Siyasette iletişim ana unsurdur.
Ve iletişimde sloganlar, verilen mesajlar, vaadler ideolojik duruş ile birleştiğinde başarı ivme kazanır.
Bunlar kritik ve etkili araçlardır.
Sadece bir slogan bile seçmenin beklentilerine ve siyasal konjukture uyum sağladığında zafer kaçınılmazdır.
Yerel seçimlerin üzerinden aşağı yukarı yedi ay geçti.
Esnaf ziyaretleri, ev ziyaretleri, STK ve iş insanları ziyaretleri, televizyon programları tek tek ilçe ilçe köy köy gezen vekil adayları nihayetinde demokratik bir seçim ile Milletvekili seçilerek şehrin menfaatine olabilecek hizmet haritaları ile yollarına devam ediyorlar.
O dönemin en etkili sunumları, İcraat ve faaliyet raporlarına sadece basın mensuplarının şahit olmuş olması verilen mesajın o kısır dairede kalmış olması beni ciddi manada üzüyor.
Bu durum seçmenin gözünde belki de siyasal aktörlerin mesajlarını ve enerjisini heyecanını süratle yitirmesine neden oldu.
Tamamen geçici popülerliğin saygınlık ile karıştırılması karşı koyulamaz bir efsun gibi demek ki.
Siyaset sokakların tansiyonunu takip etmek ile olur.
Bunu yaparken de tansiyonu belirleyici olan sizin nasıl varlık gösterdiğinizdir.
Buradaki “Nasıl?” sorusunun cevabı tamamen şu,
Yirmi iki yıl öncesinden yola çıkılarak bugüne kadar ne yapıldıysa adeta satmalısınız.
Bunu sadece adaylar değil, Siyasette sahada görevli hanımlar gençler il ve ilçe başkanları da yapmalı.
Unutmayın marifet iltifata tabi ise tevazu göstermemek o marifeti mütemadiyen göstermelisiniz.
Sadece bulunduğumuz ilde değil, Türkiye’nin her yerinde savunma sanayisinden tütün, Tarım ve hayvancılığa, Toplumsal yatırımlara, Sanayi ve iş dünyası ile alakalı adımlara, Uluslararası ilişkilerdeki gücümüzün artması noktasında Devletin dik duruşunu, Milli eğitim anlamında olan neydi, olması gereken neydi ve olan ne?
Amerika'da el pençe divan duran devlet büyüklerimizden sonra,
Şimdiki Devlet büyüklerimizin dışarıdan bakıldığında daha net görilen BÜYÜK lüklerini,
Milli üretimin gerçek güç olduğunun dolayısı ile üretim planlarını tüm teşkilata bilgilendirerek,
Teşkilatın da ev ziyaretlerinde, esnaf ziyaretlerinde “Sayın Cumhurbaşkanımızın selamını getirdik” cümlesinin devamında kurabileceği cümleleri getirir..
Yeter mi ?
Tabi ki hayır.
Ulusal medya da her gün en az elli kez bizim Devletimizin yatırımlarını, evvelini ve ahirini, projelerini anlatmalı..
Hükümet ne yapmış, neden yapmış ve daha neler yapacak bunu vatandaş görsel olarak görmeli.
Bunu şunun gibi ifade edebiliriz.
Bana kuru kuru seni sevdiğini söyleme göster deriz ya hani.
Bana Devletimiz güçlü deme bu Devletin milleti için ne yaptın göster.
Bakın şimdi bunu yerel siyasete atıfta bulunarak biraz daha net görünen bir resim ile örneklendirelim.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce,
Mütebessim, Naif, samimi ve iletişime açık bir hanım.
Hatta şu iletişime açık cümlesini yüz kere tekrar edesim var.
Bu konuda kendisini hassaten takdir ediyorum.
Ama Sayın Ünlüce’nin Eskişehir CHP mantığının pardon hizmet satma sanatının hakkını nasıl verdiğini sadece iki örnek ile vereceğim.
