SON DAKİKA
Hava Durumu

#Türkiye Belediyeler Birliği

Porsuk Haber Ajansı - Türkiye Belediyeler Birliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye Belediyeler Birliği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TBB Başkan Vekilliğine Zeydan Karalar Seçildi Haber

TBB Başkan Vekilliğine Zeydan Karalar Seçildi

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Meclis Toplantısında yapılan oylamada Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar en fazla oyu alarak Birlik Başkan Vekili seçildi. 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu’nun 22’nci ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45’inci maddeleri uyarınca, Ankara Valiliği’nin çağrısı doğrultusunda, Türkiye Belediyeler Birliği Meclisi, “Başkan Vekili Seçimi Yapılması” gündemiyle Ankara’da toplandı. Birlik Başkan Vekilliği için Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç aday gösterildi. • 864 üyeden oluşan Birlik Meclisinde, Başkan Vekili seçimi üç turda tamamlandı: • İlk turda, Karalar 476, Genç ise 239 oy aldı. • Seçimin ilk turunda adaylar üye tam sayısının üçte ikisi olan 576 oyu alamadığı için ikinci tura geçildi. Bu turda Karalar 458, Genç ise 208 oy aldı. • Yapılan seçimlerin üçüncü turunda 463 Meclis Üyesinin oyunu alan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar Birlik Başkan Vekili seçildi. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ise 179 oy aldı. “Milletin iradesine dem vurulmaz” Sonuçların açıklanmasının ardından konuşan Zeydan Karalar, kendisine destek verenlere teşekkür ederek, “Bizi bu göreve layık gören herkese şükranlarımı arz ediyorum. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel’e ve görevi buruklukla görevi kabul ettiğim Ekrem Başkanımıza teşekkürlerimi, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” dedi. Türkiye’nin zorlu bir süreçten geçtiğini belirten Karalar, “Cumhuriyetimiz, hukuk, demokrasi ve adalet açısından sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Ülkenin dört bir yanında, halkın iradesiyle seçilen belediye başkanlarının görevden alınmasına tanıklık ediyoruz. Bu durumu asla kabul etmiyoruz. Milletin iradesine dem vurulmaz. Milli iradeye dem vurarak siyasete girenler, milli iradeyi şu günlerde yok sayıyorlar. Ben de Ekrem Başkan’a iki gün önce gittim Vahap Başkan’la birlikte. Başka Belediye başkanlarımızla da görüştük. İnanın sordukları soruların içerisinde incir kabuğunu dolduracak bir şey yok. İnanıyorum ki bütün belediye başkanları aynı durumda doğudan batıya kadar.” ifadelerini kullandı. “Demokrasinin mücadelesini hep birlikte vereceğiz” Karalar, halk iradesinin ve basın özgürlüğünün önemine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Artık ülkede yönetimin tartışıldığı, memnuniyetsizliğin arttığı, halkın yeni bir lidere, yeni bir kadroya, yani tümden değişime tek sesle bağırdığı, değişimin artık söz konusu olması gerektiği bir durumda, değişimi sağlayacak, halkın gözünde etkili olan insanların susturulması dışında bir şey değil bu. Aynı zamanda basına yapılan uygulama da bundan ötürü. Silivri’den çıktıktan sonra basına verdiğim cevabım aynen şöyle söylüyorum: Eğer bir idare artık halkı memnun edemiyorsa, alttan itirazlar yükseliyorsa, bir algı yönetimi oluşturmaya başlar ve en büyük düşmanları doğru söyleyen siyasetçilerdir. Doğru haber ileten basın da onların çok sevmediği unsurlardır. Görüyoruz ki sadece haberleri yaymakla görevli olan basın teker teker cezalandırılıyor. Kimine 10 gün, kimine 5 gün değişik değişik cezalar veriliyor. Bunları kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz. Hukukun, demokrasinin sonuna kadar mücadelesini hep birlikte vereceğiz.” “Bizim hakkımızı yıllardır başkalarına vermişler” Belediyelere yönelik desteklerin dağılımına ilişkin de bilgi veren Karalar, “23 yıldır bir siyasal iktidar görevde. On yıllık icraatlarını aldım. Sayın Genel Sekretere dedim ki; ne dağıttılar, nasıl dağıttılar? Tam iki bin araç dağıtmışlar, 2015’ten 2025’e. Bin 700’ü Cumhur İttifakına gitmiş. Peki, buradaki kardeşlerim, bizler aidat vermiyor muyuz? Bizim hakkımızı yıllardır başka belediyelere vermişler. Oysa Ekrem Başkan TBB Başkanı olduktan sonra hibelerin yaklaşık yüzde 55’i Cumhuriyet Halk Partili belediyelere, yüzde 45’i de başka belediyeye gitmiş. İşte adalet budur, yapılması gereken iş de budur.” dedi. Görev anlayışlarına değinen Karalar, “Ben buradan milletime seslenmek istiyorum. Biz iktidar olduğumuzda, belediye başkanlarımız nasıl ki adaletli bir görev yürütüyorlarsa, nasıl ki kendilerine oy verene vermeyene eşit hizmet ediyor, eşit yardım ediyorsa Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olduğunda da Türkiye’de bunu yapacaktır. Hem parayı iyi kullanacak hem herkese eşit davranacaktır. Bizim görev anlayışımız da bu olacaktır.” diye belirtti.  “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” Karalar, dünyada ve bölgede yaşanan krizleri de hatırlatarak, “Gazze’den Suriye’ye, Bosna’dan Hocalı’ya kadar birçok yerde yaşanan acılara rağmen, ülkemiz kardeşlik hukukunu korumaya devam etmektedir. Bu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı Cumhuriyet sayesinde mümkün olmuştur. Biz ülkede doğusundan batısına herkesin onurla “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım” diyeceği bir iklimi yaratacağız, yaratmalıyız. Şimdi ‘Yeter söz milletin’ sözünü kendileri söylediğini iddia ediyorlar ya oysa bu söz “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ündür. Biz de “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” diyoruz ve bunu teslim etmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı. Karalar, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bizler, doğusundan batısına herkesin onurla ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım’ diyebileceği bir iklimi hep birlikte kuracağız. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesine sonuna kadar sahip çıkacağız.”

Çiftçiye Nefes Olacak Projeye TBB’den Ziyaret Haber

Çiftçiye Nefes Olacak Projeye TBB’den Ziyaret

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Tarım Peyzaj AŞ yatırımıyla kente kazandırdığı Tarım Plast Fabrikası (Damla Sulama Boru Üretim Tesisi), farklı kentlere ve kurumlara örnek olmaya devam ediyor. Üreticiye verdiği destek ve çevreci yaklaşımı ile model olan tesis, Türkiye Belediyeler Birliği Tarım ve Gıda Güvenliği Çalışma Komisyonu üyeleri tarafından incelendi. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi,  son olarak kente kazandırdığı, çiftçinin maliyetlerini düşürecek, suyun verimli kullanımını sağlayarak bereketli topraklara hayat katacak Damla Sulama Boru Üretim Tesisi ile örnek olmaya devam ediyor. Modern tarımın gereksinimlerine uygun yenilikçi çözümler üreten ve çevre dostu üretim anlayışını benimseyen tesis, Türkiye Belediyeler Birliği Tarım ve Gıda Güvenliği Çalışma Komisyonu üyelerini ağırladı. Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mehmet Aydın Saldız, Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı Ayhan Sarsıcı ve Tarım Peyzaj AŞ Genel Müdürü Sedat Akar’ın eşlik ettiği ziyarette, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Ulaş Altun, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Mekin Tüzün, Anamur Belediye Başkanı Durmuş Deniz, Ankara İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yaşar Doğanay, Sındırgı Belediye Başkanı Serkan Sak, Ankara, İzmir, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Hatay Büyükşehir Belediyeleri, Anamur Belediyesi, TBB, TEMA, İstanbul Halk Ekmek AŞ ve Ankara İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği yetkilileri hazır bulundu. Tesisin işleyişi hakkında bilgi alan misafirler, Türkiye’ye örnek olacak uygulamayı hayata geçiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i tebrik etti. Tesisin, Türkiye'nin tarımsal kapasitesinin artırılması ve çiftçilerin desteklenmesi açısından büyük faydalar sunduğunu söyleyen TBB Genel Sekreter Yardımcısı Ulaş Altun, çiftçiye katkı sunan tesisi Bursa’ya kazandıran Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Tesisin, Türkiye’de ve bölgede ses getiren örnek bir tesis olduğunu belirten ve yakında üretilen yassı ve yuvarlak boruların çiftçilere dağıtımına başlayacaklarını vurgulayan Tarım Peyzaj AŞ Genel Müdürü Sedat Akar, “Daha önce çeşitli kentler ile iş birlikleri yaptık. Çiftçiye nefes olan yatırımı kendi bölgelerine kazandırmak isteyen kurumlarla iş birliği yapmaya devam edeceğiz” dedi. Türkiye Belediyeler Birliği Tarım ve Gıda Güvenliği Çalışma Komisyonu üyeleri, tesis ziyaretinin ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mehmet Aydın Saldız’ı makamından ziyaret ederek çalışmalar hakkında fikir alışverişinde bulundu.

