SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yalçın Karatepe

Porsuk Haber Ajansı - Yalçın Karatepe haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yalçın Karatepe haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe'den Başkan Ataç'a Ziyaret Haber

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe'den Başkan Ataç'a Ziyaret

Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, bir dizi temasta bulunmak üzere Eskişehir’e gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe’yi ağırladı. CHP Hazine ve Maliye Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Eskişehir temasları kapsamında Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı ziyaret etti. Makamda gerçekleşen ziyarette Başkan Ataç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe ve beraberindeki heyete Tepebaşı’nda hayata geçirilen, Türkiye’ye örnek olan çalışmalar hakkında ve Uluslararası Şiir Buluşması, Uluslararası Sanat Çalıştayı ile Pişmiş Toprak Sempozyumuyla ilgili bilgi verdi. Misafirperverliğinden dolayı Başkan Ataç’a teşekkür eden Karatepe, “Tepebaşı Belediyesi’nin çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Sizlerin her alanda olduğu gibi sanata ve sanatçıya destek olmanız da ayrıca sevindirici” diyerek Başkan Ataç’a çalışmalarında başarılar diledi. Daha sonra Başkan Ataç, Karatepe ve beraberindeki heyete Tepebaşı Belediyesi hizmet binasında yer alan Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu eserlerini tanıttı. Ziyarette Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, Mersin Milletvekili Talat Dinçer, Kocaeli Milletvekili Nail Çiler, CHP Eskişehir Milletvekilleri Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, CHP İl Başkanı Talat Yalaz, CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Tevfik Yıldırım, başkan yardımcıları ve meclis üyeleri de yer aldı.

Vatandaşın Sıkıntısının Farkındaysanız Çözmek İçin Adım Atın! Haber

Vatandaşın Sıkıntısının Farkındaysanız Çözmek İçin Adım Atın!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emekli ikramiyesine ilişkin olarak “3 bin liradan 4 bin liraya çıktı daha ne olacak?” ifadelerine tepki göstererek, “En azından en düşük emekli aylığı kadar olsun. Yapılabilir mi? Evet yapılabilir. Dünyanın hiçbir yerinde kaynak sorunu yaşamayan tek kurum vardır, o da devlet. Devleti bir ticari işletme gibi düşünür ve kurgularsanız bu tür açıklamaları yapmak durumunda kalırsınız. Ama devlet finansman sorunu olmayan bir kurum olarak görürseniz, siz vatandaşlarınızın beklentisini karşılayacak bütçe olanaklarına da sahip olduğunuzu fark edersiniz” dedi. CHP’nin Hazine ve Maliye Bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe’nin öncülüğündeki ekonomi takımı CHP’nin ekonomi politikalarını kamuoyuna aktarmak ve vatandaşların sorunlarını dinlemek üzere çıktıkları Türkiye turunda bugün Eskişehir'deydi. Heyet Eskişehir’de ilk olarak Eskişehirli iş adamları ile buluştu. Buluşmanın ardından heyet, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret ederek, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’yi ziyaret etti. Karatepe’ye Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, CHP Milletvekilleri Şeref Arpacı, İlhami Özcan Aygun, Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, Nail Çiler, Aşkın Genç ve Talat Dinçer eşlik etti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ziyaretinden sonra CHP Eskişehir İl