“Bir dal kırılır insanın gönlünde,
Sonra hiçbir rüzgar ilgilendirmez”
Öyle de oldu değil mi ?
Ama kim bilir,
“Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak yeniden tanışırız ey sevgili :))
Bu sefer hiç memnun olduğumuz bir tanışma olmadı ama zorlamanın da anlamı yok sanki..
Giderken bile neden gitmeniz gerektiğini gösterdiniz gerçi.
Kurban lazımdı.. Aklınızca (!) buldunuz.
Ama yine zan dolu, iftira dolu, art niyetli ve siyaseti bırakın insaniyetten uzak bir tavır ile zorrrla gittiniz.
Oysa çok emindiniz. Dört senedir adeta kasada sakladığınız seçim döneminde bile kıyıp uygulayamadığınız o muazzam projelerinizi hepimiz merak ediyoruz.
Amaaa demek ki neymiş !!!
Dedikodudan beslenmem gerekiyormuş,
Makam sarhoşluğundan zehirlenip bu cenahın gazetecilerine hem de hemcinsiniz olan bir gazeteciye “çağırın ayağıma bir kahve ikram ederiz olur biter“ dememek lazımmış.
Ama bu ne ki,
Siz bir milletvekiline “siz teşkilattan ne anlarsınız” demiş bir başkandınız.
Yok bu da yetmedi,
Siz ev ziyaretleriniz de,
“Cumhurbaşkanının da hataları var tabi diye başlayan cümleler kuran bir başkandınız.
Siz bu partinin hanımlarının adını, kimliğini, duruşunu aşağıya çeken ne basit insanlara bizden dediniz. O partinin mahiyetini yok saydınız.
Pardon daha ne olsaydı.
Pardon kim kalmanız gerektiği yönünde kanaat bildirdi.
Bildirseydi sizi zorrrla gönderirler miydi ?
Kahve demişken,
Ne olur bir fincan da benim için için artık
Ezbere yorum yaparak itibarsızlaştırdığınız,
Ötekileştirdiğiniz, tanımadan tanımayan herkese kötülerken kurduğunuz o imalı cümleler de kırk yıla şerh düşsün..
Sizden sonra o güzel makama kim gelir de bunca hatayı nasıl telafi eder hiç kimse bilmiyor ve muazzam ümitsiz.
“Ben buraya geldiğimde ne yapacağimi bilmiyordum” demeyen,
Daha fazla vakit kaybetmeyecek ehil, aklı başında ve mantıklı biri olur duasındayız.
Zannediyorsunuz ki sadece siz bedel ödediniz.
Biz sizin zan dolu itibarsızlaştırmalarınıza maruz kalmış insanlarız.
Biz de veresiye yazdırmadık.
İtibar insanın kendinden daha uzun yaşar unutmayın ve ne yapmaya çalıştığınızı unutmayın.
Demek ki neymiş,
Kendi siyasi iradenin basın mensubu en son karşına alınacak kişi bile değilmiş,
Demek ki neymiş,
Vekillerine saygılı olup sanki evvel ezel teşkilatçıymış gibi üst perdeden konuşmayacakmışsın.
Demek ki neymiş,
En son eleştirebileceğin insan bile sayın Cumhurbaşkanı olmayacak.
Demek ki neymiş
Teşkilatını altın günü dedikoduları ile bölmek yerine sahip çıkıp ötekileştirip partiden uzaklaştırmak yerine sahip çıkacakmışsın.
Hep söyledim yine söylüyorum inanmıyorsunuz ama yaşayınca öğreniyorsunuz
Kimse vazgeçilmez değildir. Sizden önce de oralarda birileri vardı, sizden sonra da olacak.
Ankara’nın yolu dümdüz ey sevgili,
Vallahi hiçbir yere sapılmıyor..
Kimse de ulaşılmaz değil..
Nasıl bilirdin deseler,
İyi niyetli kızdı, kim ne söylese inanırdı,.
En büyük yalancıya bile hem de deriz.
Dolayısı ile onu o yalancılar bitirdi haberi yok.
Ne diyeyim kalbiniz ile nafakalanın.
Çünkü Allah o kadar adil ki….
