SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yem

Porsuk Haber Ajansı - Yem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yem haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Meralar Ranta, Yem Parası Tekellere Gidiyor! Haber

Meralar Ranta, Yem Parası Tekellere Gidiyor!

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal karma yemde 2024 yılı ithalat verilerini değerlendirdi, 2025 yılının çiftçiler açısından büyük zorluklarla başladığını belirterek, iktidarın yanlış tarım politikaları ve doğal afetlerin üretimi tehdit ettiğini vurguladı. Türkiye’de büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığına göre hayvanların toplam kaliteli kaba yem ihtiyacının yılda 85 milyon ton olduğunu belirten Milletvekili Sarıbal, karma yem üretimi için kullanılan hammaddelerin yaklaşık yüzde 50’sinin ithalat yoluyla temin edildiğini ve yem katkı maddeleri hariç 5.1 milyar dolar ödendiğini söyledi. Kuraklığın yem bitkileri tarımını etkilediğini kaydeden Sarıbal, karma yem üretiminde kullanılan yağlı tohumlar ve küspeleri, bazı hububatlar ve yan ürünleri gibi hammaddelerin ithal edilme zorunluluğu olduğunu hatırlattı, “Yağlı tohumlar ve hububat üretimini artırılmasının yanı sıra; meralardan daha etkin bir şekilde yararlanılmasını sağlayacak mera ıslahı ve otlatma planlanması konularında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Hayvancılıkta dışa bağımlılıktan kurtulmak isteniyorsa öncelikle Mera Kanunu’nun 14’üncü maddesinde tahsis amacı değişikliğini kolaylaştıran düzenlemeler yürürlükten kaldırılmalıdır. Meralar ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına asla izin verilmemeli; bu alanlar hiçbir gerekçe ile yapılaşmaya açılmamalıdır” diye konuştu. DEVLETİN MALI DENİZ, YEMEYEN DOMUZ Verimli ve karlı bir hayvancılıkta hedeflenen seviyeye ulaşmak için yüksek kalitede kaba yem üretiminin büyük öneme sahip olduğunu kaydeden Sarıbal, Türkiye’de kaba yem üretiminin yetersiz olduğunu söyledi. Milletvekili Sarıbal, “Kaliteli kaba yemler, çayır-meralar ve yem bitkileri tarımı olmak üzere başlıca iki kaynaktan sağlanmaktadır. Meralar, hayvanların besin ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılayarak gıda güvenliğine katkı sağlamaktadır. 1949 yılında yaklaşık 40 milyon hektar olan meralar, 1950’lerden sonra tarımda mekanizasyonun artmasıyla yoğun bir şekilde sürülerek tarım arazilerine dönüştürülmüş; son 80 yılda mera alanların yaklaşık üçte ikisi kaybedilerek, günümüzde toplam 14.6 milyon hektara düşmüştür. Hayvan yeminin İrlanda’da yüzde 97’si, İngiltere’de yüzde 83’ü, Fransa’da yüzde 71’i, Hollanda’da ise yüzde 54’ü meralardan sağlanmaktadır. Dünyada toplam 4,8 milyar hektar tarım alanının 3,2 milyar hektarını mera alanları oluşturmaktadır. Türkiye 14.6 milyon hektar ile dünya mera alanı sıralamasında 42. sırada yer almaktadır. 15 yıldır canlı büyükbaş hayvan ithal ettiğimiz Güney Amerika ülkelerinden Brezilya’da 160, Arjantin’de ise 95 milyon hektar mera alanı bulunmaktadır. Meralar, ‘devletin malı deniz, yemeyen domuz’ anlayışıyla özellikle AKP döneminde, meralar kolayca rant sağlanabilecek ve yağmalanabilecek alanlar olarak algılanmıştır” diye konuştu. TÜRKİYE’NİN KALİTELİ KABA YEM İHTİYACI 85 MİLYON TON Yem bitkileri tarımının sürekli ve güvenli kaba yem üretimi için önemine değinen Sarıbal, “Hayvancılığı gelişmiş AB ülkelerinde toplam tarla arazisinin Almanya’da yüzde 36’sında, Hollanda’da yüzde 31’inde, İtalya’da yüzde 30’unda, Fransa ve İngiltere’de yüzde 25’inde yem bitkileri yetiştirildiği halde ülkemizde bu oran yüzde 17,6 kadardır. Türkiye büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığına göre hayvanların 2024 yılı toplam kaliteli kaba yem ihtiyacı yılda 85 milyon tondur. 