SON DAKİKA
Hava Durumu

#Üretici

Porsuk Haber Ajansı - Üretici haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Üretici haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Büyükşehir'den Susam Üreticisine Destek Haber

Büyükşehir'den Susam Üreticisine Destek

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Çiftçimize Destek Programı kapsamında üreticinin elinde kalan ürünlere satın alma garantisi vermeye devam ediyor. Bamyadan sonra susam da Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından piyasa değerinin üzerinde bir fiyatla satın alınacak. Planlı ve programlı desteklerle tarımsal üretimin kalitesini artırmayı hedefleyen Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, bamyadan sonra susam üreticilerinin de yüzünü güldürüyor. Balıkesir Tarım Ürünleri Anonim Şirketi (BATAŞ) ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı iş birliğinde 4 bin dekar alanda üretim yapan tüm çiftçilerden yaklaşık 40 bin ila 50 bin kilogram susam alınacak. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından Sındırgı’ya bağlı Taşköy, Umurlar, Düğüncüler, Çamalanı, Mumcu, Kocabey, İzzettin, Çelebiler gibi susam üretiminin yoğun olduğu bölgelerde üretilen susamlar piyasanın üzerinde bir fiyattan alınacak. SATIN ALMA TÖRENİ 13 KASIM’DA Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Sındırgı’nın Pürsünler kırsal mahallesinde 13 Kasım Çarşamba günü saat 10.00’da susam alım töreni gerçekleştirecek. Tarlada kalan susamı, piyasanın üzerinde bir fiyatla alacak olan Başkan Akın, hasat alanında üreticilerle buluşacak. “Çiftçimizin sofrasındaki ekmeği büyütmenin derdindeyiz” diyen Akın, şehrin tarımsal üretimini planlı çalışmalarla artırmayı hedeflediklerini dile getirdi. Üreticinin tarlasında kalan susam; tahin ve susam yağı olarak değerlendirilip katma değeri yükseltilecek. BÖLGE EKONOMİSİNİ KALKINDIRACAK Sındırgı ve çevresinde bölge halkının önemli bir geçim kaynağı olan susam, köklü bir geçmişe sahip. İklimi ve toprak yapısıyla yüksek verimin elde edildiği Sındırgı’da susam üretimi geleneksel yöntemlerle yapılıyor. İlkbaharda ekilen ve sonbaharda hasat edilen susam, özellikle yağlık ve tahinlik olarak yetiştiriliyor. 2023 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) verilerine göre, Sındırgı’da toplam 4 bin 500 dekar alanda susam ekimi gerçekleştirilerek 203 ton susam üretildi. Ticaret Borsası’nın Nisan 2024 verilerine göre 20.673.520 TL olarak açıklanan susam üretiminin toplam değeri ile Sındırgı, Balıkesir’in en yüksek susam üretimine sahip ilçesi olarak ön plana çıkıyor. Balıkesir genelinde 8 bin 684 dekar alanda 479 ton susam üretiliyor. Sürdürülebilir kalkınmaya katkı sunan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, susam üreticilerini destekleyerek bu değerli ürünü gelecek nesillere aktarmak için önemli bir çalışmaya imza attı. Büyükşehir Belediyesi tarafından üreticiden alınacak olan susamın katma değeri artırılarak şehrin ekonomisine katkı sunacak.