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Asalet Salgınoğlu
Bir Sevda Masalı Bu
“Bir dal kırılır insanın gönlünde,
Sonra hiçbir rüzgar ilgilendirmez”
Öyle de oldu değil mi ?
Ama kim bilir,
“Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak yeniden tanışırız ey sevgili :))
Bu sefer hiç memnun olduğumuz bir tanışma olmadı ama zorlamanın da anlamı yok sanki..
Giderken bile neden gitmeniz gerektiğini gösterdiniz gerçi.
Kurban lazımdı.. Aklınızca (!) buldunuz.
Ama yine zan dolu, iftira dolu, art niyetli ve siyaseti bırakın insaniyetten uzak bir tavır ile zorrrla gittiniz.
Oysa çok emindiniz. Dört senedir adeta kasada sakladığınız seçim döneminde bile kıyıp uygulayamadığınız o muazzam projelerinizi hepimiz merak ediyoruz.
Amaaa demek ki neymiş !!!
Dedikodudan beslenmem gerekiyormuş,
Makam sarhoşluğundan zehirlenip bu cenahın gazetecilerine hem de hemcinsiniz olan bir gazeteciye “çağırın ayağıma bir kahve ikram ederiz olur biter“ dememek lazımmış.
Ama bu ne ki,
Siz bir milletvekiline “siz teşkilattan ne anlarsınız” demiş bir başkandınız.
Yok bu da yetmedi,
Siz ev ziyaretleriniz de,
“Cumhurbaşkanının da hataları var tabi diye başlayan cümleler kuran bir başkandınız.
Siz bu partinin hanımlarının adını, kimliğini, duruşunu aşağıya çeken ne basit insanlara bizden dediniz. O partinin mahiyetini yok saydınız.
Pardon daha ne olsaydı.
Pardon kim kalmanız gerektiği yönünde kanaat bildirdi.
Bildirseydi sizi zorrrla gönderirler miydi ?
Kahve demişken,
Ne olur bir fincan da benim için için artık
Ezbere yorum yaparak itibarsızlaştırdığınız,
Ötekileştirdiğiniz, tanımadan tanımayan herkese kötülerken kurduğunuz o imalı cümleler de kırk yıla şerh düşsün..
Sizden sonra o güzel makama kim gelir de bunca hatayı nasıl telafi eder hiç kimse bilmiyor ve muazzam ümitsiz.
“Ben buraya geldiğimde ne yapacağimi bilmiyordum” demeyen,
Daha fazla vakit kaybetmeyecek ehil, aklı başında ve mantıklı biri olur duasındayız.
Zannediyorsunuz ki sadece siz bedel ödediniz.
Biz sizin zan dolu itibarsızlaştırmalarınıza maruz kalmış insanlarız.
Biz de veresiye yazdırmadık.
İtibar insanın kendinden daha uzun yaşar unutmayın ve ne yapmaya çalıştığınızı unutmayın.
Demek ki neymiş,
Kendi siyasi iradenin basın mensubu en son karşına alınacak kişi bile değilmiş,
Demek ki neymiş,
Vekillerine saygılı olup sanki evvel ezel teşkilatçıymış gibi üst perdeden konuşmayacakmışsın.
Demek ki neymiş,
En son eleştirebileceğin insan bile sayın Cumhurbaşkanı olmayacak.
Demek ki neymiş
Teşkilatını altın günü dedikoduları ile bölmek yerine sahip çıkıp ötekileştirip partiden uzaklaştırmak yerine sahip çıkacakmışsın.
Hep söyledim yine söylüyorum inanmıyorsunuz ama yaşayınca öğreniyorsunuz
Kimse vazgeçilmez değildir. Sizden önce de oralarda birileri vardı, sizden sonra da olacak.
Ankara’nın yolu dümdüz ey sevgili,
Vallahi hiçbir yere sapılmıyor..
Kimse de ulaşılmaz değil..
Nasıl bilirdin deseler,
İyi niyetli kızdı, kim ne söylese inanırdı,.
En büyük yalancıya bile hem de deriz.
Dolayısı ile onu o yalancılar bitirdi haberi yok.
Ne diyeyim kalbiniz ile nafakalanın.
Çünkü Allah o kadar adil ki….