2024 yılında yem bitkileri üretiminden toplam 19 milyon ton kuru ot ve silaj elde edilmiş; çayır-mera alanlarından ise 18 milyon ton kuru kaba yem sağlanmıştır.  Hububat tarlalarından yaklaşık 37 milyon ton kaliteli kaba yem elde edildi. Bu miktar 85 milyon tonluk kaliteli kaba yem ihtiyacının ancak yüzde 44’ünü sağlamıştır. Özellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde kaba yemler çok önemli olup, kaba yemsiz sağlıklı ve ekonomik besleme mümkün değildir. Ancak Türkiye’de özellikle besi ve süt sığırı yetiştiriciliği ağırlıklı olarak kesif/karma yeme dayalı olarak yürütülmektedir. Nitekim 2024 yılında üretilen 29,3 milyon ton karma yemin yaklaşık yüzde 59’unu büyükbaş ve küçükbaş yemleri oluşturmaktadır” dedi. ÇİFTÇİ 2025’E FELAKETLERLE BAŞLADI Milletvekili Sarıbal, özellikle 23 Şubat gecesi Adana, Mersin ve Hatay başta olmak üzere birçok ilde yaşanan don olaylarının üreticilere büyük zarar verdiğini ve çiftçilerin şimdi de şiddetli kuraklıkla mücadele ettiğini söyledi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı Şubat ayı kuraklık haritalarına dikkati çeken Sarıbal, ülkenin büyük bölümünde “acil durum” seviyesinde şiddetli kuraklık yaşandığını kaydetti. Özellikle Aydın ve Denizli’nin içinde bulunduğu Büyük Menderes Havzası’nda barajlardaki su seviyesinin kritik seviyeye gerilemesi nedeniyle Valiliğin, tarım alanlarının yarısına su verilmeyeceğini duyurduğunu belirtti. Pamuk, mısır, buğday, arpa, ayçiçeği ve yem bitkilerinin bu bölgede temel üretim kalemleri olduğunu, çiftçilerin ekim için yaptığı yatırımların boşa gittiğini kaydeden Sarıbal, “Yani çiftçiler ürettiklerinin yarısını feda edecek, emeğinin yarısını çöpe atacak. Çiftçiye denilen şu: ‘Kuru tarım yap, ne olursa olsun” ifadelerini kullandı. İZNİK ÇİFTÇİSİNE “ZEYTİNİNİ SULAYAMAZSIN” DENİLİYOR Kuraklık krizinin Bursa’yı da vurduğunu belirten Sarıbal, İznik Gölü’nde su seviyesindeki kritik düşüş gerekçesiyle tarımsal sulamanın yasaklandığını hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: “İznik’in çiftçisine ‘Zeytinini sulayamazsın’ deniliyor. Zeytinciye, meyve üreticisine ‘Kendi başının çaresine bak’ diyorlar. Ama gölü besleyen su kaynaklarına ne oldu? Göl çevresindeki fabrikalar gölün suyunu hoyratça kullanırken, yer altı sularını dahi sömürürken neden kimse hesap sormuyor?” diyerek tepki gösterdi. KORUMA ALTINDAKİ AYIYA NE OLDU? Basın toplantısında Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’ne bağlı bir tesisten kaçan koruma altındaki ayının bulunma süreciyle ilgili soru işaretlerini de gündeme getiren Sarıbal, “Ayının 16 Ocak 2025 tarihinde kaçtığı bilgisi kamuoyuna yansımıştı. Günler sonra bulunduğu, uyuşturularak koruma altına alındığı ve barınağa geri getirildiği söylendi. Ancak olayın gelişimi ve ardından yaşananlar ciddi soru işaretleri barındırıyor. Öncelikle, ayının kaçtığı alan yaban hayvanı geliştirme sahası statüsünde, yani avcılığın kesinlikle yasak olduğu bir bölge. Buna rağmen, ayının bulunması için bölgeye avcıların da yönlendirildiği bilgisi bize ulaşmış durumda. Bu, avcılığı denetlemekle yükümlü bir kurumun kendi koyduğu yasağı ihlal ettiği anlamına geliyor. Yetkililer, ayının veteriner hekimler tarafından uyuşturucu iğneyle yakalandığını öne sürdü. Ancak bu iddiayı destekleyen hiçbir resmi belge ya da görsel kayıt sunulmadı. Üstelik yakalandığı iddia edilen ayının kaçtığı bölgeye teslim edilmediği, avcılar tarafından öldürüldüğü iddia ediliyor. Ayının kaçmasında ihmali bulunan görevliler hakkında herhangi bir soruşturma başlatıldı mı? Ayının yakalandığına dair resmi bir kayıt veya belge var mı? Sorular ortada. Cevap bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Süt Üreticisinin Zararına Üretim Yaptığı İtiraf Edildi Haber

