasama yılında bu önergenin hazırlandığını ancak yoğunluk nedeniyle yeni yasama yılına kaldığını söyleyen Dönmez, “Üçüncü Yasama Yılında bu konu ile başlamış oluyoruz” dedi. Yapay Zekâ Hayatın Her Alanında Devrim Yaratıyor Yapay zekânın sadece bir teknoloji yeniliği olmadığını, sağlık, eğitim, tarım ve güvenlik gibi birçok sektörde köklü değişimlere yol açan çok boyutlu bir devrim olduğunu belirten Dönmez, yapay zekâ teknolojilerinin giderek daha fazla hayatımızın içine girdiğine dikkat çekti. ''Yapay zekâ, üretkenliği artıracak, verimliliği yükseltecek ve ülkemizin rekabet gücünü pekiştirecektir'' dedi. Yapay Zekâda Uluslararası Yarışta Yerimizi Almalıyız Dönmez, Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Avrupa Birliği gibi ülkelerin yapay zekâ alanına yaptıkları büyük yatırımlara değinerek, Türkiye’nin de bu yarışta yer alması gerektiğini ifade etti. Ülkemizin yapay zekâ teknolojilerinde ilerleme kaydetmesi için doğru adımların atılmasının önemine vurgu yapan Dönmez, bu alanda insan kaynağı ve altyapı yatırımlarının hızlandırılması gerektiğini belirtti. Fırsatların Yanında Riskler de Var Yapay zekâ teknolojilerinin sunduğu büyük fırsatların yanında bazı riskler de barındırdığını ifade eden Dönmez, özellikle veri mahremiyeti, güvenlik ve etik konularının titizlikle ele alınması gerektiğini söyledi. Ayrıca, yapay zekânın yanlış kullanımı durumunda birey haklarına zarar verebileceği ve toplumsal eşitsizliklerin artabileceği uyarısında bulundu. Araştırma Komisyonunun Görevleri Dönmez, önerilen komisyonun yapay zekâ politikalarını inceleyeceğini, başarılı uluslararası örnekleri analiz ederek Türkiye'nin bu alanda atması gereken adımları belirleyeceğini kaydetti. Komisyonun ayrıca, yapay zekânın toplumsal etkilerini, ekonomik yansımalarını ve güvenlik risklerini de mercek altına alacağını belirtti. Dijital Türkiye Vizyonuna Katkı Sunacak Yapay zekâ komisyonu kurulmasının, Türkiye’nin Dijital Türkiye vizyonuna ve millî teknoloji hamlesi hedeflerine büyük katkı sağlayacağını söyleyen Dönmez, bu teklifin ülkemizin teknolojik geleceği adına stratejik bir adım olacağını vurguladı. Tüm siyasi partilere destekleri için teşekkür ederek, önergenin Türkiye’nin geleceği için önemli bir başlangıç olacağını ifade etti.

