Nerenin lutfedileceği belli olmayan sendika başkanlarının şimdi de Genel Sekreter Yardımcılığı için isminin geçtiği söyleniyor.
Peki nasıl gelindi bu sürece?
Sendin, bendim, senin dediğin, olmadı benim dediğim derken herkesin isteğini titizlikle ya da çaresizce yerine getiren ESOGÜ rektörü çok hatırlı dostların referansı ile Dr.Ögr. Üyesi Tahsin Yamak 'ı "Vekaleten" Genel sekreter olarak atamıştı.
Asaleten olması mümkün değildi zira Sayın Yamak akademisyendi.
En az on yıllık bir Devlet memuru aranıyordu.
Aranıyordu ama aslında o asıl görevi hak eden tek isim tartışmasız Harun Yoldaş' dı.
Tartışmasız diyoruz çünkü gerek Üniversite içinden gerek şehirdeki birçok kanaat önderi bu isimde fikir birliği yaşıyordu.
Nitekim yirmi günde falan verilmesi gereken nihai karar verildi ve Harun Yoldaş Genel sekreterliğe atandı.
Amaaaa gelin görün ki,
Daha geçtigimiz cuma Rektör Danışmanlığına Dr.Ögr. Üyesi Tahsin Yamak'ın ekibi mahiyetinde atanan
Öğr. Üyesi Doç. Dr. Emre Saygın bu yeni atamadan son derece rahatsız oldu.
Öyle ki Rektörün siyasi olarak hareket ettiğini bağıra bağıra söyleyerek sessiz sedasız atanan danışman ayaklarını vura vura istifa etti ve gitti.
Cümlenin en başında söylediğimiz gibi adeta satranca dönen şehir dinamiğinde Genel sekreter yardımcılığına da Sendika başkanlarından birinin ismi geçiyor.
Sanırım bu durumda en çok zorda kalan rektör Kamil Çolak..
Kendisine buradan kolaylıklar dilerken Harun Yoldaş atamasının bir güç gösterisinin mükafatı değil, olması gereken hak mücadelesinin zaferi olduğunu açık yüreklilikle ifade edelim...
Artık gerisi Allah Kerim...
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Asalet Salgınoğlu
ESOGÜ de Sular Adeta Kıyıyı Dövüyor
Nerenin lutfedileceği belli olmayan sendika başkanlarının şimdi de Genel Sekreter Yardımcılığı için isminin geçtiği söyleniyor.
Peki nasıl gelindi bu sürece?
Sendin, bendim, senin dediğin, olmadı benim dediğim derken herkesin isteğini titizlikle ya da çaresizce yerine getiren ESOGÜ rektörü çok hatırlı dostların referansı ile Dr.Ögr. Üyesi Tahsin Yamak 'ı "Vekaleten" Genel sekreter olarak atamıştı.
Asaleten olması mümkün değildi zira Sayın Yamak akademisyendi.
En az on yıllık bir Devlet memuru aranıyordu.
Aranıyordu ama aslında o asıl görevi hak eden tek isim tartışmasız Harun Yoldaş' dı.
Tartışmasız diyoruz çünkü gerek Üniversite içinden gerek şehirdeki birçok kanaat önderi bu isimde fikir birliği yaşıyordu.
Nitekim yirmi günde falan verilmesi gereken nihai karar verildi ve Harun Yoldaş Genel sekreterliğe atandı.
Amaaaa gelin görün ki,
Daha geçtigimiz cuma Rektör Danışmanlığına Dr.Ögr. Üyesi Tahsin Yamak'ın ekibi mahiyetinde atanan
Öğr. Üyesi Doç. Dr. Emre Saygın bu yeni atamadan son derece rahatsız oldu.
Öyle ki Rektörün siyasi olarak hareket ettiğini bağıra bağıra söyleyerek sessiz sedasız atanan danışman ayaklarını vura vura istifa etti ve gitti.
Cümlenin en başında söylediğimiz gibi adeta satranca dönen şehir dinamiğinde Genel sekreter yardımcılığına da Sendika başkanlarından birinin ismi geçiyor.
Sanırım bu durumda en çok zorda kalan rektör Kamil Çolak..
Kendisine buradan kolaylıklar dilerken Harun Yoldaş atamasının bir güç gösterisinin mükafatı değil, olması gereken hak mücadelesinin zaferi olduğunu açık yüreklilikle ifade edelim...
Artık gerisi Allah Kerim...