Zeytin Üreticisi Bir Kumpasın İçerisinde Haber

Zeytin Üreticisi Bir Kumpasın İçerisinde

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, zeytin alım fiyatlarıyla ilgili Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Zeytin üreticisinin alın teri ve emeğinin hak ettiği değeri bulamadığını belirten Sarıbal, “Üretici perişan. Emeğinin hakkını almak için koca bir yıl çalışan zeytin üreticisi bir kumpasın içerisinde. Zeytin üreticisi emeğinin karşılığını alamazsa, yeterli geliri olmazsa Türkiye’de zeytincilik bitecek” dedi. Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum ve sahip olduğu Akdeniz iklimi nedeniyle İtalya, İspanya, Yunanistan ve Tunus gibi Akdeniz ülkeleriyle birlikte dünyanın önde gelen zeytin üreticilerinden olduğunu kaydeden Sarıbal, zeytin ülkesi Türkiye’de üreticilerin mağdur edildiğini söyledi. İktidarın uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle yıllardır zeytin bahçelerinde emek veren, bu topraklara değer katan üreticilerin ekonomik olarak zor durumda kaldığını, zeytin üreticisinin geçim kaygısı yaşadığını belirten Sarıbal, “Çok kısa süre önce bir açıklama yapmıştım. ‘Bu yıl zeytinde var yılı’ demiştim. Bu yıl Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılacak. Önce 2.9 milyon ton dediler, yüzde 30 sofralık, yüzde 70 yağlık dediler. Şimdi yeni bir rekolte tahmini var. O da 3.6 milyon ton. Gerçekten büyük bir rekor. Bunun yüzde 20’si sofralık, yüzde 80’i yağlık olarak düşünülüyor. Çünkü kuraklıktan dolayı zeytin sofralık olamadı. Ancak sulanabilen kısımlar sofralık olabildi. Zeytinin dane büyüklüğü 1 kilograma giren 250 - 300 danelilere çok iyi fiyat verilmesi gerekiyor ve yağlık zeytine de iyi fiyat verilmesi gerekiyor. Bu yıl o ürünü yeterli değerlendiremezsek gelecek 2 yıl da ekonomik olarak çöküş yılı olacaktır. Marmarabirlik var, TARİŞ var, Tarım Kredi Kooperatifleri var, Toprak Mahsulleri Ofisi var. Bunlar kısmen özel kısmen kamu kurumlarıdır. Zeytinimiz var, ürünümüz var ama dizimizi dövüyoruz. Marmarabirlik yağlık zeytinde temel fiyat olarak öngördüğü fiyatı artırmadı. Kendine göre kurumun gerekçeleri olabilir. Avrupa Birliği şu anda zeytin ve zeytinyağına ihtiyaç duyuyor. Oysa biz kısıtlamadan sonra sofralık zeytinde de zeytinyağında da daha az ihracat yaptık. Bu iki alanda da kısıtlama döneminde geriye düştük. Şimdi büyük bir fırsatçılık geçiyor piyasadan. Ürün çok ama ortada bu ürünü düzene sokacak, bir sistem yok. Çiftçi kendi kaderiyle baş başa. Derhal hükümeti göreve çağırıyoruz. Çiftçi kumpasta. Bugün satılan yağ, 6 ay sonra kat be kat üzerine çıkacak. Çiftçi yağını satmasın, çiftçinin borçlarına yapılandırma getirilsin, iktidar çiftçiyi tüccarın eline bırakmasın” diye konuştu. “İKTİDAR, ÇİFTÇİNİN CANI ÇIKSIN POLİTİKASI YÜRÜTÜYOR”  İktidarın dört defa zeytinyağı ihracatını kısıtlaması, son kısıtlamanın 14 Eylül 2024’te bitmesinin 200 bin ton civarında zeytinyağının içeride kalmasına neden olduğunu açıklayan Sarıbal, “Bu yetmedi, dış piyasada pazarımızı kaybettik. Tamamen iktidarın yanlış zeytin politikasıydı. 2024-25 sezonuna 200 bin ton civarında zeytinyağı stoğu ile gelindi. Şimdi beklentimiz 450 bin ton civarında. İkisini üst üste ilave ettiğimizde 600 bin ton gibi tarihsel bir zeytinyağı üretimi beklentimiz var. Bu bir yandan çok kıymetli ve çok değerli. Ama bu taraftan iktidarın uyguladığı ağır tarım politikaları, Mehmet Şimşek ve Recep Tayyip Erdoğan, gıda enflasyonunu düşürmek için akıllarına gelen ihracatı durduralım, kısıtlayalım ama çiftçinin canı çıksın politikası zeytinde de açık bir şekilde hayata geçmiş görülüyor. Bugün zeytinin bölgelere göre dalında 1 kilogram maliyeti 35-50 lira arasında. Yani yağlığa da gitse en düşük olan yerde 35 lira, en yüksek 50 lira maliyet vardır. Ortalama kilogram üzerinde zeytinin 45 lira maliyeti var. Bu dekar başına ya da ağaç üzerindeki verime göre değişir. Bazı ağaçlarda yüzde 50-60 liralara kadar çıkabilir, bazılarında 35 liraya kadar düşebilir. Ama günün sonunda bu çiftçinin bir yaşam maliyeti var. Çiftçinin bir arazi kirası var. En önemlisi gelecek yıl zeytin olmayacak ya da çok az olacaktır. Bugün büyük bir fırsatçılık sistemin içerisinden geçiyor. Zeytin üreticilerimizin emeğinin karşılığını alabilmesi, zeytin ağaçlarının geleceğinin korunması için adil bir fiyat politikası uygulanması gerekiyor. Üreticilerimizin desteklenmesi, yalnızca onların ekonomik refahı için değil, ülkemizin tarımsal üretim gücü ve zeytin kültürünün sürdürülebilirliği için de önemli” ifadelerini kullandı.