TBB Olarak Yerel Yönetimlerimizi Destekliyoruz Haber

TBB Olarak Yerel Yönetimlerimizi Destekliyoruz

Türkiye Belediyeler Birliği Encümen Üyesi ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Ankara’da düzenlenen encümen toplantısına ve araç teslim törenine katıldı. TBB tarafından 34 ayrı belediyeye araçları teslim edilirken Başkan Ünlüce, “Belediyelerimizin hizmet kapasitesini artırmak ve yurttaşlarımıza daha iyi hizmet verilmesini sağlamak amacıyla Türkiye Belediyeler Birliği olarak yerel yönetimlerimizi destekliyoruz.” ifadelerini kullandı. Türkiye Belediyeler Birliği encümen toplantısı TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başkanlığında Ankara’da düzenlendi. Birlik hizmet binasında gerçekleştirilen toplantıya Türkiye Belediyeler Birliği Encümen Üyesi ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin yanı sıra Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı ve Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem katıldı. Toplantıda gündemdeki konular, birliğin çalışmaları ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) borçları başta olmak üzere çeşitli konular ele alındı. Encümen toplantısının ardından Türkiye Belediyeler Birliği tarafından 34 belediyeye hibe edilen hizmet araçları, Gölbaşı’nda düzenlenen törenle belediyelere teslim edildi. Belediyelerin sosyo ekonomik durumları, yüzölçümleri, nüfus, ihtiyaç ve talepleri göz önünde bulundurularak “Tüm belediyelere adil ve eşit hizmet” ilkesiyle gerçekleştirilen destek kapsamında hizmet araçlarının anahtarları törende teslim edildi. Araçların teslim edilmesi hakkında açıklama yapan Başkan Ünlüce, “Belediyelerimizin hizmet kapasitesini artırmak ve yurttaşlarımıza daha iyi hizmet verilmesini sağlamak amacıyla TBB olarak yerel yönetimlerimizi destekliyoruz. Hibe ettiğimiz tüm araçların belediyelerimize hayırlı olmasını diliyor, kazasız belasız sürüşler temenni ediyorum.” dedi.  

