SON DAKİKA
Hava Durumu

İktidar Ülkeyi Şeker İthalatına Muhtaç Etti

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, şeker pancarı alım fiyatlarıyla ilgili Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

Haber Giriş Tarihi: 19.11.2024 21:38
Haber Güncellenme Tarihi: 19.11.2024 21:42
Kaynak: Haber Merkezi
www.porsukhaberajansi.com
İktidar Ülkeyi Şeker İthalatına Muhtaç Etti

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, şeker pancarı alım
fiyatlarıyla ilgili Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

Şeker pancarının Türkiye için stratejik bir tarım ürünü olduğunu vurgulayan
Sarıbal, AKP iktidarı’nın 2002 yılından bu yana uyguladığı tarım politikalarıyla
Türkiye’yi kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıkararak, dışa bağımlı hale
getirdiğini belirterek, “Şeker fabrikalarını satan, pancara kota koyan iktidar,
ithalat lobilerinin çıkarlarını üreticimizin alın terinden daha değerli görüyor”
dedi.

Türkşeker’in açıkladığı 2024 yılı şeker pancarı alım fiyatı ile çiftçilerin alın
terinin hiçe sayıldığını ifade eden Sarıbal, kota tamamlama primiyle birlikte ton
başına 2.375 TL olarak belirlenen fiyatın, üretim maliyetlerini bile
karşılamaktan uzak olduğunu belirtti. Üreticilerin en düşük fiyat beklentisinin
2.500 TL olduğunu kaydeden Sarıbal, “İktidarın belirlediği avans fiyat, resmi
enflasyonun altında kaldı. Türkiye Şeker Fabrikaları, 2023 ürünü şekerpancarı
alım fiyatını ton başına kota tamamlama primi dahil 1.855 lira olarak açıkladı.
2022 yılında fiyat, prim dahil 1.450 TL’ydi. Buna göre artış oranı yüzde 27.9’da
kalmış; açıklanan alım fiyatı, pancar üreticisinde büyük bir hayal kırıklığına yol
açmıştır. Şekerpancarında yeni hasat dönemi başlamış ve Türkiye Şeker
Fabrikaları ilk olarak 4 Eylül’de Malatya’da pancar alım kampanyasını
başlatmıştır. Verilen bu fiyat artış oranı yüzde 28’de kalmıştır. Bu, çiftçinin
emeğine, geleceğine ve ülkemizin yerli üretimine vurulan bir darbedir.
Maliyetler ortada: Artan mazot fiyatları, gübreye gelen zamlar, elektrik
maliyetleri ve genel ekonomik kriz altında ezilen çiftçimiz, bu fiyatlarla nasıl
geçinecek? Tarımda sürdürülebilirlikten bahsediyorsak, üreticinin alın terine hak
ettiği değeri vermek zorundayız. Şeker pancarı gibi stratejik bir üründe dışa
bağımlı olmak, ülkemiz adına büyük bir risktir” diye konuştu.

ÇİFTÇİ KOTA VE ÖZELLEŞTİRME KURBANI

1998 yılında başlayan kota uygulamasının 2001 yılında çıkarılan 4634 sayılı
Şeker Kanunu ile yasal zemine oturtulduğunu, üretimin sınırlandırıldığını
hatırlatan Sarıbal, kota sisteminin, ülkemizin tarımsal üretim kapasitesine darbe
vurduğunu belirterek, “Bu süreçte nişasta bazlı şeker üretimine tanınan
ayrıcalıklar ise yerli şeker üreticisinin rekabet gücünü zayıflatmıştır. 2002
yılında kamu şeker fabrikalarının pazar payı %74 iken, AKP’nin özelleştirme
politikaları sonucu bu oran hızla düşmüştür. 2018’de yapılan özelleştirme ile
birlikte kamu fabrikalarının pazar payı %37’ye kadar gerilemiştir. Bu süreç
sadece fabrikaların satışıyla sınırlı kalmamış, aynı zamanda yüz binlerce
çiftçinin gelir kapısı da elinden alınmıştır. Kamuya ait 15 fabrika sektörde lider
konumunu korusa da bu, giderek zayıflamaktadır. Özelleştirmenin ardından
nişasta bazlı şeker üretimi yapan 5 özel şirkete sağlanan kolaylıklar, gıda
güvenliğini riske atan bir diğer büyük sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye’de şeker üretimindeki bu dönüşüm, çiftçiyi üretimden koparmış, şeker
ithalatını artırmış ve yerli üretimi baltalamıştır. Ortaya çıkan tablo, AKP’nin
tarım politikalarının bir özeti gibidir: Kendi çiftçimizi ve üreticimizi
desteklemek yerine, ithalatı ve büyük sermaye gruplarını önceleyen bir anlayış.
Yerli ve milli üretim söylemleriyle halkın karşısına çıkan iktidar,
uygulamalarıyla çiftçiyi borca, tarımı da dışa bağımlılığa sürüklemiştir. Oysa
Türkiye, şeker pancarı gibi katma değeri yüksek bir üründe dünya çapında
rekabet gücüne sahip bir ülkedir. Bu böyle gitmez! Şeker pancarı üretimini ve
yerli üreticiyi koruyacak politikaların devreye alınması gerekmektedir.
Üreticilerimizin emeklerinin karşılığını aldığı, maliyetlerini karşılayabildiği ve
sürdürülebilir üretim yapabildiği bir sistem kurulmalıdır. Buradan iktidara
sesleniyoruz: Çiftçinin sesini duyun! Bu ülkenin toprağını, üretimini, alın terini
yok sayarak bir yere varamazsınız. Bu vebali ödeyemezsiniz! Şeker pancarından
tahıla, pamuktan meyveye kadar tarımsal üretimde yeniden güçlü ve bağımsız
bir Türkiye’yi kurmak, çiftçinin emeğine sahip çıkmakla mümkün olacaktır”
diye konuştu.