Başkanlığı’na geçen heyet bir basın açıklaması yaptı. Karatepe şunları kaydetti: "Biz CHP ekonomi takımı olarak tüm yurdu dolaşıyoruz. Bugün 25’inci il ziyaretimizi Eskişehir'e yapıyoruz. Eskişehir'i gezerken gördüğümüz sorunlar Türkiye'nin genelinde gördüğümüz sorunlardan farklı değil. Diğer illerde neler yaşanıyorsa Eskişehir'de benzer sorunların olduğunu görüyoruz. Vatandaşımızın enflasyondan, hayat pahalılığından ciddi şekilde şikayetçi olduğunu biliyoruz. Gelirlerin yetmiyor olmasından, aylıkların düşük olmasından şikayetçi olduklarını biliyoruz. Kredi erişiminde yaşanan sorunların farkındayız. Dolayısıyla Eskişehir'in sorunları aslında ortalama vatandaş açısından baktığımızda Türkiye'nin geri kalanından da farklı olmadığını çok net bir biçimde görüyoruz. "Biz vatandaşa yapılan hiçbir harcamayı yük olarak gören bir anlayışın yanında olamayız" Vatandaşın yaşadığı sıkıntıyı görebiliyoruz. Bunu iktidar görüyor mu? Bu konuda tereddütlerimiz var. Vatandaşın içinde bulunduğu durumun iktidarın özellikle ekonomi yönetiminin çok farkında olmadığını düşünüyoruz. Onlar, vatandaşı bütçe üzerinde yük gören anlayışa sahip olduklarını ifade ediyor. Sayın Şimşek'in geçen hafta sonu yaptığı açıklama toplumun geniş kesimlerine nasıl baktıklarını gösteriyor. Şimşek EYT ödemelerinin ve deprem harcamalarının bütçe üzerinde büyük bir yük olduğunu ifade ediyor. Biz vatandaşa yapılan hiçbir harcamayı yük olarak gören bir anlayışın yanında olamayız. Vatandaş için yapılan harcamaları yük olarak gören anlayışı reddediyoruz. Deprem harcamaları bütçe üzerinde yükmüş. Malatya'da, Adıyaman'da, Maraş'ta, Hatay'da hala konteynerde yaşayan, iş yerini açamamış esnafın durumunu görünce bunlara yönelik harcamaları yük olarak ifade edebilmenin nasıl bir insani bakış açısına sahip olduklarını somut biçimde bize gösterdiğini ifade etmek isterim. Emeklilere yapılan harcamalar, onlara yapılan ödemeler ya da deprem bölgesi için yapılan harcamalar yük değildir. Bütçeden bu alanlara yapılan aktarımlara baktığımız zaman 2024 yılında ve 2025 yılı bütçesinde ayrılan payların geçmiş yıllara göre azaldığını biliyoruz. Bütçeden ayrılan payların emeklilere, sosyal harcamalara yönelik payın azaldığını bize gösteriyor olmasına rağmen iktidarın bunları hala yük olarak görmesi şiddetle reddettiğimiz bir durumdur. Çabalarının sonucunda en son emeklilere ödenecek bayram ikramiyesi rakamını görüyoruz. Bayram ikramiyesi mecliste sunulan tasarıyla 4 bin lira olarak duyuruldu. "4 bin lira, emekli ikramiyesi yeterli değil" Basının yönelttiği ‘bu rakam değişebilir mi?’ sorusuna Bakan Işıkhan, ‘4 bin liranın az olduğunu siz söylüyorsunuz’ diyor. Hayır Sayın Bakan, bu yorum o emekli ikramiyesini dört gözle bekleyen 16 milyon vatandaşımızın yorumu. 4 bin lira, emekli ikramiyesi yeterli değil. Geçen sene 3 bin lira olan rakamı, resmi enflasyon veriniz yüzde 42 ki bu enflasyon verisinin gerçekçi olmadığını hepimiz biliyoruz. Bunun altında artırıp, hayırlı olsun diye emeklilere ifade edemezsiniz. Burada rahatsız olan sadece soruyu soran ya da tespiti yapan gazeteci arkadaşlarımız değil, 16 milyon emeklimizin tamamı 4 bin lira bayram ikramiyesinin yetersiz olduğunu biliyor. Ama zaten anlayışınız emeklere verilen her kuruşu yük olarak görmek olduğu için bundan rahatsızlık duymayabilirsiniz ama ikramiyeyi bekleyen vatandaşlarımızın büyük rahatsızlık duyduğunu ifade etmek isterim. "Enflasyonu