TBB'den 34 Belediyeye Hibe Hizmet Aracı Haber

TBB'den 34 Belediyeye Hibe Hizmet Aracı

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) tarafından 34 belediyeye hibe edilen hizmet araçları, Ankara Gölbaşı’nda düzenlenen törenle belediyelere teslim edildi. Yapılan ve belediyelerin SGK borçları ile çeşitli konuların ele alındığı TBB Encümen toplantısı sonrası, TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Birlik Encümen Üyeleri Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın ve Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, araç teslim törenine katıldı. Törende araç hibe edilen belediyelerin başkanları ve yöneticileri de hazır bulundu. Belediyelerin sosyoekonomik durumları, yüzölçümleri, nüfus, ihtiyaç ve talepleri göz önünde bulundurularak “Tüm belediyelere adil ve eşit hizmet” ilkesiyle gerçekleştirilen destek kapsamında 34 belediyeye hizmet araçlarının anahtarları sunuldu. Törende; Bolu, Çanakkale, Tokat, Besni, Çelikhan, İnlice, Şambayat, Çay, Taşova, Korkuteli, Ardahan Belediyesi, Yusufeli, Erdek, Amasra, Göynük,  Kargı, Çınar, Mollakendi, Karaçoban, Yavuzeli, Görele, Dörtyol, Erzin, Kırıkhan, Güzelbahçe, Nurhak, Polateli, Yeşilyurt, Mazıdağı, Anamur, Bulanık, Türkmen, Bozova, Beşikdüzü Belediyelerine 35 hizmet aracı desteği sağlandı. Belediye başkanları ve yöneticilerine araçların anahtarlarını Başkan İmamoğlu takdim etti. “Dayanışmayı Türkiye’mizin bütün kurumları birlikte yapabilmelidir.” 2025 yılının yardımlaşma ve dayanışmanın en çok ihtiyaç duyulacağı yıl olduğuna dikkati çeken İmamoğlu, “Her yönüyle hem tasarrufu önceleyen ve kendi bütçesi ile birlikte süreci iyi dengeleyen bir yerel yönetimler sürecini hep beraber beldelerimize yaşatmalıyız.” dedi. Yaşanan ekonomik sorunların çözümünün ancak bütüncül bir yöntemle mümkün olacağının altını çizen İmamoğlu, “Dayanışmayı yerel yönetimlerle Türkiye’mizin kurumları birlikte yapabilmelidirler. Zira yerel yönetimler, Türkiye’nin her noktasına, her köşesine hizmet götüren, insanlarını hizmetleri ile mutlu etme gayretinde olan kurumlarıdır. Bu bağlamda bir başka kurumun, bir başka bakanlığın ya da yapının ‘yerel yönetimleri nasıl zora sokarım’ değil, tam aksine dayanışma içerisinde desteklerini vererek, elbette önerilerini, uyarılarını da yaparak hizmetin daha kaliteli ve nitelikli bir biçimde ülkemizin her sathına ulaşmasına ‘nasıl destek olabilirim’ bakış açısıyla yönetilmelidir. Bu bakımdan ben diliyor ve istiyorum ki ekonomik krizin en üst seviyeye çıktığı bu süreçte, hep birlikte dayanışma içerisinde alınacak tasarruf tedbirleri ile vatandaşımızı hizmette mağdur etmeden bu zor günleri hep birlikte aşarız.” dedi. TBB olarak araç desteklerini siyasi parti ayrımı yapmadan, dengeli bir biçimde yapmaya özen gösterdiklerini kaydeden İmamoğlu, “Bir iddiamız var; bu yönüyle TBB olarak bütçesinden mümkün olduğu kadar ihtiyaç odaklı, hizmet odaklı ve insanlarımızın o beldeye geldiğinde “Bu ne kadar iyi yapılmış bir iş” desinler noktasında faydalı, aynı zamanda kapsayıcı, aynı zamanda adil bir dağılımla siyasi parti ayrımı yapmaksızın, dengeli bir biçimde ülkenin her noktasına araç dağıtımını yapıyoruz. Tam da bu yönüyle buradayız.” ifadelerini kullandı. Başkan İmamoğlu, araç hibeleri yapılırken deprem bölgesini öncelediklerini belirterek deprem bölgesindeki yurttaşların zor durumda olduğu için ilk dağıtımda deprem bölgesine 89 belediye hizmet aracı hibe ettiklerini kaydetti. “Adil, hakkaniyetli ve hiçbir siyasi görüş ayrımı yapmaksızın görevimizi yapacağız.” Yerel yönetimlerin sesi olarak belediyelerin hak ve hukuklarının korunmasına katkı sunmaya kararlı olduklarına vurgu yapan İmamoğlu, belediyelerin yaşadıkları sorunları bildiklerini ve bu sorunların çözümünde yerel yönetimlerin yanında olacaklarını aktardı. İmamoğlu şöyle devam etti: “Onlar bizi yanlarında hissedecekler ve adil, hakkaniyetli hiçbir siyasi görüş ayrımı yapmaksızın hak, hukuku koruyan anlayışla görevimizi yapacağız. Tam da bu yönüyle kaynak kullanımı ile alakalı buradaki manzarayı bize gösteren şey, verimliliği önceledik. Aynı zamanda hem ulusal ve uluslararası alanda belediyelerimizin daha güçlü bir noktaya ulaşabilmesine katkıyı iyi bir rasyonel bir bakışla hesaplayarak ortaya koyduk. Bu katkıyı da arkadaşlarımız en doğru biçimde tamamen bilimsel ve teknik veriler üzerinden ihtiyaç odaklı hesaplamalarını, planlamalarını yaptılar. Tam da bu misyon ve vizyonla genel kurulda da söz verdiğimiz gibi hizmetlerimize devam ediyoruz. Dünya yerel yönetimleri ile beraber, bu belediyelerle beraber yeni bağlar oluşturmaya katkı sunmaya gayret ediyoruz. Mısır’dan Fransa’ya, Japonya’dan Azerbaycan’a her platformda ülkemizi, dünyanın her noktasında demokrasinin beşiği olan yerel yönetimler üzerinden anlatmak konusunda da öncelikli hedeflerimiz var. Demokratik, insani ve çevresel değerlerin koruyucusu olma gayretimizi ve idealimizi her yerde anlatıyoruz.” “Ciddi bir yerel yönetim reformuna ihtiyaç var” “Biz, ‘Daha iyi bir geleceğin yerelden geleceğine’ inanan bir ekibiz.” diyen İmamoğlu, yerel yönetimlerin kaynaklarının ve yetkilerinin artırıldığında, milletin mutluluğu ve refahının daha yukarı seviyelere ulaşacağını söyledi. “Ciddi bir yerel yönetim reformuna ihtiyaç duyduğumuzu dile getiriyoruz.” diyen İmamoğlu, “Bu konuda girişimlerimiz var, ilgili bakanlıklarla, ilgili kurumlarla raporlarımızı paylaşıyoruz. Yeni raporlar çalışıyoruz ve bu kapsamda bu yeni raporlarla birlikte ülkemizde belediyelerimizin hizmet sunma kapasitelerini artırılmasını hedefliyoruz. Tüm çalışmalarımız bu yöndedir.” dedi. “Belediyelerden beklentiler her geçen gün daha da artıyor.” İmamoğlu konuşmasında belediyelerin sosyal destek yapma konusundaki önemine de değinerek, yurttaşların belediyelerden beklentilerinin her geçen gün daha da arttığının altını çizdi.  Sosyal destek konusunda İstanbul örneğine yer veren İmamoğlu, “İstanbul’da bir önceki yıl yaklaşık 800 bin civarında insan bizden yardım talep etmişken bu sayı ne yazık ki 2024 yılında 1 milyon 700 bini aşan bir sayıya ulaşmıştır. Bu rakam dehşet verici bir tabloyu önümüze koymaktadır. Bu yönüyle belediyelerimiz bütçelerini hazırlarken artık sadece temel belediyecilik hizmetlerini değil, vatandaşlarımızın geçim derdini de bir nebze olsun hafifletmekle ilgili çözümleri de göz önünde bulunduruyor. Biz de bu süreçte tam da onların bu alanlarında daha refah içerisinde daha fazla hizmet sunabilmeleri adına yüklerini hafifletecek desteklerini sunmaya gayret ediyoruz.” dedi. Konuşmasında sık sık tüm belediyelere adil ve eşit hizmet sunma gayretinde olduklarını dile getiren İmamoğlu, daha önce hiçbir kritere bağlı olmayan araç destek süreçlerini artık sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralaması, kadın belediye başkanlarımıza pozitif yaklaşım, yüzölçümü, talepler ve daha önce destek verilip verilmediği gibi birçok kıstasla yaptıklarını aktardı. “Birbirini yok etme üzerine kurulu siyaset anlayışı içerisinde değiliz.” Belediyeleri partilerine göre ayrıştıran yaklaşımları reddettiklerini bildiren İmamoğlu, “Bir kez daha altını çizmek isterim; adalet çok önemli. Biz asla, yurttaşlarımızın oy verdiği partiye bakmadık, bakmayacağız. Belediye yönetimlerini partilerine göre ayrıştıran yaklaşımları kabul etmedik, etmeyeceğiz. “Birbirini yok etme” üzerine kurulu siyaset anlayışı içerisinde değiliz. Her zaman söyledik siyaset; hizmette rekabet çerçevesinde olmalıdır. Hizmette rekabet, daha iyiye ulaşmanın yoludur. Hizmette rekabetten yurttaşımız da ülkemiz de fayda sağlar.  Bugün araç hibe ettiğimiz araçlar; Ak Partili, Cumhuriyet Halk Partili, DEM Partili, Milliyetçi Hareket Partili, Deva Partili, İyi Partili, Saadet Partili, Yeniden Refah Partili belediye başkanlarımızın yönettiği belediyelere gidecek. ‘Senin partin şu, benimki bu’ denmez, demedik, demeyeceğiz. Millettin kaynaklarını yine milletimizin tamamı için kullanacağız.” dedi. İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bizim için belediyelere bakışımız, nasıl beldelerimizde insanımızı birbirinden ayırmıyorsak ülkemizin kurumlarını da belediyeleri de birbirinden ayırmıyor. Kim ne yaparsa yapsın, hukuk ve demokrasi ilkeleri içerisinde çalışmaya devam ediyoruz. TBB, bu ülkenin güzel insanlarının yaşadığı her yere, her zaman koşmakta hazırdır. Ulusal ve uluslararası menfaatlerimizi korumak neyi gerektiriyorsa yapmak bizler için önceliktir. Tüm kentlerimizle yaşayan insanlarımız bizim insanımızdır.” “Bilgi ve deneyimimizi komşu ülkeye aktarmak istiyoruz.” İmamoğlu, Suriye’nin yeniden inşa sürecinde TBB olarak iş birliğine hazır olduklarına vurgu yaparak;  “Kentlerimizle yaşayan insanlarımız bizim insanımızdır. Çevremizde olan olaylara da duyarlıyız. Bugün Suriye’de inşa edilecek olan yeni ülke yapısının önümüzdeki yüzyıllarda bizi her daim ilgilendirecek bir konu olduğunun farkındayız. Dolayısıyla orada yaşayan her insanın, Suriyelilerin, etnik kökenine, mezhebine, inancına bakmaksızın mutlu olmaları adına kurulacak demokratik bir hukuk devletinin var olması ve yerel yönetimlerin güçlü bir biçimde hizmet odaklı kurulması noktasında, bütün bilgi ve deneyimimizle oraya katkı sunma konusunda da kararlıyız. Talebimizi belirttik, teknik ekibimiz hazır. Atılacak adımlardan ülkemizin her kurumunun yanında olacağımızı, iş birliği içerisinde bilgi ve deneyimimizi komşu ülkeye aktarmak istediğimizi aktardık. Bunları yapalım ki çocuklar, kadınlar, gençler orada gittikleri şehirlerde mutlu olabilsinler. Bunları yapmalıyız ki ülkemizde bulunan mülteciler, göçmenler bir an önce yurtlarına, vatanlarına, şehirlerine dönebilsinler. O bakımdan bu tür dış politika alanlarında da siyasi parti ayrımı ya da siyasi düşünce ya da siyasi parti menfaati düşünülmez. Milli menfaat düşünülür, milli menfaat düşünüldüğünde de ülkemizin 86 milyon insanının huzuru ve vefa inşa edilir. O zaman ülkemiz önümüzdeki yüzyıllarda daha huzurlu daha güvenli bir komşu ilişkisi yaşar.” dedi.   Konuşmasının ardından İmamoğlu, törene katılan TBB Encümen Üyeleriyle birlikte hibe araçların anahtarlarını belediye başkanları ve yöneticilerine takdim etti. İmamoğlu basın mensuplarının sorularını cevapladı Törenin ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan İmamoğlu, belediyelerin borçları konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile yapılan ve yarın ikincisi gerçekleştirilecek görüşmede gelinen son aşamayı ise şu sözlerle anlattı: “Son encümen toplantımızda bunu da konuştuk. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın talebimizi kabul edip organize ettiği toplantıdan sonra ekipleri çalışmayı ilk etapta yaptılar. Şu anda geniş hatları ile bir rapor kendilerine sunuldu arkadaşlarımız tarafından. Sayın bakanımızın oluşturduğu heyet, buna dönük çalışmalarını yapacaklar. Bir kez daha bir araya gelecekler. Oluşacak sonuca göre, belediyelerin ödeyebilecekleri bir yapılandırmayla, takas yöntemlerinin değerinde gayrimenkul alınması yöntemiyle yapılmasıyla, ilgili farklı detayları da içeren bir yapı içerisinde son aşamada kendisiyle yine buluşmak istediğimizi iletmiştik. Umarım bu sorunu suhulet içerisinde ve sürdürülebilir olması kaydıyla belediyeler ile ilgili yapılandırmayı yapabiliriz. İnşallah bir şekilde sonuç alırız. Biz de bunu hem yerel yönetimlere duyururuz hem de Sayın Bakana bu çalışması için teşekkür ederiz.” 7 ayda 246 hizmet araç hibesi TBB İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Birliğin başkanlık görevine seçilmesinin ardından Ak Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, DEM Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Deva Partisi, İyi Partisi, Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisine mensup belediye başkanlarının yönetimindeki belediyelere toplam 246 araç hibe edildi. Hibe kapsamında, ilk etapta 89 hizmet aracı depremzede belediyelere teslim edildi.  Daha sonra, 157 hizmet aracı için alım sürecini başlatan TBB tarafından, geçtiğimiz günlerde Adıyaman (Şambayat), Kahramanmaraş (Nurhak), Malatya(Yeşilyurt), Osmaniye (Ellek) ilçelerine 5 hizmet aracı hibe edilmişti. Devlet Malzeme Ofisi (DMO) ile alım işlemleri devam eden 117 araçla birlikte,  9 büyükşehir, 28 il, 117 büyükşehir ilçe, 63 ilçe ve 29 belde belediyesine TBB tarafından toplam 246 hizmet aracı desteği sağlanmış olacak. Törenin ardından hibe edilen araçlar araç teslim töreninin ardından Türkiye’nin dört bir yanına doğru yola çıktı.  