Fiyat Farklılığını Önlemek İçin Gübrede Tavan Fiyat Uygulanmalıdır Haber

Fiyat Farklılığını Önlemek İçin Gübrede Tavan Fiyat Uygulanmalıdır

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ekim ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını, aynı bölgede farklı satış noktalarından alınan gübre fiyatlarındaki farklılıkları ve aylık-yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri yaptığı basın açıklamasında değerlendirdi. “Ekim ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 368,5 ile karnabaharda görüldüğünü belirten Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Karnabahardaki fiyat farkını yüzde 281 ile patates, yüzde 259,4 ile beyaz lahana, yüzde 236,6 ile portakal ve yüzde 205,3 ile limon takip etti. Karnabahar 4,7 kat, patates 3,8 kat, beyaz lahana 3,6 kat, portakal 3,4 ve limon 3,1 kat fazlaya satıldı. Üreticide 12 lira 50 kuruş olan karnabahar 58 lira 56 kuruşa, 3 lira 60 kuruş olan patates 13 lira 72 kuruşa, 4 lira 81 kuruş olan beyaz lahana 17 lira 30 kuruşa, 13 lira 75 kuruş olan portakal 46 lira 28 kuruşa, 10 lira olan limon 30 lira 53 kuruşa markette satıldı. Ekim ayında markette ve üreticide fiyatı en fazla artan ürün salatalık olurken, fiyatı en fazla düşen ürün ise markette kuru soğan, üreticide patates oldu.”  Market fiyatları “Ekim ayında markette 36 ürünün 21’inde fiyat artışı, 15’inde fiyat düşüşü oldu. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 89,8 ile salatalık oldu. Salatalıktaki fiyat artışını yüzde 65 ile sivri biber, yüzde 60,4 ile yeşil soğan, yüzde 46 ile kabak, yüzde 34,1 ile domates takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 18,7 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 17 ile limon, yüzde 9,2 ile kuru incir, yüzde 7,9 ile Antep fıstığı, yüzde 7,5 ile kuru kayısı izledi.”  Üretici fiyatları “Ekim ayında üreticide 28 ürünün 18’inde fiyat artışı olurken 7’sinde fiyat düşüşü görüldü. 3 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 23,4 ile patateste görüldü. Patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 13 ile limon, yüzde 10,1 ile yumurta, yüzde 8,8 ile pirinç ve yüzde 2,2 ile nohut izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 105,9 ile salatalıkta görüldü. Salatalıktaki fiyat artışını yüzde 104,8 ile kabak, yüzde 102,2 ile sivri biber, yüzde 64,4 ile domates ve yüzde 60 ile havuç izledi.”  Üretici fiyat değişiminin nedenleri “Arz ve talepteki değişim yumurta fiyatlarını düşürdü. İklim değişikliği sebebiyle erken olgunlaşan erkenci ve orta erkenci limon çeşitlerinin aynı sezonlarda hasat ediliyor olması arzda artışa, talebin azalması fiyat düşüklüğüne neden oldu. Patateste rekoltenin yüksek olması sebebiyle şu an talep olmadığından dolayı fiyatlar düştü. Salatalık, kabak, sivri biber ve domateste tarladan seraya geçiş üretici fiyatlarını artırdı.” Gübre fiyat çalışması “2021 yılının ekim ayından itibaren yükselmeye başlayan gübre fiyatları, 2023 yılının ağustos ayında zirveyi gördü ve fiyatlar bu seviyelerde devam ediyor. Artan gübre fiyatları üreticilerimizi ucuz gübre arayışına sevk ederken gübre fiyatları da bayiden bayiye değişkenlik gösteriyor. Birliğimizce Ankara’da tarımsal faaliyetin yoğun olarak yapıldığı bir ilçede, aynı gübrenin farklı satış noktalarındaki fiyat değişimlerine dair çalışma yapıldı. Çalışmada, ülkemizde en çok kullanılan gübrelerden; 1 tonluk amonyum sülfat gübresinin fiyatı Bayi 1’de 11 bin lira iken Bayi 2’de 9 bin 300 lira, Bayi 5’te 10 bin 500 lira, Bayi 6’da 11 bin 250 lira ve Bayi 7’de 11 bin 480 liraya satılıyor. Amonyum sülfat gübresinin fiyatı farklı satış noktalarına göre yüzde 23,4 oranında değişiyor. 1 tonluk ÜRE gübresinin fiyatı Bayi 1, Bayi 2, Bayi 4 ve Bayi 5’te 15 bin 500 lira iken Bayi 3’te 15 bin lira, Bayi 6’da 16 bin 200 lira, Bayi 7’de 15 bin 940 lira ve Bayi 8’de 15 bin 50 liraya satılıyor. ÜRE gübresinin fiyatı farklı satış noktalarına göre yüzde 8 oranında değişiyor. 1 tonluk DAP gübresinin fiyatı Bayi 1 ve Bayi 5’te 23 bin 750 lira iken Bayi 2’de ve Bayi 4’te 24 bin lira, Bayi 3’te 22 bin 850 lira, Bayi 6’da 24 bin 950 lira, Bayi 7’de 24 bin 220 lira ve Bayi 8’de 23 bin 500 liraya satılıyor. DAP gübresinin fiyatı farklı satış noktalarına göre yüzde 9,2 oranında değişiyor. 1 tonluk 20.20.0 kompoze gübresinin fiyatı Bayi 1, Bayi 2 ve Bayi 4’te 15 bin lira iken Bayi 3’te 14 bin 600 lira, Bayi 5’te 15 bin 350 lira, Bayi 6’da ve Bayi 8’de 14 bin 750 liradır. 20.20.0 kompoze gübresinin fiyatı farklı satış noktalarına göre yüzde 5,1 oranında değişiyor. Gübre fiyatlarının üreticilerimizi zorladığı bu günlerde, aynı gübrenin farklı satış noktalarındaki fiyat farkının yüzde 23’lere kadar çıkması kabul edilebilir değildir. Birbirinden farklı yüksek fiyatlardan çiftçilerimizi korumak gerekiyor. Yaşanan yüksek fiyat farkının önüne geçmek amacıyla gübrelerde tavan fiyat uygulanmalıdır.” Eylül ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler “Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Ekim ayında, Eylül ayına göre ÜRE gübresi yüzde 6,4, DAP gübresi yüzde 2 oranında artarken, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,4 ve amonyum nitrat gübresi yüzde 0,6 oranında arttı. Geçen yılın Ekim ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 23,1, DAP gübresi yüzde 19,8, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 12,1, ÜRE gübresi yüzde 7,2, amonyum nitrat gübresi yüzde 6,9 oranında arttı. Ekim ayında Eylül ayına göre süt yemi yüzde 2,4, besi yemi yüzde 3,7, son bir yılda süt yemi yüzde 38,3, besi yemi ise yüzde 36,8 oranında arttı. Tarım ilacı fiyatları yüzde 82 oranında artarken elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 30,4 oranında arttı. Mazot fiyatları aylık yüzde 2,6, yıllık bazda yüzde 7,8 oranında arttı.”

Gürer: “Patates Üreticisi İktidarın Seslerini Duymasını Bekliyor” Haber

Gürer: “Patates Üreticisi İktidarın Seslerini Duymasını Bekliyor”