Süt Üreticisinin Zararına Üretim Yaptığı İtiraf Edildi

Ulusal Süt Konseyi’nin (USK) Kasım ayı çiğ süt üretim maliyetlerini açıklaması, süt üreticilerinin yaşadığı sorunları gözler önüne serdi. USK’nın verilerine göre, Kasım ayında çiğ süt üretim maliyeti litre başına 77 kuruş artışında dikkat çekici olduğunu söyledi. CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, süt üreticilerinin gelir gider dengesi bozulması ile zor koşullar altında üretim yaptığını vurgulayarak, hayvancılığın en önemli gideri olan yem için yükselen fiyatlara önlem alınmasını istedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt inekçiliği yapan küçük aile tipi işletmelerin karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekti. Gürer, bu işletmelerin yeterli düzeyde kooperatifleşemediğini ve pazarlama olanaklarının sınırlı olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Küçük aile tipi işletmeler, hayvan varlıklarının sınırlı olması nedeniyle, sağım sonrası sütlerini hemen satmak zorunda kalıyor. Çiğ süt toplayıcıları, bu sürecin ilk aracısı olarak devreye giriyor. Sanayici adına süt alırken, nakliye ve diğer giderler nedeniyle sütü tavsiye fiyatının altında bir bedelle toplama merkezine taşıyorlar. Buradan fabrikalara ulaştırılan sütlerde içerik kalitesi de fiyatı etkileyen bir unsur oluyor. Hayvan varlığı 50’nin üzerinde olan tesisler en azından kendilerini koruyabilirken, küçük aile tipi işletmeler tavsiye edilen fiyat üzerinden bile ürünlerini satmakta zorlanıyor. Büyük işletmeler yıllık yem ihtiyaçlarını önceden alabiliyor. Ancak küçük işletmeler genellikle aylık yem temin ettiği için yem fiyatlarındaki artıştan daha fazla etkileniyorlar. Bu durum maliyetlerin artmasına, gelirlerin ise azalmasına yol açıyor. Sorunlar giderek büyüyor.” "ÜRETİCİ BORÇLA AYAKTA DURUYOR" Küçük aile tipi süt üreticilerinin artan maliyetlerle baş edemediğini belirten Gürer, “Yem, elektrik, mazot, ahır giderleri, veteriner masrafları, işçilik  gibi giderlerin sürekli artışı besiciyi borçlandırıyor. USK tavsiye kararı olan 17.15 krş. 1 Ocak’ta geçerli olacak. Süt inekçiliği yapanın cebine yeni fiyat girmeden rafta süt ürünlerinin fiyatı artıyor. Hayvancılık yapmak giderek zorlaşırken rafta artan süt ve sütten mamul ürünler süt inekçiliği yapanın gelirine yansımıyor. Üreten değil, işleyene faydası daha çok oluyor. Üreticiler bakım giderlerinde zorlanırken tüketicide rafta fiyat artışından istediği ürünü alamıyor.” diye konuştu. Gürer, “Tarım kesiminin borcu Eylül ayında 757 miyar TL iken ekim ayında 27 milyar TL artarak 784 milyar TL’ye yükseldiğine dikkat çekti. Gürer borçsuz besici, üretici ve çiftçi neredeyse kalmadı.” dedi. SEKTÖR SORUNLARLA KARŞI KARŞIYA CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt üretimindeki en önemli sorunun yem fiyatı artış olduğuna işaret ederek büyük baş hayvan günde ortalama 10 kg yem tüketiyor. Hayvancılık giderinin % 70’i yemden oluşuyor. Yemin % 50’si sübvanse edilmelidir. Böylece maliyet düşürülmeli ve rafa erişen ürün için makul kar üzeri fiyat artışının önü de kesilerek besici de tüketici de korunmalıdır.” dedi. Gürer “Çiğ süt fiyatlarının gerçek maliyetler dikkate alınarak düzenli izlenmesi, yem fiyatlarında destekleme yapılmasının sürecin sürdürülebilir olması için önemli olduğunu belirtti. TARIM POLİTİKALARI SORUNLU CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkenin tarım politikalarının kapsamlı bir biçimde ele alınıp bu doğrultuda yönlendirilmesi gerektiğini belirtti, küçük aile tipi süt üreticilerinin yalnız bırakılmaması ve kooperatifleşmenin gerekliliğine de işaret etti.  Gürer, süt üreticilerinin yaşadığı sıkıntıların iktidarın yanlış politikalarının bir sonucu olduğunu dile getirdi. Gürer, eğer üreticinin yanında durulmazsa, önümüzdeki dönemde hayvancılıkta sorunlar katlar uyarısında bulundu.