Dijital Gençlik Merkezi Törenle Açıldı Haber

Dijital Gençlik Merkezi Törenle Açıldı

Türkiye Belediyeler Birliği Encümen Üyesi ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, UNDP ve Türkiye Belediyeler Birliği iş birliğinde yürütülen ve Ankara’da düzenlenen “Dijital Gençlik Merkezleri” açılış törenine katıldı. Aralarında Eskişehir’in de olduğu 45 pilot belediye bünyesinde açılan ve Eskişehir’de gençlere Haller Gençlik Merkezi binası içinde hizmet verecek olan “Dijital Gençlik Merkezi” açılışı gerçekleştirildi. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı  (UNDP) ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) işbirliğinden yürütülen UNDP’nin uygulayıcı, TBB’nin ise ana faydalanıcı olduğu Avrupa Birliği / Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı III (IPA III) hibe projesi hayata geçti. “Bugünün Gençleri Geleceğin Meslekleri” projesi kapsamında aralarında Eskişehir’in de bulunduğu 45 belediye bünyesinde hizmet verecek “Dijital Gençlik Merkezleri” (DİGEM) Ankara’da düzenlenen törenle hizmete açıldı. “Dijital beceriler kazan, geleceğine yön ver!” sloganıyla hayata geçen projenin açılışı törenine Türkiye Belediyeler Birliği Encümen Üyesi ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce de katıldı. Törende ayrıca Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Suat Yıldız, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Monica Merino, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Hans Ossowski’nin, 45 belediyeden belediye başkanları ve temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör, sivil toplum kuruluşlarından temsilciler ve akademisyenler yer aldı. Haller Gençlik Merkezi içinde açılan “Dijital Gençlik Merkezi” projesi kapsamında UNDP ve TBB, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi ile yaptığı iş birliği sonucu online eğitimler Anadolu Üniversitesi tarafından hazırlanacak. Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek atölye ve eğitimlerde gençler merkezden yararlanma şansı yakalayacaklar. Şehrimize hayırlı olsun dileklerini ileten Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, “Gençler sizler her şeyin en güzeline layıksınız! Teknolojinin hızla geliştiği bu dönemde, dijital beceriler edinmek ve geleceğinizi şekillendirmek için büyük bir fırsatınız var. Yeni Dijital Gençlik Merkezimizde düzenleyeceğimiz eğitimlerle ve atölyelerle sizlerle bir arada olacağız. Gelin, geleceğinizi şekillendirecek beceriler kazanın ve dijital dünyada fark yaratacak projelere imza atın. Teknolojiye ilgi duyan, yaratıcı fikirlerle dolu her yaştan genci merkezimize bekliyoruz.” diyerek gençleri merkeze davet etti.   Proje kapsamında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne 16 adet bilgisayar, 1 adet laptop, 3 adet macbook, 3 adet sanal gerçeklik gözlüğü, 5 adet grafik çizim tableti, 1 adet akıllı tahta, 1 adet 3d yazıcı ve 1 adet yazıcı hibe edildi.