Niğde’de patates üreticileri zor günler yaşıyor. Tüccar beklenen alımı yapmayınca ürün depolara çekildi.  CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin Bağlama kasabasında patates deposunda Üreticileri dinledi. Bu yıl Niğde'de 1 milyon ton patates rekoltesi beklendiğini belirten Ömer Fethi Gürer hasat sonuna gelmesine rağmen tüccar beklenen alımı yapmayınca ürün depolandı. Çiftçi iktidarın TMO, Tarım kredi gibi kuruluşlar eliyle alıma başlamasını umut ediyor’ dedi. “DEPOYA KOYMAK ZORUNDA KALDIK” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, patates üreticilerinin çaresiz ve desteksiz kaldığını belirtti, Gürer" Patates üreticisi, yeterli alım yapmaya tüccar gelmeyince hasat yaptığı patatesi depoya koydu. Niğde, patates üretiminde 1. sırada; bu yıl 1 milyon ton patates hasadı hedefleniyordu. Ancak, tüccar gelmeyince ürüne talep olmadı ve depolandı. Kamunun da alıma girmemesi üreticiyi zor durumda bıraktı. Doğal olarak, üretici kaygılı; maliyetinin altında bir fiyatla tüccar, üreticinin ürününü almak istedi. Üretici ise ürününü depolayarak bekliyor. Bir süre bu ürün depoda kalacak. Eğer tüccar ya da kamu eliyle Toprak Mahsulleri Ofisi gelip almazsa, yine çöp olacak. Büyük şehirlerde vatandaş, patatesi pahalıya aldığından şikayet ediyor; burada ise maliyeti 6-7 lira olan patates, 3 liraya tüccar almadığı için depoya kondu.” diyerek çiftçinin içine düştüğü zor duruma dikkat çekti. ÜRETİCİ ŞAHİN: “TAMAMINI ZARAR ETTİK, TÜCCAR DA GELMEDİ” Patates üreticisi Şükrü Şahin, bu yıl patatesten hiç para kazanamadıklarını belirtti. Şahin, " Bu sene patatesten hiç para kazanamadık, tamamını zarar ettik. En az zararı olan çiftçi bile bu sene 1 milyon TL zarar ediyor. Hiç para etmedi, tüccar da gelmedi, işçi parasını ödeyemedik. Normalde bu patates 8-10 lirayken şimdi 3 lira, alan da yok, para veren de yok.” diyerek, çiftçilerin umutsuzluğunu vurguladı. AVŞAR: “BU YIL ÇİFTÇİNİN HİÇBİR MAHSULÜ PARA ETMEDİ” Üretici Ramazan Avşar ise çiftçinin neredeyse tüm mahsullerinin bu yıl para etmediğini ifade etti. “Patates çok ekildi deniyor ama çiftçinin hangi ürünü para etti ki? Çiftçinin fasulyesi para etmedi, buğday para etmedi. Biçerdöver parasını zor ödedik, balyaları getiremedik, hayvanımız para etmiyor. İneğimizi satmaya kalkıyoruz, 150bin liralık ineğe 90 bin lira verip pazarlık yapıyorlar. Kavunu karpuzu atıldı, çiftçinin domatesi atıldı, bütün patatesler depoya kondu. İçinde satılanlar bile 3 aylık, 5 aylık çeklerle satıldı. Depoya almaya gücü yetmediği için çiftçi, ürününü 3 aylık, 5 aylık çeklerle sattı ama para da alamadı.” dedi. Avşar, “Kahvede birbirimize çay ısmarlayamaz hale geldik.” diyerek, çiftçinin borç yükünün ağırlığını gözler önüne serdi. Patates üreticisi Şükrü Şahin ise , “Buğdayı 8 liraya verdik; buğday şu anda 12 lira. Fasulyeyi 30 liraya sattık; fasulye 40 lirayı geçti. Tüccar, eline fırsat geçince bize zarar ettiriyor. En ufak çiftçi bile Ziraat Bankası’na 1 milyon TL borçlu.” dedi. GÜRER: “ÇİFTÇİ BORÇ BATAĞINDA, BORÇSUZ ÇİFTÇİ KALMADI” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin bankalara olan borcunun 749 milyar liraya ulaştığını hatırlatarak, " Borçsuz çiftçi kalmadı. Çiftçiye “daha çok ekin” dediler, çiftçi de ekti." dedi.  SİNAN AKKUZU: “DEPOYA 150 TON PATATES KOYDUM, İŞÇİYE BORÇLANDIM” patates üreticisi Sinan Akkuzu da patatesin maliyetlerini karşılayamadığını ifade etti. Depoya koyduğu 150 ton patatesin işçilik maliyetinin 170 bin lirayı bulduğunu söyleyen Akkuzu, " Şu anda işçiyi nasıl ödeyeceğim? Tarım işçilerinin maliyeti var. Şimdi para yok, patatesi pazarlayamadım, alan yok. Adam 2,5 lira verdi, 6 aylık çek diyor. Ben 6 ay sonra çekin karşılıksız çıkmayacağını nereden bileyim? Bunun maliyeti sadece işçilik olarak 170.000 lira; şu an tarım işçisine borçlandım. Bu parayı nereden, nasıl vereceğim?” dedi. “PATATES ÇÖP OLACAK” UYARISI Gürer, Bakanlığa seslenerek kamunun patates alımı yapması gerektiğini belirtti. "Toprak Mahsulleri Ofisi, Tarım Kredi Kooperatifi ve Türkşeker, maliyeti artı makul bir kârla patatesi almalı." diyen Gürer, aksi takdirde depodaki ürünlerin çöp olacağını ifade etti. Depoların sağlıklı şartlarda olmadığını ve patatesin büyük şehirlerde Aralık ayından sonra yüksek fiyatlarla satışa sunulacağını belirten Gürer, “Mutlaka maliyet artı makul kâr ile alım yapılmalı. Çiftçi ekime girecek, gübre alacak, ilaç alacak, mazota ihtiyacı var, traktörün gideri var. Yeni ekim dönemi için çiftçiye can suyu şart. Patates üreticisi iktidarın sesleri duymasını istiyor.” diye konuştu. AVŞAR: “BURADA 2,5 LİRAYA SATAMIYORUZ, TÜKETİCİ 25 LİRADAN YİYOR” Çiftçilerin karşılaştığı ekonomik zorlukların yanı sıra piyasadaki fiyat dengesizliğine de dikkat çeken Ramazan Avşar, "Biz burada patatesi 2,5 liraya satamıyoruz, tüketici ise 25 liradan yiyor. Bu uçurumun sebebi nedir, kim bakacak buna?" diye sorarak yetkililerin bu fiyat farkını araştırması gerektiğini ifade etti.