Büyükşehir'den Sivrihisarlı Üreticilere Yem Desteği Haber

Büyükşehir'den Sivrihisarlı Üreticilere Yem Desteği

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, üreticiler için sürdürdüğü projeler kapsamında Sivrihisar’daki hayvan üreticilerine yulaf ve yonca balyası dağıttı. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nın, artan maliyetler sebebiyle üretmekte zorluk çeken çiftçiler ve hayvan üreticileri için hayata geçirdiği projeler, can suyu olmaya devam ediyor. Atıl durumda olan tarıma elverişli arazilerde üreticiler için hayvan yemi olarak kullanılmak üzere ekim yapan Büyükşehir Belediyesi, elde ettiği hasatla üreticilere destek oluyor. Bu kapsamda Sivrihisar ilçesinde faaliyet gösteren ve destek başvurusu yapan hayvan üreticisine 40 kilogramlık 276 çuval yulaf ve 465 adet yonca balyası dağıtımı gerçekleştirildi. Yemlerin dağıtımına katılan Sivrihisar Belediye Başkanı Habil Dökmeci, “Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce, kırsalın kalkınması için her zaman üreticimize destek oluyor. Bugün ilçemizde 78 mahallede hayvan üreticileri için sağlanan yem desteği çok kıymetli. Başkanımız Ayşe Ünlüce başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederiz.” diye konuştu.    Artan maliyetler karşısında desteklerin önemine vurgu yapan üreticiler de, “Bu desteklerin devamını dileriz. Üretim yapmaya devam etmek istiyoruz. Bizleri unutmadığı ve her konuda destek olduğu için Başkanımız Ayşe Ünlüce’den Allah razı olsun.” dediler. Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı yetkilileri de üretime olan desteğin artarak devam edeceğini ifade ettiler. 