İmamoğlu: Vazifemizi En Üst Seviyede Yerine Getirmeye Hazırız Haber

İmamoğlu: Vazifemizi En Üst Seviyede Yerine Getirmeye Hazırız

TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara’da düzenlenen encümen toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. TBB olarak, savaşı ve yıkımı yaşayan Suriye şehirlerine bir heyet gönderme kararı aldıklarını kamuoyu ile paylaşan İmamoğlu, “İlk aşamada Şam'a gerçekleştirilmesi öngörülen ziyaret sırasında, Türkiye'deki geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin gönüllü ve onurlu şekilde geriye dönüş ihtiyaçlarının karşılanması için, yerel yönetimler arasında iş birliği mekanizmalarının geliştirilmesi ve bu doğrultuda somut adımların planlanması da hedeflenmektedir.  TBB üzerinden, şehirlerimizin Suriyeli belediyelere verecekleri kapsamlı desteğin, farklı etnik ve inanç gruplarından oluşan Suriye halkının eksiksiz tamamının barış, huzur ve refah içinde yaşamasına önemli katkı sağlayacağına yürekten inanıyoruz. Yine Birliğimiz olarak, Suriye'nin yeniden ayağa kalkma sürecinde hem ülkemiz hem de komşumuz Suriye için elimizden gelen desteği yapmaya ve yerel yönetimler olarak, vazifemizi en üst seviyede yerine getirmeye de hazırız” dedi. İmamoğlu, süreci, Dışişleri Bakanlığı ve Şam Büyükelçiliği ile eşgüdüm içerisinde yürüttüklerini kaydetti. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Encümeni, TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığında Ankara’da bir araya gelerek, Birliğin faaliyetlerini ve ülke gündemini değerlendirdi. Birlik hizmet binasında yapılan toplantıya; Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, Artvin Belediye Başkanı Bilgehan Erdem, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritlioğlu Sengel ve Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı katıldı. İmamoğlu, toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. “ADİL OLMAYAN DAĞITIM MEKANİZMASINI ADİL BİR ZEMİNE OTURTMA KONUSUNDA ÖZENLİ DAVRANIYORUZ” Konuşmasının başında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 105. yıldönümünü kutlayan İmamoğlu, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Yerelin gücüyle milletin sorunlarına çözüm bulma gayreti içerisinde olmayı amaçladıklarını belirten İmamoğlu, “Başta belediyelerimizin temel sorunları olmak üzere, ne yazık ki hükümet tarafından yaratılan suni sorunları da ele aldığımız bir toplantı yaptık. Rutin gündemlerimizle birlikte, TBB olarak, geçmişten bugüne yapılan araç ve iş makinesi desteği geleneğini sürdürüyoruz. Elbette bu konuda, ne yazık ki geçtiğimiz dönem içerisinde bir bölümünde yaşanan, adil olmayan dağıtım mekanizmasını belli veriler üzerinden adil bir zemine oturtma konusunda özenli davranıyoruz. Daha önce de deprem bölgesi illerimize 89 araç ve iş makinesi desteği yapmıştık. Bugün de encümenimizde, yeni araç ve iş makinesi hibelerini görüştük” dedi. “ÜLKE DEMOKRASİMİZE GÖLGE DÜŞÜREN KAYYUM ATAMALARIYLA 2024 YILINI NOKTALIYORUZ” 31 Mart 2024 yerel seçimleriyle birlikte, yerel yönetimlerde bir değişimin yaşandığına vurgu yapan İmamoğlu, “Ne yazık ki, 31 Mart 2024 yerel seçim sonuçlarının ardından, özellikle muhalefet partilerine ait belediyelerin hükümet tarafından hedef yapıldığını görüyoruz. Farklı konularda, farklı mevzularda bir kısım ayrımcılığın devam ettiğini görüyoruz. Kimi zaman siyasi ve ekonomik operasyon girişimleri yaşandı bu kısa 8 aylık dönemde. Kimi zaman yıllardır belediyelerin hizmet verdiği alanlar ya da bir şekilde gelir elde ettiği alanların, hemen bu seçimden sonra geri alınması ya da müdahale edilmesi gibi uygulamalar… Bunları yaşadığımız 2024 yılına da seçimi yaşadığımız gibi veda ediyoruz. Maalesef, yine ülke demokrasimize gölge düşüren kayyım atamalarıyla 2024 yılını noktalıyoruz. Ne yazık ki, SGK başta olmak üzere, birtakım belediyelerin borçları bahane edilerek, belediyelerin elini kollarını bağlama çabalarına tanık oluyoruz” diye konuştu. “MERKEZİ İKTİDARIN YERELDE ANA MUHALEFET GÖREVİNİ SİNDİREMEMESİ, DEMOKRASİYE GÖLGE DÜŞÜRMEKTEDİR” Merkezi iktidarın yerelde muhalefet pozisyonuna geçtiğinin altını çizen İmamoğlu, “Bu, milletin iradesidir. Buna saygı duymak, demokrasinin temel kuralıdır. Bir nevi ana muhalefet görevini sindirememesi meselesi, demokrasiye gölge düşürmektedir. Ve bu yönüyle de belediyelere yönelik, tam anlamıyla fütursuzca saldırıları harekete geçirmeleri, hepimizi üzmektedir, canımızı sıkmaktadır. Halbuki şöyle bakılması gerekir: Milletimiz, 2023 yılında sizi iktidar yaptı. 2024 seçimlerinde de başka bir partiyi iktidar yaptı. Demokrasiyi sindirmek zorundasınız. Çünkü burası, 27 Aralık'ta Mustafa Kemal Atatürk'ün geldiği, başkenti Ankara olan Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Ve temel dayanağı, laik bir hukuk devleti olmak ve aynı zamanda demokrasiyi güçlendirmektir. Bu manada yapılan bu uygulamalar, bu prensiplerin hiçbirine uymamaktadır. Siyasi olarak kayyumlar, ekonomik olarak da SGK prim borçlarının bu saldırıda araç olarak kullanılmasını ve kullanılmaya devam edildiğini görüyorum. Ve gerçekten memleketimizin işte tam da böylesi bir demokrasi ülkesi, hukuk ülkesi olması prensibine ters düştüğünü, gölge düşürdüğünü de ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı. “ADALETSİZLİĞE BİR ÖRNEK: İBB’NİN BİR ÖNCEKİ AY ÖDENEĞİNDEN, HABERSİZCE 1,1 MİLYAR LİRA PARA KESİLDİ” Türkiye’deki tüm belediyelerin SGK prim borçlarının, SGK’nın gelir kalemlerinin yüzde 2,7’sine denk düştüğü bilgisini paylaşan İmamoğlu, şunları söyledi: “Hükümet, neredeyse bütün işleriyle ilgili sıkıntılarını, belediyelerin SGK borçlarına bağlar duruma geldi. Yani neredeyse, asgari ücreti niye düşük açıkladı diye yarın sorsalar, bunu bile belediyelerin SGK borçlarına bağlayacak kadar gündem ve mevzu ediyorlar. Bunun dillerinden düşürmemeleri de çok can sıkıcı. Farklı üsluplarla, işte ‘belediyeleri silkeleme’ kavramı, efendime söyleyeyim hesapsız, kitapsız bir üslupla, belediyelere her ay gelen bütçe ödemelerinin kesintiye uğratılması, belediyelerin mallarına haciz koyulması ve bu anlamda ciddi bir adaletsizlik uygulamaları silsilesi. Hedefe konan ve kesinti haczi yağmuruna tutulan bazı belediyelerle ilgili birtakım farklı uygulamaları sizlerle paylaşmak isterim. Mesela, adaletsizliğe bir örnek: İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bir önceki ay ödeneğinden, habersizce 1,1 milyar lira para kesildi. Buna benzer kesintiler, başka belediyelerimizde de söz konusu  ya da bir başka İstanbul'daki ilçe belediyesine, CHP’li bir belediyeye -ki aralarında tarihi eserler de var- gayrimenkullerine hızlıca haciz konuldu.” AK PARTİLİ BELEDİYEYE YAPILAN “SGK BORCU JESTİNİ” ANLATTI “İzmir'de bir belediyeye bu süreçte pozitif ayrımcılık uygulandı. Yine muhalefet belediyelerine, başta CHP’li belediyeler olmak üzere, aman vermeyen hükümet, İzmir'de bir belediyeye hazineye olan borçlarını kapatmak için ilginç bir metot uyguladı. Metot hayli ilginç. Maliye Hazinesi, kendisine ait çok büyük bir araziyi Menemen Belediyesine hibe olarak verdi. Sonra da bu borçlarına karşılık Hazinenin hibe ettiği araziyi satarak, borçlarını ödeme olarak geriye verme konusunda bir girişimi başlattı. Açıkçası merkezi idarenin, hükümetin bir ilçe belediyesine borçlarını ödemesi konusunda bu anlamlı jestten rahatsız değiliz. Rahatsız olduğumuz, bu jestin benzerlerinin bu kadarını da beklemiyoruz yani. Çok daha düşük bir anlayışla bile diğer belediyelere de yaklaşsalar, bu sorunların tamamını şu anda istese, el ele verse, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Şehircilik Bakanlığı el ele verse, Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı bizimle oturup konuşsa, bu sorunların tamamını çözeriz ve hiç kimse böylesi bir çözümden de zarar görmez. Biz, TBB olarak, bu jestlerin partizanlıktan uzak bir şekilde yapılmasını arzu ediyoruz. Tüm belediyelere eşit bir şekilde uygulanmasını arzu ediyoruz.” “‘SİLKELEME’ ÖNERİLERİ YA DA NEREDEYSE ‘ÇÖKÜN BELEDİYELERİN ÜSTÜNE’ DİYECEK KADAR BİRTAKIM TARİFLERİN YAPILMASI…” Belediyelerin de anayasal zeminde devlet kurumları olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Yani o kuruma ver, bu kuruma verme anlayışı olabilir mi? Bu çok kötü bir bakış açısı. TBB olarak, bu konularla ilgili nasıl bir uygulama yapılmalı önerilerimizi de bu yaz sonunda birçok bakanlığa yazılı olarak zaten gönderdik. Nasıl uzlaşılabilir; belediyelerle nasıl uzun vadeli bir uzlaşıyla borçların ödemesinin dengesi sağlanabilir şeklinde. Ama ne yazık ki bu partizan uygulamalar ve belediyelere dönük bu sıkıştırmalar, ‘silkeleme’ önerileri ya da neredeyse ‘çökün belediyelerin üstüne’ diyecek kadar birtakım tariflerin yapılması, devletin en üst mercileri tarafından böyle bir dil kullanılması çok üzüntü vericidir” dedi. KAYYUM TEPKİSİ: “UMARIM 2025 YILINDA, ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ HAK ETTİĞİ GERÇEK DEMOKRATİK DEĞERLERE KAVUŞUR” Son dönemde yaşanan kayyum uygulamalarını da gündemlerinden düşürmediklerini belirten İmamoğlu, “Kayyum uygulamalarını kesinlikle reddeder ve kınarken, özellikle CHP’li Esenyurt Belediye Başkanımız Sayın Profesör Doktor Ahmet Özer’in, seçilmiş bir belediye başkanı olarak, yeni yıla ailesinden, Esenyurtlulardan uzak bir şekilde haksızca cezaevine girmesinden ötürü duyduğum üzüntüyü de özellikle belirtmek isterim. Umarım 2025 yılında, ülkemiz ve milletimiz hak ettiği gerçek demokratik değerlere kavuşur. Herkese adalet, elbette gerekli. Haksız ve hukuksuz yargılamalar, haksız ve hukuksuz bir biçimde hapis yatan herkesin yeni yıla girerken, bir dilek olarak özgürlüğe kavuşmasını, 2025’in herkese adil bir dünya, adil bir memleket, adil bir ortam, adil bir şekilde yaşanan şehirlerin oluşmasına vesile olmasını elbette diliyorum” şeklinde konuştu. “YENİ DÖNEMDE, İNŞALLAH İSTİKRAR VE BARIŞIN HAKİM OLDUĞU BİR SURİYE'Yİ GÖRMEK…” Türkiye’nin güney sınırında yaşanan gelişmelerin de toplantıda ele alındığını kaydeden İmamoğlu, TBB’nin