“Kızlarımıza misafirhane yaptık” diye günlerce haftalarca dillere pelesenk olan o muazzam zannedilen hizmetin sadece otuz (30) öğrenciyi misafir edebilme yetersizliğinde olduğunu kimse göremedi.
Sandık ki yüz, yüz elli öğrenci misafir ediliyor.
Benim kızımın sınıfı bile kırk kişi :)
İkinci örnegimiz ise “Halk lokantaları”
Neydi?
Sadece üç saat hizmet verecek ve 70 TL ye dört kap yemek yenecek.
Menü de fena değildi hatta talep de oldukça fazlaydı.
Kapı önünde oluşan kuyrukları hemen arka tarafta kollarını bağlayan esnaf hala izliyor.
Ama bu ne kadar seçim vaadi olsa da üstelik ivedilikle hayata geçirilmis olsa da,
Belediye böyle bir yükü uzun süre taşıyamazdı ve daha bir ay olmadan ne oldu?
“Askıda yemek” uygulaması da bu projenin içerisine “yardımlaşmayı artırma” diye süslenerek boyut değiştirdi
Peki Aşevi ??
Ne olacak?
İnsanlar o kuyrukta bekleyecek bekleyecek,
Kendisine sıra gelince “pardon askıda yemek var mı ?” diye soracak. Varsa yiyecek yoksa aşevine mi gidecek.
Bu ezilmedir. Bu mahcup etmedir.
Getirdiğiniz suyun eşikliği bile yıkayamamasıdır.
Ama burada tebrik edilmesi gereken ne biliyor musunuz ?
ALGI…
Çok basit ve malesef fiyasko hizmetlerini bile adeta düğün bayram kutlamalar ile abartılı reklamlar ile lanse eden CHP den almamız öğrenmemiz gereken en önemli ders REKLAM..
Biz bu ülkeye yapılan hizmetleri ANLATAMIYORUZ, ANLATMIYORUZ DA..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Asalet Salgınoğlu
Algı Dersi
Siyasette iletişim ana unsurdur.
Ve iletişimde sloganlar, verilen mesajlar, vaadler ideolojik duruş ile birleştiğinde başarı ivme kazanır.
Bunlar kritik ve etkili araçlardır.
Sadece bir slogan bile seçmenin beklentilerine ve siyasal konjukture uyum sağladığında zafer kaçınılmazdır.
Yerel seçimlerin üzerinden aşağı yukarı yedi ay geçti.
Esnaf ziyaretleri, ev ziyaretleri, STK ve iş insanları ziyaretleri, televizyon programları tek tek ilçe ilçe köy köy gezen vekil adayları nihayetinde demokratik bir seçim ile Milletvekili seçilerek şehrin menfaatine olabilecek hizmet haritaları ile yollarına devam ediyorlar.
O dönemin en etkili sunumları, İcraat ve faaliyet raporlarına sadece basın mensuplarının şahit olmuş olması verilen mesajın o kısır dairede kalmış olması beni ciddi manada üzüyor.
Bu durum seçmenin gözünde belki de siyasal aktörlerin mesajlarını ve enerjisini heyecanını süratle yitirmesine neden oldu.
Tamamen geçici popülerliğin saygınlık ile karıştırılması karşı koyulamaz bir efsun gibi demek ki.
Siyaset sokakların tansiyonunu takip etmek ile olur.
Bunu yaparken de tansiyonu belirleyici olan sizin nasıl varlık gösterdiğinizdir.
Buradaki “Nasıl?” sorusunun cevabı tamamen şu,
Yirmi iki yıl öncesinden yola çıkılarak bugüne kadar ne yapıldıysa adeta satmalısınız.
Bunu sadece adaylar değil, Siyasette sahada görevli hanımlar gençler il ve ilçe başkanları da yapmalı.
Unutmayın marifet iltifata tabi ise tevazu göstermemek o marifeti mütemadiyen göstermelisiniz.