Büyükşehir Kendi Yemini Kendi Üretiyor Haber

Büyükşehir Kendi Yemini Kendi Üretiyor

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Damızlık Koç ve Koyun Merkezi’ndeki hayvanların yem ihtiyacını karşılamak için Bigadiç ilçesine bağlı Çağış Mahallesi’nde 100 dönümlük alana süt otu tohumu (ryegrass) ve yulaf ekimi gerçekleştirdi. Bu sayede yem maliyetlerini azaltan Büyükşehir Belediyesi, kaliteli yem sayesinde verimi de artırmayı hedefliyor. Tarım ve hayvancılıkta sürdürülebilir üretimi teşvik etmek amacıyla “Balıkesir Modeli”ni hayata geçiren Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, hayvancılıkta kaliteyi artırmak için harekete geçti. Üreticilerin kazancını artırmak için hayata geçirdiği projelerle öne çıkan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, hayvancılığı destekleyen çalışmalara da imza atıyor. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından Damızlık Koyun Üretim Tesisleri ve Damızlık Koç Üretim Merkezi’ndeki damızlık küçükbaş hayvanların kaba yem ihtiyacını karşılamak amacıyla, Balıkesir Üniversitesi ile Büyükşehir Belediyesi arasında yapılan protokol kapsamında Çağış Kampüsünde, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilen 100 dekar araziye ryegrass ve yulaf, Burhaniye BAÇEM’de bulunan 90 dekar yulaf ekimi gerçekleştirildi. Bin 500’e yakın hayvan kapasitesine sahip olan tesislerde yem maliyetlerini düşürmeyi hedefleyen Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, kaliteli yem üreterek damızlık hayvanlarda verimi de artırmayı hedefliyor. “YEM MALİYETİNİ DÜŞÜRMEYİ HEDEFLİYORUZ” Damızlık üretiminde ryegrass (süt otu) ve yulaf ekiminin yem maliyetlerini de düşüreceğini belirten Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı Veteriner Hekim Hüdayi Tanrıkulu açıklama yaptı. Damızlık üretim tesislerindeki küçükbaş hayvanlar için kaliteli yem üretiminin önemine değinen Tanrıkulu, “Öncelikli hedefimiz üreticilerimize küçükbaş hayvancılığa katkı sunmak adına damızlık hayvan yetiştirip üreticilerimize dağıtmak. Bunu yaparken de kaba yem ve yem ihtiyacı oluşuyor. Yem ihtiyacını da giderebilmek adına çeşitli noktalarda bitkisel üretim faaliyetlerimizi de beraber entegre etmiş durumdayız. Bu faaliyet içerisinde ana gider olan kaba yem ve yemin maliyetini düşürmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.  “KALİTELİ YEMLERLE VERİM DE ARTACAK” Hayvanların kaliteli yemlerle beslenerek hayvansal ürünlerin verim ve kalitesinin artırılacağını da dile getiren Veteriner Hekim Hüdayi Tanrıkulu “Ekimi yaptığımız ryegrass ve yulafları hasat zamanı hayvanlarımızın beslenmesinde kullanacağız. Tabii ki ana hedefimiz de bu işletmelerimizi daha da büyüterek ilimizin küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini daha üst noktalara taşıyabilmek. Bahsettiğimiz bu bitkisel üretim için de Balıkesir Üniversitesi Çağış Kampüsü’nde 100 dönümlük bir arazide kaba yem ihtiyacını gidermek için yulaf ve ryegrass (süt otu tohumu) ekimi yapıyoruz. Diğer arazilerimizde de ekimler devam ediyor. Kaliteli yem üreterek küçükbaş hayvanlarda kaliteyi artırmayı hedefliyoruz. Bu sayede hayvansal ürünlerde verimin artmadı da sağlanacak” şeklinde konuştu.