Büyükşehir'den Kadın Üreticilere Tam Destek Haber

Büyükşehir'den Kadın Üreticilere Tam Destek

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, il genelinde tarıma ve çiftçilere verdiği desteklerde, kadın üreticilere ayrı bir önem veriyor. Hayata geçirilen birçok destekleme projesinde kadınlar, üretime katkı sağlaması için teşvik ediliyor. Bu sayede kadın çiftçilerin sayısı her geçen gün artıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, kırsalda ikamet eden vatandaşların gelir ve refah düzeyinin iyileştirilmesi, kırsal ekonomik alt yapının güçlendirilmesi ve tarımsal ürünlerin daha iyi değerlendirilmesi amacıyla çok sayıda projeyi hayata geçiriyor. KADIN ÇİFTÇİLERE DESTEK Özellikle kadın ve genç çiftçilere öncelik verilen, “Fikir Sizden, Destek Bizden Projesi”, “Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Projesi” (TABİP) ve “Yeni Nesil Teknolojik Sistem Organomineral Topraksız Tarım Ar-Ge Serası” başta olmak üzere; mazot, gübre, tohum, meyve fidanı, modern sera, arıcılık gibi çok sayıda desteklerle çiftçilerin yüzünü güldürüyor. Toprağı bin bir emekle işleyen kadın çiftçiler projelere ilgi gösteriyor ve üretime katkı sağlıyor. Kadın elinin değdiği her yer güzelleşiyor. ARICILIK YAPAN KADIN KOOPERATİFİNE ZİYARET Büyükşehir Belediyesi, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla tüm kadın çiftçilerin bu önemli gününü kutladı. Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Uğur Şahin, kadınların kurduğu Dr. Sumru Müstecaplıoğlu Halıdere Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’ni ziyaret ederek, Başkan Tahir Büyükakın’ın selamlarını iletti. Ziyarette kooperatif başkanı Meral Deniz ve yönetim kurulu üyeleri, Halıdere Yalı Mahalle Muhtarı Yalçın Gürsoy ile kadın üreticiler hazır bulundu. Büyükşehir Belediyesinin arıcılık desteği verdiği kooperatifin, bölgede bal üretimine verdiği katkılardan dolayı teşekkür eden Şahin, Başkan Büyükakın’ın dünya kadınlar günü dolayısıyla tebriklerini iletti, derneğin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi aldı. “BÜYÜKŞEHİR’İN DESTEĞİ İLE ÇOK HIZLI YOL ALDIK” Kooperatif başkanı Deniz ise 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla kendilerini unutmayan Başkan Büyükakın’a teşekkür etti. Çocuk yaştan bu yana arıcılık yapan babasının yanında bu işi öğrendiğini ve genç nesillere aktarmak için kadınlarla birlikte kooperatif kurduklarını söyleyen Deniz, 20 kovanla başladıkları arıcılığa şu an 100’den fazla kovanla devam ettiklerini aktardı. Büyükşehir Belediyesinin arılı kovan ve bal üretimine kadar gerekli olan bütün ekipman desteğini verdiğini belirten Deniz, “Hem tarımı hem de köyümüzü daha da aktif hale getirmek için deniz turizminden de yararlanarak çalışmalara başladık. Kestane ağaçlarının yoğun olduğu bölgemizde, tarımı önce arıcılıkla güçlendirme istedik. Ürettiğimiz kestane ballarını satarak hem kooperatif üyelerimize gelir sağlıyor hem de bal üretimini artırıyoruz. Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin proje desteğiyle çok hızlı bir şekilde yol aldık. Büyükşehir’in bu projesiyle çok daha aktif hale gelmeyi başardık. Kadınlar olarak arıcılığı hem genç nesillere aktarıyoruz hem de ev ekonomilerine katkı sağlıyoruz. Bizlere destek veren Başkanımız Tahir Büyükakın’a teşekkür ediyoruz” ifadesini kullandı.

CHP'li Gürer: ''Raftaki Ürün Tarlanın 3 - 4 Katı'' Haber

CHP'li Gürer: ''Raftaki Ürün Tarlanın 3 - 4 Katı''