İKTİDAR, ÇİFTÇİYE “ŞEKER PANCARI EKMEYİN, BİZ İTHAL
EDERİZ” DİYOR

2023 yılında küresel şeker üretiminin yüzde 79’unun şeker kamışı, yüzde
21’inin de şeker pancarından elde edildiğini vurgulayan Sarıbal, şeker
pancarının şekerin hammaddesi olmanın yanı sıra yan ürünleriyle katma değeri
en yüksek ürünlerden biri olduğuna da değindi. Sarıbal, “İktidar çiftçiye şeker
pancarı ekmeyin, vazgeçin, biz ithal ederiz diyor. Çiftçinin 780 milyar lira borcu
var. Bu tarihi bir rekordur. Öte yandan şeker pancarı yalnız sanayi hammaddesi
değil, aynı zamanda besi hayvancılığında yaprak, baş ve posa ile çok değerli bir
yem bitkisidir. Şeker üretimimizin azalması halinde, oluşacak açığın kapanması
nişasta bazlı şeker ile sağlanacak. Şeker pancarı üretimi yapan çiftçilerin
sayısındaki düşüş ve aynı dönemde şeker tüketimindeki artış, Türkiye'nin şeker
üretiminde dışa bağımlılık riskini artırmaktadır. Çiftçi sayısında yüzde 20
oranında azalma yaşanırken, kişi başı şeker tüketiminin yüzde 9,5 artması bu
dengeyi daha da zorlaştırmaktadır. Günümüzde pancar üreten çiftçi sayısı 99
bine gerilemiş olmasına rağmen kişi başına yıllık şeker tüketimi 33,5 kilograma
ulaşmıştır. 2023 yılında 303 bin ton olan şeker ithalatı, bu yılın ilk 9 ayında 121
bin ton olarak gerçekleşmiştir. Türkiye, pancardan şeker üretiminde dünyada
beşinci, Avrupa’da dördüncü sıradadır. Türkiye’de 2023 yılında 23.5 milyon ton
şekerpancarı üretilirken; kendine yeterlilik 2022 - 2023’de yüzde 91,1’e geriledi.
TÜİK Bitkisel Üretim 1.Tahminine göre 2024 yılında üretimin yüzde 2,1
oranında azalarak 23 milyon ton tahmin edilmektedir” açıklamasını yaptı.3

“SEPETTEKİ ÇÜRÜK ELMA AKP’DİR”

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal Sağlık Bakanı Kemal
Memişoğlu’nun ''Yenidoğan çetesi'ne ilişkin ''Bizim için bu operasyonun adı,
''çürük elma operasyonu'' çetenin adı da ''insanlıktan nasibini almamışlar
çetesidir'' ifadelerini eleştirdi. Sarıbal, “Ben çiftçiyim. Çürük olmayan elmayı da
çürük elmayı da iyi bilirim. Sepete bir çürük elma koyarsanız, tüm sepeti
çürütür. O sepetteki çürük elma Saray iktidarıdır, AKP’dir. Türkiye’nin sepetteki
çürük elmadan kurtulması için acil erken seçim gereklidir!” diye konuştu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.