Sütte Kriz Kapıda Haber

Sütte Kriz Kapıda

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Süt piyasasında bahar aylarından bu yana devam eden belirsizlik ve kırılganlık, besicileri olumsuz etkilediğini, sanayicilerin fiyat kırma girişimleri, süt üreticilerini zorladığını belirtti. Artan yem fiyatları ve ithal yem maliyetleri, özellikle küçük aile işletmelerini çıkmaza sürüklediğini TÜİK verilerine göre çiğ süt üretiminde artış yaşanmasına rağmen sanayicilerin düşük fiyat politikaları ve süt tozu ithalatı, üreticinin sıkıntılarını artırdığını söyledi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, artan yem fiyatları ile ahırların boşaldığını, küçük işletmelerin hayvancılığı sürdüremediğini, iklim değişikliği ile süt krizinin Ağustos ayında ortaya çıkmasının olası olduğunu söyledi. SÜT PİYASASINDAKİ BELİRSİZLİK VE YEM FİYATLARI BESİCİLERİ ZORLUYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt piyasasındaki belirsizliklerin ve kırılganlıkların besicileri ciddi şekilde olumsuz etkilediğini ifade etti. Ömer Fethi Gürer, “Bahar aylarından bu yana süt piyasasında yaşanan belirsizlikler, besicilerin yaşamını zorlaştırıyor.” dedi. Son ekonomik krizle birlikte tüketim ve alışveriş alışkanlıklarının değişmesinin, üretimde talep daralmasına yol açtığını belirten Gürer, “Bu daralma, sanayicilerin süt alımlarında fiyat kırma girişimlerine neden oluyor. Sanayiciler, iç pazardaki daralmanın yanı sıra turizmde de beklenen satış rakamlarını yakalayamadıkları için bu durumun bedelini besicilere ödetmeye çalışıyorlar.” diye konuştu. Gürer, yem fiyatlarındaki artışın da üreticileri zor durumda bıraktığını vurguladı ve “İthal yem fiyatları sürekli zamlanıyor ve bu durum üreticileri büyük bir sıkıntıya sokuyor. 50 kg süt yeminin fiyatı 600 TL’yi geçti.” dedi. Küçük aile tipi işletmelerin kendi yemini üretmemesi durumunda, üreticilerin ayakta kalma olasılığının giderek düştüğünü belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer,“Arpada %3’lük bir artış yaşanmış olsa da benzer yem ürünlerindeki fiyat artışları besicilerin aleyhine gelişmeye devam ediyor.” şeklinde konuştu. SÜT PAZARINDA BELİRSİZLİKLER VE KRİZ RİSKİ ARTIYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizdeki süt üretimindeki sorunlara ve çiğ süt piyasasındaki belirsizliklere dikkat çekerek, “Çiğ süt genel olarak %90 inek, %8 koyun, %1 keçi ve çok düşük oranda manda sütü olarak elde edilmektedir. Ancak, süt ineklerinin 2020 yılında kesime gitmesi nedeniyle süt üretiminde ciddi düşüşler yaşandı. 2020 yılında ticari süt işletmelerinde 944 bin ton inek sütü toplanırken, bu yıl aynı dönemde 1 milyon 14 bin 789 ton inek sütü toplandı. Ancak bu artışın sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişeler var.” dedi. Süt piyasasında yaşanan mevsimsel artışın ardından sanayicilerin mevcut sütleri kalite, katkı maddesi, koku ve tat gibi nedenlerle almaktan kaçındığını söyledi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Sanayiciler, mevsimsel süt artışını bahane ederek fiyatları olabildiğince düşük tutuyor ve üreticiden doğrudan ürün almayı daraltıyor. Bunun yerine, aracı süt müteahhitleri aracılığıyla ucuza süt almayı tercih ediyorlar.” şeklinde konuştu. Ayrıca, çiğ süt üretimindeki artışın Temmuz ayından sonra düşmesinin olası olduğunu vurgulayan Gürer, “Hava sıcaklıkları, hayvanların süt verimini doğrudan etkiliyor. Bu nedenle Ağustos ayında bir süt krizi yaşanma ihtimali oldukça yüksek. İklim değişiklikleri ve aşırı sıcaklar, hayvanlarda verim kaybına neden oluyor ve ülkemizdeki ahırların çoğu hayvan refahını sağlama konusunda yetersiz. Bu durum, Ağustos ayında sütte önemli bir düşüş yaşanmasına yol açabilir.” dedi. Gürer, yetkililere bu sorunlara yönelik çözümler üretme çağrısında bulundu. ÜRETİCİLER SIKINTIDA CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “21 Ocak’ta çiğ süt tavsiye fiyatı litresi 11.50 kuruş iken, Mayıs ayında 14.65 kuruşa yükseltildi. Ancak, Niğde bölgesinde bu fiyat halen 12.30 kuruş olarak uygulanıyor,” dedi. Ayrıca, “1 Mayıs 2024 itibariyle geçerli olan süt alım fiyatı iki aydır uygulanmadığı gibi, uygulanmasına yönelik bir belirsizlik de sürmektedir.” diye konuştu. Gürer, çiğ süt stoklayamayan küçük işletmelerin hemen sütünü satmak zorunda kaldığını ve bu durumun üreticileri nasıl zora soktuğunu belirterek, “Küçük işletmeler ürünlerini aracılara düşük fiyatlarla vermek zorunda kalıyor. Yem fiyatlarındaki sürekli artış, bu durumun üzerine eklenince üreticiler