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman, Köyişleri Komisyonu üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında üretici sorunlarına değindi. Gürer, üreticilerin bu yıl tüm ürettiği ürünlerde zarar ettiğini, piyasanın tüccarın eline bırakıldığını, iktidarın süreci seyrettiğini belirterek gelecek yıl ürün deseni değişiklikleri olabileceğini ve bunun da raf fiyatlarına olumsuz yansıyacağını söyledi. CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer, üreticinin zarar ettiğini ve özellikle et ve süt ile mamulleri, sebze ve meyve gibi gıda ürünlerinin tüketime bağlı olarak sürekli gündemde olduğunu ifade etti. Bu kere çerezlik ürünlerde üretici durumu, raf fiyatları ve ithalat ile ilgili verileri açıklayarak, “Bu bağlamda çerezlik ürünlerde üreticinin zarar etmesine rağmen tüketicinin nasıl soyulduğunu göstereceğim,” dedi. GİRDİLER ARTTI Tarımda tohum, ilaç, gübre, mazot, tarla kirası, işçilik, sulama gideri ve ekipman giderlerinin arttığını belirten Ömer Fethi Gürer, TÜİK verilerine göre bir yılda genelde %41 girdi fiyatları artarken tohum ve dikim materyalinde yıllık artışın %59,53 olarak açıklandığını söyledi. Çiftçi kredi borçları 749 milyar liraya ulaştı. Üretim yapmak güçleşse de çiftçi üretmeye devam etti; bu yıl ise zararda. YER FISTIĞI PİŞMAN ETTİ CHP’li Vekil Ömer Fethi Gürer, marketten aldığı Mısır ülkesinden ithal kabuklu yer fıstığını bir kap içine dökerek bu yılki süreci anlattı. Gürer, “Yer fıstığı çerez ve yağ olarak insan sağlığında, küspesi ise hayvan yemi olarak kullanılıyor. Ülkemizde yıllara göre üretim değişiyor. Geçtiğimiz yıl 185 bin ton yetiştirildi, bu yıl %30 üretim artışı tahmin edildi. Çiftçi hasada başladığında bir önceki yılın altında tüccar fiyat verdi. 2023 yılı üretici satış fiyatı 60 TL iken, 2024 yılı üretici satış fiyatı 30 TL’ye düştü. Üretici zarar etti, iktidar sürece müdahil olmadı, kamu üreticinin yanında durmadı. Tüccar fiyatı baskıladı ve yarı yarıya fiyat düştü. Bazı ürünlerde olduğu gibi üretim fazlalığı gibi yansıtıldı. Çiftçi borçlu hasat yapıp borç ödeyecek. Bu nedenle küçük çiftçi ürünü olduğu an satmaya mecbur. Ülke genelinde borçsuz çiftçi yok gibi. Zararın neresinden dönersem kâr umudu ile tüccara mahkûm ürününü sattı. Ürün tüccara geçince de fiyatlar arttı. Ürün bu yıl daha çok yetişti denilerek piyasa arz talep dengesi için masal anlatılsa da ithalat durmadı. 2023 yılında yer fıstığı ithalatı 27 bin 942 ton oldu ve 47 milyon dolar yurt dışına ödendi. 2024 yılında ise ilk 8 ayda ithalat 16 bin 552 ton oldu ve 30 milyon 961 dolar yurt dışına ödendi. İthalatta amaç piyasayı dengelemek ve tüketiciye daha uygun fiyatla ürün almak olarak anlatılır. Üç harfli markette dün gittim, ithal yer fıstığı soyulmamış halde aldım. Yarım kilo Mısır ülkesinden ithal edilmiş kabuklu yer fıstığına 74.50 kuruş ödedim. İthal kabuklu yer fıstığının kilosu 149 liradan satılıyor. 200 gram ambalajda 37.50 kuruş olan tuzlu yer fıstığının kilosu ise 187 TL’den satılıyor. Yerli kabuklu yer fıstığı pazarda 129 liradan başlayarak fiyat farklı yerlerde katlayarak artıyor. Üreticide geçen yıl dönümün maliyeti 10 bin lira iken, bu yıl dönüm maliyeti 18 bin lira oldu, ürün tarlada fiyatı yarı yarıya düştü, vatandaşa bu yansımadı, fiyat arttı. İthal yer fıstığının dahi rafta kilosunun 149 liradan satılması, çiftçiye nasıl darbe vurulduğu ve tüketicinin nasıl soyulduğunun göstergesidir. Bu fiyatta piyasadaki en uygun fiyat, üretici ile vatandaşın hayrına bir düzenleme yapmayan iktidar, ithale devam ederek raf fiyat artışına seyirci oluyor,” dedi. AYÇİÇEĞİNDE DE DURUM FARKSIZ CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, paketli ve açık getirdiği çerezlik ay çekirdeğini de bir kap içine dökerek ayçiçeğindeki durumu anlattı. Gürer, “Ay çekirdeği de ülkemizde yağlık ve çerezlik olarak üretilir. Bu yıl özellikle yağlık ayçiçeği kuraklık nedeniyle rekolte düştü. Ülkemiz ayçiçeği tohumu ve ham yağında net ithalatçı konumdadır. Üretim alanları genişletilip üründe artış sağlansa da açık devam etmektedir. Çerezlik ay çekirdeği ise Orta Anadolu’da önemli ölçüde yetiştirilmektedir. Aksaray ilimiz bu bağlamda önemli üretim alanlarındandır. Geçen yıl Aksaray’da çiftçi kilosunu 50 TL’ye kadar tarladan sattı. Bu yıl ise Aksaray’da 30 liradan başlayan ilk hasat dönemi, 15 liraya kadar ürün içeriğine göre fiyat düştü. Depolama olanağı küçük çiftçide olmadığı için tüccar yine piyasayı belirleyen oldu ve çiftçi, bir yıl önceki girdilere göre de zarar etti,” dedi." TARIM KREDİ'DE AÇIK ÇEREZLİK KİLOSU 99 LİRA CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, en uygun fiyatla ürün satan Tarım Kredi Market'te dahi dökme ay çekirdeği fiyatının 99 lira olduğunu ve ambalajlı üründe fiyatın katlandığını belirtti. Gürer, "Tarım Kredi Kooperatifinde marketinden dökme bir kilo çerezlik ay çekirdeği kilosu 99 liradan aldım. Tarım Kredi Kooperatif Market'ten yarım kilo ambalajlı ay çekirdeği 62 liradan aldım. Kilosu 124 liraya geliyor. Tarlada 30 lira olan ürün rafta 4 kat fiyatla satılıyor. Ambalaj ve işçilik dışında yapılan bir şey yok, ürün dökme 99 lira iken ambalajda 124 liraya çıkması kiloda 24 lira fiyat artışı var ve piyasadaki en uygun fiyat da bu rakamlar. Farklı marketlerde 129 TL’den başlayarak 300 TL'ye kadar fiyat değişkenliği gösteriyor. Genelde dar gelirliler için sohbet ortamlarında, izlencelerde ay çekirdeği çerez olarak çokça tüketilirdi. Vatandaşın, özellikle dar gelirlilerin tükettiği bir ay çekirdeği dahi raf fiyatı tarlanın 3-4 katı fiyat artışı var. Ayrıca çerezlik ay çekirdekte de ithalat durmuyor. 2023 yılında 19 bin 186 ton yurt dışından ithal çerezlik ay çekirdeği getirildi, 35 milyon 72 bin dolar ödendi. 2024 yılında ise ilk 8 ayda 17 bin ton çerezlik ay çekirdeği ithal edildi, 30 milyon 741 bin dolar yurt dışına ödendi. İthal ay çekirdeği, yerli üründen daha yüksek fiyatla ithal edildi. Bizim çiftçimiz değil, yabancı ülke çiftçisini destekleyen bir iktidarımız var. Çerezlik ay çekirdeğinde de bu yıl üretici zarar etti. Depolayamadığı için tüccara mahkum oldu, ancak rafta fiyatlar düşmedi." diye konuştu. YAĞLIK AY ÇİÇEKTE ÜRETİCİ MUTSUZ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yağlık ayçiçek tohumu ve ham yağda net ithalatçı olduğumuzu belirtti. Gürer, "Yağlık ayçiçeğinde de üretici kazanmadı. Kuraklık nedeniyle ürün kaybı da yaşandı. 2023 yılında ülkemiz ayçiçek tohumu olarak ithalatımız 755 bin 367 ton oldu ve 435 milyon 300 bin dolar yurt dışına ödendi. 2024 yılında ise ilk 8 ayda 200 bin 49 ton ithalat yapılıp, 110 milyon 680 bin dolar yurt dışına ödendi. 2023 yılında 1 milyon 254 ton ayçiçek ham yağ ithal edildi, 1 milyar 303 milyon 905 bin dolar yurt dışına gitti. 2024 yılında ilk 8 ayda 806 bin 322 ton ayçiçek ham yağ ithal edildi, 732 milyon 934 bin dolar yurt dışına ödendi. Ülkemizin yıllık tüketimi de 2 milyon 300 bin ton civarında; damak tadımıza en uygun ve yaygın tüketimi var. Fiyat artışı rafta devam etse de üretici kazanmıyor." dedi. ÇİFTÇİ KAZANMIYOR VATANDAŞ TARLAYA GÖRE ARTAN FİYATLA ÜRÜN ALAMIYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer konuşmasını şöyle tamamladı: “Görüldüğü üzere, iki çerezlik ürünümüzü dikkate aldığımızda üretici zarar ettiği için gelecek yıl muhtemelen başka bir ürün desenine yönelecek. Bu yıldan daha az gelecek yıl ürünün olma olasılığı var. Bu neyi getirecek? Piyasanın arz talep dengesi bozulduğu için fiyatlarda oynamayı getirecek. Bizim üreticiyi korumamız gerekirken burada zarar etmeyen kesim aracılar ve ürünü rafta satanlar. Oysa esas sahip çıkılması gereken, bunu üretenlerdir. Onlar üretmezse yurt dışından da uygun fiyatlı ürün bulunamıyor. Önemli olan, yerli üreticinin korunması ve desteklenmesidir. İlacına, tohumuna, gübresine, sulama suyuna, mazotuna ve tarla kirasına gelen artışların dışında, kullandığı ekipmanların yedek parçası dahil, farklı giderlerde önemli bir artış varken, bir yıl öncesine göre daha düşük olan fiyatıyla ürün satmak durumunda kalan çiftçi giderek tarımdan uzaklaşıyor. Ama raftaki üründe, çiftçiden alınan en az 3-4 kat fiyatlandırılarak satılıyor. Bu şekilde de vatandaş ciddi olarak soyuluyor. Düzenlemeyi yapması gerekli olan iktidar süreci seyrediyor. Bu yıl tüccara bırakılan piyasa, çiftçinin önemli ölçüde mağdur olmasına yol açtı ve çok sayıda çiftçi zarar etti. O nedenle, özellikle kasım ayı ile ödemeli çeklerin de ödenememesi halinde çiftçilerin tarlası ya da haczedilebilecek varlıkları haczedilecek. Daha önce kanun teklifi verip, tüm borçların tarım kesiminde 2027 yılına kadar ertelenmesini ve faizlerinin silinmesini talep ettim. Eğer Türkiye'de tarım biterse, İthal ile getirilebilecek ürünün fiyatı ürettiğimizden aşağı olmayacağı gibi, gıdada sorun yaşarız. Çerezlik ürünlerde dahi 3-4 kat üreten değil, satan kazanıyorsa burada bir sorun var demektir. Onun için de bu süreci siyasi iktidarın doğru öngörüp bu konuda önlemler alması lazım. Kamu alıma girmeli, kamu alım fiyatı bir yerde geçmiş dönemlerde olup da kaldırılan taban fiyatı noktasına yeniden taşınmalı ve gübre, yem gibi tarımın önemli giderleri sübvanse edilmelidir. Mazotta ÖTV ve KDV kaldırılmalı, üretenlere sahip çıkılmalı. Önce üretene sahip çıkacağız, aracılık sistemini düzenleyeceğiz. Raftaki ürünü tüketicinin mağdur olmayacağı bir noktaya taşıyacağız ki bu işlerin sürdürülebilirliği olsun, hem de üreten de tüketen de sorun yaşamasın.” dedi.