Suriye’ye yönelik yaklaşımını şu sözlerle özetledi: “Ülkesini terk etmek zorunda kalmış, çoğu da Türkiye'de yaşayan 10 milyonun üzerinde sığınmacıyı, işkence odalarında ve birtakım zindanlarda ölüme terk edilmiş binlerce masum insanın olduğunu, yokluğun, yoksulluğun ve zulme maruz bırakılmış milyonlarca Suriyelinin olduğunu hem gördük hem yaşadık hem tespit ettik. Suriye iç savaşı, aynı zamanda farklı etkilerle de bizim hayatımızı çok yönlü, negatif etkiliyor. Yoğun sığınmacının ülkemizde bulunmasının dışında, sınırımızda artan terör faaliyetleri ve bölgeden ülkemize yönelik terör ihracının artışı da bizim için çok önemli tehditler oluşturmuş durumda. Ülkemiz, sınır dışındaki operasyonlarımızda ne yazık ki evlatlarını şehit verdi. Bunun yanında yine sığınmacı meselesinin ülkemizde çok büyük bir külfete mal olduğunu, yine hükümetin temsilcileri ifade etti, etmeye de devam ediyor. Bu sebeple iç savaşın umut ediyoruz ki bitmesi, ülkemiz için çok hayırlı olacaktır. Yeni dönemde, inşallah istikrar ve barışın hakim olduğu bir Suriye'yi görmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bakışıdır, milletinin bakışıdır. Suriye'de oluşacak olan olumlu durum çok değerlidir.” “SIĞINMACILARIN EVLERİNE GERİ DÖNÜŞÜ İÇİN SORUMLULUKTAN KAÇMAYACAĞIZ” “Biz de TBB olarak, bu süreçte hem ülkemizin güvenliği hem ülkemizde yaşayan sığınmacıların evlerine geri dönüşü için sorumluluktan kaçmayacağımızı ve mutlaka sorumluluk alacağımızı ortak kararla belirttik, beyan ediyoruz. Suriye'de şehirlerin acil ihtiyaçlarının karşılanması, ekonomik ve sosyal altyapının yeniden inşası ve yerel yönetimlerin kapasite geliştirme süreçlerinin desteklenmesi, öncelikli konularımızdan birisidir. Ülkemizde, tüm belediyelerin doğal üyesi olduğu TBB’nin görevleri arasında, yurt içi ve yurt dışında belediyeleri temsil etmek, belediyeciliğin ve yerel hizmetlerin gelişmesine yardımcı olmak için kardeş şehir ilişkilerinin gelişmesine destek olmak da yer almaktadır. Bu yönüyle, kardeş şehir ilişkilerinin en önemli aşamalarından biri de mutlak güçlü bir dayanışmadır. Beş bölgeden çoğu büyükşehir olan belediyelerimizin, Şam başta olmak üzere Halep, Lazkiye, Hama, Hasekiye gibi Suriye'nin önemli şehirleriyle kardeş şehir ilişkileri bulunduğunu bilmekteyiz. Türkiye-Suriye belediyeleri arası, iç savaş nedeniyle kesintiye uğrayan ilişkilerinin yeniden tesisi ve sürdürülebilir bir zeminde yürütülmesinin koşullarını, Suriyeli yetkililerle çalışmak istiyoruz.” “TBB ÜZERİNDEN, ŞEHİRLERİMİZİN SURİYELİ BELEDİYELERE VERECEKLERİ KAPSAMLI DESTEĞİN…” “Bu çerçevede, TBB olarak, başta Şam olmak üzere, Suriye'deki şehirlerin ihtiyaçlarını yerinde tespit etmek, iki ülke belediyeleri arasındaki iş birliğini yeniden tesis etmek ve sürdürülebilir bir zemine oturtmak, Birliğimiz belediyelerin desteğini koordine etmek amacıyla da bir TBB heyetinin, en kısa zamanda Suriye'yi ziyaret etmesini hep birlikte kararlaştırdık. İlk aşamada Şam'a gerçekleştirilmesi öngörülen ziyaret sırasında, Türkiye'deki geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin gönüllü ve onurlu şekilde geriye dönüş ihtiyaçlarının karşılanması için, yerel yönetimler arasında iş birliği mekanizmalarının geliştirilmesi ve bu doğrultuda somut adımların planlanması da hedeflenmektedir. TBB üzerinden, şehirlerimizin Suriyeli belediyelere verecekleri kapsamlı desteğin, farklı etnik ve inanç gruplarından oluşan Suriye halkının eksiksiz tamamının barış, huzur ve refah içinde yaşamasına önemli katkı sağlayacağına yürekten inanıyoruz. Yine birliğimiz olarak, Suriye'nin yeniden ayağa kalkma sürecinde hem ülkemiz hem de komşumuz Suriye için elimizden gelen desteği yapmaya ve yerel yönetimler olarak, vazifemizi en üst seviyede yerine getirmeye de hazırız.” “DIŞİŞLERİ BAKANLIĞIMIZ VE ŞAM BÜYÜKELÇİLİĞİMİZ İLE EŞ GÜDÜM İÇERİSİNDE HAREKET EDİYORUZ” “Bu ilk ziyaretimizin gerçekleştirilmesi için, Dışişleri Bakanlığımız ve Şam Büyükelçiliğimiz ile hafta başından beri yürüttüğümüz diplomasi çerçevesinde, eş güdüm içerisinde hareket ediyoruz. Bu anlamda destek olan ve yön veren bakanlığımıza da buradan teşekkür etmek isterim. Umarım kısa zamanda bu girişimimiz olumlu sonuçlanır ve heyetlerimiz, güvenle Şam'a gider ve Şam'da yapacağı tespitler ve bulacağı karşılık mekanizmalarıyla birlikte, başta büyük şehirlerimiz olmak üzere ve yine başta o bölgede geçmişten bugüne gelen kardeş şehir diplomasisini yürüten şehirlerimiz olmak üzere, en etkin şekliyle sıkı bir koordinasyonu sağlayarak, şehirlerimizin Suriye'de ciddi katkılarını, başta oraya gelecek olan sığınmacıların çocukları, kadınları, gençlerini hedef alacak, güçlü hizmet deneyimlerini aktarmak üzere yola çıkmayı sağlarız.” GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI İmamoğlu, değerlendirme konuşmasının ardından, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun bu sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu: Asgari ücret, 22 bin 104 TL olarak açıklandı. Sayın Genel Başkan Özgür Özel de CHP'li belediyelerde asgari ücretin 30 bin TL uygulanacağını açıkladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ek olarak, asgari ücret açıklandıktan sonra attığınız tweette de belediyelerde sosyal yardımların ciddi oranda artışa gideceğini açıkladınız. Bu konuda neler yapılacak? “İSTANBUL’DA SOSYAL YARDIM TALEBİ OLAN AİLE SAYISI 1 MİLYON 700 BİNE ÇIKTI” “Zaten bu asgari ücret konusunda, bugüne kadar da -özellikle CHP’li belediyeler adına söyleyebilirim ki- ciddi anlamda bu asgari ücretin üstünde bir rakamla uygulamayı sürdüren belediyelerimiz var. Mutlak bu anlamda da bu söylenen seviyenin üzerindeki bir uygulamayı, belediyelerimiz harekete geçirecektir. Bunda geri kalacak bir belediyemiz olduğunu düşünmüyorum. Asgari ücretin, o rakamın da üstünde olacağını şimdiden görebiliyorum. Tabii yine sosyal yardım meselesi, sadece bugüne dair açıklanan asgari ücretle ilgili değil. Daha önce de rakamları vermiştim. 2024 yılının Ekim ayına kadar olan bölümünde, bizden sosyal yardım talebi olan aile sayısı, 1 milyon 700 bine çıktı. İstanbul için konuşuyorum. Bir önceki yıl bu yaklaşık 800 bin civarındaydı. Yani zaten iki katına artmış bir 2024 yılını geçiriyoruz. Bu mevcut durum da bunun daha da büyüyeceğini öngörüyoruz. Ve sadece sosyal yardımın bilindik modelleriyle de hareket etmiyoruz aslında. Her ilin, her ilçenin, her büyükşehirin kendine has birtakım çalışmalarıyla, çok yönlü, kendi yöresinin uygun koşullarını ya da tespitleri yaptığı taleplere dönük çalışmalarını da yürütüyor.” “DAYANIŞMACI VE HALKÇI BELEDİYECİLİĞİ UYGULADIK, UYGULAMAYA DEVAM EDECEĞİZ” “2019’dan bu yana yaptığımız tespitlerde, en az 4 katına, 5 katına, ki bizde artık 6-7 katına kadar çıkan bir sosyal yardım bütçesini yönetiyoruz İstanbul'da ve diğer belediyelerimizin olduğu yerlerde. Bu da aslında ülkemizin, önceki döneme göre, 2019’dan bu yana, çok yönlü bir yoksullaşma ve ekonomik zorlukların yaşandığı bir ülke pozisyonunu tarifliyor. Bir yanıyla, aslında biz de belediyeler olarak, sosyal yardım bütçelerimizi büyüterek, bugünün zor koşullarında vatandaşımıza, bütçemizin kalemlerinde olmayacak derecede, olmayan işleri de yaparak, daha büyük destek sunma gayretini ortaya koyan, sorumluluk alan belediyeciliği, dayanışmacı ve halkçı belediyeciliği uyguladık, uygulamaya devam edeceğiz.” CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN SUÇLAMALARI VE AYŞE ATEŞ ZİYARETİ SORULDU SGK borçlarıyla ilgili Cumhurbaşkanı'nın bazı açıklamaları olmuştu. “Tıpış tıpış ödeyecekler. İş başka mevzulara gelince şahin kesiliyorlar, ama borç ödemeye gelince de güvercin kesiliyorlar. Milletin hakkını, yetimin hakkını size konserlerde, şarap turlarında yedirmeyiz” dedi. Bir de görüşmenizden önce Sayın Ayşe Ateş buradaydı, ziyaret etti. Onun da bir adalet arayışı var. Neler söylersiniz? “SÖYLEDİĞİ İFTİRA İFADELERİNİN HİÇBİRİSİ BİZİM ÜZERİMİZE YAPIŞMAZ” “Sayın Cumhurbaşkanı'nın ruh halinde ya da zihninde, bir sert cümle söyleyecekse, aklından hemen İstanbul'un geçmesi ve oradan, ‘İstanbul'a buradan da nasıl bir gönderme yaparım’ diye düşünmesi çok manidar. Bunu yaşıyoruz 6 senedir. Tabii söylediği iftira ifadelerinin hiçbirisi, bizim üzerimize yapışmaz. Biz, olimpiyatlara yol yürüyen bir şehiriz. Çok güçlü çalışmalar yapıyoruz. 2036’da ev sahibi olmak istiyoruz. 2027 Avrupa Oyunları’nın diplomasisini yürütüyoruz. Bu kapsamda yapılan, daha önce yapılmayacak, yapılmamış olduğu kadar, güçlü ve önemli diplomatik girişimlerin daha güçlüsünü yaparak, geçirdiğimiz o ortamları, bu şekilde ifade etmesi çok can sıkıcı, üzücü. Ama alıştık. Halbuki biz, daha dün, ülkemizin Spor Bakanı'yla, o yaptığımız diplomatik görüşmelerin sonucunda elde ettiğimiz Avrupa Oyunları’nın ya da 2036’ya birlikte çalışabilmenin yol ve yöntemlerini konuştuk. Bence doğru olan bu. Doğru olmayanı da Sayın Cumhurbaşkanı'nın ifadeleri. Devlet, devleti silkelemez yani. Devlet, kendi kurumunu silkelemez. Devlet, kendi kurumunun bir konusunda üzerine çökmez. Yardımcı olur, el verir, birlikte oturur, konuşur, çözüm bulurlar. K aldı ki zaten güvercin de bizim, şahin de bizim yani.” “AYŞE HANIM’LA YÜZ YÜZE GÖRÜŞMEK NASİP OLMAMIŞTI” “Ayşe Hanım'la daha önce birçok kez telefonda görüşmüştük. Daha önce rahmetli eşinin ailesini Bursa’da ziyaret etmiştim. Daha sonra yüz yüze görüşmek nasip olmamıştı. Birkaç kez niyet etmiştik ama gerçekleşememişti. Malumunuz, gerçekten çok derin bir adaletsizlik yaşar durumda kendisi. Sonsuz desteğimizi kendisine, bu geciken yüz yüze buluşmamızda ifade ettim. Şahsi olarak, her yönüyle yanında olduğumuzu kendisine ifade ettim. Beni ziyarete çok sevgili iki kızını da getirmiş olması elbette beni çok mutlu etti. Ben de sevgili kızlarına ve kendisine kitaplarımızdan hediye ettim. Hoş bir sohbet, Ankara sohbeti yaptık. Daha sonra da yine buluşmak dileğiyle vedalaştık. En kısa zamanda da güzel kızlarımızı İstanbul'da misafir etmek istediğimi kendisiyle paylaştım.”