büyük sıkıntı yaşıyor.” şeklinde konuştu. Ayrıca, Niğde gibi bazı bölgelerde Ulusal Süt Konseyi tavsiye fiyatlarının enflasyonun altında belirlendiğini belirtti ve “Bu durum, küçük aile tipi işletmelerin sağım sonrası hemen sütü satmak zorunda kalmasına neden oluyor.” dedi. Çiğ süt üretiminin bu yıl oranında bir artış gösterdiğini, ancak tarımsal girdilerde TÜİK verilerine göre %54 oranında bir artış yaşandığını belirten Gürer, “Enflasyon karşısında süt üreticisi ciddi şekilde mağdur durumdadır.” diye konuştu. SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYATLARI ARTIYOR, İTHALAT VE İHRACAT SORUNLARI DERİNLEŞİYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Rafta işlenmiş süt litresi 33-45 lira aralığında satışa sunulurken, peynir fiyatları kilosu 400 TL’ye, kaşar peyniri ise 700 lirayı bulmuş durumda. Markalara göre ürün fiyatları ise değişiklik göstermektedir.” dedi. Ayrıca, “İthal tereyağı özellikle İran’dan getirildiği söyleniyor. 2023 yılında TÜİK verilerine göre 6 bin 384 ton ithalat yapıldı ve 35 milyon 325 bin dolar yurt dışına ödendi. Bu yılın ilk beş ayında ise 3 bin 129 ton ithalat karşılığında 16 milyon 953 bin TL ödendi.” diye ekledi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, peynir ithalatına da dikkat çekti. “TÜİK verilerine göre, 1.888 ton peynir ithal edilip, 11 milyon 844 bin dolar yurt dışına ödendi. Ayrıca, sütsüz peynirden kaymağa, taklit ve tağşiş varlığı da sorunun oluşumuna neden olmaktadır.” şeklinde konuştu. Sanayicilerin elinde bulunan süt tozunu ihraç edemediği için süt alımı yapmadığını belirten Gürer, “Sanayiciler, bahanelere sığınarak süt alımını kısıtlamaktadır. Üreticiler, fiyatlarda istikrar oluşması için yurt dışına ihracat yapılmasının gerekli olduğunu dile getiriyor. Özellikle çiğ süt referans fiyatı altında kalan bölgelerde bu uygulamanın fayda sağlayacağı ifade ediliyor.” dedi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, süt tozu ithalatına ilişkin verileri paylaşarak, “2023 yılında ülkemize 687 ton süt tozu ithal edilip 2 milyon 669 bin dolar ödendi. Ancak, 2024 yılının ilk beş ayında ithal süt tozu miktarı 340 ton oldu ve 952 bin dolar yurt dışına ödendi. Bir yanda ithalat lobisi, diğer yanda ihracat lobisi arasında küçük aile tipi işletmeler ezilmektedir.” şeklinde konuştu GÜRER, “SİYASİ İKTİDARIN HAYVANCILIK POLİTİKALARI SORUNLU” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bölgeyi gezdiğinde küçük aile tipi işletmelerde yaşanan ciddi sorunları yerinde tespit ettiğini açıkladı. Gürer, “Küçük aile tipi işletmelerin çoğunda ahırların boşaldığını ve çiftçilik yapmayanların hayvancılığı sürdüremediğini gözlemledim. Besicilik ve süt inekçiliği yapan üreticilerle yaptığım görüşmelerde, orta ölçekli işletmeler dışında sorunun derinleştiğini ve ilerleyen dönemde daha da artacağını bizzat üreticilerden dinledim.” dedi. Gürer, süt tozu ithalatının acilen durdurulması gerektiğini belirterek, “Tereyağı ve peynir üreticilerini koruyacak, aynı zamanda sanayiciyi de zor durumda bırakmayacak politikalar geliştirilmelidir. Hayvan refahını sağlayacak yatırımlara ağırlık verilmeli ve özellikle önümüzdeki dönemde sütte oluşacak düşüş göz önünde bulundurularak gerekli önlemler alınmalıdır.” şeklinde konuştu. Ayrıca, piyasada arz-talep dengesinde bir sorun yaşanabileceğine dikkat çekerek, “Süt arzı düşerse, peynir, kaşar, yoğurt ve raflardaki sütün fiyatı artacaktır. Şu anda bazı bölgelerde, litresi 40 liradan ambalajlı süt satışı yapılmaktadır.” dedi. CHP’li Gürer, “Günlük politikalarla süreç sürdürülüyor ve bu politikaların en büyük sorunu, besicilerin ve süt inekçiliği yapanların sorunlarına çözüm getirilmemesi. Bu durum, hayvanların kesime gitmesine neden oluyor. İthal hayvanlarla kısmi bir rahatlama sağlanmış gibi görünse de yem fiyatlarındaki artış devam ederse ve çiğ süt fiyatı enflasyona karşı korunamazsa, sıkıntılar daha da artacaktır.” diye ekledi. Gürer, bu durumu başta Tarım ve Orman Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı olmak üzere yetkili makamların duyması gerektiğini belirtti. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çözüm üretilmemesi durumunda ithalatın devam edeceğini, raftaki peynir, süt, yoğurt ve tereyağı fiyatlarının artacağını, üreticinin sıkıntıya düşeceğini ve tüketicinin pahalı ürün almaya devam edeceğini ifade ederek, “Bu dengeyi sağlamak ve politika olarak düzenlemek, siyasi iktidarın sorumluluğu ve görevidir.” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.