Denizli Büyükşehir Mastit Hastalığıyla Mücadele Ediyor Haber

Denizli Büyükşehir Mastit Hastalığıyla Mücadele Ediyor

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun söz verdiği üreticilerin kalkınmasına destek olmak için çalışmalarını sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi, Kale ilçesi Gökçeören Mahallesinde büyükbaş hayvanlarda görülen mastit hastalığına karşı hayata geçirdiği aşılama projesinde 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşı uygulamasına başladı. Denizli Büyükşehir Belediyesi, büyükbaş hayvanlarda görülen mastit hastalığına karşı başlattığı aşılama projesinde Kale ilçesi Gökçeören Mahallesi’nde yer alan 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşı uygulamasına başladı. Denizli Büyükşehir Belediyesi, Kale ilçesi Gökçeören Mahallesi’ndeki büyükbaş hayvanlarda görülen mastit hastalığına karşı hayata geçirdiği “Mastit Hastalığı Enfeksiyonuna Karşı Koruma Amaçlı İnaktif Aşılama Projesi” kapsamında Kale ilçesi Gökçeören Mahallesi’nde toplam 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşılarına başladı. Görevli ziraat mühendisleri ve veterinerlerin yerinde gerçekleştirdiği aşılama uygulamasından besiciler büyük bir memnuniyet duyarken, ikinci doz aşının 2 hafta sonra gerçekleştirileceği ifade edildi. Besiciler memnun Besici Raşit Bütün yapılan aşı uygulamasından çok memnun kaldıklarını ifade ederek, bu desteğin verilmesinden dolayı büyük bir mutluluk duyduklarını kaydetti. Besici Süleyman Meydan, yapılan aşının çok iyi bir destek olduğunu ve aşının yapılmasını sağlayan Büyükşehir Belediyesine teşekkürlerini iletti. Besici Fatıma Hilal Eser ise, hayvanların sağlığı açısından yapılan çalışmayı güzel bulduğunu belirterek, kendilerine bu desteği sunan Denizli Büyükşehir Belediyesine sonsuz teşekkürlerini iletti. “Besicilerimizin her zaman yanındayız” Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Denizli’nin dört bir tarafında üreticilerin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda gayret ettiklerini, Büyükşehir Belediyesi olarak çalışmalara aralıksız devam edeceklerini belirtti. Başkan Çavuşoğlu, “Üreticimizin derdine derman olmak için çalışıyoruz. 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşıları yapıldı. Üretime katkımız olsun, insanlarımız mutlu olsun istiyoruz. Üreticimize destek olmaya devam edeceğiz. Besicilerimizin her zaman yanındayız” dedi.

