Yavaş yürümekten korkma,
Sabit kalmaktan kork der bir Uygur Atasözü..

Tam da adımların yavaşladığı ama zamanla tekrar hızlanmak için güç toplamak lazım.

Bunun için de güçlü kadroları oluşturmak lazım.
AK Parti kongrelerinin enerjisi gözlemleniyor birkaç haftadır.

Seçim dönemi o kadar ciddi bir atmosferde gerçekleşti ki hala hafızalarda o coşku var.
Dolayısı ile kongrelerde de beklenti yüksek.

Mantığını ve Matematiğini tartışmamak ile birlikte itidalli gidişatı yerinde buluyorum.
Buluyorum ama şimdilik böyle.
Çünkü ana kademe kadrolarında ciddi boşluklar henüz doldurulamadı.
Hatta yıllardır doluyken de boş olan kadroların "gerçekten" atamaları yapılacak.

Dolayısı ile aynı anda birkaç önemli iş ve sorumluluk var.

Teşkilat üyelerinin enerjisine gelince,
Yılmış demek bize yakışmaz ama teşkilatın içindeki değişim yıllardır sağdakinin kalkıp sola, soldakinin kalkıp sağa oturmasından ibaret olunca yiğitliğe rüzgar estirmeseler de aslında onlar da yorgun,
Onları orada görmekten de herkes yorgun.
Kongrelerin hakkı ne kadar verilir bilmem.
Tek aday ile gerçekleştiriliyor olması belki de usül..

Ama esas merak edilen değişimin hakkının verilebilecek olması.
Kulisler arı kovanı gibi..
Her gün yeni bir isim.
Herkesin ayrı bir hesabı var.
Ama kimin ne projesi var bunu bilmek lazım.
24 saatte bile köklü değişikliklerin süratle gerçekleştiği AK Partide ilçe kongreleri tamamlanırken,
Şimdi sıra merkez ilçe ve il kongresine geldi.
Muammalar her konuda her zaman yorucudur.
Umarım birleştirici, toparlayıcı, otorite kurabilen, donanımlı ve temsil mefhumunun hakkını verebilecek vizyoner yeni kadrolar oluşturulur.
Ama şunu göze alın,
Etki yaratan, başaran ve kazanan düşman sahibi olur.
Kendimden biliyorum.
Bu sizi yıldırmasın..
Unutmayın,
23 senedir olduğu gibi,
İnanmadan başaramayız.
İnsanların inandığı ve güvendiği bir teşkilat da kendine güvenirse hak davanın zaferi muhakkaktır..