Fiyatlar Tarladan Markete Üç Kat Artıyor Haber

Fiyatlar Tarladan Markete Üç Kat Artıyor

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman, Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, patates ürününde bu yıl yaşanan sorunları gündeme getirdi. Üretici maliyetin altında ürününü satamazken, tüketici de yüksek fiyatla ürün almak durumunda kalmamalıdır. Gürer, "Kamu, patates alımına girerek piyasayı dengelemelidir” dedi. Gürer, Ankara’da bir marketten aldığı patateslerle düzenlediği toplantıda, bir kilo patatesin markette 13-15 lira aralığında satılırken, girdi maliyeti ile 6 lirayı aşan patatesin tarlada üreticiden 4 liraya dahi tüccar tarafından alınamadığını belirtti. "Doğru süreç yönetilmezse, üretici hasat bittiğinde elinde kalacak ürünle karşı karşıya kalacak ve market fiyatları artacaktır" ifadelerini kullandı. CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, "Patates fiyatlarındaki istikrarsızlık, üretici ve tüketici üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu nedenle planlı ve sürdürülebilir bir üretim modeli ile piyasayı düzenleyici önlemler alınması şarttır" dedi. Tarım ve Orman Bakanlığınca Eylül ayında kurum ve kuruluşlara çağrı yapıldığını hatırlatan Gürer, askeri birlikler, hastaneler, yurtlar, okullar, üniversiteler, belediyeler, kurum personel yemekhaneleri, sosyal tesisler, misafirhaneler, aşevleri vb. toplu yemeklerde ve ayni yardımlarda mümkün olduğu kadar patates tüketimine ağırlık verilmesinin istendiğini ancak bunun yeterli olmadığını söyledi. Yazlık patates depolanamazken, kışlık patatesin altı ay depolanma olanağı bulunduğunu ifade ederek, "Kış koşulları oluşmadan kamu eliyle, Toprak Mahsulleri Ofisi, Türkşeker ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla maliyet artı makul kâr ile ürün alımı yapılmalı, stoklanarak patatesin gelecek üretim sürecine kadar rafta fiyat artışının dengelenmesi sağlanmalıdır" dedi. "Üretici ve tüketicinin mağdur olmaması için bu yöntem uygulanmalıdır" diye ekledi. DÜNYA PATATESE ÖNEM VERİYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, patatesin her iklimde yetişebilmesi, birim alanda yüksek verim sağlaması, kullanım alanının geniş olması, sindirim kolaylığı ve besin değerinin yüksek olması nedeniyle dünyada pek çok ülkede üretilip tüketildiğini belirtti. "Patates, gıda güvencesi noktasında dünyanın önemsediği bir üründür ve temel gıda ürünüdür. Dünyada 380 milyon ton patates üretimi gerçekleştirilmektedir. Çin, Hindistan ve Ukrayna ilk üç üretici ülke konumundadır. Dünya genelinde 10 milyon tonun üzerinde patates ithalatı yapılmaktadır. Ülkemizde hemen hemen her bölgede patates yetiştirilmektedir. Orta Anadolu %42, Ege Bölgesi %22 üretim alanına sahiptir. Nisan ayında başlayarak Aralık ayına kadar hasat farklı bölgelerde devam etmektedir. Hem taze tüketimi hem de yan ürünleri ile insan beslenmesinde ve endüstri açısından önemli bir tarımsal ürün olan patatesin üretim süreçlerinde son yıllarda sorunlar artmıştır" diye konuştu. SORUN ÜRETİM ARTIŞI DEĞİL, YÖNETİLEMEME SORUNUDUR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, "Patates üretimi ülkemizde 2023 yılında 5,5 milyon ton civarında gerçekleşmiştir. Bu yıl ise TÜİK’in Mayıs tahminine göre 6,5 milyon ton üretim öngörülmektedir. 1999 yılında da patates üretimimiz 6,5 milyon ton civarındaydı. Nüfusumuz 30 milyon artmış olmasına rağmen, yine aynı miktar üretime bu yıl ulaşılabilecektir. Niğde ve Afyon illeri üretimde ilk sırada yer almaktadır. Niğde’de bu yıl 250 bin hektar alanda ekili patatesten 1 milyon ton üretim beklenmektedir. ÇKS kayıtlı çiftçi dışında, kayıt dışı civarında da üretim olabileceği öngörülmektedir. Niğde’de 30 Ekim’e kadar hasat devam edecektir. Niğde’de dekara verimlilik %40 oranında 3.500 kg/dekar, %60’ında ise 3.000 kg/dekar ürün alınmaktadır. Verimlilik, Bitlis, Amasya, Kayseri illerinde dekarda 4.000 kg üzerinde çıkabilmektedir. Patates üretimi yıllara göre dalgalanmalar göstermektedir. Üretici ve tüketici fiyatları en fazla dalgalanma gösteren ürünlerin başında patates gelmektedir. Kışlık patates depolanabilir bir üründür; %35 tarladan direkt satılır, %65 depolanır. Geçtiğimiz yıllarda depolar basılıp patates üreticisi stokçu ilan edilmiş, iktidar ise sorundan sıyrılmaya çalışmıştır. Bu yıl yazlık patatesin ardından kışlık patatesin de mevsim etkisi ile bir ay kadar önce olgunlaşma sürecine girmesinin etkisiyle sorun yaşanmaktadır. Küresel iklim değişikliği de bu yıl birden fazla üründe olumsuz etki yaratmıştır. Bu konuda da iktidar hazırlıksız yakalanmış ve sorunlar artmıştır. Yazlık patates değer bulamamış, 6 lira üzerinde maliyete rağmen 3-4 lira aralığında tüccara satılmış ve seçme patates toplanarak önemli ölçüde ürün tarlada kalmıştır. Kışlık patates hasadı başlamasına rağmen, fiyatlar girdi maliyetlerinin altında seyretmektedir" dedi. İHRACAT DESTEKLENEBİLİR CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, kamu eliyle alınacak ürünle iç piyasanın dengelenmesinin yanı sıra tüccarın yurt dışı satışına da destek verilmesinin ürünün değerine satılmasını olanaklı kılacağını ifade etti. Gürer, "2019 yılında patatesin gümrük vergisi sıfırlanıp yurt dışından ithalat yoluna gidilmişti. Halen ithal tohum ülkemize gelmektedir. Patates, katma değeri yüksek olan dondurulmuş ve işlenmiş ürün olarak ihraç edilebileceği gibi, yumru olarak da ihracat sağlanabilir. Bunun için prim desteği artırılmalıdır. Patates iç piyasada dengeli bir fiyat oturtulması üretici ve tüketici için sağlanmalıdır. Bu yıl patates değer bulmazsa, gelecek yıl üretimi düşeceği için fiyatı rafta artacak olan tüketiciye yansıyacaktır. Patates, depolanabilen ve uzun süre korunan bir ürün olması nedeniyle satışı olanaklı ve firesi düşük bir üründür. Kamu, bu anlamda müdahil olursa patatesin çöp olmasını önleyecektir" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.