arttırıyorsunuz. Eenflasyon yükseldiğinde de dar gelirliye hak ettikleri geliri vermiyorsunuz" Bugün Merkez Bankası bir çalışma raporu yayınlandı. Uzun zamandan beri söylediğimiz ya da ortaya koyduğumuz tespitleri, Merkez Bankası'nın akademik raporlarla destekliyor olması bizim için sevindirici bir durum. Ocak ayında Sağlık Uygulama Tebliği'nde yapılan değişiklikle hastanelerde, doktor ücretlerine önemli artış yapılmıştı. Sonra Şubat ayında bu rakam biraz indirildi. Ocak ayındaki seviyenin altına getirildi. Bunu enflasyonu düşürmek için yaptıklarını biliyorduk ki enflasyon verisi piyasaların beklentilerinin altında geldi. Kendi artırdıkları bir şeyle enflasyona yol açıyorlar. Sonra kendi indirdikleri şeyle enflasyonu yönetmeye çalıştıklarını biliyoruz. Bu aslında bize şunu gösteriyor. Uzun zamanla beri ifade ettiğimiz bir şey. Türkiye'de enflasyona yol açan unsurlarının başında iktidarın aldığı kararları özellikle yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar üzerinden enflasyona etki ettiğini biliyoruz. KDV oranlarını artırdığınız zaman fiyatlar, vergiler dahil değerlendirdiği için enflasyon yüksek çıkıyor. Sonra dönüp diyorsunuz ki enflasyon yüksek çıkıyor. Bununla mücadele edebilmek için emekli aylıklarına artış yapmayalım ya da asgari ücreti baskılayalım. Oysa enflasyona yol açan kararın almış olduğunuz örneğin vergi artışı gibi ya da yönetip yönlendirdiğiniz diğer fiyatlar olduğunu biliyoruz. Bunlardan yola çıkarak enflasyonu arttırıyorsunuz. Daha sonra enflasyon yükseldiğinde dar gelirliye, asgari ücretliye hak ettikleri geliri vermiyorsunuz. “Vatandaşın sıkıntısının farkındaysanız çözmek için adım atın” Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle bir ifade kullanmış. Erdoğan diyor ki, ‘Muhalefetin yaptığı gibi vatandaşın sıkıntısını, siyasi rant malzemesi haline getirmeyeceğiz’. Sayın Cumhurbaşkanı, vatandaşın sıkıntısının farkındaysanız çözmek için adım atın. Madem vatandaşın sıkıntıda olduğunu biliyorsunuz, bu sıkıntıyı gidermek için ne yapıyorsunuz? Örneğin geçinmekte zorlanan, emekli aylığı çok düşük kaldığı için açlık sınırının 10 bin lira altında emekli aylığı ile hayatta kalmaya çalışan emeklilerin dört gözle beklediği ikramiye tutarı acaba ne olur? Derdime deva olur mu? Burada önemli bir artış yapılır mı? Vatandaşın sıkıntısının farkında olmanız yeterli değil. Fark ettiğiniz sıkıntıyı çözecek tedbirler almanız gerekiyor. Siz çözüm üretecek makamdasınız. Bunun gereğini yapacaksınız. Ama yapmayacağınızı biliyoruz. Bu tür harcamaları yük olarak gören zihniyete sahip olduğunuzdan biliyoruz. Vatandaşa yönelik her türlü kamu harcamasını yük olarak gören bu anlayış var olduğu sürece vatandaş sıkıntılarının çözümü söz konusu olmayacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilk seçimden sonra iktidara geleceğimizi biliyoruz. Biz sadece sıkıntıların varlığına işaret etmeyeceğiz. O sıkıntıları çözecek kararlılığı ve iradeyle gösterip vatandaşın sorunlarına çözüm olacağız. TÜSİAD Başkanı ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanlarının açıklamaları ki o açıklamaların doğru olmadığına dair iktidardan herhangi bir açıklama da gelmedi. Bu kararın iş dünyasına mesaj niteliği taşıdığını biliyoruz. Onları korkutmak, sindirmek için alınmış bir karar olduğunu biliyoruz. Türkiye'de hiç kimsenin korkmasına gerek yok. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında hem iktidar olarak, hem muhalefet partilerinin toplumun tüm kesimleriyle sağlıklı ilişki kurabilmeleri için gerekli her türlü zemini hazırlayacağız. İş dünyası buna hazır. Şu anda içinde bulunduğumuz dönemde bile görüşlerini yüksek sesle ifade ediyoruz. TÜSİAD gelişmesinin yaşandığı hafta yani o açıklamalar ardından evlerine baskın yapılarak gözaltına alınmaları, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmaları Türkiye'de Merkez Bankası rezervinin o hafta içerisinde 10 milyar dolar civarında erimesine yol açmıştır. Bu tür kararların, bu tür uygulamaların nasıl ekonomik sonuç ürettiğini de iktidarın dikkatine bu veri üzerinden bir kez daha sunmuş olalım." “Devleti bir ticari işletme gibi düşünür ve kurgularsanız bu tür açıklamaları yapmak durumunda kalırsınız” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, emekli ikramiyesinin 4 bin lira olmasına ilişkin soru soran bir gazeteciye, "Sen beni dolduruşa mı getirmeye çalışıyorsun? 3 bin liradan 4 bin liraya çıktı daha ne olacak?" şeklinde verdiği cevap hakkında ANKA Haber Ajansı tarafından görüşleri sorulan Karatepe, şu şekilde yanıt verdi: "En azından en düşük emekli aylığı kadar olmalı. Çünkü bu ilk verildiği zaman bu kadardı. Bizim talebimiz asgari ücret kadar olması yönünde ama onu yapmayacaklarını biliyoruz. Daha ne olması gerektiğini sorusunun yanında en azından bir aylık maaşına denk gelecek kadar yani en düşük emekli aylığı kadar pek çok emeklimiz için bu seviyeye çıkarılabilir. Yani dolduruşa gelmekle falan değil, devlet yönetimi rasyonel olmayı gerektirir. Vatandaşın içinde bulunduğu ekonomik sorunlar, emeklinin sorunu çözmenin tek yolu var, onların cebine daha fazla para koymak. Daha fazla para koyacak olan iktidar sahipleridir. Yapılması gerekenin ne olduğunu söyleyeyim. Hiç gaza gelmekle falan değil, daha ne olsun sorusunun yanıtı, en azından en düşük emekli aylığı kadar olsun. Yapılabilir. Dünyanın hiçbir yerinde kaynak sorunu yaşamayan tek kurum vardır, o da devlet. Devleti bir ticari işletme gibi düşünür ve kurgularsanız bu tür açıklamaları yapmak durumunda kalırsınız. Ama devlet finansman sorunu olmayan bir kurum olarak görürseniz, siz vatandaşlarınızın beklentisini karşılayacak bütçe olanaklarına da sahip olduğunuzu fark edersiniz."

Emekli Aylık Artışları Daha Büyük Hayal Kırıklığı Olacak! Haber

Emekli Aylık Artışları Daha Büyük Hayal Kırıklığı Olacak!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, “Asgari ücret büyük bir hayal kırıklığı yarattı ama ondan daha büyük bir hayal kırıklığı önümüzdeki hafta açıklanacak olan emekli aylık artışları ve memur maaşlarında yapılacak değişikliktir. Asgari ücretin de çok altında bir artışla karşı karşıya kalacağımızı biliyoruz” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe, Genel Merkez’de basın toplantısı düzenlediği basın toplantısında, “CHP Ekonomi Takımı olarak yurdu dolaşıyoruz. 