Sadece bulunduğumuz ilde değil, Türkiye’nin her yerinde savunma sanayisinden tütün, Tarım ve hayvancılığa, Toplumsal yatırımlara, Sanayi ve iş dünyası ile alakalı adımlara, Uluslararası ilişkilerdeki gücümüzün artması noktasında Devletin dik duruşunu, Milli eğitim anlamında olan neydi, olması gereken neydi ve olan ne?
Amerika'da el pençe divan duran devlet büyüklerimizden sonra,
Şimdiki Devlet büyüklerimizin dışarıdan bakıldığında daha net görilen BÜYÜK lüklerini,
Milli üretimin gerçek güç olduğunun dolayısı ile üretim planlarını tüm teşkilata bilgilendirerek,
Teşkilatın da ev ziyaretlerinde, esnaf ziyaretlerinde “Sayın Cumhurbaşkanımızın selamını getirdik” cümlesinin devamında kurabileceği cümleleri getirir..
Yeter mi ?
Tabi ki hayır.
Ulusal medya da her gün en az elli kez bizim Devletimizin yatırımlarını, evvelini ve ahirini, projelerini anlatmalı..
Hükümet ne yapmış, neden yapmış ve daha neler yapacak bunu vatandaş görsel olarak görmeli.
Bunu şunun gibi ifade edebiliriz.
Bana kuru kuru seni sevdiğini söyleme göster deriz ya hani.
Bana Devletimiz güçlü deme bu Devletin milleti için ne yaptın göster.
Bakın şimdi bunu yerel siyasete atıfta bulunarak biraz daha net görünen bir resim ile örneklendirelim.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce,
Mütebessim, Naif, samimi ve iletişime açık bir hanım.
Hatta şu iletişime açık cümlesini yüz kere tekrar edesim var.
Bu konuda kendisini hassaten takdir ediyorum.
Ama Sayın Ünlüce’nin Eskişehir CHP mantığının pardon hizmet satma sanatının hakkını nasıl verdiğini sadece iki örnek ile vereceğim.
“Kızlarımıza misafirhane yaptık” diye günlerce haftalarca dillere pelesenk olan o muazzam zannedilen hizmetin sadece otuz (30) öğrenciyi misafir edebilme yetersizliğinde olduğunu kimse göremedi.
Sandık ki yüz, yüz elli öğrenci misafir ediliyor.
Benim kızımın sınıfı bile kırk kişi :)
İkinci örnegimiz ise “Halk lokantaları”
Neydi?
Sadece üç saat hizmet verecek ve 70 TL ye dört kap yemek yenecek.
Menü de fena değildi hatta talep de oldukça fazlaydı.
Kapı önünde oluşan kuyrukları hemen arka tarafta kollarını bağlayan esnaf hala izliyor.
Ama bu ne kadar seçim vaadi olsa da üstelik ivedilikle hayata geçirilmis olsa da,
Belediye böyle bir yükü uzun süre taşıyamazdı ve daha bir ay olmadan ne oldu?
“Askıda yemek” uygulaması da bu projenin içerisine “yardımlaşmayı artırma” diye süslenerek boyut değiştirdi
Peki Aşevi ??
Ne olacak?
İnsanlar o kuyrukta bekleyecek bekleyecek,
Kendisine sıra gelince “pardon askıda yemek var mı ?” diye soracak. Varsa yiyecek yoksa aşevine mi gidecek.
Bu ezilmedir. Bu mahcup etmedir.
Getirdiğiniz suyun eşikliği bile yıkayamamasıdır.
Ama burada tebrik edilmesi gereken ne biliyor musunuz ?
ALGI…
Çok basit ve malesef fiyasko hizmetlerini bile adeta düğün bayram kutlamalar ile abartılı reklamlar ile lanse eden CHP den almamız öğrenmemiz gereken en önemli ders REKLAM..
Biz bu ülkeye yapılan hizmetleri ANLATAMIYORUZ, ANLATMIYORUZ DA..
Bence buradan başlamak lazım..