Su Umudun Can Damarıdır Haber

Su Umudun Can Damarıdır

Eskişehir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Oğuzhan Özen, Türkiye Belediyeler Birliği’nin Ankara’da düzenlediği 6.Uluslararası Dirençlilik Kongresi’nde 5 Şubat Depreminde ESKİ’nin yaşama dokunan çalışmalarını ve afetlere karşı dirençli altyapı çözüm önerilerini anlattı. “Sürdürülebilir ve Dirençli Altyapı” başlığıyla gerçekleşen oturumda Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Muammer Tün’ün moderatörlüğünde, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Alper İlki, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nejan Huvaj Sarıhan, Kapadokya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Candan Gökçeoğlu ve İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Dr. Şafak Başa ve Eskişehir Büyükşehir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Oğuzhan Özen katılımcılarla çalışmalarını ve önerilerini paylaştılar.  “Afet Sürecinde Kritik Zaman Dilimi İlk 72 Saat” Deprem başta olmak üzere doğal afetler sırasında ilk 72 saatin hayatta kalma mücadelesinin verildiği kritik bir zaman dilimi olduğuna dikkat çeken ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen, Bu süreçte, temiz su temininin hayati bir öneme sahip olduğunu belirterek, günlük yaşamın en temel ihtiyacının karşılanması, yaralıların tedavisi ve hijyen koşullarının sağlanması için güvenli içme ve kullanma suyunun önemine değindi. Hatay, Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman’da yapılan saha çalışmalarından bahseden Özen “Şehirlerde içme ve kullanma suyu ile atıksu yönetimi, halk sağlığı, çevre koruma, ekonomik kalkınma ve yaşam kalitesi açısından önem taşırken; afetler sonrası bu yönetim daha da kritik hale gelir. Altyapı hasarları ve arıtma tesislerinin zarar görmesi gibi sorunlar, sağlıklı su teminini zorlaştırarak halk ve çevre sağlığını tehdit eder. Sağlık riskleri, kirlenmiş su kaynaklarının salgın hastalık riskini artırmasıyla ortaya çıkar. Bu nedenle, acil müdahale gereklidir; içme suyu ve atıksu hizmetlerinin hızlı bir şekilde restore edilmesi, afet sonrası iyileştirme çalışmaları için elzemdir. Bu süreç öncesi, temiz suya erişimin hızla ve güvenle sağlanması ise ayrı bir organizasyondur. Ayrıca, atıksu yönetimindeki aksaklıklar çevresel kirliliğe yol açabilir, ekosistem hasarlarına neden olur. İçme suyu ve atıksu hizmetlerinin hızlı bir şekilde yeniden tesis edilmesi, şehrin ekonomik kalkınması ve toparlanması için kritik öneme sahiptir” dedi. “Dirençli Toplum ve Şehirler Mümkün” “Dirençli altyapı sistemlerinin geliştirilmesi için kararlı merkezi yönetim ışığında, kamu, üniversite ve özel sektör ile basın kuruluşları arasında güçlü bir işbirliği ve sürekli diyalog gereklidir. Merkezi yönetimin koordinasyonu, kurumların tecrübe ve teknik alt yapısı, üniversitelerin akademik birikimi sayesinde, afetlerde can kayıplarını ve yıkımları en aza indirgeyip, hızlı ve doğru organize olunabileceğine inanıyoruz. Su, sadece bedenin değil, umudun da can damarıdır ve bu zor zamanlarda bir yudum su, yeniden hayata tutunmanın en güçlü sembolüdür. Afetlerin yaşanmaması elbette en büyük dileğimiz fakat deprem başta olmak üzere afet gerçeği ile yaşamak zorunda olduğumuzu da asla unutmamalıyız. İnsanların dayanışma ve birlikteliğinin yarattığı güce inanıyoruz, ama birlikte hareket etmek için gerekli ortak aklın sarsılmaz temellere oturması için de daha fazlasını yapmamız gerektiğini kabul etmek zorundayız.” diyen ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen, afetlerde dayanışma ve işbirliği içinde olan tüm paydaşların birlikte hareket ederek, gelecekteki felaketlere karşı daha dirençli toplum ve şehirler oluşturmanın, bu farkındalıkla hareket etmenin herkesin sorumluluğu olduğunu söyledi.