13 ile ziyarette bulunduk, yıl başından sonra ziyaretlerimiz devam edecek. Her bölgeye gittik, adım atmadığımız yer kalmadı. Gittiğimiz her yerde gördüğümüz ortak bir şey var. Herkes mevcut ekonomik koşullardan yüksek sesle şikayetçi olduğunu ifade ediyor ve bunun değişmesi için bir an önce seçim sandığının vatandaşın önüne konulmasını talep ediyor. Dolayısıyla, vatandaşlarımızın bizim aracılığımızla ilettiği bu mesajı ben buradan bir kez daha ifade etmek isterim. İçinde bulunduğunuz düzeni değiştirmek için bir an önce seçim, hemen seçim” ifadelerini kullandı. Karatepe şunları kaydetti: “Maalesef yoksulluk kavramı ülkemizde o kadar kullanılır oldu ki bugün ücretsiz karşılaştırmalar yaparken bile açlık, yoksulluk gibi kavramları dilimize dahil etmek durumunda kaldık. Açlığa referans yapmadan ücret artışlarının seviyesini tartışamaz hale geldik. Geçen hafta asgari ücrete ilişkin değerlendirmelerde de maalesef bunu çok net bir biçimde görüyoruz. Çalışanların beklentilerinin oldukça altında kalan enflasyonun bile çok çok altında kalan asgari ücret artışını karşılaştırırken bunun 2025 yılının hangi ayında açlık sınırının altına düşeceğini maalesef biz iktisatçılar da toplantılarda, televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde tartışır hale geldik. 22 yılın sonuna geldiğimiz yer varlık, refah, zenginlik gibi kavramlar değil, açlığın referans olarak alındığı ve bütün ücretlerin buna bakarak karşılaştırıldığı bir yer olmuştur maalesef. Biz buna layık değiliz. Bizim hak ettiğimiz şey zenginlik içerisinde, refah içerisinde yaşayan bir toplum. Açlık sınırının üzerine çıkmak bile yeterli değil. Yoksulluk sınırını neden referans olarak almadığımızı açık bir biçimde bugün sizinle paylaşmak isterim. Ülkede yaşayan nüfusun büyük çoğunluğunun yoksulluk sınırı altında bir gelire sahip olduğunu maalesef üzülerek sizlerle paylaşmak isterim. Asgari ücret büyük bir hayal kırıklığı yarattı ama ondan daha büyük bir hayal kırıklığı önümüzdeki hafta açıklanacak olan emekli aylık artışları ve memur maaşlarında yapılacak değişikliktir. Asgari ücretin de çok altında bir artışla karşı karşıya kalacağımızı biliyoruz. “ENFLASYON MUHTEMELEN YÜZDE 46 SEVİYESİNDE OLACAK” Cuma günü 3 Ocak tarihinde 2024 yılı sonu enflasyon gereği açıklanacak. Bu verinin muhtemelen yüzde 46 seviyesinde olacağını biliyoruz. Yani 2024 yılı tamamlandığında enflasyonun resmi verilere göre yüzde 46 seviyesinde olacağını TÜİK cuma günü saat 10’da kamuoyuyla paylaşacak. Enflasyonun resmi olarak da yüzde 46 olarak gerçekleştiği bir dönemde, ücretlerin yüzde 30 seviyesinde arttırılmış olmasına rağmen hâlâ ‘Biz vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmiyoruz’ ifadesini kullanabilmek ancak ve ancak vatandaşın aklıyla alay edenlerin yapabileceği bir şey. Yoksulluğun derinleştiği, açlığın referans olarak kullanıldığı bu ülkede maalesef orta sınıf kalmamıştır. Bu duruma gelmemizin tek sebebi iktidarın uyguladığı ekonomik programdır. Vatandaşı o kadar derin bir yoksulluğa sürükledi ki uygulanan programlar, çalıştığıyla ihtiyacını karşılayamayan, borçlanarak derin bir borç batağına sürüklenen vatandaşlarımız kısa yoldan hızlıca nerelere para kazanıp ihtiyaçlarını karşılayabilirim çabası içerisinde bir taraftan şans oyunları bir taraftan yasal ya da yasa dışı bahis siteleri diğer taraftan kripto paralar gibi oynaklığı çok yüksek olan yerlerde şanslarını denemeye, eğer denk getirebilirlerse bir miktar para kazanma çabasına girmiştir. “TÜRKİYE’DE UYGULANAN EKONOMİ POLİTİKASI BİR İKTİSATÇI TARAFINDAN KURGULANMIŞ DEĞİL” Türkiye’de uygulanan ekonomi politikası bir iktisatçı tarafından kurgulanmış değil, bir fon yöneticisi zihniyetiyle hayata geçirilmiş bir politikadır. Çünkü temel kurgunun sürekli olarak yurt dışından fon girişi üzerine kurgulandığını biliyoruz. Ama biz bunu değiştireceğiz. Mevcut iktidarın bunu değiştirme şansı yok. Çünkü mevcut iktidar