Tarlada Patatesin Yüzüne Bakan Yok Haber

Tarlada Patatesin Yüzüne Bakan Yok

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde'de kışlık patates hasadı başladığını, ancak çiftçilerin tüccar tarlada alım yapmadığı için patates depolamaya başladığını söyledi. Küresel iklim değişikliği ile farklı ürünlerde görülen vaktinden önce olgunlaşma süreci her ürünü etkilediği belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, patates üreticilerinin yaşadığı sıkıntıları yerinde inceledi ve çözüm önerilerini dile getirdi. Ömer Fethi Gürer, “Tüccarlar bölgeye geliyor ancak fiyatlar maliyetin altında veriyor. Mutlaka kamu sürece müdahale etmelidir. TMO, TÜRKŞEKER ve tarım kredi maliyeti ve makul kar ile alım yapmalıdır, üretici hasata başladı. Tüccar maliyet altında fiyat verince üretici de   belki patates değer bulur umuduyla ürünlerini depolamaya başladı. Çiftçi deposu basmayı beceren siyasi iktidar şimdide üretici ürünü elde kaldı ortada yok” diyerek, çiftçinin 6 aylık depolama süreci sonunda ciddi bir kayıpla karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.  KAMU ALIM YAPMALI Kamu kuruluşlarının bu süreçte patates alımına destek vermemesi, çiftçinin büyük bir zararla karşı karşıya kalmasına yol açabilir” diyen Gürer, Tarım Kredi Kooperatifi ve Toprak Mahsulleri Ofisi gibi kurumların acilen devreye girmesi gerektiğini vurguladı. "TÜCCAR 3 LİRA VERİYOR, BİZ ZARAR EDİYORUZ" Patates üreticisi Cesim Battal ise yaşadığı zorlukları dile getirerek, “Şu an söküm yapıyoruz, söktüğümüz patatesi depoya kaldıracağız. Bunu çaresizlikten yapıyoruz çünkü şu an patatesi alan yok. Maliyetimiz 6-7 lira, tüccar ise 3 lira veriyor. Bu şekilde zarar ediyoruz. Ekim için Arazimizi kiraladık, işçilik, gübre, mazot masrafı var, zarardayız” dedi. Fiyatların maliyetleri karşılamadığını belirten üretici, çaresizlik içinde patatesi depolamaktan başka çarelerinin olmadığını vurguladı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin ürünlerinin büyük şehirlerde çok daha yüksek fiyatlarla satıldığını belirterek, “İstanbul’da, Ankara’da patates 20-30 liraya satılıyor. Ama çiftçi ürününden para kazanamıyor, ama oradaki tüketici ürünü pahalı almak zorunda kalıyor. Kamu bu işe el atmalı, çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor” diyerek, üreticinin durumunun sürdürülemez olduğunu ifade etti. "EKONOMİK OLARAK BATTIK" Patates üreticisi Cesim Battal, bankalara olan borçlarını ödemekte zorlandıklarını belirtti: “40 dekar arazide ekim yaptım, dönümde 3,5-4 ton patates alıyoruz. Sulama suyu giderlerimiz arttı, son faturamız daha da yüksek geldi. Şu anda maliyetini kurtaramıyorum. Seneye nasıl ekim yapayım? Ekonomik anlamda bittik. Bankalara da kredi borcum var, çiftçinin borcu olmaz mı?” dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise, “Çiftçilerin bankalara olan borçları 715 milyarı aşmış durumda, diğer borçlarıyla beraber 800 milyarın üzerinde borçları var. Öyle olunca tüm çiftçiler borçlanarak üretim yapıyorlar.” diye konuştu. "PATATES DEPODA ÇÖP OLACAK" Gürer, Türkiye’nin 1999 yılında 6,5 milyon ton patates ürettiğini, geçen yıl ise bu rakamın 5,5 milyon tona düştüğünü belirterek, “Nüfus 30 milyon artmışken, üretim düşüyor. Patatesin bugün bu hale düşmesini en iyi çiftçi arkadaşlarımız ifade ediyor: "İlgisizlikten bu hale geldik" diyorlar.”Çiftçilerin ilgisizlik nedeniyle mağdur olduğunu vurgulayan Gürer, “Patatesler depoda çöp olacak. Bakanlığın bu duruma el atması gerekiyor” diye konuştu. "PATATESİ DON VURMASIN DİYE DEPOLUYORUZ" Patates üreticisi Cesim Battal, don olayından önce patatesleri depoladıklarını belirtti: “Don vurmasını istemeyiz, bu yüzden patatesleri söküyoruz. Ancak bu iş çaresizlikten yapılıyor. Alan olmadığı için depoya kaldırıyoruz. Seneye bu iş batak olacak, Türkiye aç kalır. Hepsi aynı; domates de, patates de, ne ürettiysek para kazanamadık, bu sene batağız. Borcum var ama patatesi alan yok. Alan olmadığı için mecburen depoya kaldırıyorum, belki bir şey olur diye bekliyorum. 15-20 gün sonra bu bölgede don olur, don vurmasını istemeyiz. Bu yüzden söküm yapıyoruz, ama para kazandığımız için değil, çaresizlikten söküyoruz” dedi. Gürer, patates üreticisinin sorunlarının bu yıl daha da derinleştiğini vurguladı: “Eğer üreticinin bu mağduriyeti devam ederse, önümüzdeki yıl patatesin fiyatı artacak ve zararı yine tüketici görecek. Üretici, tüccar gelmeyince patatesi söküp depoya kaldırmak zorunda kalıyor. Depoda patates yaklaşık 6 ay dayanır, ancak 6 ay boyunca satılmazsa çillenir ve çöp olur.” dedi. "FİYATLAR DÜŞÜK, ÇİFTÇİ MUTLU DEĞİL" CHP’li Ömer Fethi Gürer, “Bu sene çiftçi ne ektiyse tüm ürünlerden zarar etti. Ancak patates gibi ürünlerin, özellikle kışlık patatesin 6 aylık dayanım süresi olduğu için depodaki patates de değer bulmazsa, bu patatesler çöp olacak. Bakan Bey bu konuya el atsın, kamu kuruluşlarına sadece tüketim için alın demesin. Devletin bu konuda destek verebileceği kuruluşlar var. Onlar gelsin, çiftçiden en azından maliyetin üstüne makul bir kâr koyarak patatesi alsın.” diyerek çağrıda bulundu. Niğde’de yazlık patates hasadının sona erdiğini hatırlatan CHP’li vekil Ö.Fethi Gürer, “Bu yıl havaların sıcak gitmesiyle çiftçi patateste erken söküme başladı. Şu anda söküm devam ediyor ve patatesler depolanıyor, fiyatın oluşması bekleniyor. çiftçi, patatesin maliyetini bile karşılayamıyor ve yaptığı yatırımı geri alamıyor. Böyle olunca patates üreticisi oldukça sıkıntılı. Patatesin %35’i tarladan satılıyor, %60’ı ise depolanıyor. Mart ayına kadar bu patatesin satışı devam edecek. Esas söküm yoğun olarak Ekim ayında gerçekleşecek. Şu andaki fiyat çiftçiyi mutlu etmiyor. Çiftçi, fiyatın düşük olması nedeniyle kamunun alıma girmesi gerektiğini söylüyor” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.