Belediye Başkanları Dirençlilik Kongresinde Bir Araya Geldi Haber

Belediye Başkanları Dirençlilik Kongresinde Bir Araya Geldi

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) öncülüğünde, “Sürdürülebilir Güçlü Gelecek” temasıyla düzenlenen 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi başladı. Ankara’daki TBB binasında gerçekleşen Kongreye TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu video mesajla katıldı. İmamoğlu mesajında “Sürdürülebilir gelecek yaratmak istiyorsak, yönetimlerimizi katılımcı bir anlayışla daha demokratik bir temelde biçimlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.” dedi. Üç gün boyunca devam edecek kongrenin açılışına;  Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er,  Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı, Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, Akçadağ Belediye Başkanı Hasan Ulutaş, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, Gölbaşı Belediye Başkanı İskender Yıldırım, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın yanı sıra yerel yöneticiler, bürokratlar, sivil toplum temsilcileri,  bilim insanları ve yurttaşlar katıldı. TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu ile Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı, BM Afet Riskini Azaltma Temsilcisi Kamal Kishore’nin video mesajla katıldığı kongre açılışında;  Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı (JİCA) Türkiye Ofisi Başkanı Watanabe Daisuke, TBB Genel Sekreteri ve Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Suat Yıldız, ODTÜ- Kongre Düzenleme Kurulu Akademik Başkanı Meltem Şenol Balaban birer konuşma yaptı. İmamoğlu: “Sürdürülebilir gelecek için yönetimlerimizi demokratik bir temelde biçimlendirmeliyiz” Toplantıya katılamadığı için üzgün olduğunu ifade eden İmamoğlu, kongreyi “ortak akılla çözümler üretebilmek ve deneyimleri paylaşmak için bir fırsat olarak” niteledi. Bu yıl kongrenin temasının “Sürdürülebilir Güçlü Gelecek” olarak belirlendiğini hatırlatan İmamoğlu,  “Son yıllarda iklim değişikliği, doğal afetler, salgınlar ve ekonomik krizler gibi küresel zorlukların yerel düzeydeki etkilerini derinden hissettik. Bu zorluklar şehirlerimizi ciddi şekilde etkiledi. Bu krizlerle başa çıkmanın ancak iş birliği ve dayanışma ile mümkün olduğunu hep birlikte gördük.” dedi.  İmamoğlu,  kongrenin ortak çözümler için faydalı olacağını düşündüğünü vurgulayarak, “Sürdürülebilir gelecek yaratmak istiyorsak, yönetimlerimizi katılımcı bir anlayışla daha demokratik bir temelde biçimlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi’nin faydalı çıktılar sunmasını temenni ediyor, her birinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum.” ifadelerini kullandı. Kishore: “Ulusal ve yerel liderler ön alıcı tedbirlere öncelik vermelidir.” Toplantıya video mesajla katılan BM Genel Sekreter Yardımcısı, BM Afet Riskini Azaltma Temsilcisi Kamal Kishore, kırsal alanlardan şehirlere göç eden insan sayısında istikrarlı bir artışa dikkat çekerek, “Şu anda dünya nüfusunun yaklaşık %56'sı şehirlerde yaşamaktadır. Bu eğilimin devam etmesi ve 2050 yılına kadar kent nüfusunun mevcut miktarının iki katından fazla artması beklenmektedir.” dedi. “Şehirleri korumak için ulusal ve yerel liderler afet riskini azaltacak ön alıcı tedbirlere öncelik vermelidir.” diyen Kishore, kırılganlıkların azaltılmasının, maruziyetin azaltılması ve direncin artırılması anlamına geldiğini, böylece doğal bir tehlike meydana geldiğinde can ve mal kaybının en az düzeyde tutulabileceğini söyledi.  “Çoklu dayanışmayla dirençliliğin geliştirilmesi iki ülke için de önem kazandı” JICA Türkiye Ofisi Başkanı Watanabe Daisuke konuşmasında, afetlere dirençliliğin Japonya ve Türkiye’nin uluslararası dayanışmasının önemli ayaklarından biri olduğu söyledi. JICA olarak uzun süredir bu konuyla ilgili çalıştıklarının belirten Daisuke, JICA ile Türkiye arasındaki iş birliğinin 1959 yılında başladığını anımsattı. Türkiye’nin Japonya’daki afet risk yönetimi konusundaki çalışmalara katıldığını ifade eden Daisuke, “Sadece Japon tarafı açısından değil, çoklu dayanışmayla dirençliliğin geliştirilmesi, özellikle iki ülkenin yaşadığı deprem felaketlerinden sonra önem kazanmıştır.” dedi. Yıldız: “Şehirler yalnızca çevresel değil, ekonomik ve toplumsal tehlikelere karşı da hazırlıklı olmalı” TBB Genel Sekreteri Suat Yıldız, konuşmasında şehirlerin, yalnızca çevresel değil aynı zamanda olası ekonomik ve toplumsal tehlikelere karşı da etkin şekilde hazırlıklı olması gereğine vurgu yaptı.  Belediyelerin yerel kamusal hizmetlerin asli sorumlu kurumları olduğunun altını çizen Yıldız, bu sorumlulukların, belediyeleri toplumsal ve kentsel dirençliliğin sağlanmasında en kritik aktörlerden biri haline getirdiğini kaydetti. Türkiye’nin afet riskiyle karşı karşıya bir ülke olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Türkiye, sel, yangın, heyelan gibi pek çok afet riski ile karşı karşıya olan bir ülke. Ayrıca nüfusumuzun yüzde 70’i deprem tehlikesi altında olan bölgelerde yaşıyor.  Ülkemizde, 1930’dan bugüne büyüklüğü 7 ve üzerinde olan 15 deprem meydana geldi ve bu depremlerde maalesef yüzbinlerce vatandaşımız hayatını kaybetti.” dedi. “TBB olarak, depremin ülkemizde meydana getirdiği ve getirebileceği hasarların önüne geçebilmek, dirençliliği artırmak adına belediyelerimize tüm desteğimizi vermeye hazırız” diyen Yıldız, TBB tarafından yayımlanan “6 Şubat Afet Bölgesi Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Gelişim Önerileri Raporu”na, “Depremzede Belediyeler Komisyonu” “Afet Risk Yönetimi ve Dayanıklılık Komisyonu” çalışmalarına değindi. Yıldız, kongrenin çevresel, toplumsal ve kentsel dirençliliği arttırma noktasında ortaya koyacağı çıktıları çok dikkatli şekilde analiz edeceklerini de sözlerine ekledi. Afetlere ve tehlikelere karşı dirençliliği artırmayı hedefleyen 6. Uluslararası Dirençlilik Kongresi Türkiye Belediyeler Birliği ev sahipliğinde Ankara’da başladı. Kongrenin ilk gününde açılış konuşmaların ardından, afet yaşamış ya da yaşaması olası belediyelerin başkanları iki ayrı oturumda bir araya geldi. “Sürdürülebilir Dirençli Gelecek” başlığıyla düzenlenen ilk oturumun moderatörlüğünü TBB Genel Sekreteri Suat Yıldız üstlendi. Oturumda, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem konu ile ilgili görüşlerini açıkladı.   “Marmara’da olası bir deprem 50 milyon civarında nüfusu etkileyecek” Oturumda ilk sözü alan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, dirençli kentler oluşturulması için hem yerel hem de merkezi yönetimin ortak hareket etmesi gerektiğine dikkat çekti. Yapılacak çalışmaları; deprem öncesi ve deprem sonrası olarak ikiye ayıran Bozbey, şunları söyledi: “Depremi afet olarak adlandırıyoruz. Ancak depremi afete dönüştürmemek önemli. Eğer bu konuda hazırlıklarımızı yaparsak önümüzdeki sürece bakış açılarımızı, projelerimizi buna göre değerlendirirsek, o zaman deprem afete dönüşmez. Depremin afete dönüşmesi tamamen bizlerin yapmış olduğu uygulama eksikliklerinden kaynaklıdır. Hem Bursa için hem de Marmara Bölgesi için bütünsel anlamda düşünmemiz gerekiyor. Bugün Marmara’da olası bir deprem 30 milyon nüfusu değil, yaklaşık 50 milyon civarında nüfusu etkileyecek. Ekonominin yüzde 70’inin oluştuğu bir bölge olarak değerlendirirsek ekonomimiz de ne kadar etkileyecek onu düşünmemiz, ona göre hareket etmemiz lazım. Bunu yaparken sadece belediyelerin elini taşın altına koyması değil, hem yerel yönetimlerin hem genel yönetimin ortaklaştırarak bu projeleri yaşama geçirmesi lazım.”   “Dirençli kent yaratamazsanız, sürdürülebilir kalkınmayı da yapamazsınız” Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da Türkiye’nin deprem gerçeğini anımsattı ve her an teyakkuzda olunması gerektiğini söyledi. Afetlere karşı tedbir alınmadığını belirten Karalar, 6 Şubat depremlerini işaret ederek şöyle konuştu: “Depremin maliyetinin 150 milyon dolar olduğu söyleniyor. Oysa bu 150 milyon doları, dirençli bir kent oluşturma noktasında harcasaydık, ne bu kadar mal kaybı olacaktı, ne bu kadar da can kaybı olacaktı. Bunun değişebilmesi gerekiyor. Sürdürülebilir dirençli gelecek, hem şehir için hem bugünkü neslin yaşaması için hem de bizden sonraki nesil için çok önemli. Eğer siz dirençli kent yaratamazsanız, sürdürülebilir kalkınmayı da yapamazsınız.” Göç sorununa da ayrı bir parantez açan Karalar, “Küresel iklim, susuzluk, açlık, savaşlar, huzursuzluk, maddi imkansızlık göçe zorluyor. En çok göçten etkilenenler de bizim gibi kentler sıkıntıyı çekiyor. Çok göç alınca bir kent ister istemez oradaki konut fiyatları, arsa fiyatları artıyor. Göç eden kişinin ekonomik şartları olmadığı için güvenli binalar daha pahalı olduğu için güvensiz binaları tercih ediyor. Bu bir tehlike. “ ifadelerini kullandı.   “Orman yangınlarında yetki Orman Bakanlığında” Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise şehrin her yıl karşı karşıya kaldığı yangın tehlikesini anlattı. Orman yangınları ile mücadelede yetkinin belediyeler değil, Tarım ve Orman Bakanlığında olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Yaklaşık orman varlığımızın yüzde 10’unu kaybettik Muğla bölgesinde. Muğla Türkiye’deki orman varlığı en yüksek 3 ilden bir tanesidir. Ama Muğla yine Akdeniz’deki konumu dolayıyla aynı zamanda da iklim krizinden en fazla etkilenen iller arasında yer almaktadır. Büyükşehir belediyelerinde orman yangınlarında bir görev ve yetki sahibi değildir. Orman yangınlarına Orman bakanlığı müdahale eder. Çünkü bizim belediyelerimizdeki personelin böyle bir eğitimi yok. Orman yangınlarının önlenmesi, yetki ve sorumluluğu veya yangın olmadan önce alınacak tedbirler, bunların hepsi Orman Bakanlığına ait.”   “Biz sele karşı direnmeye çalışıyoruz” Oturumda Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem de seller ile mücadele başlığına değindi. Erdem, “Dirençli kentler yaratmaktan ziyade biz sele karşı, aşırı yağışa karşı direnmeye çalışıyoruz. Bugüne kadar yapılan bütün alt yapılar Zonguldak’ta yeterli olmuyor. Şehir sahilden hemen yukarıya dağlara zirve yapmış. Düzlük hiçbir alanımız yok. Yağan yağmurun şiddeti oldukça fazla ve bu suyu kendi haline bırakmamanız lazım ve suyu bir an önce alt yapıya ulaştırmanız lazım. Bu zaman zaman mümkün olmuyor. Bu çok büyük ekonomik kayba uğratıyor bizi.” İfadelerini kullandı.   İlçe Belediye Başkanları İkinci Oturumda Konuştu  Kongrede “Dirençli Kentler için Demokratik Yönetişim” adlı ikinci oturumun moderatörlüğünü TBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Şengül Altan Arslan yaptı.  Oturuma, Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, Akçadağ Belediye Başkanı Hasan Ulutaş, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, Gölbaşı Belediye Başkanı İskender Yıldırım ve Argüden Yönetişim Akademisi Yönetim Kurulu üyesi Dr. İnan İzci katıldı.   “En büyük sorunlardan biri kurumlar arasındaki ilişki kopukluğu” Şengül Arslan, TBB’nin yürüttüğü çalışmalara ilişkin bilgi verirken, TBB Deprem Bölgesi Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı “6 Şubat Afet Bölgesi Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Gelişim Önerileri Raporu”na işaret etti. Komisyon olarak yıkımın en fazla olduğu 4 ile saha ziyareti gerçekleştirdiklerini anlatan Arslan, “Ziyaretlerde özellikle gördüğümüz bir şey var; afet sonrasındaki toplanma sürecine baktığımızda en büyük sorunlardan birinin kurumlar arasındaki ilişkinin kopukluğun hızlı müdahale ve etkin iyileşme süreçlerini olumsuz etkilemesiydi.” dedi.   “Samandağ hep depremzedeymiş” Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay konuşmasında, sorunların deprem sonrasında değil, deprem öncesinde de var olduğunu anlattı. “Samandağ hep depremzedeymiş. Hala yıkım ve yapım aynı anda devam ediyor. Deprem zamanında yerel yönetimler bir şey yapamadı” ifadelerini kullandı.   “Ne yapacağımızı tariflersek dirençli kentleri oluşturabiliriz” Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu ise oturumda “Biz yerel yönetimlerde ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve kimin için yapacağımızı iyi tariflersek ancak dirençli kentleri oluşturabiliriz.” dedi.   “İlçemizde gönüllü kent konseyi kuracağız” Akçadağ Belediye Başkanı Hasan Ulutaş, deprem sonrası ilçede yürüttükleri ve yürütecekleri çalışmaları anlattı. Ulutaş, vatandaş ile sık sık bir araya geldiklerini, katılımcılık ve kapsayıcılık ilkesi kapsamında ilçede gönüllü kent konseyi kuracaklarını belirtti.    “Deprem bölgesindeki belediyelerin geliri yok” Gölbaşı Belediye Başkanı İskender Yıldırım ise ilçenin sorunlarının başını kalıcı konutların çektiğini, listenin ikinci sırasında ise ekonominin yer aldığını söyledi. Yıldırım, “Deprem bölgesindeki belediyelerin geliri yok, ekonomik olarak batmış durumda.” diye konuştu.   “Türkiye’de öncelikle afeti doğru tariflememiz gerekiyor” Oturumda son olarak Argüden Yönetişim Akademisi Yönetim Kurulu üyesi Dr. İnan İzci söz aldı. Demokratik yönetişimin önemine dikkat çeken İzci, “İmarı veren de AFAD’ı kuran da belediyeyi var eden de devlet. Devletin var olma ana çerçevesi de Anayasa. Burada da devletin birinci görevi vatandaşın yaşam hakkını korumaktır. Afet, dayanıklılık gibi konular da bir yaşam hakkından geçiyor. Türkiye’de öncelikle afet denilen meseleyi doğru tariflememiz gerekiyor.” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.