göreve geldiği tarihteki şikayet ettiği göstergeleri bile değiştirememiştir. Bundan yaklaşık 11 yıl önce, 2013 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda aynen şunu söylüyor: ‘Göreve geldiğimizde faiz oranı yüzde 47 idi’ diyerek bundan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Bu yüksek faiz oranından şikayet ediyor. Göreve geldikleri tarihte faiz oranı yüzde 47’ydi Şu an içinde bulunduğumuz günde politika faiz oranının ne kadar olduğunu hatırlıyor musunuz? Geçen hafta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplandı ve faiz oranlarını 250 baz puan indirerek yüzde 47,5 seviyesine çekti. Çok ağır ekonomik koşullarla karşı karşıyayız. Fakat karamsar olmaya da gerek yok. Bu ekonomik koşulların değişeceğine biz CHP olarak samimi olarak inanıyoruz. Bunları düzeltmek için, toplumu refaha, zenginliğe taşımak için siyaset yapıyoruz. Bunun nasıl olacağı da gayet net bir biçimde belli. Bir seçim olacak, o seçimin ardından CHP ve onun yetkin kadroları göreve gelecek ve içinde bulunduğumuz bu sorunları hızlı bir biçimde çözecektir. “ORTA SINIFI YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ” Bu düzen değişmeli ve biz bu düzeni değiştirmeye hazırız ve bunu değiştireceğiz. Bunu yaparken çok üreteceğiz, bol üreteceğiz, ürettiğimizi hakça paylaşacağız. Bunun yapılması oldukça kolay. Türkiye'nin bel kemiği olan orta sınıfı yeniden inşa edeceğiz. Bugün sadece sınırlı sayıda zengin kesim ve ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun yoksul olduğu bu durumun sürdürülemez olduğunu biliyoruz. Orta sınıfı yeniden inşa edeceğiz. Asgari ücretlilerin toplam çalışanlar içerisindeki oranını hızla düşüreceğiz. Bugün yüzde 50 seviyesinde olan oranın zaman içerisinde OECD ortalamasına çekilmesini ve Avrupa Birliği’ne yakınsamasını sağlayacağız. Vatandaşlarımızın üzerindeki vergi yüklerini hızla azaltacağız. Sadece tarımsal destek sağlamakla kalmayacağız, çok kapsamlı tarım politikasıyla Türkiye'nin ucuz, erişilebilir maliyetle gıdaya erişmesine imkan vereceğiz. Bir taraftan vatandaşlarımız uygun maliyetli gıdaya erişirken diğer taraftan çiftçilerimiz ürettikleri üründen, döktükleri alın terinden para kazanabilecek hâle gelecek. Bugün Türkiye'nin döviz ihtiyacının temel kaynağı, üretimimizin dışa bağımlı hâle gelmiş olması. Üretimimizin dışa bağımlı hâle gelmiş olması 22 yıllık iktidarın uyguladığı politikaların bir sonucudur maalesef. Bugün ithalatımızın yaklaşık yüzde 75’i üretimde kullanılan girdi, aramal, hammadde gibi şeylerden oluşmaktadır. “BİR AN ÖNCE SEÇİM, HEMEN SEÇİM” CHP Ekonomi Takımı olarak yurdu dolaşıyoruz. 13 ile ziyarette bulunduk, yıl başından sonra ziyaretlerimiz devam edecek. Her bölgeye gittik, Güneydoğuya, Trakya'ya, Batı Karadeniz'e, Akdeniz'e gittik. Adım atmadığımız yer kalmadı. Gittiğimiz her yerde gördüğümüz ortak bir şey var. Bütün vatandaşlarımız, sanayicimiz, iş insanımız, emekçilerimiz, çiftçilerimiz, esnafımız yani ekonominin çarklarında yer alan herkes mevcut ekonomik koşullardan yüksek sesle şikayetçi olduğunu ifade ediyor ve bunun değişmesi için bir an önce seçim sandığının vatandaşın önüne konulmasını talep ediyor. Dolayısıyla, vatandaşlarımızın bizim aracılığımızla ilettiği bu mesajı ben buradan bir kez daha ifade etmek isterim. İçinde bulunduğunuz düzeni değiştirmek için bir an önce seçim, hemen seçim.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.